TR QR Kodu, barkodun iki boyutlu bir versiyonudur ve genellikle siyah ve beyaz piksel desenlerinden oluşur
TR QR Kodu, barkodun iki boyutlu bir versiyonudur ve genellikle siyah ve beyaz piksel desenlerinden oluşur
EN QR Code is a two-dimensional version of the barcode, typically made up of black and white pixel patterns
טורקי | אנגלית |
---|---|
qr | qr |
kodu | code |
boyutlu | dimensional |
genellikle | typically |
oluşur | is |
TR Lazerli katarakt ameliyat? genellikle geleneksel katarakt ameliyat?ndan daha masrafl?d?r ve lazerli katarakt ameliyat? ile ili?kili ekstra maliyetler genellikle t?p veya sa?l?k sigortas? kapsam?nda de?ildir.
EN Laser cataract surgery usually costs more than conventional cataract surgery, and the extra costs associated with laser cataract surgery typically are not covered by medical or health insurance.
טורקי | אנגלית |
---|---|
geleneksel | conventional |
veya | or |
טורקי | אנגלית |
---|---|
küçük | small |
ve | and |
yatay | horizontal |
blog | blog |
uzunluğu | length |
TR DNS, tüm çevrim içi işletmeler için iş açısından kritik bir bileşendir. Yine de bu bileşen genellikle ikinci planda kalır ve bir şeyler bozulana kadar pek akla gelmez.
EN DNS is a mission-critical component for any online business. Yet this component is often overlooked and forgotten, until something breaks.
טורקי | אנגלית |
---|---|
dns | dns |
işletmeler | business |
kritik | critical |
bileşen | component |
genellikle | often |
TR Tekrarlanamazlık, genellikle araştırma verilerinde eksik olan ve aynı araştırma sonuçlarına ulaşılabilmesi için ihtiyaç duyulan unsurlardan kaynaklanmaktadır
EN Irreproducibility often originates from missing elements to research data, which are needed in order to achieve the same research results
טורקי | אנגלית |
---|---|
genellikle | often |
araştırma | research |
eksik | missing |
olan | are |
ihtiyaç | needed |
TR Örneğin, biyomedikal literatürde rapor edilen kaynaklar (örn., antikorlar, model organizmalar ve yazılımlar) genellikle tekrarlanabilirlik veya yeniden kullanımı mümkün kılan yeterli detaydan yoksundur.
EN For example resources (e.g., antibodies, model organisms, and software) reported in the biomedical literature often lack sufficient detail to enable reproducibility or reuse.
טורקי | אנגלית |
---|---|
kaynaklar | resources |
model | model |
yazılımlar | software |
genellikle | often |
veya | or |
yeterli | sufficient |
TR Genellikle tapınak ve odeondan gelen kişiler bu alanı kullanarak tiyatroya ulaşıyordu
EN Usually, people, come from the temple and the Odeon, was reaching to the theater by using this field
טורקי | אנגלית |
---|---|
genellikle | usually |
ve | and |
kişiler | people |
bu | this |
TR Gerçekçi olalım: Bunun gibi yazılım kıyaslama sayfaları genellikle taraflıdır
EN Let’s be real: software comparison pages like this are usually biased
טורקי | אנגלית |
---|---|
gibi | like |
yazılım | software |
sayfaları | pages |
genellikle | usually |
TR Teknik optimizasyondaki hataların düzeltilmesi genellikle sahadaki diğer çalışmalara paralel olarak gerçekleşir
EN Fixing the errors in technical optimization usually takes place in parallel with other works on the site
טורקי | אנגלית |
---|---|
teknik | technical |
genellikle | usually |
diğer | other |
paralel | parallel |
hataları | errors |
טורקי | אנגלית |
---|---|
premium | premium |
adları | names |
satın | purchase |
genellikle | typically |
TR Okuma-yazma bilmeyenler, genellikle 65 yaşının üzerinde bulunan vatandaşlardır
EN Literate people, usually over the age of 65 are citizens
טורקי | אנגלית |
---|---|
genellikle | usually |
טורקי | אנגלית |
---|---|
genellikle | often |
טורקי | אנגלית |
---|---|
dns | dns |
ülke | country |
adresin | address |
טורקי | אנגלית |
---|---|
vpn | vpns |
genellikle | often |
kullanıcı | user |
verilerini | data |
טורקי | אנגלית |
---|---|
kırım | crimea |
için | for |
ücretsiz | free |
vpn | vpns |
mevcuttur | is |
ancak | but |
genellikle | usually |
işlevleri | functionality |
טורקי | אנגלית |
---|---|
oyunlar | games |
için | for |
ücretsiz | free |
vpn | vpns |
bulunmaktadır | is |
fakat | but |
genellikle | usually |
TR Bir DDoS (Dağıtılmış Hizmet Reddi) saldırısı genellikle tüm bir hizmeti (web sitesini) kapatmayı amaçlamaktadır
EN A DDoS (Distributed Denial of Service) attack is usually aimed at shutting down an entire service (website)
טורקי | אנגלית |
---|---|
ddos | ddos |
dağıtılmış | distributed |
genellikle | usually |
tüm | entire |
טורקי | אנגלית |
---|---|
genellikle | usually |
süreci | process |
TR Genellikle kripto koleksiyonları, evcil hayvanlar veya avatarlar gibi gerçek hayattaki nesneler olarak temsil edilir
EN Usually, crypto collectibles are represented as real-life objects such as pets or avatars
טורקי | אנגלית |
---|---|
genellikle | usually |
kripto | crypto |
veya | or |
gerçek | real |
nesneler | objects |
TR Ancak onaylama sürecinin farklı formları da bulunur ve bunlara genellikle mutabakat mekanizması denir
EN There are, though, other consensus mechanisms that are used for validation
טורקי | אנגלית |
---|---|
ancak | though |
farklı | other |
genellikle | used |
mutabakat | consensus |
TR Site ikonu genellikle yer imlerinde, tarayıcı sekmelerinde ve URL adres çubuklarında görünür.
EN A favicon often appears in bookmarks, browser tabs and URL address bars. It not only helps visitors to find your website easier and faster, but also serves as a strong branding element.
טורקי | אנגלית |
---|---|
genellikle | often |
tarayıcı | browser |
ve | and |
url | url |
TR Genellikle ihmal edilen büyük bir marka öğesidir
EN They are major branding elements that are often neglected
טורקי | אנגלית |
---|---|
genellikle | often |
büyük | major |
marka | branding |
טורקי | אנגלית |
---|---|
beraber | in |
müzik | music |
TR Genellikle üreticinin adı cihazın önünde bir yerdedir ve modelin tam numarası da ya cihazın arkasında ya da pilin altında görünür
EN Usually the manufacturer's name will appear somewhere on the front of the device, and the exact model number will appear on the back or underneath the battery
טורקי | אנגלית |
---|---|
genellikle | usually |
adı | name |
tam | exact |
טורקי | אנגלית |
---|---|
genellikle | usually |
rock | rock |
temalar | themes |
veya | or |
טורקי | אנגלית |
---|---|
sonix | sonix |
sorumludur | responsible |
genellikle | usually |
fotoğraf | photo |
טורקי | אנגלית |
---|---|
altyazılar | captions |
senkronize | synchronized |
genellikle | typically |
alt | bottom |
TR Genellikle bir sponsor, ilerlemeniz hakkında sizinle düzenli telefon görüşmeleri yapacak, mücadelelerinizi dinleyecek ve kendi deneyimlerini paylaşacaktır
EN Generally, a sponsor will have regular phone calls with you about your progress, listen to your struggles, and share their own experience
טורקי | אנגלית |
---|---|
genellikle | generally |
sizinle | with you |
düzenli | regular |
telefon | phone |
yapacak | will |
TR Bağımlılıklarımız genellikle diğer travmalar, korkular ve sorunlu geçmişlerle katmanlanır
EN Often our addictions are layered in with other traumas, fears, and troubled pasts
טורקי | אנגלית |
---|---|
genellikle | often |
diğer | other |
ve | and |
TR Hala çevrimiçi alışveriş yapıyorum çünkü genellikle çok etkilidir ve henüz daha iyi bir yol bulamadım
EN I still shop online because it is often very effective and I haven?t yet found a better way
טורקי | אנגלית |
---|---|
çevrimiçi | online |
alışveriş | shop |
çünkü | because |
genellikle | often |
yol | way |
TR Genellikle büyük bir son teslim tarihinden hemen önce, gerçekten kendimi uygulamaya başlamam gerektiğinde, tam bir tıkanıklığa düşerdim
EN Often right before a big deadline, when I really needed to start applying myself, I would fall into a total binge
טורקי | אנגלית |
---|---|
genellikle | often |
büyük | big |
önce | before |
gerçekten | really |
TR Genellikle duyurular ve logo gösterimleri ve introlar için kullanıyorum.
EN I use them often for announcements as well as logo reveals and intros.
טורקי | אנגלית |
---|---|
genellikle | often |
duyurular | announcements |
logo | logo |
TR Ortak çalışma gelen kutusu genellikle bir e-posta gelen kutusu olarak algılanır
EN Collaborative inbox is often perceived as an email inbox
טורקי | אנגלית |
---|---|
ortak | collaborative |
genellikle | often |
e-posta | |
olarak | as |
טורקי | אנגלית |
---|---|
veya | or |
çevrimdışı | offline |
טורקי | אנגלית |
---|---|
güvenli | secure |
genellikle | often |
şifre | password |
yöneticisi | manager |
de | also |
denir | called |
טורקי | אנגלית |
---|---|
satış | sales |
ortağı | partner |
genellikle | usually |
müşteri | client |
listesine | list |
veya | or |
teknoloji | tech |
טורקי | אנגלית |
---|---|
qr | qr |
kodları | codes |
tedarik | supply |
bilgileri | information |
טורקי | אנגלית |
---|---|
qr | qr |
genellikle | used |
טורקי | אנגלית |
---|---|
güvenli | secure |
genellikle | often |
şifre | password |
yöneticisi | manager |
denir | called |
bilgi | learn |
TR Ancak genellikle kullanıcılar birden fazla kez kayıt olmadığı için, Alastyr kupon kodları sadece yeni kayıt olan kullanıcılar içindir.
EN If you are unsure if Alastyr is right for you, check out our list of the best website hosting services.
טורקי | אנגלית |
---|---|
ancak | you |
TR Chatbotlar, e-ticaret veya SaaS müşteri hizmetleri, çağrı merkezleri veya müşteri desteği gibi uygulamalarda ve genellikle otomasyonun verimliliği geri getirebileceği her işte kullanılır
EN Chatbots are used in applications such as ecommerce or SaaS customer service, call centers, or customer support and generally in every business where automation can bring back efficiency
טורקי | אנגלית |
---|---|
e-ticaret | ecommerce |
veya | or |
saas | saas |
çağrı | call |
merkezleri | centers |
uygulamalarda | applications |
verimliliği | efficiency |
geri | back |
her | every |
TR Ancak, bot platform yazılımı genellikle otomatik bir sohbet robotu oluştururken gereksinimlerinizi karşılaması beklenen 3 tür sunar
EN However, bot platform software generally offer 3 types that are supposed to meet your requirements when building an automated chatbot
טורקי | אנגלית |
---|---|
bot | bot |
platform | platform |
yazılımı | software |
genellikle | generally |
otomatik | automated |
tür | types |
sunar | offer |
TR Müşterilerin, ekibinizle iletişim kurmak için genellikle üçüncü taraf yazılımı kurmaları gerekir
EN Customers are usually required to set up third-party software in order to communicate with your team
טורקי | אנגלית |
---|---|
müşterilerin | customers |
genellikle | usually |
taraf | party |
yazılımı | software |
gerekir | required |
TR Sohbet ile yanıt gecikmesi genellikle anında gerçekleşir.
EN Response delay by chat is usually instant.
טורקי | אנגלית |
---|---|
sohbet | chat |
ile | by |
yanıt | response |
genellikle | usually |
anında | instant |
TR E-posta ile yanıt gecikmesi genellikle 5 dakikadır.
EN Response delay by email is usually 5 minutes.
טורקי | אנגלית |
---|---|
e-posta | |
ile | by |
yanıt | response |
genellikle | usually |
TR Genellikle, kullanıcıları hesaplama gücüne katkıda bulundukları için ödüllendirmek üzere tokenlara ve teşviklere sahip olurlar.
EN They typically have tokens and incentives to reward users for providing security and computing power.
טורקי | אנגלית |
---|---|
genellikle | typically |
kullanıcıları | users |
hesaplama | computing |
sahip | have |
TR Python, Java ve Node gibi yorumlanan diller, kodunuz mimariye özgü bileşenleri kullanan kitaplıklara başvurmadıkça genellikle yeniden derleme gerektirmez
EN Interpreted languages like Python, Java, and Node generally do not require recompilation unless your code references libraries that use architecture specific components
טורקי | אנגלית |
---|---|
python | python |
java | java |
node | node |
diller | languages |
kullanan | use |
genellikle | generally |
TR HPC uygulamaları genellikle yüksek ağ performansı, hızlı depolama, büyük miktarda bellek, çok yüksek kapasiteli işlem özellikleri ya da bunların hepsini birden gerektirir
EN HPC applications often require high network performance, fast storage, large amounts of memory, high compute capabilities, or all of the above
טורקי | אנגלית |
---|---|
hpc | hpc |
uygulamaları | applications |
genellikle | often |
performansı | performance |
hızlı | fast |
depolama | storage |
bellek | memory |
gerektirir | require |
ın | of |
TR İtalya sanayiinde genellikle hammadde ve enerji kaynakları zayıftır
EN In the Italian industry, raw materials and energy resources are generally weak
טורקי | אנגלית |
---|---|
genellikle | generally |
ve | and |
enerji | energy |
kaynakları | resources |
TR DNS ayarları genellikle sunucu kontrol panelinden yapılır genel olarak yalnızca sunuclarınızı veya web barındırıcınızı değiştirdiğinizde DNS kayıtlarını güncelleştirmeniz gerekir.
EN DNS settings are usually organized in the server control panel, in general you only need to update DNS records when you change your servers or web host.
טורקי | אנגלית |
---|---|
dns | dns |
genellikle | usually |
kontrol | control |
veya | or |
web | web |
מציג 50 מתוך 50 תרגומים