EN This means the system can achieve consensus without a central authority and tolerate malicious users as long as a supermajority of the stake is in non-malicious hands
EN This means the system can achieve consensus without a central authority and tolerate malicious users as long as a supermajority of the stake is in non-malicious hands
TR Bu da sistemin merkezi bir otorite olmadan mutabakata varabileceği ve stake etme üstünlüğünün kötü niyetli olmayan kişilerde olduğu müddetçe kötü niyetli kullanıcıları tolere edebileceği anlamına gelir
Englanti | Turkki |
---|---|
means | anlamına |
central | merkezi |
as | gelir |
without | olmadan |
and | ve |
in | da |
this | bu |
the | etme |
users | kullanıcıları |
is | olduğu |
a | bir |
EN The idea of identity creation using professional templates makes the result customizable on every step of creation
TR Profesyonel şablonlar kullanarak kimlik oluşturma fikri, sonucu oluşturmanın her adımında özelleştirilebilir hale getirir
Englanti | Turkki |
---|---|
idea | fikri |
identity | kimlik |
creation | oluşturma |
professional | profesyonel |
result | sonucu |
templates | şablonlar |
customizable | özelleştirilebilir |
step | adım |
of | her |
using | kullanarak |
EN The objectives also include better participation for everyone in both value creation and job creation.
TR Ayrıca, değer üretimine herkesin katılımı ve istihdam yaratılması da hedefler arasında.
Englanti | Turkki |
---|---|
everyone | herkesin |
value | değer |
job | istihdam |
participation | katılım |
in | da |
the | arasında |
both | de |
and | ve |
EN The idea of identity creation using professional templates makes the result customizable on every step of creation
TR Profesyonel şablonlar kullanarak kimlik oluşturma fikri, sonucu oluşturmanın her adımında özelleştirilebilir hale getirir
EN We just get clean requests and never have to deal with malicious traffic or attacks on the DNS infrastructure."
TR Sadece iyi niyetli istekler alıyoruz ve hiçbir zaman kötü niyetli trafik veya DNS altyapısındaki saldırılarla uğraşmak zorunda kalmıyoruz."
Englanti | Turkki |
---|---|
get | al |
traffic | trafik |
dns | dns |
have to | zorunda |
infrastructure | altyapı |
just | bir |
and | ve |
never | hiç |
or | veya |
EN Malicious gamers regularly launch distributed denial of service (DDoS) attacks to disrupt your internet speed and connection to the server
TR Kötü niyetli oyuncular, internet hızınızı ve sunucuya olan bağlantınızı kesintiye uğratmak için düzenli olarak dağıtılmış hizmet reddi (DDoS) saldırıları başlatır
Englanti | Turkki |
---|---|
service | hizmet |
ddos | ddos |
internet | internet |
distributed | dağıtılmış |
speed | hız |
connection | bağlantı |
of | in |
server | sunucuya |
to | için |
regularly | düzenli olarak |
and | ve |
the | olarak |
EN Third parties (e.g. your ISP, your employer) may have access to the resources you visit. Attackers can use this information to launch phishing attacks or inject malicious code.
TR Üçüncü şahıslar (örneğin ISS'niz, işvereniniz) ziyaret ettiğiniz kaynaklara erişebilir. Saldırganlar bu bilgileri kimlik avı saldırıları başlatmak veya kötü amaçlı kod enjekte etmek için kullanabilir.
Englanti | Turkki |
---|---|
access | erişebilir |
resources | kaynaklara |
information | bilgileri |
code | kod |
this | bu |
can use | kullanabilir |
or | veya |
visit | ziyaret |
EN new malicious files detected every day
TR Her gün algılanan yeni kötü amaçlı yazılım sayısı
Englanti | Turkki |
---|---|
new | yeni |
every | her |
day | gün |
EN Scans your website daily for malware and other risks and will send you an alert if something malicious is detected. This acts as an “alarm system” but does not include remediation.
TR Web siteni günlük olarak kötü amaçlı yazılımlara ve diğer risklere karşı tarar ve kötü amaçlı bir şey tespit edilirse sana uyarı gönderir. Bu bir “alarm sistemi” olarak işler, ama düzeltmeyi içermez.
EN SiteLock works to identify and remove backdoor files, bots, and other malicious code
TR SiteLock arka kapı dosyalarını, botları ve diğer zararlı kodları tanımlamak ve kaldırmak için çalışır
Englanti | Turkki |
---|---|
remove | kaldırmak |
other | diğer |
code | kodları |
works | çalışır |
and | ve |
to | için |
identify | tanımlamak |
files | dosyaları |
EN SiteLock SQL injection scanning reviews all files and applications on your website to detect any malicious code that has been injected into your website
TR SiteLock SQL enjeksiyon taraması, web sitene enjekte edilen kötü amaçlı kodları tespit etmek için web sitendeki tüm dosyaları ve uygulamaları inceler
Englanti | Turkki |
---|---|
injection | enjeksiyon |
website | web |
detect | tespit |
code | kodları |
files | dosyaları |
all | tüm |
applications | uygulamalar |
and | ve |
EN When your connection is encrypted no one interfere with your browsing, prevent you from accessing specific websites, replace website content or inject malicious code in your session.
TR ZenVPN'le bağlandığınızda, "engelli site" diye bir şey yoktur. Büyük Ağabey sizin ne yapmanıza izin verilip verilmeyeceğiyle ilgili fikirlerini münasip bir yerine sokabilir.
Englanti | Turkki |
---|---|
specific | ilgili |
no | yoktur |
website | site |
your | sizin |
in | bir |
EN The _cfduid cookie helps Cloudflare detect malicious visitors to our Customers? websites and minimizes blocking legitimate users
TR _cfduid çerezi, Cloudflare'nin Müşterilerimize gelen kötü niyetli ziyaretçileri tespit etmesine yardımcı olur & rsquo; web siteleri ve yasal kullanıcıları engellemeyi en aza indirir
Englanti | Turkki |
---|---|
helps | yardımcı olur |
detect | tespit |
our customers | müşterilerimize |
to | etmesine |
users | kullanıcıları |
websites | siteleri |
and | ve |
the | gelen |
EN An SSL/TLS connection ensures that your data is sent to and received from the right server and not a malicious middleman
TR Bir SSL / TLS bağlantısı, verilerinizin kötü niyetli bir aracıya değil, doğru sunucuya gönderilmesini ve bu sunucudan alınmasını sağlar
Englanti | Turkki |
---|---|
ensures | sağlar |
server | sunucuya |
your data | verilerinizin |
ssl | ssl |
tls | tls |
connection | bağlantı |
and | ve |
a | bir |
the | değil |
to | doğru |
EN Encrypt data flow on your website and prevent malicious individuals from obtaining sensitive information such as credit card numbers and membership information.
TR İnternet siteniz üzerindeki veri akışını şifreleyin ve art niyetli kişilerin kredi kartı numaları ve üyelik bilgisi gibi önemli bilgileri elde etmelerini engellin.
Englanti | Turkki |
---|---|
credit | kredi |
your website | siteniz |
on | üzerindeki |
membership | üyelik |
data | veri |
information | bilgileri |
flow | akışını |
and | ve |
as | gibi |
EN Using CAA can reduce the risk of unsolicited certificate issuance by malicious actors or honest error
TR CAA'nın kullanılması, kötü niyetli kişiler tarafından veya dürüst bir hata ile istenmeyen sertifika düzenlenmesi riskini azaltabilir
Englanti | Turkki |
---|---|
unsolicited | istenmeyen |
certificate | sertifika |
honest | dürüst |
error | hata |
using | kullanılması |
by | tarafından |
or | veya |
EN Lightweight and efficient online malware scanner that detects malware and hidden malicious processes that may be sneaking on your PC.
TR Bilgisayar?n?za s?zm?? zararl? yaz?l?mlar? tespit etmenin hafif ve etkili yolu.
Englanti | Turkki |
---|---|
lightweight | hafif |
efficient | etkili |
pc | bilgisayar |
and | ve |
EN Block fake, ‘spoofed' & malicious websites as standard on Windows
TR Sahte, 'aldatıcı' ve kötü amaçlı web sitelerini Windows’da standart olarak engelleyin
Englanti | Turkki |
---|---|
block | engelleyin |
fake | sahte |
standard | standart |
as | olarak |
EN Stay protected from malicious viruses, malware and dangerous websites.
TR Zararlı virüslere, kötü amaçlı ve tehlikeli web sitelerine karşı korunun.
Englanti | Turkki |
---|---|
viruses | virüslere |
and | ve |
dangerous | tehlikeli |
websites | web |
from | karşı |
EN Hunt down and prevent all types of malicious malware from transferring to and infecting your device.
TR Her tür kötü amaçlı yazılımın cihazınıza aktarılmasını ve bulaşmasını önleyin.
Englanti | Turkki |
---|---|
types | tür |
malware | kötü amaçlı yazılım |
prevent | önleyin |
device | cihaz |
and | ve |
to | her |
EN Instantly detect & block malicious websites and content to keep your personal information safe and secure.
TR Kişisel bilgilerinizi güvende ve koruma altında tutmak için kötü amaçlı web sitelerini ve içerikleri anında tespit edin ve engelleyin.
Englanti | Turkki |
---|---|
instantly | anında |
detect | tespit |
block | engelleyin |
personal | kişisel |
and | ve |
to keep | tutmak |
EN On Android it is possible to get malware from malicious apps - and even from apps from the Google Play Store.
TR Android’de, kötü amaçlı uygulamalardan ve hatta Google Play Store’dan indirilen uygulamalardan zararlı yazılım bulaşması ihtimali vardır.
Englanti | Turkki |
---|---|
and | ve |
play | play |
to | hatta |
is | vardır |
EN Enforce definitive protection from malicious websites and online threats
TR Kötü amaçlı web sitelerinden ve çevrimiçi tehditlerden kesin koruma sağlayın
Englanti | Turkki |
---|---|
protection | koruma |
and | ve |
threats | tehditlerden |
online | çevrimiçi |
websites | web |
EN (1) We cover you in all cases of contractual and non-contractual liability in the event of malicious intent and gross negligence in accordance with the statutory provisions for compensation or refund of futile expenditure.
TR (1) Kanuni hükümler uyarınca kasıtlı veya ve ağır ihmal durumunda, her türlü sözleşme ve harici yükümlülüğün zararı veya boşuna yapılan harcamaların değiştirilmesi konusunda size karşı sorumluyuz.
Englanti | Turkki |
---|---|
contractual | sözleşme |
provisions | hükümler |
in accordance with | uyarınca |
and | ve |
or | veya |
the | size |
EN (e) All kinds of viruses, malware or other types of malicious software or links to the software in question will not be transmitted through the Service.
TR (e) Hizmet aracılığıyla her türlü virüs, kötü amaçlı yazılım veya diğer kötü amaçlı yazılım türleri veya söz konusu yazılıma bağlantılar iletilmez.
Englanti | Turkki |
---|---|
malware | kötü amaçlı yazılım |
other | diğer |
types | türleri |
question | konusu |
software | yazılım |
service | hizmet |
or | veya |
links | bağlantılar |
to | her |
through | aracılığıyla |
EN new malicious files detected every day
TR Her gün algılanan yeni kötü amaçlı yazılım sayısı
Englanti | Turkki |
---|---|
new | yeni |
every | her |
day | gün |
EN Lightweight and efficient online malware scanner that detects malware and hidden malicious processes that may be sneaking on your PC.
TR Bilgisayar?n?za s?zm?? zararl? yaz?l?mlar? tespit etmenin hafif ve etkili yolu.
Englanti | Turkki |
---|---|
lightweight | hafif |
efficient | etkili |
pc | bilgisayar |
and | ve |
EN Encrypt data flow on your website and prevent malicious individuals from obtaining sensitive information such as credit card numbers and membership information.
TR İnternet siteniz üzerindeki veri akışını şifreleyin ve art niyetli kişilerin kredi kartı numaları ve üyelik bilgisi gibi önemli bilgileri elde etmelerini engellin.
Englanti | Turkki |
---|---|
credit | kredi |
your website | siteniz |
on | üzerindeki |
membership | üyelik |
data | veri |
information | bilgileri |
flow | akışını |
and | ve |
as | gibi |
EN Using CAA can reduce the risk of unsolicited certificate issuance by malicious actors or honest error
TR CAA'nın kullanılması, kötü niyetli kişiler tarafından veya dürüst bir hata ile istenmeyen sertifika düzenlenmesi riskini azaltabilir
Englanti | Turkki |
---|---|
unsolicited | istenmeyen |
certificate | sertifika |
honest | dürüst |
error | hata |
using | kullanılması |
by | tarafından |
or | veya |
EN From that data, CrowdStrike can pull event data together and identify the presence of malicious activity.
TR CrowdStrike bu verilerden olay verilerini toplayabilmekte ve kötü niyetli etkinlikleri tespit edebilmektedir.
Englanti | Turkki |
---|---|
data | verilerini |
event | olay |
identify | tespit |
and | ve |
EN Some malicious rumours have it that this isn’t even proper beer – but those who make such uncharitable claims are probably simply from Düsseldorf
TR Bazı çekeyenler bunun gerçek bir bira olmadığını söylerler, çok muhtemeldir ki bunu diyenler Düsseldorflulardır
Englanti | Turkki |
---|---|
beer | bira |
some | bazı |
that | gerçek |
it | bunu |
EN Stay protected from malicious viruses, malware and dangerous websites.
TR Zararlı virüslere, kötü amaçlı ve tehlikeli web sitelerine karşı korunun.
Englanti | Turkki |
---|---|
viruses | virüslere |
and | ve |
dangerous | tehlikeli |
websites | web |
from | karşı |
EN Hunt down and prevent all types of malicious malware from transferring to and infecting your device.
TR Her tür kötü amaçlı yazılımın cihazınıza aktarılmasını ve bulaşmasını önleyin.
Englanti | Turkki |
---|---|
types | tür |
malware | kötü amaçlı yazılım |
prevent | önleyin |
device | cihaz |
and | ve |
to | her |
EN Instantly detect & block malicious websites and content to keep your personal information safe and secure.
TR Kişisel bilgilerinizi güvende ve koruma altında tutmak için kötü amaçlı web sitelerini ve içerikleri anında tespit edin ve engelleyin.
Englanti | Turkki |
---|---|
instantly | anında |
detect | tespit |
block | engelleyin |
personal | kişisel |
and | ve |
to keep | tutmak |
EN Block fake, ‘spoofed' & malicious websites as standard on Windows
TR Sahte, 'aldatıcı' ve kötü amaçlı web sitelerini Windows’da standart olarak engelleyin
Englanti | Turkki |
---|---|
block | engelleyin |
fake | sahte |
standard | standart |
as | olarak |
EN On Android it is possible to get malware from malicious apps - and even from apps from the Google Play Store.
TR Android’de, kötü amaçlı uygulamalardan ve hatta Google Play Store’dan indirilen uygulamalardan zararlı yazılım bulaşması ihtimali vardır.
Englanti | Turkki |
---|---|
and | ve |
play | play |
to | hatta |
is | vardır |
EN When your connection is encrypted no one interfere with your browsing, prevent you from accessing specific websites, replace website content or inject malicious code in your session.
TR ZenVPN'le bağlandığınızda, "engelli site" diye bir şey yoktur. Büyük Ağabey sizin ne yapmanıza izin verilip verilmeyeceğiyle ilgili fikirlerini münasip bir yerine sokabilir.
Englanti | Turkki |
---|---|
specific | ilgili |
no | yoktur |
website | site |
your | sizin |
in | bir |
EN Enforce definitive protection from malicious websites and online threats
TR Kötü amaçlı web sitelerinden ve çevrimiçi tehditlerden kesin koruma sağlayın
Englanti | Turkki |
---|---|
protection | koruma |
and | ve |
threats | tehditlerden |
online | çevrimiçi |
websites | web |
EN Malicious gamers regularly launch distributed denial of service (DDoS) attacks to disrupt your internet speed and connection to the server
TR Kötü niyetli oyuncular, internet hızınızı ve sunucuya olan bağlantınızı kesintiye uğratmak için düzenli olarak dağıtılmış hizmet reddi (DDoS) saldırıları başlatır
Englanti | Turkki |
---|---|
service | hizmet |
ddos | ddos |
internet | internet |
distributed | dağıtılmış |
speed | hız |
connection | bağlantı |
of | in |
server | sunucuya |
to | için |
regularly | düzenli olarak |
and | ve |
the | olarak |
EN Third parties (e.g. your ISP, your employer) may have access to the resources you visit. Attackers can use this information to launch phishing attacks or inject malicious code.
TR Üçüncü şahıslar (örneğin ISS'niz, işvereniniz) ziyaret ettiğiniz kaynaklara erişebilir. Saldırganlar bu bilgileri kimlik avı saldırıları başlatmak veya kötü amaçlı kod enjekte etmek için kullanabilir.
Englanti | Turkki |
---|---|
access | erişebilir |
resources | kaynaklara |
information | bilgileri |
code | kod |
this | bu |
can use | kullanabilir |
or | veya |
visit | ziyaret |
EN Our nifty ad blocker feature CleanWeb blocks known malicious ads and adware from loading when you’re connected to the VPN.
TR Havalı reklam engelleyici özelliğimiz CleanWeb, VPN'ye bağlı olduğunuzda bilinen zararlı reklamların ve reklam yazılımlarının yüklenmesini engeller.
Englanti | Turkki |
---|---|
known | bilinen |
connected | bağlı |
ad | reklam |
and | ve |
ads | reklamlar |
EN Two-factor authentication (or 2FA in short) asks for an extra verification step when logging in. This boosts your security and prevents malicious actors from accessing your account even if they learn your password.
TR İki adımlı doğrulama (veya kısaca 2AD), giriş yaparken ekstra bir doğrulama adımı ister. Bu, güvenliğinizi artırır ve zararlı aktörlerin şifrenizi öğrenseler bile hesabınıza erişmesini engeller.
Englanti | Turkki |
---|---|
extra | ekstra |
security | güvenli |
actors | aktörlerin |
when | yaparken |
your account | hesabınıza |
this | bu |
step | adım |
account | hesabı |
or | veya |
verification | doğrulama |
even | bir |
EN The use of deepfake technology to manipulate video and audio for malicious purposes -- whether it's to stoke violence or defame politicians and journalists -- is becoming a real threat
TR Şiddeti beslemek veya politikacıları ve gazetecileri karalamak için olsun, kötü niyetli amaçlarla video ve ses manipülasyonu için deepfake teknolojisinin kullanımı gerçek bir tehdit haline gelmekte
Englanti | Turkki |
---|---|
video | video |
real | gerçek |
threat | tehdit |
use | kullanımı |
of | in |
or | veya |
is | olsun |
a | bir |
EN to detect fraud (to include, for example, performing identify checks or verify malicious IPs).
TR Hileli ödeme girişimlerinin tespit edilmesi (örneğin, kimlik denetimlerini gerçekleştirmeyi ve kötü amaçlı IP adreslerini doğrulmayı içerecek şekilde).
Englanti | Turkki |
---|---|
include | ve |
to | edilmesi |
for | şekilde |
EN (i) You may not store or transmit any viruses, malware, or other types of malicious software, or links to such software, through the Services.
TR (i) Hiçbir virüsü, kötü amaçlı yazılımı veya diğer zararlı yazılım türlerini ya da söz konusu yazılımların bağlantılarını saklayamaz veya Hizmetler üzerinden iletemezsiniz.
Englanti | Turkki |
---|---|
malware | kötü amaçlı yazılım |
other | diğer |
types | türlerini |
services | hizmetler |
such | bir |
or | veya |
software | yazılımı |
to | üzerinden |
links | bağlantılar |
EN We take specific measures to ensure respondents are not misled by surveys/forms/applications/questionnaires used for fraudulent or malicious purposes
TR Yanıtlayanlarımızın sahte ve kötü amaçlarla kullanılan anketler/formlar/başvurularla yanlış yönlendirilmesini önlemek için belirli önlemler alınmaktadır
Englanti | Turkki |
---|---|
surveys | anketler |
forms | formlar |
measures | önlemler |
used | kullanılan |
EN is intended to deceive or mislead respondents, including by linking to websites with malicious software such as malware;
TR Kötü amaçlı yazılım içeren web sitelerine yönlendirmek gibi yanıtlayanları kandırmayı veya yanlış yönlendirmeyi amaçlamak;
Englanti | Turkki |
---|---|
websites | web |
software | yazılım |
malware | kötü amaçlı yazılım |
or | veya |
as | gibi |
EN to detect fraud (to include, for example, performing identify checks or verify malicious IPs).
TR Hileli ödeme girişimlerinin tespit edilmesi (örneğin, kimlik denetimlerini gerçekleştirmeyi ve kötü amaçlı IP adreslerini doğrulmayı içerecek şekilde).
Englanti | Turkki |
---|---|
include | ve |
to | edilmesi |
for | şekilde |
EN (i) You may not store or transmit any viruses, malware, or other types of malicious software, or links to such software, through the Services.
TR (i) Hiçbir virüsü, kötü amaçlı yazılımı veya diğer zararlı yazılım türlerini ya da söz konusu yazılımların bağlantılarını saklayamaz veya Hizmetler üzerinden iletemezsiniz.
Englanti | Turkki |
---|---|
malware | kötü amaçlı yazılım |
other | diğer |
types | türlerini |
services | hizmetler |
such | bir |
or | veya |
software | yazılımı |
to | üzerinden |
links | bağlantılar |
EN We take specific measures to ensure respondents are not misled by surveys/forms/applications/questionnaires used for fraudulent or malicious purposes
TR Yanıtlayanlarımızın sahte ve kötü amaçlarla kullanılan anketler/formlar/başvurularla yanlış yönlendirilmesini önlemek için belirli önlemler alınmaktadır
Englanti | Turkki |
---|---|
surveys | anketler |
forms | formlar |
measures | önlemler |
used | kullanılan |
Näytetään 50 / 50 käännöstä