EN A round of bets on current and upcoming games occurs. Bets are placed between the first game and the upcoming game and last for about two minutes. Games are held every 3 minutes daily.
"upcoming tasks" dans Anglais peut être traduit dans les mots/expressions turc suivants:
EN A round of bets on current and upcoming games occurs. Bets are placed between the first game and the upcoming game and last for about two minutes. Games are held every 3 minutes daily.
TR Mevcut ve gelecekteki oyunlar için bahis turu, oyunların canlı yayınları arasında gerçekleşir ve yaklaşık 2 dakika sürer. Oyunlar her gün 3 dakikada bir yapılır.
Anglais | turc |
---|---|
bets | bahis |
and | ve |
minutes | dakika |
daily | her gün |
the | gün |
games | oyunlar |
for | için |
about | yaklaşık |
EN Organize your tasks, plan long-term projects, and get notified about upcoming deadlines. When you're on the go, use our mobile app to add updates whenever they arise.
TR Görevlerinizi düzenleyin, uzun vadeli projeler planlayın ve yaklaşan son teslim tarihleri hakkında bildiri alın. Hareket halindeyken de güncel kalmak için mobil uygulamızı kullanın.
Anglais | turc |
---|---|
plan | planlayın |
projects | projeler |
upcoming | yaklaşan |
mobile | mobil |
updates | son |
long | uzun |
term | vadeli |
on the go | halindeyken |
get | alın |
about | hakkında |
and | ve |
EN With 10+ apps and plugins, you’ll be able to review your upcoming tasks – and jot down new ones – no matter where you happen to be. Everything stays in perfect sync across all your devices.
TR 10+ uygulama ve eklenti ile, her nerede olursan ol, yaklaşan görevlerini gözden geçirebilir ve bu görevlere yenilerini ekleyebilirsin. Her şey tüm cihazların arasında mükemmel bir şekilde senkronize olur.
Anglais | turc |
---|---|
upcoming | yaklaşan |
tasks | görevlerini |
review | gözden |
perfect | mükemmel |
sync | senkronize |
and | ve |
all | tüm |
EN Your tasks are automatically sorted into Today, Upcoming, and custom Filter views to help you prioritize your most important work.
TR Görevlerin Bugün, Yaklaşan ve özel Filtre görünümlerinde otomatik olarak düzenlenir ve en önemli işlerine odaklanman mümkün hale getirir.
Anglais | turc |
---|---|
today | bugün |
upcoming | yaklaşan |
work | iş |
most | en |
to | olarak |
automatically | otomatik olarak |
important | önemli |
and | ve |
EN Each company has different processes with different tools used for specific tasks, that's why being able to streamline tasks between your different software is crucial for the efficiency of your company
TR Her şirketin belirli görevler için kullanılan farklı araçlarla farklı süreçleri vardır, bu nedenle farklı yazılımlarınız arasında görevleri düzenleyebilmeniz şirketinizin verimliliği için çok önemlidir
Anglais | turc |
---|---|
processes | süreçleri |
tools | araç |
efficiency | verimliliği |
company | şirketin |
your company | şirketinizin |
different | farklı |
has | bu |
is | vardır |
used | kullanılan |
software | yazılımları |
EN Optimise the productivity and effectiveness of your frontline workers through the automation of the simple, repetitive tasks your business requires, creating the freedom your workers need to focus on higher-value tasks.
TR Mobil çalışanlarınızın iletişim konusundaki etkililiğini, gün boyu ihtiyaç duydukları verilere ve insanlara ulaşmak için birden fazla cihaz kullanma ihtiyacını ortadan kaldırarak artırın.
Anglais | turc |
---|---|
of | in |
need | ihtiyaç |
the | gün |
and | ve |
EN Optimize the productivity and effectiveness of your frontline workers through the automation of the simple, repetitive tasks your business requires, creating the freedom your workers need to focus on higher-value tasks.
TR Mobil çalışanlarınızın iletişim konusundaki etkililiğini, gün boyu ihtiyaç duydukları verilere ve insanlara ulaşmak için birden fazla cihaz kullanma ihtiyacını ortadan kaldırarak artırın.
Anglais | turc |
---|---|
of | in |
need | ihtiyaç |
the | gün |
and | ve |
EN What are your tasks? Each polling station has several election workers assigned to different tasks
TR Görevleriniz neler? Her sandıkta, farklı görevler verilen birkaç sandık görevlisi oluyor
Anglais | turc |
---|---|
tasks | görevler |
different | farklı |
what | neler |
to | birkaç |
EN Each company has different processes with different tools used for specific tasks, that's why being able to streamline tasks between your different software is crucial for the efficiency of your company
TR Her şirketin belirli görevler için kullanılan farklı araçlarla farklı süreçleri vardır, bu nedenle farklı yazılımlarınız arasında görevleri düzenleyebilmeniz şirketinizin verimliliği için çok önemlidir
Anglais | turc |
---|---|
processes | süreçleri |
tools | araç |
efficiency | verimliliği |
company | şirketin |
your company | şirketinizin |
different | farklı |
has | bu |
is | vardır |
used | kullanılan |
software | yazılımları |
EN Tons of tasks, just one app. With workspaces, your personal, work, and team tasks can all live harmoniously under the same roof. (Sigh of relief).
TR Bir sürü görev, tek bir uygulama. Çalışma alanları sayesinde kişisel, iş ve ekip görevlerinin hepsi aynı çatı altında uyumlu bir şekilde var olabilir. (Artık rahat bir nefes alabilirsin).
Anglais | turc |
---|---|
tasks | görev |
team | ekip |
can | olabilir |
roof | çatı |
under | altında |
personal | kişisel |
and | ve |
the | aynı |
app | uygulama |
same | bir |
EN The Semrush SEO audit reports will regularly monitor your website, to make sure that its health is ever-improving, and you catch all upcoming issues before they become trouble.
TR Semrush SEO denetleme raporları, websitenizin sağlığının sürekli geliştiğinden emin olmak için websitenizi düzenli olarak izleyecek ve hataları sorun haline gelmeden önce yakalayacaksınız.
Anglais | turc |
---|---|
semrush | semrush |
seo | seo |
health | sağlığı |
issues | sorun |
your website | websitenizin |
its | in |
all | sürekli |
reports | raporları |
regularly | düzenli olarak |
and | ve |
EN We don’t have any upcoming events for this artist right now.
TR Bu sanatçı için şu anda herhangi bir gelecek etkinliğimiz yok.
Anglais | turc |
---|---|
artist | sanatçı |
this | bu |
any | herhangi |
for | için |
EN Work orders provide details for any upcoming services that have yet to be performed and billed for, making them the precursors to invoices
TR Bir iş emrinde, gerçekleştirilen ve faturalandırılacak olan hizmetlere dair detaylar yer alır ve bu özelliğinden dolayı faturalardan önce gönderilen belge niteliği taşır
Anglais | turc |
---|---|
details | detaylar |
services | hizmetlere |
and | ve |
the | önce |
have | bu |
be | olan |
EN In addition to providing a summary of requested services to customers, work orders help businesses keep better track of upcoming projects and are therefore crucial in optimizing workflow.
TR Müşterilere talep edilen hizmetlerin bir özetini sunmak dışında iş emirleri işletmelerin sonraki projeleri daha iyi planlamasına ve iş akışını optimize etmesine yardımcı olur.
Anglais | turc |
---|---|
providing | sunmak |
requested | talep |
businesses | işletmelerin |
optimizing | optimize |
workflow | iş akışı |
and | ve |
to | etmesine |
projects | projeleri |
work | iş |
services | hizmetlerin |
customers | müşterilere |
help | yardımcı |
better | daha iyi |
EN Sample Request Form allows salespeople to easily request a product sample that they can either bring to an upcoming event or send to their prospective targets through simply providing their name, request, day of pickup, and more.
TR Bu başvuru formu şablonunu iletişim bilgilerini, gelir ayrıntılarını, mevcut istihdamı ve ilgilendikleri araç bilgilerini toplamak için bir başlangıç noktası olarak kullanın.
Anglais | turc |
---|---|
form | formu |
of | in |
an | bir |
and | ve |
EN Control Union is heavily involved in these new developments, ensuring that the upcoming regulations help our customers.
TR Control Union, gelecek düzenlemelerin müşterilerimize yardımcı olmasını sağlayacak şekilde bu yeni gelişmelerle yakından ilgilenir.
Anglais | turc |
---|---|
new | yeni |
control | control |
union | union |
our customers | müşterilerimize |
help | yardımcı |
these | bu |
the | şekilde |
EN The electric truck's UI and other upcoming features we have yet to see are revealed.
TR Yoksa bu parça olası bir Subaru BRZ STI'a mı ait?
Anglais | turc |
---|---|
have | bu |
EN This artist doesn't have any upcoming events near you.
TR Bu sanatçının önümüzdeki zamanda yakınında herhangi bir etkinliği yok.
Anglais | turc |
---|---|
artist | sanatçı |
near | yakın |
this | bu |
any | herhangi |
EN We don't have any upcoming events for Carpet Musics.
TR Carpet Musics için önümüzde etkinlik yok.
Anglais | turc |
---|---|
events | etkinlik |
for | için |
EN We don't have any upcoming events for Harry Nilsson.
TR Harry Nilsson için önümüzde etkinlik yok.
Anglais | turc |
---|---|
events | etkinlik |
harry | harry |
nilsson | nilsson |
for | için |
EN We don't have any upcoming events for Qebrus.
TR Qebrus için önümüzde etkinlik yok.
Anglais | turc |
---|---|
events | etkinlik |
for | için |
EN We don't have any upcoming events for Jürgen Müller.
TR Jürgen Müller için önümüzde etkinlik yok.
Anglais | turc |
---|---|
events | etkinlik |
for | için |
EN We don't have any upcoming events for David Plüss.
TR David Plüss için önümüzde etkinlik yok.
Anglais | turc |
---|---|
events | etkinlik |
david | david |
for | için |
EN We don't have any upcoming events for Worship@clz.ch.
TR Worship@clz.ch için önümüzde etkinlik yok.
Anglais | turc |
---|---|
events | etkinlik |
for | için |
EN We don't have any upcoming events for Marcus Miller.
TR Marcus Miller için önümüzde etkinlik yok.
Anglais | turc |
---|---|
events | etkinlik |
for | için |
EN We don't have any upcoming events for Gloria Estefan.
TR Gloria Estefan için önümüzde etkinlik yok.
Anglais | turc |
---|---|
events | etkinlik |
for | için |
EN We don't have any upcoming events for Emel.
TR Emel için önümüzde etkinlik yok.
Anglais | turc |
---|---|
events | etkinlik |
for | için |
EN We don't have any upcoming events for Siegfried Schwab.
TR Siegfried Schwab için önümüzde etkinlik yok.
Anglais | turc |
---|---|
events | etkinlik |
for | için |
EN Listen in on our market call. Join our Markets portal to gain access to upcoming research and market updates.
TR Piyasa analizimizi dinleyin. Gelecek araştırmaları ve piyasalarla ilgili güncel gelişmeleri takip edebilmek için Piyasalar portalımıza katılın.
Anglais | turc |
---|---|
join | katılın |
research | araştırmaları |
on | ilgili |
market | piyasa |
and | ve |
to | için |
EN We don't have any upcoming events for Halsey.
TR Halsey için önümüzde etkinlik yok.
Anglais | turc |
---|---|
events | etkinlik |
for | için |
EN We don't have any upcoming events for Relient K.
TR Relient K için önümüzde etkinlik yok.
Anglais | turc |
---|---|
events | etkinlik |
k | k |
for | için |
EN We don't have any upcoming events for Cassadee Pope.
TR Cassadee Pope için önümüzde etkinlik yok.
Anglais | turc |
---|---|
events | etkinlik |
for | için |
EN We don't have any upcoming events for Mike Shinoda.
TR Mike Shinoda için önümüzde etkinlik yok.
Anglais | turc |
---|---|
events | etkinlik |
mike | mike |
shinoda | shinoda |
for | için |
EN We don't have any upcoming events for Linkin Park.
TR Linkin Park için önümüzde etkinlik yok.
Anglais | turc |
---|---|
events | etkinlik |
park | park |
for | için |
EN Here are the upcoming meetings in Eastern Time, USA:
TR Doğu Saati, ABD'de yaklaşan toplantılar:
Anglais | turc |
---|---|
upcoming | yaklaşan |
time | saati |
meetings | toplantılar |
eastern | doğu |
EN The next meeting is on [DATE: Business Meeting Schedule], and the full schedule and the upcoming agenda are on the website
TR Bir sonraki toplantı [TARİH: İş Toplantısı Takvimi] ve tam program ve gelecek gündem web sitesinde
Anglais | turc |
---|---|
full | tam |
agenda | gündem |
and | ve |
website | web |
next | sonraki |
the | bir |
meeting | toplantı |
EN Attract a larger audience to your upcoming event with a creative event website
TR Gerçekleştireceğiniz etkinliğe daha fazla kişinin katılması için kreatif bir etkinlik sitesi oluşturun
Anglais | turc |
---|---|
event | etkinlik |
website | sitesi |
a | bir |
to | için |
EN Make a jaw-dropping trailer for your upcoming movie and get your audience fired up with excitement to watch it
TR Yeni çıkacak filminiz için dudak uçuklatan bir fragman hazırlayın ve izleyicilerin filmi görmek için yanıp tutuşmalarını sağlayın
Anglais | turc |
---|---|
get | sağlayın |
to | görmek |
a | bir |
for | için |
and | ve |
EN Companies need a way to manage all of their certificates in one place, with a tool to get them enough alerts about upcoming expiration dates
TR Şirketler, tüm sertifikalarını tek bir yerde, yaklaşan son kullanma tarihlerine ilişkin yeterince uyarı almalarını sağlayacak bir araçla yönetmenin bir yoluna ihtiyaç duyar
Anglais | turc |
---|---|
manage | yönetmenin |
place | yerde |
tool | araç |
enough | yeterince |
upcoming | yaklaşan |
need | ihtiyaç |
all | tüm |
a | bir |
certificates | sertifikaları |
EN Turkey: Joint statement: METU Pride human rights defenders must be acquitted at upcoming trial - Amnesty International
TR Türkiye: Ortak Açıklama: ODTÜ Onur Yürüyüşü’ne katılan insan hakları savunucuları gelecek duruşmada beraat etmeli
Anglais | turc |
---|---|
turkey | türkiye |
joint | ortak |
human | insan |
international | ne |
rights | hakları |
EN Kibar Holding laid the foundations for the flexible packaging facilities in Izmit with an investment of 200 million liras. Ali Kibar, the Chairman of the Executive Board, said that new investments will be made in packaging in the upcoming years.
TR Kibar Holding, İzmit'te 200 milyon liralık yatırımla esnek ambalaj tesisinin temelini attı. Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, önümüzdeki yıllarda ambalajla ilgili yeni yatırımlarının olacağını söyledi.
Anglais | turc |
---|---|
kibar | kibar |
flexible | esnek |
packaging | ambalaj |
million | milyon |
ali | ali |
new | yeni |
years | yıllarda |
holding | holding |
will | olacağını |
board | kurulu |
of | nın |
EN Due to an upcoming system upgrade from 2:30 UTC to 4:00 UTC today (Dec. 30, 2021), the following functions will be temporarily suspended until upgrade is complete. Crypto converter Fund transf……
TR Merhaba Phemex Kullanıcıları, Gerçekliğini Seç kampanyamız giderek daha da popülerleşiyor! 2. Yıl dönümü kutlamalarımızın bir parçası olarak Phemex, sizlere hayallerinizi gerçekl……
EN Make sure that your site's health is ever-improving, and catch all upcoming issues before they become trouble.
TR Sitenizin sağlığının sürekli iyileştiğinden emin olun ve ortaya çıkan tüm sorunları sıkıntılı hale gelmeden yakalayın.
Anglais | turc |
---|---|
health | sağlığı |
issues | sorunları |
all | tüm |
sure | emin |
and | ve |
EN The generation expert Rüdiger Maas talks about differences and similarities between young and old and the chances and risks for the upcoming generation.
TR Kuşak araştırması yapan bilim insanı Rüdiger Maas’la yaşlı ve genç insanlar arasındaki farklar ve ortak özellikler ile gelecek kuşağın fırsatlarıyla riskleri üzerine bir söyleşi.
Anglais | turc |
---|---|
differences | farklar |
risks | riskleri |
young | genç |
and | ve |
between | arasındaki |
EN BSI has aligned this work with ANSSI and their upcoming SecNumCloud Label
TR BSI, bu çalışmayı ANSSI ve yürürlüğe girecek olan SecNumCloud Etiketi ile uyumlu hâle getirmiştir
Anglais | turc |
---|---|
this | bu |
and | ve |
with | ile |
EN Control Union is heavily involved in these new developments, ensuring that the upcoming regulations help our customers.
TR Control Union, gelecek düzenlemelerin müşterilerimize yardımcı olmasını sağlayacak şekilde bu yeni gelişmelerle yakından ilgilenir.
Anglais | turc |
---|---|
new | yeni |
control | control |
union | union |
our customers | müşterilerimize |
help | yardımcı |
these | bu |
the | şekilde |
EN For the design of the Moxy hotel and the upcoming second hotel project, AutoCAD LT plays a critical role.
TR Moxy otelin ve yaklaşmakta olan ikinci otel projesinin tasarımı için AutoCAD LT kritik bir rol oynuyor.
Anglais | turc |
---|---|
hotel | otel |
autocad | autocad |
critical | kritik |
role | rol |
moxy | moxy |
and | ve |
design | tasarım |
second | ikinci |
for | için |
of | in |
EN Companies need a way to manage all of their certificates in one place, with a tool to get them enough alerts about upcoming expiration dates
TR Şirketler, tüm sertifikalarını tek bir yerde, yaklaşan son kullanma tarihlerine ilişkin yeterince uyarı almalarını sağlayacak bir araçla yönetmenin bir yoluna ihtiyaç duyar
Anglais | turc |
---|---|
manage | yönetmenin |
place | yerde |
tool | araç |
enough | yeterince |
upcoming | yaklaşan |
need | ihtiyaç |
all | tüm |
a | bir |
certificates | sertifikaları |
EN Connect directly or wirelessly to current and upcoming Zebra mobile computers
TR Mevcut ve gelecekteki Zebra mobil bilgisayarlara doğrudan veya kablosuz olarak bağlanın
Anglais | turc |
---|---|
connect | bağlanın |
directly | doğrudan |
zebra | zebra |
mobile | mobil |
and | ve |
to | olarak |
or | veya |
current | mevcut |
EN Make sure that your site's health is ever-improving, and catch all upcoming issues before they become trouble.
TR Sitenizin sağlığının sürekli iyileştiğinden emin olun ve ortaya çıkan tüm sorunları sıkıntılı hale gelmeden yakalayın.
Anglais | turc |
---|---|
health | sağlığı |
issues | sorunları |
all | tüm |
sure | emin |
and | ve |
Affichage de 50 sur 50 traductions