TR Yoğun İşbirliği, Yoğun Etkileşim
TR Yoğun İşbirliği, Yoğun Etkileşim
EN High Tech Collaboration, High Touch Interactions
TR Günün veya yılın hangi zamanlarının en yoğun olduğunu takip ederek, en yoğun ziyaret zamanlarında ekstra harcamayı teşvik etmek için özel satışlar, indirimler ve diğer teşvikler sunabilirler.
EN By tracking which times of the day or year are the busiest, they'll be able to offer special sales, discounts, and other incentives to encourage extra spending during peak visitation times.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
veya | or |
takip | tracking |
ekstra | extra |
teşvik | encourage |
özel | special |
indirimler | discounts |
diğer | other |
TR Bütçe dostu bir ilişki mi arıyorsunuz? Size özel kiralama paketlerimiz var. Şimdi, sezon dışında ayda 1200 AED'den başlayan ve yoğun sezonda ayda 1400 AED'ye kadar çıkan aylık kiralama paketiyle Dubai'de bir araba kiralayın.
EN Looking for a budget-friendly affair? We have got exclusive rental packages for you. Now rent a car in Dubai with a monthly rental package starting at AED 1200 per month during the off-season and goes upto AED 1400 per month during the peak-season.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
bütçe | budget |
dostu | friendly |
arıyorsunuz | looking for |
özel | exclusive |
sezon | season |
ayda | per month |
aed | aed |
dubai | dubai |
TR En popüler dergilerimiz artık yoğun sağlık uzmanlarının her istedikleri yerde ve her istedikleri zaman önemli bilgilere ulaşmasına yardımcı olmak amacıyla uygulama olarak da kullanılabilmektedir
EN Our most popular journals are now available as apps to help busy healthcare professionals access important information, whenever and wherever they need it
Tyrkneska | Enska |
---|---|
en | most |
popüler | popular |
sağlık | healthcare |
önemli | important |
bilgilere | information |
olmak | are |
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
Tyrkneska | Enska |
---|---|
diğer | other |
hizmetlerimizi | our services |
tamamen | fully |
hizmetleri | services |
olabilecek | could |
bunları | that |
şekilde | manner |
kullanıcıları | users |
ın | of |
TR Yoğun e-mail trafiği olmayanküçük işletmeler için
EN For small businesses without heavy e-mail traffic
Tyrkneska | Enska |
---|---|
trafiği | traffic |
işletmeler | businesses |
için | for |
TR İster bir yayınevi, bilgisayar oyunu satıcısı ya da yoğun bir restoran işletiyor olun, Jotform'da hazırlayacağınız online ön sipariş formlarınızla işinizi genişletmeniz artık daha kolay
EN Whether you’re a book publisher, video game retailer, or busy restaurant, generate buzz for your business with our online preorder forms
Tyrkneska | Enska |
---|---|
oyunu | game |
restoran | restaurant |
olun | whether |
online | online |
formları | forms |
TR Suriye’de savaş patlak verince, duyduğumuz yoğun korku ve kaygı eşliğinde güvenli bir yer aramaya başladık
EN When war broke in Syria we started to look for a safe place because of the intense fear and anxiety we were in
Tyrkneska | Enska |
---|---|
suriye | syria |
savaş | war |
yoğun | intense |
korku | fear |
güvenli | safe |
başladık | we started |
TR Geç ergenlik yıllarımda ve özellikle üniversitede, kullanımımı kontrol etmeye başladım, bu da beni sorunlu davranışlarımdan uzak durma dönemlerine ve ardından yoğun aşırı yeme dönemlerine götürecekti
EN Around my late teens and particularly in college, I started to try to control my usage, which would lead me to periods of staying away from my problematic behaviors followed by periods of intense binging
Tyrkneska | Enska |
---|---|
geç | late |
özellikle | particularly |
beni | me |
sorunlu | problematic |
uzak | away |
yoğun | intense |
mı | my |
kullanımı | usage |
TR Facebook?ta amaç tıpkı diğer sosyal medya platformlarında olduğu gibi insanlar arasında yoğun bir etkileşim yaratmaktır
EN The purpose of Facebook is to create intense interactions between people, just like other social media platforms
Tyrkneska | Enska |
---|---|
amaç | purpose |
diğer | other |
olduğu | is |
insanlar | people |
yoğun | intense |
TR Kin, tüketici uygulama geliştiricilerini herkesin birlikte kazandığı kapsamlı bir ekosistemin parçası olarak yoğun katılım, sürdürülebilir gelir ve büyüme sağlamaları için güçlendirir
EN Kin empowers consumer app developers to create deep engagement, increase retention, and drive sustainable revenue and growth as part of a comprehensive ecosystem in which everyone wins together
Tyrkneska | Enska |
---|---|
tüketici | consumer |
uygulama | app |
herkesin | everyone |
parçası | part |
sürdürülebilir | sustainable |
gelir | revenue |
büyüme | growth |
TR Eski bir yerleşim birimi olan Karacasu?da klasik ev tipi ahşap olup son yıllarda betonarme ev yapımında yoğun bir artış gözlenmektedir. İlçe Merkezinde, toplam 60 kamu konutu ve sosyal konut bulunmaktadır.
EN Karacasu, an old residential unit, is a classic house type wood, and in recent years there has been an intense increase in the construction of reinforced concrete houses. There are 60 public housing and social housing in the district center.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
eski | old |
klasik | classic |
tipi | type |
son | recent |
yoğun | intense |
artış | increase |
kamu | public |
sosyal | social |
TR Örneğin, uzantı ve işlev kodunuz aynı CPU kaynaklarını paylaştığından, bir uzantı yoğun işlem kullanımlı operasyonlar gerçekleştiriyorsa, işlev yürütme sürenizde artış olduğunu görebilirsiniz
EN For example, if an extension performs compute-intensive operations, you may see your function execution duration increase because the extension and your function code share the same CPU resources
Tyrkneska | Enska |
---|---|
işlev | function |
cpu | cpu |
yoğun | intensive |
operasyonlar | operations |
yürütme | execution |
artış | increase |
kaynakları | resources |
TR Uygun maliyetli yüksek performans ile yoğun işlem içeren iş yükleri için tasarlanmıştır
EN Designed for compute-intensive workloads with cost-effective high performance
Tyrkneska | Enska |
---|---|
maliyetli | cost |
yüksek | high |
performans | performance |
yoğun | intensive |
TR Şirket, müşterileri kişisel finansal ürünler ile bağlantıya geçirmek için yoğun şekilde veri bilimi ve makine öğrenimine (ML) dayanır.
EN The company relies heavily on data science and machine learning (ML) to connect customers with personalized financial products.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
müşterileri | customers |
kişisel | personalized |
finansal | financial |
ürünler | products |
makine | machine |
ml | ml |
TR Amazon EC2 P3 bulut sunucuları mühendislik simülasyonları, hesaplamalı finans, sismik analiz, moleküler modelleme, genomik, görsel işleme ve benzeri, yoğun GPU işlemi gerektiren iş yüklerini çalıştırmak için ideal bir platformdur
EN Amazon EC2 P3 instances are an ideal platform to run engineering simulations, computational finance, seismic analysis, molecular modeling, genomics, rendering, and other GPU compute workloads
Tyrkneska | Enska |
---|---|
amazon | amazon |
mühendislik | engineering |
finans | finance |
analiz | analysis |
moleküler | molecular |
gpu | gpu |
ideal | ideal |
TR Yüksek performanslı bilişim (HPC), bilim insanlarının ve mühendislerin bu karmaşık, yoğun işlem kaynağı gerektiren sorunları çözmesine olanak tanır
EN High performance computing (HPC) allows scientists and engineers to solve these complex, compute-intensive problems
Tyrkneska | Enska |
---|---|
yüksek | high |
hpc | hpc |
ve | and |
karmaşık | complex |
yoğun | intensive |
sorunları | problems |
TR Pazarda rekabet yüksek olmakla birlikte internetin yoğun kullanımıyla birlikte, her gün binlerce domain kaydediliyor ve bu domainler için bir SSL sertifikası satın alıyor
EN Although the competition is high in the market, with the intense use of the internet, thousands of domains are registered every day and SSL certificates are purchased for these domains
Tyrkneska | Enska |
---|---|
rekabet | competition |
yüksek | high |
yoğun | intense |
domainler | domains |
ssl | ssl |
sertifikası | certificates |
satın | purchased |
TR Raffles Makkah sarayı markanın Orta Doğu’da varlığını güçlendirerek açılıyor. Royal Monceau, Fransız tasarımcı Phillippe Starck tarafından yönetilen 2 yıllık yoğun renovasyon çalışmalarından sonra yeniden açılıyor.
EN Raffles Makkah palace opens, strengthening the brand's presence in Middle East. The Royal Monceau reopens after 2 years of intense renovation led by the French designer Phillippe Starck.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
raffles | raffles |
makkah | makkah |
orta | middle |
doğu | east |
royal | royal |
tasarımcı | designer |
yıllık | years |
yoğun | intense |
TR Robotik, yapay zeka, yeni malzemeler: Almanya’da yürütülen yoğun araştırmalar geleceğin tıbbını hazırlıyor. Sizin için üç örnek.
EN Robotics, artificial intelligence, new materials: intense medical research in Germany for the future. Three examples.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
zeka | intelligence |
yeni | new |
malzemeler | materials |
almanya | germany |
yoğun | intense |
araştırmalar | research |
örnek | examples |
TR Duymaya kıyasla, insanların görerek öğrendikleri bilgileri hatırlama oranı %55 daha fazladır. Yoğun veriyi ve karmaşık bilgileri, kolaylıkla anlaşılabilen infografiklere dönüştürerek daha çarpıcı bir sunum ortaya çıkarırsınız.
EN People remember 55% more information when they see it in a visual rather than hearing it. Turning dense data or complex information into easily digestible infographics helps make a lasting impression.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
karmaşık | complex |
insanları | people |
TR Rival 650 Kablosuz'un tasarımının her yönü oyuncuların zorlayıcı konfor taleplerini karşılar. Pençe tutuşu veya avuç içi tutuşu fark etmeden, şekli size uzun ve yoğun oyun oturumlarında mükemmel konforu verecek.
EN Every aspect of the Rival 650 Wireless design meets players' stringent demands for comfort. Whether you deploy a claw grip or palm grip, the shape will provide perfect comfort for long and intense gaming sessions.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
rival | rival |
kablosuz | wireless |
veya | or |
size | you |
uzun | long |
ve | and |
yoğun | intense |
oyun | gaming |
mükemmel | perfect |
ın | of |
tasarım | shape |
TR Rival 710ün tasarımının her yönü oyuncuların zorlayıcı konfor taleplerini karşılar. Pençe tutuşu veya avuç içi tutuşu fark etmeden, şekli size uzun ve yoğun oyun oturumlarında mükemmel konforu verecek.
EN Every aspect of the Rival 710 design meets players' stringent demands for comfort. Whether you deploy a claw grip or palm grip, the shape will provide perfect comfort for long and intense gaming sessions.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
rival | rival |
veya | or |
size | you |
uzun | long |
ve | and |
yoğun | intense |
oyun | gaming |
mükemmel | perfect |
ın | of |
tasarım | shape |
TR Rival 600 tasarımının her yönü oyuncuların konfor taleplerini karşılıyor. Pençe tutuşu veya avuç içi tutuşu fark etmeden, şekli size uzun ve yoğun oyun oturumlarında kalıcı konfor verecek.
EN Every aspect of the Rival 600 design meets players' demands for comfort. Whether you deploy a claw grip or palm grip, the shape provides lasting comfort for long and intense gaming sessions.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
rival | rival |
konfor | comfort |
veya | or |
size | you |
uzun | long |
ve | and |
yoğun | intense |
oyun | gaming |
kalıcı | lasting |
ın | of |
tasarım | shape |
TR California Gal, yoğun thraldom ve acımasız işkence ile tahrip etti.
EN African wench entreats to be dominated
TR Genç yasal yaş genç cuties bir anda yoğun ilgi gören derleme
EN Stylish stepmom rimmed by legal age teenager whilst fingering
Tyrkneska | Enska |
---|---|
genç | teenager |
yasal | legal |
yaş | age |
bir | by |
TR Emzikli sıkma ve memeler.Yoğun Oturum
EN Cover my milf billibongs in your sexy cum joi
TR 8.2. Yüksek katma değerli ve emek-yoğun sektörlere odaklanarak ve çeşitlendirme, teknoloji geliştirme ve yenilik getirme aracılığıyla ekonomik verimliliğin daha yüksek seviyelere çekilmesi
EN 8.2. Achieve higher levels of economic productivity through diversification, technological upgrading and innovation, including through a focus on high-value added and labour-intensive sectors
Tyrkneska | Enska |
---|---|
değerli | value |
ekonomik | economic |
TR Global boyutta güçlü aktörler büyüme ve kârlılıkta yoğun bir rekabet içerisinde.
EN Strong actors in the global arena are in intense competition with regards to growth and profitability.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
global | global |
güçlü | strong |
büyüme | growth |
yoğun | intense |
rekabet | competition |
TR Yoğun gündem ve işlerin üst üste bindiği takvimlerimiz nedeniyle takip etmemiz gerektiğini bildiğimiz beslenme tarzına uymak bazen güç olabilir
EN With busy diaries and hectic schedules, it can sometimes be tricky to eat the way we know we should
Tyrkneska | Enska |
---|---|
ve | and |
gerektiğini | should |
bazen | sometimes |
TR Güçlü AN440 RFID anteni, yoğun ürün trafiğini büyük uygulama alanlarında dahi, hızlı ve hatasız takip etmek için ihtiyacınız olan yüksek performansı, kapasiteyi ve menzili sunar.
EN The robust AN440 RFID antenna delivers the high-performance, capacity and range you need to track dense product traffic quickly and accurately, even in large application areas.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
güçlü | robust |
rfid | rfid |
ürün | product |
uygulama | application |
hızlı | quickly |
performansı | performance |
kapasiteyi | capacity |
sunar | delivers |
TR Bluetooth Parıldakları düşük enerji teknolojisi kullanır ve işletim modları, yoğun endüstriyel ortamlarda konum hassasiyetini artıran Bluetooth® düşük enerji özellikleriyle uyumludur
EN Bluetooth Beacons use low-energy technology, and their operating modes are compatible with Bluetooth® low-energy specifications to enhance location precision in dense industrial environments
Tyrkneska | Enska |
---|---|
bluetooth | bluetooth |
düşük | low |
enerji | energy |
teknolojisi | technology |
ve | and |
endüstriyel | industrial |
ortamlarda | environments |
konum | location |
TR Yoğun kurulumlarda konum hassasiyetini ve performansı artırmak için ultra düşük RF aktarma gücüne sahiptir
EN They have ultra-low RF transmit powers for increased locate accuracy and improved performance in high density deployments
Tyrkneska | Enska |
---|---|
performansı | performance |
ultra | ultra |
düşük | low |
sahiptir | have |
TR Değiştirilebilir AA pillere sahip olan bu parıldaklar, yoğun kurulumlarda konum doğruluğunun önemli olduğu her yerde varlık takibi çözümlerinde konum parıldakları olarak optimize edilmiştir.
EN With replaceable AA batteries these beacons are optimised as location beacons in asset tracking solutions anywhere locate accuracy in dense deployments is important.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
konum | location |
önemli | important |
varlık | asset |
takibi | tracking |
TR XBOOK L10 esneklikte son nokta: yoğun veri girişi için tam özellikli bir klavye ile dizüstü bilgisayar yerine kullanın, ayaktayken veya yürürken kolay kullanım için klavyeyi çıkarın veya araç ünitesi ile araca monte edin
EN The XBOOK L10 offers the ultimate in flexibility — use it as a laptop replacement with the fully-functional keyboard for heavy data entry, remove the keyboard for easy use while standing or walking, or mount in any vehicle with a companion vehicle dock
Tyrkneska | Enska |
---|---|
veri | data |
tam | fully |
klavye | keyboard |
kolay | easy |
araç | vehicle |
TR 4G LTE desteği ile, personeliniz dünyanın her yerinde, bağlantı halindedir; araçlarda ve yoğun veya seyrek nüfuslu alanlarda bile
EN 2x2 Multiple-User Multiple Input Multiple Output (MU-MIMO) technology allows access points to communicate with multiple devices simultaneously via pinpoint beamforming, boosting WiFi network capacity, speed and range
Tyrkneska | Enska |
---|---|
bağlantı | network |
TR Yoğun talepten dolayı, filosundaki uçak sayısını bir Airbus A320 kiralanarak altıya yükseltildi
EN Due to high demand, the SunExpress fleet is expanded by a sixth aircraft (Airbus A320), which is leased in the summer of 1995
Tyrkneska | Enska |
---|---|
uçak | aircraft |
TR Stratejik olarak konumlandırılmış geçiş noktalarımız üzerinden farklı hizmetler sunuyor, yoğun noktalardan kaçınıyor, sevkiyatı her an kontrol altında tutuyor, rekabet edebilir fiyat seviyeleri ile görüş netliği sağlıyoruz.
EN We offer differentiating services via our strategically positioned gate ways, avoiding congestions, staying in control, providing visibility at competitive price levels.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
kontrol | control |
fiyat | price |
seviyeleri | levels |
TR Orta ila yüksek viskoziteli ürünleri büyük partiler halinde işlemek için PMD ve PMD-VC Tipi Yoğun Karıştırıcılar doğru makine seçimidir
EN For processing large batches of moderate- to high-viscosity product, the PMD and PMD-VC intensive mixers are the machines of choice
Tyrkneska | Enska |
---|---|
ürünleri | product |
yoğun | intensive |
TR Kimya sektörü; yasalarla uyumluluk gerektiren birçok yükümlülük, mevzuat incelemeleri, karmaşık kaynak ve tedarik zincirleri ve yoğun rekabet ortamında faaliyet gösterir
EN The chemicals sector is heavily regulated, with many compliance pressures, intense regulatory scrutiny, complicated sourcing and supply chains, as well as strong competitive pressures
Tyrkneska | Enska |
---|---|
uyumluluk | compliance |
birçok | many |
karmaşık | complicated |
tedarik | supply |
zincirleri | chains |
yoğun | intense |
TR Eğlence ve konaklama sektörleri; yoğun rekabet ve ekonomik baskıların olduğu, tüketicilerin yüksek beklenti ve bol seçenekle bu duruma katkı sağladığı hızla gelişen alanlardır
EN The leisure and hospitality industries are particularly fast moving, with heavy competition and economic pressures, compounded by customers who have more options and higher expectations than ever before
Tyrkneska | Enska |
---|---|
ve | and |
rekabet | competition |
ekonomik | economic |
hızla | fast |
TR TENCEL™ Lyocell elyafların daha derin boya alma özelliği ve pürüzsüz elyaf yüzeyi, pamuklu kumaşlara kıyasla gözle görülür derecede daha yoğun bir parlaklık verir.
EN In comparison with synthetics, there is an absence of electrostatic charge.
TR Talep akışı yoğun olduğunda ve müşteriler geceleri bile sizinle iletişime geçtiğinde - tüm mesajları yanıtlamak ve tek bir müşteriyi dahi kaçırmamak için chatbotu bağlayın.
EN When the flow of requests is intense and customers contact you even at night – connect the chatbot to answer all messages and not miss a single customer.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
talep | requests |
akışı | flow |
yoğun | intense |
iletişime | contact |
tüm | all |
TR Özellikle sektörün alıcısının ve kullanıcısının yoğun olduğu bölgelerde bu çalışmalar birkaç farklı noktadan yürütülecektir. Diğer tüm bölgelerde ise en güçlü STK ile çalışmalar yürütülecektir.
EN These activities will be carried out from several different points, especially in areas where the buyers and users of the sector are intense. In all other regions, activities will be conducted with the strongest NGO.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
yoğun | intense |
tüm | all |
TR Yurt içinde katılımcı ve ziyaretçilerimizin yoğun bulunduğu ve ilgilendiği tüm fuarlar ziyaret edilecek, fuarımızın tanıtımları yapılacaktır.
EN All domestic exhibitions, where our participants and visitors are interested in and attended intensively, will be visited and our exhibition will be promoted.
Tyrkneska | Enska |
---|---|
içinde | in |
ve | and |
tüm | all |
ziyaret | visited |
TR Çocuk Yoğun Bakım Takibi Gerektiren Pediatrik Travma Hastalarının Değerlendirilmesi ve Mülteci Çocuklara ait Farklılıkların Belirlenmesi
EN Evaluation of Pediatric Trauma Patients Requiring Pediatric Intensive Care Follow-up and Identifying the Differences in Refugee Children
Tyrkneska | Enska |
---|---|
yoğun | intensive |
bakım | care |
ve | and |
mülteci | refugee |
ın | of |
TR Covid-19 Pandemisinin Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi Yatışlarına Etkisi
EN The Effect of Covid-19 Pandemic on Pediatric Intensive Care Admissions
Tyrkneska | Enska |
---|---|
yoğun | intensive |
bakım | care |
etkisi | effect |
TR Çocuk Yoğun Bakım Ünitesinde Tedavi Edilen Şiddetli Astım Ataklı Hastaların Değerlendirilmesi: 8 Yıllık Tek Merkez Deneyimi
EN Evaluation of Patients with Severe Asthma Exacerbation treated in a Pediatric Intensive Care Unit: 8 Years of Single-Center Experience
Tyrkneska | Enska |
---|---|
yoğun | intensive |
bakım | care |
yıllık | years |
merkez | center |
deneyimi | experience |
TR Çocuk Yoğun Bakım Ünitemizdeki Terapötik Plazma Değişimi Deneyimlerimiz
EN Our Experience with Therapeutic Plasma Exchange in the Pediatric Intensive Care Unit
Tyrkneska | Enska |
---|---|
yoğun | intensive |
bakım | care |
TR Yoğun bakım ünitesinde tedavi gören hastaların yakınlarının bilgilendirilme sıklığının depresyon ve anksiyete düzeylerine etkisinin değerlendirilmesi
EN An evaluation of the effect on depression and anxiety levels of the frequency of providing informing to the relatives of patients treated in intensive care unit
Tyrkneska | Enska |
---|---|
yoğun | intensive |
bakım | care |
ve | and |
etkisinin | effect |
ın | of |
Sýnir 50 af 50 þýðingum