EN When we observe one decision, like in the above example, we can see how a neural network could make increasingly complex decisions depending on the output of previous decisions or layers.
"decisions are made" en Inglés pódese traducir ás seguintes palabras/frases Turco:
EN When we observe one decision, like in the above example, we can see how a neural network could make increasingly complex decisions depending on the output of previous decisions or layers.
TR Yukarıdaki örnekte olduğu gibi bir kararı gözlemlediğimizde, bir nöral ağın önceki kararların ya da katmanların çıktısına bağlı olarak giderek nasıl daha karmaşık kararlar yaratabileceğini görebiliriz.
Inglés | Turco |
---|---|
network | ağı |
complex | karmaşık |
decision | karar |
in | da |
decisions | kararlar |
how | nasıl |
depending | bağlı olarak |
EN In Dash, such decisions are made by the network, that is, by the owners of masternodes
TR Dash'te böylesi kararlar masternode'ların sahipleri yani ağ tarafından alınır
Inglés | Turco |
---|---|
decisions | kararlar |
owners | sahipleri |
by | tarafından |
the | yani |
EN Good news fast, bad news faster. We communicate honestly. The best decisions are made quickly and with the best information possible. We never struggle alone.
TR İyi haberler hızlı, kötü haberler daha hızlı duyulur. Dürüstçe iletişim kurarız. En iyi kararlar, hızlı ve mümkün olan en iyi bilgilerle alınır. Asla tek başımıza mücadele etmeyiz.
Inglés | Turco |
---|---|
news | haberler |
decisions | kararlar |
possible | mümkün |
bad | kötü |
and | ve |
never | asla |
are | olan |
best | en |
fast | hızlı |
the | tek |
EN In the statement, "An inclusive consultation process should be initiated to review the changes to be made in both the Law on Associations and the Law on Aid Collection, in line with the 11th Plan decisions
TR Açıklamada, "Dernekler Kanunu ve Yardım Toplama Kanunu’nu 11.Plan doğrultusunda gözden geçirmek üzere kapsayıcı bir istişare süreci başlatılmalıdır
Inglés | Turco |
---|---|
process | süreci |
associations | dernekler |
aid | yardım |
collection | toplama |
plan | plan |
inclusive | kapsayıcı |
and | ve |
review | gözden |
EN We have always made agile and quick decisions in the face of technological advances, the emergence of new concepts in line with these advances, and changes in priorities and ways of working
TR Gelişen teknoloji, bununla beraber hayatımıza yeni giren kavramlar, değişen iş yapış şekilleri ve öncelikler karşısında her daim çevik ve hızlı kararlar aldık
Inglés | Turco |
---|---|
decisions | kararlar |
new | yeni |
working | iş |
quick | hızlı |
and | ve |
of | her |
EN In Dash, such decisions are made by the network, that is, by the owners of masternodes
TR Dash'te böylesi kararlar masternode'ların sahipleri yani ağ tarafından alınır
Inglés | Turco |
---|---|
decisions | kararlar |
owners | sahipleri |
by | tarafından |
the | yani |
EN In the statement, "An inclusive consultation process should be initiated to review the changes to be made in both the Law on Associations and the Law on Aid Collection, in line with the 11th Plan decisions
TR Açıklamada, "Dernekler Kanunu ve Yardım Toplama Kanunu’nu 11.Plan doğrultusunda gözden geçirmek üzere kapsayıcı bir istişare süreci başlatılmalıdır
Inglés | Turco |
---|---|
process | süreci |
associations | dernekler |
aid | yardım |
collection | toplama |
plan | plan |
inclusive | kapsayıcı |
and | ve |
review | gözden |
EN But traditionally no far-reaching decisions are made during these transition phases.
TR Fakat Alman siyasi geleneğinde bu süre içerisinde idari hükümetin önemli kararlar almasından kaçınılır.
Inglés | Turco |
---|---|
but | fakat |
decisions | kararlar |
during | süre |
these | bu |
EN She attended many high-profile meetings and experienced at close quarters how decisions are made in Europe
TR “Beni etkileyen bir şey, AB memurlarının görevlerini sahiplenişleri ve yüksek nitelikleri oldu“ diyor
Inglés | Turco |
---|---|
and | ve |
she | bir |
EN This created a cycle of secrecy and shame where I was hiding the internet usage, which caused more problems for me, which made me want to escape even more, which made me use more
TR Bu, internet kullanımını gizlediğim yerde bir gizlilik ve utanç döngüsü yarattı, bu benim için daha fazla sorun yarattı, bu bende daha çok kaçma isteği uyandırdı, bu da daha çok kullanmama neden oldu
Inglés | Turco |
---|---|
internet | internet |
problems | sorun |
this | bu |
was | oldu |
and | ve |
even | bir |
cycle | döngüsü |
of | in |
EN Commissions become available for payment once the total earned reaches $100. Payments are made by either check or electronically via PayPal. Payment requests can be made via the Dashboard (https://dash.radaar.io/)
TR Kazanılan toplam miktar 100$'a ulaştığında komisyonlar ödenmeye hazır hale gelir. Ödemeler, çekle veya PayPal aracılığıyla elektronik olarak yapılır. Ödeme talepleri Dashboard (https://dash.radaar.io/) üzerinden yapılabilir.
Inglés | Turco |
---|---|
available | hazır |
paypal | paypal |
https | https |
dash | dash |
can | yapılabilir |
or | veya |
via | aracılığıyla |
EN You can change or update at any time the price of the domain that you announce it for sale, until any offer is made. Once an offer is made for that domain, you cannot change the price during the sale progress.
TR Satış ilanı verdiğiniz bir domainin fiyatını, teklif gelene kadar istediğiniz zaman değiştirilebilir veya güncelleyebilirsiniz. İlgili domaine teklif verildikten sonra fiyatı satış süresince değiştiremezsiniz.
Inglés | Turco |
---|---|
domain | domaine |
offer | teklif |
sale | satış |
at | de |
time | zaman |
price | fiyat |
or | veya |
EN Name Hand Made Logo is great if you're working in Jewelry, YouTube, Hand Made, Instagram, Accessories industries. Use this template to create a logo for your business or team
TR Eğer Takı, Youtube, El yapımı, Instagram, Aksesuarlar endüstrisinde çalışıyorsanız Isim El Yapımı Logo harikadır. İşletmeniz veya takımınız için bir logo oluşturmak için bu şablonu kullanın
Inglés | Turco |
---|---|
name | isim |
hand | el |
jewelry | takı |
youtube | youtube |
accessories | aksesuarlar |
logo | logo |
if | eğer |
this | bu |
template | şablonu |
or | veya |
team | takım |
a | bir |
EN Monogram F&j Hand Made Logo is great if you're working in Boutique, Hand Made, Apparel, Clothing industries. Use this template to create a logo for your business or team
TR Eğer Butik, El yapımı, Giyim, giyim endüstrisinde çalışıyorsanız Monogram F & J El Yapımı Logo harikadır. İşletmeniz veya takımınız için bir logo oluşturmak için bu şablonu kullanın
Inglés | Turco |
---|---|
hand | el |
logo | logo |
if | eğer |
this | bu |
template | şablonu |
or | veya |
boutique | butik |
team | takım |
a | bir |
EN You can change or update at any time the price of the domain that you announce it for sale, until any offer is made. Once an offer is made for that domain, you cannot change the price during the sale progress.
TR Satış ilanı verdiğiniz bir domainin fiyatını, teklif gelene kadar istediğiniz zaman değiştirilebilir veya güncelleyebilirsiniz. İlgili domaine teklif verildikten sonra fiyatı satış süresince değiştiremezsiniz.
Inglés | Turco |
---|---|
domain | domaine |
offer | teklif |
sale | satış |
at | de |
time | zaman |
price | fiyat |
or | veya |
EN To make shampoo she mixes rye flour with lukewarm water, her home-made deodorant is made from bicarbonate of soda, cornflour and coconut oil, while her eye shadow is a blend of cinnamon, cocoa and turmeric.
TR Şampuan için çavdar ununu su ile karıştırıyor; deodorant için soda, nişasta ve hindistan cevizi yağını ve göz farı için de tarçın, kakao ve Hint safranını…
Inglés | Turco |
---|---|
water | su |
of | in |
and | ve |
eye | göz |
to | ile |
make | için |
EN Why? The first Erzgebirge nutcrackers were made around 1870, at a time when kings, soldiers and generals made life hard for the people
TR Neden? Erzgebirge'nin fındık kırıcıları 1870 civarında, halka hayatı dar eden kral, asker ve general figürleriyle yapılırdı
Inglés | Turco |
---|---|
around | civarında |
at | nda |
and | ve |
life | hayatı |
why | neden |
EN Already, our cartons made mostly from plant-based materials have a significantly lower climate impact than packages made from fossil or mineral sources
TR Bitki bazlı malzemelerden üretilen kartonlarımız, şimdiden fosil veya mineral kaynaklardan yapılan paketlere göre önemli ölçüde daha düşük bir iklim etkisine sahiptir
Inglés | Turco |
---|---|
made | yapılan |
materials | malzemelerden |
climate | iklim |
sources | kaynaklardan |
plant | bitki |
based | bazlı |
or | veya |
already | şimdiden |
our | de |
significantly | daha |
a | bir |
lower | düşük |
EN All payments made by you to us under this Agreement will be made free and clear of any deduction or withholding Taxes and Fees, as may be required by applicable Law
TR Bu Sözleşme çerçevesinde bize yaptığınız tüm ödemeler için geçerli Kanunlar tarafından gerekli kılınabilecek kesinti ve stopaj Vergi ve Harçlarından siz sorumlu olursunuz
Inglés | Turco |
---|---|
made | yaptığınız |
agreement | sözleşme |
taxes | vergi |
required | gerekli |
applicable | geçerli |
payments | ödemeler |
this | bu |
by | tarafından |
and | ve |
of | in |
all | tüm |
us | bize |
EN Growing open source projects can benefit from formal rules for making decisions.
TR Büyüyen açık kaynak projeleri, karar almak için resmi kurallardan yararlanabilir.
Inglés | Turco |
---|---|
growing | büyüyen |
open | açık |
source | kaynak |
projects | projeleri |
formal | resmi |
decisions | karar |
for | için |
EN Make informed decisions to help your open source project thrive by measuring and tracking its success.
TR Açık kaynaklı projenizin başarısını ölçüp izleyerek gelişmesine yardımcı olmak için bilinçli kararlar alın.
Inglés | Turco |
---|---|
decisions | kararlar |
open | açık |
source | kaynaklı |
help | yardımcı |
its | in |
success | başarı |
to | için |
EN “My favorite part about Semrush is the power it has for competitive intelligence. It makes it easier to make savvy advertising decisions when you have more data.”
TR Semrush ile ilgili favori kısım, rekabetçi zeka için sahip olduğu güç. Daha fazla veriye sahip olduğunuz zaman daha bilinçli reklamcılık kararları vermeyi kolaylaştırıyor. "
Inglés | Turco |
---|---|
semrush | semrush |
favorite | favori |
competitive | rekabetçi |
intelligence | zeka |
advertising | reklamcılık |
decisions | kararları |
is | olduğu |
power | güç |
data | veriye |
when | zaman |
about | ilgili |
more | fazla |
EN Ahrefs provides us with detailed and in-depth data that we need to make strategic decisions. Plus, it is fun and always getting better.
TR Ahrefs bize, stratejik kararlar almak için ihtiyaç duyduğumuz ayrıntılı ve derinlemesine verileri sağlar. Ek olarak, eğlenceli ve sürekli gelişiyor.
Inglés | Turco |
---|---|
ahrefs | ahrefs |
provides | sağlar |
data | verileri |
strategic | stratejik |
decisions | kararlar |
fun | eğlenceli |
always | sürekli |
need | ihtiyaç |
detailed | ayrıntılı |
and | ve |
getting | için |
us | bize |
EN Big Internet companies are making suboptimal decisions to push market valuation. We see more and more ads in search results and not enough care for the people who are actually creating content.
TR Büyük İnternet şirketleri, piyasa değerlerini büyütmek için yetersiz kararlar alıyor. Arama sonuçlarında gittikçe daha fazla reklam görüyoruz, gerçek anlamda içerik oluşturan kişilere yeterince özen göstermiyoruz.
Inglés | Turco |
---|---|
decisions | kararlar |
market | piyasa |
ads | reklam |
content | içerik |
companies | şirketleri |
search | arama |
big | büyük |
EN Supporting users in making informed medication decisions
TR Kullanıcılara bilinçli tıbbi kararlar almalarında destek olmak
Inglés | Turco |
---|---|
supporting | destek |
making | olmak |
decisions | kararlar |
users | kullanıcı |
EN Top speed-to-answer for quick, confident decisionsNo other drug reference provides point-of-care answers faster, for rapid yet well-informed decisions that contribute to the highest caliber patient care.
TR Hızlı, güvenli kararlar için cevaplara hızlı erişimBaşka hiçbir ilaç referansı en yüksek vasıflı hasta bakımına katkı sağlayan hızlı ama bilinçli kararlar alınması için daha hızlı bakım noktası cevapları sağlamamaktadır.
Inglés | Turco |
---|---|
reference | referans |
decisions | kararlar |
patient | hasta |
drug | ilaç |
contribute | katkı |
point | noktası |
answers | cevapları |
care | bakım |
highest | en yüksek |
faster | hızlı |
EN Unconscious bias can lead us to make questionable decisions which impact negatively on the academic publishing process
TR Bilinçsiz önyargı akademik yayıncılık süreci üzerinde olumsuz etkileri olabilecek şüpheli kararlar almamıza yol açabilir
Inglés | Turco |
---|---|
unconscious | bilinçsiz |
decisions | kararlar |
academic | akademik |
publishing | yayıncılık |
process | süreci |
can | açabilir |
EN Better information to drive better decisions, saving money ? and saving lives.
TR Daha iyi kararlar almak, paradan tasarruf etmek ve hayatlar kurtarmak için daha iyi bilgiler.
Inglés | Turco |
---|---|
information | bilgiler |
decisions | kararlar |
saving | tasarruf |
money | paradan |
and | ve |
better | daha iyi |
EN Elsevier?s drug information solutions are built with today?s flexible technology to empower patient safety and smart business decisions
TR Elsevier'in ilaç bilgi çözümleri, hasta güvenliğine ve akıllı ticari kararlara destek sağlamak için günümüzün esnek teknolojisiyle geliştirilmiştir
Inglés | Turco |
---|---|
information | bilgi |
flexible | esnek |
patient | hasta |
safety | güvenli |
business | ticari |
drug | ilaç |
solutions | çözümleri |
smart | akıllı |
and | ve |
to | sağlamak |
EN A comprehensive drug reference that supports healthcare professionals in making sound medication decisions, by providing the fastest access to the most current, accurate and clinically relevant drug information.
TR En güncel, doğru ve klinik olarak uygun ilaç bilgilerine sektördeki en hızlı erişimi sağlayarak, sağlık uzmanlarına doğru ilaç kararları vermeleri konusunda destek olan kapsamlı bir ilaç referansı.
Inglés | Turco |
---|---|
reference | referans |
supports | destek |
healthcare | sağlık |
professionals | uzmanlar |
access | erişimi |
most | en |
current | güncel |
information | bilgilerine |
fastest | hızlı |
by providing | sağlayarak |
comprehensive | kapsamlı |
and | ve |
drug | ilaç |
decisions | kararlar |
to | konusunda |
EN Fast, concrete answers that drive clinical decisions
TR Klinik kararlara destek olan hızlı, somut yanıtlar
Inglés | Turco |
---|---|
concrete | somut |
answers | yanıtlar |
clinical | klinik |
fast | hızlı |
EN Make faster, smarter decisions and avoid errors
TR Daha hızlı, akıllı kararlar alın ve hataların önüne geçin
Inglés | Turco |
---|---|
decisions | kararlar |
faster | hızlı |
smarter | akıllı |
and | ve |
errors | hatalar |
EN Our cost reporting and formulary management tools help you to make economical and sound decisions on medication alternatives, drug pricing with TRUE Daily Updates? and more.
TR Maliyet raporlama ve formulari yönetim araçlarımız ilaç alternatifleri, TRUE Daily Updates?'ten ilaç fiyatları ve daha fazlasıyla ilgili ekonomik ve makul kararlar almanıza yardımcı olur.
Inglés | Turco |
---|---|
cost | maliyet |
reporting | raporlama |
management | yönetim |
economical | ekonomik |
decisions | kararlar |
true | true |
help | yardımcı |
on | ilgili |
and | ve |
drug | ilaç |
tools | araçları |
EN Solutions that empower individuals and teams to make faster, smarter decisions and avoid errors at the point-of-care to improve clinical outcomes
TR Bireyler ve ekiplere daha hızlı, daha akıllı kararlar almaları ve klinik sonuçları geliştirmek için hasta başında hatalardan kaçınmaları için destek sağlayan çözümler
Inglés | Turco |
---|---|
individuals | bireyler |
decisions | kararlar |
clinical | klinik |
faster | hızlı |
smarter | akıllı |
outcomes | sonuçları |
solutions | çözümler |
and | ve |
at | nda |
to | için |
improve | geliştirmek |
EN Helps your doctors, nurses, pharmacists to make better point-of-care decisions
TR Doktorlarınız, hemşireleriniz, eczacılarınızın daha iyi bakım noktası kararları almasına yardımcı olur
Inglés | Turco |
---|---|
helps | yardımcı olur |
care | bakım |
point | noktası |
better | daha iyi |
to | daha |
decisions | kararlar |
EN Elsevier helps your doctors, nurses, and pharmacists to make better point-of-care decisions.
TR Elsevier doktorlarınız, hemşireleriniz ve eczacılarınızın daha iyi bakım noktası kararları almasına yardımcı olur.
Inglés | Turco |
---|---|
helps | yardımcı olur |
elsevier | elsevier |
care | bakım |
point | noktası |
better | daha iyi |
to | daha |
and | ve |
decisions | kararlar |
EN Engage, educate and empower your patients to make better medication decisions.
TR Daha iyi ilaç kararları alabilmeleri için hastalarınızın katılımını sağlayın, onları eğitin ve destekleyin.
Inglés | Turco |
---|---|
medication | ilaç |
better | daha iyi |
and | ve |
decisions | kararlar |
to | için |
EN Doctors can make faster, better decisions and avoid errors at the point of care through access to the most comprehensive and trusted content.
TR Doktorlar en kapsamlı ve güvenilir içeriklere erişerek bakım noktasında daha hızlı, daha iyi kararlar alabilir ve hataları önleyebilir.
Inglés | Turco |
---|---|
can | alabilir |
decisions | kararlar |
and | ve |
point | noktası |
care | bakım |
trusted | güvenilir |
content | içeriklere |
comprehensive | kapsamlı |
faster | hızlı |
most | en |
better | daha iyi |
errors | hataları |
at | nda |
EN View the latest solutions to make better decisions at the point of care
TR Bakım noktasında daha iyi kararlar alabilmek için en yeni çözümlere göz atın
Inglés | Turco |
---|---|
decisions | kararlar |
point | noktası |
care | bakım |
of | in |
latest | en |
better | daha iyi |
to | için |
at | nda |
EN Unconscious bias (UB) arises from a feature of the human brain that helps us make decisions faster via a series of shortcuts
TR Bilinçsiz önyargı (BÖ) insan beyninin bir dizi kestirme yol vasıtasıyla hızlı kararlar vermemize yardımcı olan bir özelliğinden kaynaklanmaktadır
Inglés | Turco |
---|---|
unconscious | bilinçsiz |
decisions | kararlar |
via | vasıtasıyla |
series | dizi |
faster | hızlı |
a | yardımcı |
human | insan |
of the | yol |
EN It shapes our perception of the world and our fellow human beings and can lead to us make questionable decisions
TR Dünya ve diğer insanlarla ilgili algılarımızı biçimlendirir ve bizi tartışmaya açık kararlar almaya sevk edebilir
Inglés | Turco |
---|---|
world | dünya |
can | edebilir |
decisions | kararlar |
and | ve |
us | bizi |
EN So, you need to consider numerous factors to make safe and effective drug decisions.
TR Bu yüzden de güvenli ve etkili ilaç kararları vermek için çeşitli etmenleri göz önünde bulundurmanız gerekiyor.
Inglés | Turco |
---|---|
need | gerekiyor |
effective | etkili |
drug | ilaç |
and | ve |
so | bu yüzden |
decisions | kararlar |
EN Using evidence-based content, you will be able to quickly manage in-the-moment decisions and research complex cases requiring in-depth investigation
TR Kanıt tabanlı içerikler kullanarak gerektiğinde hızlı kararlar alabilecek ve derinlemesine inceleme gerektiren karmaşık vakaları araştırabileceksiniz
Inglés | Turco |
---|---|
decisions | kararlar |
complex | karmaşık |
evidence | kanıt |
quickly | hızlı |
based | tabanlı |
and | ve |
using | kullanarak |
EN And because this information is easy to locate, understand, and act on wherever you need it, you will be able to make sound therapy decisions that reduce the chances for preventable adverse events and negative patient outcomes.
TR Ve bu bilgilerin ihtiyaç duyduğunuzda bulunması, anlaşılması ve kullanılması kolay olduğundan, engellenebilir olası yan etkiler ve olumsuz hasta sonuçlarını azaltan güvenilir tedavi kararları alabilirsiniz.
Inglés | Turco |
---|---|
information | bilgilerin |
easy | kolay |
negative | olumsuz |
patient | hasta |
outcomes | sonuçları |
on | güvenilir |
this | bu |
and | ve |
need | ihtiyaç |
decisions | kararlar |
EN Drug Class Overviews: to assist with formulary review and therapeutic substitution decisions
TR İlaç Sınıfı İncelemeleri: Formulari incelemesi ve terapötik ikame kararlarında destek için
Inglés | Turco |
---|---|
class | sınıf |
assist | destek |
and | ve |
to | için |
decisions | kararlar |
EN Oncology Content: CMS-approved for use in Medicare coverage decisions for oncology drugs; provides evaluation of available literature
TR Onkoloji İçerikleri: Onkoloji ilaçları için Medicare kapsamındaki kararlarda kullanım için CMS onaylıdır; mevcut literatürün değerlendirilmesini sağlar
Inglés | Turco |
---|---|
provides | sağlar |
available | mevcut |
literature | literatür |
of | in |
use | kullanım |
for | için |
EN Based on the latest standards of care they will make the best possible decisions, diagnoses and treatment plans, helping to create a consistent patient experience.
TR En son bakım standartlarına dayalı olarak olası en iyi kararları verip, en iyi teşhisleri koyup, en iyi tedavi planlarını sağlayarak tutarlı bir hasta deneyimi sağlayabilirler.
Inglés | Turco |
---|---|
care | bakım |
treatment | tedavi |
patient | hasta |
experience | deneyimi |
possible | olası |
consistent | tutarlı |
plans | planları |
decisions | kararlar |
a | bir |
based | dayalı |
standards | standartları |
best | en |
EN Analyze your rivals’ strategies to make informed marketing decisions.
TR Bilinçli pazarlama kararları vermek için rakiplerinizin stratejilerini analiz edin.
Inglés | Turco |
---|---|
analyze | analiz |
rivals | rakiplerinizin |
strategies | stratejilerini |
marketing | pazarlama |
to | için |
decisions | kararlar |
EN Informed decisions powered by leading market analytics data for your business growth. More results and insights than Semrush interface offers.
TR İşletmenizin büyümesi için lider pazar analitikleri ile desteklenen bilgili kararlar.
Inglés | Turco |
---|---|
informed | bilgili |
decisions | kararlar |
leading | lider |
market | pazar |
for | için |
EN Uncover and improve key metrics to better influence business strategy and bottom line decisions
TR İş stratejisini ve nihai kararları daha iyi vermek için temel ölçütleri ortaya çıkarın ve yükseltin
Inglés | Turco |
---|---|
key | temel |
strategy | stratejisini |
and | ve |
better | daha iyi |
bottom | için |
decisions | kararlar |
Amosando 50 de 50 traducións