EN To find out, he conceived the idea of marrying the BIM models with virtual reality to create a game environment that would allow train operators to “drive” on the future tracks before they were built
"future tracks before" dans Anglais peut être traduit dans les mots/expressions turc suivants:
EN To find out, he conceived the idea of marrying the BIM models with virtual reality to create a game environment that would allow train operators to “drive” on the future tracks before they were built
TR Bunu anlamak için, tren operatörlerinin daha inşa edilmeden raylarda “sürmesine” izin verecek bir oyun ortamı yaratmak için BIM modellerini sanal gerçeklikle bir araya getirme fikrini tasarladı
EN Studying the future, shaping the future
TR Geleceği Okumak, Geleceği Şekillendirmek
Anglais | turc |
---|---|
future | geleceği |
EN Studying the future, shaping the future
TR Geleceği Okumak, Geleceği Şekillendirmek
Anglais | turc |
---|---|
future | geleceği |
EN Harald Welzer is co-founder and director of Futurzwei - Stiftung Zukunftsfähigkeit (Future Perfect – Foundation for a Viable Future) and has a professorship for transformation design at the European University of Flensburg
TR Harald Welzer “Futurzwei – Stiftung Zukunftsfähigkeit (Geleceğe Yatkınlık)” adlı vakfın kurucularından ve Flensburg Avrupa Üniversitesi’nde Dönüşüm Dizaynı öğretim kürsüsü var
EN Read more about our Future Talent Programme and see our Future Talent open positions around the world and apply
TR Geleceğin Yeteneği Programı hakkında daha fazlasını okuyun, dünya çapındaki Geleceğin Yeteneği açık pozisyonlarımıza bakın ve başvurun
Anglais | turc |
---|---|
future | geleceğin |
open | açık |
world | dünya |
about | hakkında |
more | fazlasını |
programme | program |
read | ve |
EN We offer two Future Talent Programme tracks:
TR İki adet Geleceğin Yetenekleri Programı alanı sunuyoruz:
Anglais | turc |
---|---|
two | in |
future | geleceğin |
programme | program |
we offer | sunuyoruz |
EN That’s how you can catch problems before they impact your business and accurately forecast future needs for smoother operations.
TR Böylece sorunları işlerinizi etkilemeden önce tespit edebilir ve daha pürüzsüz operasyonlar için geleceği doğru tahmin edebilirsiniz.
Anglais | turc |
---|---|
business | iş |
future | geleceği |
operations | operasyonlar |
problems | sorunları |
you can | edebilirsiniz |
before | önce |
and | ve |
EN That’s how you can catch problems before they impact your business and accurately forecast future needs for smoother operations.
TR Böylece sorunları işlerinizi etkilemeden önce tespit edebilir ve daha pürüzsüz operasyonlar için geleceği doğru tahmin edebilirsiniz.
Anglais | turc |
---|---|
business | iş |
future | geleceği |
operations | operasyonlar |
problems | sorunları |
you can | edebilirsiniz |
before | önce |
and | ve |
EN In your library, select the Tracks category Tracks Tab
TR Kitaplığınızdan Parçalar kategorisini seçin Parçalar Sekmesi
EN The process starts. Once finished, if tracks have been found, your tracks will be available on Spotify
TR İşlem başlayacaktır. İşlem tamamlandığında, bulunması durumunda parçalarınız Spotify hedefinde hazır olacaktır
Anglais | turc |
---|---|
spotify | spotify |
available | hazır |
will | olacaktır |
EN The process starts. Once finished, if tracks have been found, your tracks will be available on TIDAL
TR İşlem başlayacaktır. İşlem tamamlandığında, bulunması durumunda parçalarınız TIDAL hedefinde hazır olacaktır
Anglais | turc |
---|---|
tidal | tidal |
available | hazır |
will | olacaktır |
EN The process starts. Once finished, if tracks have been found, your tracks will be available on Deezer
TR İşlem başlayacaktır. İşlem tamamlandığında, bulunması durumunda parçalarınız Deezer hedefinde hazır olacaktır
Anglais | turc |
---|---|
deezer | deezer |
available | hazır |
will | olacaktır |
EN Optional prompts for after the first round of shares. Note: chair may wish to wait for ~30 seconds before saying: “Would anybody who hasn’t shared yet like to share?” and then pause for another ~30 seconds before moving on.
TR İlk hisse turundan sonra isteğe bağlı istemler. Not: Başkan, “Henüz paylaşmamış biri paylaşmak ister mi?” demeden önce ~30 saniye beklemek isteyebilir. ve devam etmeden önce ~30 saniye daha duraklayın.
EN 5.3.1. Proportion of women aged 20-24 years who were married or in a union before age 15 and before age 18 5.3.2. Proportion of girls and women aged 15-49 years who have undergone female genital mutilation/cutting, by age
TR 5.3.1. 15 yaşından önce ve 18 yaşından önce evlenmiş ya da bir birliktelikte olmuş 20-24 yaştaki kadınların oranı 5.3.2. Yaşa göre, kadın sünneti/kesme geçirmiş 15-49 yaş arası kadın ve kızların oranı
Anglais | turc |
---|---|
and | ve |
in | da |
by | göre |
women | kadın |
age | yaş |
years | bir |
before | önce |
have | ya |
EN Never before has it focused on itself so intensely; never before has it been so sensitive to mistakes
TR Gazetecilik dünyası bugün kendini hiç olmadığı kadar derinden sorguluyor ve hatalara karşı hiç olmadığı kadar büyük bir duyarlılık gösteriyor
Anglais | turc |
---|---|
sensitive | duyarlı |
to | karşı |
EN [Optional prompts for after the first round of shares. Note: chair may wish to wait for ~30 seconds before saying: “Would anybody who hasn’t shared yet like to share?” and then pause for another ~30 seconds before moving on.
TR [İlk hisse turundan sonra isteğe bağlı istemler. Not: Başkan, “Henüz paylaşmamış biri paylaşmak ister mi?” demeden önce ~30 saniye beklemek isteyebilir. ve devam etmeden önce ~30 saniye daha duraklayın.
EN Some members prefer you to text them before calling, others prefer to just receive a call as long as it’s before a certain time of the night
TR Bazı üyeler, aramadan önce mesaj göndermenizi tercih ederken, diğerleri gecenin belirli bir saatinden önce olduğu sürece sadece bir arama almayı tercih eder
Anglais | turc |
---|---|
prefer | tercih |
others | diğerleri |
call | arama |
members | üyeler |
as | ederken |
as long as | sürece |
some | bazı |
EN The date you first select a paid plan will be the recurring billing date. For example: If you sign up for the first time on January 10, all future charges will be billed on the 10th of every month.
TR Ücretli bir planı ilk seçtiğiniz tarih, yinelenen fatura tarihi olacaktır. Örneğin: 10 Ocak'ta ilk kez kaydolursanız gelecekteki tüm ücretler her ayın 10'unda faturalandırılır.
Anglais | turc |
---|---|
select | seç |
billing | fatura |
time | kez |
future | gelecekteki |
month | ay |
paid | ücretler |
date | tarihi |
all | tüm |
plan | planı |
first | ilk |
will | olacaktır |
EN Elsevier?s industry-leading tools and extensive experience will help to inform and shape your future strategy, centered around your specific goals.
TR Elsevier'in sektör lideri araçları ve kapsamlı deneyimi, belirli hedeflerinize odaklanarak gelecekteki stratejinizi belirlemenize ve biçimlendirmenize yardımcı olacaktır.
Anglais | turc |
---|---|
experience | deneyimi |
future | gelecekteki |
industry | sektör |
leading | lideri |
extensive | kapsamlı |
help | yardımcı |
will | olacaktır |
tools | araçları |
and | ve |
to | belirli |
EN We live in uncertain times and, with a data-driven approach underpinned by Scopus data, we have the insight and connections to help you make the right choices for your current and future journal program.
TR Öngörülemez zamanlarda yaşıyoruz ve Scopus data tarafından desteklenen veri güdümlü bir yaklaşımla mevcut ve gelecekteki dergi programınız için doğru seçimleri yapmanıza yardımcı olacak içgörü ve bağlantılara sahibiz.
Anglais | turc |
---|---|
scopus | scopus |
future | gelecekteki |
journal | dergi |
program | programı |
by | tarafından |
help | yardımcı |
data | veri |
and | ve |
the | olacak |
have | ya |
we have | sahibiz |
EN Recruitment and classified advertisingTackle your recruitment challenges and reach top talent via one of our multi-channel resources and attract these individuals to fill your current and future vacancies.
TR İşe alım ve eleman ilanı reklamlarıÇok kanallı kaynaklarımızdan birisi vasıtasıyla işe alım zorluklarının üstesinden gelip en iyi yeteneklere ulaşın ve bu bireyleri mevcut ve gelecekteki boş pozisyonlarınıza çekin
Anglais | turc |
---|---|
reach | ulaşın |
future | gelecekteki |
attract | çekin |
these | bu |
top | en |
and | ve |
current | mevcut |
challenges | zorluklar |
of | nın |
resources | kaynaklar |
to | e |
EN With presentations from academia and industry, including researchers, developers and software providers, this workshop has been exploring current and future applications of technology for better science
TR Akademiden ve sektörden araştırmacılar, geliştiriciler ve yazılım sağlayıcıların sunumlar yaptığı bu atölyede daha iyi bilim yapılması için mevcut ve gelecekteki teknoloji uygulamaları keşfedildi
Anglais | turc |
---|---|
presentations | sunumlar |
researchers | araştırmacılar |
developers | geliştiriciler |
future | gelecekteki |
and | ve |
software | yazılım |
technology | teknoloji |
science | bilim |
of | in |
this | bu |
current | mevcut |
better | daha iyi |
applications | uygulamalar |
for | için |
EN research landscape studies: gain new insights into the dynamics of a specific research area of interest and get an idea of present and future trends
TR Araştırma Ortamı Çalışmaları: Belirli bir araştırma ilgi alanının dinamikleriyle ilgili bilgiler edinin ve mevcut ve gelecekteki eğilimleri keşfedin
Anglais | turc |
---|---|
research | araştırma |
insights | bilgiler |
interest | ilgi |
get | al |
future | gelecekteki |
trends | eğilimleri |
and | ve |
area | alan |
EN Just enter landing pages to check, choose a crawler, and schedule the emails with new ideas, if you want to get new ideas in future
TR Gelecekte yeni fikirler almak istiyorsanız, kontrol etmek için varış sayfalarını girin, bir tarayıcı seçin ve yeni fikirler ile emailleri planlayın
Anglais | turc |
---|---|
choose | seçin |
new | yeni |
ideas | fikirler |
future | gelecekte |
schedule | planlayın |
want | var |
pages | sayfalarını |
and | ve |
check | kontrol |
a | bir |
enter | girin |
with | ile |
EN Figure out if a future partnership or placement can be valuable for you
TR Gelecekteki bir ortaklığın veya yerleşimin sizin için değerli olup olmayacağını keşfedin
Anglais | turc |
---|---|
future | gelecekteki |
partnership | ortaklığı |
valuable | değerli |
you | olup |
out | de |
or | veya |
for | için |
a | bir |
EN Save and segment keywords into lists for future reference.
TR Gelecekte başvurmak için anahtar kelimeleri kaydedin ve bölümlere ayırın.
Anglais | turc |
---|---|
save | kaydedin |
keywords | anahtar |
future | gelecekte |
and | ve |
for | için |
EN Save and segment keywords into lists for future reference. Revisit them anytime with just one click.
TR Gelecekte kullanmak için anahtar kelimeleri kaydedin ve bölümler halinde listelere kaydedin. İstediğiniz zaman tek tıkla tekrar ziyaret edin.
Anglais | turc |
---|---|
save | kaydedin |
keywords | anahtar |
future | gelecekte |
click | tıkla |
and | ve |
with | kullanmak |
EN Insights and voices for the future of chemistry
TR Kimyanın geleceği için bilgiler ve sesler
Anglais | turc |
---|---|
insights | bilgiler |
future | geleceği |
and | ve |
of | in |
for | için |
EN Elsevier R&D solutions help institutions to produce critical geoscience research to solve and facilitate high-quality education and hands-on training for future geoscientists.
TR Elsevier Ar-Ge çözümleri, geleceğin yer bilimcileri için yüksek kaliteli eğitim konusunu çözmesi ve bunu kolaylaştırması için kurumların kritik yer bilimi araştırmaları yapmasına yardımcı olmaktadır.
Anglais | turc |
---|---|
critical | kritik |
future | geleceğin |
elsevier | elsevier |
solutions | çözümleri |
help | yardımcı |
and | ve |
research | araştırmaları |
high | yüksek |
quality | kaliteli |
institutions | kurumlar |
training | eğitim |
EN Erhan, who was rejected in job interviews several times on the grounds of his disability after a work accident, says that he is psychologically and financially relieved and more hopeful for the future.
TR Geçirdiği iş kazası sonrası sahip olduğu engeli gerekçe gösterilerek iş görüşmelerinde pek çok kez geri çevrilen Erhan, şimdi psikolojik ve maddi olarak daha rahat ve gelecek için daha umutlu olduğunu söylüyor.
Anglais | turc |
---|---|
times | kez |
erhan | erhan |
and | ve |
of | in |
future | gelecek |
more | pek |
is | olduğunu |
for | için |
that | sahip |
EN It is important to install the addon even if Filterbypass isn't blocked at your location to ensure uninterrupted service in case it get blocked in the future.
TR Lokasyonunuzda Filterbypass engelli olmasa bile eklentiyi kuranız çok önemli kibu sayede kesintisiz hizmet alıp gelecek engellenmelerinizin önüne geçilsin.
Anglais | turc |
---|---|
uninterrupted | kesintisiz |
service | hizmet |
get | al |
filterbypass | filterbypass |
important | önemli |
future | gelecek |
EN Documentaries and investigations into the future world of tech.
TR Gelecekteki teknoloji dünyasına dair belgeseller ve soruşturmalar.
Anglais | turc |
---|---|
investigations | soruşturmalar |
future | gelecekteki |
world | dünyasına |
tech | teknoloji |
of | dair |
and | ve |
EN Our certification course is currently in beta. All of the course materials are available to Ahrefs users and a certification exam will be added in the future.
TR Sertifika kursumuz şimdilik beta aşamasında. Tüm kurs materyalleri, Ahrefs kullanıcıları için mevcuttur ve gelecekte bir sertifika sınavı eklenecektir.
Anglais | turc |
---|---|
certification | sertifika |
materials | materyalleri |
ahrefs | ahrefs |
users | kullanıcıları |
and | ve |
all | tüm |
of | in |
a | bir |
available | mevcuttur |
EN Always remember to pick a project that resonates with you and one that you expect will be around far into the future
TR Size bir anlam ifade eden ve gelecekte piyasada olmasını beklediğiniz bir proje seçmeyi hiçbir zaman unutmayın
Anglais | turc |
---|---|
always | zaman |
project | proje |
and | ve |
a | bir |
the | size |
EN The Tezos protocol offers a formal process through which stakeholders can efficiently govern the protocol and implement future innovations
TR Tezos protokolü paydaşların protokolü verimli bir şekilde idare etmesi ve gelecek yenilikleri uygulayabilmesi için resmi bir süreç sunar
Anglais | turc |
---|---|
tezos | tezos |
offers | sunar |
formal | resmi |
efficiently | verimli |
future | gelecek |
process | süreç |
and | ve |
the | şekilde |
a | bir |
through | için |
protocol | protokolü |
EN In the future, BitTorrent will issue its own tokens on the TRX network.
TR Gelecekte BitTorrent, kendi tokenlerını TRX ağı üzerinde çıkaracaktır.
Anglais | turc |
---|---|
trx | trx |
network | ağı |
EN Then choose the best icon and colors for your future logo.Logaster will generate dozens of logos tailored to your business
TR Ardından müstakbel logonuz için en iyi simgeyi ve renkleri seçin.Logaster, işletmenize özel düzinelerce logo oluşturacaktır
Anglais | turc |
---|---|
choose | seçin |
logaster | logaster |
business | iş |
logo | logo |
best | en |
the best | iyi |
colors | renkleri |
and | ve |
the | özel |
of | in |
EN Aviators of the future visit Corendon aircrafts!
TR Geleceğin Minik Havacıları Corendon uçaklarını gezdi!
Anglais | turc |
---|---|
future | geleceğin |
corendon | corendon |
of | in |
EN Our international Biofuel & Biomass team keeps track of these changes and can support you find the right schemes to comply with the current and future needs in your supply chain.
TR Uluslararası Biyoyakıt ve Biyokütle ekibimiz bu değişiklikleri takip eder ve tedarik zincirinizde mevcut durumdaki ve gelecekteki ihtiyaçlara uymak için doğru planı bulmanıza destek olabilir.
Anglais | turc |
---|---|
track | takip |
changes | değişiklikleri |
support | destek |
future | gelecekteki |
needs | ihtiyaç |
supply | tedarik |
international | uluslararası |
these | bu |
can | olabilir |
of | in |
and | ve |
current | mevcut |
to | için |
EN Signaling change for the future of infrastructure design
TR Altyapı tasarımının geleceği için değişikliği kucaklayın
Anglais | turc |
---|---|
change | değişikliği |
future | geleceği |
infrastructure | altyapı |
design | tasarım |
of | in |
for | için |
EN McLaren may have revealed future model names in trademark filings
TR Hyundai, direksiyon simidi üzerine ilginç bir patent aldı!
EN New Mazda patent filings add more fuel to future RX rumours
TR Honda, fütüristik bir araç tasarımı için patent aldı!
Anglais | turc |
---|---|
to | için |
EN Count on Eaton’s decades of data centre experience to help lead the future of data centre liquid cooling
TR Veri merkezi sıvı soğutmasının geleceğini yönetmeye yardımcı olması için Eaton’ın onlarca yıllık veri merkezi deneyimine güvenin
Anglais | turc |
---|---|
decades | onlarca |
data | veri |
centre | merkezi |
experience | deneyimine |
future | geleceğini |
liquid | sıvı |
help | yardımcı |
of | in |
to | için |
EN Their worldwide fame expanded when their recording of "The Power of Love" was featured as a key track in the 1985 movie "Back to the Future" (in which Huey Lewis made a cameo appearance)
TR Grup "Sports" albümüyle çok popüler oldu ve albümün beş parçası Amerika listelerinde ilk 20'ye girdi
Anglais | turc |
---|---|
of | parçası |
was | oldu |
their | ve |
EN The foundation of health and life in its purest form—with a view to a sustainable future as Fairmont introduces a new plastic-free water policy.
TR En saf haliyle sağlık ve hayatın temeli -Fairmont’un yeni plastiksiz su politikası ile sürdürülebilir bir gelecek için.
Anglais | turc |
---|---|
health | sağlık |
life | hayatın |
foundation | temeli |
new | yeni |
water | su |
policy | politikası |
sustainable | sürdürülebilir |
future | gelecek |
and | ve |
a | bir |
with | ile |
to | için |
EN As we look to the future, our hotels pledge to continue promoting long-term sustainability and stewardship in each of our communities.
TR Geleceğe baktığımızda, otellerimiz, topluluklarımızın her birinde uzun dönemli sürdürülebilirliği ve koruyuculuğu desteklemeye devam etmeye söz veriyor.
Anglais | turc |
---|---|
long | uzun |
to | etmeye |
continue | devam |
and | ve |
of | her |
EN Our guests and colleagues work and play in locations we strive to protect for future generations
TR Misafirlerimiz ve meslektaşlarımız gelecek kuşaklar için korumak amacıyla çaba harcadığımız konumlarda çalışıyor ve eğleniyor
Anglais | turc |
---|---|
future | gelecek |
our guests | misafirlerimiz |
in locations | konumlarda |
and | ve |
work | çaba |
EN Together, each action contributes to a healthier environment for future generations.
TR Hep birlikte, her eylem gelecek kuşaklar için daha sağlıklı bir çevreye katkıda bulunmaktadır.
Anglais | turc |
---|---|
action | eylem |
future | gelecek |
healthier | sağlıklı |
environment | çevreye |
a | bir |
EN Get ready for your special day with your bridesmaids or bond with your future mother-in-law by sharing a weekend spa package
TR Nedimelerinizle özel gününüze hazırlanın veya bir hafta sonu spa paketini paylaşarak müstakbel kayın validenizle yakınlaşın
Anglais | turc |
---|---|
spa | spa |
by sharing | paylaşarak |
day | gün |
weekend | hafta sonu |
or | veya |
EN Click here to attend future calls
TR Gelecekteki çağrılara katılmak için buraya tıklayın
Anglais | turc |
---|---|
here | buraya |
future | gelecekteki |
to | için |
click | tıklayın |
Affichage de 50 sur 50 traductions