EN Don't waste time constructing your own template for Employee Equipment Agreements. Use this Employee Equipment Agreement Template produced by Jotform and start letting your employees use your equipment right away!
A {search} angol nyelven a következő török szavakra/kifejezésekre fordítható:
equipment | daha ekipman ekipmanlar ekipmanı ile malzemeleri olarak tasarım tedarik tüm çok üreticiler ürün ürünleri |
EN Don't waste time constructing your own template for Employee Equipment Agreements. Use this Employee Equipment Agreement Template produced by Jotform and start letting your employees use your equipment right away!
TR Jotform PDF Düzenleyici ile profesyonel ve güvenli şekilde Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi oluşturabilir, PDF'lerinizi bulut depolama alanlarına anında gönderebilirsiniz.
angol | török |
---|---|
jotform | jotform |
agreement | sözleşmesi |
and | ve |
EN Personal Equipment and Equipment (Outfit, Cloth, Shoes, etc.)
TR Kişisel Ekipmanlar ve Teçhizatlar (Kıyafet, Kumaş, Ayakkabı vb.)
angol | török |
---|---|
personal | kişisel |
equipment | ekipmanlar |
cloth | kumaş |
shoes | ayakkabı |
EN Communication Equipment, Radios, Radio Broadcasting, Information Exchange Equipment
TR İletişim Cihazları, Telsizler, Radyo yayını, Bilgi Alışverişi Ekipmanları
angol | török |
---|---|
equipment | ekipmanlar |
radio | radyo |
exchange | alışverişi |
information | bilgi |
EN As a result, you?re densifying equipment in data centers and placing compute equipment where it?s never been before
TR Sonuç olarak, veri merkezlerindeki ekipmanları yoğunlaştırıyor ve bilgi işlem ekipmanlarını daha önce hiç olmadığı yerlere yerleştiriyorsunuz
angol | török |
---|---|
equipment | ekipmanlar |
data | veri |
and | ve |
result | sonuç |
never | daha |
before | önce |
EN You want to ensure equipment uptime and availability, while also securing equipment from unauthorized access.
TR Ekipmanların çalışma süresini ve kullanılabilirliğini sağlamanın yanı sıra onları yetkisiz erişime karşı güvence altına almak istiyorsunuz.
angol | török |
---|---|
equipment | ekipmanlar |
unauthorized | yetkisiz |
access | erişime |
to | karşı |
and | ve |
EN Essential service providers, such as original equipment manufacturers (OEMs), were able to access sites, install and service equipment, and provide other essential services when enterprise teams could not access these spaces.
TR Orijinal ekipman üreticileri (OEM’ler) gibi temel servis sağlayıcılar, tesislere erişebildi, ekipman kurulumu ve servisi yapabildi ve kurumsal ekipler bu alanlara erişemediğinde diğer temel servisleri sunabildi.
angol | török |
---|---|
essential | temel |
providers | sağlayıcılar |
original | orijinal |
equipment | ekipman |
install | kurulumu |
other | diğer |
enterprise | kurumsal |
teams | ekipler |
manufacturers | üreticileri |
and | ve |
services | servisleri |
service | servis |
these | bu |
as | gibi |
EN We distributed winter clothes, kitchen equipment, blankets, stoves and food-packs containing fresh fruit.
TR Kışlık kıyafetler, mutfak malzemeleri, battaniye, soba gibi ev içi destek üniteleri ile taze meyve içeren gıda paketleri dağıttık.
angol | török |
---|---|
distributed | dağıttık |
winter | kış |
kitchen | mutfak |
equipment | malzemeleri |
containing | içeren |
fresh | taze |
fruit | meyve |
food | gıda |
packs | paketleri |
and | ile |
EN Do you want to travel with your pet? Are you planning to take your sports equipment with you? Don't worry we can help.
TR Evcil hayvanınla mı seyahat etmek istiyorsun? Spor ekipmanını yanında götürmeyi mi düşünüyorsun? Endişelenme, yardımcı olabiliriz.
angol | török |
---|---|
sports | spor |
help | yardımcı |
to | etmek |
travel | seyahat |
equipment | ekipman |
with | yanında |
EN *Due to Covid 19 measures on our flights: for all fares, cabin baggage is limited to 1 piece of hand luggage (max.8kg, 55x40x25 cm) and 1 piece of personal equipment (small hand bag /baby bag, briefcases or laptop) (max.40x30x15 cm)
TR *Covid-19 tedbirleri kapsamında; tüm sınıflar için uçak içerisine sadece 1 parça el bagajı (mak.55x40x25 cm) ve sadece 1 parça kişisel eşya (el/bebek çantası, evrak çantası veya dizüstü bilgisayar) (mak.40x30x15 cm) kabul edilmektedir
angol | török |
---|---|
baggage | bagaj |
hand | el |
personal | kişisel |
baby | bebek |
or | veya |
laptop | dizüstü |
covid | covid |
and | ve |
all | tüm |
piece | parça |
of | in |
EN Eaton’s new SBX steering valve provides flexible, intelligent electrohydraulic or steer-by-wire solutions for mobile equipment.
TR Eaton’ın yeni SBX direksiyon valfi, mobil ekipmanlar için esnek ve akıllı elektro hidrolik veya elektrik kontrollü sürüş çözümleri sağlamaktadır.
angol | török |
---|---|
new | yeni |
flexible | esnek |
or | veya |
mobile | mobil |
equipment | ekipmanlar |
intelligent | akıllı |
solutions | çözümleri |
for | için |
EN The virtual environment also shows fixtures and equipment in the tunnel to run emergency simulations and support training for operations and maintenance.
TR Sanal ortam ayrıca, tüneldeki acil durum simülasyonlarını çalıştırmak ve operasyonlar ve bakım için eğitimi desteklemek için demirbaşlar ve ekipmanı da göstermektedir.
angol | török |
---|---|
virtual | sanal |
environment | ortam |
emergency | acil durum |
support | desteklemek |
training | eğitimi |
operations | operasyonlar |
maintenance | bakım |
and | ve |
in | da |
equipment | ekipmanı |
EN This corrosion protection decreases the likelihood of leaking, which means less equipment downtime and greater productivity
TR Korozyona karşı koruma, sızıntı olasılığını azaltır ve bu da daha kısa ekipman duruş süresi ve daha fazla üretkenlik anlamına gelir
angol | török |
---|---|
protection | koruma |
decreases | azaltır |
means | anlamına |
equipment | ekipman |
of | karşı |
productivity | üretkenlik |
this | bu |
greater | daha fazla |
and | ve |
the | fazla |
EN As ever, necessity was the mother of invention, and the experience proved so memorable that he was impelled to create a soundtrack to the footage and his own recollections using some electronic equipment borrowed from friends and a local school.
TR Bu sanatçı hakkında arka plan bilgisine sahip misin?
angol | török |
---|---|
to | hakkında |
his | bu |
EN Sometimes OEM (Original Equipment Manufacturer) parts are available, but many manufacturer parts just aren’t available—to anyone
TR Zaman zaman OEM (Orijinal Malzeme Üreticisi) parçalar mevcut olmakla birlikte, çoğu orijinal parça herkes için erişilebilir değildir
angol | török |
---|---|
original | orijinal |
many | çoğu |
parts | parçalar |
available | erişilebilir |
are | mevcut |
to | için |
EN Fairmont Taghazout Bay offers four meeting spaces totaling 820 m² and state of the art equipment throughout, creating the perfect venue for conference organizers and ceremony planners
TR Düğününüzü ister yılın en çok konuşulacak olayı, ister yakın arkadaşlarınız ve aileniz için unutulmaz bir kutlama olarak planlayın, aradığınız mekan ve atmosfer, Fairmont Quasar Istanbul'da
angol | török |
---|---|
fairmont | fairmont |
and | ve |
perfect | en |
spaces | mekan |
for | için |
of | in |
EN Our hotel has partnered with an organic family farm. We supply the farm with used kitchen oil to power their bio-diesel equipment.
TR Otelimiz bir organik aile çiftliği ile işbirliği yaptı. Çiftliğin biyodizel ekipmanına güç sağlamak için mutfakta kullanılan yağları tedarik ediyoruz.
angol | török |
---|---|
partnered | işbirliği |
family | aile |
oil | yağ |
farm | çiftliği |
power | güç |
organic | organik |
supply | tedarik |
equipment | ekipman |
to | sağlamak |
used | kullanılan |
EN Vertical Frame, AirPods, and Photography Equipment
TR Dikey Çerçeve, AirPods ve Fotoğrafçılık Malzemeleri
angol | török |
---|---|
vertical | dikey |
and | ve |
photography | fotoğrafçılık |
equipment | malzemeleri |
EN We distributed winter clothes, kitchen equipment, blankets, stoves and food-packs containing fresh fruit.
TR Kışlık kıyafetler, mutfak malzemeleri, battaniye, soba gibi ev içi destek üniteleri ile taze meyve içeren gıda paketleri dağıttık.
angol | török |
---|---|
distributed | dağıttık |
winter | kış |
kitchen | mutfak |
equipment | malzemeleri |
containing | içeren |
fresh | taze |
fruit | meyve |
food | gıda |
packs | paketleri |
and | ile |
EN Articles that are covered by the ITAR United States Munitions List (USML) include equipment, components, materials, software, and technical information that can only be shared with US Persons unless under special authorization or exemption
TR ITAR ABD Mühimmat Listesi (USML) kapsamındaki makaleler, özel bir yetki veya istisna olmadığı sürece yalnızca ABD Vatandaşları ile paylaşılabilecek ekipman, aksam, malzeme, yazılım ve teknik bilgiler içerir
angol | török |
---|---|
itar | itar |
equipment | ekipman |
materials | malzeme |
information | bilgiler |
authorization | yetki |
software | yazılım |
technical | teknik |
us | abd |
list | listesi |
or | veya |
and | ve |
EN Weaving, paper, plywood, electrical and electronic equipment are advanced
TR Dokuma, kâğıt, kontrplak, elektrik ve elektronik aletler yapımı ileri düzeydedir
angol | török |
---|---|
electrical | elektrik |
and | ve |
electronic | elektronik |
advanced | ileri |
EN We choose equipment, furniture design, materials and colours with this in mind
TR Bu kavramları göz önünde bulundurarak ekipmanı, mobilya tasarımını, malzemeleri ve renkleri seçiyoruz
angol | török |
---|---|
furniture | mobilya |
colours | renkleri |
we choose | seçiyoruz |
and | ve |
this | bu |
materials | malzemeleri |
equipment | ekipmanı |
EN From Internet connection to audio-visual equipment, our technology is best-in-class, ensuring that all of your needs will be met — offering you the freedom to focus on whatever you want
TR İnternet bağlantısından teknik ekipmana kadar, sunduğumuz teknoloji kendi sınıfında en iyisi olup tüm ihtiyaçlarınızın karşılanmasını garanti eder ve bu sayede size odaklanmak istediğiniz şeyi seçme özgürlüğü tanır
angol | török |
---|---|
freedom | özgürlüğü |
technology | teknoloji |
our | ve |
you want | istediğiniz |
your | bu |
all | tüm |
to | şeyi |
EN The modern, light-flooded 150 m2 gym has everything you need for a good workout, from top-of-the-line rowing machines, cross trainers and treadmills to multi-gym equipment
TR Modern ve aydınlık 150 m2 spor salonu, sınıfının en iyisi kürek çekme makineleri, egzersiz bisikletleri, koşu bantları ve çoklu egzersiz ekipmanları ile iyi bir egzersiz için ihtiyacınız olan her şeye sahiptir
angol | török |
---|---|
modern | modern |
workout | egzersiz |
machines | makineleri |
equipment | ekipmanlar |
multi | çoklu |
has | sahiptir |
and | ve |
you need | ihtiyacınız |
everything | şeye |
EN New Berlingo Van realizes a real leap of generation in terms of style, equipment and modularity
TR Yeni Berlingo Van, stil, ekipman ve modülerlik açısından gerçek bir üretim atılımı gerçekleştiriyor
angol | török |
---|---|
new | yeni |
berlingo | berlingo |
real | gerçek |
style | stil |
equipment | ekipman |
in terms of | açısından |
and | ve |
a | bir |
EN Fully in tune with its times in terms of styling and equipment and stands as an attractive alternative in the Citroën range for customers looking for a modern and affordable three-box body
TR Tarz ve donanım açısından zamanıyla tamamen uyumludur ve modern ve uygun fiyatlı üç kutu gövdesi arayan müşteriler için Citroën ürün yelpazesinde çekici bir alternatif olarak durmaktadır
angol | török |
---|---|
fully | tamamen |
times | zaman |
alternative | alternatif |
citroën | citroën |
customers | müşteriler |
modern | modern |
in terms of | açısından |
box | kutu |
attractive | çekici |
and | ve |
of | in |
a | bir |
with | uygun |
for | için |
EN What do doctors base their decisions on when equipment and staff become scarce? Medical ethics specialist Kathrin Knochel helped formulate recommendations.
TR Cihaz ve personel sıkıntısı baş gösterdiğinde doktorlar neye dayanarak karar alıyor? Tıp etiği uzmanı Kathrin Knochel triaj tavsiyelerinin geliştirilmesinde rol oynayan doktorlardan.
angol | török |
---|---|
decisions | karar |
staff | personel |
medical | tıp |
and | ve |
EN "The reason why I really like Hexnode and ended up going with them was because it was really easy to use, really easy to get it set up and running with my Mac and all the other equipment we had
TR "Hexnode'u gerçekten sevmemin ve onlarla devam etmemin nedeni, kullanımının gerçekten kolay olması, Mac'im ve sahip olduğumuz diğer tüm ekipmanlarla kurulumu ve çalıştırması gerçekten kolay olmasıydı
angol | török |
---|---|
really | gerçekten |
easy | kolay |
my | mı |
other | diğer |
reason | nedeni |
all | tüm |
and | ve |
use | kullanım |
the | onlarla |
EN Industrial Equipment and Machinery Manufacturing | Autodesk
TR Endüstriyel Ekipman ve Makine İmalatı | Autodesk
angol | török |
---|---|
equipment | ekipman |
and | ve |
autodesk | autodesk |
industrial | endüstriyel |
EN Building Products, Equipment, & Fabrication
TR Yapı Ürünleri, Ekipman ve İmalat
angol | török |
---|---|
equipment | ekipman |
building | yapı |
EN The Future of Industrial Equipment and Machinery Manufacturing
TR Endüstriyel Ekipmanın ve Makine İmalatının Geleceği
angol | török |
---|---|
future | geleceği |
and | ve |
industrial | endüstriyel |
equipment | ekipman |
of | nın |
EN How digitalization helps your industrial equipment business
TR Dijitalleşme, endüstriyel ekipman işinizde nasıl fayda sağlar?
angol | török |
---|---|
industrial | endüstriyel |
equipment | ekipman |
business | iş |
how | nasıl |
EN Equipment and supplies (Response): UNFPA provides dignity, hygiene kits, maternity and reproductive health kits.
TR Ekipman ve malzemeler (Müdahale): Hijyen setleri, doğum ve üreme sağlığı kitleri sağlıyor.
angol | török |
---|---|
equipment | ekipman |
and | ve |
hygiene | hijyen |
health | sağlığı |
EN High Bay Warehouse, hygienic production areas, solvent recovery system, high technology equipment are installed to meet Industry 4.0 requirements
TR Otomatik depo, hijyenik üretim alanları, solvent geri kazanma sistemi, ve son teknolojiye sahip ekipmanlar ile donatılan yeni tesis Endüstri 4.0 öngörüleriyle dizayn edildi
angol | török |
---|---|
warehouse | depo |
system | sistemi |
technology | teknolojiye |
equipment | ekipmanlar |
industry | endüstri |
production | üretim |
areas | alanları |
to | geri |
EN Announcing that a new course has been taken regarding the domestic automobile, Ali Kibar said that they are ready to provide support on issues such as equipment, seats, business and design if the company that carries out the operation requests it.
TR Ali Kibar, yerli otomobille ilgili belli bir yön alındığını belirterek, kendilerinin de işi alan firmanın talepte bulunması durumunda donanım, koltuk, iş ve tasarımla ilgili konularda destek olabileceklerini söyledi.
angol | török |
---|---|
ali | ali |
kibar | kibar |
support | destek |
business | iş |
on | ilgili |
and | ve |
a | bir |
been | de |
company | firmanın |
EN They’re made to be mounted on material handling equipment and withstand extreme temperatures, shock and vibration to maintain operational continuity.
TR Malzeme kullanım ekipmanına monte edilmek üzere tasarlanan bu ürünler, çalışmaların kesintisiz devam etmesini sağlamak üzere aşırı sıcak veya soğuğa, şok ve titreşime dayanıklıdır.
angol | török |
---|---|
material | malzeme |
extreme | aşırı |
and | ve |
be | veya |
equipment | ekipman |
to | sağlamak |
EN Maximum Coverage with Minimal Equipment
TR Minimum Ekipman ile Maksimum Kapsam
angol | török |
---|---|
maximum | maksimum |
minimal | minimum |
equipment | ekipman |
with | ile |
EN By leveraging real-time location technology and automated intelligence, the platform collects, manages and analyzes sense and state data from tagged enterprise resources like people, equipment, and supplies
TR Bu platform, gerçek zamanlı konum/lokasyon teknolojisini ve otomatik istihbaratı kullanarak personel, ekipman ve sarf malzemeleri gibi etiketlenmiş, kurumsal kaynağa ait algı ve durum verilerini toplar, yönetir ve analiz eder
angol | török |
---|---|
location | konum |
technology | teknolojisini |
automated | otomatik |
collects | toplar |
enterprise | kurumsal |
time | zamanlı |
platform | platform |
equipment | ekipman |
real | gerçek |
and | ve |
the | gibi |
EN Place inside shipping containers or mount to facility equipment walls.
TR Nakliye konteynerlerinin içine yerleştirin veya tesis ekipmanının duvarlarına monte edin.
angol | török |
---|---|
inside | iç |
shipping | nakliye |
or | veya |
facility | tesis |
to | içine |
equipment | ekipman |
EN Discounted demo equipment: Lowering your costs for solution development, testing and demos
TR Demo Cihaz İndirimleri: Çözüm geliştirme, test ve demo cihaz harcamalarınızı azaltın
angol | török |
---|---|
demo | demo |
development | geliştirme |
testing | test |
and | ve |
EN Accurately track personnel and equipment indoors and out
TR Personel ve teçhizatı içeride ve dışarıda hatasız bir şekilde takip edin
angol | török |
---|---|
track | takip |
personnel | personel |
and | ve |
out | da |
EN Enable video calling with the 5 MP front color camera, allowing your workers to get the instant on-site help they need to resolve technical equipment issues and more
TR Personelinizin teknik ekipman sorunlarını ve daha fazlasını çözmek için ihtiyaç duydukları yardımı yerinde ve anında alması için 5 MP renkli ön kamera ile video aramasını etkinleştirin
angol | török |
---|---|
enable | etkinleştirin |
video | video |
camera | kamera |
technical | teknik |
equipment | ekipman |
more | fazlasını |
color | için |
need | ihtiyaç |
and | ve |
instant | anında |
help | yardım |
issues | sorunları |
with | ile |
EN Our hotel has partnered with an organic family farm. We supply the farm with used kitchen oil to power their bio-diesel equipment.
TR Otelimiz bir organik aile çiftliği ile işbirliği yaptı. Çiftliğin biyodizel ekipmanına güç sağlamak için mutfakta kullanılan yağları tedarik ediyoruz.
angol | török |
---|---|
partnered | işbirliği |
family | aile |
oil | yağ |
farm | çiftliği |
power | güç |
organic | organik |
supply | tedarik |
equipment | ekipman |
to | sağlamak |
used | kullanılan |
EN Our hotel has partnered with an organic family farm. We supply the farm with used kitchen oil to power their bio-diesel equipment.
TR Otelimiz bir organik aile çiftliği ile işbirliği yaptı. Çiftliğin biyodizel ekipmanına güç sağlamak için mutfakta kullanılan yağları tedarik ediyoruz.
angol | török |
---|---|
partnered | işbirliği |
family | aile |
oil | yağ |
farm | çiftliği |
power | güç |
organic | organik |
supply | tedarik |
equipment | ekipman |
to | sağlamak |
used | kullanılan |
EN You also acknowledge and agree that the performance of the Website is incumbent on the performance of your computer or mobile equipment and your Internet connection.
TR Web Sitesinin performansının, bilgisayarınızın, telefonunuzun veya internet bağlantınızın performansına bağlı olduğunu da kabul ve beyan ediyorsunuz.
angol | török |
---|---|
computer | bilgisayar |
connection | bağlantı |
internet | internet |
website | web |
is | olduğunu |
the website | sitesinin |
or | veya |
and | ve |
performance | performans |
the | kabul |
of | nın |
EN Sealants are used to close gaps and joints, as well as to make buildings or equipment tight. They are applied in liquid to semi-fluid form or as flexible sections or sheets.
TR Sızdırmazlık macunları, yarıklar ve fugaları kapatmak ve yapılara ya da ekipmanlara sızdırmazlık kazandırmak için kullanılır. Bunlar sıvı ila yarı sıvı kıvamda ya da esnek profiller veya şeritler halinde uygulanır.
angol | török |
---|---|
used | kullanılır |
flexible | esnek |
liquid | sıvı |
semi | yarı |
or | veya |
and | ve |
are | bunlar |
in | da |
EN Moroğlu Arseven has significant experience assisting clients with all aspects of their sale and lease arrangements, including real estate as well as substantial assets and industrial equipment
TR Moroğlu Arseven müvekkillere gayrimenkullerin yanı sıra önemli varlıkların ve endüstriyel teçhizatın satış ve kiralama sözleşmelerinin her aşamasında destek sağlar
angol | török |
---|---|
moroğlu | moroğlu |
arseven | arseven |
industrial | endüstriyel |
significant | önemli |
sale | satış |
assets | varlıklar |
and | ve |
of | her |
EN Construction logos for your building and equipment business
TR İnşaat ve ekipman işleriniz için inşaat logoları
angol | török |
---|---|
logos | logolar |
equipment | ekipman |
business | iş |
construction | inşaat |
for | için |
and | ve |
EN Create an extraordinary logo for your lawn and landscape care business, gardening company, or equipment supply store. Design and customize effortlessly.
TR Çim bakım ve peyzaj işleriniz, bahçıvanlık şirketiniz ya da ekipman mağazanız için olağanüstü bir logo oluşturun. Hiç yorulmadan tasarlayın ve kişiselleştirin.
angol | török |
---|---|
care | bakım |
equipment | ekipman |
customize | kişiselleştirin |
extraordinary | olağanüstü |
logo | logo |
business | iş |
create | oluşturun |
design | tasarlayın |
for | için |
and | ve |
an | bir |
EN Security Systems Services & Equipment
TR Güvenlik Sistemleri Hizmetleri ve Ekipmanları
angol | török |
---|---|
security | güvenlik |
systems | sistemleri |
services | hizmetleri |
equipment | ekipmanlar |
EN Homeland Security Equipment and Tools,
TR İç Güvenlik Ekipmanları, Araçları
angol | török |
---|---|
security | güvenlik |
equipment | ekipmanlar |
tools | araçları |
{Totalresult} / 50 fordítás megjelenítése