TR Bunlar damak zevkimize hitap eder ev duyularımızı okşar – egzotik baharatlar her yemeğe özellik katar. Bunlar köklerden, soğanlardan, kabuklardan, yapraklardan, otlardan, çiçeklerden, meyvelerden ya da tohumlardan elde edilir.
{Ssearch} lefordítása angol nyelvre
{Endresult} / 50 fordítás megjelenítése a (z) "çünkü bunlar bu" kifejezésről török nyelvről angol nyelvre
{search} fordításai
A {search} török nyelven a következő angol szavakra/kifejezésekre fordítható:
| çünkü | a all an and are as at be because because it but by can do doing don for from go have if in in the is it just more most much must not of of the on on the one or our so than that the their they this time to too us was we will with work would you your |
| bunlar | a about all an and are as be but by can for from have in is isn isn’t it just matter more new not of off on or our should stay that the there there are these they they are this to using we which with you your |
török fordítása angol nyelvre a çünkü bunlar bu szóból
török
angol
EN They titillate the palate and seduce the senses – exotic spices give the meal that extra something. They are obtained from roots, bulbs, bark, leaves, herbs, blossoms, fruit or seeds.
| török | angol |
|---|---|
| da | and |
TR Bir yarışmaya katılırsan veya Last.fm'le birlikte bir yazılım kullanırsan o zaman ilgili Şartları ve Koşulları dikkatlice okuduğundan da emin ol, çünkü bunlar bu belgeye ek şartlar içerebilirler.
EN If you enter a competition or use software alongside Last.fm then make sure you read any accompanying Terms and Conditions carefully too, because they may have conditions in addition to this document.
| török | angol |
|---|---|
| last | last |
| yazılım | software |
| dikkatlice | carefully |
| emin | sure |
TR Maalesef, çerezleri engelleyen kişiler için sitemiz çalışmayacaktır çünkü bunlar oturumunuzun açık kalmasını sağlıyor.
EN Unfortunately, our site won't work for those who disable cookies as they keep you signed in.
TR Hakkımızda sayfasının temel değerleri, hizmet şartlarını nasıl kapsaması gerektiğini görün, çünkü bunlar sarı yapraklı hamaklara benziyor, bir şirket hikayesi anlatıyor
EN See how About Us page should cover core values, terms of service because they are similar to yellow leaf hammocks, tells a company story
| török | angol |
|---|---|
| temel | core |
| hizmet | service |
| şartlarını | terms of |
| gerektiğini | should |
| görün | see |
| bunlar | are |
| sarı | yellow |
| şirket | company |
| anlatıyor | tells |
TR Her zaman aradığımı buluyorum çünkü harika profesyonel, karakter, tipografi ve logo sahneleri var, bunlar da işletmem için yaptığım pazarlamaya çok uygun
EN I always find what I’m looking for as they have an amazing mix of professional, character, typography, and logo scenes – which work amazingly for the marketing I do for my business
| török | angol |
|---|---|
| harika | amazing |
| karakter | character |
| tipografi | typography |
| logo | logo |
| sahneleri | scenes |
TR Bununla birlikte, çoğu zaman aynı konular hakkında haber yapıyoruz çünkü bunlar genel bir gazetecilik perspektifiyle önem taşıyan konular.
EN Usually, however, we report on the same subjects because they are relevant from a general journalistic perspective.
| török | angol |
|---|---|
| genel | general |
TR Bir yarışmaya katılırsan veya Last.fm'le birlikte bir yazılım kullanırsan o zaman ilgili Şartları ve Koşulları dikkatlice okuduğundan da emin ol, çünkü bunlar bu belgeye ek şartlar içerebilirler.
EN If you enter a competition or use software alongside Last.fm then make sure you read any accompanying Terms and Conditions carefully too, because they may have conditions in addition to this document.
| török | angol |
|---|---|
| last | last |
| yazılım | software |
| dikkatlice | carefully |
| emin | sure |
TR Bu nedenle pek çok site .jpeg ve .png resimlerini tercih eder, çünkü bunlar kalitede minimum kayıpla nispeten hızlı yüklenir.
EN This is why many sites stick to .jpeg and .png images, since they load relatively quickly with a minimal loss in quality.
| török | angol |
|---|---|
| nedenle | why |
| site | sites |
| jpeg | jpeg |
| ve | and |
| png | png |
| kalitede | quality |
| minimum | minimal |
| nispeten | relatively |
| hızlı | quickly |
TR Maalesef, çerezleri engelleyen kişiler için sitemiz çalışmayacaktır çünkü bunlar oturumunuzun açık kalmasını sağlıyor.
EN Unfortunately, our site won't work for those who disable cookies as they keep you signed in.
TR Her zaman aradığımı buluyorum çünkü harika profesyonel, karakter, tipografi ve logo sahneleri var, bunlar da işletmem için yaptığım pazarlamaya çok uygun
EN I always find what I’m looking for as they have an amazing mix of professional, character, typography, and logo scenes – which work amazingly for the marketing I do for my business
TR Asla engellere takılmayacaksınız çünkü desteğimiz her soruyu çok hızlı bir şekilde cevaplayacaktır. Şimdi anlamadığınız şeyler için endişelenmeyin, çünkü yardım edebiliriz.
EN You'll never stuck with obstacles, because our support will answer any questions very fast. Don't worry about the things you don't understand now, because we can help.
| török | angol |
|---|---|
| asla | never |
| çok | very |
| şeyler | things |
| edebiliriz | can |
TR Bunlar zaten açık erişimli yayınlama seçeneği sunan 1900'den fazla hibrit derginin haricinde yer almaktadır.
EN These sit alongside more than 1900 hybrid journals that already offer the option to publish open access.
| török | angol |
|---|---|
| açık | open |
| yayınlama | publish |
| sunan | offer |
| hibrit | hybrid |
TR Digital Commons vasıtasıyla 4,3 milyondan fazla açık erişimli makale ortaya çıktı ve bunlar neredeyse bir milyar defa paylaşıldı.
EN More than 4.3 million open access articles are surfaced via Digital Commons and have been shared nearly a billion times.
| török | angol |
|---|---|
| commons | commons |
| vasıtasıyla | via |
| milyondan | million |
| açık | open |
| neredeyse | nearly |
| milyar | billion |
TR Tüm bunlar, güvenlik ve gizliliği sağlayarak ülke veya IP adresine göre engellemeyi atlamanızı sağlar
EN All this allows to bypass blocking by country or IP address, ensuring security and privacy
| török | angol |
|---|---|
| tüm | all |
| bunlar | this |
| ve | and |
| ülke | country |
| veya | or |
| adresine | address |
| sağlar | allows |
| göre | by |
TR Gmail hesabınızı bağlayın ve doğrudan Semrush'tan alan adı sahipleriyle iletişime geçin. İletişim kurma stratejileriniz için özelleştirilebilir e-posta şablonları kullanın ve bunlar hakkında güncel kalın.
EN Connect your Gmail account and contact domain owners directly from Semrush. Use customizable email templates for your outreach strategies and stay updated on them.
| török | angol |
|---|---|
| gmail | gmail |
| doğrudan | directly |
| semrush | semrush |
| iletişime | contact |
| özelleştirilebilir | customizable |
| e-posta | |
| şablonları | templates |
| kullanın | use |
| kalın | stay |
TR Bu, Arama Motoru Sonuç Sayfaları demektir. Bunlar, bir kullanıcının arama sorgusuna yanıt olarak Google ve diğer arama motorlarının gösterdiği sayfalardır.
EN This stands for Search Engine Results Pages. They're the pages that Google and other search engines show in response to a user’s search query.
| török | angol |
|---|---|
| motoru | engine |
| sonuç | results |
| sayfaları | pages |
| kullanıcının | user |
| yanıt | response |
| diğer | other |
| motorları | engines |
TR Bunlar yeni dergiler oldukları için, henüz Dergi Etki faktörleri veya CiteScore'ları yoktur
EN As these are new journals, they do not have a Journal Impact Factor or CiteScore yet
| török | angol |
|---|---|
| yeni | new |
| için | as |
| henüz | yet |
| etki | impact |
| veya | or |
TR GDPR, Kişisel Verilerinizin işlenmesi için geçerli olduğunda, birkaç yasal dayanağa güveniyoruz. Bunlar:
EN Where GDPR applies to the processing of your Personal Data, we rely on several legal bases. These include:
| török | angol |
|---|---|
| gdpr | gdpr |
| işlenmesi | processing |
| geçerli | applies |
| birkaç | several |
| yasal | legal |
TR Bunlar, hesabınızın yönetimi için oluşturulan ve saklanan verilerdir:
EN This is the data that is created and stored for the management of your account:
| török | angol |
|---|---|
| hesabınızın | your account |
| yönetimi | management |
TR E-postaları açık metin olarak gönderdiğinizde, bunlar ele geçirilebilir ve alıcıya giderken okunabilir
EN When you send emails in clear text, they can be intercepted and read on the way to the recipient
| török | angol |
|---|---|
| açık | clear |
| metin | text |
TR Bu bölüm Motor1.com web sitesindeki çerezlerin genel olarak nasıl kullanıldığını ve aşağıda bu çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi açıklamaktadır.(Bunlar tüm web siteleri için geçerli değildir.)
EN This policy explains how cookies are used on Motor1.com websites in general - and, below, how you can control the cookies that may be used on this site (not all of them are used on every site).
| török | angol |
|---|---|
| aşağıda | below |
| değildir | not |
TR Bunlar, abonelerin Last.fm aboneliklerini aldıklarında ve kullandıklarında kabul ettiği şartlardır.
EN These are the terms that subscribers agree to when they purchase and use their Last.fm subscription.
| török | angol |
|---|---|
| last | last |
| ve | and |
TR Bunlar, API'yi ticari olmayan amaçlar için kullandığında kabul ettiğin şartlardır.
EN These are the terms that you agree to when you use our API for non-commercial purposes.
| török | angol |
|---|---|
| api | api |
| ticari | commercial |
TR Bunlar müşterilerinizle daha iyi ilişkileri kurmanıza, daha çok trafik oluşturmanıza ve daha çok para kazanmanıza yardımcı olur
EN It can help you generate more traffic, build relationships with your customers, and make lots of money
| török | angol |
|---|---|
| bunlar | it |
| müşterilerinizle | with your customers |
| trafik | traffic |
| ve | and |
| olur | can |
TR Youtube, sizin için otomatik olarak oluşturmasına rağmen, içeriğinizi zayıf gösterdiği için genelde çok iyi değildir bunlar
EN While YouTube will automatically create one for you, it’s usually not very good, which reflect poorly on your content
| török | angol |
|---|---|
| youtube | youtube |
| içeriğinizi | your content |
| iyi | good |
| değildir | not |
TR Bunlar, bu cihaz için yaygınca kullanılan bazı aletler. Her işlem için her alete ihtiyacınız yoktur.
EN These are some common tools used to work on this device. You might not need every tool for every procedure.
| török | angol |
|---|---|
| cihaz | device |
| bazı | some |
| aletler | tools |
| ihtiyacınız | need |
TR Ve, sadece ışıkları kapatmak veya organik bahçeler yapmaktan, ki bunlar da önemli, daha fazlası olduğunun farkındayız
EN And we realize it isn’t just a matter of turning off lights or planting an organic garden, although these are important
| török | angol |
|---|---|
| ışıkları | lights |
| veya | or |
| organik | organic |
| önemli | important |
TR Altyazılar, video ile senkronize edilen ses içeriğinin metin versiyonlarıdır. Bunlar genellikle videonun alt kısmında görüntülenir ve görüntüleyici tarafından açılabilir ve kapatılabilir.
EN Captions are text versions of the audio content, synchronized with the video. They are typically displayed at the bottom of the video and can be toggled on and off by the viewer.
| török | angol |
|---|---|
| altyazılar | captions |
| senkronize | synchronized |
| genellikle | typically |
| alt | bottom |
TR Bunlar, kendi içlerinde bağımlılık döngüsünü oluşturmayan, ancak sürekli olarak alt satırlarımıza girme dürtülerini ortaya çıkaran şeylerdir
EN These are things that in and of themselves do not constitute the addictive cycle, but that are consistently likely to bring up urges to go into our bottom lines
| török | angol |
|---|---|
| ancak | but |
| alt | bottom |
| döngüsü | cycle |
TR Bunlar, her birimizin tamamen uzak durduğu davranış ve durumlardır
EN These are the behaviors and situations that each of us remains completely abstinent from
| török | angol |
|---|---|
| her | each |
| tamamen | completely |
| ve | and |
TR Anket sorularınızı oluştururken bazı temel noktalar vardır. Bunlar:
EN There are some fundamental points when creating your survey questions. These are:
| török | angol |
|---|---|
| anket | survey |
| bazı | some |
| temel | fundamental |
| soruları | questions |
TR Bunlar arasında başarılı bulduklarınızın sosyal medya kullanım alışkanlıklarını iyi analiz etmelisiniz
EN Among these, you should analyze the usage habits of the social media accounts that you consider successful
| török | angol |
|---|---|
| başarılı | successful |
| kullanım | usage |
| analiz | analyze |
TR Beğenilere ve yorumlara karşılık vermek, sohbet ve tartışmalara katılmak bunlar arasında en önemli eylemlerden biridir.
EN Responding to likes and comments and participating in conversations and discussions are among the most important actions that you can undertake.
| török | angol |
|---|---|
| en | most |
TR Bunlar için Vimeo?da işletme hesabı açmayı ihmal etmemelisiniz
EN For this reason, you shouldn?t fail to open a business account with Vimeo
| török | angol |
|---|---|
| vimeo | vimeo |
| işletme | business |
| hesabı | account |
TR Sosyal Mesajlaşma Chatbotları: Bunlar, sosyal medyaya entegre edilmiş botlardır ve Facebook Messenger , Slack , Telegram , WhatsApp vb
EN Social Messaging Chatbots: These are bots integrated within social media and messaging apps like Facebook Messenger, Slack, Telegram, WhatsApp, etc
| török | angol |
|---|---|
| mesajlaşma | messaging |
| entegre | integrated |
| ve | and |
TR Bunlar, İşlem Sonlandırma, Merkeziyetsiz Yönetim ve tam olarak programlandığı şekilde, bir gecikme, sansür, dolandırıcılık veya üçüncü parti müdahalesi olmadan çalışan uygulamalardır.
EN It aims to run applications exactly as programmed without any possibility of downtime, censorship, fraud or third party interference.
| török | angol |
|---|---|
| parti | party |
| olmadan | without |
TR Samsung, ekran boyutu tercihlerinizden bağımsız olarak aynı akıllı telefon deneyimini sağlamaya çalışıyor gibi görünüyor ve Galaxy S8'in özellikleri bunu ele veriyor. Bunlar size tanıdık geliyor mu?
EN Samsung seems to have gone all-out to provide the same smartphone experience regardless of your screen size preferences, and the Galaxy S8's specs bear that out. Any of this look familiar?
| török | angol |
|---|---|
| samsung | samsung |
| ekran | screen |
| boyutu | size |
| deneyimini | experience |
| s | s |
| tanıdık | familiar |
TR Thawte EV SSL Web Sunucusu Sertifikası: Bunlar genişletilmiş doğrulama sertifikalarıdır, bu nedenle web sitesinin arkasındaki işletmenin tam olarak doğrulanmasını gerektirir ve böylece kullanıcılara daha büyük bir güven duygusu sunar
EN Thawte EV SSL Web Server Certificate: These are extended verification certificates, therefore requires full verification of the business behind the website and thus offers users a greater sense of trust
| török | angol |
|---|---|
| thawte | thawte |
| ssl | ssl |
| genişletilmiş | extended |
| arkasındaki | behind |
| tam | full |
| gerektirir | requires |
| kullanıcılara | users |
| güven | trust |
| sunar | offers |
TR Bunlar diğer dijital sertifikaları verebilen özel bir dijital sertifika türlerindendir
EN These are a special type of digital certificate that can issue other digital certificates
| török | angol |
|---|---|
| diğer | other |
| özel | special |
TR Bunlar, web sayfanıza, mobil uygulamanıza veya basılı materyallere ekleyebileceğiniz resmi Sonix grafik kaynaklarıdır. Mavi logo hafif arka planlarda en iyi şekilde çalışır; beyaz olan karanlık arka planlar için tasarlanmıştır.
EN These are official Sonix graphical resources that you can include on your webpage, in your mobile application, or in printed material. The blue logo works best on light backgrounds; the white one is designed for dark backgrounds.
| török | angol |
|---|---|
| mobil | mobile |
| veya | or |
| basılı | printed |
| resmi | official |
| sonix | sonix |
| logo | logo |
| hafif | light |
| çalışır | works |
| kaynakları | resources |
TR Kullanıcı deneyimini artırmak için çerezlerden yararlanıyoruz ancak bunlar zararlı değil
EN We use cookies to improve user experience, but they are not harmful
| török | angol |
|---|---|
| kullanıcı | user |
| deneyimini | experience |
| için | to |
| bunlar | are |
| zararlı | harmful |
| değil | not |
TR Bunlar kullanım alanlarının sadece küçük bir kısmıdır; daha fazla kullanım örneğini burada görebilirsiniz.
EN But of course, this is just the tip of the iceberg; you can view more use cases here.
| török | angol |
|---|---|
| kullanım | use |
TR Bunlar, size mirasımızın ve adım attığınız andan ayrıldığınız ana kadar destinasyonun gerçek duygusunu yaşatan şeylerdir.Geleneklere yeni bir hayat üfleriz ve bizimle yolcuğunuza bunları katarız
EN These are the things that give you a real sense of our heritage and destination from the moment you walk in until the moment you leave.We breathe new life into traditions and infuse them throughout your journey with us
| török | angol |
|---|---|
| gerçek | real |
| hayat | life |
| bizimle | with us |
TR Bunlar, 1936?da belirlenen model 1948 Paris Otomobil Fuarı?nda açıklanmadan önce belirlendi
EN These were the specifications set in 1936 before the definitive model was revealed at the 1948 Paris Motor Show
| török | angol |
|---|---|
| da | in |
| model | model |
| paris | paris |
| otomobil | motor |
| nda | at |
| önce | before |
TR Yüksek nitelikli, adil ve sosyal açıdan güvenli - bunlar, Alman istihdam piyasasının talepleri
EN Highly qualified, fair and socially secured – these are the goals of the German employment market
| török | angol |
|---|---|
| yüksek | highly |
| nitelikli | qualified |
| adil | fair |
| ve | and |
| alman | german |
| istihdam | employment |
| ın | of |
TR Almanya hakkında bilmeye değer her şeyi nerede bulursun? Siyaset, ekonomi, yaşam, yükseköğrenim veya çalışmaya ilişkin bilgi ve olguları? Bütün bunlar 10 dilde? İşte bu video sana bunu gösteriyor.
EN Where can you find out everything worth knowing about Germany? Information and facts about politics, business, life, studying or work? And all of that in no less than ten languages? This video shows you where.
| török | angol |
|---|---|
| almanya | germany |
| hakkında | about |
| değer | worth |
| nerede | where |
| siyaset | politics |
| yaşam | life |
| veya | or |
| ve | and |
| video | video |
| sana | you |
TR Bunlar, popüler ve yeni gönderiler, incelemeler, tek sayfa tasarımı, hizmetler, incelemeler, bölünmüş kaydırma, logo oluşturucu ve kategoriler gibi içerik modüllerini içerir
EN These include content modules such as popular and recent posts, reviews, one page design, services, reviews, split scroll, logo maker, and categories
| török | angol |
|---|---|
| popüler | popular |
| incelemeler | reviews |
| sayfa | page |
| tasarımı | design |
| hizmetler | services |
| logo | logo |
| oluşturucu | maker |
| içerik | content |
| içerir | include |
TR Bunlar, enerji, telekomünikasyon ve altyapı hizmetleri şirketlerine, artan hizmet taleplerini karşılama, ROI oranını yükseltme ve hizmetin ileri hatlarında performans üstünlüğü elde etme yoluyla avantaj sağlar.
EN These benefit energy, telecommunications and utilities companies by meeting heightened service demands, improving ROI and gaining a performance edge at the front line of service.
| török | angol |
|---|---|
| enerji | energy |
| telekomünikasyon | telecommunications |
| altyapı | utilities |
| performans | performance |
| avantaj | benefit |
TR Mobil köprüler sabit konumlu köprülerle birlikte çalışarak kapsamlı bir konum verileri çözümü sunar, bunlar ihtiyaçlarınıza uygun şekilde yapılandırılabilir.
EN Mobile bridges work with fixed-location bridges to form a comprehensive location-data solution configurable to your unique requirements.
| török | angol |
|---|---|
| mobil | mobile |
| sabit | fixed |
| kapsamlı | comprehensive |
| konum | location |
| verileri | data |
| çözümü | solution |
| şekilde | form |
TR Tüm bunlar iş birliğini güçlendirmek, üretkenliği artırmak ve hizmeti yeni zirvelere taşımak üzere hazır.
EN All this goes far to foster collaboration, increase productivity and raise service to new heights.
| török | angol |
|---|---|
| tüm | all |
| bunlar | this |
| ve | and |
| hizmeti | service |
| yeni | new |
{Totalresult} / 50 fordítás megjelenítése
Hasonló fordítások
çünkü bunlar sarı çünkü bunlar bu çünkü bunlar kalitede bunlar bunlar olmadan yapıldığı takdirde bunlar bunlar hakkında güncel çıktı ve bunlar bunlar bileşimlerindeki madeni bunlar henüz gerçekleşmeden bunlar özellikle düşük bunlar kullanım alanlarının bunlar genellikle videonun bunlar genişletilmiş doğrulama bunlar birleşmiş milletler bunlar damak zevkimize bunlar size tanıdık bunlar için vimeo bunlar rulolu ofset bunlar ayrıca fiziksel bunlar sıvı ila bunlar ele geçirilebilir bunlar köklerden bunlar yeni dergiler ki bunlar da bunlar ele alınıp bunlar zor günler bunlar yardımcı olmazsa tüm bunlar bunlar çeşit çeşit bunlar size mantıklı bütün bunlar yararlanıyoruz ancak bunlar bunlar arasında gelir bunlar iş sürecinden alan veya bunlar bunlar yeni internet tüm bunlar perde bunlar youtube bitiş ancak bunlar zaman ortak yanları bunlar bunlar diğer dijital bunlar bitkileri veya bunlar müşterilerinizle daha çünkü çünkü aile bütçesine çünkü verileri yalnızca titreşimini azaltabilir çünkü çünkü hiç kimse çünkü i̇ngilizce artık
Francia
Thai
angol
arab
fényesít
holland
indonéz
japán
koreai
kínai
német
olasz
orosz
portugál
spanyol
svéd
vietnami