TR Reklam yok, spam yok, izleyici yok, talep yok, arka kapı yok, devlet gözetimi yok.
"tabi tutmak yok" en Turco se puede traducir en las siguientes palabras / frases en Inglés:
TR Reklam yok, spam yok, izleyici yok, talep yok, arka kapı yok, devlet gözetimi yok.
EN No ads, no spams, no trackers, no solicitations, no backdoor, free from government surveillance.
Turco | Inglés |
---|---|
reklam | ads |
yok | no |
devlet | government |
TR Not: Ahrefs’in backlink ve organik trafik ölçümlerinin tümü entegredir ve görüntüleme için etkinleştirilebilir. Artık verileri çapraz referansa tabi tutmak yok; önemsediğiniz SEO ölçümlerinin tümü tek bir yerde olacak.
EN Note: Ahrefs’ backlink and organic traffic metrics are all integrated and can be enabled for display. No more cross-referencing data; you’ll have all the SEO metrics that you care about in one place.
Turco | Inglés |
---|---|
not | note |
backlink | backlink |
organik | organic |
trafik | traffic |
tümü | all |
verileri | data |
çapraz | cross |
yok | no |
yerde | place |
TR Bilgiyi gizli tutmak ve sadece doğrudan erişim verilenlere erişebilir tutmak, çevrimiçi olarak saklanan içerik miktarı katlanarak artmaya devam ederken artan bir endişe haline geldi
EN Keeping information private and accessible only to those given direct access has become an increasing concern as the amount of content being stored online continues to increase exponentially
Turco | Inglés |
---|---|
gizli | private |
doğrudan | direct |
erişim | access |
çevrimiçi | online |
devam | continues |
artan | increasing |
TR Işığı dışarıda tutmak, ısıyı dışarıda tutmak
EN Letting the light in, keeping the heat out
TR Işığı dışarıda tutmak, ısıyı dışarıda tutmak
EN Letting the light in, keeping the heat out
TR Işığı dışarıda tutmak, ısıyı dışarıda tutmak
EN Letting the light in, keeping the heat out
TR Bilgiyi gizli tutmak ve sadece doğrudan erişim verilenlere erişebilir tutmak, çevrimiçi olarak saklanan içerik miktarı katlanarak artmaya devam ederken artan bir endişe haline geldi
EN Keeping information private and accessible only to those given direct access has become an increasing concern as the amount of content being stored online continues to increase exponentially
Turco | Inglés |
---|---|
gizli | private |
doğrudan | direct |
erişim | access |
çevrimiçi | online |
devam | continues |
artan | increasing |
TR Hesap yok, doğrulama yok, KYC yok. Kimse kripto paranızı bloke edemez.
EN No accounts, no verification, no KYC. No one can block your crypto.
Turco | Inglés |
---|---|
yok | no |
doğrulama | verification |
kimse | no one |
kripto | crypto |
TR Cüzdandaki temel özellikler için hesap yok, doğrulama yok, KYC yok. Kimse yatırımlarınızı bloke edemez.
EN No accounts, no verification, no KYC for basic features in the wallet. No one can block your funds.
Turco | Inglés |
---|---|
özellikler | features |
yok | no |
doğrulama | verification |
kimse | no one |
TR TrueMove3, geçmişteki ve gelecekteki tüm oyun algılayıcıları için yeni standardı belirliyor. Tüm hareketler için inanılmaz ölçüde doğru çapraz yerleştirme deneyimini yaşayın. Hızlandırma yok, takip hatası yok ve gecikme yok.
EN TrueMove3 sets the new standard for all gaming sensors in the past and the future. Experience incredibly accurate crosshair placement for all movements. No acceleration, no tracking errors, and no lag.
Turco | Inglés |
---|---|
gelecekteki | future |
tüm | all |
oyun | gaming |
standardı | standard |
hareketler | movements |
inanılmaz | incredibly |
yerleştirme | placement |
deneyimini | experience |
yok | no |
takip | tracking |
TR Hızlandırma yok, takip hatası yok ve gecikme yok.
EN No acceleration, no tracking errors, and no lag.
Turco | Inglés |
---|---|
yok | no |
takip | tracking |
ve | and |
TR Arabalardan herhangi birini, garantili en iyi fiyatlarla doğrudan listelenen tedarikçilerimizle ayırtın! İşaretleme yok, rezervasyon ücreti yok ve komisyon yok.
EN Book any of the cars directly with our listed suppliers at the best rates guaranteed! No mark-ups, no booking fees and no commission.
Turco | Inglés |
---|---|
doğrudan | directly |
listelenen | listed |
ücreti | fees |
ve | and |
komisyon | commission |
ın | of |
TR Sözleşme yok, gizli ücret yok ve kurulum ücreti yok
EN No contracts, no hidden charges, and no setup fees
Turco | Inglés |
---|---|
yok | no |
gizli | hidden |
ve | and |
kurulum | setup |
TR Sonix, ses ve video dosyalarını mümkün olduğunca hızlı, ağrısız ve güvenli hale getirir. Karmaşık iş akışları yok, insan müdahalesi yok, ve hile yok. Sadece hızlı, güvenebileceğiniz güvenli otomatik transkripsiyon.
EN Sonix makes transcribing audio and video files as fast, painless, and secure as possible. There are no complicated workflows, no human intervention, and no tricks. Just fast, secure automated transcription that you can depend on.
Turco | Inglés |
---|---|
ve | and |
hızlı | fast |
karmaşık | complicated |
yok | no |
insan | human |
sadece | just |
otomatik | automated |
TR Hesap yok, doğrulama yok, KYC yok. Kimse kriptonuzu engelleyemez.
EN No accounts, no verification, no KYC. No one can block your crypto.
TR Cüzdandaki temel özellikler için hesap yok, doğrulama yok, KYC yok. Kimse kriptonuzu engelleyemez.
EN No accounts, no verification, no KYC for basic features in the wallet. No one can block your funds.
TR Bu ülkelerde, oyuncuların Ürünlere eriştiği ülkenin veri koruma yasalarına eş değer yasalar bulunmayabilir ya da Avrupa yasasına tabi olan aktarmalar durumunda Avrupa Komisyonu (EC) tarafından verilen bir uygunluk kararına tabi olmayabilir
EN These countries may not have equivalent data protection laws to the country from where players access the Products or, in the case of transfers subject to European law, may not be subject to an adequacy decision by the European Commission (EC)
Turco | Inglés |
---|---|
veri | data |
koruma | protection |
avrupa | european |
komisyonu | commission |
TR Bir AWS müşterisinin PIPEDA, HIA veya diğer Kanada şehirlerine özgü gizlilik gereksinimlerine tabi olup olmaması veya tabi olma ölçütü, müşterinin yaptığı işe göre değişiklik gösterebilir.
EN Whether, and the extent to which, an AWS customer is subject to PIPEDA, HIA, or any other Canadian provincial privacy requirements may vary depending on the customer’s business.
Turco | Inglés |
---|---|
aws | aws |
hia | hia |
diğer | other |
kanada | canadian |
gizlilik | privacy |
gereksinimlerine | requirements |
olup | whether |
göre | depending |
TR Bir AWS müşterisinin PIPEDA, PHIPA veya diğer Kanada şehirlerine özgü gizlilik gereksinimlerine tabi olup olmaması veya tabi olma ölçütü, müşterinin yaptığı işe göre değişiklik gösterebilir
EN Whether, and the extent to which, an AWS customer is subject to PIPEDA, PHIPA, or any other Canadian provincial privacy requirements may vary depending on the customer’s business
Turco | Inglés |
---|---|
aws | aws |
diğer | other |
kanada | canadian |
gizlilik | privacy |
gereksinimlerine | requirements |
olup | whether |
göre | depending |
TR Yüzmek ya da balık tutmak için uygun olan binin üzerinde gölün yer aldığı Avrupa’nın en büyük göller yöresini keşfedin. Yüzer tatil eviniz için tekne kaptanı ehliyetine sahip olmanıza bile gerek yok.
EN Discover Europe’s largest inland water network with over 1,000 bathing and angling lakes. You don’t even need a boating licence for your floating holiday home.
Turco | Inglés |
---|---|
avrupa | europe |
keşfedin | discover |
tatil | holiday |
bile | even |
gerek | need |
yok | don’t |
TR ... ücretli planlarla aynıdır: günlük yok, engelleme yok, güçlü şifreleme.
EN ... are the same as on the paid plans: no logs, no blocks, strong encryption.
Turco | Inglés |
---|---|
ücretli | paid |
yok | no |
güçlü | strong |
şifreleme | encryption |
TR Gerçek 1'e 1 İzleme İzleme hatası yok. Tepki süresi gecikmesi yok.
EN True 1 to 1 tracking. No tracking errors. No response time delays.
Turco | Inglés |
---|---|
gerçek | true |
yok | no |
süresi | time |
TR Artık sorun yok. Artık sürpriz yok. Sadece sorunsuzca okutulan barkodlar.
EN No more issues. No more surprises. Just consistent scans.
Turco | Inglés |
---|---|
sorun | issues |
yok | no |
sadece | just |
TR Artık sorun yok. Artık sürpriz yok. Sadece sorunsuzca okutulan barkodlar.
EN No more issues. No more surprises. Just consistent scans.
Turco | Inglés |
---|---|
sorun | issues |
yok | no |
sadece | just |
TR ... ücretli planlarla aynıdır: günlük yok, engelleme yok, güçlü şifreleme.
EN ... are the same as on the paid plans: no logs, no blocks, strong encryption.
Turco | Inglés |
---|---|
ücretli | paid |
yok | no |
güçlü | strong |
şifreleme | encryption |
TR Aboneliğinizi istediğiniz zaman yükseltebilir, düşürebilir veya iptal edebilirsiniz. Sözleşme yok, gizli ücret yok. Ülkenize bağlı olarak ek vergiler uygulanabilir.
EN You can upgrade, downgrade, or cancel your subscription anytime. No contracts, no hidden charges. Additional taxes may apply depending on your country.
Turco | Inglés |
---|---|
veya | or |
iptal | cancel |
yok | no |
gizli | hidden |
ek | additional |
TR Bir iş planına bile ihtiyacınız yok, bir fikriniz varsa ve satış yapmaya başlamak istiyorsanız, önünüzde hiçbir engel yok.
EN You don’t even need a business plan – if you have an idea and want to start selling, there’s nothing standing in your way.
TR Coşkunu anlıyor olsak da kötüye kullanımı kontrol altında tutmak için ne sıklıkta bunu yapabileceğini kısıtlıyoruz.
EN While we appreciate your enthusiasm, in order to control abuse, we limit how often you can do this.
TR Daha önce SEO hakkında herhangi bir şey okuduysanız, endüstri jargonu kullanımının yaygın olduğunu bilirsiniz. Ancak şimdilik işleri basit tutmak için bilmeniz gereken birkaç anahtar terim ve kavram var.
EN If you've read anything about SEO before, you'll know there's lots of industry jargon. But to keep things simple for now, here are a few key terms and concepts you should know.
Turco | Inglés |
---|---|
seo | seo |
endüstri | industry |
basit | simple |
anahtar | key |
TR Veya, web sitesinin belirli bölümlerini hariç tutmak ve/veya dahil etmek için parametreleri ayarlayarak alakasız bölümlerin taranmasını tamamen atlayın.
EN Or skip crawling unrelated sections entirely by setting parameters to exclude and/or include certain website sections.
Turco | Inglés |
---|---|
veya | or |
belirli | certain |
dahil | include |
tamamen | entirely |
TR Rakiplerinizi kontrol altında tutmak mı istiyorsunuz?
EN Want to keep an eye on how your competitors are doing?
TR Bunun, yatırımlarınızı güvende tutmak için önemi büyüktür
EN It has essential meaning for keeping your funds safe
Turco | Inglés |
---|---|
için | for |
TR Üstün Windows antivirüs ürünümüz sizi fidye yazılımı, dosya kilitleyicileri ve korsanlar gibi tehditlere karşı korur. Kullanımı kolaydır ve PC'nizi güvende tutmak için arka planda sorunsuz bir şekilde çalışır.
EN Our top-rated Windows antivirus guards you from threats like ransomware, cryptolockers & hackers. It’s easy to use and runs seamlessly in the background to keep your PC safe.
Turco | Inglés |
---|---|
windows | windows |
antivirüs | antivirus |
sizi | you |
tehditlere | threats |
kullanımı | use |
pc | pc |
sorunsuz | seamlessly |
TR Her zaman bir backlink oluşturduğunuzda, raporlarınızı güncel tutmak için Backlink Tracker'a ekleyin.
EN Each time you have built a backlink add it to Backlink Tracker to keep your reports actual.
Turco | Inglés |
---|---|
zaman | time |
backlink | backlink |
tracker | tracker |
ekleyin | add |
raporları | reports |
TR 2005 yılında Federal İletişim Komisyonu, Açık İnternet Yönetmeliği'ni oluşturarak interneti tüketicilere açık tutmak için girişimde bulundu
EN In 2005, the Federal Communications Commission set out to keep the Internet open to consumers by establishing the Open Internet Order
Turco | Inglés |
---|---|
federal | federal |
komisyonu | commission |
açık | open |
interneti | internet |
TR Editörleri, yapımcıları ve personeli aynı sayfada tutmak için tüm düzenlemeler, vurgular, notlar ve yorumlarınızı tek bir merkezi konumda bulabilirsiniz.
EN With all your edits, highlights, notes, and comments in one central location to keep editors, producers, and staff on the same page.
Turco | Inglés |
---|---|
personeli | staff |
sayfada | page |
düzenlemeler | edits |
notlar | notes |
merkezi | central |
TR Kullanım takibi/zaman kayıtlarının tutulmasıTüm internet ve teknoloji kullanımınızın zaman kaydını tutmak, nasıl kullandığınıza dair bir bakış açısı kazanmanıza yardımcı olabilir
EN Tracking usage/keeping time logsKeeping a time log of all of all your internet and technology usage can help you gain perspective on how you are using
Turco | Inglés |
---|---|
takibi | tracking |
zaman | time |
internet | internet |
teknoloji | technology |
olabilir | can |
TR Paket kapasitenizi boşaltmak için bunları kendi platformunuzda analiz etmek veya bir üçüncü taraf uygulamasına yüklemek veya yalnızca verileri harici bir depolamada tutmak ve forms.app'dan silmek isteyebilirsiniz.
EN You may want to analyze them on your own platform or upload to a third-party application or just to keep data in an external storage and delete them from forms.app in order to free up your package capacity.
Turco | Inglés |
---|---|
paket | package |
taraf | party |
verileri | data |
harici | external |
app | app |
silmek | delete |
TR Ayrıca, önde gelen mobil cüzdan, çok para birimli bir kripto Cüzdan kullanıcılarının diğer kripto para birimlerini tutmak ve kullanmak istiyorlarsa ek cüzdan indirmelerine gerek olmayacağı anlamına gelir
EN Moreover, the leading mobile wallet is a multi-currency crypto wallet, which means that Trust Wallet users won't need to download additional wallets if they want to hold and use other cryptocurrencies
Turco | Inglés |
---|---|
ayrıca | moreover |
mobil | mobile |
cüzdan | wallet |
kripto | crypto |
diğer | other |
kullanmak | use |
ek | additional |
TR Birçok kişi kripto paralarını tutmak için Trust Cüzdan kullanıyor
EN A lot of people use Trust Wallet to hold their cryptocurrencies
Turco | Inglés |
---|---|
kişi | people |
trust | trust |
cüzdan | wallet |
kullanıyor | use |
TR Eğer (önerdiğimiz gibi) hosting ve alan adı servislerinizi tek bir sağlayıcı altında tutmak isterseniz, mevcut alan adınızı Atak Domain’e transfer edebilirsiniz
EN If you want to keep your hosting and domain services under one service provider (what we suggest), you can transfer your available domain name to Atak Domain
Turco | Inglés |
---|---|
eğer | if |
hosting | hosting |
sağlayıcı | provider |
altında | under |
transfer | transfer |
TR Tüm sertifika yaşam döngüsü boyunca TLS / SSL sertifikalarını yönetmek için kaynaklar ve araçlar ve ödüllü müşteri desteği ile müşterileriniz, web sitelerini güvende tutmak için GeoTrust’a güvenebilirler
EN With resources, tools, and award-winning customer support to manage TLS / SSL certificates throughout the entire certificate lifecycle, your customers can rely on GeoTrust to keep their websites safe
Turco | Inglés |
---|---|
tüm | entire |
ödüllü | award-winning |
desteği | support |
sitelerini | websites |
geotrust | geotrust |
TR Bizimle konakladığınızda sizi aktif tutmak için çok sayıda eğlenceli yöntemimiz var.
EN We have plenty of fun ways to keep you active when you stay with us.
Turco | Inglés |
---|---|
bizimle | with us |
aktif | active |
eğlenceli | fun |
TR Ön koltuktaki yolcular, tüm işlerini kolay erişilebilir bir yerde tutmak için Top Box?ın 8,5 metreküpünü kullanabilirler. Pratikliği ve erişilebilirliğine ek olarak, Top Box aynı zamanda
EN Front-seat passengers can use the 8.5 cubic litres of the Top Box to keep all their affairs within easy reach. In addition to its practicality and accessibility, the Top Box also contributes to the styling of the
Turco | Inglés |
---|---|
yolcular | passengers |
tüm | all |
TR E1 RGB kulaklık standı, değerli kulaklığınızı asmak ve el altında tutmak için çok önemli bir yer sağ...
EN The E1 RGB headset stand provides that all-important place to hang your precious headphone and to ke...
Turco | Inglés |
---|---|
rgb | rgb |
kulaklık | headset |
değerli | precious |
önemli | important |
yer | place |
TR Ödüllü antivirüs korumamız, zararlı tehditleri uzak tutmak için hızla çalışır.
EN Our award-winning antivirus protection is fast on the scene to keep harmful threats away.
Turco | Inglés |
---|---|
antivirüs | antivirus |
zararlı | harmful |
tehditleri | threats |
uzak | away |
hızla | fast |
TR Verilerinizi, internette gezinme faaliyetlerinizi ve konumunuzu güvende tutmak için kapsamlı korumamızdan faydalanın.
EN Take full advantage of our comprehensive protection to shield your data, browsing activities and location.
Turco | Inglés |
---|---|
verilerinizi | your data |
gezinme | browsing |
faaliyetlerinizi | activities |
TR Kişisel bilgilerinizi güvende ve koruma altında tutmak için kötü amaçlı web sitelerini ve içerikleri anında tespit edin ve engelleyin.
EN Instantly detect & block malicious websites and content to keep your personal information safe and secure.
Turco | Inglés |
---|---|
kişisel | personal |
sitelerini | websites |
anında | instantly |
tespit | detect |
engelleyin | block |
TR Yeni taleplere yetişmek ve cihazları güvenli halde tutmak istiyorsanız, çalışanların kullandığı cihazlarda her daim güvenlik güncellemeleri yapmalısınız.
EN If you’re going to keep pace with new demands and keep devices secure, upgrade the devices workers use day in and day out.
Turco | Inglés |
---|---|
yeni | new |
ve | and |
cihazlarda | devices |
TR Sınır tanımayan ve sizi teknolojinin ön saflarında tutmak için gelecekteki veri yakalama ihtiyaçlarını öngören bir Zebra anlayışıyla korunuyorsunuz
EN You’re safeguarded by a Zebra mindset that accepts no limitations and anticipates future data capture needs to keep you at the forefront of technology
Turco | Inglés |
---|---|
sizi | you |
gelecekteki | future |
veri | data |
yakalama | capture |
zebra | zebra |
ihtiyaçları | needs |
Mostrando 50 de 50 traducciones