TR Ve bundan önce Rosalie, geleceğe dair beklentilerini mükemmel bir şekilde karşılayan bir otomobil sürücüsüne geldi
תרגם את "geleceğe dair beklentilerini" ל- אנגלית
מציג 50 של 50 תרגומים של הביטוי "geleceğe dair beklentilerini" מ- טורקי ל- אנגלית
תרגומים של geleceğe dair beklentilerini
ניתן לתרגם את "geleceğe dair beklentilerini" ב-טורקי לאנגלית מילים/ביטויים הבאים:
תרגום של טורקי ל-אנגלית של geleceğe dair beklentilerini
טורקי
אנגלית
EN And before that came the Rosalie, a perfectly meeting motorists’ expectations on well-being
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| önce | before |
| geldi | came |
TR Ve bundan önce Rosalie, geleceğe dair beklentilerini mükemmel bir şekilde karşılayan bir otomobil sürücüsüne geldi
EN And before that came the Rosalie, a perfectly meeting motorists’ expectations on well-being
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| önce | before |
| geldi | came |
TR Ve bundan önce Rosalie, geleceğe dair beklentilerini mükemmel bir şekilde karşılayan bir otomobil sürücüsüne geldi
EN And before that came the Rosalie, a perfectly meeting motorists’ expectations on well-being
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| önce | before |
| geldi | came |
TR Geçen yılki başarılarımıza dönüp baktığımda ve geleceğe dair düşündüğümde, sürdürülebilirlik hedeflerimizi ilerletmek için güçlü bir temel atıyor olmamız beni heyecanlandırıyor
EN As I reflect on our achievements of the past year and think ahead into the future, I am excited to be building upon our strong foundation to advance our sustainability ambitions
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| geleceğe | future |
| sürdürülebilirlik | sustainability |
| güçlü | strong |
| temel | foundation |
TR İş ve eğlence amaçlı seyahat edenlerin beklentilerini derinden anlıyoruz
EN We deeply understand the expectations of business and leisure travelers
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| ve | and |
| derinden | deeply |
TR Müşteri taleplerini ve beklentilerini, bulundukları ülke standartları ve sektörel ihtiyaçlar çerçevesinde değerlendirerek çözümler sunuyoruz.
EN Üntel Kablo has been established in 1972 with the idea of manufacturing rubber and special cables.
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| ve | and |
TR Misyonu, herkesin hizmet beklentilerini karşılamak ve şirketin İsviçre mirasına sadık kalmaktır
EN Its mission is to treat everyone as they wish to be treated and remain true to the company’s Swiss heritage
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| misyonu | mission |
| herkesin | everyone |
| ve | and |
| şirketin | company’s |
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| karşılamak | meet |
| mobil | mobile |
| ödeme | payment |
| hizmet | service |
TR İş ve eğlence amaçlı seyahat edenlerin beklentilerini derinden anlıyoruz
EN We deeply understand the expectations of business and leisure travelers
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| ve | and |
| derinden | deeply |
TR İş ve eğlence amaçlı seyahat edenlerin beklentilerini derinden anlıyoruz
EN We deeply understand the expectations of business and leisure travelers
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| ve | and |
| derinden | deeply |
TR İş ve eğlence amaçlı seyahat edenlerin beklentilerini derinden anlıyoruz
EN We deeply understand the expectations of business and leisure travelers
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| ve | and |
| derinden | deeply |
TR İş ve eğlence amaçlı seyahat edenlerin beklentilerini derinden anlıyoruz
EN We deeply understand the expectations of business and leisure travelers
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| ve | and |
| derinden | deeply |
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| saha | field |
| kamu | public |
| bakış | look |
| vatandaşların | citizens |
TR İş ve eğlence amaçlı seyahat edenlerin beklentilerini derinden anlıyoruz
EN We deeply understand the expectations of business and leisure travelers
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| ve | and |
| derinden | deeply |
TR İş ve eğlence amaçlı seyahat edenlerin beklentilerini derinden anlıyoruz
EN We deeply understand the expectations of business and leisure travelers
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| ve | and |
| derinden | deeply |
TR İş ve eğlence amaçlı seyahat edenlerin beklentilerini derinden anlıyoruz
EN We deeply understand the expectations of business and leisure travelers
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| ve | and |
| derinden | deeply |
TR İş ve eğlence amaçlı seyahat edenlerin beklentilerini derinden anlıyoruz
EN We deeply understand the expectations of business and leisure travelers
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| ve | and |
| derinden | deeply |
TR İş ve eğlence amaçlı seyahat edenlerin beklentilerini derinden anlıyoruz
EN We deeply understand the expectations of business and leisure travelers
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| ve | and |
| derinden | deeply |
TR İş ve eğlence amaçlı seyahat edenlerin beklentilerini derinden anlıyoruz
EN We deeply understand the expectations of business and leisure travelers
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| ve | and |
| derinden | deeply |
TR İş ve eğlence amaçlı seyahat edenlerin beklentilerini derinden anlıyoruz
EN We deeply understand the expectations of business and leisure travelers
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| ve | and |
| derinden | deeply |
TR İş ve eğlence amaçlı seyahat edenlerin beklentilerini derinden anlıyoruz
EN We deeply understand the expectations of business and leisure travelers
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| ve | and |
| derinden | deeply |
TR İş ve eğlence amaçlı seyahat edenlerin beklentilerini derinden anlıyoruz
EN We deeply understand the expectations of business and leisure travelers
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| ve | and |
| derinden | deeply |
TR Müşteri taleplerini ve beklentilerini, bulundukları ülke standartları ve sektörel ihtiyaçlar çerçevesinde değerlendirerek çözümler sunuyoruz.
EN Üntel Kablo has been established in 1972 with the idea of manufacturing rubber and special cables.
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| ve | and |
TR Müşteri OdaklılıkMüşteriyi merkeze alan hizmet anlayışı doğrultusunda her daim onların beklentilerini karşılamak ve sunulan kaliteli hizmeti, taahhüt edilen zamanda müşteriyle buluşturmak kurum kültürü olarak benimsenmektedir.
EN Customer OrientationIn the direction of customer-centered service concept, meeting always customers' expectations and quality service offered with customers on time are adopted as a corporate culture.
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| sunulan | offered |
| kaliteli | quality |
| zamanda | time |
| kurum | corporate |
TR Müşterilerimizin ve diğer paydaşlarımızın ihtiyaç ve beklentilerini anlamak ve bu beklentileri en üst düzeyde karşılayamaya yönelik çalışmayı,
EN Taking actions aimed at understanding needs and expectations of our customers, shareholders and fulfilling needs and expectations at the highest level.
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| ihtiyaç | needs |
| beklentileri | expectations |
| düzeyde | level |
| ın | of |
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| halihazırda | already |
| yüksek | high |
| karşılamak | meet |
TR Ancak saf portakal suyu üretim gereklilikleri, bu segmentle ilgili tüketici beklentilerini karşılamak için genellikle daha sıkıdır.
EN However, the production requirements for pure orange juice are usually more stringent so as to satisfy consumer expectations in this segment.
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| saf | pure |
| üretim | production |
| gereklilikleri | requirements |
| tüketici | consumer |
TR Piyasanın değişen beklentilerini karşılamak için sürekli bir şekilde yeni yollar buluyoruz
EN We are constantly finding new ways to meet the evolving expectations of our market
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| karşılamak | meet |
| sürekli | constantly |
| yeni | new |
| yollar | ways |
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
TR Çerezler sadece internet ortamındaki ziyaret geçmişinize dair bilgiler içermekte olup, bilgisayarınızda veya mobil cihazınızda depolanmış dosyalara dair herhangi bir bilgi toplamamaktadır
EN Cookies only contain information about your visit history in the internet environment and do not collect any information about the files stored on your computer or mobile device
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| internet | internet |
| ziyaret | visit |
TR Kişisel verilerinizin işlenmesine dair itirazınızın bir kaydını saklayabiliriz; bu işlemin tek amacı, itirazınız süresince sizinle iletişime geçmememize dair isteğinize saygı göstermeye devam edebildiğimizden emin olmaktır.
EN We may retain a record of your stated objection to the processing of your personal data for the sole purpose of ensuring that we can continue to respect your wishes to not contact you further, during the term of your objection.
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| kaydını | record |
| amacı | purpose |
| süresince | during |
| iletişime | contact |
| devam | continue |
TR Bu kitapta, markanızı farklı kanallarda nasıl lanse edeceğinize dair bir dizi kural ile markanızın bütünlüğünü korumanıza dair yönergeler yer alacak.
EN It will include a set of rules about how to represent your brand across channels and assets, as well as guidelines for maintaining the integrity of your brandmark.
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| dizi | set |
| markanızın | your brand |
TR Çerezler sadece internet ortamındaki ziyaret geçmişinize dair bilgiler içermekte olup, bilgisayarınızda veya mobil cihazınızda depolanmış dosyalara dair herhangi bir bilgi toplamamaktadır
EN Cookies only contain information about your visit history in the internet environment and do not collect any information about the files stored on your computer or mobile device
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| internet | internet |
| ziyaret | visit |
TR Geleceğe baktığımızda, otellerimiz, topluluklarımızın her birinde uzun dönemli sürdürülebilirliği ve koruyuculuğu desteklemeye devam etmeye söz veriyor.
EN As we look to the future, our hotels pledge to continue promoting long-term sustainability and stewardship in each of our communities.
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| geleceğe | future |
| her | each |
| uzun | long |
| ve | and |
| ın | of |
TR Geleceğe Dönük Projeler ve Acil Yardım
EN Forward-looking projects and emergency aid
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| projeler | projects |
| ve | and |
| yardım | aid |
TR Endüstri devi geleceğe hazır mı?
EN Momentum for the energy transition
TR Geleceğe yönelik anabilim dalları | Robotik, sağlık, çevre teknolojisi
EN Degree programs for the future | Robotics, health, environmental technology
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| geleceğe | future |
| yönelik | for |
| sağlık | health |
| çevre | environmental |
| teknolojisi | technology |
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| geleceğe | future |
| sanayi | industrial |
| performans | performance |
| değil | not |
| hayatı | life |
| dünya | world |
TR Sevgili kullanıcılar, Phemex, herkese daha zengin ve daha anlamlı yaşamlar getiren, blok zinciriyle güçlendirilmiş bir geleceğe inanıyor. Bu yeni finansal paradigmada, her birey aynı baş……
EN Dear users, Phemex believes in a blockchain-empowered future that brings richer, more meaningful lives for all. In this new financial paradigm, every individual can access infinite possibilities fr……
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| sevgili | dear |
| kullanıcılar | users |
| phemex | phemex |
| anlamlı | meaningful |
| geleceğe | future |
| bu | this |
| yeni | new |
| finansal | financial |
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| bu | this |
| özel | exclusive |
| podcast | podcast |
| ilk | first |
| dayanıklı | rugged |
| android | android |
| geleceğe | future |
| hazır | ready |
| mobil | mobility |
| müşterilere | customers |
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| sektör | industry |
| lideri | leading |
| serisi | series |
| endüstriyel | industrial |
| yazıcılar | printers |
| olağanüstü | exceptional |
| performansı | performance |
| kullanıcı | user |
| dostu | friendly |
| geleceğe | future |
| hazır | ready |
| platformda | platform |
TR Büyüme, değer oluşturma ve inovasyon üzerindeki odağımızı, sektörümüzü daha sürdürülebilir bir geleceğe yönlendirme kararlılığımız ile nasıl kaynaştıracağımızı ayrıntılı şekilde açıklıyor.
EN It details how we are fusing our focus on growth, value creation, and innovation with our steadfast commitment to lead our industry into a more sustainable future.
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| büyüme | growth |
| oluşturma | creation |
| inovasyon | innovation |
| sürdürülebilir | sustainable |
| geleceğe | future |
TR H&M Grubu bu talepleri karşılamak için moda sektörüne, daha sürdürülebilir bir geleceğe yönelik yolcuğunda liderlik etmeye odaklanıyor
EN To meet those demands, H&M Group is committed to lead the fashion industry into a more sustainable future
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| m | m |
| grubu | group |
| karşılamak | meet |
| moda | fashion |
| sürdürülebilir | sustainable |
| geleceğe | future |
TR Maersk ve H&M'in geleceğe dönük sürdürülebilir çözümleri keşfetmek için güçlerini nasıl birleştirdiğine göz atın.
EN Get a sneak peek into how Maersk and H&M have joined forces in exploring sustainable solutions for the future.
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| maersk | maersk |
| m | m |
| geleceğe | future |
| sürdürülebilir | sustainable |
| çözümleri | solutions |
TR Otomotiv endüstrisi köklü bir dönüşüm geçiriyor. Ulaşımda elektrikli ve bağlantılı araçlar gibi gelişmelerin ortaya çıkması, sektörü yüksek hızlı bir otobana yerleştirerek, çok yönlü bir geleceğe doğru yöneltti.
EN The automotive industry is undergoing a radical transformation. The advent of mobility advancements such as electric and connected cars has put the industry on a high-speed expressway, propelling it to a future that is shrouded in complexity.
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| otomotiv | automotive |
| endüstrisi | industry |
| elektrikli | electric |
| araçlar | cars |
| yüksek | high |
| hızlı | speed |
| geleceğe | future |
TR Geleceğe baktığımızda, otellerimiz, topluluklarımızın her birinde uzun dönemli sürdürülebilirliği ve koruyuculuğu desteklemeye devam etmeye söz veriyor.
EN As we look to the future, our hotels pledge to continue promoting long-term sustainability and stewardship in each of our communities.
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| geleceğe | future |
| her | each |
| uzun | long |
| ve | and |
| ın | of |
TR Geleceğe baktığımızda, otellerimiz, topluluklarımızın her birinde uzun dönemli sürdürülebilirliği ve koruyuculuğu desteklemeye devam etmeye söz veriyor.
EN As we look to the future, our hotels pledge to continue promoting long-term sustainability and stewardship in each of our communities.
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| geleceğe | future |
| her | each |
| uzun | long |
| ve | and |
| ın | of |
TR Geleceğe adım atın ve Kromatik Glitch Slayt Gösterisi ile yaratıcılığınızı ortaya koyun
EN Step into the future and get creative with Chromatic Glitch Slideshow
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| geleceğe | future |
| adım | step |
TR Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin Eğitim Tarihçesi; Geleceğe Akan Bir Nehir
EN Education History of Sakarya University Faculty of Medicine: A River That Flows Into The Future
| טורקי | אנגלית |
|---|---|
| tıp | medicine |
| eğitim | education |
| geleceğe | future |
| nehir | river |
מציג 50 מתוך 50 תרגומים
תרגומים דומים
geleceğe dair beklentilerini geleceğe geleceğe hazır android yönlü bir geleceğe geleceğe yönelik anabilim geleceğe hazırlamak üzere sürdürülebilir bir geleceğe geleceğe yatkınlık geleceğe dönük projeler geleceğe inanıyor geleceğe akan bir geleceğe kavuşan kalifiye geleceğe bakılıyor geleceğe baktığımızda gördüğüm ve geleceğe endüstri devi geleceğe yenilikçi ve geleceğe beklentilerini taleplerini ve beklentilerini piyasanın değişen beklentilerini edenlerin beklentilerini derinden konuklarınızın beklentilerini karşılamak ihtiyaç ve beklentilerini onların beklentilerini karşılamak herkesin hizmet beklentilerini ürününüzün müşterilerinizin beklentilerini talepkar müşterilerin beklentilerini beklentilerini karşılama durumlarına daim onların beklentilerini dair trende dair olgu denetimin bittigine dair degisiklik yapilmasina dair nasıl kullanılacağına dair katılım sürecine dair olacağını dair birkaç aldıkları eğitime dair kurallara dair anlayışı geçmememize dair isteğinize edeceğinize dair öneriler sektörünüze dair kapsamlı olup bittiğine dair edeceğinize dair tavsiyeler uçağımızın montajına dair düzenleyebileceğine dair usul çalıştığına dair kapsamlı uzayına dair referans kullanılacağına dair ipuçlarını hizmetlere dair detaylar yapılmasına dair yönetmelik
אִיטַלְקִית
אינדונזית
אנגלית
גֶרמָנִיָת
הוֹלַנדִי
וייטנאמית
יַפָּנִית
סִינִית
ספרדית
ערבי
פולני
פורטוגזית
צָרְפָתִית
קוריאנית
רוּסִי
שוודית
תאילנדי