EN To deploy a Lambda function written in Node.js, simply package your Javascript code and dependent libraries as a ZIP
EN To deploy a Lambda function written in Node.js, simply package your Javascript code and dependent libraries as a ZIP
TR Node.js ile yazılmış bir Lambda işlevini dağıtmak için Javascript kodunuzu ve kodun bağımlı olduğu kitaplıkları ZIP dosyası halinde paketlemeniz yeterlidir
Anglais | turc |
---|---|
lambda | lambda |
javascript | javascript |
zip | zip |
node | node |
written | yazılmış |
a | bir |
and | ve |
to | için |
in | da |
EN You can also package the code (and any dependent libraries) as a ZIP and upload it using the AWS Lambda console from your local environment or specify an Amazon S3 location where the ZIP file is located
TR Dilerseniz kodu (ve bağlı kitaplıkları) ZIP biçiminde paketleyip AWS Lambda konsolu ile yerel ortamınızdan yükleyebilir veya ZIP dosyasının bulunduğu Amazon S3 konumunu belirtebilirsiniz
Anglais | turc |
---|---|
code | kodu |
zip | zip |
aws | aws |
lambda | lambda |
console | konsolu |
amazon | amazon |
local | yerel |
file | dosyası |
is | bulunduğu |
or | veya |
and | ve |
environment | ortamı |
EN You can package the code (and any dependent libraries) as a ZIP and upload it using the AWS CLI from your local environment, or specify an Amazon S3 location where the ZIP file is located
TR Kodu (ve bağlı kitaplıkları) ZIP biçiminde paketleyip AWS CLI ile yerel ortamınızdan yükleyebilir veya ZIP dosyasının bulunduğu Amazon S3 konumunu belirtebilirsiniz
Anglais | turc |
---|---|
code | kodu |
zip | zip |
aws | aws |
amazon | amazon |
cli | cli |
local | yerel |
file | dosyası |
is | bulunduğu |
or | veya |
and | ve |
environment | ortamı |
EN To deploy a Lambda function written in Node.js, simply package your Javascript code and dependent libraries as a ZIP
TR Node.js ile yazılmış bir Lambda işlevini dağıtmak için Javascript kodunuzu ve kodun bağımlı olduğu kitaplıkları ZIP dosyası halinde paketlemeniz yeterlidir
Anglais | turc |
---|---|
lambda | lambda |
javascript | javascript |
zip | zip |
node | node |
written | yazılmış |
a | bir |
and | ve |
to | için |
in | da |
EN You can also package the code (and any dependent libraries) as a ZIP and upload it using the AWS Lambda console from your local environment or specify an Amazon S3 location where the ZIP file is located
TR Dilerseniz kodu (ve bağlı kitaplıkları) ZIP biçiminde paketleyip AWS Lambda konsolu ile yerel ortamınızdan yükleyebilir veya ZIP dosyasının bulunduğu Amazon S3 konumunu belirtebilirsiniz
Anglais | turc |
---|---|
code | kodu |
zip | zip |
aws | aws |
lambda | lambda |
console | konsolu |
amazon | amazon |
local | yerel |
file | dosyası |
is | bulunduğu |
or | veya |
and | ve |
environment | ortamı |
EN You can package the code (and any dependent libraries) as a ZIP and upload it using the AWS CLI from your local environment, or specify an Amazon S3 location where the ZIP file is located
TR Kodu (ve bağlı kitaplıkları) ZIP biçiminde paketleyip AWS CLI ile yerel ortamınızdan yükleyebilir veya ZIP dosyasının bulunduğu Amazon S3 konumunu belirtebilirsiniz
Anglais | turc |
---|---|
code | kodu |
zip | zip |
aws | aws |
amazon | amazon |
cli | cli |
local | yerel |
file | dosyası |
is | bulunduğu |
or | veya |
and | ve |
environment | ortamı |
EN Local libraries often stock Twelve Step recovery books such as Alcoholics Anonymous, and some local in-person groups run ‘lending libraries’ or give out books for free, too
TR Yerel kütüphaneler genellikle On İki Adım kurtarma kitaplarını stoklar: Adsız Alkolikler, ve bazı yerel yüz yüze gruplar da 'ödünç kitaplıklar' işletiyor veya kitapları ücretsiz dağıtıyor
Anglais | turc |
---|---|
local | yerel |
often | genellikle |
recovery | kurtarma |
groups | gruplar |
step | adım |
and | ve |
or | veya |
free | ücretsiz |
in | da |
some | bazı |
books | kitaplar |
EN Is access to the content made available through CHORUS dependent on the geographical location of the user? (e.g. only US users can access the content)
TR CHORUS aracılığıyla kullanıma sunulan içeriklere erişim kullanıcının coğrafi konumuna mı bağlıdır? (örn. yalnızca ABD kullanıcılarının içeriğe erişebilmesi)
Anglais | turc |
---|---|
geographical | coğrafi |
us | abd |
chorus | chorus |
access | erişim |
user | kullanıcı |
the user | kullanıcının |
only | yalnızca |
users | kullanıcılar |
EN With our livelihoods activities, we aim to enable disaster-affected individuals to lead independent lives without being dependent on external support
TR Geçim Kaynağını Destekleme çalışmalarımızla afetten etkilenen bireylerin geçimlerinin yardımlara bağımlı kalmadan sağlayabilmelerini amaçlıyoruz
Anglais | turc |
---|---|
individuals | bireylerin |
support | destekleme |
affected | etkilenen |
without | kalmadan |
EN True industry-leading customer experience isn?t a vision. It?s a passion. A passion for our customers whose business is dependent on moving the right products to the right market at the right time.
TR Sektör lideri, gerçek bir müşteri deneyimi, bir vizyon değildir. Bir tutkudur. İşleri doğru ürünün, doğru pazara, doğru zamanda taşınmasına bağlı olan müşterilerimiz için bir tutku.
Anglais | turc |
---|---|
experience | deneyimi |
vision | vizyon |
market | pazara |
time | zamanda |
industry | sektör |
leading | lideri |
our customers | müşterilerimiz |
true | gerçek |
at | de |
customer | müşteri |
EN The reward amount is dependent on the number of stakers at a given time (the more stakers, the less the reward).
TR Ödül miktarı herhangi bir anda ne kadar staker bulunduğuna göre değişir(daha fazla staker, daha az ödül).
Anglais | turc |
---|---|
reward | ödül |
at | de |
amount | miktarı |
the | anda |
a | bir |
EN With our livelihoods activities, we aim to enable disaster-affected individuals to lead independent lives without being dependent on external support
TR Geçim Kaynağını Destekleme çalışmalarımızla afetten etkilenen bireylerin geçimlerinin yardımlara bağımlı kalmadan sağlayabilmelerini amaçlıyoruz
Anglais | turc |
---|---|
individuals | bireylerin |
support | destekleme |
affected | etkilenen |
without | kalmadan |
EN Room category is dependent on availability in the chosen hotel. Each hotel’s own cancellation policy and children policy apply.
TR Oda kategorisi, seçilen otelde müsaitlik durumuna bağlıdır. Her otelin kendi iptal politikası ve çocuk politikası geçerlidir.
Anglais | turc |
---|---|
room | oda |
availability | müsaitlik |
cancellation | iptal |
apply | geçerlidir |
policy | politikası |
children | çocuk |
and | ve |
each | her |
EN With six storage sizes from Compact to Extreme, these cabinets offer storage capacities from 5 to 100 dependent on device type and cradles used.
TR Kompakttan Ekstreme altı depolama boyutuna sahip bu dolaplar, cihaz türüne ve kullanılan kızaklara bağlı olarak 5 ila 100 cihaz depolama kapasitesine sahiptir.
Anglais | turc |
---|---|
storage | depolama |
device | cihaz |
these | bu |
and | ve |
type | tür |
six | altı |
used | kullanılan |
to | sahip |
EN Native 4K (dependent on display and hardware)
TR Gerçek 4K (kullanıcının ekranına ve donanımına bağlıdır)
Anglais | turc |
---|---|
display | ekran |
and | ve |
hardware | donanım |
EN Transporting goods can be a complicated process, involving multiple handlers, jurisdictions and legal relationships, along with tight timeframes and dependent contractual relationships
TR Malların nakliyesi; ‘zaman’ konusundaki bağlayıcı prosedürler ve bağımlı sözleşme ilişkilerinin yanı sıra, birden fazla denetimci ve yargı çevresini barındıran karmaşık bir süreçtir
Anglais | turc |
---|---|
complicated | karmaşık |
process | süreç |
contractual | sözleşme |
and | ve |
be | birden |
EN Why ? Simply because we consider that when it’s possible (which is the case right now), it’s better to be self-financing rather than to be dependent on an investor.
TR Peki neden böyle? Basitçe anlatmak gerekirse, mümkün olan durumlarda (ki şu an öyle) bir yatırımcıya bağımlı olmadan kendi kendini finanse eden bir sistemin daha iyi olduğunu düşünüyoruz.
Anglais | turc |
---|---|
simply | basitçe |
self | kendini |
possible | mümkün |
is | olduğunu |
better | daha iyi |
why | neden |
EN Is access to the content made available through CHORUS dependent on the geographical location of the user? (e.g. only US users can access the content)
TR CHORUS aracılığıyla kullanıma sunulan içeriklere erişim kullanıcının coğrafi konumuna mı bağlıdır? (örn. yalnızca ABD kullanıcılarının içeriğe erişebilmesi)
Anglais | turc |
---|---|
geographical | coğrafi |
us | abd |
chorus | chorus |
access | erişim |
user | kullanıcı |
the user | kullanıcının |
only | yalnızca |
users | kullanıcılar |
EN With our livelihoods activities, we aim to enable disaster-affected individuals to lead independent lives without being dependent on external support
TR Geçim Kaynağını Destekleme çalışmalarımızla afetten etkilenen bireylerin geçimlerinin yardımlara bağımlı kalmadan sağlayabilmelerini amaçlıyoruz
Anglais | turc |
---|---|
individuals | bireylerin |
support | destekleme |
affected | etkilenen |
without | kalmadan |
EN With our livelihoods activities, we aim to enable disaster-affected individuals to lead independent lives without being dependent on external support
TR Geçim Kaynağını Destekleme çalışmalarımızla afetten etkilenen bireylerin geçimlerinin yardımlara bağımlı kalmadan sağlayabilmelerini amaçlıyoruz
Anglais | turc |
---|---|
individuals | bireylerin |
support | destekleme |
affected | etkilenen |
without | kalmadan |
EN This certification establishes security standards that apply to all government agencies and public organizations in Spain, and service providers on which the public services are dependent on.
TR Bu sertifika İspanya'daki tüm resmi kurumlarla kamu kuruluşlarında ve kamu hizmetlerinin bağımlı olduğu hizmet sağlayıcıları için geçerli olan güvenlik standartlarını belirler.
Anglais | turc |
---|---|
certification | sertifika |
security | güvenlik |
apply | geçerli |
organizations | kuruluşlar |
this | bu |
and | ve |
public | kamu |
service | hizmet |
all | tüm |
standards | standartları |
are | olan |
EN With six storage sizes from Compact to Extreme, these cabinets offer storage capacities from 5 to 100 dependent on device type and cradles used.
TR Kompakttan Ekstreme altı depolama boyutuna sahip bu dolaplar, cihaz türüne ve kullanılan kızaklara bağlı olarak 5 ila 100 cihaz depolama kapasitesine sahiptir.
Anglais | turc |
---|---|
storage | depolama |
device | cihaz |
these | bu |
and | ve |
type | tür |
six | altı |
used | kullanılan |
to | sahip |
EN However, it’s completely dependent on the car rental company you’re hiring from
TR Ancak, tamamen kiraladığınız araç kiralama şirketine bağlıdır
Anglais | turc |
---|---|
completely | tamamen |
rental | kiralama |
EN Again, this is dependent on the company you use. Always make sure you do your research, getting a range of quotes to make sure you are being charged a fair price.
TR Yine, bu kullandığınız şirkete bağlıdır. Her zaman araştırma yaptığınızdan emin olun, sizden adil bir fiyat alındığından emin olmak için çeşitli teklifler alın.
Anglais | turc |
---|---|
again | yine |
research | araştırma |
fair | adil |
price | fiyat |
you use | kullandığınız |
company | şirkete |
this | bu |
getting | için |
always | her zaman |
a | bir |
EN Room category is dependent on availability in the chosen hotel. Each hotel’s own cancellation policy and children policy apply.
TR Oda kategorisi, seçilen otelde müsaitlik durumuna bağlıdır. Her otelin kendi iptal politikası ve çocuk politikası geçerlidir.
Anglais | turc |
---|---|
room | oda |
availability | müsaitlik |
cancellation | iptal |
apply | geçerlidir |
policy | politikası |
children | çocuk |
and | ve |
each | her |
EN Room category is dependent on availability in the chosen hotel. Each hotel’s own cancellation policy and children policy apply.
TR Oda kategorisi, seçilen otelde müsaitlik durumuna bağlıdır. Her otelin kendi iptal politikası ve çocuk politikası geçerlidir.
Anglais | turc |
---|---|
room | oda |
availability | müsaitlik |
cancellation | iptal |
apply | geçerlidir |
policy | politikası |
children | çocuk |
and | ve |
each | her |
EN Room category is dependent on availability in the chosen hotel. Each hotel’s own cancellation policy and children policy apply.
TR Oda kategorisi, seçilen otelde müsaitlik durumuna bağlıdır. Her otelin kendi iptal politikası ve çocuk politikası geçerlidir.
Anglais | turc |
---|---|
room | oda |
availability | müsaitlik |
cancellation | iptal |
apply | geçerlidir |
policy | politikası |
children | çocuk |
and | ve |
each | her |
EN Room category is dependent on availability in the chosen hotel. Each hotel’s own cancellation policy and children policy apply.
TR Oda kategorisi, seçilen otelde müsaitlik durumuna bağlıdır. Her otelin kendi iptal politikası ve çocuk politikası geçerlidir.
Anglais | turc |
---|---|
room | oda |
availability | müsaitlik |
cancellation | iptal |
apply | geçerlidir |
policy | politikası |
children | çocuk |
and | ve |
each | her |
EN Furthermore, the enormous use of reinforced concrete is making many countries with few natural resources increasingly dependent on imports.
TR Ve aşırı miktarda çelikli beton kullanımı, hammade açısından fakir olan birçok ülkeyi giderek ithalata daha bağımlı kılıyor.
Anglais | turc |
---|---|
furthermore | ve |
concrete | beton |
is | olan |
use | kullanımı |
many | çok |
the | giderek |
few | bir |
EN By setting up its own sovereign data infrastructure, the European Union aims to make itself less dependent on US and Chinese cloud providers.
TR Avrupa Birliği, bağımsız bir veri altyapısı kurmak suretiyle ABD ve Çin menşeli cloud sunucularından bağımsız olmak istiyor.
Anglais | turc |
---|---|
data | veri |
union | birliği |
us | abd |
cloud | cloud |
by | suretiyle |
its | in |
and | ve |
infrastructure | altyapı |
european | avrupa |
to | olmak |
EN It is problematic that almost everywhere outside the European Union foreign correspondents are dependent on receiving accreditation and residence permits.
TR Önemli bir sorun da, yurt dışı muhabirlerin Avrupa Birliği dışında hemen hemen her yerde akreditasyona ve oturma iznine tabi olması.
Anglais | turc |
---|---|
union | birliği |
and | ve |
outside | dışında |
the | bir |
everywhere | her yerde |
european | avrupa |
EN 60 per cent of birds are dependent on insects as a source of food.
TR Ayrıca kuşların yüzde 60’ı için böcekler besin kaynağı.
Anglais | turc |
---|---|
birds | kuş |
food | besin |
per cent | yüzde |
source | kaynağı |
of | in |
per | için |
EN The Green Deal of the European Union – supported by Germany – sees these values as mutually dependent: prosperity through sustainability.
TR Oysa Avrupa Birliği’nin -Almanya tarafından desteklenen- Yeşil Anlaşması (Green Deal), bu iki değerin karşılıklı olarak birbirinin nedeni olduğu görüşünde: Sürdürülebilirlik sayesinde refah.
Anglais | turc |
---|---|
sustainability | sürdürülebilirlik |
prosperity | refah |
european | avrupa |
by | tarafından |
green | yeşil |
EN Several Eastern European heads of state and government are also hesitant, above all, because the energy supply systems of their countries are very strongly dependent on fossil fuels.
TR Bazı Doğu Avrupa ülkelerinin liderleri de, özellikle ülkelerinin enerji tedariki çok güçlü bir biçimde fosil enerji kaynaklarına dayandığı için çekingen tavır sergiliyorlar.
Anglais | turc |
---|---|
european | avrupa |
energy | enerji |
of | in |
because | için |
eastern | doğu |
all | özellikle |
EN Since your results are directly dependent on those of your competitors, you’ll also be able to glean some crucial info about how they’re beating you.
TR Sonuçlarınız doğrudan rakiplerinizin sonuçlarına bağlı olduğundan, sizi nasıl yendikleri hakkında da bazı önemli bilgiler edinebilirsiniz.
Anglais | turc |
---|---|
directly | doğrudan |
crucial | önemli |
also | da |
about | hakkında |
of | sizi |
how | nasıl |
some | bazı |
EN Technology being an integral part of our lives has made dependent on it and for digital parenting you have to be a
TR Hayatımızın ayrılmaz bir parçası olan teknoloji ona bağımlı hale geldi ve dijital ebeveynlik için bir
Anglais | turc |
---|---|
parenting | ebeveynlik |
technology | teknoloji |
and | ve |
digital | dijital |
EN Since SEO is reliant on an algorithm, it isn’t dependent on people working to keep it running.
TR SEO bir algoritmaya bağlı olduğundan, onu çalışır durumda tutmak için çalışan insanlara bağımlı değildir.
Anglais | turc |
---|---|
seo | seo |
people | insanlara |
to | için |
to keep | tutmak |
EN Much of this is dependent on how SEO allows you to build customer loyalty, which is the most crucial part of ensuring that people progress through your business’s marketing funnel
TR Bunun büyük bir kısmı, SEO'nun müşteri sadakati oluşturmanıza nasıl izin verdiğine bağlıdır; bu, insanların işletmenizin pazarlama hunisinde ilerlemesini sağlamanın en önemli parçasıdır
Anglais | turc |
---|---|
customer | müşteri |
part | parçası |
marketing | pazarlama |
crucial | önemli |
this | bu |
most | en |
people | insanlar |
how | nasıl |
EN For example, links can break all the time, especially since they’re dependent on third-party sites that you may not have any control over
TR Örneğin, bağlantılar her zaman kırılabilir, özellikle de üzerinde herhangi bir kontrolünüz olmayan üçüncü taraf sitelere bağlı oldukları için
Anglais | turc |
---|---|
party | taraf |
time | zaman |
control | kontrol |
especially | özellikle |
third | üçüncü |
any | herhangi |
links | bağlantılar |
for | için |
EN For many site or business owners, taking such a risk is nearly unacceptable, especially if a large amount of their income is dependent on their site having good search results
TR Birçok site veya işletme sahibi için, özellikle de gelirlerinin büyük bir kısmı sitelerinin iyi arama sonuçlarına sahip olmasına bağlıysa, böyle bir risk almak neredeyse kabul edilemez
Anglais | turc |
---|---|
risk | risk |
especially | özellikle |
site | site |
business | iş |
search | arama |
or | veya |
many | çok |
of | in |
their | de |
for | için |
nearly | neredeyse |
amount | bir |
EN Classical, or "non-deep", machine learning is more dependent on human intervention to learn
TR Klasik veya "derin olmayan" makine öğrenmesi, öğrenmek için insan müdahalelerine daha bağımlıdır
Anglais | turc |
---|---|
classical | klasik |
machine | makine |
deep | derin |
human | insan |
to learn | öğrenmesi |
or | veya |
learn | öğrenmek |
EN As a premium ice cream brand, Bruno Gelato is dependent on two things: high-quality ingredients and having a reliable and consistent production process.
TR Birinci sınıf bir dondurma markası olan Bruno Gelato iki şeye güvenir: yüksek kaliteli malzemelerin yanı sıra güvenilir ve istikrarlı bir üretim sürecine.
Anglais | turc |
---|---|
bruno | bruno |
process | sürecine |
production | üretim |
and | ve |
high | yüksek |
quality | kaliteli |
reliable | güvenilir |
two | iki |
EN 1Recyclability of our carton packages is dependent on local requirements and recycling infrastructures.
TR 1Karton ambalajlarımızın geri dönüştürülebilirliği, yerel gereksinimlere ve geri dönüşüm altyapılarına bağlıdır.
Anglais | turc |
---|---|
of | ın |
local | yerel |
recycling | geri dönüşüm |
carton | karton |
and | ve |
EN The locale to use for formatting locale-dependent parts
TR Yerele bağlı kısımların biçemlenmesinde kullanılacak yerel.
Anglais | turc |
---|---|
use | kullan |
EN It is not safe to rely on this value in security-dependent contexts.
TR Güvenliliğin önemli olduğu içeriklerde bu değere güvenmek doğru değildir.
EN After a journal has changed to open access, libraries will no longer have to pay to give their researchers access to the content published on or after the changeover date
TR Bir dergi açık erişime geçtikten sonra, artık kütüphaneler araştırmacılarına değişim tarihinde veya sonrasında yayınlanan içeriklere erişim sağlamak için ödeme yapmak zorunda kalmayacaktır
Anglais | turc |
---|---|
journal | dergi |
content | içeriklere |
published | yayınlanan |
have to | zorunda |
access | erişim |
researchers | araştırmacılar |
open | açık |
pay | bir |
give | için |
or | veya |
to | sağlamak |
EN Study DesignDrag and drop form designer, re-usable libraries, conditional elements and question validationRead more
TR Çalışma TasarımıSürükle-bırak form tasarlayıcı, yeniden kullanılabilir kütüphaneler, koşullu unsurlar ve soru geçerlemeDaha fazla bilgi
Anglais | turc |
---|---|
drop | bırak |
form | form |
designer | tasarım |
conditional | koşullu |
question | soru |
more | fazla |
re | yeniden |
and | ve |
EN There are Public Libraries in the Town Center, Ataeymir and Yenice Townships and they serve in municipal buildings. Ataeymir Public Library is closed due to lack of personnel.
TR İlçede basımevi, kitapevi, sinema ve tiyatro bulunmamaktadır. İlçe merkezinde 7, Yenice ve Ataeymir beldesinde 4 adet olmak üzere toplam 11 adet İnternet Kafe mevcuttur.
Anglais | turc |
---|---|
center | merkezinde |
and | ve |
the | toplam |
EN The team visited libraries and helped to create a Children's Corner at one library.
TR Ekip kütüphaneleri ziyaret etti ve kütüphanelerden birinde bir Çocuk Köşesi oluşturulmasına yardımcı oldu.
Anglais | turc |
---|---|
team | ekip |
and | ve |
a | yardımcı |
to | ziyaret |
the | bir |
EN No libraries to link with your game - use any language you like. Simply define your own game events and handlers using JSON, then post to SteelSeries Engine 3’s RESTful API.
TR Oyununuzla bağlayacağınız kütüphane yok: istediğiniz dili kullanın. Sadece kendi oyun etkinliklerinizi ve işleyicilerinizi JSON kullanarak tanımlayın, sonra SteelSeries Engine 3’ün RESTful API’ına yollayın.
Anglais | turc |
---|---|
game | oyun |
json | json |
api | api |
steelseries | steelseries |
engine | engine |
use | kullanın |
simply | sadece |
and | ve |
using | kullanarak |
no | yok |
Affichage de 50 sur 50 traductions