TR Sanal ortam ayrıca, tüneldeki acil durum simülasyonlarını çalıştırmak ve operasyonlar ve bakım için eğitimi desteklemek için demirbaşlar ve ekipmanı da göstermektedir.
"çalıştırmak ve operasyonlar" dans turc peut être traduit dans les mots/expressions Anglais suivants:
operasyonlar | operations |
TR Sanal ortam ayrıca, tüneldeki acil durum simülasyonlarını çalıştırmak ve operasyonlar ve bakım için eğitimi desteklemek için demirbaşlar ve ekipmanı da göstermektedir.
EN The virtual environment also shows fixtures and equipment in the tunnel to run emergency simulations and support training for operations and maintenance.
turc | Anglais |
---|---|
sanal | virtual |
ortam | environment |
operasyonlar | operations |
bakım | maintenance |
desteklemek | support |
TR İdari Başkan Yardımcısı,Operasyonlar
EN Executive Vice President,Operations
turc | Anglais |
---|---|
başkan | president |
yardımcısı | vice |
operasyonlar | operations |
TR Örneğin, uzantı ve işlev kodunuz aynı CPU kaynaklarını paylaştığından, bir uzantı yoğun işlem kullanımlı operasyonlar gerçekleştiriyorsa, işlev yürütme sürenizde artış olduğunu görebilirsiniz
EN For example, if an extension performs compute-intensive operations, you may see your function execution duration increase because the extension and your function code share the same CPU resources
turc | Anglais |
---|---|
işlev | function |
cpu | cpu |
yoğun | intensive |
operasyonlar | operations |
yürütme | execution |
artış | increase |
kaynakları | resources |
TR Listeler engelleme özelliklerinin yanı sıra atomik operasyonlar sunar ve bu sayede güvenilir mesaj aracısına veya dairesel listeye ihtiyaç duyan çeşitli uygulamalar için uygundur.
EN Lists offer atomic operations as well as blocking capabilities, making them suitable for a variety of applications that require a reliable message broker or a circular list.
turc | Anglais |
---|---|
engelleme | blocking |
yanı | well |
operasyonlar | operations |
sunar | offer |
güvenilir | reliable |
mesaj | message |
ihtiyaç | require |
çeşitli | variety |
uygulamalar | applications |
TR Suriye?de 2011 yılında başlayan çatışmanın bir sonucu olarak, birçoğu askeri operasyonlar nedeniyle yıkıma uğrayan pek çok konut kullanılmaz hale geldi
EN The ?Supporting water and sanitation sectors and camp coordination in northwestern Syria? project started 7 months ago in partnership with the SCHF
turc | Anglais |
---|---|
suriye | syria |
TR Zebra SmartPack | Yük Planı ve Operasyonlar | Zebra
EN Zebra SmartPack | Load Plan & Operations | Zebra
turc | Anglais |
---|---|
zebra | zebra |
yük | load |
planı | plan |
operasyonlar | operations |
TR Kolay entegrasyon ve operasyonlar arası kullanılabilirlik sağlayan Print DNA, yazıcılarınızın ömürleri boyunca, iş ihtiyaçlarınız geliştikçe bile optimize performans göstermesine izin verir.
EN Ensuring easy integration and interoperability, Print DNA enables your printers to work at optimised performance over their entire lifecycle, even as your business needs evolve.
turc | Anglais |
---|---|
kolay | easy |
entegrasyon | integration |
ve | and |
dna | dna |
performans | performance |
yazıcılar | printers |
ihtiyaçları | needs |
TR Kullanıcıların kamera bağlantılarını yönetmesine, bağlı kameralarda çeşitli operasyonlar gerçekleştirmesine, bağlı kameralarda konfigürasyon yapmasına ve bağlı kameralarla alakalı bilgi almasına izin verir
EN Allows users to manage camera connections, perform various operations with connected cameras, configure connected cameras and retrieve information related to connected cameras
turc | Anglais |
---|---|
kamera | camera |
çeşitli | various |
operasyonlar | operations |
ve | and |
bilgi | information |
TR Akıllı operasyonlar ile işinizde gerçek zamanlı olarak uygulama ve planlama yapabilir, etkin bir şekilde gelişebilir ve yeni fırsatlar yaratabilirsiniz.
EN With smart operations your business will be able to execute and plan in real-time, increasing efficiently and creating new opportunities.
turc | Anglais |
---|---|
akıllı | smart |
operasyonlar | operations |
gerçek | real |
yeni | new |
fırsatlar | opportunities |
TR Verileri üçüncü taraf uygulamalarına aktaran dahili arka uca entegrasyon motoru sayesinde, kurumsal seviyedeki platform aynı zamanda tesis dışı ve bölgesel operasyonlar için de uygun masraflıdır
EN With a built-in backend integration engine that feeds data to existing or third-party applications, the enterprise-grade platform is also cost-effective for off-site and regional operations
turc | Anglais |
---|---|
verileri | data |
taraf | party |
entegrasyon | integration |
motoru | engine |
kurumsal | enterprise |
platform | platform |
bölgesel | regional |
operasyonlar | operations |
de | also |
uygulamaları | applications |
TR İşte bu nedenle Profesyonel Hizmetlerimiz, teknolojiden ve veriden en iyi şekilde faydalanmaya odaklanır ve rekabet avantajı için yeni kaynaklar yaratırken, Zebra teknolojilerinin daha etkin operasyonlar gerçekleştirmesini sağlar.
EN That is why our Professional Services focus on making the most of technology and data—creating new sources of competitive advantage and ensuring Zebra technologies deliver more efficient operations.
turc | Anglais |
---|---|
yeni | new |
zebra | zebra |
etkin | efficient |
operasyonlar | operations |
TR Böylece sorunları işlerinizi etkilemeden önce tespit edebilir ve daha pürüzsüz operasyonlar için geleceği doğru tahmin edebilirsiniz.
EN That’s how you can catch problems before they impact your business and accurately forecast future needs for smoother operations.
turc | Anglais |
---|---|
sorunları | problems |
operasyonlar | operations |
TR Zebra Ürünleri ve Çözümlerinin devreye girmesini, mevcut sağlık, tarihi trendler, öngörücü analizler ve eyleme geçirilebilir içgörüler hakkında görünürlük sayesinde daha kesintisiz operasyonlar ile hızlandırın.
EN Accelerate the adoption of Zebra Products and Solutions by enabling smoother operations with visibility into current health, historical trends, predictive analytics, and actionable insights.
turc | Anglais |
---|---|
zebra | zebra |
mevcut | current |
sağlık | health |
tarihi | historical |
trendler | trends |
analizler | analytics |
içgörüler | insights |
görünürlük | visibility |
operasyonlar | operations |
TR Sorunsuz Operasyonlar Başarılı Konuk Deneyimleri Sağlar
EN Seamless Operations Lead to Successful Guest Experiences
turc | Anglais |
---|---|
sorunsuz | seamless |
operasyonlar | operations |
başarılı | successful |
konuk | guest |
deneyimleri | experiences |
TR Dahili yazılım kapasitelerimiz sayesinde operasyonlar, BT, geliştiriciler, ileri hatta çalışanlar ve daha fazlasında mobil kullanıcı üretkenliğini en üst seviyeye çıkarın ve BT sorunlarını en aza indirin.
EN Maximize mobile user productivity and minimise IT complexities across operations, IT, developers, frontline workers, and more, with our built-in software capabilities.
turc | Anglais |
---|---|
yazılım | software |
operasyonlar | operations |
bt | it |
geliştiriciler | developers |
çalışanlar | workers |
ve | and |
mobil | mobile |
kullanıcı | user |
TR Basit takip ve tespit işlemlerinden karmaşık kalite denetleme kontrollerine dek olan bitenden her zaman haberdar olur ve operasyonlar etkilenmeden sorunları önceden saptayabilirsiniz.
EN From simple track and trace to complex quality inspection checks, you always know what’s happening and can anticipate issues before they impact operations.
turc | Anglais |
---|---|
basit | simple |
ve | and |
karmaşık | complex |
kalite | quality |
operasyonlar | operations |
sorunları | issues |
önceden | before |
TR LiveMe eski ABD Operasyonlar Başkanı ve Ürün Direktörü, Data Enlighten Kıdemli Ürün Direktörü.
EN Former US Head of Operations and Product Director at LiveMe, Senior Product Director at Data Enlighten.
turc | Anglais |
---|---|
eski | former |
abd | us |
operasyonlar | operations |
ve | and |
data | data |
kıdemli | senior |
TR iQIYI Tayvan eski Kıdemli Pazarlama Müdürü, LiveMe Bölgesel Operasyonlar Direktörü ve Lang Live Başkan Yardımcısı.
EN Former Senior Marketing Manager at iQIYI Taiwan, Regional Operations Director at LiveMe, and the VP of Lang Live.
turc | Anglais |
---|---|
eski | former |
kıdemli | senior |
pazarlama | marketing |
müdürü | manager |
bölgesel | regional |
operasyonlar | operations |
ve | and |
live | live |
TR İdari Başkan Yardımcısı,Operasyonlar
EN Executive Vice President,Operations
turc | Anglais |
---|---|
başkan | president |
yardımcısı | vice |
operasyonlar | operations |
TR İdari Başkan Yardımcısı, Operasyonlar
EN Executive Vice President, Operations
turc | Anglais |
---|---|
başkan | president |
yardımcısı | vice |
operasyonlar | operations |
TR Örneğin, uzantı ve işlev kodunuz aynı CPU kaynaklarını paylaştığından, bir uzantı yoğun işlem kullanımlı operasyonlar gerçekleştiriyorsa, işlev yürütme sürenizde artış olduğunu görebilirsiniz
EN For example, if an extension performs compute-intensive operations, you may see your function execution duration increase because the extension and your function code share the same CPU resources
turc | Anglais |
---|---|
işlev | function |
cpu | cpu |
yoğun | intensive |
operasyonlar | operations |
yürütme | execution |
artış | increase |
kaynakları | resources |
TR Dahili yazılım kapasitelerimiz sayesinde operasyonlar, BT, geliştiriciler, ileri hatta çalışanlar ve daha fazlasında mobil kullanıcı üretkenliğini en üst seviyeye çıkarın ve BT sorunlarını en aza indirin.
EN Maximize mobile user productivity and minimise IT complexities across operations, IT, developers, frontline workers, and more, with our built-in software capabilities.
turc | Anglais |
---|---|
yazılım | software |
operasyonlar | operations |
bt | it |
geliştiriciler | developers |
çalışanlar | workers |
ve | and |
mobil | mobile |
kullanıcı | user |
TR Akıllı operasyonlar ile işinizde gerçek zamanlı olarak uygulama ve planlama yapabilir, etkin bir şekilde gelişebilir ve yeni fırsatlar yaratabilirsiniz.
EN With smart operations your business will be able to execute and plan in real-time, increasing efficiently and creating new opportunities.
turc | Anglais |
---|---|
akıllı | smart |
operasyonlar | operations |
gerçek | real |
yeni | new |
fırsatlar | opportunities |
TR Kolay entegrasyon ve operasyonlar arası kullanılabilirlik sağlayan Print DNA, yazıcılarınızın ömürleri boyunca, iş ihtiyaçlarınız geliştikçe bile optimize performans göstermesine izin verir.
EN Ensuring easy integration and interoperability, Print DNA enables your printers to work at optimised performance over their entire lifecycle, even as your business needs evolve.
turc | Anglais |
---|---|
kolay | easy |
entegrasyon | integration |
ve | and |
dna | dna |
performans | performance |
yazıcılar | printers |
ihtiyaçları | needs |
TR Böylece sorunları işlerinizi etkilemeden önce tespit edebilir ve daha pürüzsüz operasyonlar için geleceği doğru tahmin edebilirsiniz.
EN That’s how you can catch problems before they impact your business and accurately forecast future needs for smoother operations.
turc | Anglais |
---|---|
sorunları | problems |
operasyonlar | operations |
TR Listeler engelleme özelliklerinin yanı sıra atomik operasyonlar sunar ve bu sayede güvenilir mesaj aracısına veya dairesel listeye ihtiyaç duyan çeşitli uygulamalar için uygundur.
EN Lists offer atomic operations as well as blocking capabilities, making them suitable for a variety of applications that require a reliable message broker or a circular list.
turc | Anglais |
---|---|
engelleme | blocking |
yanı | well |
operasyonlar | operations |
sunar | offer |
güvenilir | reliable |
mesaj | message |
ihtiyaç | require |
çeşitli | variety |
uygulamalar | applications |
TR Yerel olarak odaklanmış: Genellikle kampüs ortamında, daha büyük bir merkezi tesise bağlı küçük tesislere sahip yerel ağlar. Buna örnek olarak sağlık hizmetleri, eğitim ve endüstriyel operasyonlar verilebilir.
EN Locally concentrated: Local networks, with small sites connected to a larger central facility, often in a campus setting. Examples include healthcare, education, and industrial operations.
turc | Anglais |
---|---|
genellikle | often |
merkezi | central |
bağlı | connected |
küçük | small |
ağlar | networks |
örnek | examples |
eğitim | education |
endüstriyel | industrial |
operasyonlar | operations |
TR Ülkenin kritik altyapısının bir parçası olan sürekli çalışma süresi, gizli operasyonlar nedeniyle sistem ve veri güvenliği gibi bir gerekliliktir
EN Part of the nation?s critical infrastructure, continuous uptime is a necessity, as is system and data security due to confidential operations
turc | Anglais |
---|---|
kritik | critical |
parçası | part |
olan | is |
sürekli | continuous |
gizli | confidential |
operasyonlar | operations |
sistem | system |
veri | data |
güvenliği | security |
altyapısı | infrastructure |
TR İletişim hizmeti sağlayıcıları, normalleştirilmiş yaşam çevrimi modellemesi, amaca dayalı orkestrasyon, hizmet tasarımı ve testi, dinamik hizmet güvencesi ve kapalı döngü operasyonlar gibi çeşitli gelişmiş yetenekler elde ederler.
EN CSPs gain a range of enhanced capabilities, such as normalized lifecycle modeling, intent driven orchestration, service design and testing, dynamic service assurance, and closed-loop operations.
turc | Anglais |
---|---|
tasarımı | design |
testi | testing |
dinamik | dynamic |
kapalı | closed |
operasyonlar | operations |
gelişmiş | enhanced |
elde | gain |
TR Yönetici İş Geliştirme Danışmanlık Mühendislik Üst Yönetim Maliye İnsan Kaynakları BT Hukuk Pazarlama Operasyonlar Ürün Yönetimi Satın alma Araştırma ve Geliştirme Satış Sürdürülebilirlik Diğer
EN Administrative Business Development Consulting Engineering Executive Management Finance Human Resources IT Legal Marketing Operations Product Management Purchasing Research & Development Sales Sustainability Other
turc | Anglais |
---|---|
yönetici | executive |
geliştirme | development |
danışmanlık | consulting |
mühendislik | engineering |
kaynakları | resources |
bt | it |
hukuk | legal |
operasyonlar | operations |
araştırma | research |
sürdürülebilirlik | sustainability |
diğer | other |
TR Bu, yenilenebilir enerji ile yürütülen operasyonlar, yüksek verim alınan üretim süreçleri ve yakıt kullanımını azaltan lojistik anlamına gelir.
EN This means operations that are powered by renewable energy, manufacturing processes that are highly efficient and logistics that reduce fuel use.
turc | Anglais |
---|---|
yenilenebilir | renewable |
enerji | energy |
operasyonlar | operations |
yüksek | highly |
yakıt | fuel |
lojistik | logistics |
anlamına | means |
TR Çalışan deneyimine dayalı kararlar alan WFS, ileride karşılaşılabilecek zorluklar için geleceğe hazır operasyonlar gerçekleştirip hızlı bir şekilde hizmet sunuyor. Sonuç mu? Verimli çalışanlar ve mutlu müşteriler.
EN By letting employee experience inform its decision-making, WFS offers nimble service delivery while still future-proofing operations for any changes still ahead. The end result? Effective workers and happy customers.
TR Hizmette otomatik yanıtlayıcı veya "spam"ın herhangi bir biçimini çalıştırmak;
EN run any form of auto-responder or "spam" on the Service;
turc | Anglais |
---|---|
spam | spam |
TR Website Builder için İşletme Planımızda başarılı bir çevrimiçi mağaza çalıştırmak için gereken her şey var
EN Our Business plan for Website Builder has everything you need to run a successful online store
turc | Anglais |
---|---|
başarılı | successful |
mağaza | store |
planı | plan |
TR Protokollerini daha yüksek CPU performansı ve güvenliği ile çalıştırmak için yalın, göreve özgü bir çekirdek geliştiriyorlar
EN They are developing a lean, mission-specific kernel to run their protocol with increased CPU performance and security
turc | Anglais |
---|---|
cpu | cpu |
performansı | performance |
güvenliği | security |
TR DApp'leri ve merkeziyetsiz yazılım çözümlerini yaratmak ve çalıştırmak.
EN Creating and running DApps and decentralized software solutions.
turc | Anglais |
---|---|
ve | and |
merkeziyetsiz | decentralized |
yazılım | software |
yaratmak | creating |
TR Lambda işlevlerini uzantılarla kullanırken, sunulan istek sayısına ve 1 ms artışlarla, kodunuz ile tüm uzantıları çalıştırmak için kullanılan toplam işlem süresine göre ödeme yaparsınız
EN When using Lambda functions with extensions, you pay for requests served and the combined compute time used to run your code and all extensions, in 1ms increments
turc | Anglais |
---|---|
lambda | lambda |
uzantıları | extensions |
ödeme | pay |
TR Amazon EC2 P3 bulut sunucuları mühendislik simülasyonları, hesaplamalı finans, sismik analiz, moleküler modelleme, genomik, görsel işleme ve benzeri, yoğun GPU işlemi gerektiren iş yüklerini çalıştırmak için ideal bir platformdur
EN Amazon EC2 P3 instances are an ideal platform to run engineering simulations, computational finance, seismic analysis, molecular modeling, genomics, rendering, and other GPU compute workloads
turc | Anglais |
---|---|
amazon | amazon |
mühendislik | engineering |
finans | finance |
analiz | analysis |
moleküler | molecular |
gpu | gpu |
ideal | ideal |
TR Tek yapmanız gereken gaz pedalını ve fren pedallarını çalıştırmak.
EN All you have to do is work the accelerator and brake pedals.
turc | Anglais |
---|---|
tek | the |
yapmanız | to do |
ve | and |
TR Uygulamalara ve cihaz işlevlerine sınırlı erişim ile uç noktalarınızı bir kiosk sistemi olarak çalıştırmak için uç noktalarınızı kilitleyin.
EN Lockdown your endpoints to run as a kiosk system, with restricted access to applications and device functionalities.
turc | Anglais |
---|---|
cihaz | device |
erişim | access |
sistemi | system |
TR Cildinizi nemlendirip her zaman kullandığınız temizleyiciyi uygulayın. Ardından LUNA™ play plus 2’yi ıslatıp cihazı çalıştırmak için evrensel güç düğmesine basın.
EN Dampen face and apply your regular face cleanser. Then wet LUNA™ play plus 2 and press the universal button to turn on the device.
turc | Anglais |
---|---|
uygulayın | apply |
luna | luna |
play | play |
cihazı | device |
evrensel | universal |
düğmesine | button |
basın | press |
TR Protokollerini daha yüksek CPU performansı ve güvenliği ile çalıştırmak için yalın, göreve özgü bir çekirdek geliştiriyorlar
EN They are developing a lean, mission-specific kernel to run their protocol with increased CPU performance and security
turc | Anglais |
---|---|
cpu | cpu |
performansı | performance |
güvenliği | security |
TR AWS'de Java uygulamaları çalıştırmak için gerekli araçları indirin
EN Download the tools needed to to run Java applications on AWS
turc | Anglais |
---|---|
aws | aws |
java | java |
gerekli | needed |
indirin | download |
TR AWS'de Python uygulamaları çalıştırmak için gerekli araçları indirin
EN Download the tools needed to to run Python applications on AWS
turc | Anglais |
---|---|
aws | aws |
python | python |
gerekli | needed |
indirin | download |
TR Container'ları çalıştırmak için en güvenli, güvenilir ve ölçeklenebilir yöntemi öğrenin.
EN Learn the most secure, reliable, and scalable way to run containers.
turc | Anglais |
---|---|
en | most |
ölçeklenebilir | scalable |
öğrenin | learn |
TR Square Enix, Çok Oyunculu Çevrimiçi Rol Yapma Oyununda (Massively Multiplayer Online Role-Playing Game - MMORPG) görüntü işlemeyi çalıştırmak için AWS Lambda'yı kullanıyor
EN Square Enix uses AWS Lambda to run image processing for its Massively Multiplayer Online Role-Playing Game (MMORPG)
turc | Anglais |
---|---|
rol | role |
online | online |
görüntü | image |
aws | aws |
lambda | lambda |
kullanıyor | uses |
TR Container'ları çalıştırmak için son derece güvenli, güvenilir ve ölçeklenebilir bir yöntem
EN Highly secure, reliable, and scalable way to run containers
turc | Anglais |
---|---|
ölçeklenebilir | scalable |
yöntem | way |
TR Lambda işlevlerini uzantılarla kullanırken, sunulan istek sayısına ve 1 ms artışlarla, kodunuz ile tüm uzantıları çalıştırmak için kullanılan toplam işlem süresine göre ödeme yaparsınız
EN When using Lambda functions with extensions, you pay for requests served and the combined compute time used to run your code and all extensions, in 1ms increments
turc | Anglais |
---|---|
lambda | lambda |
uzantıları | extensions |
ödeme | pay |
TR Uygulamalarınızı küresel olarak çalıştırmak istiyorsanız, AWS Bölgeleri ve Erişilebilirlik Alanlarından herhangi birini seçebilirsiniz
EN If you would like to run your applications globally you can choose from any of the AWS Regions and Availability Zones
turc | Anglais |
---|---|
aws | aws |
erişilebilirlik | availability |
herhangi | any |
uygulamaları | applications |
TR Tek yapmanız gereken gaz pedalını ve fren pedallarını çalıştırmak.
EN All you have to do is work the accelerator and brake pedals.
turc | Anglais |
---|---|
tek | the |
yapmanız | to do |
ve | and |
Affichage de 50 sur 50 traductions