TR İlgi alanına dayalı reklamcılık, bir tüketicinin çıkarımsal ilgi alanlarına, tercihlerine ve konumlarına göre uyarlanmış bir dijital reklamcılıktır
TR İlgi alanına dayalı reklamcılık, bir tüketicinin çıkarımsal ilgi alanlarına, tercihlerine ve konumlarına göre uyarlanmış bir dijital reklamcılıktır
EN Interest based advertising is a digital advertising that is tailored to a consumer's inferred interests, preferences, and locations
turski | Engleski |
---|---|
reklamcılık | advertising |
TR İlgi çekici veri widget'ları ve yüzde radyalleri ile satışları ve indirimleri sergileyin. Rakamları ilgi çekici bir şekilde kolayca görselleştirin.
EN Showcase sales and discounts with engaging data widgets and percentage radials. Easily visualize numbers in an engaging way.
TR Şık ve ilgi çekici atmosferinden ödün vermeden sakin ve rahat bir ortam sağlamayı başaran Bar BLUE, akşam saatlerinde geniş fıçı bira ve şarap seçkisi sunarken dinlendirici bir müzik sahneyi tamamlar.
EN Chic and smart, yet relaxed and comfortable, Bar BLUE provides a selection of draft beers and premium wines by the glass in the evening, with a contemporary soundtrack to complete the scene.
TR Tamamı ilgi çekici tasarımlarıyla tanınan Oscar Lucien Ono tarafından yeniden tasarlanan otelin 151 odası şık olduğu kadar davetkardır
EN The hotel has 151 rooms and was totally redesigned by Oscar Lucien Ono, known for quirky creations that are as chic as they are inviting
TR Araştırmaların doğruluğu araştırma kuruluşlarının eğitim ve öğrenim oturumlarında sık sık işlenen bir konudur
EN The integrity of research is frequently addressed in education and training sessions by research institutions
turski | Engleski |
---|---|
araştırma | research |
sık | frequently |
TR Gereğini yerine getirmek, sık sık ve hızlı bir şekilde yol almak için şamalataları geçip gittik.
EN We cut through the noise in order to execute, ship often and fast.
TR Tüm medya türlerinde sürekli olarak düşük WER elde etmek için tüm dillerde sık sık test yapıyoruz. Testlerimiz, piyasadaki en büyük oyunculardan bazılarına kıyasla en düşük WER oranını göstermektedir.
EN We are frequently testing across all languages to get consistently low WER across all media types. Our testing demonstrates the lowest WER when compared to some of the largest players on the market.
turski | Engleski |
---|---|
tüm | all |
medya | media |
sık | frequently |
test | testing |
piyasadaki | on the market |
bazıları | some |
TR Telefonunuz sık sık dikkatinizi yemek yemek, tuvalete gitmek, yürümek veya araba kullanmak gibi temel işlevlerden uzaklaştırıyor mu?
EN Does your phone often distract you from basic functions, such as eating, going to the bathroom, walking or driving?
turski | Engleski |
---|---|
kullanmak | driving |
temel | basic |
TR Gerçek hayatta da yapmak istediğim şeyleri yapan insanların içeriklerini sık sık tüketmeyi severdim ve onlara çok şaşırırdım
EN I often liked to consume content of people doing things I would like to do in real life as well, and I would be so amazed by them
turski | Engleski |
---|---|
gerçek | real |
onlara | them |
ın | of |
insanları | people |
TR Sık sık erteliyordum ve ödevimi yapmıyordum, kendime sadece bir video daha izleyeceğimi ya da bir seviye daha yapacağımı söylüyordum
EN I was often procrastinating and not doing my homework, telling myself I would just watch one more video, or do one more level
turski | Engleski |
---|---|
video | video |
daha | more |
seviye | level |
TR Alastyr sık sık indirim ve fırsat sunuyor mu?
EN Does Alastyr provide frequent discounts and deals?
turski | Engleski |
---|---|
sık | frequent |
indirim | discounts |
ve | and |
TR Mavinin sofistike derin tonlarından hafif bir dinginlik yaratan açık tonlarına uzanan şık bir renk harmonisi sunan Irene Nevresim Takımı, dinamik desenleri ile yatak odalarında şık bir atmosfer yaratıyor
EN Irene Duvet Cover Set, which offers a stylish color harmony from the sophisticated deep tones of blue to the light tones that create a light calm, creates a stylish atmosphere in the bedrooms with its dynamic patterns
turski | Engleski |
---|---|
derin | deep |
renk | color |
sunan | offers |
dinamik | dynamic |
TR Son olarak, duyarlı ve SEO için optimize edilmiş bir web sitesi tasarımı, tüm cihazlarda sık sık varlığını ve çarpıcı görünümlerini güvence altına alacaktır
EN Finally, a responsive and SEO-optimized website design will secure its frequent presence and stunning looks on all devices
turski | Engleski |
---|---|
duyarlı | responsive |
seo | seo |
tasarımı | design |
tüm | all |
cihazlarda | devices |
sık | frequent |
çarpıcı | stunning |
TR Sık Kullanılanlara Ekle: Kolay erişim ve hızlı güncellemeler için sık kullanılan belirli kripto para birimlerini yalnızca tek bir tıklamayla ekleme.
EN Add to Favorites: Just one click to favorite specific cryptocurrencies for convenient access and quick updates.
turski | Engleski |
---|---|
erişim | access |
hızlı | quick |
güncellemeler | updates |
TR Şirketimiz hızlı bir şekilde büyüyor. Sık sık yeni projeleri hayata geçiriyoruz.
EN Our company is developing rapidly. We often initiate new projects.
turski | Engleski |
---|---|
hızlı | rapidly |
yeni | new |
projeleri | projects |
TR Sık sık yapılan güncellemeler güvenlik seviyenizi artıracak, LifeGuard ise bunları ister lokal ister uzaktan olmak üzere isteğinize bağlı olarak kurmanıza izin verecektir.
EN Frequent updates will enhance your security, and LifeGuard makes them easy to install at your discretion, either locally or remotely.
turski | Engleski |
---|---|
sık | frequent |
güncellemeler | updates |
güvenlik | security |
uzaktan | remotely |
olmak | will |
TR Bu belgeler üzerinde değişiklik yapılabilir; lütfen olası güncellemeler için bu sayfayı sık sık ziyaret edin.
EN These documents are subject to change, please check this page frequently for updates.
turski | Engleski |
---|---|
belgeler | documents |
değişiklik | change |
güncellemeler | updates |
sayfayı | page |
sık | frequently |
edin | check |
TR Buna rağmen tam da bu kökleri sık sık önüne sürülüyormuş, Stuttgart’ın merkezindeki “Ützel Brützel” adını taşıyan ayaküstü yemek lokantasının müşterileri ve başkaları tarafından
EN Yet time and again she is reminded of precisely these roots by customers, co-workers or others, at her kebab restaurant Ützel Brützel in Stuttgart city centre
turski | Engleski |
---|---|
buna | is |
stuttgart | stuttgart |
müşterileri | customers |
başkaları | others |
TR Moroğlu Arseven, mevzuatın geliştirilmesi ve değiştirilmesine ilişkin idari süreçlerde aktif olarak görev alır ve Gümrükler Genel Müdürlüğü’ne sık sık görüş bildirir.
EN Our firm actively participates in administrative processes for improving and modifying regulations, frequently submitting position papers to the Turkish Customs Directorate.
turski | Engleski |
---|---|
idari | administrative |
sık | frequently |
TR Domain kayıt durumlarında uyuşmazlık yaşanması, hak ihlalleri ile karşılaşılması ve fikri mülkiyet problemleri gibi sorunlar sık sık ortaya çıkmaktadır.
EN In this article, we’ll outline both methods and go through the reasons you might choose each. In addition, we’ll expand on some of our favorite WordPress backup plugins and why you must go with a tool that offers incremental backups.
TR Sık sık tehdit edilen kadın barış aktivistlerinin güvenli bir şekilde sığınabilecekleri mekanlara ihtiyaçları var
EN As a result, female peace activists are often threatened and need a safe place to go
turski | Engleski |
---|---|
kadın | female |
barış | peace |
güvenli | safe |
şekilde | as |
TR Buna rağmen tam da bu kökleri sık sık önüne sürülüyormuş, Stuttgart’ın merkezindeki “Ützel Brützel” adını taşıyan ayaküstü yemek lokantasının müşterileri ve başkaları tarafından
EN Yet time and again she is reminded of precisely these roots by customers, co-workers or others, at her kebab restaurant Ützel Brützel in Stuttgart city centre
turski | Engleski |
---|---|
buna | is |
stuttgart | stuttgart |
müşterileri | customers |
başkaları | others |
TR Ameliyatlarda sık sık robotlar kullanılıyor
EN Robots are often used in medical operations
TR Kapı kolları, tırabzanlar, masalar ve başka yüzeylerin sık sık dezenfekte edilmesi gerekiyor
EN Door handles, handrails, tables and other surfaces need to be frequently disinfected
turski | Engleski |
---|---|
kapı | door |
ve | and |
başka | other |
sık | frequently |
edilmesi | to |
gerekiyor | need |
TR En iyisi, dinlerken şarkı sözlerini birlikte okumak ve prçaları sık sık tekrarlamak.
EN Best is to read the lyrics while listening and replay the songs often.
turski | Engleski |
---|---|
ve | and |
TR Sık sık alay konusu olan ve eğri salatalıklara yönelik düzenleme AB’nin düzenleme ve kısıtlama çılgınlığının en büyük örneği olarak gösteriliyor olsa da bu düzenleme dönemin tarım bakanlarının talebi üzerine getirilmişti
EN The frequently ridiculed directive concerning bent cucumbers is still seen as the prime example of EU regulation madness
turski | Engleski |
---|---|
sık | frequently |
olan | is |
düzenleme | regulation |
ab | eu |
örneği | example |
TR Flexbed, sık sık yatıya misafiri gelenlere ya da dar alanlarda yaşayanlara yönelik özel bir tasarım
EN Flexbed is a special design for people who have frequent overnight guests or for those living in confined spaces
turski | Engleski |
---|---|
sık | frequent |
özel | special |
tasarım | design |
TR Devlet bütçeleri sık sık değişmektedir
EN Government budgets are often changing
turski | Engleski |
---|---|
devlet | government |
TR Otomatik sıralama takibi harika ve sık sık güncellenmesi ilerlememi takip etmemi kolaylaştırıyor
EN Its automatic rank tracking is awesome and frequently updated make it easy for me to track my progress
turski | Engleski |
---|---|
otomatik | automatic |
sıralama | rank |
harika | awesome |
ve | and |
sık | frequently |
TR Web sitesi denetiminde birkaç iyileştirmeye ihtiyaç var, ancak iyileştirmeler hızla geliyor, geliştiriciler ve ürün yönetimi müşterilere karşı gerçekten duyarlı ve yeni özellikler sık sık piyasaya sürülüyor
EN Needs a few improvements in the website audit, but improvements are coming rapidly, the developers and the product management are really responsive to the customers and new features are launched often
turski | Engleski |
---|---|
ancak | but |
hızla | rapidly |
geliyor | coming |
geliştiriciler | developers |
müşterilere | customers |
karşı | to |
gerçekten | really |
duyarlı | responsive |
yeni | new |
özellikler | features |
TR Aynı zamanda yapay zeka ile bağlantılı olarak sık sık bahsedilen makine öğrenmesi ve derin öğrenme alt alanlarını da kapsar
EN It also encompasses sub-fields of machine learning and deep learning, which are frequently mentioned in conjunction with artificial intelligence
turski | Engleski |
---|---|
zeka | intelligence |
sık | frequently |
makine | machine |
derin | deep |
öğrenme | learning |
alt | sub |
TR Tüm medya türlerinde sürekli olarak düşük WER elde etmek için sık sık tüm dillerde test ediyoruz. Testlerimiz, piyasadaki en büyük oyunculardan bazılarına kıyasla en düşük WER"yu gösteriyor.
EN We are frequently testing across all languages to get consistently low WER across all media types. Our testing demonstrates the lowest WER when compared to some of the largest players on the market.
turski | Engleski |
---|---|
tüm | all |
medya | media |
sık | frequently |
test | testing |
piyasadaki | on the market |
bazıları | some |
TR Telefonunuz sık sık dikkatinizi yemek yemek, tuvalete gitmek, yürümek veya araba kullanmak gibi temel işlevlerden uzaklaştırıyor mu?
EN Does your phone often distract you from basic functions, such as eating, going to the bathroom, walking or driving?
turski | Engleski |
---|---|
kullanmak | driving |
temel | basic |
TR Kendimden zevk almayı öğreniyorum ve artık sabahları sık sık yürüyüşe çıkıyorum ve telefonumu evde bırakıyorum
EN I’m learning to enjoy myself and I now often go on walks in the morning and leave my phone at home
turski | Engleski |
---|---|
ve | and |
artık | now |
TR İyi niyetime rağmen, sık sık tıkandığım için şok oldum ve hemen sinirli ve hoşnutsuz hissedebiliyordum
EN Despite my good intentions, I was often shell shocked from my binge and I could feel irritable and discontent straight away
turski | Engleski |
---|---|
rağmen | despite |
TR —Müşteriler veya müşteri adaylarıyla konuşmak mı istiyorsunuz? Abonelik paketlerimiz ve Audience panelimiz, pazarınızla sık sık ve erkenden iletişim kurmanızı kolaylaştırır.
EN —Want to talk to consumers or prospects?Our plans and Audience panel makes it easy to check in with your market early and often.
TR —Müşteriler veya müşteri adaylarıyla konuşmak mı istiyorsunuz? Abonelik paketlerimiz ve Audience panelimiz, pazarınızla sık sık ve erkenden iletişim kurmanızı kolaylaştırır.
EN —Want to talk to consumers or prospects?Our plans and Audience panel makes it easy to check in with your market early and often.
TR —Müşteriler veya müşteri adaylarıyla konuşmak mı istiyorsunuz? Abonelik paketlerimiz ve Audience panelimiz, pazarınızla sık sık ve erkenden iletişim kurmanızı kolaylaştırır.
EN —Want to talk to consumers or prospects?Our plans and Audience panel makes it easy to check in with your market early and often.
TR —Müşteriler veya müşteri adaylarıyla konuşmak mı istiyorsunuz? Abonelik paketlerimiz ve Audience panelimiz, pazarınızla sık sık ve erkenden iletişim kurmanızı kolaylaştırır.
EN —Want to talk to consumers or prospects?Our plans and Audience panel makes it easy to check in with your market early and often.
TR —Müşteriler veya müşteri adaylarıyla konuşmak mı istiyorsunuz? Abonelik paketlerimiz ve Audience panelimiz, pazarınızla sık sık ve erkenden iletişim kurmanızı kolaylaştırır.
EN —Want to talk to consumers or prospects?Our plans and Audience panel makes it easy to check in with your market early and often.
TR —Müşteriler veya müşteri adaylarıyla konuşmak mı istiyorsunuz? Abonelik paketlerimiz ve Audience panelimiz, pazarınızla sık sık ve erkenden iletişim kurmanızı kolaylaştırır.
EN —Want to talk to consumers or prospects?Our plans and Audience panel makes it easy to check in with your market early and often.
TR —Müşteriler veya müşteri adaylarıyla konuşmak mı istiyorsunuz? Abonelik paketlerimiz ve Audience panelimiz, pazarınızla sık sık ve erkenden iletişim kurmanızı kolaylaştırır.
EN —Want to talk to consumers or prospects?Our plans and Audience panel makes it easy to check in with your market early and often.
TR —Müşteriler veya müşteri adaylarıyla konuşmak mı istiyorsunuz? Abonelik paketlerimiz ve Audience panelimiz, pazarınızla sık sık ve erkenden iletişim kurmanızı kolaylaştırır.
EN —Want to talk to consumers or prospects?Our plans and Audience panel makes it easy to check in with your market early and often.
TR —Müşteriler veya müşteri adaylarıyla konuşmak mı istiyorsunuz? Abonelik paketlerimiz ve Audience panelimiz, pazarınızla sık sık ve erkenden iletişim kurmanızı kolaylaştırır.
EN —Want to talk to consumers or prospects?Our plans and Audience panel makes it easy to check in with your market early and often.
TR —Müşteriler veya müşteri adaylarıyla konuşmak mı istiyorsunuz? Abonelik paketlerimiz ve Audience panelimiz, pazarınızla sık sık ve erkenden iletişim kurmanızı kolaylaştırır.
EN —Want to talk to consumers or prospects?Our plans and Audience panel makes it easy to check in with your market early and often.
TR —Müşteriler veya müşteri adaylarıyla konuşmak mı istiyorsunuz? Abonelik paketlerimiz ve Audience panelimiz, pazarınızla sık sık ve erkenden iletişim kurmanızı kolaylaştırır.
EN —Want to talk to consumers or prospects?Our plans and Audience panel makes it easy to check in with your market early and often.
TR —Müşteriler veya müşteri adaylarıyla konuşmak mı istiyorsunuz? Abonelik paketlerimiz ve Audience panelimiz, pazarınızla sık sık ve erkenden iletişim kurmanızı kolaylaştırır.
EN —Want to talk to consumers or prospects?Our plans and Audience panel makes it easy to check in with your market early and often.
TR —Müşteriler veya müşteri adaylarıyla konuşmak mı istiyorsunuz? Abonelik paketlerimiz ve Audience panelimiz, pazarınızla sık sık ve erkenden iletişim kurmanızı kolaylaştırır.
EN —Want to talk to consumers or prospects?Our plans and Audience panel makes it easy to check in with your market early and often.
TR Prodüksiyon süreci boyunca sık sık bize ara sonuçları gösterdiler ve talebimiz doğrultusunda değişiklikler yaptılar
EN During the production process, they often showed us intermediate results, and made changes upon our request
TR İlgi duyduğun konularda anlık olarak gerçekleşen gelişmeleri öğrenmek için daha fazla hesabı takip et.
EN Follow more accounts to get instant updates about topics you care about.
turski | Engleski |
---|---|
konularda | topics |
takip | follow |
Prikazuje se 50 od 50 prijevoda