TR Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi 2015-2030 doğrultusunda yerel afet risk azaltma stratejilerini benimseyen ve uygulayan yerel yönetimlerin oranı 11.b.2
TR Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi 2015-2030 doğrultusunda yerel afet risk azaltma stratejilerini benimseyen ve uygulayan yerel yönetimlerin oranı 11.b.2
EN Proportion of local governments that adopt and implement local disaster risk reduction strategies in line with the Sendai Framework for Disaster Risk Reduction 2015-2030 11.b.2
Turksk | Ingelsk |
---|---|
afet | disaster |
risk | risk |
azaltma | reduction |
doğrultusunda | in line with |
yerel | local |
ve | and |
TR Cloudflare DNS, yerleşik DDoS azaltma ve DNSSEC ile en hızlı yanıt süresi, benzersiz yedeklilik ve gelişmiş güvenlik sunan kurumsal düzeyde yetkili bir DNS hizmetidir.
EN Cloudflare DNS is an enterprise-grade authoritative DNS service that offers the fastest response time, unparalleled redundancy, and advanced security with built-in DDoS mitigation and DNSSEC.
Turksk | Ingelsk |
---|---|
cloudflare | cloudflare |
dns | dns |
ddos | ddos |
azaltma | mitigation |
hızlı | fastest |
yanıt | response |
süresi | time |
benzersiz | unparalleled |
gelişmiş | advanced |
güvenlik | security |
sunan | offers |
kurumsal | enterprise |
düzeyde | grade |
TR Sınırsız ve Ölçülmemiş DDoS Azaltma
EN Unlimited and Unmetered DDoS Mitigation
Turksk | Ingelsk |
---|---|
sınırsız | unlimited |
ve | and |
ddos | ddos |
azaltma | mitigation |
TR Cloudflare Managed DNS ile DNS tabanlı DDoS saldırılarına karşı sınırsız ve ölçülmemiş bir azaltma elde edersiniz
EN With Cloudflare Managed DNS, you get unlimited and unmetered mitigation against DNS-based DDoS attacks
Turksk | Ingelsk |
---|---|
cloudflare | cloudflare |
dns | dns |
tabanlı | based |
ddos | ddos |
sınırsız | unlimited |
azaltma | mitigation |
elde | get |
TR Ölçülmemiş ve sınırsız DDoS azaltma
EN Unmetered and unlimited DDoS mitigation
Turksk | Ingelsk |
---|---|
ve | and |
sınırsız | unlimited |
ddos | ddos |
azaltma | mitigation |
TR Kırsal bölgede bulunan 16 köyde uyguladığımız proje ile 16 Afet Yönetim Komitesi oluşturduk ve 160 köy gönüllüsü aracılığıyla binlerce kişiye afete hazırlık, risk azaltma ve afete müdahale konularında temel bilgiler verdik.
EN With the project implemented in 16 villages in the rural we established 16 Disaster Management Commitees with 160 village volunteers, through whom we provided basic information on disaster preparedness, risk mitigation and respons to thousands of people.
Turksk | Ingelsk |
---|---|
kırsal | rural |
proje | project |
afet | disaster |
yönetim | management |
köy | village |
risk | risk |
azaltma | mitigation |
temel | basic |
bilgiler | information |
TR Afet Hazırlık ve Risk Azaltma
EN Disaster Preparedness and Risk Reduction
Turksk | Ingelsk |
---|---|
afet | disaster |
ve | and |
risk | risk |
azaltma | reduction |
TR Ayrıca, Adana ve Hatay’da toplam 325 toplumsal cinsiyet temelli şiddet riski altındaki hane reisi kadına, pandeminin negatif etkilerini azaltma amacıyla 1000TL’lik nakit desteği sağladık
EN In addition, we provided TL 1,000 in cash support to 325 female household heads at risk of gender-based violence in Adana and Hatay to mitigate the negative effects of the pandemic
Turksk | Ingelsk |
---|---|
ayrıca | in addition |
adana | adana |
cinsiyet | gender |
temelli | based |
şiddet | violence |
riski | risk |
etkilerini | effects |
nakit | cash |
desteği | support |
TR 2006‘de, Fairmont faaliyetlerinden kaynaklanan CO2 emisyonlarını %20 oranında azaltma sözü veriyor; bu 13.569 yolcu aracının ürettiği CO2 miktarına eşit.
EN In 2006, Fairmont pledged to reduce its operational CO2 emissions by 20%, the equivalent of the CO2 generated by 13,569 passenger vehicles.
Turksk | Ingelsk |
---|---|
fairmont | fairmont |
azaltma | reduce |
yolcu | passenger |
TR Bu proaktif adımlar karbon ayak izimizi, enerji tüketimimizi ve atık yaratımını azaltma çabalarımızda görülebilmektedir
EN These proactive steps are visible in our efforts to reduce our carbon footprint, consumption of energy, and production of waste
Turksk | Ingelsk |
---|---|
proaktif | proactive |
adımlar | steps |
karbon | carbon |
enerji | energy |
ve | and |
atık | waste |
azaltma | reduce |
ın | of |
TR Hedeflerimiz: Azaltma, Yeniden Kullanma, Geri Dönüştürme ve Yeniden Yaratım
EN Our Goals: Reduce, Reuse, Recycle & Regenerate
Turksk | Ingelsk |
---|---|
azaltma | reduce |
TR İş arkadaşlarımız, yerel ve küresel ölçekte sera gazı (GHG) emisyonlarının etkisini azaltma ve hafifletmeye yönelik sürdürülebilir uygulamaları kucaklamaktadır
EN Our colleagues embrace sustainable practices designed to reduce and lessen the impact of greenhouse gas (GHG) emissions on a local and global scale
Turksk | Ingelsk |
---|---|
yerel | local |
ve | and |
küresel | global |
sera | greenhouse |
etkisini | impact |
azaltma | reduce |
sürdürülebilir | sustainable |
ın | of |
TR Çalışmalarımız katı atık sahalarında son bulan atıkları azaltma, geri dönüşüm ve kullanılmış yemek yağlarının ve katı yağların biyodizele dönüştürülmek üzere bağışlanması ve satılması üzerine yoğunlaşmaktadır
EN Our efforts are focused on diverting waste from landfills, recycling, and donating or selling used cooking oil and grease to be turned into biodiesel
Turksk | Ingelsk |
---|---|
atık | waste |
ve | and |
kullanılmış | used |
yemek | cooking |
TR Afet Hazırlık ve Risk Azaltma
EN Disaster Preparedness and Risk Reduction
Turksk | Ingelsk |
---|---|
afet | disaster |
ve | and |
risk | risk |
azaltma | reduction |
TR Kırsal bölgede bulunan 16 köyde uyguladığımız proje ile 16 Afet Yönetim Komitesi oluşturduk ve 160 köy gönüllüsü aracılığıyla binlerce kişiye afete hazırlık, risk azaltma ve afete müdahale konularında temel bilgiler verdik.
EN With the project implemented in 16 villages in the rural we established 16 Disaster Management Commitees with 160 village volunteers, through whom we provided basic information on disaster preparedness, risk mitigation and respons to thousands of people.
Turksk | Ingelsk |
---|---|
kırsal | rural |
proje | project |
afet | disaster |
yönetim | management |
köy | village |
risk | risk |
azaltma | mitigation |
temel | basic |
bilgiler | information |
TR Ayrıca, Adana ve Hatay’da toplam 325 toplumsal cinsiyet temelli şiddet riski altındaki hane reisi kadına, pandeminin negatif etkilerini azaltma amacıyla 1000TL’lik nakit desteği sağladık
EN In addition, we provided TL 1,000 in cash support to 325 female household heads at risk of gender-based violence in Adana and Hatay to mitigate the negative effects of the pandemic
Turksk | Ingelsk |
---|---|
ayrıca | in addition |
adana | adana |
cinsiyet | gender |
temelli | based |
şiddet | violence |
riski | risk |
etkilerini | effects |
nakit | cash |
desteği | support |
TR PLM sistemi ile teslimat süresini azaltma
EN Reducing lead time with a PLM system
Turksk | Ingelsk |
---|---|
sistemi | system |
ile | with |
TR 3.d. Başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere bütün ülkelerin ulusal ve küresel sağlık risklerine karşı erken uyarı, riski azaltma ve risk yönetimi kapasitelerinin güçlendirilmesi
EN 3.d. Strengthen the capacity of all countries, in particular developing countries, for early warning, risk reduction and management of national and global health risks
Turksk | Ingelsk |
---|---|
gelişmekte | developing |
olmak | the |
bütün | all |
ulusal | national |
ve | and |
küresel | global |
sağlık | health |
erken | early |
uyarı | warning |
azaltma | reduction |
yönetimi | management |
TR 12.5. 2030’a kadar önleme, azaltma, geri dönüşüm ve tekrar kullanma yoluyla katı atık üretiminin önemli ölçüde azaltılması
EN 12.5. By 2030, substantially reduce waste generation through prevention, reduction, recycling and reuse
Turksk | Ingelsk |
---|---|
önleme | prevention |
atık | waste |
TR Ulusal ve yerel düzeyde afet risk azaltma stratejilerine sahip ülke sayısı
EN Number of countries with national and local disaster risk reduction strategies
Turksk | Ingelsk |
---|---|
ulusal | national |
ve | and |
yerel | local |
afet | disaster |
risk | risk |
azaltma | reduction |
sayısı | number |
TR 13.1.1. Ulusal ve yerel düzeyde afet riski azaltma stratejileri olan ülkelerin sayısı 13.1.2. 100 000 kişi başına afetlerden etkilenen, kaybolan ve ölen kişi sayısı
EN 13.1.1. Number of countries with national and local disaster risk reduction strategies 13.1.2. Number of deaths, missing persons and persons affected by disaster per 100,000 people
Turksk | Ingelsk |
---|---|
ulusal | national |
ve | and |
yerel | local |
afet | disaster |
riski | risk |
azaltma | reduction |
stratejileri | strategies |
ülkelerin | countries |
sayısı | number |
kişi | people |
etkilenen | affected |
TR Birincil, ikincil ve üçüncül öğretim programlarına (iklim değişikliği hakkında) hafifletme, uyum, etki azaltma ve erken uyarı entegre etmiş ülkelerin sayısı 13.3.2
EN Number of countries that have integrated mitigation, adaptation, impact reduction and early warning into primary, secondary and tertiary curricula 13.3.2
Turksk | Ingelsk |
---|---|
birincil | primary |
ikincil | secondary |
ve | and |
hakkında | into |
etki | impact |
erken | early |
uyarı | warning |
entegre | integrated |
ülkelerin | countries |
sayısı | number |
TR Kalkınma eylemleri, teknoloji transferi, azaltma, uyum (iklim değişikliği hakkında) uygulamak için kurumsal, sistemik ve bireysel kapasite geliştirmenin güçlendirilmesini tebliğ eden ülkelerin sayısı
EN Number of countries that have communicated the strengthening of institutional, systemic and individual capacity-building to implement adaptation, mitigation and technology transfer, and development actions
Turksk | Ingelsk |
---|---|
kalkınma | development |
eylemleri | actions |
teknoloji | technology |
transferi | transfer |
azaltma | mitigation |
uygulamak | implement |
kurumsal | institutional |
bireysel | individual |
kapasite | capacity |
ülkelerin | countries |
sayısı | number |
TR Güvenlik tehditleriyle dolu bir dünyada daha fazla cihaz koruması sayesinde risklerinizi azaltma ve cihazınızın ömrünü uzatma
EN Greater device protection against a world of security threats, reducing your risk and extending the lifespan of your device
TR Güvenlik tehditleriyle dolu bir dünyada daha fazla cihaz koruması sayesinde risklerinizi azaltma ve cihazınızın ömrünü uzatma.
EN Greater device protection against a world of security threats, reducing your risk and extending the lifespan of your device.
TR 2006‘de, Fairmont faaliyetlerinden kaynaklanan CO2 emisyonlarını %20 oranında azaltma sözü veriyor; bu 13.569 yolcu aracının ürettiği CO2 miktarına eşit.
EN In 2006, Fairmont pledged to reduce its operational CO2 emissions by 20%, the equivalent of the CO2 generated by 13,569 passenger vehicles.
Turksk | Ingelsk |
---|---|
fairmont | fairmont |
azaltma | reduce |
yolcu | passenger |
TR Bu proaktif adımlar karbon ayak izimizi, enerji tüketimimizi ve atık yaratımını azaltma çabalarımızda görülebilmektedir
EN These proactive steps are visible in our efforts to reduce our carbon footprint, consumption of energy, and production of waste
Turksk | Ingelsk |
---|---|
proaktif | proactive |
adımlar | steps |
karbon | carbon |
enerji | energy |
ve | and |
atık | waste |
azaltma | reduce |
ın | of |
TR Hedeflerimiz: Azaltma, Yeniden Kullanma, Geri Dönüştürme ve Yeniden Yaratım
EN Our Goals: Reduce, Reuse, Recycle & Regenerate
Turksk | Ingelsk |
---|---|
azaltma | reduce |
TR İş arkadaşlarımız, yerel ve küresel ölçekte sera gazı (GHG) emisyonlarının etkisini azaltma ve hafifletmeye yönelik sürdürülebilir uygulamaları kucaklamaktadır
EN Our colleagues embrace sustainable practices designed to reduce and lessen the impact of greenhouse gas (GHG) emissions on a local and global scale
Turksk | Ingelsk |
---|---|
yerel | local |
ve | and |
küresel | global |
sera | greenhouse |
etkisini | impact |
azaltma | reduce |
sürdürülebilir | sustainable |
ın | of |
TR Çalışmalarımız katı atık sahalarında son bulan atıkları azaltma, geri dönüşüm ve kullanılmış yemek yağlarının ve katı yağların biyodizele dönüştürülmek üzere bağışlanması ve satılması üzerine yoğunlaşmaktadır
EN Our efforts are focused on diverting waste from landfills, recycling, and donating or selling used cooking oil and grease to be turned into biodiesel
Turksk | Ingelsk |
---|---|
atık | waste |
ve | and |
kullanılmış | used |
yemek | cooking |
TR 2006‘de, Fairmont faaliyetlerinden kaynaklanan CO2 emisyonlarını %20 oranında azaltma sözü veriyor; bu 13.569 yolcu aracının ürettiği CO2 miktarına eşit.
EN In 2006, Fairmont pledged to reduce its operational CO2 emissions by 20%, the equivalent of the CO2 generated by 13,569 passenger vehicles.
Turksk | Ingelsk |
---|---|
fairmont | fairmont |
azaltma | reduce |
yolcu | passenger |
TR Bu proaktif adımlar karbon ayak izimizi, enerji tüketimimizi ve atık yaratımını azaltma çabalarımızda görülebilmektedir
EN These proactive steps are visible in our efforts to reduce our carbon footprint, consumption of energy, and production of waste
Turksk | Ingelsk |
---|---|
proaktif | proactive |
adımlar | steps |
karbon | carbon |
enerji | energy |
ve | and |
atık | waste |
azaltma | reduce |
ın | of |
TR Hedeflerimiz: Azaltma, Yeniden Kullanma, Geri Dönüştürme ve Yeniden Yaratım
EN Our Goals: Reduce, Reuse, Recycle & Regenerate
Turksk | Ingelsk |
---|---|
azaltma | reduce |
TR İş arkadaşlarımız, yerel ve küresel ölçekte sera gazı (GHG) emisyonlarının etkisini azaltma ve hafifletmeye yönelik sürdürülebilir uygulamaları kucaklamaktadır
EN Our colleagues embrace sustainable practices designed to reduce and lessen the impact of greenhouse gas (GHG) emissions on a local and global scale
Turksk | Ingelsk |
---|---|
yerel | local |
ve | and |
küresel | global |
sera | greenhouse |
etkisini | impact |
azaltma | reduce |
sürdürülebilir | sustainable |
ın | of |
TR Çalışmalarımız katı atık sahalarında son bulan atıkları azaltma, geri dönüşüm ve kullanılmış yemek yağlarının ve katı yağların biyodizele dönüştürülmek üzere bağışlanması ve satılması üzerine yoğunlaşmaktadır
EN Our efforts are focused on diverting waste from landfills, recycling, and donating or selling used cooking oil and grease to be turned into biodiesel
Turksk | Ingelsk |
---|---|
atık | waste |
ve | and |
kullanılmış | used |
yemek | cooking |
TR Afet Hazırlık ve Risk Azaltma
EN Disaster Preparedness and Risk Reduction
Turksk | Ingelsk |
---|---|
afet | disaster |
ve | and |
risk | risk |
azaltma | reduction |
TR Kırsal bölgede bulunan 16 köyde uyguladığımız proje ile 16 Afet Yönetim Komitesi oluşturduk ve 160 köy gönüllüsü aracılığıyla binlerce kişiye afete hazırlık, risk azaltma ve afete müdahale konularında temel bilgiler verdik.
EN With the project implemented in 16 villages in the rural we established 16 Disaster Management Commitees with 160 village volunteers, through whom we provided basic information on disaster preparedness, risk mitigation and respons to thousands of people.
Turksk | Ingelsk |
---|---|
kırsal | rural |
proje | project |
afet | disaster |
yönetim | management |
köy | village |
risk | risk |
azaltma | mitigation |
temel | basic |
bilgiler | information |
TR Ayrıca, Adana ve Hatay’da toplam 325 toplumsal cinsiyet temelli şiddet riski altındaki hane reisi kadına, pandeminin negatif etkilerini azaltma amacıyla 1000TL’lik nakit desteği sağladık
EN In addition, we provided TL 1,000 in cash support to 325 female household heads at risk of gender-based violence in Adana and Hatay to mitigate the negative effects of the pandemic
Turksk | Ingelsk |
---|---|
ayrıca | in addition |
adana | adana |
cinsiyet | gender |
temelli | based |
şiddet | violence |
riski | risk |
etkilerini | effects |
nakit | cash |
desteği | support |
TR Afet Hazırlık ve Risk Azaltma
EN Disaster Preparedness and Risk Reduction
Turksk | Ingelsk |
---|---|
afet | disaster |
ve | and |
risk | risk |
azaltma | reduction |
TR Kırsal bölgede bulunan 16 köyde uyguladığımız proje ile 16 Afet Yönetim Komitesi oluşturduk ve 160 köy gönüllüsü aracılığıyla binlerce kişiye afete hazırlık, risk azaltma ve afete müdahale konularında temel bilgiler verdik.
EN With the project implemented in 16 villages in the rural we established 16 Disaster Management Commitees with 160 village volunteers, through whom we provided basic information on disaster preparedness, risk mitigation and respons to thousands of people.
Turksk | Ingelsk |
---|---|
kırsal | rural |
proje | project |
afet | disaster |
yönetim | management |
köy | village |
risk | risk |
azaltma | mitigation |
temel | basic |
bilgiler | information |
TR Ayrıca, Adana ve Hatay’da toplam 325 toplumsal cinsiyet temelli şiddet riski altındaki hane reisi kadına, pandeminin negatif etkilerini azaltma amacıyla 1000TL’lik nakit desteği sağladık
EN In addition, we provided TL 1,000 in cash support to 325 female household heads at risk of gender-based violence in Adana and Hatay to mitigate the negative effects of the pandemic
Turksk | Ingelsk |
---|---|
ayrıca | in addition |
adana | adana |
cinsiyet | gender |
temelli | based |
şiddet | violence |
riski | risk |
etkilerini | effects |
nakit | cash |
desteği | support |
TR 2006‘de, Fairmont faaliyetlerinden kaynaklanan CO2 emisyonlarını %20 oranında azaltma sözü veriyor; bu 13.569 yolcu aracının ürettiği CO2 miktarına eşit.
EN In 2006, Fairmont pledged to reduce its operational CO2 emissions by 20%, the equivalent of the CO2 generated by 13,569 passenger vehicles.
Turksk | Ingelsk |
---|---|
fairmont | fairmont |
azaltma | reduce |
yolcu | passenger |
TR Bu proaktif adımlar karbon ayak izimizi, enerji tüketimimizi ve atık yaratımını azaltma çabalarımızda görülebilmektedir
EN These proactive steps are visible in our efforts to reduce our carbon footprint, consumption of energy, and production of waste
Turksk | Ingelsk |
---|---|
proaktif | proactive |
adımlar | steps |
karbon | carbon |
enerji | energy |
ve | and |
atık | waste |
azaltma | reduce |
ın | of |
TR Hedeflerimiz: Azaltma, Yeniden Kullanma, Geri Dönüştürme ve Yeniden Yaratım
EN Our Goals: Reduce, Reuse, Recycle & Regenerate
Turksk | Ingelsk |
---|---|
azaltma | reduce |
TR İş arkadaşlarımız, yerel ve küresel ölçekte sera gazı (GHG) emisyonlarının etkisini azaltma ve hafifletmeye yönelik sürdürülebilir uygulamaları kucaklamaktadır
EN Our colleagues embrace sustainable practices designed to reduce and lessen the impact of greenhouse gas (GHG) emissions on a local and global scale
Turksk | Ingelsk |
---|---|
yerel | local |
ve | and |
küresel | global |
sera | greenhouse |
etkisini | impact |
azaltma | reduce |
sürdürülebilir | sustainable |
ın | of |
TR Çalışmalarımız katı atık sahalarında son bulan atıkları azaltma, geri dönüşüm ve kullanılmış yemek yağlarının ve katı yağların biyodizele dönüştürülmek üzere bağışlanması ve satılması üzerine yoğunlaşmaktadır
EN Our efforts are focused on diverting waste from landfills, recycling, and donating or selling used cooking oil and grease to be turned into biodiesel
Turksk | Ingelsk |
---|---|
atık | waste |
ve | and |
kullanılmış | used |
yemek | cooking |
TR 2006‘de, Fairmont faaliyetlerinden kaynaklanan CO2 emisyonlarını %20 oranında azaltma sözü veriyor; bu 13.569 yolcu aracının ürettiği CO2 miktarına eşit.
EN In 2006, Fairmont pledged to reduce its operational CO2 emissions by 20%, the equivalent of the CO2 generated by 13,569 passenger vehicles.
Turksk | Ingelsk |
---|---|
fairmont | fairmont |
azaltma | reduce |
yolcu | passenger |
TR Bu proaktif adımlar karbon ayak izimizi, enerji tüketimimizi ve atık yaratımını azaltma çabalarımızda görülebilmektedir
EN These proactive steps are visible in our efforts to reduce our carbon footprint, consumption of energy, and production of waste
Turksk | Ingelsk |
---|---|
proaktif | proactive |
adımlar | steps |
karbon | carbon |
enerji | energy |
ve | and |
atık | waste |
azaltma | reduce |
ın | of |
TR Hedeflerimiz: Azaltma, Yeniden Kullanma, Geri Dönüştürme ve Yeniden Yaratım
EN Our Goals: Reduce, Reuse, Recycle & Regenerate
Turksk | Ingelsk |
---|---|
azaltma | reduce |
TR İş arkadaşlarımız, yerel ve küresel ölçekte sera gazı (GHG) emisyonlarının etkisini azaltma ve hafifletmeye yönelik sürdürülebilir uygulamaları kucaklamaktadır
EN Our colleagues embrace sustainable practices designed to reduce and lessen the impact of greenhouse gas (GHG) emissions on a local and global scale
Turksk | Ingelsk |
---|---|
yerel | local |
ve | and |
küresel | global |
sera | greenhouse |
etkisini | impact |
azaltma | reduce |
sürdürülebilir | sustainable |
ın | of |
Toant {einresultaat} fan 50 oersettings