TR Faydaları beklediğinizden daha kısa sürede görecek, daha az hata yapacak ve öğrenme eğriniz önemli ölçüde kısalacaktır.
"faydaları beklediğinizden daha" í Tyrkneska er hægt að þýða í eftirfarandi Enska orð/setningar:
TR Faydaları beklediğinizden daha kısa sürede görecek, daha az hata yapacak ve öğrenme eğriniz önemli ölçüde kısalacaktır.
EN You will reap the benefits sooner than you expect, make fewer mistakes, and your learning curve will be shortened significantly.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
faydaları | benefits |
yapacak | will |
ve | and |
öğrenme | learning |
daha az | fewer |
TR *RGB: Kırmızı, Yeşil, Mavi. Full-Spektrum: Kırmızı, Yeşil, Mavi, Beyaz, Mor, Turuncu, Sarı, Camgöbeği. LED Işık Terapisinin faydaları hakkında daha fazla bilgi edinin.
EN *RGB: Red, Green, Blue. Full-Spectrum: Red, Green, Blue, White, Purple, Orange, Yellow, Cyan. Learn more about benefits of LED Light-therapy.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
rgb | rgb |
mor | purple |
turuncu | orange |
led | led |
faydaları | benefits |
hakkında | about |
bilgi | learn |
TR Sigarayı bırakmak sağlığınız için yapabileceğiniz en iyi şeydir ve faydaları düşündüğünüzden daha erken başlar
EN Stopping smoking is the single best thing you can do for your health and the benefits start sooner than you might think
TR KeşfedilebilirVeriler depolansa, korunsa ve prensipte erişilebilir olsa bile, başkaları tarafından keşfedilebilir değillerse bir faydaları olmaz.
EN DiscoverableEven if data are stored, preserved and in principle accessible, this is not very worthwhile if the data cannot be discovered by others.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
erişilebilir | accessible |
başkaları | others |
olmaz | not |
TR Logaster ile kimlik oluşturmanın faydaları
EN The Benefits of Creating a Brand Identity with Logaster
Tyrkneska | Enska |
---|---|
logaster | logaster |
kimlik | identity |
faydaları | benefits |
TR Paylaşılan bir gelen kutusunun faydaları sayısızdır ..
EN Benefits of a shared inbox are numerous ..
Tyrkneska | Enska |
---|---|
paylaşılan | shared |
faydaları | benefits |
TR Bir görüntü arka planını kaldırmanın faydaları nelerdir?
EN What are the benefits of removing an images background?
Tyrkneska | Enska |
---|---|
görüntü | images |
faydaları | benefits |
nelerdir | what are |
TR QR Kodu kullanmanın faydaları nelerdir?
EN What are the benefits of using QR Codes?
Tyrkneska | Enska |
---|---|
qr | qr |
kodu | codes |
faydaları | benefits |
nelerdir | what are |
ın | of |
TR Biyoçeşitlilik ve ekosistem korumasının çoklu faydaları ve maliyetleri
EN Multiple benefits and costs of biodiversity and ecosystem protection: synergies and trade-offs
Tyrkneska | Enska |
---|---|
biyoçeşitlilik | biodiversity |
ve | and |
ekosistem | ecosystem |
çoklu | multiple |
faydaları | benefits |
maliyetleri | costs |
ın | of |
TR Katma Değerli Hizmet olarak VyprVPN'in Faydaları
EN Benefits of VyprVPN as a Value Added Service
Tyrkneska | Enska |
---|---|
katma | added |
değerli | value |
vyprvpn | vyprvpn |
TR Tasarım Stüdyosu'Nun Faydaları
EN Quality Development For Your App
Tyrkneska | Enska |
---|---|
tasarım | development |
TR Marka Ajansı Faydaları HTML Şablonu
EN The Victories Of Our Hospice HTML Template
Tyrkneska | Enska |
---|---|
html | html |
TR KeşfedilebilirVeriler depolansa, korunsa ve prensipte erişilebilir olsa bile, başkaları tarafından keşfedilebilir değillerse bir faydaları olmaz.
EN DiscoverableEven if data are stored, preserved and in principle accessible, this is not very worthwhile if the data cannot be discovered by others.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
erişilebilir | accessible |
başkaları | others |
olmaz | not |
TR Biyoçeşitlilik ve ekosistem korumasının çoklu faydaları ve maliyetleri
EN Multiple benefits and costs of biodiversity and ecosystem protection: synergies and trade-offs
Tyrkneska | Enska |
---|---|
biyoçeşitlilik | biodiversity |
ve | and |
ekosistem | ecosystem |
çoklu | multiple |
faydaları | benefits |
maliyetleri | costs |
ın | of |
TR Logaster ile kimlik oluşturmanın faydaları
EN The Benefits of Creating a Brand Identity with Logaster
Tyrkneska | Enska |
---|---|
logaster | logaster |
kimlik | identity |
faydaları | benefits |
TR Faydaları nelerdir Dubai'de aylık araba kiralama?
EN What are the benefits of renting a car on monthly-basis in Dubai?
Tyrkneska | Enska |
---|---|
faydaları | benefits |
nelerdir | what are |
dubai | dubai |
aylık | monthly |
kiralama | renting |
TR Bu makalede projenizin SEO görünürlüğünü nasıl analiz edebileceğinizi ve büyük faydaları getirecek spesifik eylemleri gerçekleştirmek için değişiklikleri nasıl anlayabileceğinizi göstereceğiz.
EN In this article, we will show you how to analyze your project’s SEO visibility and how to understand the changes in order to take specific actions that will bring about big benefits.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
seo | seo |
görünürlüğünü | visibility |
büyük | big |
faydaları | benefits |
spesifik | specific |
eylemleri | actions |
değişiklikleri | changes |
TR Nasıl çalışır ⚙️- Ranktracker'ın faydaları
EN How it works ⚙️– The benefits of Ranktracker
Tyrkneska | Enska |
---|---|
çalışır | works |
ranktracker | ranktracker |
faydaları | benefits |
TR Hindistan cevizi el kitabı, hindistan cevizi ürünlerinin sağlık ve beslenme faydaları dahil olmak üzere, hindistan cevizi kategorisindeki uzmanlığımızı ve deneyimimizi ortaya koyuyor
EN The coconut handbook is capturing our expertise and experience in the coconut category including the health and nutritional benefits of coconut products
Tyrkneska | Enska |
---|---|
sağlık | health |
ve | and |
beslenme | nutritional |
faydaları | benefits |
TR D&I çalışmalarının artmasının işletme için aşağıdaki faydaları sağladığını belirtti:
EN It has stated that increasing D&I provides the following benefits for the business:
Tyrkneska | Enska |
---|---|
işletme | business |
faydaları | benefits |
TR ???? Canlı sohbet widget'ının faydaları nelerdir?
EN ???? What are the benefits of a live chat widget?
TR Listelenmenin faydaları nelerdir?
EN What are the benefits of being listed?
TR Araştırma Kaynaklarının Faydaları
EN Benefits for Research Resources
TR Yeni çift hatlı demiryolu tamamlandığında daha fazla tren, Arna ve Bergen arasında daha fazla insanı ve yükü daha hızlı ve daha sık aralıklarla taşıyabilecek.
EN When the new double-track railway is complete, more trains will be able to transport more people and cargo between Arna and Bergen, at faster speeds, and at more frequent intervals.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
çift | double |
hızlı | faster |
sık | frequent |
insan | people |
TR Kit oluşturma: Alandan daha iyi yararlanarak, montajı basitleştirerek, eğitim taleplerini azaltarak ve daha fazlası ile üretim sürecinizi daha hızlı ve daha verimli çalışacak şekilde optimize edin.
EN Kit building: Optimize your production process to work faster and more efficiently—making better use of space, simplifying assembly, reducing training demands, and more.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
oluşturma | building |
eğitim | training |
üretim | production |
hızlı | faster |
verimli | efficiently |
TR Dura-Kote daha uzun ömür, daha düşük değişim maliyeti ve daha iyi bir görünüm sağlamak amacıyla çelik adaptörlere korozyona karşı daha iyi koruma sunan yenilikçi bir kaplama teknolojisidir
EN Dura-Kote is an innovative plating technology for steel adaptors, offering more corrosive protection for longer life, lower replacement costs and improved appearance
Tyrkneska | Enska |
---|---|
maliyeti | costs |
çelik | steel |
koruma | protection |
sunan | offering |
yenilikçi | innovative |
TR Tüm bu faktörler sizi, daha az sürede daha fazla siparişi, daha az çalışan ile işleme koymanız için daha fazla baskı altına sokmakta
EN All these factors are putting you under greater pressure to fulfill more orders in less time with fewer long-term employees
Tyrkneska | Enska |
---|---|
tüm | all |
faktörler | factors |
sizi | you |
çalışan | employees |
altına | under |
TR Daha iyi gıda güvenliği protokolleri, daha verimli çalışanlar, daha mutlu konuklar ve daha karlı, sürdürülebilir bir işletme anlamına gelir.
EN Enhanced food safety protocols lead to more productive employees, more delighted guests and a more profitable, sustainable business.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
gıda | food |
güvenliği | safety |
verimli | productive |
çalışanlar | employees |
karlı | profitable |
sürdürülebilir | sustainable |
işletme | business |
TR Bundan kaçınmak ve daha iyi bir işletme barışı, daha çok istikrar ve daha az grev olmasını sağlamak için çalışanların yönetime daha fazla katılmaları amaçlanıyor.
EN The idea is that this can be achieved by involving employees in decision-making processes to a considerable extent, thereby ensuring a more peaceful working environment, greater stability and fewer strikes.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
daha az | fewer |
TR Aynı durum tersi için de geçerlidir. Başlığınız daha kısa kelimeler içeriyorsa, bir kelimenin ikiye bölünme olasılığı daha düşük olacağından daha fazla karakter görüntülenme şansı daha yüksektir.
EN The same applies in reverse. If your title contains shorter words, then there’s a higher chance of it displaying more characters since it’s less likely that a word will need to be cut in half.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
geçerlidir | applies |
kısa | shorter |
kelimeler | words |
düşük | less |
şansı | chance |
TR Bunlar, kaynakları daha verimli kullanır, daha az makine (sanal ve fiziksel) ve daha az işletim sistemi eşgörünümüyle daha fazla uygulama çalıştırmanıza imkan tanır
EN They’re more resource-efficient — they let you run more applications on fewer machines (virtual and physical), with fewer OS instances
Tyrkneska | Enska |
---|---|
verimli | efficient |
sanal | virtual |
ve | and |
fiziksel | physical |
sistemi | os |
daha az | fewer |
TR Inline karıştırmada, günlük olarak aynı miktarda ürün üretmek için daha az tank gereklidir ve tanklar daha küçük olduğundan, daha az yer kaplar ve daha küçük binalara yerleştirilebilir
EN Inline blending requires fewer tanks to produce the same amount of product per day, and since they are smaller, they have smaller footprints and can be housed in smaller buildings
Tyrkneska | Enska |
---|---|
inline | inline |
miktarda | amount |
ürün | product |
olduğundan | since |
daha az | fewer |
TR Bu, kanalizasyon sisteminde daha az yük, daha az ekipman ve boru tesisatı, daha düşük su ve deterjan tüketimi ve aslında, genel olarak daha düşük kaynak kullanımı anlamına gelir
EN This puts less load on the sewage system, less equipment and piping, lower water and detergent consumption – in fact, lower resource usage overall
Tyrkneska | Enska |
---|---|
bu | this |
yük | load |
ekipman | equipment |
su | water |
genel | overall |
kaynak | resource |
kullanımı | usage |
TR Psikolog Barry Schwartz Batı toplumlarının temel inançlarından birini hedef alıyor: seçme özgürlüğü. Schwartz'a göre, seçim bizleri daha özgür değil, aksine daha fazla felç ediyor, daha mutlu değil, daha tatminsiz kılıyor.
EN Psychologist Barry Schwartz takes aim at a central tenet of western societies: freedom of choice. In Schwartz's estimation, choice has made us not freer but more paralyzed, not happier but more dissatisfied.
TR Daha hızlı yükleme süreleri, daha iyi kullanıcı deneyimi, daha iyi arama motoru optimizasyonu ve daha yüksek dönüşüm oranları anlamına gelir.
EN Faster load times mean better user experience, better search engine optimization, and higher conversion rates.
TR Çevreleyen piksellerin değerlerinin incelemesini temel alan daha kesin ancak daha yavaş bir yöntemdir. Bikübik, daha karmaşık hesaplamalar kullanarak En Yakın Komşu veya Çift Doğrusal yöntemine göre daha yumuşak ton geçişleri oluşturur.
EN A slower but more precise method based on an examination of the values of surrounding pixels. Using more complex calculations, Bicubic produces smoother tonal gradations than Nearest Neighbor or Bilinear.
TR Bunlar müşterilerinizle daha iyi ilişkileri kurmanıza, daha çok trafik oluşturmanıza ve daha çok para kazanmanıza yardımcı olur
EN It can help you generate more traffic, build relationships with your customers, and make lots of money
Tyrkneska | Enska |
---|---|
bunlar | it |
müşterilerinizle | with your customers |
trafik | traffic |
ve | and |
olur | can |
TR Sonix daha fazla otomasyon ihtiyacını anlar. Sonix API'si sağlamdır ve üretkenliği artırmak ve daha yüksek hacimleri ölçekte işlemek için daha fazla özelleştirmeye olanak tanır.
EN Sonix understands the need for further automation. The Sonix API is robust and allows for further customizations to boost productivity and process higher volumes at scale.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
sonix | sonix |
otomasyon | automation |
api | api |
artırmak | boost |
ölçekte | at scale |
TR Sonix Medical Transkripsiyon, sağlık hizmeti sağlayıcılarının, BT tedarikçilerinin, sigorta şirketlerinin ve ilaç şirketlerinin klinik belgeleri daha hızlı, daha verimli ve daha güvenli bir şekilde tamamlamalarını sağlar.
EN Sonix Medical Transcription allows healthcare providers, IT vendors, insurers, and pharmaceutical companies to complete clinical documents faster, more efficiently, and more securely.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
sonix | sonix |
transkripsiyon | transcription |
bt | it |
ilaç | pharmaceutical |
klinik | clinical |
belgeleri | documents |
hızlı | faster |
verimli | efficiently |
sağlar | allows |
sağlayıcıları | providers |
TR Diğer yazılımlar ile çalışmıyorsa harika bir teknoloji platformunun kullanımı nedir? Sonix, iş akışınızı daha hızlı, daha kolay ve daha büyülü hale getirmek için endüstri lideri yazılımlarla derinden bütünleşir.
EN What's the use of a great technology platform if it doesn't work with other software? Sonix deeply integrates with industry-leading software to make your workflow faster, easier, and more magical.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
yazılımlar | software |
harika | great |
teknoloji | technology |
sonix | sonix |
hızlı | faster |
endüstri | industry |
lideri | leading |
derinden | deeply |
TR Bu, internet kullanımını gizlediğim yerde bir gizlilik ve utanç döngüsü yarattı, bu benim için daha fazla sorun yarattı, bu bende daha çok kaçma isteği uyandırdı, bu da daha çok kullanmama neden oldu
EN This created a cycle of secrecy and shame where I was hiding the internet usage, which caused more problems for me, which made me want to escape even more, which made me use more
Tyrkneska | Enska |
---|---|
internet | internet |
döngüsü | cycle |
sorun | problems |
oldu | was |
kullanımı | usage |
TR İlk başta, küçük başlayın! Mükemmel bilgi tabanına sahip olmaya çalışmayın, yaklaşık 10 veya daha az makale yazın ve müşterilerinizden daha fazla talep alırken biraz daha ekleyin
EN At first, start small! don't try to have the perfect knowledge base, write about 10 articles or less and add some more while you're getting more requests from your customers
Tyrkneska | Enska |
---|---|
küçük | small |
başlayın | start |
mükemmel | perfect |
bilgi | knowledge |
yaklaşık | about |
veya | or |
makale | articles |
ve | and |
talep | requests |
TR Daha düşük gecikme süresi, %19'a kadar daha iyi performans, %20 daha düşük maliyet ve şu anda AWS'de bulunan en yüksek güç verimliliği ile Graviton2 işlevleri, görev açısından kritik öneme sahip sunucusuz uygulamaları destekleyebilir
EN With lower latency, up to 19% better performance, a 20% lower cost, and the highest power-efficiency currently available at AWS, Graviton2 functions can power mission critical serverless applications
Tyrkneska | Enska |
---|---|
gecikme | latency |
a | a |
performans | performance |
aws | aws |
verimliliği | efficiency |
işlevleri | functions |
görev | mission |
kritik | critical |
sunucusuz | serverless |
uygulamaları | applications |
TR Daha hızlı model eğitimi sayesinde veri bilimcileri ve makine öğrenimi mühendisleri daha hızlı yineleme yapabilir, daha fazla model eğitebilir ve doğruluk oranını artırabilir.
EN Faster model training can enable data scientists and machine learning engineers to iterate faster, train more models, and increase accuracy.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
hızlı | faster |
veri | data |
ve | and |
makine | machine |
mühendisleri | engineers |
yapabilir | can |
TR Airbnb, Amazon EC2 P3 bulut sunucuları sayesinde eğitim iş yüklerini daha hızlı çalıştırma, daha fazla yineleme gerçekleştirme, daha iyi makine öğrenimi modelleri oluşturma ve maliyeti düşürme olanağına sahip oluyor.
EN With Amazon EC2 P3 instances, Airbnb can run training workloads faster, go through more iterations, build better machine learning models and reduce costs.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
amazon | amazon |
hızlı | faster |
makine | machine |
modelleri | models |
oluşturma | build |
ve | and |
maliyeti | costs |
TR Dağıtılmış makine öğrenimi ve yüksek performanslı bilgi işlem için optimize edilmiş yeni, daha hızlı, daha güçlü ve daha büyük bulut sunucusu boyutu
EN New faster, more powerful and larger instance size optimized for distributed machine learning and high performance computing
Tyrkneska | Enska |
---|---|
dağıtılmış | distributed |
makine | machine |
yeni | new |
hızlı | faster |
güçlü | powerful |
boyutu | size |
TR Eğer web siteniz daha popüler hale geldiği takdirde, daha fazla özelliğe sahip bir paylaşımlı web hosting planına kolaylıkla geçebilir ve daha fazla kaynağa sahip olabilirsiniz
EN If your web site become more popular, you may easily switch to other web hosting plan with more properties and have more sources
Tyrkneska | Enska |
---|---|
popüler | popular |
sahip | have |
planı | plan |
TR Ayarlanmaya daha müsait parametrelerle deneme yapmak için simülasyon işlerinin ölçeğini genişletin ve böylelikle daha hızlı ve daha isabetli sonuçlar elde edin.
EN Scale out simulation jobs to experiment with more tunable parameters, leading to faster, more accurate results.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
simülasyon | simulation |
hızlı | faster |
sonuçlar | results |
TR ChatMix tuşundan kulaklığa bağlanan kabloyu daha da uzattık, daha iyi konfor için kulak yastıklarının kalınlığını artırdık ve daha derin bass çıkışı için ince ayarlar yaptık
EN We made the cable from the ChatMix dial to the headset longer, increased the thickness of the ear cushions for greater comfort, and tweaked the sound for deeper bass output
Tyrkneska | Enska |
---|---|
konfor | comfort |
kulak | ear |
TR Lider Teknolojimiz Daha Kolay, Daha Hızlı ve Daha Karlı Pazarlama Yapmanızı Sağlar
EN Our Leading Technology Gets You to Market Easier, Faster and With More Profit
Tyrkneska | Enska |
---|---|
lider | leading |
hızlı | faster |
ve | and |
Sýnir 50 af 50 þýðingum