TR Tabii ki, her yeni tesis verimliliği önceliklendirmeli ve mümkün olduğunda yüksek verimli ekipmanla yapılandırılmalıdır.
"mümkün olduğunda" dalam Turki dapat diterjemahkan ke dalam kata/frasa Jerman berikut:
TR Tabii ki, her yeni tesis verimliliği önceliklendirmeli ve mümkün olduğunda yüksek verimli ekipmanla yapılandırılmalıdır.
DE Natürlich sollte jeder neue Standort die Effizienz priorisieren und nach Möglichkeit mit hocheffizienten Netzwerkgeräten konfiguriert werden.
Turki | Jerman |
---|---|
her | jeder |
yeni | neue |
verimliliği | effizienz |
TR Tabii ki, her yeni tesis verimliliği önceliklendirmeli ve mümkün olduğunda yüksek verimli ekipmanla yapılandırılmalıdır.
DE Natürlich sollte jeder neue Standort die Effizienz priorisieren und nach Möglichkeit mit hocheffizienten Netzwerkgeräten konfiguriert werden.
Turki | Jerman |
---|---|
her | jeder |
yeni | neue |
verimliliği | effizienz |
TR Mümkün olduğunda, özetleyin. Bu görsel bir anket sonucu raporudur, bu nedenle metni dikkatli kullanın. 200 kelimeyi aşmayın ve metin kullanmak yerine sonucu görselleştirin.
DE Bitte fassen Sie zusammen, wenn möglich. Dies ist ein visueller Bericht der Umfrageergebnisse, also gehen Sie sparsam mit Text um. Überschreiten Sie nicht 200 Wörter und visualisieren Sie die Ergebnisse, anstatt Text zu verwenden.
TR Mümkün olduğunda Vergiler ve Harçlar geçerli Kanunlar uyarınca Zoom tarafından düzenlenen faturalarla tahsil edilecektir
DE Falls zutreffend, werden Steuern und Gebühren auf den von Zoom ausgestellten Rechnungen in Übereinstimmung mit den geltenden Gesetzen erhoben
TR Mümkün olduğunda anlaşmalarımızı uygulamak;
DE Um gegebenenfalls unsere Verträge durchzusetzen.
TR Mümkün olduğunda anlaşmalarımızı uygulamak;
DE Um gegebenenfalls unsere Verträge durchzusetzen.
TR Mümkün olduğunda anlaşmalarımızı uygulamak;
DE Um gegebenenfalls unsere Verträge durchzusetzen.
TR Mümkün olduğunda anlaşmalarımızı uygulamak;
DE Um gegebenenfalls unsere Verträge durchzusetzen.
TR Mümkün olduğunda anlaşmalarımızı uygulamak;
DE Um gegebenenfalls unsere Verträge durchzusetzen.
TR Mümkün olduğunda anlaşmalarımızı uygulamak;
DE Um gegebenenfalls unsere Verträge durchzusetzen.
TR Mümkün olduğunda anlaşmalarımızı uygulamak;
DE Um gegebenenfalls unsere Verträge durchzusetzen.
TR Mümkün olduğunda anlaşmalarımızı uygulamak;
DE Um gegebenenfalls unsere Verträge durchzusetzen.
TR Mümkün olduğunda anlaşmalarımızı uygulamak;
DE Um gegebenenfalls unsere Verträge durchzusetzen.
TR Mümkün olduğunda anlaşmalarımızı uygulamak;
DE Um gegebenenfalls unsere Verträge durchzusetzen.
TR Mümkün olduğunda anlaşmalarımızı uygulamak;
DE Um gegebenenfalls unsere Verträge durchzusetzen.
TR Mümkün olduğunda anlaşmalarımızı uygulamak;
DE Um gegebenenfalls unsere Verträge durchzusetzen.
TR Mümkün olduğunda anlaşmalarımızı uygulamak;
DE Um gegebenenfalls unsere Verträge durchzusetzen.
TR Parolalarınızı iki faktörlü kimlik doğrulama ile güvence altına alın ve mümkün olduğunda bir kimlik doğrulayıcı ekleyin
DE Sichern Sie Ihre Passwörter mit Zwei-Faktor-Authentifizierung und fügen Sie nach Möglichkeit einen Authentifikator hinzu
TR Şayet şu anda bir gezi mümkün değilse „Önceden duyulan sevinç, sevinçlerin en güzelidir (Vorfreude ist die schönste Freude)“ atasözüne uygun biçimde bu geziyi en azından hayal etmek mümkün
DE Sollte eine Reise derzeit nicht möglich sein, kann man sie frei nach dem Sprichwort „Vorfreude ist die schönste Freude“ wenigstens in Erwägung ziehen
Turki | Jerman |
---|---|
ne | sein |
TR Kullanıcılarınızın mümkün olan en iyi sayfa yükleme sürelerini elde etmesini sağlamak için doğru ana bilgisayarı kullandığınızdan ve kullanıcıların sitenize mümkün olduğunca kolay bağlanabildiğinden emin olmanız gerekir
DE Um sicherzustellen, dass Ihre Nutzer die bestmöglichen Ladezeiten erhalten, müssen Sie dafür sorgen, dass Sie den richtigen Hoster verwenden und dass die Besucher so einfach wie möglich auf Ihre Website zugreifen können
Turki | Jerman |
---|---|
sayfa | website |
elde | erhalten |
sağlamak | sicherzustellen |
kullanıcıların | nutzer |
kolay | einfach |
TR Web dışı uygulamalar, RDP bağlantıları ve özel yönlendirme için internet ve uygulama erişimi kullanımları söz konusu olduğunda kapsamlı, tek bir istemci kullanın
DE Aggregieren Sie Aktivitätsprotokolle in Cloudflare oder exportieren Sie sie in Ihren Cloud-Protokollspeicher oder zu Ihrem SIEM-Anbieter.
TR Konu backlink analizi olduğunda, Ahrefs benim 1 numaralı araç tercihim. SEO konusunda ciddiyseniz, Ahrefs’e ihtiyacınız var.
DE Wenn es um Backlink-Analysen geht, ist Ahrefs mein #1 Tool. Wer ernsthaft SEO macht, braucht Ahrefs.
Turki | Jerman |
---|---|
analizi | analysen |
ahrefs | ahrefs |
benim | mein |
araç | tool |
seo | seo |
konusunda | um |
TR Ancak verilerin kalite kontrolü ve güvenilirliği söz konusu olduğunda bu önemli bir adımdır.
DE Dies ist ist jedoch ein wichtiger Schritt, wenn es um die Qualitätskontrolle und Vertrauenswürdigkeit von Daten geht.
Turki | Jerman |
---|---|
verilerin | daten |
olduğunda | wenn |
önemli | wichtiger |
TR GDPR, Kişisel Verilerinizin işlenmesi için geçerli olduğunda, birkaç yasal dayanağa güveniyoruz. Bunlar:
DE Wenn für die Verarbeitung Ihrer personenbezogenen Daten die DSGVO gilt, stützen wir uns auf mehrere Rechtsgrundlagen. Dazu gehören:
Turki | Jerman |
---|---|
gdpr | dsgvo |
kişisel | personenbezogenen |
geçerli | gilt |
birkaç | mehrere |
TR İşleme, Tüketici Hizmetlerinin iyileştirilmesi veya Ürünlerimizin sağlanması dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere, meşru iş çıkarlarımız (veya Kurumsal Müşterilerimizin çıkarları) için gerekli olduğunda;
DE Wenn die Verarbeitung für unsere legitimen Geschäftsinteressen (oder diejenigen unserer Unternehmenskunden), insbesondere die Verbesserung der Verbraucherdienste oder die Bereitstellung unserer Produkte, erforderlich ist;
Turki | Jerman |
---|---|
veya | oder |
gerekli | erforderlich |
TR Bu Gizlilik Politikasında açıklandığı gibi, bunu yapmak için yasal bir yükümlülüğümüz olduğunda.
DE Wenn wir, wie in dieser Datenschutzrichtlinie beschrieben, eine gesetzliche Verpflichtung dazu haben.
Turki | Jerman |
---|---|
bu | dieser |
yasal | gesetzliche |
TR Web sitesi anahtar kelime performansını düzenli olarak izleyin, büyümeye yol açan eylemleri tespit edin ve kritik bir şey olduğunda bundan ilk haberdar olan siz olun.
DE Verfolgen Sie regelmäßig die Keyword-Rankings Ihrer Website, finden Sie heraus, welche Ihrer Aktionen zu Wachstum geführt haben und erfahren Sie als Erster, wenn etwas Kritisches passiert.
Turki | Jerman |
---|---|
ilk | erster |
TR Web sitenize kritik bir şey olduğunda anında uyarı alın.
DE Erhalten Sie sofortige Warnungen, wenn etwas Kritisches auf Ihrer Website passiert.
Turki | Jerman |
---|---|
web | website |
olduğunda | wenn |
alın | erhalten |
TR Bir alan adın olduğunda, e-posta, barındırma, web sitesi oluşturucu ve diğer işlevleri kolayca bağlamanı sağlarız. İhtiyaç duyduğun her şey bir arada.
DE Sobald du eine Domain hast, ist es ganz einfach, E-Mail, Hosting, Website Builder und mehr hinzuzufügen. So hast du alles, was du brauchst, ganz praktisch an einem Ort.
Turki | Jerman |
---|---|
olduğunda | sobald |
barındırma | hosting |
oluşturucu | builder |
ve | und |
TR Gecikme, sunucunuz ile oyun sunucusu arasında büyük bir mesafe olduğunda meydana gelir
DE Latenz tritt auf, wenn zwischen Ihrem Rechner und dem Spieleserver ein große Distanz ist
Turki | Jerman |
---|---|
gecikme | latenz |
olduğunda | wenn |
TR Kredi kartları ve Paypal söz konusu olduğunda geri ödemeyi başlatacağız
DE Falls Sie mit Kreditkarte oder PayPal gezahlt haben, veranlassen wir die Rückerstattung
Turki | Jerman |
---|---|
ve | die |
paypal | paypal |
TR Otomatik yedeklemeler için ücret alan diğer barındırma hizmeti sağlayıcılarının aksine biz bu özelliği ücretsiz sunuyoruz. Böylelikle, ters giden bir şeyler olduğunda daha eski bir sürüme kolayca dönüş yapabilirsin.
DE Im Gegensatz zu anderen Hosting-Providern, die für automatisierte Backups Gebühren verlangen, bieten wir dir diesen Service kostenlos an. Wenn also einmal etwas schiefgehen sollte, kannst du leicht auf eine ältere Version zurückgreifen.
Turki | Jerman |
---|---|
otomatik | automatisierte |
ücret | gebühren |
diğer | anderen |
barındırma | hosting |
hizmeti | service |
biz | wir |
bu | diesen |
ücretsiz | kostenlos |
TR Editörleri birlikte kaydır ? Varsayılan olarak, iki editör, belge büyük olduğunda birlikte kaydırılır. Bu özelliği devre dışı bırakabilirsiniz.
DE Blättern sie redakteure ? Standardmäßig scrollen die beiden editoren zusammen, wenn das dokument groß ist. Sie können diese ffunktion deaktivieren.
Turki | Jerman |
---|---|
birlikte | zusammen |
iki | beiden |
belge | dokument |
bu | diese |
varsayılan olarak | standardmäßig |
TR Daha fazla organik trafik ve satış elde etmek için ilk önce hangi sayfaların iyileştirileceğine ilişkin ipuçları alın. Web sitesinde veya önemli sayfalardan birinde tehlikeli bir şey olduğunda e-posta uyarıları alın.
DE Erhalte Tipps, welche Seiten als erstes verbessert werden sollten, um mehr organischen Traffic und Verkäufe zu erhalten. Erhalte E-Mail-Benachrichtigungen, wenn etwas Gefährliches mit einer Website oder wertvollen Seiten passiert.
Turki | Jerman |
---|---|
organik | organischen |
trafik | traffic |
ve | und |
satış | verkäufe |
ilk | erstes |
ipuçları | tipps |
veya | oder |
TR Denetimden başladığınızda, kritik bir şey olduğunda sizi bilgilendireceğiz.
DE Beginnen Sie mit dem Audit und wir werden Sie benachrichtigen, wenn ein kritischer Vorgang eintritt.
Turki | Jerman |
---|---|
bir | ein |
olduğunda | wenn |
sizi | sie |
TR Kapılar söz konusu olduğunda, amblem ürünü daha güzel, daha ilginç ve hatta daha zengin hale getirebilir
DE Bei Türen kann das Emblem das Produkt schöner, interessanter und noch reicher machen
Turki | Jerman |
---|---|
kapılar | türen |
ürünü | produkt |
güzel | schöner |
ve | und |
TR Evinizde işler ne sıklıkla bozulur? Çoğunlukla, ekipman, maaştan daha uzun bir süre önce olduğunda ve yeni bir tane satın almak için yeterli para olmadığında, en uygun olmayan zamanda başarısız olur
DE Wie oft brechen Dinge in Ihrem Haus? Oft fällt die Ausrüstung im ungünstigsten Moment aus, wenn es noch lange vor dem Gehalt liegt und einfach nicht genug Geld vorhanden ist, um eine neue zu kaufen
Turki | Jerman |
---|---|
sıklıkla | oft |
uzun | lange |
yeni | neue |
yeterli | genug |
uygun | einfach |
olmayan | nicht |
TR Basın yayınlamak söz konusu olduğunda zaman nakittir
DE Zeit ist Geld, wenn es um die Veröffentlichung von Medien geht
TR Konu hız olduğunda, hiçbir şey Sonix'in yapay zeka destekli transkriptleriyle kıyaslanamaz
DE Wenn es um Geschwindigkeit geht, ist nichts mit den KI-gestützten Transkripten von Sonix vergleichbar
Turki | Jerman |
---|---|
konu | mit |
hız | geschwindigkeit |
olduğunda | wenn |
sonix | sonix |
TR Katılımcılarınıza bir sınav sırasında yanıtlarını göndermek için ne kadar süre kaldığını göstermek, konu daha iyi bir sınav deneyimi olduğunda önemli bir avantajdır
DE Ihren Teilnehmern zu zeigen, wie viel Zeit für die Abgabe ihrer Antworten während eines Quiz bleibt, ist ein wichtiger Vorteil für ein besseres Quiz-Erlebnis
Turki | Jerman |
---|---|
süre | zeit |
göstermek | zeigen |
deneyimi | erlebnis |
önemli | wichtiger |
yanıtları | antworten |
TR Hazır olduğunda web sitenizin önizlemesini yapın ve siteyi yayınlayın. Web sitenizi daha sonra pano üzerinden yeniden düzenleyebilir ve yayınlayabilirsiniz.
DE Sobald Sie fertig sind, können Sie eine Vorschau Ihrer Website ansehen und sie veröffentlichen. Sie können Ihre Website später bearbeiten und erneut veröffentlichen, indem Sie über das Dashboard auf sie zugreifen.
Turki | Jerman |
---|---|
hazır | fertig |
olduğunda | sobald |
web | website |
ve | und |
TR Projeniz tamamen hazır olduğunda YouTube ve diğer sosyal medya platformlarından anında paylaşın, cihazınıza indirin ya da bu projeye hesabınız üzerinden daha sonra ulaşın
DE Wenn Ihr Projekt fertig ist, können Sie es sofort auf YouTube oder anderen sozialen Plattformen teilen, auf Ihr Gerät herunterladen oder später direkt von Ihrem Konto aus aufrufen
Turki | Jerman |
---|---|
hazır | fertig |
olduğunda | wenn |
youtube | youtube |
diğer | anderen |
paylaşın | teilen |
indirin | herunterladen |
projeye | projekt |
hesabınız | konto |
TR Slayt gösterisi hazır olduğunda, dilediğiniz video kalitesini seçin ve ve dışa aktarmak için ödeme yapın.
DE Sobald die Diashow fertig ist, wählen Sie die gewünschte Videoqualität und zahlen Sie fürs Exportieren.
Turki | Jerman |
---|---|
hazır | fertig |
olduğunda | sobald |
ödeme | zahlen |
TR Güncellemeleri olduğunda, müşteriyi biletleme yazılımı boyunca uyarabilirler
DE Wenn sie Updates haben, können sie den Kunden über die Ticketing-Software benachrichtigen
Turki | Jerman |
---|---|
güncellemeleri | updates |
olduğunda | wenn |
yazılımı | software |
TR Mobil verimlilik söz konusu olduğunda, sadece insanları belirli cihaz ve uygulamalara bağlı tutmak için dünyaları vaat eden çok fazla sağlayıcı var
DE Viele Anbieter versprechen erstklassige mobile Produktivität, aber nur unter der Prämisse, dass Kunden immer dieselben Geräte und Anwendungen verwenden
Turki | Jerman |
---|---|
mobil | mobile |
verimlilik | produktivität |
söz | versprechen |
sadece | nur |
cihaz | geräte |
TR Web siteniz Cloudflare topluluğunun bir parçası olduğunda, web trafiği akıllı küresel ağımız üzerinden yönlendirilir
DE Sobald Ihre Website Teil der Cloudflare-Community ist, wird ihr Web-Traffic über unser intelligentes globales Netzwerk geroutet
Turki | Jerman |
---|---|
cloudflare | cloudflare |
parçası | teil |
olduğunda | sobald |
trafiği | traffic |
küresel | globales |
TR Görüntüleyici Yanıtı - Bu olay, uçtaki CloudFront sunucusu isteği gerçekleştiren son kullanıcıya veya cihaza yanıt vermeye hazır olduğunda gerçekleşir.
DE Viewer Response – Dieses Ereignis tritt ein, wenn der CloudFront-Server bei der Edge zur Antwort an den Endbenutzer oder das Gerät bereit ist, der bzw. das die Anforderung gesendet hat.
Turki | Jerman |
---|---|
bu | dieses |
sunucusu | server |
cihaza | gerät |
yanıt | antwort |
hazır | bereit |
olduğunda | wenn |
TR Kod İmzalama Yapılandırması, onaylı imzalama profillerini belirtmenize ve imza denetimleri başarısız olduğunda uyarı verme veya dağıtımı reddetme arasında seçim yapmanıza yardımcı olur
DE Mit der Code-Signing-Konfiguration können Sie die zugelassenen Signierprofile angeben und konfigurieren, ob Bereitstellungen gewarnt oder zurückgewiesen werden sollen, wenn Signaturprüfungen fehlschlagen
Turki | Jerman |
---|---|
kod | code |
olduğunda | wenn |
TR Konuklar için vapur hizmeti, Fairmont Southampton'daki The Dock at The Waterlot ile Hamilton şehrinin kalbi olan Albouy's Point arasında verilmektedir (hava koşulları uygun olduğunda)
DE Fähren für Gäste verkehren zwischen dem Dock von Waterlot beim Fairmont Southampton und Albouy’s Point im Herzen von Hamilton (je nach Wetterbedingungen)
Turki | Jerman |
---|---|
fairmont | fairmont |
s | s |
TR Tavsiye edilen yazım (yalnızca zorunlu olduğunda reform)
DE Empfohlene Rechtschreibung (Reform nur wo zwingend)
Turki | Jerman |
---|---|
yalnızca | nur |
Menampilkan 50 dari 50 terjemahan