EN This will contribute to improvement in the health and lives of all peoples, everywhere
Käännä "everywhere" kielelle Turkki
Näytetään 50 / 50 käännöstä lauseelle "everywhere" kielestä Englanti kielelle Turkki
Käännökset sanasta {search}
{search} in Englanti voidaan kääntää seuraaviksi Turkki sanoiksi/lauseiksi:
| everywhere | bir her her yerde in için tarafından ve |
Käännös kielestä Englanti kieleen Turkki / everywhere
Englanti
Turkki
TR Bunun yapılması, her yerde, tüm insanların sağlıkları ve yaşamlarının iyileşmesine katkı sağlayacaktır
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| contribute | katkı |
| and | ve |
| all | tüm |
| everywhere | her yerde |
| the | bunun |
EN "Beautiful as always. Takes the breath away. The stairs and the metro in front are popular meeting spots. You can spot exclusive events at the Opera from here - black cars everywhere"
TR "Bina harika,yakınlarda la fayatte alışveriş merkezi ve opera binasının hemen karşısında lindt var mutlaka uğrayın ve geniş bir çember çizerek etrafı mutlaka dolaşın.mağazaları beğeneceksiniz."
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| opera | opera |
| and | ve |
| at | nda |
EN You can see your competitors information and top videos everywhere including the chrome extension and the web app.
TR Rakiplerinizin bilgilerini ve en yukarıdaki videoları chrome uzantısı ve web uygulaması dahil olmak üzere her yerden görebilirsiniz.
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| top | en |
| chrome | chrome |
| extension | uzantısı |
| app | uygulaması |
| web | web |
| videos | videoları |
| you can see | görebilirsiniz |
| information | bilgilerini |
| everywhere | her |
| including | dahil |
| the | yukarıdaki |
| and | ve |
EN The Electronic Frontier Foundation (EFF) and The Tor Project collaborated on "HTTPS Everywhere," an extension to browsers Mozilla Firefox and Google Chrome that encrypts users' communications with many websites
TR Elektronik Sınır Vakfı (EFF) ve The Tor Projesi, Google Chrome ve Mozilla Firefox da birçok websitesiyle kullanıcıların iletişimlerini şifreleyen bir uzantı olan "HTTPS Everywhere," üzerinde işbirliği yaptılar
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| electronic | elektronik |
| https | https |
| firefox | firefox |
| foundation | vakfı |
| chrome | chrome |
| and | ve |
| many | çok |
| users | kullanıcılar |
EN DigiCert Document Signing Certificates are available at very competitive prices and are reliable everywhere.
TR DigiCert Belge İmzalama Sertifikaları çok rekabetçi fiyatlarda mevcuttur ve her yerde güvenilirdir.
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| competitive | rekabetçi |
| digicert | digicert |
| document | belge |
| certificates | sertifikaları |
| and | ve |
| available | mevcuttur |
| everywhere | her yerde |
EN Carry protection everywhere with ZenMate for all devices. Use ZenMate's apps across browsers, mobile and desktop. Extend your security to all your devices with ZenMate Ultimate, powered by OpenVPN.
TR Tüm cihazların için korumayı ZenMate ile her yere yanında götür. ZenMate uygulamalarını tarayıcılarda, mobil ve masaüstü cihazlarında kullan. Open VPN ile güçlendirilen ZenMate Ultimate ile tüm cihazlarını güvende tut.
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| zenmate | zenmate |
| devices | cihazlar |
| browsers | tarayıcı |
| mobile | mobil |
| desktop | masaüstü |
| ultimate | ultimate |
| all | tüm |
| everywhere | her |
| and | ve |
| apps | uygulamaları |
| with | ile |
EN Your personal information is everywhere. So are fraudsters. Protect yourself now with our powerful and comprehensive identity protection.
TR Kişisel bilgileriniz her yerde. Dolandırıcılar da öyle. Güçlü ve kapsamlı kimlik korumamızla kendinizi koruyun.
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| personal | kişisel |
| protect | koruyun |
| identity | kimlik |
| so | öyle |
| powerful | güçlü |
| comprehensive | kapsamlı |
| and | ve |
| everywhere | her yerde |
EN Your personal information is everywhere.
TR Kişisel bilgileriniz her yerde.
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| personal | kişisel |
| everywhere | her yerde |
EN Designed for everywhere you game
TR Oyun oynayabileceğiniz tüm platformlar için tasarlandı
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| you | in |
| game | oyun |
| designed | için |
EN Our designers hand-pick every material to make sure you have a beautiful product and our engineers test every feature, ensuring tournament-ready quality for gamers everywhere.
TR Tasarımcılarımız tüm malzemeleri özenle seçerek güzel bir ürüne sahip olmanızı sağlarken mühendislerimiz, tüm özellikleri itina ile test ederek tüm oyuncuların turnuvaya hazır kalitede ürünlere sahip olmasını sağlıyor.
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| test | test |
| ready | hazır |
| beautiful | güzel |
| quality | kalitede |
| designers | tasarımcılar |
| our | ile |
| a | bir |
EN 5.1. End all forms of discrimination against all women and girls everywhere
TR 5.1. Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik her türlü ayrımcılığın her yerde sona erdirilmesi
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| and | ve |
| girls | kız |
| everywhere | her yerde |
| of | yönelik |
EN Radio stations everywhere are joining us in our mission to spread the message of the goals to as many people as possible on the planet
TR Her yerdeki radyo istasyonları gezegenimizde mümkün olduğunca çok insana ulaşarak onlara hedeflerin mesajını iletme konusundaki misyonumuza destek veriyorlar
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| radio | radyo |
| possible | mümkün |
| message | mesaj |
| everywhere | her |
EN 12.8. By 2030, ensure that people everywhere have the relevant information and awareness for sustainable development and lifestyles in harmony with nature
TR 12.8. 2030’a kadar her yerde herkesin sürdürülebilir kalkınmayla ilgili bilgi ve farkındalık edinmesinin ve doğayla uyum içinde bir yaşam sürmesinin güvence altına alınması
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| relevant | ilgili |
| information | bilgi |
| awareness | farkındalık |
| sustainable | sürdürülebilir |
| harmony | uyum |
| and | ve |
| that | yaşam |
| in | içinde |
| with | altına |
| the | bir |
| everywhere | her yerde |
EN 16.1. Significantly reduce all forms of violence and related death rates everywhere
TR 16.1. Şiddetin tüm biçimlerinin ve şiddete bağlı ölüm oranlarının her yerde büyük ölçüde azaltılması
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| significantly | büyük ölçüde |
| and | ve |
| related | bağlı |
| death | ölüm |
| all | tüm |
| everywhere | her yerde |
EN The ‘Go-Everywhere’ Featherweight and Rugged Wearable Scanner
TR 'Her Yere Taşınabilen' Hafif ve Güçlü Giyilebilir Barkod Okuyucu
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| and | ve |
| wearable | giyilebilir |
| scanner | okuyucu |
EN With the ZC300 Series card printers, you get ground-breaking simplicity, security and connectivity options for even the most complex cards – all in the slimmest fit-everywhere design.
TR ZC300 Serisi kart yazıcılar ile, tümü de en ince her yere sığan tasarımla olmak üzere en karmaşık kartlar için bile çığır açan sadelik, güvenlik ve bağlantı elde edersiniz.
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| series | serisi |
| printers | yazıcılar |
| most | en |
| complex | karmaşık |
| even | bile |
| security | güvenlik |
| connectivity | bağlantı |
| and | ve |
| card | kart |
| you | edersiniz |
| cards | kartlar |
| all | tümü |
| with | ile |
| for | için |
| get | elde |
EN Do you use multiple music services? One for curating, one for Hi-Fi? Or maybe you are a playlist curator and want to spread your playlists everywhere? If so, Sync is the solution!
TR Birden fazla müzik servisi mi kullanıyorsunuz? Biri küratörlük, diğeri Hi-Fi için mi? Ya da belki bir çalma listesi küratörüsünüz ve çalma listelerinizi her yerde paylaşmak istiyorsunuz. Eğer öyleyse, çözümünüz Senkronizasyon!
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| music | müzik |
| maybe | belki |
| if | eğer |
| and | ve |
| everywhere | her yerde |
EN Break the limits, drop your music data everywhere!
TR Sınırları aşın ve müzik verilerinizi her yere taşıyın!
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| music | müzik |
| limits | sınırları |
| your | ve |
| everywhere | her |
EN In this talk, you'll learn how to write your Lambda functions once and execute them everywhere your end viewers are present with AWS Lambda@Edge. Get started >>
TR Bu öğreticide AWS Lambda@Edge hizmetini kullanarak Lambda işlevlerinizi bir kez yazarak son görüntüleyenlerin mevcut olduğu her yerde yürütmeyi öğreneceksiniz. Kullanmaya başlayın >>
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| lambda | lambda |
| end | son |
| aws | aws |
| edge | edge |
| this | bu |
| with | kullanmaya |
| everywhere | her yerde |
| get started | başlayın |
EN Carry protection everywhere with ZenMate for all devices. Use ZenMate's apps across browsers, mobile and desktop. Extend your security to all your devices with ZenMate Ultimate, powered by OpenVPN.
TR Tüm cihazların için korumayı ZenMate ile her yere yanında götür. ZenMate uygulamalarını tarayıcılarda, mobil ve masaüstü cihazlarında kullan. Open VPN ile güçlendirilen ZenMate Ultimate ile tüm cihazlarını güvende tut.
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| zenmate | zenmate |
| devices | cihazlar |
| browsers | tarayıcı |
| mobile | mobil |
| desktop | masaüstü |
| ultimate | ultimate |
| all | tüm |
| everywhere | her |
| and | ve |
| apps | uygulamaları |
| with | ile |
EN DigiCert Document Signing Certificates are available at very competitive prices and are reliable everywhere.
TR DigiCert Belge İmzalama Sertifikaları çok rekabetçi fiyatlarda mevcuttur ve her yerde güvenilirdir.
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| competitive | rekabetçi |
| digicert | digicert |
| document | belge |
| certificates | sertifikaları |
| and | ve |
| available | mevcuttur |
| everywhere | her yerde |
EN It’s rugged, modular and at home everywhere — from manufacturing and warehousing to retail and hospitality.
TR Dayanıklıdır, modülerdir ve imalattan depolamaya, perakende satıştan konaklamaya kadar her yerde kullanılabilir.
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| and | ve |
| retail | perakende |
| to | her |
EN The ‘Go-Everywhere’ Featherweight and Rugged Wearable Scanner
TR 'Her Yere Taşınabilen' Hafif ve Güçlü Giyilebilir Barkod Okuyucu
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| and | ve |
| wearable | giyilebilir |
| scanner | okuyucu |
EN With the ZC300 Series card printers, you get ground-breaking simplicity, security and connectivity options for even the most complex cards – all in the slimmest fit-everywhere design.
TR ZC300 Serisi kart yazıcılar ile, tümü de en ince her yere sığan tasarımla olmak üzere en karmaşık kartlar için bile çığır açan sadelik, güvenlik ve bağlantı elde edersiniz.
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| series | serisi |
| printers | yazıcılar |
| most | en |
| complex | karmaşık |
| even | bile |
| security | güvenlik |
| connectivity | bağlantı |
| and | ve |
| card | kart |
| you | edersiniz |
| cards | kartlar |
| all | tümü |
| with | ile |
| for | için |
| get | elde |
EN You can see your competitors information and top videos everywhere including the chrome extension and the web app.
TR Rakiplerinizin bilgilerini ve en yukarıdaki videoları chrome uzantısı ve web uygulaması dahil olmak üzere her yerden görebilirsiniz.
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| top | en |
| chrome | chrome |
| extension | uzantısı |
| app | uygulaması |
| web | web |
| videos | videoları |
| you can see | görebilirsiniz |
| information | bilgilerini |
| everywhere | her |
| including | dahil |
| the | yukarıdaki |
| and | ve |
EN Political freedom does not go without saying everywhere. That is why Germany promotes democracy worldwide. These are four examples.
TR Siyasi özgürlük her yerde kendiliğinden var olan bir olgu değil. Almanya bu yüzden tüm dünyada demokrasinin sağlanmasını teşvik ediyor. İşte bunun dört örneği
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| political | siyasi |
| germany | almanya |
| freedom | özgürlük |
| not | değil |
| these | bu |
| four | dört |
| examples | bir |
| is | olan |
| everywhere | her yerde |
EN Where do you deliver? Everywhere in Germany and to 22 other European states. We also aim to open packaging-free shops in other countries.
TR Nerelerden sipariş alıyorsunuz? Almanya’nın her yerinden ve 22 Avrupa ülkesinden sipariş kabul ediyoruz. Hedefimiz diğer ülkelerde de ambalajsız ürün dükkanları açmak.
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| open | açmak |
| countries | ülkelerde |
| shops | dükkanları |
| other | diğer |
| european | avrupa |
| and | ve |
| everywhere | her |
EN Everywhere in the world products from Tuttlingen are used in diagnosis and operations.
TR Dünyanın dört bir köşesinde Tuttlingen’de üretilen ürünlerle teşhisler gerçekleştiriliyor, ameliyatlar yapılıyor.
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| world | dünyanın |
| products | bir |
| the | dört |
EN Small scenes are taking place everywhere you look – and can also be brought to life by visitors at the push of a button.
TR Her yerde bir şeyler oluyor ve izleyiciler bir düğmeye basmak suretiyle bunları canlandırılabiliyorlar.
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| place | yerde |
| and | ve |
| by | suretiyle |
| the | bunları |
| a | bir |
| to | her |
EN In Germany, the road is mostly asphalted, flat and car-free almost everywhere
TR Yolun Almanya’daki kesiminin büyük bölümü asfaltlı, düz ve neredeyse tamanında otomobilden arınmıştır
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| flat | düz |
| and | ve |
| almost | neredeyse |
EN It is problematic that almost everywhere outside the European Union foreign correspondents are dependent on receiving accreditation and residence permits.
TR Önemli bir sorun da, yurt dışı muhabirlerin Avrupa Birliği dışında hemen hemen her yerde akreditasyona ve oturma iznine tabi olması.
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| union | birliği |
| and | ve |
| outside | dışında |
| the | bir |
| everywhere | her yerde |
| european | avrupa |
EN “You can find something better than death everywhere”
TR “Bundan beteri zor bulunur”
EN Everywhere in Germany this means costumes, fun and sweet pastries – “Berliners” in Cologne, “Krapfen” in Bavaria, “Kreppl” in Mainz, “Pfannkuchen” in Berlin
TR Bu gün Almanya’nın her yerinde kostümler, eğlence ve tatlı hamur işleri demek – Köln’de Berliner, Bavyera’da Krapfen, Mainz’da Kreppl, Berlin’de Pfannkuchen
EN “The pandemic will only be over,” said one of the doctors involved, “when it is defeated everywhere.”
TR Göreve katılan bu doktorlardan biri “pandemi ancak her yerde yenildiğinde sona erecek” diyor.
EN Will it be possible at all to make the vaccine available quickly everywhere in sufficient quantities?
TR Peki, aşı dünyanın her yerinde kısa sürede yeterli miktarda kullanıma hazır hale getirilebilecek mi?
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| available | hazır |
| sufficient | yeterli |
| vaccine | aşı |
| quickly | kısa |
| everywhere | her |
EN Everywhere, German universities are adjusting the capacity of their uni servers and working flat out on new didactic concepts and information platforms
TR Almanya’nın her yerinde üniversiteler, üniversite serverlerinin kapasitelerini uyarlıyor ve son hızla yeni didaktik konseptler ve bilgilendirme platformları üzerinde çalışıyorlar
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| platforms | platformlar |
| new | yeni |
| universities | üniversiteler |
| everywhere | her |
| out | son |
| and | ve |
EN What is clear, however, is that medical assistants are sought after everywhere, there are about 5,800 jobs in this field in the city of Essen alone – and many of them are vacant.
TR Bu alanda sadece Essen kentinde yaklaşık 5.800 pozisyon var ve bunların çoğu açık pozisyonlar.
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| clear | açık |
| and | ve |
| this | bu |
| the | çoğu |
EN Your personal information is everywhere. So are fraudsters. Protect yourself now with our powerful and comprehensive identity protection.
TR Kişisel bilgileriniz her yerde. Dolandırıcılar da öyle. Güçlü ve kapsamlı kimlik korumamızla kendinizi koruyun.
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| personal | kişisel |
| protect | koruyun |
| identity | kimlik |
| so | öyle |
| powerful | güçlü |
| comprehensive | kapsamlı |
| and | ve |
| everywhere | her yerde |
EN Your personal information is everywhere.
TR Kişisel bilgileriniz her yerde.
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| personal | kişisel |
| everywhere | her yerde |
EN The Electronic Frontier Foundation (EFF) and The Tor Project collaborated on "HTTPS Everywhere," an extension to browsers Mozilla Firefox and Google Chrome that encrypts users' communications with many websites
TR Elektronik Sınır Vakfı (EFF) ve The Tor Projesi, Google Chrome ve Mozilla Firefox da birçok websitesiyle kullanıcıların iletişimlerini şifreleyen bir uzantı olan "HTTPS Everywhere," üzerinde işbirliği yaptılar
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| electronic | elektronik |
| https | https |
| firefox | firefox |
| foundation | vakfı |
| chrome | chrome |
| and | ve |
| many | çok |
| users | kullanıcılar |
EN "Beautiful as always. Takes the breath away. The stairs and the metro in front are popular meeting spots. You can spot exclusive events at the Opera from here - black cars everywhere"
TR "Bina harika,yakınlarda la fayatte alışveriş merkezi ve opera binasının hemen karşısında lindt var mutlaka uğrayın ve geniş bir çember çizerek etrafı mutlaka dolaşın.mağazaları beğeneceksiniz."
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| opera | opera |
| and | ve |
| at | nda |
EN Suddenly, oat-based beverages are everywhere - maybe even in your own cup of coffee this morning. Popularity of oat drinks is just getting started.
TR Sıvı gıda üreticileri, yulaf bazlı içecekleri üretimlerine dahil etmeden önce bir hattı dönüştürmenin veya yeni bir hat eklemenin artılarını ve eksilerini düşünmelidir.
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| oat | yulaf |
| based | bazlı |
| in | da |
| even | bir |
| your | ve |
EN We believe in sharing the unique processing expertise we have accumulated over more than 60 years in the industry – as part of our commitment to making food safe and available everywhere and to enabling the success of our customers.
TR Gıdaları her yerde güvenli ve erişilebilir hale getirme ve müşterilerimizi başarılı kılma taahhüdümüzün bir parçası olarak, sektörde 60 yılı aşkın bir sürede biriktirdiğimiz benzersiz proses uzmanlığını paylaşmaya inanıyoruz.
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| available | erişilebilir |
| we believe | inanıyoruz |
| unique | benzersiz |
| and | ve |
| more | aşkın |
EN Our approach to sustainability is led by our purpose: We commit to making food safe and available, everywhere and we promise to protect what's good, food, people, and the planet
TR Sürdürülebilirlik yaklaşımımıza şu amacımız yön veriyor: Gıdaları her yerde güvenli ve erişilebilir hale getirmeyi taahhüt ediyor ve iyi olanı, gıdayı, insanları ve gezegeni koruyacağımıza söz veriyoruz
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| sustainability | sürdürülebilirlik |
| purpose | amacı |
| available | erişilebilir |
| promise | söz |
| good | iyi |
| planet | gezegeni |
| food | gıdayı |
| approach | yaklaşım |
| people | insanları |
| and | ve |
| everywhere | her yerde |
EN Explore how we are working with our customers and partners to make food safe and available, everywhere.
TR Gıdaları her yerde güvenli ve erişilebilir hale getirmek için müşterilerimiz ve ortaklarımızla nasıl çalıştığımızı keşfedin.
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| explore | keşfedin |
| available | erişilebilir |
| our customers | müşterilerimiz |
| and | ve |
| everywhere | her yerde |
| how | nasıl |
EN Our commitment to protecting food is embedded in our vision: to make food safe and available, everywhere
TR Gıdayı koruma taahhüdümüz vizyonumuzda yer almaktadır: gıdayı her yerde güvenli ve erişilebilir hale getirmek
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| available | erişilebilir |
| food | gıdayı |
| and | ve |
| in | yer |
| everywhere | her yerde |
EN By providing the foundation for our strategy and approach to leadership, good governance ultimately helps us fulfil our vision to make food safe and available, everywhere
TR Stratejimizin ve liderlik konusuna yaklaşımımızın temelini oluşturan iyi yönetişim, en nihayetinde gıdayı her yerde güvenli ve erişilir kılma vizyonumuzu yerine getirmemize yardım ediyor
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| leadership | liderlik |
| helps | yardım |
| food | gıdayı |
| approach | yaklaşım |
| and | ve |
| good | iyi |
| everywhere | her yerde |
| the | yerine |
EN Safe and healthy, every day, everywhere: our group-wide approach emphasises that occupational health and safety (OHS) does not only apply to factories; it affects all of us
TR Güvenlik ve sağlık, her gün, her yerde: Grup çapında yaklaşımımız, iş sağlığı ve güvenliğinin (OHS) sadece fabrikalar için geçerli olmadığının, hepimizi etkilediğinin altını çizer
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| apply | geçerli |
| group | grup |
| approach | yaklaşım |
| safe | güvenli |
| and | ve |
| safety | güvenlik |
| day | gün |
| everywhere | her yerde |
| health | sağlığı |
EN Tetra Pak was founded on keeping food safe and available everywhere, and our packages and processing equipment are all designed to minimise the waste of food and beverages.
TR Tetra Pak, yiyecekleri her yerde güvenli ve erişilebilir kılmak için kurulmuştur ve paketlerimiz ile proses ekipmanlarımız, gıda ve içecek israfını en aza indirecek şekilde tasarlanmıştır.
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| tetra | tetra |
| pak | pak |
| food | gıda |
| available | erişilebilir |
| equipment | ekipmanlar |
| beverages | içecek |
| and | ve |
| the | şekilde |
| everywhere | her yerde |
EN We use high-quality raw materials to make our packaging and fulfil our mission to make food safe and available everywhere
TR Ambalajlarımızda yüksek kaliteli hammaddeler kullanıyoruz ve gıdayı her yerde güvenli ve erişilebilir hale getirme misyonumuzu yerine getiriyoruz
| Englanti | Turkki |
|---|---|
| use | kullan |
| available | erişilebilir |
| high | yüksek |
| food | gıdayı |
| quality | kaliteli |
| and | ve |
| everywhere | her yerde |
Näytetään 50 / 50 käännöstä
Samanlaisia käännöksiä
everywhere https everywhere extension everywhere—with users everywhere customers everywhere available everywhere everyone everywhere everywhere design go everywhere everywhere—and carry protection everywhere thoughtspot everywhere launches slimmest fit everywhere everywhere with everywhere and saying everywhere encrypt data everywhere girls everywhere everywhere in germany protect data everywhere persuasion is everywhere consistent kubernetes everywhere passwords travel everywhere everywhere workplace demands safari users everywhere everywhere workplace welcome everywhere organisations everywhere worked designed for everywhere timely data everywhere clubs exist everywhere radio stations everywhere playlists everywhere everywhere you go execute them everywhere binary pointers everywhere forms everywhere supported everywhere share everywhere tick everywhere roboform everywhere users dresses everywhere everywhere security everywhere secure shared chairs everywhere visible everywhere endpoints everywhere walking everywhere everywhere to electromagnetic
Espanja
Hollannin kieli
Indonesialainen
Kiillottaa
Kiinalainen
Korealainen
Norjan kieli
Portugalin kieli
Ranskan kieli
Ruotsin kieli
Saksan kieli
Suomalainen
Turkki
Tšekki
Unkarin kieli
Venäjän kieli
arabi
italialainen
japanilainen
vietnam