EN They paternalistically claim they are trying to protect us from ourselves or others, but in reality they are trying to protect themselves from our own exercise of liberty
{search} in Englanti voidaan kääntää seuraaviksi Turkki sanoiksi/lauseiksi:
EN They paternalistically claim they are trying to protect us from ourselves or others, but in reality they are trying to protect themselves from our own exercise of liberty
TR Bir baba içgüdüsüyle başkalarından bizleri korumaya çalıştıklarını iddia etmekteler, ancak aslında özgürlüğümüzü kullanma hakkımızdan kendilerini korumaya çalışmaktalar
Englanti | Turkki |
---|---|
others | başkaları |
us | bizleri |
but | ancak |
themselves | bir |
EN They paternalistically claim they are trying to protect us from ourselves or others, but in reality they are trying to protect themselves from our own exercise of liberty
TR Bir baba içgüdüsüyle başkalarından bizleri korumaya çalıştıklarını iddia etmekteler, ancak aslında özgürlüğümüzü kullanma hakkımızdan kendilerini korumaya çalışmaktalar
Englanti | Turkki |
---|---|
others | başkaları |
us | bizleri |
but | ancak |
themselves | bir |
EN Anything above 60 is typically considered a good score, but you likely want your score to be above 71 if you’re trying to stand out from your competitors.
TR 60'ın üzerindeki herhangi bir puan genellikle iyi bir puan olarak kabul edilir, ancak rakiplerinizden sıyrılmaya çalışıyorsanız puanınızın 71'in üzerinde olmasını isteyebilirsiniz.
Englanti | Turkki |
---|---|
typically | genellikle |
good | iyi |
to be | olmasını |
a | bir |
but | ancak |
to | herhangi |
EN Expressions are the most important building blocks of PHP. In PHP, almost anything you write is an expression. The simplest yet most accurate way to define an expression is "anything that has a value".
TR İfadeler, PHP'nin en önemli yapı taşlarındandır. PHP'de, hemen hemen yazdığınız her şey bir ifadedir. Bir ifadenin en basit ama en etkili tanımı şudur: "Bir değere sahip olan herşey".
Englanti | Turkki |
---|---|
building | yapı |
most | en |
important | önemli |
value | bir |
EN With Knovel, engineers get a comprehensive and reliable tool that helps them to avoid losing precious hours sifting through technical data, trying to validate its accuracy and integrating it into their workflow.
TR Knovel ile mühendisler teknik verileri eleyip doğru olduklarını onaylamak ve iş akışlarına entegre etmek için değerli saatlerini harcamaktan kurtulmalarını sağlayan kapsamlı ve güvenilir bir araca sahip olur.
Englanti | Turkki |
---|---|
knovel | knovel |
engineers | mühendisler |
precious | değerli |
technical | teknik |
data | verileri |
integrating | entegre |
comprehensive | kapsamlı |
and | ve |
a | bir |
reliable | güvenilir |
EN The time set in your system differs from your IP addresses time zone. You are possibly trying to hide your current location by anonymity means.
TR sizin bilgisayarda tanzim edilmiş saat sizin IP için saat bölgesinden ayrılır. Muhtemelen siz anonimlik araçları ile kendi bulunduğunuz yeri gizlemeye çalışıyorsunuz.
Englanti | Turkki |
---|---|
ip | ip |
anonymity | anonimlik |
set | ile |
to | için |
the | sizin |
EN The language set in your system and/or browser differs from the language of your IP address country. You are possibly trying to hide yourself by anonymity means.
TR Sistemde ve / veya tarayıcıda tanzim edilmiş dil sizin IP adresin ülkesinin dilinden farklıdır. Muhtemelen siz anonimlik araçları ile kendi bulunduğunuz yeri gizlemeye çalışıyorsunuz
Englanti | Turkki |
---|---|
browser | tarayıcı |
ip | ip |
anonymity | anonimlik |
in | da |
or | veya |
and | ve |
address | adresin |
set | ile |
EN Manufacturers are trying to shut down independent repair shops.
TR Üreticiler, bağımsız tamir mağazalarını kapatmaya çalışıyorlar.
Englanti | Turkki |
---|---|
independent | bağımsız |
repair | tamir |
EN Please log in with the correct account before trying again
TR Lütfen doğru hesapla giriş yaptıktan sonra tekrar dene
Englanti | Turkki |
---|---|
again | tekrar |
please | lütfen |
log | giriş |
the | sonra |
EN Keywords help you find out which queries users are trying to find you on the Internet.
TR Anahtar kelimeler, kullanıcıların internette sizi bulmaya çalıştığı sorguları bulmanıza yardımcı olur.
Englanti | Turkki |
---|---|
help | yardımcı |
keywords | anahtar |
users | kullanıcılar |
the | kelimeler |
on the internet | internette |
EN "The free events here in the summer are awesome, although trying to enjoy the park otherwise can be hard during tourist season. The beat time is fall or spring early in the morning- no one's there!"
TR "Bir çok sanat eserini görebileceğiniz bir açık hava müzesi demek yanlış olmaz. Yazın sıcaktan bunalan, kışın buz pateni yapmak isteyen, baharda ise canı canlı müzik çeken tüm Chicago’lular burada"
Englanti | Turkki |
---|---|
free | açık |
summer | yaz |
ones | bir |
to | tüm |
is | hava |
EN Word Experienced an Error Trying to Open the File
TR Word Dosyayı Açmaya Çalışırken Bir Hata Yaşadı
Englanti | Turkki |
---|---|
error | hata |
word | word |
file | dosyayı |
EN Meryem is a young refugee woman trying to stay healthy with her three children amidst the coronavirus the pandemic
TR Meryem, pandemide 3 çocuğuyla beraber sağlıklı kalmaya çalışan genç bir mülteci kadın
Englanti | Turkki |
---|---|
refugee | mülteci |
woman | kadın |
healthy | sağlıklı |
young | genç |
a | bir |
with | beraber |
EN After a few months of trying to achieve social and academic goals at university and failing, I fell deeper into depression
TR Üniversitede birkaç ay sosyal ve akademik hedeflere ulaşmaya çalışıp başarısız olduktan sonra, daha da derin bir depresyona girdim
Englanti | Turkki |
---|---|
months | ay |
social | sosyal |
academic | akademik |
deeper | derin |
and | ve |
a | birkaç |
EN Confide in another personLet somebody you trust know that you are struggling with this addiction, and that you are trying to change your behavior
TR Başka bir kişiye güvenmekGüvendiğiniz birinin bu bağımlılıkla mücadele ettiğinizi ve davranışınızı değiştirmeye çalıştığınızı bilmesini sağlayın
Englanti | Turkki |
---|---|
another | başka |
behavior | davranışı |
this | bu |
and | ve |
to | bir |
EN If you are a small business trying to scale up, boosting your brand’s credibility is essential
TR Eğer büyümeyi hedefleyen küçük bir işletmeyseniz, markanızın güvenilirliğini artırmak çok önemlidir
Englanti | Turkki |
---|---|
small | küçük |
business | iş |
if | eğer |
a | bir |
to | e |
EN If you've been trying to tackle knowledge management inside your company, you've already been put in front of a knowledge base also known as a knowledge management system
TR Şirketinizde bilgi yönetimiyle uğraşmaya çalışıyorsanız, zaten bilgi yönetim sistemi olarak da bilinen bir bilgi tabanının önüne geçmişsinizdir
Englanti | Turkki |
---|---|
been | ne |
knowledge | bilgi |
base | tabanı |
known | bilinen |
system | sistemi |
management | yönetim |
in | da |
a | bir |
already | zaten |
EN Note that some browsers and devices cache intermediate certificates in case they are not found while trying to connect to the site
TR Bazı tarayıcıların ve cihazların siteye bağlanmaya çalışırken bulunmaması durumunda ara sertifikaları önbelleğe aldığını unutmayın
Englanti | Turkki |
---|---|
devices | cihazlar |
certificates | sertifikaları |
and | ve |
browsers | tarayıcılar |
some | bazı |
site | siteye |
EN This means that if you want to use your revised certificate for authentication, you must export your new public key and provide it to the service you are trying to authenticate.
TR Bu, yeniden düzenlenen sertifikanızı kimlik doğrulama için kullanmak istiyorsanız, yeni genel anahtarınızı dışa aktarmanız ve kimlik doğrulamaya çalıştığınız hizmete sağlamanız gerektiği anlamına gelir.
Englanti | Turkki |
---|---|
export | dışa |
public | genel |
if you want | istiyorsanız |
new | yeni |
key | anahtar |
this | bu |
authentication | kimlik doğrulama |
and | ve |
to use | kullanmak |
certificate | doğrulama |
EN Which title you were trying to buy.
TR Hangi başlığı almaya çalışıyordun?
Englanti | Turkki |
---|---|
buy | al |
EN The promo code you were trying to use
TR Kullanmaya çalıştığın promosyon kodu
Englanti | Turkki |
---|---|
promo | promosyon |
code | kodu |
to use | kullanmaya |
EN People all around the world are trying to understand young people and their views
TR “Gençler tüm dünyada daha iyi anlaşılmaya çalışılan bir grup
Englanti | Turkki |
---|---|
all | tüm |
world | dünyada |
young | genç |
and | bir |
EN Honey with great booty and hips trying bikinis non-nude
TR Rus büyük kavun kraliçesi yana pt.1
Englanti | Turkki |
---|---|
great | büyük |
EN Angel with great haunches and gazoo trying leggings non-nude
TR Lezbo büyük whoppers transeksüel hentai cowgirls sahip üçlü Seks
Englanti | Turkki |
---|---|
great | büyük |
EN Trying to show bumpers during the time that talking to roommate
TR Sallynin kısa sürede eskimiş büyük billibongları bu disket ramrodunu zorlaştırıyor
Englanti | Turkki |
---|---|
time | sürede |
EN Over the last years, UNFPA has been trying different methods, such as peer education, theatre based trainings, edutainment activities etc
TR Son yıllarda da cinsel sağlık ve üreme sağlığı konusundaki bilgilerini geliştirmek için farklı gençlik gruplarına ulaşarak, onlarla birlikte akran eğitimi, tiyatro temelli eğitimler, eğitici eğlence faaliyetleri vb
Englanti | Turkki |
---|---|
last | son |
years | yıllarda |
peer | akran |
education | eğitimi |
theatre | tiyatro |
based | temelli |
activities | faaliyetleri |
different | farklı |
as | birlikte |
etc | ve |
EN She says she is trying to support her son to get over his psychological problems
TR Oğluna, psikolojik sıkıntılarını aşması için destek olmaya çalıştığını söylüyor
Englanti | Turkki |
---|---|
get | al |
psychological | psikolojik |
is | olmaya |
support | destek |
his | in |
to | için |
EN She says she is trying to support her son to get over his psychological problems
TR Oğluna, psikolojik sıkıntılarını aşması için destek olmaya çalıştığını söylüyor
Englanti | Turkki |
---|---|
get | al |
psychological | psikolojik |
is | olmaya |
support | destek |
his | in |
to | için |
EN #SupportToLifeDuringPandemic Meryem is a young refugee woman trying to stay healthy with her three children amidst the coronavirus the pandemic
TR Muhammed, pandemi döneminde ihtiyaç sahiplerine destek olabilmek için başlattığımız kısa dönemli istihdam projemizin Adana’daki katılımcılarından biri
Englanti | Turkki |
---|---|
pandemic | pandemi |
to | için |
the | biri |
EN Currently manufacturing two models for Hyundai, Hyundai Assan is trying to go for the third. Ali Kibar, the Kibar Holding Chairman, said that they have been carrying out preliminary preparations with the Koreans.
TR Hyundai'nin iki modelini üreten Hyundai Assan, üçüncü model için atakta. Kibar Holding Başkanı Ali Kibar, Korelilerle "mutfak çalışması" yürüttüklerini söyledi.
Englanti | Turkki |
---|---|
models | model |
hyundai | hyundai |
assan | assan |
ali | ali |
kibar | kibar |
holding | holding |
third | üçüncü |
EN What Is Market Timing: Trying to Find That Perfect Moment
TR Holochain (HOT) Nedir: Dağıtılmış İnternet için bir Çerçeve
Englanti | Turkki |
---|---|
to | için |
is | bir |
what | nedir |
EN If there is a task that requires the creation of new solutions based on related technologies or you are thinking about trying something new, we very much welcome such opportunities.
TR Teknolojilere dayalı yeni bir çözüm oluşturulması gereken bir iş varsa veya yeni bir şey denemek istiyorsanız fırsatlara daima açığız.
Englanti | Turkki |
---|---|
solutions | çözüm |
if | varsa |
something | bir şey |
or | veya |
that | şey |
a | bir |
new | yeni bir |
based | dayalı |
EN It is also trying to manoeuvre a bumpy geopolitical landscape and a possible slowdown in the global economy
TR Aynı zamanda, inişli çıkışlı bir jeopolitik manzarada ve küresel ekonomideki olası yavaşlama ortamında manevra yapmaya çalışıyor
Englanti | Turkki |
---|---|
global | küresel |
possible | olası |
and | ve |
the | aynı |
EN Trying to promote your handyman business? A well-designed logo will surely come in handy! Create yours today with these specialized templates.
TR Tamir işlerinizi tanıtmak mı istiyorsunuz? Titizlikle hazırlanmış bir logo, bu konuda çok yararlı olacak! Özel şablonlarımızı kullanarak logonuzu bugün oluşturun!
Englanti | Turkki |
---|---|
business | iş |
create | oluşturun |
will | olacak |
logo | logo |
today | bugün |
these | bu |
a | bir |
to | kullanarak |
EN We are trying to protect the Online Services
TR Ancak bunlar zaman zaman çeşitli nedenlerle kullanılamayabilir
Englanti | Turkki |
---|---|
to | e |
the | ancak |
are | bunlar |
EN As a team of SaaS founders, we've used many apps like Zoho Social, Hootsuite, and others. But trying the RADAAR is the BEST decision, we have taken so far.
TR Uzun zamandır farklı bir çok sosyal medya yönetim platformunu kullanma fırsatı buldum. Hootsuite'ten Buffer'a, Stackposts'tan, Social Champ'e birçok yazılımı denedim...Söylemeliyim ki, RADAAR taptaze yeni bir soluk!
Englanti | Turkki |
---|---|
social | sosyal |
many | birçok |
a | bir |
EN With Knovel, engineers get a comprehensive and reliable tool that helps them to avoid losing precious hours sifting through technical data, trying to validate its accuracy and integrating it into their workflow.
TR Knovel ile mühendisler teknik verileri eleyip doğru olduklarını onaylamak ve iş akışlarına entegre etmek için değerli saatlerini harcamaktan kurtulmalarını sağlayan kapsamlı ve güvenilir bir araca sahip olur.
Englanti | Turkki |
---|---|
knovel | knovel |
engineers | mühendisler |
precious | değerli |
technical | teknik |
data | verileri |
integrating | entegre |
comprehensive | kapsamlı |
and | ve |
a | bir |
reliable | güvenilir |
EN She says she is trying to support her son to get over his psychological problems
TR Oğluna, psikolojik sıkıntılarını aşması için destek olmaya çalıştığını söylüyor
Englanti | Turkki |
---|---|
get | al |
psychological | psikolojik |
is | olmaya |
support | destek |
his | in |
to | için |
EN She says she is trying to support her son to get over his psychological problems
TR Oğluna, psikolojik sıkıntılarını aşması için destek olmaya çalıştığını söylüyor
Englanti | Turkki |
---|---|
get | al |
psychological | psikolojik |
is | olmaya |
support | destek |
his | in |
to | için |
EN #SupportToLifeDuringPandemic Meryem is a young refugee woman trying to stay healthy with her three children amidst the coronavirus the pandemic
TR Muhammed, pandemi döneminde ihtiyaç sahiplerine destek olabilmek için başlattığımız kısa dönemli istihdam projemizin Adana’daki katılımcılarından biri
Englanti | Turkki |
---|---|
pandemic | pandemi |
to | için |
the | biri |
EN #SupportToLifeDuringPandemic Meryem is a young refugee woman trying to stay healthy with her three children amidst the coronavirus the pandemic
TR Muhammed, pandemi döneminde ihtiyaç sahiplerine destek olabilmek için başlattığımız kısa dönemli istihdam projemizin Adana’daki katılımcılarından biri
Englanti | Turkki |
---|---|
pandemic | pandemi |
to | için |
the | biri |
EN . Trying to throw an object that is not will result in a PHP Fatal Error.
TR alt sınıfının örneği olmalıdır. Bunu sağlamayan bir nesne oluşturmaya çalışmak (throw) ölümcül bir PHP hatasına yol açmaz.
Englanti | Turkki |
---|---|
object | nesne |
php | php |
that | bunu |
a | bir |
EN Manufacturers are trying to shut down independent repair shops.
TR Üreticiler, bağımsız tamir mağazalarını kapatmaya çalışıyorlar.
Englanti | Turkki |
---|---|
independent | bağımsız |
repair | tamir |
EN Note that some browsers and devices cache intermediate certificates in case they are not found while trying to connect to the site
TR Bazı tarayıcıların ve cihazların siteye bağlanmaya çalışırken bulunmaması durumunda ara sertifikaları önbelleğe aldığını unutmayın
Englanti | Turkki |
---|---|
devices | cihazlar |
certificates | sertifikaları |
and | ve |
browsers | tarayıcılar |
some | bazı |
site | siteye |
EN This means that if you want to use your revised certificate for authentication, you must export your new public key and provide it to the service you are trying to authenticate.
TR Bu, yeniden düzenlenen sertifikanızı kimlik doğrulama için kullanmak istiyorsanız, yeni genel anahtarınızı dışa aktarmanız ve kimlik doğrulamaya çalıştığınız hizmete sağlamanız gerektiği anlamına gelir.
Englanti | Turkki |
---|---|
export | dışa |
public | genel |
if you want | istiyorsanız |
new | yeni |
key | anahtar |
this | bu |
authentication | kimlik doğrulama |
and | ve |
to use | kullanmak |
certificate | doğrulama |
EN If you have multiple AWS accounts and teams, cloud setup and governance can be complex and time consuming, slowing down the very innovation you’re trying to speed up
TR Birden fazla AWS hesabınız veya ekibiniz varsa bulut kurulumu ve yönetişimi, karmaşık ve zaman alıcı olabilir, hızlandırmak istediğiniz yenilik sürecini yavaşlatabilir
Englanti | Turkki |
---|---|
setup | kurulumu |
complex | karmaşık |
time | zaman |
innovation | yenilik |
aws | aws |
multiple | birden fazla |
cloud | bulut |
to | alıcı |
if | varsa |
and | ve |
be | olabilir |
the | veya |
EN If you’re trying to visualize the frequency distribution of a piece of data, you’re likely working on a project, conducting a survey or otherwise visualizing statistics
TR Bir veri parçasının frekans dağılımını görselleştirmeye çalışıyorsanız, muhtemelen bir proje üzerinde çalışıyor, anket hazırlıyor veya istatistikleri görselleştiriyorsunuz
Englanti | Turkki |
---|---|
data | veri |
likely | muhtemelen |
project | proje |
survey | anket |
working | çalışıyor |
or | veya |
a | bir |
EN If you?re trying to stick to a budget then the rest of the party could travel in taxis, but you could need up to three cars depending on the size of your party and whether the groom gets a car too.
TR Bir bütçeye bağlı kalmaya çalışıyorsanız, grubun geri kalanı taksilerle seyahat edebilir, ancak partinizin büyüklüğüne ve damadın da araba alıp almamasına bağlı olarak en fazla üç araca ihtiyacınız olabilir.
Englanti | Turkki |
---|---|
could | olabilir |
size | büyüklüğüne |
budget | bütçeye |
in | da |
travel | seyahat |
need | ihtiyacınız |
to | geri |
car | araba |
a | bir |
depending | bağlı olarak |
and | ve |
EN This ranges from large German mail order companies to small medium-sized companies and even handicraft businesses that are trying to realize the five New Work principles
TR New Work ilkesini hayata geçirmeye çalışan firmaların yelpazesi; posta yoluyla satış yapan büyük Alman firmalarından, orta ölçekli küçük firmalara hatta esnaf ve zanaatkâr işletmelerine kadar uzanıyor
Englanti | Turkki |
---|---|
large | büyük |
small | küçük |
medium | orta |
posta | |
new | new |
work | iş |
that | hayata |
to | hatta |
companies | firmalar |
and | ve |
EN What would you like to achieve? I just hope that my work helps in some way to make people aware of what is going wrong in the world at the moment, and I’m trying to focus on finding small solutions. If that helps someone, then my work is worthwhile.
TR Neye ulaşmak istiyorsun? Gayet basit, benim çalışmamın şu anda dünyada nelerin ters gittiğine biraz dikkat çekmesini umut ediyorum ve küçük çözümlere kafa yoruyorum. Bunun herhangi birine faydası oluyorsa, verdiğim uğraşa değer.
Englanti | Turkki |
---|---|
just | basit |
hope | umut |
small | küçük |
what | nelerin |
at | de |
in the world | dünyada |
and | ve |
the | anda |
achieve | ulaşmak |
my | benim |
Näytetään 50 / 50 käännöstä