EN The main goal of Callisto is to research and develop a reference implementation of a self-sustaining, self-governed and self-funded blockchain ecosystem and development environment.
EN The main goal of Callisto is to research and develop a reference implementation of a self-sustaining, self-governed and self-funded blockchain ecosystem and development environment.
TR Callisto'nun esas amacı, kendine yetebilen, kendini yönetebilen ve kendini fonlayabilen bir blockchain ekosistemi ve geliştirme ortamı için referans bir uygulama araştırmak ve geliştirmektir.
Inglés | Turco |
---|---|
reference | referans |
ecosystem | ekosistemi |
goal | amacı |
blockchain | blockchain |
development | geliştirme |
implementation | uygulama |
environment | ortamı |
and | ve |
of | in |
to | için |
a | bir |
EN Improve your campaign’s organic momentum and create a self sustaining community of fans
TR Kampanyanızın organik momnetumunu geliştirin ve kendi kendine devam eden fan topluluğunu yaratın
Inglés | Turco |
---|---|
organic | organik |
improve | geliştirin |
and | ve |
EN Freedom of association is a human right which serves for assemblage of individuals, and sustaining, developing and protecting common interests of them.
TR Örgütlenme özgürlüğü, bireylerin bir araya gelmelerini ve ortak menfaatlerini sürdürmelerini, geliştirmelerini ve korumalarını sağlayan bir insan hakkıdır.
Inglés | Turco |
---|---|
human | insan |
common | ortak |
freedom | özgürlüğü |
and | ve |
for | araya |
a | bir |
right | hakkı |
EN In this environment, sustaining the investment worth € 350 Million is important because this is a huge investment.
TR Bu ortamda 350 Milyon € ‘luk yatırımı sürdürüyor olmak önemli bir iş, gerçekten Büyük bir yatırım.
EN Freedom of association is a human right which serves for assemblage of individuals, and sustaining, developing and protecting common interests of them.
TR Örgütlenme özgürlüğü, bireylerin bir araya gelmelerini ve ortak menfaatlerini sürdürmelerini, geliştirmelerini ve korumalarını sağlayan bir insan hakkıdır.
Inglés | Turco |
---|---|
human | insan |
common | ortak |
freedom | özgürlüğü |
and | ve |
for | araya |
a | bir |
right | hakkı |
EN To provide continual development and improvement by sustaining customer and legal requirements on environmental factors.
TR Çevre unsurları ile ilgili tüm yasal gereklilikler ile müşteri gerekliliklerini sağlayarak sürekli gelişim ve iyileştirme sağlamak,
Inglés | Turco |
---|---|
development | gelişim |
customer | müşteri |
legal | yasal |
and | ve |
on | ilgili |
to | sağlamak |
EN Developing and sustaining productive communication and relationships;
TR Üretken iletişim ve ilişkiler geliştirmek ve sürdürmek;
Inglés | Turco |
---|---|
developing | geliştirmek |
and | ve |
communication | iletişim |
relationships | ilişkiler |
EN Where self-care meets self-love — find every single FOREO product you could wish for. Enjoy all the beautiful things that can turn a blah day into a spa day!
TR Kişisel bakımın sevgiyle buluştuğu yerde - dilediğiniz her FOREO ürününü bulun. Sıradan bir günü bir spa gününe dönüştürebilecek tüm güzel şeylerin tadını çıkarın!
Inglés | Turco |
---|---|
foreo | foreo |
find | bulun |
day | günü |
beautiful | güzel |
enjoy | tadını |
spa | spa |
all | tüm |
a | bir |
the | kişisel |
EN Individual Self-Instruction and Self-Training Aids, Programmes
TR Kişisel Eğitim ve Gelişim Ekipmanları, Programları
Inglés | Turco |
---|---|
individual | kişisel |
training | eğitim |
programmes | programları |
and | ve |
EN Physical self-careAfter years of neglecting our bodies and living environment, we benefit from prioritizing our physical self-care
TR Fiziksel öz bakımYıllarca bedenlerimizi ve yaşadığımız çevreyi ihmal ettikten sonra, fiziksel öz bakımımıza öncelik vermenin faydasını görüyoruz
Inglés | Turco |
---|---|
physical | fiziksel |
years | yaş |
of | sonra |
and | ve |
EN These acts of self-love go a long way towards rebuilding our self-esteem in sobriety.
TR Bu öz-sevgi eylemleri, ayık halde özsaygımızı yeniden inşa etmede uzun bir yol kat eder.
Inglés | Turco |
---|---|
long | uzun |
way | yol |
these | bu |
of | in |
a | bir |
EN Negative self-talk and insensitive humour about self-harming behaviour
TR Kendine zarar verme davranışı hakkında olumsuz iç konuşma ve duyarsız mizah
Inglés | Turco |
---|---|
negative | olumsuz |
about | hakkında |
and | ve |
self | kendine |
EN If you want to become self-employed in Germany, you should know and be able to contextualise the most important terms relating to the subject of “self-employment” and “starting up”
TR Almanya'da serbest meslek sahibi olmak istiyorsanız, "serbest meslek" ve "iş kurma" ile ilgili en önemli terimleri bilmeli ve kategorize edebilmelisiniz
EN Enforce consistent role-based access controls across all SaaS and self-hosted applications -- cloud, hybrid, or on-premises.
TR Bulut, hibrit veya şirket içi tüm SaaS ve kendi kendine barındırılan uygulamalarda tutarlı rol tabanlı erişim denetimleri uygulayın.
Inglés | Turco |
---|---|
access | erişim |
controls | denetimleri |
saas | saas |
applications | uygulamalarda |
cloud | bulut |
hybrid | hibrit |
consistent | tutarlı |
role | rol |
based | tabanlı |
all | tüm |
or | veya |
and | ve |
self | kendine |
on | kendi |
EN Authors wishing to self-archive book chapters can continue to reach out to Global Rights to seek the relevant permissions.
TR Kitap bölümlerini kendi arşivlerine almak isteyen yazarlar ilgili izinleri almak için Küresel Haklar ile iletişime geçmeye devam edebilir.
Inglés | Turco |
---|---|
authors | yazarlar |
book | kitap |
can | edebilir |
continue | devam |
global | küresel |
rights | haklar |
relevant | ilgili |
permissions | izinleri |
to | için |
reach | ile |
EN Is this a managed or self-managed solution?
TR Bu yönetilen bir çözüm mü, kendiliğinden yönetilen bir çözüm müdür?
Inglés | Turco |
---|---|
managed | yönetilen |
solution | çözüm |
this | bu |
a | bir |
EN Cloud hosting at Name.com is a self-managed solution
TR Name.com'da bulut barındırma kendiliğinden yönetilen bir çözümdür
Inglés | Turco |
---|---|
cloud | bulut |
name | name |
managed | yönetilen |
hosting | barındırma |
a | bir |
EN A base-level understanding of linux and command line is crucial to take advantage of this self-managed hosting solution.
TR Kendiliğinden yönetilen bu barındırma çözümünden yararlanmak için Linux ve komut satırı ile ilgili temel düzeyde bilgi elzemdir.
Inglés | Turco |
---|---|
linux | linux |
command | komut |
hosting | barındırma |
managed | yönetilen |
level | düzeyde |
this | bu |
line | ile |
a | temel |
and | ve |
of | in |
to | için |
EN Stellar is a platform for financial tools, with a self-serve architecture that makes it easy to issue Digital Assets, connect them to real-world assets, and exchange them using built-in orderbooks
TR Stellar kullanımı kolay Dijital Varlıklar çıkarmak, onları gerçek varlıklara bağlamak ve yerleşik teklif defterleri ile alıp satabilmek için self servis bir mimari ile yaratılmış bir finansal araçlar platformdur
Inglés | Turco |
---|---|
financial | finansal |
architecture | mimari |
easy | kolay |
assets | varlıklar |
built-in | yerleşik |
stellar | stellar |
self | self |
real | gerçek |
tools | araçlar |
using | kullanımı |
digital | dijital |
makes | ile |
and | ve |
EN A self-taught musician, McCartney is proficient on bass, guitar, keyboards, and drums
TR McCartney ve Lennon müzik tarihinin en başarılı ve en etkili söz yazarı partneri olmuşlar, rock n roll tarihinin en önemli hitlerini bestelemişlerdir
Inglés | Turco |
---|---|
musician | müzik |
and | ve |
EN His first commercially released recording was a guest appearance on the track "All I Want" from Australian dance act Disco Montego's self-titled album in 2002
TR Çocukluğunda keman çalmayı öğrenen Daniel, okulu bıraktıktan sonra önceliğini vokal derslerine ve müziğe verdi
Inglés | Turco |
---|---|
first | e |
the | sonra |
EN In 1979, Jürgen Müller, a self-taught amateur musician studying oceanic science at the University of Kiel, travelled with a film crew to document a mission testing sea-water toxicity a few kilometres offshore in the North Sea
TR Bu sanatçı için henüz elimizde bir viki yok
Inglés | Turco |
---|---|
of | in |
to | için |
EN Self music, videos, stats, and photos | Last.fm
TR Self müzikleri, videoları, istatistikleri ve fotoğrafları | Last.fm
Inglés | Turco |
---|---|
music | müzikleri |
stats | istatistikleri |
last | last |
photos | fotoğrafları |
videos | videoları |
and | ve |
self | self |
EN After meeting through friends and covering pop hits of the day in smalltime clubs for a year and a half, Staind self-released… read more
TR İlk başlarda Korn, Rage Agai… Devamını oku
EN Formed in 2000, Adema began with Mark Chavez, Mike Ransom, Dave DeRoo, Tim Fluckey and Kris Kohls. The band later signed to Arista Records, releasing its first album, self-titled Adema, which was released in 2001. The first two singles f… read more
TR Kurulduğu günden beri “Jonathan Davis’in kardeşinin grubu” olarak lanse edilmekten bir türlü kurtulamayan Adema, Mark "Marky" Chavez(vokal), Mike Ransom (gitar), Tim Fluckey (gitar), Dave Deroo (bas), Kris Kohls (davul)dan o… Devamını oku
EN Why Do We Need a Debate on Self-Regulation in the Field of Civil Society in Turkey?
TR Bir Birlikte Olma Hikayesi Bizimkisi
Inglés | Turco |
---|---|
a | bir |
of | birlikte |
EN Michael crafted the first prototype of VyprVPN, is passionate about the US Constitution and believes firmly in every human's self-evident and unalienable right to privacy and security.
TR Michael VyprVPN'in ilk prototipini geliştirdi ve ABD Anayasası hakkında da tutkulu ve insanların gizlilik ve güvenlilik haklarının olması gerektiğini savunuyor.
Inglés | Turco |
---|---|
michael | michael |
passionate | tutkulu |
us | abd |
right | hakkı |
and | ve |
privacy | gizlilik |
in | da |
first | ilk |
about | hakkında |
of | nın |
EN The only way to manage potentially dangerous or inappropriate content is to allow users to self-regulate and adopt innovative solutions to ensure their own protection.
TR Potansiyel olarak tehlikeli veya uygunsuz içerikleri yönetmenin tek yolu kullanıcıların kendi kendilerini denetlemelerine ve kendilerini korumak için yenilikçi çözümleri uygulamalarına izin vermektir.
Inglés | Turco |
---|---|
way | yolu |
manage | yönetmenin |
dangerous | tehlikeli |
inappropriate | uygunsuz |
innovative | yenilikçi |
solutions | çözümleri |
or | veya |
and | ve |
potentially | potansiyel olarak |
users | kullanıcılar |
to | için |
EN If you find yourself repeatedly in painful or self-destructive patterns involving the usage of media, screens, or other devices, then ITAA may be able to help you find freedom and relief from what you are experiencing
TR Kendinizi medyanın, ekranların veya diğer cihazların kullanımını içeren acı verici veya kendi kendine zarar veren örüntüler içinde tekrar tekrar bulursanız, ITAA yaşadıklarınızdan özgürleşmenize ve rahatlamanıza yardımcı olabilir
Inglés | Turco |
---|---|
media | medyanın |
devices | cihazlar |
itaa | itaa |
help | yardımcı |
other | diğer |
and | ve |
or | veya |
be | olabilir |
usage | kullanım |
in | içinde |
of | içeren |
EN Tradition 7: Every ITAA group ought to be fully self-supporting, declining outside contributions.
TR Gelenek 7: Her ITAA grubu, dışarıdan katkıları reddederek tamamen kendi kendini desteklemelidir.
Inglés | Turco |
---|---|
tradition | gelenek |
itaa | itaa |
group | grubu |
outside | dış |
self | kendini |
fully | tamamen |
to | her |
EN Each I.T.A.A. group ought to be fully self-supporting, declining outside contributions. We have no dues or fees. Our fellowship’s regular monthly expenses amount to 100 US dollars; i
TR Her ITAA grubu, dışarıdan katkıları reddederek tamamen kendi kendini desteklemelidir. Herhangi bir aidatımız veya ücretimiz yoktur. Bursumuzun aylık düzenli giderleri 100 ABD Doları tutarındadır; ben
Inglés | Turco |
---|---|
group | grubu |
outside | dış |
regular | düzenli |
monthly | aylık |
dollars | dolar |
no | yoktur |
self | kendini |
us | abd |
fully | tamamen |
or | veya |
i | ben |
amount | bir |
to | her |
EN Setting these lines are a practice in self-awareness, of putting language to our experience of addiction
TR Bu çizgileri belirlemek, bir öz-farkındalık pratiğidir, bağımlılık deneyimimize dil koymaktır
Inglés | Turco |
---|---|
these | bu |
language | dil |
addiction | bağımlılık |
lines | bir |
EN I use it to numb my feelings, intensify my feelings, avoid contact with fellow humans or myself, or cope with my fears and self-doubt
TR Duygularımı uyuşturmak, duygularımı yoğunlaştırmak, diğer insanlarla veya kendimle temastan kaçınmak ya da korkularımla ve kendimden şüphe duymakla başa çıkmak için kullanıyorum
Inglés | Turco |
---|---|
avoid | kaçınmak |
or | veya |
and | ve |
to | için |
EN You can donate to the fellowship. Our monthly expenses are $80. Our 7th tradition states: ?Every group ought to be fully self supporting, declining outside contributions?.
TR Yapabilirsiniz Bağış yapmak kardeşliğe. Aylık giderlerimiz $80'dir. 7. geleneğimiz şöyle der: “Her grup tamamen kendi kendini desteklemeli, dışarıdan katkıları reddetmeli”.
Inglés | Turco |
---|---|
can | yapabilirsiniz |
monthly | aylık |
group | grup |
outside | dış |
every | her |
to | e |
fully | tamamen |
self | kendi |
EN Building a self-service culture inside your company is a challenging objective that can help your business a lot: Reduce first response time, improve customer happiness, train new agents or improve search engine
TR Şirketinizde bir self servis kültürü oluşturmak, işinize çok yardımcı olabilecek zorlu bir hedeftir: İlk müdahale süresini kısaltın, müşteri mutluluğunu artırın, yeni temsilciler eğitin veya arama motorunu iyileştirin
Inglés | Turco |
---|---|
improve | iyileştirin |
customer | müşteri |
new | yeni |
self | self |
service | servis |
business | iş |
is | oluşturmak |
or | veya |
search | arama |
can | olabilecek |
help | yardımcı |
culture | kültürü |
EN Build a self-service culture among your customers with our knowledge base software
TR Bilgi tabanı yazılımımızla müşterileriniz arasında bir self servis kültürü oluşturun
Inglés | Turco |
---|---|
build | oluşturun |
knowledge | bilgi |
base | tabanı |
self | self |
service | servis |
software | yazılım |
culture | kültürü |
among | bir |
EN A knowledge base is a self-service tool that contains a library of information about a product, service, department or process
TR Bilgi tabanı, bir ürün, hizmet, departman veya süreç hakkında bir bilgi kitaplığı içeren bir self servis araçtır
Inglés | Turco |
---|---|
base | tabanı |
product | ürün |
self | self |
process | süreç |
about | hakkında |
service | hizmet |
tool | araç |
information | bilgi |
or | veya |
a | bir |
of | içeren |
EN A helpdesk knowledge base software is the foundation for your self-service strategy
TR Bir yardım masası bilgi tabanı yazılımı, self servis stratejinizin temelidir
Inglés | Turco |
---|---|
knowledge | bilgi |
self | self |
service | servis |
base | tabanı |
a | bir |
software | yazılımı |
EN A well-structured, well written and perfectly designed customer knowledge base center will help your website visitors to make self-service even easier
TR İyi yapılandırılmış, iyi yazılmış ve mükemmel tasarlanmış bir müşteri bilgi tabanı merkezi, web sitenizin ziyaretçilerinin self servisi daha da kolaylaştırmasına yardımcı olacaktır
Inglés | Turco |
---|---|
customer | müşteri |
center | merkezi |
website | web |
structured | yapılandırılmış |
written | yazılmış |
base | tabanı |
your website | sitenizin |
self | self |
service | servisi |
designed | tasarlanmış |
will | olacaktır |
well | iyi |
perfectly | mükemmel |
even | bir |
help | yardımcı |
and | ve |
EN There's lots of different reasons why people like self-service help centers: it gathers different kinds of content (videos, images, texts ...), It promotes autonomy and it operates 24/7
TR İnsanların self servis yardım merkezlerini sevmesinin birçok farklı nedeni vardır: farklı türde içerikler (videolar, resimler, metinler ...) toplar, özerkliği destekler ve 7/24 çalışır
Inglés | Turco |
---|---|
of | ın |
videos | videolar |
images | resimler |
texts | metinler |
self | self |
it | vardır |
operates | çalışır |
help | yardım |
service | servis |
and | ve |
different | farklı |
lots | çok |
EN Self-Validating Transactions allow for the separation of consensus and storage to enhance the efficiency and logical structure of the Algorand blockchain
TR Kendini-Doğrulayan İşlemler mutabakat ve depolamanın ayrılmasına olanak sunarak Algorand blockchaininin etkinliğini ve mantıksal yapısını destekliyor
Inglés | Turco |
---|---|
of | ın |
consensus | mutabakat |
and | ve |
logical | mantıksal |
EN AWS Lambda is integrated with the Alexa Skills Kit, a collection of self-service APIs, tools, documentation, and code samples that make it easy for you to create voice-driven capabilities (or “skills”) for Alexa
TR AWS Lambda, Alexa için sese dayalı özellikler (veya "beceriler") oluşturmanızı kolaylaştıran self servis API'ler, araçlar, belgeler ve kod örneklerinden oluşan Alexa Skills Kit ile entegredir
Inglés | Turco |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
self | self |
service | servis |
documentation | belgeler |
code | kod |
and | ve |
tools | araçlar |
capabilities | özellikler |
or | veya |
with | ile |
EN Moreover, she has the self-confidence of being a part of a circle of solidarity
TR Üstelik bir dayanışma çemberinin bir parçası olmanın da özgüvenine sahip
Inglés | Turco |
---|---|
solidarity | dayanışma |
has | sahip |
she | bir |
EN Moreover, she has the self-confidence of being a part of a circle of solidarity
TR Üstelik bir dayanışma çemberinin bir parçası olmanın da özgüvenine sahip
Inglés | Turco |
---|---|
solidarity | dayanışma |
has | sahip |
she | bir |
EN The PCI DSS Attestation of Compliance (AOC) and Responsibility Summary is available to customers through AWS Artifact, a self-service portal for on-demand access to AWS compliance reports
TR PCI DSS Uyumluluk Beyanı (AOC) ve Sorumluluk Özeti, AWS uyumluluğu raporlarına isteğe bağlı erişim için self servis portalı olan AWS Artifact aracılığıyla müşterilerin kullanımına sunulur
Inglés | Turco |
---|---|
dss | dss |
compliance | uyumluluk |
responsibility | sorumluluk |
customers | müşterilerin |
aws | aws |
demand | isteğe |
self | self |
service | servis |
artifact | artifact |
and | ve |
access | erişim |
of | in |
portal | portalı |
reports | raporlar |
a | olan |
EN The AWS PCI Compliance Package is available to customers through AWS Artifact, a self-service portal for on-demand access to AWS compliance reports
TR AWS PCI Uyumluluk Paketi, AWS uyumluluk raporlarına isteğe bağlı erişim için self servis portalı olan AWS Artifact aracılığıyla müşterilerin kullanımına sunulur
Inglés | Turco |
---|---|
aws | aws |
compliance | uyumluluk |
package | paketi |
customers | müşterilerin |
demand | isteğe |
self | self |
service | servis |
artifact | artifact |
access | erişim |
portal | portalı |
reports | raporlar |
a | olan |
EN Self-service tools make it easy to manage your SSL security quickly and easily
TR Self servis araçları, SSL güvenliğinizi hızlı ve kolay bir şekilde yönetmenizi kolaylaştırır
Inglés | Turco |
---|---|
ssl | ssl |
security | güvenli |
self | self |
service | servis |
tools | araçları |
quickly | hızlı |
and | ve |
to | bir |
EN Built on distributed, fault-tolerant, self-healing Aurora storage with 6-way replication to protect against data loss.
TR Dağıtılmış, hata toleranslı, kendi kendine onarılan Aurora depolaması üzerine yapılandırılmıştır ve veri kaybına karşı koruma için 6 yoldan replikasyon sağlar.
Inglés | Turco |
---|---|
aurora | aurora |
replication | replikasyon |
data | veri |
distributed | dağıtılmış |
self | kendine |
protect | koruma |
against | için |
on | üzerine |
EN Your self-managed Redis applications can work seamlessly with ElastiCache for Redis without any code changes
TR Kendi kendine yönetilen Redis uygulamalarınız kod değişikliği yapmaya gerek kalmadan ElastiCache for Redis ile birlikte sorunsuz bir şekilde çalışabilir
Inglés | Turco |
---|---|
work | iş |
seamlessly | sorunsuz |
code | kod |
managed | yönetilen |
redis | redis |
elasticache | elasticache |
self | kendine |
without | kalmadan |
your | kendi |
applications | uygulamalar |
EN A true SUV, New C3 AIRCROSS features wheel arches with extended wings and self-coloured lower sill panels for protection from minor impacts.
TR Gerçek bir SUV, Yeni C3 AIRCROSS, küçük darbelerden korunmak için genişletilmiş kanatlı ve kendinden renkli alt eşik panelli tekerlek kemerlerine sahiptir.
Inglés | Turco |
---|---|
true | gerçek |
new | yeni |
features | sahiptir |
suv | suv |
aircross | aircross |
extended | genişletilmiş |
coloured | renkli |
and | ve |
a | bir |
for | için |
Amosando 50 de 50 traducións