EN VyprVPN is a personal virtual private network (VPN) that protects an individual's privacy on the Internet and prevents Internet service providers from monitoring or controlling online communications and activity
"controlling online communications" en Inglés pódese traducir ás seguintes palabras/frases Turco:
EN VyprVPN is a personal virtual private network (VPN) that protects an individual's privacy on the Internet and prevents Internet service providers from monitoring or controlling online communications and activity
TR VyprVPN: kişinin internette mahremiyetini koruyan ve İnternet servis sağlayıcılarının çevrimiçi aktiviteler ile iletişimleri kontrol etmesini ve gözlemlemesini engelleyen bir kişisel sanal özel ağdır (VPN)
Inglés | Turco |
---|---|
vyprvpn | vyprvpn |
virtual | sanal |
vpn | vpn |
protects | koruyan |
service | servis |
monitoring | kontrol |
network | ağ |
online | çevrimiçi |
and | ve |
personal | kişisel |
on the internet | internette |
EN VyprVPN is a personal virtual private network (VPN) that protects an individual's privacy on the Internet and prevents Internet service providers from monitoring or controlling online communications and activity
TR VyprVPN: kişinin internette mahremiyetini koruyan ve İnternet servis sağlayıcılarının çevrimiçi aktiviteler ile iletişimleri kontrol etmesini ve gözlemlemesini engelleyen bir kişisel sanal özel ağdır (VPN)
Inglés | Turco |
---|---|
vyprvpn | vyprvpn |
virtual | sanal |
vpn | vpn |
protects | koruyan |
service | servis |
monitoring | kontrol |
network | ağ |
online | çevrimiçi |
and | ve |
personal | kişisel |
on the internet | internette |
EN Many people and groups challenge our online freedom by controlling content on websites or limiting access altogether
TR Pek çok kişi ve gruplar, web sitelerindeki içerikleri kontrol ederek veya tamamen erişimi engelleyerek çevrim içi özgürlüğümüzü kısıtlamaktadır
Inglés | Turco |
---|---|
groups | gruplar |
access | erişimi |
websites | web |
or | veya |
many | pek |
and | ve |
people | kişi |
by | ederek |
EN Many people and groups challenge our online freedom by controlling content on websites or limiting access altogether
TR Pek çok kişi ve gruplar, web sitelerindeki içerikleri kontrol ederek veya tamamen erişimi engelleyerek çevrim içi özgürlüğümüzü kısıtlamaktadır
Inglés | Turco |
---|---|
groups | gruplar |
access | erişimi |
websites | web |
or | veya |
many | pek |
and | ve |
people | kişi |
by | ederek |
EN Engine controls illumination and effects on premium MSI notebooks, motherboards, and monitors. GameSense makes your rig come alive by controlling your MSI hardware and SteelSeries devices seamlessly.
TR Engine, özel MSI dizüstü bilgisayar, anakart ve monitörlerindeki ışıklandırmayı kontrol eder. GameSense, donanımınızın MSI donanımını ve SteelSeries cihazlarını kontrol ederek canlandırır.
Inglés | Turco |
---|---|
controls | kontrol |
hardware | donanım |
devices | cihazlar |
engine | engine |
steelseries | steelseries |
and | ve |
by | ederek |
EN Zebra Aurora brings a new level of elegance and simplicity to controlling enterprise-wide manufacturing and logistics automation solutions
TR Zebra Aurora, kurum çapında üretim ve lojistik otomasyon çözümlerinin kontrolünde basitliği ve zerafeti yeni bir seviyeye taşır
Inglés | Turco |
---|---|
zebra | zebra |
aurora | aurora |
level | seviyeye |
logistics | lojistik |
automation | otomasyon |
enterprise | kurum |
manufacturing | üretim |
and | ve |
a | bir |
new | yeni bir |
EN Zebra Aurora™ brings a new level of elegance and simplicity to controlling enterprise-wide manufacturing and logistics automation solutions
TR Zebra Aurora™, kurum çapında üretim ve lojistik otomasyon çözümlerinin kontrolünde basitliği ve zerafeti yeni bir seviyeye taşır
EN Controlling Law. This Refund Policy will be interpreted in accordance with the laws of the Province of Quebec and Canada, without regard to its conflict-of-law provisions.
TR Geçerli Kanunlar. Bu İade ve Geri Ödeme Politikası, kanunlar ihtilafı hükümlerine bakılmaksızın, Quebec Eyaleti ve Kanada yasalarına uygun olarak yorumlanacaktır.
Inglés | Turco |
---|---|
laws | yasaları |
quebec | quebec |
canada | kanada |
policy | politikası |
and | ve |
this | bu |
to | geri |
with | uygun |
accordance | olarak |
EN Moroğlu Arseven also advises during de-listings or squeeze-outs for listed entities, assisting both minority and controlling shareholders in this context.
TR Aynı zamanda, borsa kotundan çıkma veya borsaya kotalı kuruluşların satın alınarak çıkarılması gibi hususlarda destek vermekte ve bu kapsamda hem azınlık hem de hâkim pay sahiplerine danışmanlık yapmaktadır.
Inglés | Turco |
---|---|
or | veya |
this | bu |
and | ve |
for | gibi |
both | de |
EN Renault sells controlling stake in AvtoVAZ, Russia to resurrect Moskvitch brand
TR Jeep, eskisinden daha da premium bir marka olacak
Inglés | Turco |
---|---|
in | da |
brand | marka |
EN Say good-bye to finding the buttons on your laptop to switch/off the volume and control fan speed. Easy turn on and off the volume on right side; convenient on/off controlling knob for the fan on the left to adjust the fan speed.
TR Sesi kapatmak ve fan hızını kontrol etmek için dizüstü bilgisayarınızdaki düğmeleri bulmaya elveda deyin. Sağ tarafta sesi kolayca açmak ve kapatmak; sol taraftakini ise fan hızını ayarlamak açmak / kapatmak kullanın.
Inglés | Turco |
---|---|
fan | fan |
easy | kolayca |
adjust | ayarlamak |
control | kontrol |
right | sağ |
laptop | dizüstü |
left | sol |
the | ise |
and | ve |
speed | hız |
EN To read more about this, check out IBM’s policy blog, relaying its point of view on “A Precision Regulation Approach to Controlling Facial Recognition Technology Exports.”
TR Bu konuda daha fazla bilgi almak için, "Yüz Tanıma Teknolojisi İhracatlarının Kontrol Edilmesinde Hassas Reglaj Yaklaşımı" hakkındaki bakış açısını aktaran IBM ilkeleri bloğuna göz atın.
Inglés | Turco |
---|---|
facial | yüz |
recognition | tanıma |
technology | teknolojisi |
precision | hassas |
approach | yaklaşımı |
this | bu |
about | hakkındaki |
view | bakış |
more | fazla |
to | için |
check | kontrol |
EN It’s important to remember that writing our lines is not a method for controlling our addiction—our program is about letting go of our attempts to control
TR Satırlarımızı yazmanın bağımlılığımızı kontrol etmenin bir yöntemi olmadığını hatırlamak önemlidir - programımız kontrol etme girişimlerimizi bırakmakla ilgilidir
Inglés | Turco |
---|---|
method | yöntemi |
not | olmadığını |
important | önemlidir |
control | kontrol |
a | bir |
EN Codependent people often cover up problems and shield their loved ones from the consequences of their behavior, becoming extremely attached to controlling and fixing the person and winning their love and approval.
TR Bağımlı insanlar genellikle sorunları gizler ve sevdiklerini davranışlarının sonuçlarından korur, kişiyi kontrol etmeye ve düzeltmeye ve sevgisini ve onayını kazanmaya aşırı derecede bağlanır.
Inglés | Turco |
---|---|
people | insanlar |
often | genellikle |
behavior | davranış |
approval | onay |
to | etmeye |
problems | sorunları |
and | ve |
of | nın |
EN Allows controlling and filtering other Smart Filter Dashboard featured gadgets with single control gadget
TR Smart Filter Dashboard, tek bir gadget üzerinden özellikli gadget'ların kontrol edilmesine ve filtrelenmesine olanak tanır
Inglés | Turco |
---|---|
control | kontrol |
featured | özellikli |
and | ve |
single | tek |
with | üzerinden |
EN Controlling the HTML5 local storage on your browser depends on which browser you use
TR Tarayıcınızdaki HTML5 yerel saklama alanını denetlemek, hangi tarayıcıyı kullandığınıza bağlıdır
EN Digital App Communication Digital agency Agency Global communications Communications agency Community Pr agency Red Dialogue cloud
TR Dijital Uygulama Iletişim Dijital ajans Ajans Küresel iletişim Iletişim ajansı Topluluk Pr ajansı Kırmızı Diyalog bulutu
Inglés | Turco |
---|---|
digital | dijital |
app | uygulama |
agency | ajans |
global | küresel |
community | topluluk |
dialogue | diyalog |
cloud | bulutu |
red | kırmızı |
communication | iletişim |
EN App Digital Communication Pr agency Community Communications agency Telecommunications Global communications Signal Red
TR Uygulama Dijital Iletişim Pr ajansı Topluluk Iletişim ajansı Telekomünikasyon Küresel iletişim Sinyal Kırmızı
Inglés | Turco |
---|---|
app | uygulama |
digital | dijital |
agency | ajans |
community | topluluk |
telecommunications | telekomünikasyon |
global | küresel |
signal | sinyal |
red | kırmızı |
communication | iletişim |
EN Digital Communication App Dialogue cloud Pr agency Digital agency Telecommunications Communications agency Community Global communications Blue Letter c
TR Dijital Iletişim Uygulama Diyalog bulutu Pr ajansı Dijital ajans Telekomünikasyon Iletişim ajansı Topluluk Küresel iletişim Mavi C harfi
Inglés | Turco |
---|---|
digital | dijital |
app | uygulama |
dialogue | diyalog |
cloud | bulutu |
agency | ajans |
telecommunications | telekomünikasyon |
community | topluluk |
global | küresel |
blue | mavi |
c | c |
communication | iletişim |
EN You agree that all agreements, notices, disclosures and other communications we provide to you electronically satisfy any legal requirement that such communications be in writing.
TR Elektronik yollar ile size gönderdiğimiz tüm sözleşme, bildirim, açıklama ve diğer iletilerimizin, yazılı olma şartını karşıladığını kabul ediyorsunuz.
Inglés | Turco |
---|---|
agree | kabul |
other | diğer |
writing | yazılı |
and | ve |
all | tüm |
EN VyprVPN encrypts Internet connections, protects online privacy, prevents monitoring of online communications and provides access to restricted websites to preserve an open and free Internet
TR VyprVPN, İnternet bağlantılarını şifreler, online gizliliği korur, online iletişimin görüntülenmesini engeller ve açık ve serbest interneti korumak için kısıtlanmış websitelerine erişim sağlar
Inglés | Turco |
---|---|
vyprvpn | vyprvpn |
internet | interneti |
connections | bağlantıları |
protects | korur |
online | online |
privacy | gizliliği |
provides | sağlar |
access | erişim |
preserve | korumak |
and | ve |
open | açık |
to | için |
of | in |
free | serbest |
EN This backdoor was advocated for in the name of security, but it opens up online communications to vulnerabilities and threatens innovation and the technology community at large.
TR Bu izinsiz erişim geçişi güvenlik adı altında savunuldu ancak bu erişim izni çevrimiçi iletişimi saldırıya açık hale getirmektedir ve bütün ayrıntılarıyla yenilik ve teknoloji topluluğunu tehdit etmektedir.
Inglés | Turco |
---|---|
security | güvenlik |
innovation | yenilik |
technology | teknoloji |
online | çevrimiçi |
name | adı |
and | ve |
this | bu |
at | nda |
to | bütün |
in | altında |
EN Your online data and communications are definitely not private inside Japan
TR Çevrimiçi verileriniz ve iletişimleriniz Japonya içinde kesinlikle gizli değildir
Inglés | Turco |
---|---|
definitely | kesinlikle |
private | gizli |
japan | japonya |
inside | iç |
not | değildir |
and | ve |
EN This backdoor was advocated for in the name of security, but it opens up online communications to vulnerabilities and threatens innovation and the technology community at large.
TR Bu izinsiz erişim geçişi güvenlik adı altında savunuldu ancak bu erişim izni çevrimiçi iletişimi saldırıya açık hale getirmektedir ve bütün ayrıntılarıyla yenilik ve teknoloji topluluğunu tehdit etmektedir.
Inglés | Turco |
---|---|
security | güvenlik |
innovation | yenilik |
technology | teknoloji |
online | çevrimiçi |
name | adı |
and | ve |
this | bu |
at | nda |
to | bütün |
in | altında |
EN Online sales from organic traffic increased by 90% and conversions for other online goals, for example, online appointment leads, increased by 125%
TR Organik trafik ile elde edilen online satışlar %90 oranında, online randevu alma gibi hedeflerden elde edilen dönüşümler ise %125 oranında bir artış gösterdi.
Inglés | Turco |
---|---|
online | online |
organic | organik |
traffic | trafik |
sales | satış |
for | gibi |
and | bir |
EN Zero. As for transaction commissions, Hostinger does not charge any fees for any online purchases. Unlike other online store builders, we ensure that the profit you make from your online shop is all yours.
TR E-ticaret sitenizden yaptığınız tüm karın sizin olmasını sağlamayı amaçlıyoruz. Diğer bazı platformların aksine Hostinger, web sitesi planınızın aylık ücretleri dışında hiç komisyon almayan bir site kur aracı sunar.
Inglés | Turco |
---|---|
unlike | aksine |
other | diğer |
the | aracı |
any | hiç |
all | tüm |
make | e |
that | bazı |
is | bir |
EN Elsevier also leads a communications task force of publishers and partners to boost the visibility of Research4Life
TR Elsevier, Research4Life'ın görünürlüğünü artırmak için yayıncılar ve ortaklardan oluşan bir iletişim birliğine de öncülük etmektedir
Inglés | Turco |
---|---|
communications | iletişim |
boost | artırmak |
elsevier | elsevier |
and | ve |
visibility | görünürlüğünü |
of | in |
a | bir |
to | için |
EN In addition to communications, colleagues throughout Elsevier are involved in Research4Life task forces on access, authentication, metrics and training.
TR İletişimlere ek olarak, Elsevier çalışanları erişim, doğrulama, gösterge ve eğitimle ilgili Research4Life görev komitelerinde yer almaktadır.
Inglés | Turco |
---|---|
task | görev |
access | erişim |
authentication | doğrulama |
elsevier | elsevier |
and | ve |
on | ilgili |
to | e |
in | yer |
throughout | olarak |
EN We also provide technical and communications expertise to advance Research4Life, and have committed to the program through 2020.
TR Ayrıca Research4Life'ı geliştirmek için teknik ve iletişim uzmanlığımızı sağlamaktayız ve 2020 yılına kadar programa dahil olmayı taahhüt etmiş durumdayız.
Inglés | Turco |
---|---|
technical | teknik |
communications | iletişim |
and | ve |
EN To opt out of receiving marketing communications, please see the “Unsubscribe from Marketing Emails and Text Messages” section of this Privacy Policy below.
TR Pazarlama iletişimi almamayı seçmek için lütfen aşağıdaki Gizlilik Politikasının “Pazarlama E-postalarından ve Metin Mesajlarından Aboneliği İptal Et” bölümüne bakın.
EN To send you purchase receipts, communications, and occasional product news
TR Size satın alma makbuzları, iletişimler ve ara sıra ürün haberleri göndermek için
Inglés | Turco |
---|---|
news | haberleri |
product | ürün |
and | ve |
purchase | satın |
to | için |
EN Nobody in between (be they an internet service provider, application service provider or hacker, ...) can read it or tamper with it, thereby providing a great deal of confidentiality and protection to all of your communications.
TR Aradaki hiç kimse (bir internet servis sağlayıcısı, uygulama servis sağlayıcısı veya hacker olsun ...) okuyamaz veya kurcalayamaz, böylece tüm iletişimlerinize büyük bir gizlilik ve koruma sağlar.
Inglés | Turco |
---|---|
nobody | kimse |
internet | internet |
providing | sağlar |
great | büyük |
protection | koruma |
confidentiality | gizlilik |
service | servis |
or | veya |
provider | sağlayıcısı |
application | uygulama |
all | tüm |
to | böylece |
a | bir |
read | ve |
EN A digital signature is intended to solve the problem of tampering and impersonation in digital communications
TR Dijital imza, dijital iletişimde kurcalama ve kimliğe bürünme sorununu çözmeyi amaçlamaktadır
Inglés | Turco |
---|---|
signature | imza |
problem | sorununu |
and | ve |
digital | dijital |
to | e |
EN This provides a high level of protection to all of your communications.
TR Bu, tüm iletişimleriniz için yüksek düzeyde koruma sağlar.
Inglés | Turco |
---|---|
high | yüksek |
protection | koruma |
this | bu |
provides | sağlar |
level | düzeyde |
of | in |
all | tüm |
EN We also provide Perfect Forward Secrecy (PFS) for our encrypted connections (HTTPS) to ensure that even in the unlikely event of a security breach, no previous communications could be decrypted
TR Ayrıca şifreli bağlantılarımız (HTTPS) için Perfect Forward Secrecy (PFS) sağlarız
Inglés | Turco |
---|---|
connections | bağlantıları |
https | https |
encrypted | şifreli |
provide | sağlar |
of | in |
also | ayrıca |
EN Communications between your device and Mailfence servers are protected by encryption using a SSL/TLS certificate issued by a European company (with no American certification authorities included in the certification chain)
TR Cihazınız ve Mailfence sunucuları arasındaki iletişim, Bir Avrupa şirketi tarafından verilen SSL/TLS sertifikası kullanılarak şifreleme ile korunur (sertifika zincirinde Amerikan sertifika yetkilileri bulunmaz)
Inglés | Turco |
---|---|
communications | iletişim |
european | avrupa |
american | amerikan |
chain | zincirinde |
mailfence | mailfence |
company | şirketi |
encryption | şifreleme |
ssl | ssl |
tls | tls |
device | cihaz |
servers | sunucuları |
by | tarafından |
a | bir |
between | arasındaki |
and | ve |
with | ile |
EN Safety, security and emergency communications
TR Güvenlik, Emniyet ve Acil Durumda Haberleşme
Inglés | Turco |
---|---|
and | ve |
security | güvenlik |
EN This would not be required of companies that join associations that provide similar oversight such as the Global Network Initiative, which protects and advances the "freedom of expression and privacy in information and communications technologies."
TR Bu durum " ifade özgürlüğü, bilgi ve iletişim teknolojilerinde mahremiyeti" koruyan ve ilerleten Küresel Ağ Girişimiyle benzer yönetim sergileyen topluluklara katılan şirketler için gerekli değildir.
Inglés | Turco |
---|---|
required | gerekli |
similar | benzer |
global | küresel |
protects | koruyan |
expression | ifade |
freedom | özgürlüğü |
companies | şirketler |
information | bilgi |
this | bu |
of | in |
and | ve |
communications | iletişim |
EN This has led many governments to question whether they should control citizens' right to encrypt data or communications and if governments should have the right to decrypt private information.
TR Bu da çoğu hükümeti, vatandaşların verilerini ve iletişimlerini şifreleme hakkını kontrol edip etmemelerini ya da hükümetlerin gizli bilgilerin şifresini çözme hakkına sahip olup olmamalarını sorgulamaya itti.
Inglés | Turco |
---|---|
control | kontrol |
citizens | vatandaşların |
data | verilerini |
private | gizli |
information | bilgilerin |
this | bu |
the | olup |
to | sahip |
right | hakkını |
and | ve |
EN In 2015 the United States FBI and Justice Department pushed for legislation that would require a “backdoor” into encrypted communications
TR 2015 yılında Amerika Birleşik Devletleri FBI ve Adalet Bakanlığı, şifreli iletişime "izinsiz erişim geçişi" ni şart koşan yasayı şiddetle talep ettiler
Inglés | Turco |
---|---|
in | yılında |
and | ve |
justice | adalet |
encrypted | şifreli |
require | talep |
states | devletleri |
united | birleşik |
EN The Electronic Frontier Foundation (EFF) and The Tor Project collaborated on "HTTPS Everywhere," an extension to browsers Mozilla Firefox and Google Chrome that encrypts users' communications with many websites
TR Elektronik Sınır Vakfı (EFF) ve The Tor Projesi, Google Chrome ve Mozilla Firefox da birçok websitesiyle kullanıcıların iletişimlerini şifreleyen bir uzantı olan "HTTPS Everywhere," üzerinde işbirliği yaptılar
Inglés | Turco |
---|---|
electronic | elektronik |
https | https |
firefox | firefox |
foundation | vakfı |
chrome | chrome |
and | ve |
many | çok |
users | kullanıcılar |
EN In 2005, the Federal Communications Commission set out to keep the Internet open to consumers by establishing the Open Internet Order
TR 2005 yılında Federal İletişim Komisyonu, Açık İnternet Yönetmeliği'ni oluşturarak interneti tüketicilere açık tutmak için girişimde bulundu
Inglés | Turco |
---|---|
federal | federal |
commission | komisyonu |
internet | interneti |
open | açık |
by | oluşturarak |
to keep | tutmak |
to | için |
EN This mistaken treatment then results in an inappropriate application of previous common carriage principles to a fundamentally incompatible type of communications system
TR Bu yanlık muamele, önceki yaygın olan taşıma ilkelerinin temelinde birbirine aykırı iletişim sistemi tiplerinin yersiz uygulanmasıyla sonuçlanıyor
Inglés | Turco |
---|---|
results | sonuç |
of | ın |
common | yaygın |
communications | iletişim |
system | sistemi |
this | bu |
previous | önceki |
EN And when they decide it is time to chase the dog, they will be able to follow your scent via the trail left behind by your communications.
TR Böylece köpeği kovalama zamanı geldiğine karar verdikleri zaman, iletişimde bulunduklarınızdan geriye kalan izlerden kokunuzu takip edebileceklerdir.
Inglés | Turco |
---|---|
decide | karar |
follow | takip |
to | böylece |
time | zaman |
EN In short, Zoom is the world-wide leader in modern enterprise video communications especially with their room conferencing systems
TR Kısacası Zoom, özellikle oda konferans sistemleri ile modern kurumsal video iletişimi alanında dünya çapında liderdir
Inglés | Turco |
---|---|
zoom | zoom |
modern | modern |
enterprise | kurumsal |
video | video |
conferencing | konferans |
systems | sistemleri |
especially | özellikle |
world | dünya |
room | oda |
with | ile |
EN RingCentral is a global cloud communications and collaboration software which includes team messaging, video conferencing and mobile connectivity
TR RingCentral, ekip mesajlaşması, video konferans ve mobil bağlantı içeren küresel bir bulut iletişim ve işbirliği yazılımıdır
Inglés | Turco |
---|---|
global | küresel |
cloud | bulut |
communications | iletişim |
collaboration | işbirliği |
team | ekip |
video | video |
conferencing | konferans |
mobile | mobil |
ringcentral | ringcentral |
connectivity | bağlantı |
includes | içeren |
and | ve |
software | yazılım |
a | bir |
EN Microsoft Teams is a communications platform which acts as the hub for team collaboration in Office 365. Users can conduct video meetings, chat, and integrate with other software applications.
TR Microsoft Teams, Office 365'te ekip işbirliği merkezi görevi gören bir iletişim platformudur. Kullanıcılar görüntülü toplantılar yapabilir, sohbet edebilir ve diğer yazılım uygulamalarıyla entegre olabilir.
Inglés | Turco |
---|---|
microsoft | microsoft |
hub | merkezi |
collaboration | işbirliği |
video | görüntü |
other | diğer |
office | office |
team | ekip |
software | yazılım |
teams | teams |
integrate | entegre |
chat | sohbet |
and | ve |
communications | iletişim |
a | bir |
applications | uygulamalar |
users | kullanıcılar |
can | olabilir |
meetings | toplantılar |
EN A collaborative inbox helps teams get more work done by sharing communications transparently accross organization, it's one of the best alternatives to traditional mailbox
TR İşbirliğine dayalı bir gelen kutusu, iletişimleri kuruluş genelinde şeffaf bir şekilde paylaşarak ekiplerin daha fazla iş yapmasına yardımcı olur; geleneksel posta kutusuna en iyi alternatiflerden biridir
Inglés | Turco |
---|---|
helps | yardımcı olur |
traditional | geleneksel |
organization | kuruluş |
by sharing | paylaşarak |
teams | ekiplerin |
a | yardımcı |
inbox | gelen kutusu |
get | olur |
the | şekilde |
best | en |
EN In order to ensure a positive impact, comprehensive analyses should be performed and a roadmap should be determined.Brands need to shake off the noise of standard communications and seek to be different
TR İyi bir etki bırakmak adına kapsamlı analizler yapılmalı ve yol haritası belirlenmelidir
Inglés | Turco |
---|---|
impact | etki |
comprehensive | kapsamlı |
and | ve |
off | bir |
EN Gather all communications in one shared inbox
TR Tüm iletişimleri tek bir paylaşılan gelen kutusunda toplayın
Inglés | Turco |
---|---|
gather | toplayın |
all | tüm |
shared | paylaşılan |
Amosando 50 de 50 traducións