EN As Kibar Group, we see all employees as part of our family and enjoy witnessing the important moments that enrich their lives. We are a large family with all that we bring to each other’s lives because WE are Stronger Together.
英語 | トルコ語 |
---|---|
kibar | kibar |
moments | anları |
that | hayata |
all | tüm |
a | bir |
because | çünkü |
the | ederiz |
EN The large majority of respondents view home as a place where they feel safe and secure, where the family lives, where one lives now, and where one has friends
TR Ankete katılanların büyük çoğunluğu memleketi, kendini ait ve güvende hissettiği, ailenin yaşadığı, halihazırda ikamet ettiği ve dostlarının bulunduğu yer olarak görüyor
英語 | トルコ語 |
---|---|
large | büyük |
majority | çoğunluğu |
and | ve |
of | yer |
the | halihazırda |
EN Elsevier, the world's leading provider of science and health information, has been around since 1880, publishing research and partnering institutions like yours to advance scholarship and improve lives
TR Dünyanın en önemli bilim ve sağlık bilgisi sağlayıcısı olan Elsevier 1880'den beri faaliyettedir ve akademiyi geliştirmek ve hayatları daha iyi hale getirmek için araştırmalar yayınlamakta, sizin gibi kurumlarla ortaklıklar yapmaktadır
英語 | トルコ語 |
---|---|
health | sağlık |
elsevier | elsevier |
science | bilim |
provider | sağlayıcısı |
and | ve |
to | için |
leading | en |
of | in |
has | olan |
improve | geliştirmek |
EN Each year, the programme reaches thousands of institutions in 20 Asian countries, connecting students, educators and local and national leaders with the knowledge they need to improve lives and expand opportunities
TR Program her yıl 20 Asya ülkesindeki binlerce kuruluşa ulaşarak öğrenciler, eğitimciler ve yerel ve ulusal liderlerle, hayatları iyileştirmek ve fırsatları artırmak için ihtiyaç duydukları bilgiler arasındaki bağlantıyı sağlamaktadır
英語 | トルコ語 |
---|---|
year | yıl |
programme | program |
asian | asya |
connecting | bağlantı |
students | öğrenciler |
local | yerel |
national | ulusal |
need | ihtiyaç |
and | ve |
opportunities | fırsatları |
improve | iyileştirmek |
EN For nearly 100 years, they’ve been fighting heart disease and stroke, striving to save and improve lives
TR Neredeyse 100 yıldır, hayat kurtarmak ve yaşamı iyileştirmek için kalp hastalıkları ve felç ile mücadele ediyorlar
英語 | トルコ語 |
---|---|
heart | kalp |
improve | iyileştirmek |
and | ve |
years | yıldır |
nearly | neredeyse |
EN Elsevier, the world's leading provider of science and health information, has been around since 1880, publishing research and partnering institutions like yours to advance scholarship and improve lives
TR Dünyanın en önemli bilim ve sağlık bilgisi sağlayıcısı olan Elsevier 1880'den beri faaliyettedir ve akademiyi geliştirmek ve hayatları daha iyi hale getirmek için araştırmalar yayınlamakta, sizin gibi kurumlarla ortaklıklar yapmaktadır
英語 | トルコ語 |
---|---|
health | sağlık |
elsevier | elsevier |
science | bilim |
provider | sağlayıcısı |
and | ve |
to | için |
leading | en |
of | in |
has | olan |
improve | geliştirmek |
EN What use is my success if my achievements do not make people’s lives easier? If I do not improve anything, it’s all worth nothing
TR Hoşgörüsüzlüğün ve nefretin hep bizden uzaklarda bir yerlerde olduğuna güvenmek aldatıcı bir yaklaşım
英語 | トルコ語 |
---|---|
is | bir |
EN But “Having the chance to possibly improve the lives of many people motivates me every day
TR Ancak ekliyor: “Başarılı olunduğunda birçok insanın hayatını iyileştirme şansının verilmesi beni her gün motive ediyor
英語 | トルコ語 |
---|---|
organic | organik |
comment | yorum |
improve | geliştirin |
paid | ücretli |
management | izleme |
and | ve |
英語 | トルコ語 |
---|---|
transcripts | transkriptleri |
tool | aracı |
organized | düzenli |
stay | kalın |
improve | geliştirin |
and | ve |
note | not |
to improve | geliştirmek |
to | için |
more | daha |
EN Building a self-service culture inside your company is a challenging objective that can help your business a lot: Reduce first response time, improve customer happiness, train new agents or improve search engine
TR Şirketinizde bir self servis kültürü oluşturmak, işinize çok yardımcı olabilecek zorlu bir hedeftir: İlk müdahale süresini kısaltın, müşteri mutluluğunu artırın, yeni temsilciler eğitin veya arama motorunu iyileştirin
英語 | トルコ語 |
---|---|
improve | iyileştirin |
customer | müşteri |
new | yeni |
self | self |
service | servis |
business | iş |
is | oluşturmak |
or | veya |
search | arama |
can | olabilecek |
help | yardımcı |
culture | kültürü |
EN Instead of wasting your time trying to copy your competitors, you'll be able to hop onto new trends, improve your local rank for specific keywords, and improve your search engine rankings across the board.
TR Rakiplerinizi kopyalamaya çalışarak zamanınızı boşa harcamak yerine, yeni trendleri yakalayabilir, belirli anahtar kelimeler için yerel sıralamanızı iyileştirebilir ve genel olarak arama motoru sıralamanızı geliştirebilirsiniz.
英語 | トルコ語 |
---|---|
time | zaman |
new | yeni |
trends | trendleri |
local | yerel |
engine | motoru |
keywords | anahtar |
search | arama |
of | in |
and | ve |
the | kelimeler |
EN Whatever your SEO needs may be, Ranktracker is bound to have a tool that can provide you with the most accurate ranking data, improve your search volume, and improve your overall rankings across the board.
TR SEO ihtiyaçlarınız ne olursa olsun, Ranktracker size en doğru sıralama verilerini sağlayabilecek, arama hacminizi artırabilecek ve genel sıralamalarınızı iyileştirebilecek bir araca sahiptir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
seo | seo |
ranktracker | ranktracker |
most | en |
data | verilerini |
search | arama |
overall | genel |
can | ne |
ranking | sıralama |
rankings | sıralamalarını |
needs | ihtiyaç |
a | bir |
and | ve |
the | size |
to | doğru |
EN As you improve your keyword rankings, SERP features, and overall site optimizations, your rankings across the board will improve, bringing you more traffic.
TR Anahtar kelime sıralamalarınızı, SERP özelliklerinizi ve genel site optimizasyonlarınızı geliştirdikçe, genel sıralamalarınız iyileşecek ve size daha fazla trafik getirecektir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
rankings | sıralamalarını |
serp | serp |
overall | genel |
site | site |
traffic | trafik |
your rankings | sıralamalarınızı |
and | ve |
the | size |
英語 | トルコ語 |
---|---|
transcripts | transkriptleri |
tool | aracı |
organized | düzenli |
stay | kalın |
improve | geliştirin |
and | ve |
note | not |
to improve | geliştirmek |
to | için |
more | daha |
EN Building a self-service culture inside your company is a challenging objective that can help your business a lot: Reduce first response time, improve customer happiness, train new agents or improve search engine
TR Şirketinizde bir self servis kültürü oluşturmak, işinize çok yardımcı olabilecek zorlu bir hedeftir: İlk müdahale süresini kısaltın, müşteri mutluluğunu artırın, yeni temsilciler eğitin veya arama motorunu iyileştirin
英語 | トルコ語 |
---|---|
improve | iyileştirin |
customer | müşteri |
new | yeni |
self | self |
service | servis |
business | iş |
is | oluşturmak |
or | veya |
search | arama |
can | olabilecek |
help | yardımcı |
culture | kültürü |
EN improve user experience (for example, by collecting and using device and browser information from Respondents to improve how our survey service operates on those devices and in those browsers), and
TR kullanıcı deneyimini iyileştirmek (Örn. Yanıtlayanlardan cihaz ve tarayıcı bilgileri toplayarak ve bunları kullanarak, anket hizmetimizin söz konusu cihaz ve tarayıcılarda çalışmasını daha iyi hale getirmek) ve
英語 | トルコ語 |
---|---|
experience | deneyimini |
information | bilgileri |
survey | anket |
user | kullanıcı |
browser | tarayıcı |
device | cihaz |
and | ve |
using | kullanarak |
improve | iyileştirmek |
EN Prevent churn and improve repeat business. Identify customer loyalty trends and find out how to improve your offering.
TR Dalgalanmaları önleyin ve sürekli işleri artırın. Müşteri sadakati trendlerini belirleyin ve tekliflerinizi nasıl geliştireceğinizi öğrenin.
英語 | トルコ語 |
---|---|
business | iş |
customer | müşteri |
prevent | önleyin |
find out | öğrenin |
and | ve |
how | nasıl |
EN Prevent churn and improve repeat business. Identify customer loyalty trends and find out how to improve your offering.
TR Dalgalanmaları önleyin ve sürekli işleri artırın. Müşteri sadakati trendlerini belirleyin ve tekliflerinizi nasıl geliştireceğinizi öğrenin.
英語 | トルコ語 |
---|---|
business | iş |
customer | müşteri |
prevent | önleyin |
find out | öğrenin |
and | ve |
how | nasıl |
EN improve user experience (for example, by collecting and using device and browser information from Respondents to improve how our survey service operates on those devices and in those browsers), and
TR kullanıcı deneyimini iyileştirmek (Örn. Yanıtlayanlardan cihaz ve tarayıcı bilgileri toplayarak ve bunları kullanarak, anket hizmetimizin söz konusu cihaz ve tarayıcılarda çalışmasını daha iyi hale getirmek) ve
英語 | トルコ語 |
---|---|
experience | deneyimini |
information | bilgileri |
survey | anket |
user | kullanıcı |
browser | tarayıcı |
device | cihaz |
and | ve |
using | kullanarak |
improve | iyileştirmek |
EN Prevent churn and improve repeat business. Identify customer loyalty trends and find out how to improve your offering.
TR Dalgalanmaları önleyin ve sürekli işleri artırın. Müşteri sadakati trendlerini belirleyin ve tekliflerinizi nasıl geliştireceğinizi öğrenin.
英語 | トルコ語 |
---|---|
business | iş |
customer | müşteri |
prevent | önleyin |
find out | öğrenin |
and | ve |
how | nasıl |
EN improve user experience (for example, by collecting and using device and browser information from Respondents to improve how our survey service operates on those devices and in those browsers), and
TR kullanıcı deneyimini iyileştirmek (Örn. Yanıtlayanlardan cihaz ve tarayıcı bilgileri toplayarak ve bunları kullanarak, anket hizmetimizin söz konusu cihaz ve tarayıcılarda çalışmasını daha iyi hale getirmek) ve
英語 | トルコ語 |
---|---|
experience | deneyimini |
information | bilgileri |
survey | anket |
user | kullanıcı |
browser | tarayıcı |
device | cihaz |
and | ve |
using | kullanarak |
improve | iyileştirmek |
EN Prevent churn and improve repeat business. Identify customer loyalty trends and find out how to improve your offering.
TR Dalgalanmaları önleyin ve sürekli işleri artırın. Müşteri sadakati trendlerini belirleyin ve tekliflerinizi nasıl geliştireceğinizi öğrenin.
英語 | トルコ語 |
---|---|
business | iş |
customer | müşteri |
prevent | önleyin |
find out | öğrenin |
and | ve |
how | nasıl |
EN improve user experience (for example, by collecting and using device and browser information from Respondents to improve how our survey service operates on those devices and in those browsers), and
TR kullanıcı deneyimini iyileştirmek (Örn. Yanıtlayanlardan cihaz ve tarayıcı bilgileri toplayarak ve bunları kullanarak, anket hizmetimizin söz konusu cihaz ve tarayıcılarda çalışmasını daha iyi hale getirmek) ve
英語 | トルコ語 |
---|---|
experience | deneyimini |
information | bilgileri |
survey | anket |
user | kullanıcı |
browser | tarayıcı |
device | cihaz |
and | ve |
using | kullanarak |
improve | iyileştirmek |
EN Prevent churn and improve repeat business. Identify customer loyalty trends and find out how to improve your offering.
TR Dalgalanmaları önleyin ve sürekli işleri artırın. Müşteri sadakati trendlerini belirleyin ve tekliflerinizi nasıl geliştireceğinizi öğrenin.
英語 | トルコ語 |
---|---|
business | iş |
customer | müşteri |
prevent | önleyin |
find out | öğrenin |
and | ve |
how | nasıl |
EN improve user experience (for example, by collecting and using device and browser information from Respondents to improve how our survey service operates on those devices and in those browsers), and
TR kullanıcı deneyimini iyileştirmek (Örn. Yanıtlayanlardan cihaz ve tarayıcı bilgileri toplayarak ve bunları kullanarak, anket hizmetimizin söz konusu cihaz ve tarayıcılarda çalışmasını daha iyi hale getirmek) ve
英語 | トルコ語 |
---|---|
experience | deneyimini |
information | bilgileri |
survey | anket |
user | kullanıcı |
browser | tarayıcı |
device | cihaz |
and | ve |
using | kullanarak |
improve | iyileştirmek |
EN Prevent churn and improve repeat business. Identify customer loyalty trends and find out how to improve your offering.
TR Dalgalanmaları önleyin ve sürekli işleri artırın. Müşteri sadakati trendlerini belirleyin ve tekliflerinizi nasıl geliştireceğinizi öğrenin.
英語 | トルコ語 |
---|---|
business | iş |
customer | müşteri |
prevent | önleyin |
find out | öğrenin |
and | ve |
how | nasıl |
EN improve user experience (for example, by collecting and using device and browser information from Respondents to improve how our survey service operates on those devices and in those browsers), and
TR kullanıcı deneyimini iyileştirmek (Örn. Yanıtlayanlardan cihaz ve tarayıcı bilgileri toplayarak ve bunları kullanarak, anket hizmetimizin söz konusu cihaz ve tarayıcılarda çalışmasını daha iyi hale getirmek) ve
英語 | トルコ語 |
---|---|
experience | deneyimini |
information | bilgileri |
survey | anket |
user | kullanıcı |
browser | tarayıcı |
device | cihaz |
and | ve |
using | kullanarak |
improve | iyileştirmek |
EN Prevent churn and improve repeat business. Identify customer loyalty trends and find out how to improve your offering.
TR Dalgalanmaları önleyin ve sürekli işleri artırın. Müşteri sadakati trendlerini belirleyin ve tekliflerinizi nasıl geliştireceğinizi öğrenin.
英語 | トルコ語 |
---|---|
business | iş |
customer | müşteri |
prevent | önleyin |
find out | öğrenin |
and | ve |
how | nasıl |
EN improve user experience (for example, by collecting and using device and browser information from Respondents to improve how our survey service operates on those devices and in those browsers), and
TR kullanıcı deneyimini iyileştirmek (Örn. Yanıtlayanlardan cihaz ve tarayıcı bilgileri toplayarak ve bunları kullanarak, anket hizmetimizin söz konusu cihaz ve tarayıcılarda çalışmasını daha iyi hale getirmek) ve
英語 | トルコ語 |
---|---|
experience | deneyimini |
information | bilgileri |
survey | anket |
user | kullanıcı |
browser | tarayıcı |
device | cihaz |
and | ve |
using | kullanarak |
improve | iyileştirmek |
EN Prevent churn and improve repeat business. Identify customer loyalty trends and find out how to improve your offering.
TR Dalgalanmaları önleyin ve sürekli işleri artırın. Müşteri sadakati trendlerini belirleyin ve tekliflerinizi nasıl geliştireceğinizi öğrenin.
英語 | トルコ語 |
---|---|
business | iş |
customer | müşteri |
prevent | önleyin |
find out | öğrenin |
and | ve |
how | nasıl |
EN improve user experience (for example, by collecting and using device and browser information from Respondents to improve how our survey service operates on those devices and in those browsers), and
TR kullanıcı deneyimini iyileştirmek (Örn. Yanıtlayanlardan cihaz ve tarayıcı bilgileri toplayarak ve bunları kullanarak, anket hizmetimizin söz konusu cihaz ve tarayıcılarda çalışmasını daha iyi hale getirmek) ve
英語 | トルコ語 |
---|---|
experience | deneyimini |
information | bilgileri |
survey | anket |
user | kullanıcı |
browser | tarayıcı |
device | cihaz |
and | ve |
using | kullanarak |
improve | iyileştirmek |
EN Prevent churn and improve repeat business. Identify customer loyalty trends and find out how to improve your offering.
TR Dalgalanmaları önleyin ve sürekli işleri artırın. Müşteri sadakati trendlerini belirleyin ve tekliflerinizi nasıl geliştireceğinizi öğrenin.
英語 | トルコ語 |
---|---|
business | iş |
customer | müşteri |
prevent | önleyin |
find out | öğrenin |
and | ve |
how | nasıl |
EN improve user experience (for example, by collecting and using device and browser information from Respondents to improve how our survey service operates on those devices and in those browsers), and
TR kullanıcı deneyimini iyileştirmek (Örn. Yanıtlayanlardan cihaz ve tarayıcı bilgileri toplayarak ve bunları kullanarak, anket hizmetimizin söz konusu cihaz ve tarayıcılarda çalışmasını daha iyi hale getirmek) ve
英語 | トルコ語 |
---|---|
experience | deneyimini |
information | bilgileri |
survey | anket |
user | kullanıcı |
browser | tarayıcı |
device | cihaz |
and | ve |
using | kullanarak |
improve | iyileştirmek |
EN Prevent churn and improve repeat business. Identify customer loyalty trends and find out how to improve your offering.
TR Dalgalanmaları önleyin ve sürekli işleri artırın. Müşteri sadakati trendlerini belirleyin ve tekliflerinizi nasıl geliştireceğinizi öğrenin.
英語 | トルコ語 |
---|---|
business | iş |
customer | müşteri |
prevent | önleyin |
find out | öğrenin |
and | ve |
how | nasıl |
EN improve user experience (for example, by collecting and using device and browser information from Respondents to improve how our survey service operates on those devices and in those browsers), and
TR kullanıcı deneyimini iyileştirmek (Örn. Yanıtlayanlardan cihaz ve tarayıcı bilgileri toplayarak ve bunları kullanarak, anket hizmetimizin söz konusu cihaz ve tarayıcılarda çalışmasını daha iyi hale getirmek) ve
英語 | トルコ語 |
---|---|
experience | deneyimini |
information | bilgileri |
survey | anket |
user | kullanıcı |
browser | tarayıcı |
device | cihaz |
and | ve |
using | kullanarak |
improve | iyileştirmek |
EN Prevent churn and improve repeat business. Identify customer loyalty trends and find out how to improve your offering.
TR Dalgalanmaları önleyin ve sürekli işleri artırın. Müşteri sadakati trendlerini belirleyin ve tekliflerinizi nasıl geliştireceğinizi öğrenin.
英語 | トルコ語 |
---|---|
business | iş |
customer | müşteri |
prevent | önleyin |
find out | öğrenin |
and | ve |
how | nasıl |
EN improve user experience (for example, by collecting and using device and browser information from Respondents to improve how our survey service operates on those devices and in those browsers), and
TR kullanıcı deneyimini iyileştirmek (Örn. Yanıtlayanlardan cihaz ve tarayıcı bilgileri toplayarak ve bunları kullanarak, anket hizmetimizin söz konusu cihaz ve tarayıcılarda çalışmasını daha iyi hale getirmek) ve
英語 | トルコ語 |
---|---|
experience | deneyimini |
information | bilgileri |
survey | anket |
user | kullanıcı |
browser | tarayıcı |
device | cihaz |
and | ve |
using | kullanarak |
improve | iyileştirmek |
EN Prevent churn and improve repeat business. Identify customer loyalty trends and find out how to improve your offering.
TR Dalgalanmaları önleyin ve sürekli işleri artırın. Müşteri sadakati trendlerini belirleyin ve tekliflerinizi nasıl geliştireceğinizi öğrenin.
英語 | トルコ語 |
---|---|
business | iş |
customer | müşteri |
prevent | önleyin |
find out | öğrenin |
and | ve |
how | nasıl |
EN improve user experience (for example, by collecting and using device and browser information from Respondents to improve how our survey service operates on those devices and in those browsers), and
TR kullanıcı deneyimini iyileştirmek (Örn. Yanıtlayanlardan cihaz ve tarayıcı bilgileri toplayarak ve bunları kullanarak, anket hizmetimizin söz konusu cihaz ve tarayıcılarda çalışmasını daha iyi hale getirmek) ve
英語 | トルコ語 |
---|---|
experience | deneyimini |
information | bilgileri |
survey | anket |
user | kullanıcı |
browser | tarayıcı |
device | cihaz |
and | ve |
using | kullanarak |
improve | iyileştirmek |
EN Prevent churn and improve repeat business. Identify customer loyalty trends and find out how to improve your offering.
TR Dalgalanmaları önleyin ve sürekli işleri artırın. Müşteri sadakati trendlerini belirleyin ve tekliflerinizi nasıl geliştireceğinizi öğrenin.
英語 | トルコ語 |
---|---|
business | iş |
customer | müşteri |
prevent | önleyin |
find out | öğrenin |
and | ve |
how | nasıl |
EN improve user experience (for example, by collecting and using device and browser information from Respondents to improve how our survey service operates on those devices and in those browsers), and
TR kullanıcı deneyimini iyileştirmek (Örn. Yanıtlayanlardan cihaz ve tarayıcı bilgileri toplayarak ve bunları kullanarak, anket hizmetimizin söz konusu cihaz ve tarayıcılarda çalışmasını daha iyi hale getirmek) ve
英語 | トルコ語 |
---|---|
experience | deneyimini |
information | bilgileri |
survey | anket |
user | kullanıcı |
browser | tarayıcı |
device | cihaz |
and | ve |
using | kullanarak |
improve | iyileştirmek |
EN We help doctors to save lives, providing insight for physicians to find the right clinical answers and we support nurses and other healthcare professionals throughout their careers
TR Doktorların hayatlar kurtarmasına yardımcı olur, hekimlerin doğru klinik cevapları bulmak için ihtiyaç duydukları bilgilere sahip olmasını sağlar ve hemşireler ve diğer sağlık profesyonellerini kariyerleri boyunca destekleriz
英語 | トルコ語 |
---|---|
clinical | klinik |
other | diğer |
healthcare | sağlık |
we support | destekleriz |
help | yardımcı |
providing | sağlar |
answers | cevapları |
and | ve |
EN This will contribute to improvement in the health and lives of all peoples, everywhere
TR Bunun yapılması, her yerde, tüm insanların sağlıkları ve yaşamlarının iyileşmesine katkı sağlayacaktır
英語 | トルコ語 |
---|---|
contribute | katkı |
and | ve |
all | tüm |
everywhere | her yerde |
the | bunun |
EN Better information to drive better decisions, saving money ? and saving lives.
TR Daha iyi kararlar almak, paradan tasarruf etmek ve hayatlar kurtarmak için daha iyi bilgiler.
英語 | トルコ語 |
---|---|
information | bilgiler |
decisions | kararlar |
saving | tasarruf |
money | paradan |
and | ve |
better | daha iyi |
EN A librarian working with doctors to save lives
TR Hayatlar kurtarmak için doktorlarla birlikte çalışan bir kütüphaneci
英語 | トルコ語 |
---|---|
a | bir |
to | için |
with | birlikte |
EN Charity improves lives of HIV-infected orphans
TR Bağışlar HIV ile enfekte kimsesiz çocukların hayatlarını iyileştirir
英語 | トルコ語 |
---|---|
of | ile |
EN If you are interested in supporting tens of thousands of lives in different cities, take a look at the vacancies below and write to us at
TR Türkiye’nin farklı kentlerinde on binlerce insanın hayatına destek olmak ilginizi çekiyorsa, aşağıdaki açık pozisyonları inceleyin ve bize yazın.
英語 | トルコ語 |
---|---|
supporting | destek |
and | ve |
different | farklı |
the | aşağıdaki |
to | olmak |
us | bize |
a | a |
EN With our livelihoods programs, we aim to enable disaster-affected communities and individuals to access sources of regular income and lead independent lives.
TR Afetten etkilenen birey ve toplulukların kendi ayakları üzerinde durmalarını ve gelir elde edebilecekleri fırsatlara erişebilmelerini hedefliyoruz.
英語 | トルコ語 |
---|---|
communities | toplulukların |
individuals | birey |
income | gelir |
affected | etkilenen |
and | ve |
with | elde |
to | üzerinde |
EN On the 3rd anniversary the Syrian conflict, Kerem Yücel’s photography documenting the lives of the Syrians got showcased in an exhibition supported by STL.
TR Suriye Savaşı’nın üçüncü yıl dönümünde, evlerini terk ederek Türkiye’ye sığınan Suriyeli mültecilerin fotoğraflarla hikayelerini, sözlerini Kerem Yücel’in objektifinden Misafir Sergisi ile paylaştık.
英語 | トルコ語 |
---|---|
syrian | suriyeli |
the | üçüncü |
of | ile |
50翻訳の50を表示しています