TR Katılım hakkı bir yandan demokratik sistemlerin vazgeçilmezi olarak seçme ve seçilme hakkını ifade eder. Bu haliyle katılım hakkı düzenli aralıklarla tekrarlanan, özgür, adil ve şeffaf seçimleri ifade eder.
"ifade" í Tyrkneska er hægt að þýða í eftirfarandi Enska orð/setningar:
ifade | express expression |
TR Katılım hakkı bir yandan demokratik sistemlerin vazgeçilmezi olarak seçme ve seçilme hakkını ifade eder. Bu haliyle katılım hakkı düzenli aralıklarla tekrarlanan, özgür, adil ve şeffaf seçimleri ifade eder.
EN On one hand, the right to participation implies the right to vote and be elected as an integral part of democratic systems. In this respect, it stands for free, fair, and transparent elections organized periodically at certain time intervals.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
katılım | participation |
demokratik | democratic |
bu | this |
düzenli | organized |
özgür | free |
adil | fair |
şeffaf | transparent |
TR PHP ifade-yönelimli bir dildir, bunun sebebi hemen hemen her şeyin bir ifade olmasıdır
EN PHP is an expression-oriented language, in the sense that almost everything is an expression
Tyrkneska | Enska |
---|---|
php | php |
hemen | almost |
ifade | expression |
TR İlk alt ifadenin değeri true (sıfırdan farklı) ise, ikinci alt ifade değerlendirilir ve koşullu ifadenin sonucu bu olur. Aksi takdirde, üçüncü alt ifade değerlendirilir ve koşullu ifadenin sonucu bu olur.
EN If the value of the first subexpression is true (non-zero), then the second subexpression is evaluated, and that is the result of the conditional expression. Otherwise, the third subexpression is evaluated, and that is the value.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
değeri | value |
true | true |
ikinci | second |
ifade | expression |
ve | and |
koşullu | conditional |
sonucu | result |
üçüncü | third |
TR Bu durumda, deyim 'ifade' ';' şeklinde, noktalı virgülle sonlandırılmış bir ifade şeklinde olacaktır
EN In this case, a statement has the form of 'expr ;' that is, an expression followed by a semicolon
Tyrkneska | Enska |
---|---|
bu | this |
durumda | case |
ifade | expression |
TR Katılım hakkı bir yandan demokratik sistemlerin vazgeçilmezi olarak seçme ve seçilme hakkını ifade eder. Bu haliyle katılım hakkı düzenli aralıklarla tekrarlanan, özgür, adil ve şeffaf seçimleri ifade eder.
EN On one hand, the right to participation implies the right to vote and be elected as an integral part of democratic systems. In this respect, it stands for free, fair, and transparent elections organized periodically at certain time intervals.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
katılım | participation |
demokratik | democratic |
bu | this |
düzenli | organized |
özgür | free |
adil | fair |
şeffaf | transparent |
TR Düzenli ifade şablonu derlendiğinde geçerli bir düzenli ifade haline gelmezse bir E_WARNING çıktılanır.
EN If the regex pattern passed does not compile to a valid regex, an E_WARNING is emitted.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
geçerli | valid |
TR Hastalık kendini üç yönlü olarak (fiziksel, zihinsel/duygusal ve ruhsal) ifade ettiği gibi, geri çekilmeniz (ve daha sonra ayıklığınız) kendini üç düzeyde ifade edecektir
EN Just as the disease expresses itself in a threefold manner (physical, mental/emotional, and spiritual), so will your withdrawal (and later your sobriety) express itself on three levels
Tyrkneska | Enska |
---|---|
kendini | itself |
fiziksel | physical |
zihinsel | mental |
duygusal | emotional |
düzeyde | levels |
edecektir | will |
TR Uygun olduğu takdirde ve aksi belirtilmedikçe tekil ifade edilen terimler çoğul kullanımlarını ve çoğul ifade edilen terimler tekil kullanımlarını da kapsamaktadır
EN All terms defined in the singular will have the same meanings when used in the plural and vice versa, where appropriate and unless otherwise specified
TR 1979 TARİHLİ TİCARİ MALLARIN SATIŞI YASASI'NIN 12. KISMI VEYA 1982 TARİHLİ TİCARİ MALLARIN VE HİZMETLERİN SATIŞI YASASI BÖLÜM 2 TARAFINDAN İFADE EDİLMİŞ HERHANGİ BİR YÜKÜMLÜLÜĞÜN HERHANGİ BİR İHLALİ.
EN ANY BREACH OF ANY OBLIGATIONS IMPLIED BY SECTION 12 OF THE SALE OF GOODS ACT 1979 OR SECTION 2 OF THE SUPPLY OF GOODS AND SERVICES ACT 1982.
TR Bu, güvenlik açısından oldukça kritik bir ifadedir. “5G için hazır” ürün ve teknolojilerin sayısı her geçen gün artıyor. Ancak bu ifade tam olarak ne anlama geliyor? Mobil Servis Sağlayıcıları, kapasite ve performans ?
EN SOC teams need all the support they can get to successfully defend and protect against today’s attacks.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
güvenlik | protect |
ancak | they |
TR Aktif kullanıcılarımızın çoğu, bir SEO uzmanı olmasanız bile Sitechecker ile web sitesini optimize etmenin ne kadar kolay olduğunu ifade eder
EN Most of our active users appreciate how easy it is to optimize the website with Sitechecker even if you are not an SEO professional
Tyrkneska | Enska |
---|---|
aktif | active |
seo | seo |
sitechecker | sitechecker |
optimize | optimize |
kolay | easy |
kullanıcıları | users |
TR Size bir anlam ifade eden ve gelecekte piyasada olmasını beklediğiniz bir proje seçmeyi hiçbir zaman unutmayın
EN Always remember to pick a project that resonates with you and one that you expect will be around far into the future
Tyrkneska | Enska |
---|---|
size | you |
gelecekte | future |
proje | project |
TR Aşkınızı büyük bir romantik jestle ifade edin: Romantizm ile dolup taşan lüks bir hafta sonu. Mükemmel ayrıntıları biz sağlayacağız. Siz sadece aşkınızı getirin
EN Express your love with a grand romantic gesture: a luxurious weekend getaway brimming with romance. We'll deliver the perfect details. You just bring the love
Tyrkneska | Enska |
---|---|
taşan | brimming |
lüks | luxurious |
ayrıntıları | details |
biz | we |
TR Bu durum " ifade özgürlüğü, bilgi ve iletişim teknolojilerinde mahremiyeti" koruyan ve ilerleten Küresel Ağ Girişimiyle benzer yönetim sergileyen topluluklara katılan şirketler için gerekli değildir.
EN This would not be required of companies that join associations that provide similar oversight such as the Global Network Initiative, which protects and advances the "freedom of expression and privacy in information and communications technologies."
Tyrkneska | Enska |
---|---|
ifade | expression |
bilgi | information |
küresel | global |
benzer | similar |
şirketler | companies |
gerekli | required |
değildir | not |
TR Bunun için en iyi umudun; özgür ifade ve ilişki haklarını kullanan, iletişim kuran, araştıran, bulan, okyanuslar dolusu fikir keşfeden özerk insanlar için kaynak ve aygıt üreten teknolojik inovasyona izin verilmesi olduğuna inanıyoruz
EN We believe the best hope for this is to allow technological innovation to create tools and resources for autonomous people to explore the ocean of ideas, communicate, search, find and exercise their right to free expression and commerce
Tyrkneska | Enska |
---|---|
özgür | free |
ifade | expression |
iletişim | communicate |
insanlar | people |
kaynak | resources |
teknolojik | technological |
inanıyoruz | we believe |
TR Bu dava sadece ifade özgürlüğünü sağlamak için bir savaş değil, aynı zamanda küresel ticaret, uluslararası anlayış ve sonunda barış ve refah için bir stratejidir.
EN This cause is not merely a fight to ensure free speech, but it is a strategy for global commerce, international understanding and ultimately peace and prosperity.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
ticaret | commerce |
barış | peace |
refah | prosperity |
TR Daha zengin içgörüler ortaya çıkarın ve güvenebileceğiniz transkriptlerle desteklenen açıkça ifade edilmiş, savunulabilir bulgular üretin.
EN Uncover richer insights and produce clearly articulated, defensible findings backed by transcripts you can trust.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
daha | by |
içgörüler | insights |
ve | and |
desteklenen | backed |
açıkça | clearly |
TR Ne zaman konuşulan belirli bir kelime veya ifade arıyorsunuz? Şimdi yapabilirsin. Anahtar ses bitelerini bulmak hızlı ve kolaydır.
EN Looking for when a particular word or phrase that was spoken? Now you can. It's fast and easy to find key soundbites.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
zaman | now |
konuşulan | spoken |
belirli | particular |
veya | or |
arıyorsunuz | looking for |
anahtar | key |
hızlı | fast |
TR Bir saatlik ifade veya çağrı hızlı ve güvenli bir şekilde transkribe mi ihtiyacınız var? Otomatik algoritmalarımızla 5 dakika içinde otomatik olarak transkribe edeceğiz.
EN Need an hour-long deposition or call transcribed quickly and securely? We'll automatically transcribe it in under 5 minutes with our automated algorithms.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
saatlik | hour |
veya | or |
çağrı | call |
hızlı | quickly |
transkribe | transcribed |
dakika | minutes |
TR Gelenek 2: Grup amacımız için tek bir nihai otorite vardır - kendilerini grup vicdanımızda ifade edebilecekleri sevgi dolu bir Yüksek Güç. Liderlerimiz sadece güvenilir hizmetkarlardır; yönetmiyorlar.
EN Tradition 2: For our group purpose there is but one ultimate authority—a loving Higher Power as they may express themselves in our group conscience. Our leaders are but trusted servants; they do not govern.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
gelenek | tradition |
grup | group |
yüksek | higher |
güç | power |
güvenilir | trusted |
TR Hepimiz ortak bir hastalıktan muzdaripken, her birimiz için kendini farklı şekillerde ifade eder
EN While we all suffer from a common disease, it expresses itself in different ways for each of us
Tyrkneska | Enska |
---|---|
hepimiz | we |
ortak | common |
farklı | different |
TR Markanızın ruhunu ve neyi temsil ettiğini görsel bir ifade ile ortaya koyun.
EN Communicate the spirit of your brand and what it stands for with a concise visual statement.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
markanızın | your brand |
neyi | what |
görsel | visual |
TR Fastreel, insanları yaratıcılıklarını ifade etmeye ve iş fikirlerini hayata geçirmeye teşvik eder.
EN Fastreel encourages people to express their creativity and bring business ideas to life.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
insanları | people |
ve | and |
TR Paylaşılan iletiler, videolar, fotoğraflar veya belgelerle beraber insanlara kendilerini özgür bir şekilde ifade etme şansı verilmiştir
EN With shared messages, videos, photos, or documents, people have the chance to express themselves freely
Tyrkneska | Enska |
---|---|
paylaşılan | shared |
videolar | videos |
fotoğraflar | photos |
insanlara | people |
şansı | chance |
TR Youtube reklamları, videoların başında ve belli bölümlerinde yer alan, hızlı bir şekilde geçilme özelliği olan reklamları ifade eder
EN YouTube ads are ads placed at the beginning and certain other parts of videos and they have the feature of being played or passed over quickly
Tyrkneska | Enska |
---|---|
youtube | youtube |
reklamları | ads |
başında | at the beginning |
belli | certain |
özelliği | feature |
TR Özel günler, genel anlamda nesilden nesle aktarılan, senenin belli bir gününde ya da haftasında kutlanan, ortak toplumsal hafıza ve ortak bilinçten referans alan günleri ifade eder
EN ?Special days? are generally days of significance passed down from generation to generation, celebrated on a particular day or week each year, and referenced within common social memory and common consciousness
Tyrkneska | Enska |
---|---|
günler | days |
toplumsal | social |
günü | day |
TR AWS SAM, AWS üzerinde sunucusuz uygulamaları ifade etme kurallarını belirleyen bir belirtimdir
EN AWS SAM is a specification that prescribes the rules for expressing serverless applications on AWS
Tyrkneska | Enska |
---|---|
aws | aws |
sam | sam |
sunucusuz | serverless |
uygulamaları | applications |
TR Kelimelerle ifade etmek zor olsa da kolaylıkla görülebilmektedir ki her topluluk için küştür çok önemli bir dinamiktir
EN It?s hard to quantify, but it?s not hard to see: in any community, culture is everything
Tyrkneska | Enska |
---|---|
zor | hard |
topluluk | community |
TR Web sitenizin, epostanızın ve domainlerinizin size ne ifade ettiklerini çok iyi biliyoruz.
EN We know very well what your website, email and domains mean to you.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
web | website |
sitenizin | your website |
iyi | well |
biliyoruz | we know |
TR Basitçe ifade edersek IP adresi cihazlarımızın kimlik numarası olup ip sorgulama bu işleme denir.
EN Simply saying, IP address is the identification number of our devices and, this process is called as IP search.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
basitçe | simply |
adresi | address |
kimlik | identification |
numarası | number |
sorgulama | search |
bu | this |
işleme | process |
denir | called |
ın | of |
TR .kz, Kazakistan'ın resmi alan adı uzantısını veya İnternet ülke kodu üst düzey alanını (ccTLD) ifade eder
EN .kz refers to the official domain extension or the internet country code top level domain (ccTLD) of Kazakhstan
Tyrkneska | Enska |
---|---|
resmi | official |
veya | or |
ülke | country |
kodu | code |
üst | top |
düzey | level |
TR "QR" kısaltması "Quick Response" (Hızlı Yanıt) anlamına gelir ve Kodun içinde gizlenen bilgiye anında erişimi ifade eder.
EN "QR" stands for "Quick Response", which refers to the instant access to the information hidden in the Code.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
qr | qr |
hızlı | quick |
yanıt | response |
bilgiye | information |
erişimi | access |
TR Tasarımcılarımızdan ve kapı görevlilerimizden bu simgesel kapı görevlisi üniformasının onlar için ne anlam ifade ettiğini öğrenin ve bu imzalı tasarımı sergileyen seçkin hediyeler için mağazamızı ziyaret edin.
EN Learn from our designers and doormen what this iconic doorman uniform means to them and visit our shop for our range of exclusive gifts that feature this signature design.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
simgesel | iconic |
onlar | them |
öğrenin | learn |
tasarımı | design |
hediyeler | gifts |
ziyaret | visit |
TR C4 Cactus ayrıca stil ve işlevselliği birleştiren çatı çubukları ve arabayı günlük darbelere karşı koruyan Airbumps® dahil olmak üzere pratikliğe odaklanmış grafik bileşenler aracılığıyla cesur kişiliğini ifade ediyor
EN The C4 Cactus also expresses its bold personality through graphic components focused on practicality, including roof bars combining style and functionality and Airbumps® that protect the car from everyday bumps
Tyrkneska | Enska |
---|---|
cactus | cactus |
stil | style |
ve | and |
işlevselliği | functionality |
çatı | roof |
günlük | everyday |
odaklanmış | focused |
grafik | graphic |
bileşenler | components |
TR Bu eylemi yerine getirerek, MyPostcard açıkça ifade özgürlüğünü destekliyor ve kesinlikle gazetecilik sansürüne karşı olduğunu göstermektedir
EN By carrying out this action, MyPostcard is clearly in favor of freedom of expression and decided against journalistic censorship
Tyrkneska | Enska |
---|---|
bu | this |
mypostcard | mypostcard |
açıkça | clearly |
ifade | expression |
olduğunu | is |
TR Kendindeki değişimi ifade ederken kullandığı şu cümle ise zihnime kazınıyor: “Bir işim olunca kendi başıma evden çıkmaya başladım.” Daha önce buna bile cesaret edemediğini vurguluyor
EN The way she describes the change in herself is etched on my memory: “After I got a job I started getting out of my house on my own.” She emphasizes that earlier she could not find the courage to do even that
TR Kendindeki değişimi ifade ederken kullandığı şu cümle ise zihnime kazınıyor: “Bir işim olunca kendi başıma evden çıkmaya başladım.” Daha önce buna bile cesaret edemediğini vurguluyor
EN The way she describes the change in herself is etched on my memory: “After I got a job I started getting out of my house on my own.” She emphasizes that earlier she could not find the courage to do even that
TR Avrupa Kültür Vakfı ( European Cultural Foundation) sanatsal ve kültürel ifade biçimlerini geliştirmek ve Avrupa kültür politikaları ve stratejilerinde etki yaratmak hedefiyle, politika üretim süreci ve uygulamayı bir araya getirir.
EN The European Cultural Foundation brings together the policymaking process and practices with the aim of improving artistic and cultural expression and making an impact on European cultural policies and strategies.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
vakfı | foundation |
ifade | expression |
etki | impact |
politika | policies |
süreci | process |
araya | together |
TR ECF, her türlü sanatsal ve kültürel ifade biçimini farklı programlarla destekler (müzik, görsel sanatlar, dans, sinema, belgesel, multimedya, fotoğraf, tasarım, moda ve kültürel kapasite gelişimi)
EN ECF supports all forms of artistic and cultural expression with different programs (music, visual arts, dance, cinema, documentary, multimedia, photography, design, fashion and cultural capacity development)
Tyrkneska | Enska |
---|---|
her | all |
ve | and |
kültürel | cultural |
ifade | expression |
farklı | different |
destekler | supports |
müzik | music |
görsel | visual |
dans | dance |
multimedya | multimedia |
moda | fashion |
kapasite | capacity |
TR Ancak diğer yandan katılım hakkı seçme seçilme hakkının ötesinde, bireylerin seçimlerin olmadığı zamanlarda da kendileriyle ilgili süreçlere aktif bir şekilde dahil olmasını, görüşlerini değişik kanallarla ifade etmesidir
EN But, on the other hand, the right to participation is beyond the right to vote and be elected, and implies active participation of individuals in processes related to themselves also during non-electoral periods
Tyrkneska | Enska |
---|---|
diğer | other |
katılım | participation |
ötesinde | beyond |
ilgili | related |
aktif | active |
TR Buna bağlı olarak katılım hakkı örgütlenme ve ifade özgürlüğü, barışçıl toplantı hakkıyla yakın bir ilişki içindedir.
EN Accordingly, the right to participation is closely related to the freedom of association and expression, and the right of peaceful assembly.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
bağlı | related |
katılım | participation |
hakkı | right |
ifade | expression |
yakın | closely |
TR "Yılın Profesyonel Yöneticisi" ödülüne layık görülen Kibar Holding CEO'su Haluk Kayabaşı, 2022 yılında 60 milyon dolarlık bir yatırım yapmayı planladıklarını İfade etti.
EN Granted the award "The Professional Executive of the Year", Haluk Kayabaşı, the CEO of Kibar Holding, stated that they are planning to invest 60 million USD in 2022.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
profesyonel | professional |
holding | holding |
ceo | ceo |
milyon | million |
TR Tamer Saka, teknolojinin hakim olduğu modern çağda hiç bitmeyen bir döngü haline gelen dönüşümde başarılı olabilmenin ön koşulunun yöneticilerin vizyonu ve enerjsine bağlı olduğunu ifade etti.
EN Tamer Saka, the Kibar Holding CEO, stated that a successful transformation, which has become a never-ending cycle in this technological modern age, depends on the vision and the energy of the executives.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
modern | modern |
hiç | never |
döngü | cycle |
başarılı | successful |
vizyonu | vision |
bağlı | depends |
TR Şehir, Mekan ve Olayları Tarif Ederken Kullanabileceğiniz 9 İngilizce İfade
EN 12 English language idioms about time
TR Duygularınızı İfade Etmek İçin Kullanabileceğiniz İngilizce Deyimler
EN 9 Beautiful idioms in English to describe cities, places, and events
Tyrkneska | Enska |
---|---|
etmek | to |
in | and |
TR İş Ortamında Kullanılan 11 İngilizce Argo İfade ve Deyim
EN Summer idioms: English expressions related to summer
Tyrkneska | Enska |
---|---|
kullanılan | to |
TR İngilizcedeki 10 “müzikal” ifade
EN 9 “Homey” idioms in English
TR Bu derecelendirmeler Futbol Sektörü Çalışanının yeteneğini yansıtma amaçlıdır, ancak SI ve SEGA bu derecelendirmelerin herhangi bir zamanda doğruluğuyla ilgili herhangi bir garanti veya ifade sağlamaz.
EN These ratings are intended to reflect the Football Professional's ability, but SI and SEGA make no guarantee, warranty or representation as to the accuracy of such ratings at any time.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
futbol | football |
zamanda | time |
TR Aşkınızı büyük bir romantik jestle ifade edin: Romantizm ile dolup taşan lüks bir hafta sonu. Mükemmel ayrıntıları biz sağlayacağız. Siz sadece aşkınızı getirin
EN Express your love with a grand romantic gesture: a luxurious weekend getaway brimming with romance. We'll deliver the perfect details. You just bring the love
Tyrkneska | Enska |
---|---|
taşan | brimming |
lüks | luxurious |
ayrıntıları | details |
biz | we |
TR Aşkınızı büyük bir romantik jestle ifade edin: Romantizm ile dolup taşan lüks bir hafta sonu. Mükemmel ayrıntıları biz sağlayacağız. Siz sadece aşkınızı getirin
EN Express your love with a grand romantic gesture: a luxurious weekend getaway brimming with romance. We'll deliver the perfect details. You just bring the love
Tyrkneska | Enska |
---|---|
taşan | brimming |
lüks | luxurious |
ayrıntıları | details |
biz | we |
Sýnir 50 af 50 þýðingum