TR Sosyal medyanın aşırı kullanımı çocuklarınızı ve gençler dijital hastalar ve dijital hastalar konusunda uzman olan doktora danışmak zorunda kalabilirler
{search} in Turkki voidaan kääntää seuraaviksi Englanti sanoiksi/lauseiksi:
TR Sosyal medyanın aşırı kullanımı çocuklarınızı ve gençler dijital hastalar ve dijital hastalar konusunda uzman olan doktora danışmak zorunda kalabilirler
EN Excessive use of social media can make your kids and teens digital patients and they may have to consult with the doctor that is an expert on digital patients
Turkki | Englanti |
---|---|
ve | and |
dijital | digital |
hastalar | patients |
uzman | expert |
zorunda | have to |
ın | of |
TR Hastalar için daha iyi sonuçlar sağlanmasına yardım edilmesi
EN Helping to deliver better outcomes for patients
Turkki | Englanti |
---|---|
hastalar | patients |
yardım | helping |
TR VUCA Health tarafından sunulan hastalar için ilaç videoları eczanelerin operasyonel verimlilik, ilaç güvenliği ve hasta eğitimi konularında daha yüksek seviyeler sağlamasına destek olur.
EN Medication videos for patients, presented by VUCA Health, assist pharmacies in delivering enhanced levels of operational efficiency, medication safety and patient education.
Turkki | Englanti |
---|---|
health | health |
hastalar | patients |
ilaç | medication |
videoları | videos |
operasyonel | operational |
verimlilik | efficiency |
güvenliği | safety |
hasta | patient |
eğitimi | education |
destek | assist |
TR Gay0Day'de Gay Porno adam çıplak ben vardı daha hastalar için izle ama benim deney ile ashton oldu değil
EN Gay porn man naked I had more patients to watch but my experiment with Ashton was not at Gay0Day
Turkki | Englanti |
---|---|
gay | gay |
porno | porn |
adam | man |
vardı | had |
hastalar | patients |
oldu | was |
değil | not |
TR Hastalar için daha iyi sonuçlar sağlanmasına yardım edilmesi
EN Helping to deliver better outcomes for patients
Turkki | Englanti |
---|---|
hastalar | patients |
yardım | helping |
TR VUCA Health tarafından sunulan hastalar için ilaç videoları eczanelerin operasyonel verimlilik, ilaç güvenliği ve hasta eğitimi konularında daha yüksek seviyeler sağlamasına destek olur.
EN Medication videos for patients, presented by VUCA Health, assist pharmacies in delivering enhanced levels of operational efficiency, medication safety and patient education.
Turkki | Englanti |
---|---|
health | health |
hastalar | patients |
ilaç | medication |
videoları | videos |
operasyonel | operational |
verimlilik | efficiency |
güvenliği | safety |
hasta | patient |
eğitimi | education |
destek | assist |
TR Çalışanlar, bilgilerin serbestçe aktığı bir ortamda, kabuklarından çıkarak müşteri ve hastalar gibi en önemli noktalarda daha iyi deneyimler sunarlar.
EN When information flows freely, workers break out of their silos, delivering better experiences where it matters most–with customers and patients.
Turkki | Englanti |
---|---|
bilgilerin | information |
müşteri | customers |
hastalar | patients |
önemli | matters |
deneyimler | experiences |
TR AWS'nin hizmet çeşitliliği ve derinliği hastalar için yeni nesil ilaçlar oluşturma misyonumuzu destekliyor ve COVID-19 ve yaşamı tehdit eden diğer hastalıklar için bir aşı geliştirme konusunda yardımcı oluyor."
EN AWS's breadth and depth of services are supporting our mission to create a new generation of medicines for patients and are instrumental in our quest to develop a vaccine for COVID-19 and other life-threatening diseases."
Turkki | Englanti |
---|---|
aws | aws |
hizmet | services |
hastalar | patients |
yeni | new |
oluşturma | create |
diğer | other |
hastalıklar | diseases |
aşı | vaccine |
TR Bilgisayar veya mobil cihazlarını kullanarak hastalar, iletişim bilgilerini girebilir, anket sorularını yanıtlayabilir ve personelle etkileşimlerini resmi standartlara göre derecelendirebilir.
EN Using their computer or mobile device, patients can enter their contact information, answer survey questions, and rate their interactions with staff on formal standards.
Turkki | Englanti |
---|---|
bilgisayar | computer |
mobil | mobile |
hastalar | patients |
iletişim | contact |
bilgilerini | information |
anket | survey |
ve | and |
resmi | formal |
standartlara | standards |
soruları | questions |
TR Sağlık hizmeti sağlayıcıları ve hastalar arasındaki konuşmaların doğru bir şekilde belgelenmesi çok önemlidir
EN It’s critical that conversations between healthcare providers and patients are accurately documented
Turkki | Englanti |
---|---|
sağlayıcıları | providers |
hastalar | patients |
arasındaki | between |
doğru | accurately |
çok | are |
TR Çölyak Hastalığında Fibromiyalji Sıklığı ve Fibromiyaljinin Hastalar Üzerine Etkisinin Değerlendirilmesi
EN The Prevalence of Fibromyalgia in Celiac Disease and Evaluation of the Effect on Patients
Turkki | Englanti |
---|---|
ve | and |
hastalar | patients |
etkisinin | effect |
TR Bilgisayar veya mobil cihazlarını kullanarak hastalar, iletişim bilgilerini girebilir, anket sorularını yanıtlayabilir ve personelle etkileşimlerini resmi standartlara göre derecelendirebilir.
EN Using their computer or mobile device, patients can enter their contact information, answer survey questions, and rate their interactions with staff on formal standards.
Turkki | Englanti |
---|---|
bilgisayar | computer |
mobil | mobile |
hastalar | patients |
iletişim | contact |
bilgilerini | information |
anket | survey |
ve | and |
resmi | formal |
standartlara | standards |
soruları | questions |
TR Sağlık hizmeti sağlayıcıları ve hastalar arasındaki konuşmaların doğru bir şekilde belgelenmesi çok önemlidir
EN It’s critical that conversations between healthcare providers and patients are accurately documented
Turkki | Englanti |
---|---|
sağlayıcıları | providers |
hastalar | patients |
arasındaki | between |
doğru | accurately |
çok | are |
TR Tüm bu faktörler sizi, daha az sürede daha fazla siparişi, daha az çalışan ile işleme koymanız için daha fazla baskı altına sokmakta
EN All these factors are putting you under greater pressure to fulfill more orders in less time with fewer long-term employees
Turkki | Englanti |
---|---|
tüm | all |
faktörler | factors |
sizi | you |
çalışan | employees |
altına | under |
TR Bundan kaçınmak ve daha iyi bir işletme barışı, daha çok istikrar ve daha az grev olmasını sağlamak için çalışanların yönetime daha fazla katılmaları amaçlanıyor.
EN The idea is that this can be achieved by involving employees in decision-making processes to a considerable extent, thereby ensuring a more peaceful working environment, greater stability and fewer strikes.
Turkki | Englanti |
---|---|
daha az | fewer |
TR Aynı durum tersi için de geçerlidir. Başlığınız daha kısa kelimeler içeriyorsa, bir kelimenin ikiye bölünme olasılığı daha düşük olacağından daha fazla karakter görüntülenme şansı daha yüksektir.
EN The same applies in reverse. If your title contains shorter words, then there’s a higher chance of it displaying more characters since it’s less likely that a word will need to be cut in half.
Turkki | Englanti |
---|---|
geçerlidir | applies |
kısa | shorter |
kelimeler | words |
düşük | less |
şansı | chance |
TR Inline karıştırmada, günlük olarak aynı miktarda ürün üretmek için daha az tank gereklidir ve tanklar daha küçük olduğundan, daha az yer kaplar ve daha küçük binalara yerleştirilebilir
EN Inline blending requires fewer tanks to produce the same amount of product per day, and since they are smaller, they have smaller footprints and can be housed in smaller buildings
Turkki | Englanti |
---|---|
inline | inline |
miktarda | amount |
ürün | product |
olduğundan | since |
daha az | fewer |
TR Yeni çift hatlı demiryolu tamamlandığında daha fazla tren, Arna ve Bergen arasında daha fazla insanı ve yükü daha hızlı ve daha sık aralıklarla taşıyabilecek.
EN When the new double-track railway is complete, more trains will be able to transport more people and cargo between Arna and Bergen, at faster speeds, and at more frequent intervals.
Turkki | Englanti |
---|---|
çift | double |
hızlı | faster |
sık | frequent |
insan | people |
TR Kit oluşturma: Alandan daha iyi yararlanarak, montajı basitleştirerek, eğitim taleplerini azaltarak ve daha fazlası ile üretim sürecinizi daha hızlı ve daha verimli çalışacak şekilde optimize edin.
EN Kit building: Optimize your production process to work faster and more efficiently—making better use of space, simplifying assembly, reducing training demands, and more.
Turkki | Englanti |
---|---|
oluşturma | building |
eğitim | training |
üretim | production |
hızlı | faster |
verimli | efficiently |
TR Dura-Kote daha uzun ömür, daha düşük değişim maliyeti ve daha iyi bir görünüm sağlamak amacıyla çelik adaptörlere korozyona karşı daha iyi koruma sunan yenilikçi bir kaplama teknolojisidir
EN Dura-Kote is an innovative plating technology for steel adaptors, offering more corrosive protection for longer life, lower replacement costs and improved appearance
Turkki | Englanti |
---|---|
maliyeti | costs |
çelik | steel |
koruma | protection |
sunan | offering |
yenilikçi | innovative |
TR Daha iyi gıda güvenliği protokolleri, daha verimli çalışanlar, daha mutlu konuklar ve daha karlı, sürdürülebilir bir işletme anlamına gelir.
EN Enhanced food safety protocols lead to more productive employees, more delighted guests and a more profitable, sustainable business.
Turkki | Englanti |
---|---|
gıda | food |
güvenliği | safety |
verimli | productive |
çalışanlar | employees |
karlı | profitable |
sürdürülebilir | sustainable |
işletme | business |
TR Bunlar, kaynakları daha verimli kullanır, daha az makine (sanal ve fiziksel) ve daha az işletim sistemi eşgörünümüyle daha fazla uygulama çalıştırmanıza imkan tanır
EN They’re more resource-efficient — they let you run more applications on fewer machines (virtual and physical), with fewer OS instances
Turkki | Englanti |
---|---|
verimli | efficient |
sanal | virtual |
ve | and |
fiziksel | physical |
sistemi | os |
daha az | fewer |
TR Bu, kanalizasyon sisteminde daha az yük, daha az ekipman ve boru tesisatı, daha düşük su ve deterjan tüketimi ve aslında, genel olarak daha düşük kaynak kullanımı anlamına gelir
EN This puts less load on the sewage system, less equipment and piping, lower water and detergent consumption – in fact, lower resource usage overall
Turkki | Englanti |
---|---|
bu | this |
yük | load |
ekipman | equipment |
su | water |
genel | overall |
kaynak | resource |
kullanımı | usage |
TR Psikolog Barry Schwartz Batı toplumlarının temel inançlarından birini hedef alıyor: seçme özgürlüğü. Schwartz'a göre, seçim bizleri daha özgür değil, aksine daha fazla felç ediyor, daha mutlu değil, daha tatminsiz kılıyor.
EN Psychologist Barry Schwartz takes aim at a central tenet of western societies: freedom of choice. In Schwartz's estimation, choice has made us not freer but more paralyzed, not happier but more dissatisfied.
TR Daha hızlı yükleme süreleri, daha iyi kullanıcı deneyimi, daha iyi arama motoru optimizasyonu ve daha yüksek dönüşüm oranları anlamına gelir.
EN Faster load times mean better user experience, better search engine optimization, and higher conversion rates.
TR Çevreleyen piksellerin değerlerinin incelemesini temel alan daha kesin ancak daha yavaş bir yöntemdir. Bikübik, daha karmaşık hesaplamalar kullanarak En Yakın Komşu veya Çift Doğrusal yöntemine göre daha yumuşak ton geçişleri oluşturur.
EN A slower but more precise method based on an examination of the values of surrounding pixels. Using more complex calculations, Bicubic produces smoother tonal gradations than Nearest Neighbor or Bilinear.
TR ChatMix tuşundan kulaklığa bağlanan kabloyu daha da uzattık, daha iyi konfor için kulak yastıklarının kalınlığını artırdık ve daha derin bass çıkışı için ince ayarlar yaptık
EN We made the cable from the ChatMix dial to the headset longer, increased the thickness of the ear cushions for greater comfort, and tweaked the sound for deeper bass output
Turkki | Englanti |
---|---|
konfor | comfort |
kulak | ear |
TR Sonix daha fazla otomasyon ihtiyacını anlar. Sonix API'si sağlamdır ve üretkenliği artırmak ve daha yüksek hacimleri ölçekte işlemek için daha fazla özelleştirmeye olanak tanır.
EN Sonix understands the need for further automation. The Sonix API is robust and allows for further customizations to boost productivity and process higher volumes at scale.
Turkki | Englanti |
---|---|
sonix | sonix |
otomasyon | automation |
api | api |
artırmak | boost |
ölçekte | at scale |
TR Diğer yazılımlar ile çalışmıyorsa harika bir teknoloji platformunun kullanımı nedir? Sonix, iş akışınızı daha hızlı, daha kolay ve daha büyülü hale getirmek için endüstri lideri yazılımlarla derinden bütünleşir.
EN What's the use of a great technology platform if it doesn't work with other software? Sonix deeply integrates with industry-leading software to make your workflow faster, easier, and more magical.
Turkki | Englanti |
---|---|
yazılımlar | software |
harika | great |
teknoloji | technology |
sonix | sonix |
hızlı | faster |
endüstri | industry |
lideri | leading |
derinden | deeply |
TR Bu, internet kullanımını gizlediğim yerde bir gizlilik ve utanç döngüsü yarattı, bu benim için daha fazla sorun yarattı, bu bende daha çok kaçma isteği uyandırdı, bu da daha çok kullanmama neden oldu
EN This created a cycle of secrecy and shame where I was hiding the internet usage, which caused more problems for me, which made me want to escape even more, which made me use more
Turkki | Englanti |
---|---|
internet | internet |
döngüsü | cycle |
sorun | problems |
oldu | was |
kullanımı | usage |
TR Dağıtılmış makine öğrenimi ve yüksek performanslı bilgi işlem için optimize edilmiş yeni, daha hızlı, daha güçlü ve daha büyük bulut sunucusu boyutu
EN New faster, more powerful and larger instance size optimized for distributed machine learning and high performance computing
Turkki | Englanti |
---|---|
dağıtılmış | distributed |
makine | machine |
yeni | new |
hızlı | faster |
güçlü | powerful |
boyutu | size |
TR Ayarlanmaya daha müsait parametrelerle deneme yapmak için simülasyon işlerinin ölçeğini genişletin ve böylelikle daha hızlı ve daha isabetli sonuçlar elde edin.
EN Scale out simulation jobs to experiment with more tunable parameters, leading to faster, more accurate results.
Turkki | Englanti |
---|---|
simülasyon | simulation |
hızlı | faster |
sonuçlar | results |
TR Yeni FX7500 sabit RFID Okuyucu daha yüksek, daha hatasız okuma hızları ve zorlu ortamlarda dahi daha tutarlı performans için gelişmiş RFID radyo teknolojisini sunuyor
EN The new FX7500 Fixed RFID Reader introduces advanced RFID radio technology for faster, more accurate read rates and more consistent performance even in challenging environments
Turkki | Englanti |
---|---|
sabit | fixed |
rfid | rfid |
okuyucu | reader |
okuma | read |
ortamlarda | environments |
tutarlı | consistent |
performans | performance |
gelişmiş | advanced |
radyo | radio |
teknolojisini | technology |
TR Düşük frekanslı masaj, toksinlerin atılmasına ve yüzdeki gerginliğin hafifletilmesine yardımcı olmak için cildin mikro dolaşımını iyileştirir - daha pürüzsüz, daha yumuşak ve daha parlak bir cilt sağlar.
EN Low-frequency massage improves skin's microcirculation to help eliminate toxins & ease facial tension - resulting in a smoother, softer, more glowing complexion
Turkki | Englanti |
---|---|
düşük | low |
masaj | massage |
cilt | skin |
TR Daha iyi bir temizlik için LUNA ile birlikte kullanın! T-Sonik™ titreşimler, formülün cilde masaj yapmasına yardımcı olur, cildin daha derin bir şekilde temizlenmesini ve ürünün daha iyi emilimini sağlayarak cildinizi nemlendirir.
EN Combine with LUNA for a better cleanse! T-Sonic™ pulsations help massage the formula into the skin, allowing for a deeper cleanse and better absorption of product, leaving your skin happy and hydrated.
Turkki | Englanti |
---|---|
luna | luna |
masaj | massage |
TR AWS Nitro System, AWS'nin daha hızlı inovasyon yapmasını, müşterilerimiz için maliyeti daha da azaltmasını ve daha yüksek güvenlik ile yeni bulut sunucusu tipleri gibi ekstra avantajlar sunmasını sağlar
EN The AWS Nitro System enables AWS to innovate faster, further reducing cost for our customers, and deliver added benefits like increased security and new instance types
Turkki | Englanti |
---|---|
aws | aws |
system | system |
hızlı | faster |
müşterilerimiz | our customers |
maliyeti | cost |
güvenlik | security |
yeni | new |
tipleri | types |
avantajlar | benefits |
sağlar | enables |
TR Ayarlanmaya daha müsait parametrelerle deneme yapmak için simülasyon işlerinin ölçeğini genişletin ve böylelikle daha hızlı ve daha isabetli sonuçlar elde edin.
EN Scale out simulation jobs to experiment with more tunable parameters, leading to faster, more accurate results.
Turkki | Englanti |
---|---|
simülasyon | simulation |
hızlı | faster |
sonuçlar | results |
TR Yeni FX7500 sabit RFID Okuyucu daha yüksek, daha hatasız okuma hızları ve zorlu ortamlarda dahi daha tutarlı performans için gelişmiş RFID radyo teknolojisini sunuyor
EN The new FX7500 Fixed RFID Reader introduces advanced RFID radio technology for faster, more accurate read rates and more consistent performance even in challenging environments
Turkki | Englanti |
---|---|
sabit | fixed |
rfid | rfid |
okuyucu | reader |
okuma | read |
ortamlarda | environments |
tutarlı | consistent |
performans | performance |
gelişmiş | advanced |
radyo | radio |
teknolojisini | technology |
TR Bu dallarda öncü konumunu koruyabilmek için daha fazla denemeler yapmak, daha cesur olmak ve daha erken safhada disiplinlerarası iş birliği yapmak zorundayız
EN If we want to remain pioneers in these fields, we need to experiment more, be bolder and work together earlier in an interdisciplinary way
TR Web varlığınızı genişletmek, daha geniş bir ölçekte rekabet etmek ve daha iyi konuma ve dile özgü SEO stratejileri geliştirmek amacıyla küresel sıralama verilerini daha hızlı takip etmek için Ranktracker'ı kullanın.
EN Use Ranktracker to track global rankings data faster in order to expand your web presence, compete on a broader scale, and develop better location and language-specific SEO strategies.
Turkki | Englanti |
---|---|
web | web |
konuma | location |
seo | seo |
stratejileri | strategies |
geliştirmek | develop |
amacıyla | in order to |
küresel | global |
sıralama | rankings |
verilerini | data |
hızlı | faster |
ranktracker | ranktracker |
kullanın | use |
TR Sonix daha fazla otomasyon ihtiyacını anlıyor. Sonix API sağlamdır ve üretkenliği artırmak ve geniş ölçekte daha yüksek hacimleri işlemek için daha fazla özelleştirmeye izin verir.
EN Sonix understands the need for further automation. The Sonix API is robust and allows for further customizations to boost productivity and process higher volumes at scale.
Turkki | Englanti |
---|---|
sonix | sonix |
otomasyon | automation |
api | api |
artırmak | boost |
ölçekte | at scale |
TR Diğer yazılımlar ile çalışmıyorsa harika bir teknoloji platformunun kullanımı nedir? Sonix, iş akışınızı daha hızlı, daha kolay ve daha büyülü hale getirmek için endüstri lideri yazılımlarla derinden bütünleşir.
EN What's the use of a great technology platform if it doesn't work with other software? Sonix deeply integrates with industry-leading software to make your workflow faster, easier, and more magical.
Turkki | Englanti |
---|---|
yazılımlar | software |
harika | great |
teknoloji | technology |
sonix | sonix |
hızlı | faster |
endüstri | industry |
lideri | leading |
derinden | deeply |
TR Crisp olarak, müşteri hizmetleri yazılımını daha ucuz, daha hızlı ve kullanımı daha kolay hale getirmek için bir yolculuktayız
EN At Crisp, we’re on a journey to make customer service software cheaper, faster and easier to use
TR Şirket bütçesi mi? Daha azı karşılığında daha fazlasını yaptırın. İşletmenizin daha fazlasını başarmasına yardım etmek için milyonlardan oluşan iş gücümüzü kullanın
EN Company budget? Get more done for less. Use our workforce of millions to help your business achieve more.
TR Sağlık için iyi beslenme konusunda daha fazlasını öğrenmek için diğer yerlilerle tanışın. Tarifler ve fikirler paylaşmak, beslenme biçiminizi daha sağlıklı hale getirmenin yollarını tartışmak için bir araya gelin.
EN Meet with other locals to learn about better nutrition for good health. Gather to share recipes, ideas, and discuss ways to make your diet healthier.
Turkki | Englanti |
---|---|
sağlık | health |
beslenme | nutrition |
tanışın | meet |
fikirler | ideas |
sağlıklı | healthier |
tartışmak | discuss |
TR Sayfalar için takip sayılarını ve paylaşım düğmeleri için daha hızlı, daha doğru paylaşım sayılarını getirmek için bunu kullanıyoruz
EN We use this to fetch follow counts for pages and faster, more accurate share counts for the share buttons
TR Sayfalar için takip sayılarını ve paylaşım düğmeleri için daha hızlı, daha doğru paylaşım sayılarını getirmek için bunu kullanıyoruz
EN We use this to fetch follow counts for pages and faster, more accurate share counts for the share buttons
TR Bunlar müşterilerinizle daha iyi ilişkileri kurmanıza, daha çok trafik oluşturmanıza ve daha çok para kazanmanıza yardımcı olur
EN It can help you generate more traffic, build relationships with your customers, and make lots of money
Turkki | Englanti |
---|---|
bunlar | it |
müşterilerinizle | with your customers |
trafik | traffic |
ve | and |
olur | can |
TR Sonix Medical Transkripsiyon, sağlık hizmeti sağlayıcılarının, BT tedarikçilerinin, sigorta şirketlerinin ve ilaç şirketlerinin klinik belgeleri daha hızlı, daha verimli ve daha güvenli bir şekilde tamamlamalarını sağlar.
EN Sonix Medical Transcription allows healthcare providers, IT vendors, insurers, and pharmaceutical companies to complete clinical documents faster, more efficiently, and more securely.
Turkki | Englanti |
---|---|
sonix | sonix |
transkripsiyon | transcription |
bt | it |
ilaç | pharmaceutical |
klinik | clinical |
belgeleri | documents |
hızlı | faster |
verimli | efficiently |
sağlar | allows |
sağlayıcıları | providers |
TR İlk başta, küçük başlayın! Mükemmel bilgi tabanına sahip olmaya çalışmayın, yaklaşık 10 veya daha az makale yazın ve müşterilerinizden daha fazla talep alırken biraz daha ekleyin
EN At first, start small! don't try to have the perfect knowledge base, write about 10 articles or less and add some more while you're getting more requests from your customers
Turkki | Englanti |
---|---|
küçük | small |
başlayın | start |
mükemmel | perfect |
bilgi | knowledge |
yaklaşık | about |
veya | or |
makale | articles |
ve | and |
talep | requests |
Näytetään 50 / 50 käännöstä