TR Türkiye’nin öncü sanayi kuruluşlarından biri olarak yaşadığımız dünyaya, ülkemize, çalışanlarımıza ve paydaşlarımıza yönelik fayda üretme ve teknolojiyi fayda yaratma için kullanma sorumluluğumuzu devam ettireceğiz.
TR Türkiye’nin öncü sanayi kuruluşlarından biri olarak yaşadığımız dünyaya, ülkemize, çalışanlarımıza ve paydaşlarımıza yönelik fayda üretme ve teknolojiyi fayda yaratma için kullanma sorumluluğumuzu devam ettireceğiz.
EN As one of Turkey’s leading industrial enterprises, we will continue to fulfill our responsibility to provide benefits to our world, our country, our employees, and our stakeholders and use technology for this purpose.
Turco | Inglés |
---|---|
türkiye | turkey |
sanayi | industrial |
teknolojiyi | technology |
devam | continue |
TR “Sıra dışı ve markaya özel kayıtlar için inanılmaz fayda sağlıyor. Bu şirketin en ilginç yanı, kayıtlarınızın hareketli, ilgi çekici, ilham verici, güç katan ve önemli hale getirmenize yardımcı olan araçlar sunması.”
EN “Incredible for extraordinary, brand explicit recordings. The primary concern which makes this organization interesting is that they help to make your recordings moving, compelling, inspirational, empowering, significant and important.”
Turco | Inglés |
---|---|
inanılmaz | incredible |
ilginç | interesting |
çekici | compelling |
olan | is |
TR Ülke sınırları içinde ve dışında, sahada aktif olarak rol oynayan bu kuvvetlere çözümler sağlıyor olmamız, yaptığımız her şeyin, operasyonel geçerliliğinin olmasını sağlıyor.
EN Providing solutions for these forces, who are engaged in operations both within and outside the borders of our country, ensures that everything we do has operational validity.
Turco | Inglés |
---|---|
aktif | engaged |
çözümler | solutions |
yaptığımız | we do |
operasyonel | operational |
TR Elsevier, kurumlar ve profesyonellerin insanlığa fayda sağlamak üzere sağlık sektörünün geliştirmesi, bilimi açık hale getirmesi ve performansı artırmasına yardımcı olan küresel bir bilgi analiz şirketidir
EN Elsevier is a global information analytics business that helps institutions and professionals advance healthcare, open science and improve performance for the benefit of humanity
Turco | Inglés |
---|---|
elsevier | elsevier |
fayda | benefit |
sağlık | healthcare |
açık | open |
performansı | performance |
olan | is |
küresel | global |
analiz | analytics |
TR Birlikte çalışarak daha kapsayıcı, ortak çalışmaya dayalı ve şeffaf bir araştırma dünyası oluşturabiliriz. Açık bilimin araştırmalara ve topluma fayda sağlayacağına ve araştırma performansını artıracağına inanıyoruz.
EN Working together, we can achieve a more inclusive, collaborative and transparent world of research. We believe open science can benefit research and society and drive research performance.
Turco | Inglés |
---|---|
daha | more |
kapsayıcı | inclusive |
ortak | collaborative |
şeffaf | transparent |
dünyası | world |
açık | open |
fayda | benefit |
inanıyoruz | we believe |
TR Knovel, kullanıcılara aşağıdaki konularda yardımcı olarak kurumların üretkenliğinin artırmasına, eğitimi geliştirmesine, riski azaltmasına ve iş performansını optimize etmesine fayda sağlar:
EN Knovel helps organisations to increase productivity, improve education, minimise risk and optimise business performance by helping users to:
Turco | Inglés |
---|---|
knovel | knovel |
kullanıcılara | users |
eğitimi | education |
riski | risk |
TR 12 ay boyunca belirli bir anahtar kelimenin ortalama aylık arama sayısı. Anahtar kelimenin değerini tahmin edin ve sıralamalarınız için fayda sağlayın.
EN The average number of monthly searches of a particular keyword over 12 months. Estimate the keyword’s value and benefit for your rankings.
Turco | Inglés |
---|---|
belirli | particular |
anahtar | keyword |
ortalama | average |
arama | searches |
tahmin | estimate |
fayda | benefit |
TR En iyi araçlar ve veriler, nasıl kullanılacakları bilinmezse hiçbir fayda sağlamaz. Ahrefs hakkında daha fazla bilgi edinmek ve dijital pazarlamada kendinizi geliştirmek için eğitim videolarımıza göz atın.
EN The best tools and data are worth nothing if you don’t know how to use them. Browse our video tutorials to learn more about Ahrefs and get better at digital marketing.
Turco | Inglés |
---|---|
araçlar | tools |
ahrefs | ahrefs |
TR Tedarik zincirinizdeki tüm taraflarla beraber Fayda Paylaşımı Erişimine bağlılık.
EN Commitment to the Access of Benefit Sharing with all the parties in your supply chain.
Turco | Inglés |
---|---|
tedarik | supply |
tüm | all |
fayda | benefit |
paylaşımı | sharing |
TR Bane NOR ayrıca acil durum müdahalecileri için görsel bir yardım olarak oyundan ek fayda sağladı
EN Bane NOR has also gotten additional benefit from the game as a visual aid for emergency responders
Turco | Inglés |
---|---|
ayrıca | also |
görsel | visual |
yardım | aid |
ek | additional |
fayda | benefit |
TR "Venice Beach ve Santa Monica’nın aksine turistin az, semt sakinin daha çok olduğu plaj. Park yeri bulmaz zor, bir de yanınızda su ve atıştırmalık götürmenizde fayda var."
EN "One of best beaches in LA if you are looking for less people and more pubs and restaurants that is gonna be perfect choice!"
Turco | Inglés |
---|---|
az | less |
TR ARBOR Fayda Tasarımı Kurucusu ve Hayata Destek Derneği Yönetim Kurulu Üyesidir
EN She is the founder of ARBOR Utility Design and Board Member of Support to Life
Turco | Inglés |
---|---|
tasarımı | design |
kurucusu | founder |
ve | and |
destek | support |
kurulu | board |
TR Ekonomik ve sosyal kalkınma konularında kamu ve özel sektördeki birikimini iş birlikleri kurgulama odağında kullanarak ortak değer yaratma amaçlı fayda tasarımı üzerinde çalışmaktadır
EN She uses her experience in public and private sector on economic and social development issues with a focus on construction of business collaborations and works on utility design to create common value
Turco | Inglés |
---|---|
ekonomik | economic |
ve | and |
sosyal | social |
özel | private |
değer | value |
TR Fakat kuşkusuz olarak ,FCC bu yönetmelikleri uygulayarak, tüketicilere fayda sağlayan çevrimiçi ve ağ hizmetlerinin yaratılmasını engellemiştir.
EN By imposing these regulations, however, the FCC undoubtedly prevented online and network services from being created and benefiting consumers.
Turco | Inglés |
---|---|
fakat | however |
fcc | fcc |
çevrimiçi | online |
TR Özellikle yeni girişimcilerin ve startup konsepti ile çalışan işletmelerin Instagram?ı daha aktif kullandığını da belirtmekte fayda var
EN New entrepreneurs and businesses based on the startup concept particularly tend to use Instagram actively
Turco | Inglés |
---|---|
yeni | new |
konsepti | concept |
işletmelerin | businesses |
aktif | actively |
TR Nano işlemlerin hızı, geniş bir finansal uygulama yelpazesinde geniş bir fayda sağlar
EN The speed of Nano transactions provides broad utility across a wide spectrum of financial applications
Turco | Inglés |
---|---|
işlemlerin | transactions |
hızı | speed |
finansal | financial |
uygulama | applications |
sağlar | provides |
TR Bu nedenle ICON Project, şirketlere yönelik farklı uygulamalar arasında bir köprü görevi görmek ve aynı zamanda genel anlamda fayda sağlamak amacıyla, akıllı kontratla uyumlu açık bir blockchain olarak yaratılmıştır.
EN Thus, the ICON Project was born to act as a bridge between various implementations of enterprise solutions, while also providing the benefits of a general purpose, smart contract enabled, public blockchain platform.
Turco | Inglés |
---|---|
farklı | various |
akıllı | smart |
blockchain | blockchain |
TR Ayrıca, günlük kullanımının Latin Amerika ülkesindeki işletmelere, bireylere ve kamu sektörü hizmetlerine fayda sağlaması beklenmektedir.
EN In addition, its everyday use is expected to benefit businesses, individuals, and public sector services in the Latin American country.
Turco | Inglés |
---|---|
ayrıca | in addition |
günlük | everyday |
latin | latin |
amerika | american |
işletmelere | businesses |
ve | and |
kamu | public |
hizmetlerine | services |
fayda | benefit |
TR Dijitalleşme, endüstriyel ekipman işinizde nasıl fayda sağlar?
EN How digitalization helps your industrial equipment business
Turco | Inglés |
---|---|
endüstriyel | industrial |
ekipman | equipment |
nasıl | how |
TR Çok Kötü Değil! Ancak bu durumu düzeltmeniz seo açısından fayda sağlayacaktır. İdeal bir site açıklaması 70 ile 160 karakter arasında olmalı ve sayfa içeriği hakkında kullanıcılara özet bilgi vermelidir.
EN Ideally, your meta description should contain between 70 and 160 characters (spaces included). Use word counter tool to calculate text length.
Turco | Inglés |
---|---|
karakter | characters |
olmalı | should |
TR Siteniz için kapsamlı bir Seo raporu hazırlar ve arama motorlarında yükselmeniz için fayda sağlar.
EN Get a full website review absolutly free.
Turco | Inglés |
---|---|
kapsamlı | full |
bir | a |
TR Avrupa Doğayı Koruma Derneği (EOCA), vahşi doğada biyolojik çeşitliliğe fayda sağlayan projeleri finanse etmek için hibe programı başlattı.
EN The European Outdoor Conservation Association (EOCA) is inviting applications for its grant programme to fund projects which benefit biodiversity in a wild landscape.
Turco | Inglés |
---|---|
avrupa | european |
koruma | conservation |
derneği | association |
fayda | benefit |
projeleri | projects |
hibe | grant |
TR Pandemi, bizlere işlerimizi hızlı bir şekilde yeniden inşa etme ve dijitalleşme süreçlerine ivme kazandırma açısından fayda yarattı
EN The pandemic has helped us rebuild our business operations quickly and accelerate digitalization processes
Turco | Inglés |
---|---|
pandemi | pandemic |
TR Eğitim alanında yapılan toplumsal fayda yatırımları ile çocukların eğitime erişim imkanlarını geliştiriyoruz
EN Through social benefit investments in the field of education, we improve children's access to education
Turco | Inglés |
---|---|
eğitim | education |
toplumsal | social |
fayda | benefit |
erişim | access |
TR Almanya’dan bu genç kadın ve erkekler 2022’de dikkatleri üzerlerine çekme şansına sahip. İsimlerini hatırlamakta fayda var.
EN For his song “Not Angry”, Chris James shot a video in his grandma’s garden in Hilden. It has now gone viral in China. How did that happen?
TR Güzellik teknolojisindeki son gelişmeleri bir araya getiren UFO™, maksimum etki ve fayda için değerli cilt bakım aktif bileşenlerini anında cildin derinliklerine ulaştırır.
EN With a fusion of the latest technology advancements in beauty-tech, UFO™ instantly pushes precious skincare active ingredients deeper into the skin for maximum effect and benefits.
Turco | Inglés |
---|---|
güzellik | beauty |
son | latest |
maksimum | maximum |
etki | effect |
değerli | precious |
cilt | skin |
aktif | active |
TR Elsevier, kurumlar ve profesyonellerin insanlığa fayda sağlamak üzere sağlık sektörünün geliştirmesi, bilimi açık hale getirmesi ve performansı artırmasına yardımcı olan küresel bir bilgi analiz şirketidir
EN Elsevier is a global information analytics business that helps institutions and professionals advance healthcare, open science and improve performance for the benefit of humanity
Turco | Inglés |
---|---|
elsevier | elsevier |
fayda | benefit |
sağlık | healthcare |
açık | open |
performansı | performance |
olan | is |
küresel | global |
analiz | analytics |
TR Birlikte çalışarak daha kapsayıcı, ortak çalışmaya dayalı ve şeffaf bir araştırma dünyası oluşturabiliriz. Açık bilimin araştırmalara ve topluma fayda sağlayacağına ve araştırma performansını artıracağına inanıyoruz.
EN Working together, we can achieve a more inclusive, collaborative and transparent world of research. We believe open science can benefit research and society and drive research performance.
Turco | Inglés |
---|---|
daha | more |
kapsayıcı | inclusive |
ortak | collaborative |
şeffaf | transparent |
dünyası | world |
açık | open |
fayda | benefit |
inanıyoruz | we believe |
TR Knovel, kullanıcılara aşağıdaki konularda yardımcı olarak kurumların üretkenliğinin artırmasına, eğitimi geliştirmesine, riski azaltmasına ve iş performansını optimize etmesine fayda sağlar:
EN Knovel helps organisations to increase productivity, improve education, minimise risk and optimise business performance by helping users to:
Turco | Inglés |
---|---|
knovel | knovel |
kullanıcılara | users |
eğitimi | education |
riski | risk |
TR Outdoor Conservation Association (EOCA) – Avrupa Doğayı Koruma Derneği, vahşi ortamda biyolojik çeşitliliğe fayda sağlayan projeleri finanse etmeyi amaçlıyor.
EN Outdoor Conservation Association (EOCA) aims to fund projects which benefit biodiversity in a wild landscape.
Turco | Inglés |
---|---|
koruma | conservation |
derneği | association |
fayda | benefit |
projeleri | projects |
TR Avrupa Doğayı Koruma Derneği (EOCA), vahşi doğada biyolojik çeşitliliğe fayda sağlayan projeleri finanse etmek için hibe programı başlattı.
EN The European Outdoor Conservation Association (EOCA) is inviting applications for its grant programme to fund projects which benefit biodiversity in a wild landscape.
Turco | Inglés |
---|---|
avrupa | european |
koruma | conservation |
derneği | association |
fayda | benefit |
projeleri | projects |
hibe | grant |
TR Almanya’dan bu genç kadın ve erkekler 2022’de dikkatleri üzerlerine çekme şansına sahip. İsimlerini hatırlamakta fayda var.
EN These young men and women could attract attention in Germany in 2022. You should make a note of their names.
Turco | Inglés |
---|---|
almanya | germany |
genç | young |
kadın | women |
erkekler | men |
TR Fakat kuşkusuz olarak ,FCC bu yönetmelikleri uygulayarak, tüketicilere fayda sağlayan çevrimiçi ve ağ hizmetlerinin yaratılmasını engellemiştir.
EN By imposing these regulations, however, the FCC undoubtedly prevented online and network services from being created and benefiting consumers.
Turco | Inglés |
---|---|
fakat | however |
fcc | fcc |
çevrimiçi | online |
TR Edge bilişimin işletmenize nasıl fayda sağlayabileceğini hemen öğrenin.
EN Learn how edge computing can benefit your business today.
Turco | Inglés |
---|---|
edge | edge |
nasıl | how |
fayda | benefit |
öğrenin | learn |
TR Craftgate, içerdiği birçok 'best practice' ile işletmenize finansal fayda sağlar, size kazandırdığından çok daha az ödersiniz
EN Craftgate provides financial benefits to your business with many “best practices” it includes, and you pay much less than what you earn
Turco | Inglés |
---|---|
craftgate | craftgate |
finansal | financial |
sağlar | provides |
size | you |
TR Diğer kar amacı gütmeyen kuruluşlara fayda sağlayabilecek bir vaka çalışması veya referans oluşturmak amacıyla alıcı kuruluşlardan monday.com'a bilgi vermelerini talep edilmektedir.
EN We ask recipient organizations to provide information to monday.com for the purposes of creating a case study or testimonial that can benefit other nonprofits.
Turco | Inglés |
---|---|
diğer | other |
fayda | benefit |
vaka | case |
veya | or |
bilgi | information |
TR 12 ay boyunca belirli bir anahtar kelimenin ortalama aylık arama sayısı. Anahtar kelimenin değerini tahmin edin ve sıralamalarınız için fayda sağlayın.
EN The average number of monthly searches of a particular keyword over 12 months. Estimate the keyword’s value and benefit for your rankings.
Turco | Inglés |
---|---|
belirli | particular |
anahtar | keyword |
ortalama | average |
arama | searches |
tahmin | estimate |
fayda | benefit |
TR "Venice Beach ve Santa Monica’nın aksine turistin az, semt sakinin daha çok olduğu plaj. Park yeri bulmaz zor, bir de yanınızda su ve atıştırmalık götürmenizde fayda var."
EN "Unlike other major CA beaches, Hermosa beach offers tons of cool bars, restaurants and shops that the local can enjoy and within walking distance from the beach. Only drawback is the parking :("
Turco | Inglés |
---|---|
yeri | local |
TR "Venice Beach ve Santa Monica’nın aksine turistin az, semt sakinin daha çok olduğu plaj. Park yeri bulmaz zor, bir de yanınızda su ve atıştırmalık götürmenizde fayda var."
EN "Unlike other major CA beaches, Hermosa beach offers tons of cool bars, restaurants and shops that the local can enjoy and within walking distance from the beach. Only drawback is the parking :("
Turco | Inglés |
---|---|
yeri | local |
TR "Venice Beach ve Santa Monica’nın aksine turistin az, semt sakinin daha çok olduğu plaj. Park yeri bulmaz zor, bir de yanınızda su ve atıştırmalık götürmenizde fayda var."
EN "Unlike other major CA beaches, Hermosa beach offers tons of cool bars, restaurants and shops that the local can enjoy and within walking distance from the beach. Only drawback is the parking :("
Turco | Inglés |
---|---|
yeri | local |
TR "Venice Beach ve Santa Monica’nın aksine turistin az, semt sakinin daha çok olduğu plaj. Park yeri bulmaz zor, bir de yanınızda su ve atıştırmalık götürmenizde fayda var."
EN "Unlike other major CA beaches, Hermosa beach offers tons of cool bars, restaurants and shops that the local can enjoy and within walking distance from the beach. Only drawback is the parking :("
Turco | Inglés |
---|---|
yeri | local |
TR "Venice Beach ve Santa Monica’nın aksine turistin az, semt sakinin daha çok olduğu plaj. Park yeri bulmaz zor, bir de yanınızda su ve atıştırmalık götürmenizde fayda var."
EN "Unlike other major CA beaches, Hermosa beach offers tons of cool bars, restaurants and shops that the local can enjoy and within walking distance from the beach. Only drawback is the parking :("
Turco | Inglés |
---|---|
yeri | local |
TR "Venice Beach ve Santa Monica’nın aksine turistin az, semt sakinin daha çok olduğu plaj. Park yeri bulmaz zor, bir de yanınızda su ve atıştırmalık götürmenizde fayda var."
EN "Unlike other major CA beaches, Hermosa beach offers tons of cool bars, restaurants and shops that the local can enjoy and within walking distance from the beach. Only drawback is the parking :("
Turco | Inglés |
---|---|
yeri | local |
TR "Venice Beach ve Santa Monica’nın aksine turistin az, semt sakinin daha çok olduğu plaj. Park yeri bulmaz zor, bir de yanınızda su ve atıştırmalık götürmenizde fayda var."
EN "Unlike other major CA beaches, Hermosa beach offers tons of cool bars, restaurants and shops that the local can enjoy and within walking distance from the beach. Only drawback is the parking :("
Turco | Inglés |
---|---|
yeri | local |
TR "Venice Beach ve Santa Monica’nın aksine turistin az, semt sakinin daha çok olduğu plaj. Park yeri bulmaz zor, bir de yanınızda su ve atıştırmalık götürmenizde fayda var."
EN "Unlike other major CA beaches, Hermosa beach offers tons of cool bars, restaurants and shops that the local can enjoy and within walking distance from the beach. Only drawback is the parking :("
Turco | Inglés |
---|---|
yeri | local |
TR "Venice Beach ve Santa Monica’nın aksine turistin az, semt sakinin daha çok olduğu plaj. Park yeri bulmaz zor, bir de yanınızda su ve atıştırmalık götürmenizde fayda var."
EN "Unlike other major CA beaches, Hermosa beach offers tons of cool bars, restaurants and shops that the local can enjoy and within walking distance from the beach. Only drawback is the parking :("
Turco | Inglés |
---|---|
yeri | local |
TR Çok Kötü Değil! Ancak bu durumu düzeltmeniz seo açısından fayda sağlayacaktır. İdeal bir site açıklaması 70 ile 160 karakter arasında olmalı ve sayfa içeriği hakkında kullanıcılara özet bilgi vermelidir.
EN Ideally, your meta description should contain between 70 and 160 characters (spaces included). Use word counter tool to calculate text length.
Turco | Inglés |
---|---|
karakter | characters |
olmalı | should |
TR Kalite girişimlerine yatırım yapmanın ve kaliteyi güvenceye almanın fayda sağlamasının nedenleri.
EN Why investing in quality initiatives and securing quality pays off.
Turco | Inglés |
---|---|
ve | and |
TR Mezunlar ağının amacı iş bağlantılarının sürekliliğini destekleyerek Tetra Pak'ta kariyer sahibi olmanın kalıcı bir fayda oluşturmasını sağlamak ve profesyonel ilişkilerimizi daha da geliştirmektir.
EN Our aim for the Alumni network is to create a lasting benefit of a Tetra Pak career by supporting continued business connections and further building on our professional relationships.
Turco | Inglés |
---|---|
tetra | tetra |
kariyer | career |
kalıcı | lasting |
fayda | benefit |
profesyonel | professional |
TR Farklı üyelerin Yüksek Güçlerini nasıl anladıkları konusunda muazzam bir çeşitlilik vardır ve biz başkalarına onların deneyimlerini sormaktan fayda sağlarız
EN There is a tremendous diversity in how different members understand their Higher Power, and we benefit from asking others about their experiences
Turco | Inglés |
---|---|
farklı | different |
yüksek | higher |
çeşitlilik | diversity |
onların | their |
fayda | benefit |
Mostrando 50 de 50 traducciones