TR Araştırma kısmını atlamak ve test amacıyla Parallel Query'yi zorla uygulamak istiyorsanız aurora_pq_force oturum değişkenini kullanın.
TR Araştırma kısmını atlamak ve test amacıyla Parallel Query'yi zorla uygulamak istiyorsanız aurora_pq_force oturum değişkenini kullanın.
EN If you wish to bypass the heuristics and force Parallel Query for test purposes, use the aurora_pq_force session variable.
török | angol |
---|---|
ve | and |
test | test |
query | query |
istiyorsanız | if you wish |
oturum | session |
kullanın | use |
TR Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu ( UNFPA) tarafından hayata geçirilen Çocuk Yaşta, Erken ve Zorla Evliliklerin Önlenmesi Projesi kapsamında çocuk yaşta erken ve zorla evliliklere ilişkin çalışmalar için dokümantasyon portalı açıldı
EN Within the scope of the Project on Prevention of Child, Early and Forced Marriages implemented by the United Nations Population Fund (UNFPA), a documentation portal was opened for studies on early and forced marriages in early age
török | angol |
---|---|
milletler | nations |
nüfus | population |
unfpa | unfpa |
erken | early |
projesi | project |
çocuk | child |
çalışmalar | studies |
dokümantasyon | documentation |
portalı | portal |
TR Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu ( UNFPA) tarafından hayata geçirilen Çocuk Yaşta, Erken ve Zorla Evliliklerin Önlenmesi Projesi kapsamında çocuk yaşta erken ve zorla evliliklere ilişkin çalışmalar için dokümantasyon portalı açıldı
EN Within the scope of the Project on Prevention of Child, Early and Forced Marriages implemented by the United Nations Population Fund (UNFPA), a documentation portal was opened for studies on early and forced marriages in early age
török | angol |
---|---|
milletler | nations |
nüfus | population |
unfpa | unfpa |
erken | early |
projesi | project |
çocuk | child |
çalışmalar | studies |
dokümantasyon | documentation |
portalı | portal |
TR Çocuk Yaşta, Erken ve Zorla Evliliklerin Önlenmesi Alanında Çalışan STÖ'lerin Kapasitesinin Güçlendirilmesi Projesi
EN Technical Support for Strengthening CSOs Capacities for engage in Prevention of CEFM Project
török | angol |
---|---|
projesi | project |
TR Burada devreye giren durum tespiti, ithalatçıların ve şirketlerin zorla çalıştırma (Birleşik Krallık Modern Kölelik Yasası) ve yasa dışı madde ticareti (AB kereste yönetmeliği) gibi riskleri tespit etmesine yardımcı olur.
EN A due diligence system helps importers and companies to identify risks of, for example, forced labour (UK Modern Slavery act) and illegal logging (EU timber regulation).
török | angol |
---|---|
şirketlerin | companies |
modern | modern |
yasası | act |
ab | eu |
yönetmeliği | regulation |
riskleri | risks |
ın | of |
TR Adanın gerçek yerlileri olan Chagoslular, 1966 yılında Büyük Britanya hükumeti tarafından zorla göçe tabi tutularak, Mauritius, Seyşeller ve Büyük Britanya'ya gönderilmiştir
EN The Chagosites, the real indigenous people of the island, were dispatched to Mauritius, Seychelles and Great Britain in 1966 by being forced to emigrate by the British government
török | angol |
---|---|
gerçek | real |
olan | being |
büyük | great |
TR Çocuk Yaşta Erken ve Zorla Evliliklerin Önlenmesi Materyal Veritabanı Açıldı
EN Material Database on Prevention of Child Early and Forced Marriages is Now Available
török | angol |
---|---|
erken | early |
ve | and |
veritabanı | database |
TR Portalda çocuk yaşta, erken ve zorla evliliklerle doğrudan veya dolaylı olarak ilgili 400'ün üzerinde Türkçe ve İngilizce materyal mevcut.
EN The portal contains over 400 Turkish and English materials directly or indirectly related to child, early and forced marriages.
török | angol |
---|---|
çocuk | child |
erken | early |
doğrudan | directly |
veya | or |
ilgili | related |
TR 5.3. Çocuk evliliği, erken yaşta zorla evlendirilme ve kadın sünneti gibi bütün zararlı uygulamaların ortadan kaldırılması
EN 5.3. Eliminate all harmful practices, such as child, early and forced marriage and female genital mutilation
török | angol |
---|---|
erken | early |
kadın | female |
bütün | all |
zararlı | harmful |
TR Önceki 12 ay içinde öldürme, adam kaçırma, zorla kaybedilme, keyfi gözaltı ve eziyete uğrayan gazeteci, ilişkili medya personeli, sendikacı ve insan hakları savunucularına ilişkin doğrulanmış vaka sayısı 16.10.2
EN Number of verified cases of killing, kidnapping, enforced disappearance, arbitrary detention and torture of journalists, associated media personnel, trade unionists and human rights advocates in the previous 12 months 16.10.2
török | angol |
---|---|
ve | and |
ilişkili | associated |
medya | media |
personeli | personnel |
insan | human |
hakları | rights |
sayısı | number |
TR Burada devreye giren durum tespiti, ithalatçıların ve şirketlerin zorla çalıştırma (Birleşik Krallık Modern Kölelik Yasası) ve yasa dışı madde ticareti (AB kereste yönetmeliği) gibi riskleri tespit etmesine yardımcı olur.
EN A due diligence system helps importers and companies to identify risks of, for example, forced labour (UK Modern Slavery act) and illegal logging (EU timber regulation).
török | angol |
---|---|
şirketlerin | companies |
modern | modern |
yasası | act |
ab | eu |
yönetmeliği | regulation |
riskleri | risks |
ın | of |
TR Çocuk Yaşta Erken ve Zorla Evliliklerin Önlenmesi Materyal Veritabanı Açıldı
EN Material Database on Prevention of Child Early and Forced Marriages is Now Available
török | angol |
---|---|
erken | early |
ve | and |
veritabanı | database |
TR Portalda çocuk yaşta, erken ve zorla evliliklerle doğrudan veya dolaylı olarak ilgili 400'ün üzerinde Türkçe ve İngilizce materyal mevcut.
EN The portal contains over 400 Turkish and English materials directly or indirectly related to child, early and forced marriages.
török | angol |
---|---|
çocuk | child |
erken | early |
doğrudan | directly |
veya | or |
ilgili | related |
TR Yasayla ulaşılmak istenen ana hedef, küresel tedarik zincirlerinde insan haklarının korunmasının iyileştirilmesi, çocuk işçiliği ya da zorla çalıştırma yasakları gibi temel standartların gözetilmesi
EN Its main goal is to improve the protection of human rights in global supply chains and ensure observance of fundamental principles, such as the prohibition of child or forced labour
török | angol |
---|---|
hedef | goal |
küresel | global |
tedarik | supply |
insan | human |
çocuk | child |
ın | of |
TR Çocuk Yaşta, Erken ve Zorla Evliliklerin Önlenmesi Alanında Çalışan STÖ'lerin Kapasitesinin Güçlendirilmesi Projesi
EN Technical Support for Strengthening CSOs Capacities for engage in Prevention of CEFM Project
török | angol |
---|---|
projesi | project |
TR Kurbanlarını gerçek hayatta zorla karşılaştıklarında izleyin
EN Track their victims once they meet them in real-life forcefully
török | angol |
---|---|
gerçek | real |
izleyin | track |
TR Adanın gerçek yerlileri olan Chagoslular, 1966 yılında Büyük Britanya hükumeti tarafından zorla göçe tabi tutularak, Mauritius, Seyşeller ve Büyük Britanya'ya gönderilmiştir
EN The Chagosites, the real indigenous people of the island, were dispatched to Mauritius, Seychelles and Great Britain in 1966 by being forced to emigrate by the British government
TR Bir kişinin cinsel kimliğin ya da cinsel yönelimin reddedilmesi ve cinsel kimliği zorla değiştirmeye yönelik terapilerin ve ilgili programların desteklenmesi
EN Denial of an individual’s gender identity or sexual orientation, and support for conversion therapy and related programmes
TR // Genişletilen sınıfı bu yöntemi tanımlamaya zorla
EN // Force Extending class to define this method
TR Bağlantı noktası bırakırken, yolunuzun sonraki parçasının eğri olmasını istiyorsanız bir kez tıklayın. Sonraki parçayı düz çizmek istiyorsanız çift tıklatın. Photoshop buna göre düzgünleştirme veya köşe noktaları oluşturur.
EN While dropping an anchor point, click once if you want the next segment of your path to be curved. Double-click if you want to draw a straight segment next. Photoshop creates smooth or corner points accordingly.
TR Daha fazla müşteri istiyorsanız, daha fazla mal ve hizmet satmak veya kendinizi veya etkinliğinizi çevrimiçi ortamda daha görünür kılmak istiyorsanız, bir web siteye ihtiyacınız var.
EN A website will help you whether you need to attract more clients, sell more goods and services, or if you’re simply looking to make yourself or your event visible online.
TR Kurumsal uygulamalara, özel IP alanlarına ve ana bilgisayar adlarına erişimi sınırlayan varsayılan reddetmeli Sıfır Güven kurallarını uygulamak için kimlik sağlayıcılarınız ve uç nokta koruma platformlarınızla birlikte çalışır
EN Works with your identity providers and endpoint protection platforms to enforce default-deny, Zero Trust rules that limit access to corporate applications, private IP spaces and hostnames
török | angol |
---|---|
kurumsal | corporate |
özel | private |
erişimi | access |
varsayılan | default |
sıfır | zero |
güven | trust |
kimlik | identity |
koruma | protection |
çalışır | works |
sağlayıcıları | providers |
TR Verilerinizi, bu Gizlilik Politikası ve Hizmet Şartlarımız dahil olmak üzere geçerli yasal gerekliliklere, ilgili endüstri standartlarına ve politikalarımıza uymak ve onları uygulamak için de kullanabiliriz.
EN We may also use your data to comply with and enforce applicable legal requirements, relevant industry standards and our policies, including this Privacy Policy and our Terms of Service.
török | angol |
---|---|
verilerinizi | your data |
politikası | policy |
hizmet | service |
yasal | legal |
endüstri | industry |
standartları | standards |
TR Ağ tarafsızlığının açık etkisi, en olası maliyet yapısını uygulamak ve kullanıcılara olası en kötü deneyim kalitesini yaşatmaktır." 3
EN The net effect of network neutrality is to enforce the highest possible cost structure and the worst possible quality of experience onto users.” 3
török | angol |
---|---|
etkisi | effect |
olası | possible |
maliyet | cost |
ve | and |
kullanıcılara | users |
deneyim | experience |
kalitesini | quality |
ın | of |
yapısı | structure |
TR Paylaşılan bir IP adresinin arkasındaki bireysel istemcileri tanımlamak ve her istemci için güvenlik ayarlarını uygulamak için müşterilerimizin Son Kullanıcılarının cihazlarına yerleştirilebilir
EN It may be placed on the devices of our customers' End Users to identify individual clients behind a shared IP address and apply security settings on a per-client basis
török | angol |
---|---|
paylaşılan | shared |
arkasındaki | behind |
her | per |
istemci | client |
güvenlik | security |
ayarlarını | settings |
uygulamak | apply |
son | end |
TR Organizations’ı, ekiplerinize belirlediğiniz güvenli sınırlar içerisindeyken ihtiyaç duydukları kaynaklar ile oluşturma özgürlüğü sunan politikalar uygulamak için kullanabilirsiniz
EN You can use Organizations to apply policies that give your teams the freedom to build with the resources they need, while staying within the safe boundaries you set
török | angol |
---|---|
güvenli | safe |
ihtiyaç | need |
kaynaklar | resources |
oluşturma | build |
politikalar | policies |
uygulamak | apply |
TR AWS iş yüklerinizin devamlı yönetimi için güvenlik, faaliyetler ve uyuma yönelik önceden paketlenmiş yönetim kurallarını uygulamak amacıyla AWS Control Tower’ı kullanabilirsiniz.
EN You can also use AWS Control Tower to apply pre-packaged governance rules for security, operations, and compliance for ongoing governance of your AWS workloads.
török | angol |
---|---|
aws | aws |
güvenlik | security |
önceden | pre |
paketlenmiş | packaged |
uygulamak | apply |
tower | tower |
kullanabilirsiniz | use |
TR Kobo eOkuyucunuz'u promosyon kodu uygulamak için kullanıyorsunuzdur. Bunun yerine promosyon kodunuzu Kobo websitesinde kullanmayı deneyin.
EN You may be using your Kobo eReader to apply a promo code. Try using the promo code on the Kobo website instead.
török | angol |
---|---|
kobo | kobo |
promosyon | promo |
kodu | code |
uygulamak | apply |
deneyin | try |
TR Hibe çağrısı, araç setini uygulamak ve yaygınlaştırmak için tasarlanan projeleri ve ayrıca onu zenginleştirmeyi amaçlayan faaliyetleri öneren projeleri finanse edecektir.
EN The grants will fund projects designed to implement and disseminate the Toolkit as well as proposing activities aimed at enriching it.
török | angol |
---|---|
araç | toolkit |
uygulamak | implement |
projeleri | projects |
onu | it |
faaliyetleri | activities |
edecektir | will |
TR Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası Kalkınma Ajansı, “Mağdurların İyileşmesine Yardımcı Olma" faaliyetini uygulamak ve işbirliği anlaşması için çağrıya çıktı | STGM
EN The United States Agency for International Development (USAID) is seeking applications for a cooperative agreement from qualified entities to implement the Approval of Helping Survivors Heal (HSH) activity. | STGM
török | angol |
---|---|
uluslararası | international |
kalkınma | development |
uygulamak | implement |
stgm | stgm |
TR Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası Kalkınma Ajansı, “Mağdurların İyileşmesine Yardımcı Olma" faaliyetini uygulamak ve işbirliği anlaşması için çağrıya çıktı
EN The United States Agency for International Development (USAID) is seeking applications for a cooperative agreement from qualified entities to implement the Approval of Helping Survivors Heal (HSH) activity.
török | angol |
---|---|
uluslararası | international |
kalkınma | development |
uygulamak | implement |
TR Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID), “Mağdurların İyileşmesine Yardımcı Olma (HSH) faaliyetini uygulamak için nitelikli kuruluşlarla yapacağı işbirliği anlaşması için çağrıya çıktı.
EN The goal of HSH is to expand access to appropriate evidence based MHPSS services to all survivors of torture in need.
TR Kalkınma eylemleri, teknoloji transferi, azaltma, uyum (iklim değişikliği hakkında) uygulamak için kurumsal, sistemik ve bireysel kapasite geliştirmenin güçlendirilmesini tebliğ eden ülkelerin sayısı
EN Number of countries that have communicated the strengthening of institutional, systemic and individual capacity-building to implement adaptation, mitigation and technology transfer, and development actions
török | angol |
---|---|
kalkınma | development |
eylemleri | actions |
teknoloji | technology |
transferi | transfer |
azaltma | mitigation |
uygulamak | implement |
kurumsal | institutional |
bireysel | individual |
kapasite | capacity |
ülkelerin | countries |
sayısı | number |
TR Ana sayfa düzeninize arama motoru optimizasyonu uygulamak ve hızlı erişim için sosyal medya düğmeleri yüklemek için tamamen duyarlı bir web sitesi için bir web sitesi şablonu oluşturun
EN Create a website template for a fully responsive website to apply search engine optimization of your home page layout and installing social media buttons for quick access
török | angol |
---|---|
motoru | engine |
optimizasyonu | optimization |
uygulamak | apply |
hızlı | quick |
erişim | access |
tamamen | fully |
duyarlı | responsive |
şablonu | template |
oluşturun | create |
TR Ancak böyle bir diyeti uygulamak her zaman kolay değildir
EN But it is not always that simple
török | angol |
---|---|
kolay | simple |
TR İklim Koruma Bakanı Robert Habeck’e göre, iklim hedeflerine uzanan yolda Almanya’yı devasa bir ödev bekliyor. Bakan bir “turbo” plan uygulamak istiyor.
EN What is the next step in the dialogue with Russia? At a meeting of EU foreign ministers, Annalena Baerbock calls for patience.
TR "monday.com'u uygulamak çok kolaydır. Ekranı tonlarca özellikle doldurmuyolar - ihtiyacınız olduğuna özellikleri siz ekleyebiliyorsunuz. "
EN "monday.com is very easy to implement. They don't clutter the screen with everything - you can add features as you need them."
török | angol |
---|---|
uygulamak | implement |
özellikleri | features |
TR Yeni/gelecek nesil uygulamalar oluşturmak veya hibrit uygulamalar tasarlamak için bir strateji uygulamak isteyen müşteriler için idealdir.
EN Ideal for customers who are looking to build new/next-gen applications or implement a strategy to design hybrid applications.
török | angol |
---|---|
yeni | new |
uygulamalar | applications |
veya | or |
hibrit | hybrid |
strateji | strategy |
uygulamak | implement |
müşteriler | customers |
idealdir | ideal |
TR NIST, bu uyumluluğu desteklemekte olup NIST 800-53'ün HIPAA Güvenlik Kuralı'na nasıl uyumlu hale geldiğini belgeleyen SP 800-66 HIPAA Güvenlik Kuralını Uygulamak İçin Tanıtıcı Kaynak Kılavuzu'nu yayınlamıştır.
EN NIST supports this alignment and has issued SP 800-66 An Introductory Resource Guide for Implementing the HIPAA Security Rule, which documents how NIST 800-53 aligns to the HIPAA Security Rule.
török | angol |
---|---|
bu | this |
hipaa | hipaa |
güvenlik | security |
kaynak | resource |
TR Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası Kalkınma Ajansı, “Mağdurların İyileşmesine Yardımcı Olma" faaliyetini uygulamak ve işbirliği anlaşması için çağrıya çıktı | STGM
EN The United States Agency for International Development (USAID) is seeking applications for a cooperative agreement from qualified entities to implement the Approval of Helping Survivors Heal (HSH) activity. | STGM
török | angol |
---|---|
uluslararası | international |
kalkınma | development |
uygulamak | implement |
stgm | stgm |
TR Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası Kalkınma Ajansı, “Mağdurların İyileşmesine Yardımcı Olma" faaliyetini uygulamak ve işbirliği anlaşması için çağrıya çıktı
EN The United States Agency for International Development (USAID) is seeking applications for a cooperative agreement from qualified entities to implement the Approval of Helping Survivors Heal (HSH) activity.
török | angol |
---|---|
uluslararası | international |
kalkınma | development |
uygulamak | implement |
TR Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID), “Mağdurların İyileşmesine Yardımcı Olma (HSH) faaliyetini uygulamak için nitelikli kuruluşlarla yapacağı işbirliği anlaşması için çağrıya çıktı.
EN The goal of HSH is to expand access to appropriate evidence based MHPSS services to all survivors of torture in need.
TR Hibe çağrısı, araç setini uygulamak ve yaygınlaştırmak için tasarlanan projeleri ve ayrıca onu zenginleştirmeyi amaçlayan faaliyetleri öneren projeleri finanse edecektir.
EN The grants will fund projects designed to implement and disseminate the Toolkit as well as proposing activities aimed at enriching it.
török | angol |
---|---|
araç | toolkit |
uygulamak | implement |
projeleri | projects |
onu | it |
faaliyetleri | activities |
edecektir | will |
TR Burada çok sayıda projeyi uygulamak için bilişim bilgileri ve görsel veri işlemi birleştiriliyor
EN With a view to realising all kinds of different projects, the degree programme combines knowledge of computer science with visual data processing
török | angol |
---|---|
görsel | visual |
TR YZ sistemleri etik davranma yeteneğine sahipler mi? Evetse, bunu teknik olarak uygulamak nasıl mümkün? Bu sorulara Kristian Kersting (48) kafa yoruyor
EN Can AI systems act ethically? If so, how can this be realised technically? These are questions that Kristian Kersting (48) works on
török | angol |
---|---|
sistemleri | systems |
TR Von Rott’un tavsiyesi şöyle: “Bu konsepti pek çok alanda uygulamak mümkün ve öğrenciler kendi danslarını geliştirebilir.”
EN “The idea can be transferred to many other things; in fact the language students can develop their own dance," suggests von Trott.
török | angol |
---|---|
mümkün | can |
öğrenciler | students |
TR Ağ tarafsızlığının açık etkisi, en olası maliyet yapısını uygulamak ve kullanıcılara olası en kötü deneyim kalitesini yaşatmaktır." 3
EN The net effect of network neutrality is to enforce the highest possible cost structure and the worst possible quality of experience onto users.” 3
török | angol |
---|---|
etkisi | effect |
olası | possible |
maliyet | cost |
ve | and |
kullanıcılara | users |
deneyim | experience |
kalitesini | quality |
ın | of |
yapısı | structure |
TR Gelişmiş ağ teknolojisini uygulamak: Verimlilik için tasarlanmış ve çalıştırılan donanım ve yazılımları kullanmak.
EN Implementing advanced network technology: Deploying hardware and software designed and operated for efficiency.
török | angol |
---|---|
gelişmiş | advanced |
teknolojisini | technology |
verimlilik | efficiency |
TR Edge’i genişletmek: Bulut tabanlı BT’yi desteklemek için yeni edge veri merkezlerini uygulamak.
EN Extending the edge: Implementing new edge data centers to support cloud-native IT.
török | angol |
---|---|
edge | edge |
bulut | cloud |
bt | it |
yeni | new |
veri | data |
TR 2B veya 3B CAD programları sayesinde bir tasarımın 3B bir modelini oluşturmak, malzeme ve ışık efektleri uygulamak ve tasarımları boyutlar ve diğer açıklamalarla belgelemek gibi çeşitli görevleri gerçekleştirebilirsiniz
EN With 2D or 3D CAD programs, you can perform a variety of tasks: you can create a 3D model of a design, apply material and light effects, and document the design with dimensions and other annotations
török | angol |
---|---|
veya | or |
programları | programs |
malzeme | material |
ışık | light |
efektleri | effects |
boyutlar | dimensions |
diğer | other |
çeşitli | variety |
{Totalresult} / 50 fordítás megjelenítése