EN Google isn’t the only search engine around. By processing large amounts of clickstream data, we can estimate keyword volumes for places like YouTube, Amazon, Bing, Baidu, etc.
"isn" en Inglés se puede traducir en las siguientes palabras / frases en Turco:
EN Google isn’t the only search engine around. By processing large amounts of clickstream data, we can estimate keyword volumes for places like YouTube, Amazon, Bing, Baidu, etc.
TR Google, mevcut olan tek arama motoru değildir. Büyük miktarda tıklama verisi işleyerek YouTube, Amazon, Bing, Baidu, vb. sitelerin anahtar kelime hacimlerini tahmin edebiliriz.
Inglés | Turco |
---|---|
large | büyük |
data | verisi |
estimate | tahmin |
amazon | amazon |
etc | vb |
bing | bing |
engine | motoru |
can | edebiliriz |
around | de |
search | arama |
EN If your trial isn’t canceled within 7 days, we’ll automatically bill you for a regular monthly subscription
TR Deneme süreciniz 7 gün içinde iptal edilmezse, sizi otomatik şekilde normal bir aylık abonelik için faturalandırırız
Inglés | Turco |
---|---|
trial | deneme |
automatically | otomatik |
regular | normal |
monthly | aylık |
subscription | abonelik |
for | için |
days | gün |
EN Once you learn what’s working and what isn’t, have a look at our advice and suggestions on how to fix each issue. It’s all in the report.
TR Neyin işe yarayıp neyin yaramadığını anladığınızda problemlerin çözümüne dair tavsiye ve önerilerimize göz atın. Hepsi raporda yer alıyor.
Inglés | Turco |
---|---|
working | iş |
advice | tavsiye |
its | ne |
what | neyin |
at | göz |
in | yer |
EN It is important to install the addon even if Filterbypass isn't blocked at your location to ensure uninterrupted service in case it get blocked in the future.
TR Lokasyonunuzda Filterbypass engelli olmasa bile eklentiyi kuranız çok önemli kibu sayede kesintisiz hizmet alıp gelecek engellenmelerinizin önüne geçilsin.
Inglés | Turco |
---|---|
uninterrupted | kesintisiz |
service | hizmet |
get | al |
filterbypass | filterbypass |
important | önemli |
future | gelecek |
EN Millions of gadgets reach the end of their life every year. Recycling them isn’t nearly as effective as you’d think.
TR Her yıl milyonlarca cihaz kullanım ömrünün sonuna geliyor. Onları geri dönüştürmek sandığın kadar etkili bir şey değil.
Inglés | Turco |
---|---|
year | yıl |
effective | etkili |
the | değil |
them | onları |
of | her |
the end | sonuna |
EN legoktm isn't interested in or going to any events yet.
TR legoktm henüz bir etkinlikle ilgilenmiyor veya gitmiyor.
Inglés | Turco |
---|---|
legoktm | legoktm |
yet | henüz |
or | veya |
to | bir |
EN If we believe someone isn’t playing fairly and within the spirit of the guidelines then we’re entitled to ban that user at our sole discretion
TR Birinin adil oynamadığını düşündüğümüzde, kurallar doğrultusunda söz konusu kullanıcıyı tamamen kendi takdirimize bağlı olarak yasaklama hakkına sahibiz
Inglés | Turco |
---|---|
user | kullanıcı |
sole | tamamen |
we | sahibiz |
EN But writing and mailing paper invoices by hand isn’t the most efficient use of your time when you could be bringing in more business
TR Ancak basılı faturalar hazırlamak ve bunları posta yoluyla müşterilerinize göndermek çoğunlukla zaman kaybıdır
Inglés | Turco |
---|---|
time | zaman |
and | ve |
EN If needed or requested, Control Union can take samples and securely seal them in such a way that the sample isn?t contaminated with other substances that could influence the results of any laboratory analysis.
TR Gerekli görülmesi veya talep edilmesi halinde Control Union, numuneler alabilir ve bu numuneleri herhangi bir laboratuvar analiz sonucunu etkileyebilecek diğer maddelerle kontamine olmayacak biçimde güvenli bir şekilde mühürleyebilir.
Inglés | Turco |
---|---|
needed | gerekli |
can | alabilir |
other | diğer |
laboratory | laboratuvar |
analysis | analiz |
control | control |
union | union |
in | halinde |
securely | güvenli bir şekilde |
and | ve |
or | veya |
such | bu |
a | bir |
any | herhangi |
EN During the first 30 days for annual or 14 days for monthly subscriptions, if you decide TotalAV? isn't for you, we'll refund your subscription fees in full
TR Yıllık abonelikler için ilk 30 gün ve aylık abonelikler için ilk 14 gün içinde TotalAV? markasının size uygun olmadığına karar verirseniz abonelik ücretlerinizi tamamen iade edeceğiz
Inglés | Turco |
---|---|
subscription | abonelik |
totalav | totalav |
monthly | aylık |
annual | yıllık |
decide | karar |
first | ilk |
your | ve |
for | için |
EN “The capacity of the existing tunnel isn’t sufficient to drive enough trains” to meet passenger- and freight-transportation needs, Angeltveit explains
TR Angeltveit, "Mevcut tünelin kapasitesi, yolcu ve yük taşıma ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli miktarda tren kullanmak için yeterli değil" diye açıklıyor
Inglés | Turco |
---|---|
capacity | kapasitesi |
passenger | yolcu |
needs | ihtiyaçlarını |
meet | karşılamak |
drive | kullanmak |
and | ve |
existing | mevcut |
the | değil |
to | için |
enough | yeterli |
EN It's only for seven vehicles, but the irony here isn't lost on anyone.
TR Sebep ise kırılgan direksiyon üzeri amblemler.
Inglés | Turco |
---|---|
the | ise |
EN firenzeihl7 isn't interested in or going to any events yet.
TR firenzeihl7 henüz bir etkinlikle ilgilenmiyor veya gitmiyor.
Inglés | Turco |
---|---|
yet | henüz |
or | veya |
to | bir |
EN zeldman isn't interested in or going to any events yet.
TR zeldman henüz bir etkinlikle ilgilenmiyor veya gitmiyor.
Inglés | Turco |
---|---|
zeldman | zeldman |
yet | henüz |
or | veya |
to | bir |
EN Roguelazer isn't interested in or going to any events yet.
TR Roguelazer henüz bir etkinlikle ilgilenmiyor veya gitmiyor.
Inglés | Turco |
---|---|
yet | henüz |
or | veya |
to | bir |
EN Caring for planet Earth isn’t something we take lightly
TR Dünyamıza özen göstermek hafife aldığımız bir şey değil
Inglés | Turco |
---|---|
something | bir şey |
for | şey |
EN And we realize it isn’t just a matter of turning off lights or planting an organic garden, although these are important
TR Ve, sadece ışıkları kapatmak veya organik bahçeler yapmaktan, ki bunlar da önemli, daha fazlası olduğunun farkındayız
Inglés | Turco |
---|---|
organic | organik |
lights | ışıkları |
important | önemli |
and | ve |
or | veya |
are | bunlar |
EN If a traditional wedding isn't your style, choose to say I Do at Fairmont. You bring the love and our team will handle all the details for your intimate celebration. Then, let the honeymoon begin!
TR Eğer geleneksel bir düğün sizin tarzınız değilse, Fairmont’da Evet demeyi seçin. Siz aşkı getirin, ekibimiz samimi kutlamanız için tüm ayrıntıları düzenleyecektir. Ardından, balayı başlasın!
Inglés | Turco |
---|---|
traditional | geleneksel |
wedding | düğün |
style | tarz |
choose | seçin |
our team | ekibimiz |
honeymoon | balayı |
if | eğer |
at | de |
details | ayrıntıları |
love | aşk |
all | tüm |
a | bir |
bring | için |
EN This isn’t the $50,000 Bitcoin we predicted
TR Tahmin ettiğimiz 50.000 $'lık Bitcoin bu değil
Inglés | Turco |
---|---|
bitcoin | bitcoin |
this | bu |
the | değil |
EN chuyentactical isn't interested in or going to any events yet.
TR chuyentactical henüz bir etkinlikle ilgilenmiyor veya gitmiyor.
Inglés | Turco |
---|---|
yet | henüz |
or | veya |
to | bir |
EN chuyentactical isn't following anyone yet.
TR chuyentactical henüz kimseyi takip etmiyor.
Inglés | Turco |
---|---|
following | takip |
yet | henüz |
EN e1zauqd125 isn't following anyone yet.
TR e1zauqd125 henüz kimseyi takip etmiyor.
Inglés | Turco |
---|---|
following | takip |
yet | henüz |
EN e1zauqd125 isn't interested in or going to any events yet.
TR e1zauqd125 henüz bir etkinlikle ilgilenmiyor veya gitmiyor.
Inglés | Turco |
---|---|
yet | henüz |
or | veya |
to | bir |
EN While regulation isn't favorable, in the absence of competition it is necessary to have light regulation
TR Rekabet yokluğunda regülasyonun uygun olmamasıyla birlikte, hafif bir düzenlemeye sahip olmak da gereklidir
Inglés | Turco |
---|---|
competition | rekabet |
light | hafif |
in | da |
EN True industry-leading customer experience isn?t a vision. It?s a passion. A passion for our customers whose business is dependent on moving the right products to the right market at the right time.
TR Sektör lideri, gerçek bir müşteri deneyimi, bir vizyon değildir. Bir tutkudur. İşleri doğru ürünün, doğru pazara, doğru zamanda taşınmasına bağlı olan müşterilerimiz için bir tutku.
Inglés | Turco |
---|---|
experience | deneyimi |
vision | vizyon |
market | pazara |
time | zamanda |
industry | sektör |
leading | lideri |
our customers | müşterilerimiz |
true | gerçek |
at | de |
customer | müşteri |
EN This page isn't yet translated into
TR Bu sayfa henüz ****'ya çevrilmedi
Inglés | Turco |
---|---|
page | sayfa |
this | bu |
yet | henüz |
EN Your knowledge base isn't only helpful for your users, it's also useful for your leads and employees
TR Bilgi tabanınız yalnızca kullanıcılarınız için değil, aynı zamanda olası satışlarınız ve çalışanlarınız için de yararlıdır
Inglés | Turco |
---|---|
base | tabanı |
its | in |
helpful | yararlı |
and | ve |
users | kullanıcılar |
for | için |
EN Your QR Code may not be detected by a scanner because it’s blurry or there isn’t enough contrast between the Code and the background
TR QR Kodunuz bulanık olduğu veya Kod ile arka plan arasında yeterince kontrast olmadığı için QR Kodunuz algılanmayabilir
Inglés | Turco |
---|---|
qr | qr |
code | kod |
background | arka plan |
not | olmadığı |
or | veya |
its | ile |
EN The promo code has expired, or isn't active yet.
TR Promosyon kodu geçerliliğini yitirmiştir veya henüz aktif değildir.
Inglés | Turco |
---|---|
promo | promosyon |
code | kodu |
active | aktif |
yet | henüz |
or | veya |
EN Vitality for us isn't just a thought, it's a philosophy. Hear from Lilian Roten, VP Brand Management for Swissôtel, about how we integrate our Vitality philosophy into every step of your stay with us. #SwissVitality
TR Vitality bizim için sadece bir düşünce değil, bir felsefedir. Swissôtel Marka Yönetimi Başkan Yardımcısı Lilian Roten’den Vitality felsefesini bizimle konaklamanızın her adımına nasıl entegre ettiğimizi duyun. #SwissVitality
Inglés | Turco |
---|---|
thought | düşünce |
management | yönetimi |
integrate | entegre |
swissôtel | swissôtel |
with us | bizimle |
step | adım |
how | nasıl |
brand | marka |
for | için |
a | bir |
just | sadece |
EN Growing ecommerce revenues in a difficult or declining economy isn’t easy
TR Düşüş yaşayan bir ekonomide e-ticaret gelirlerini artırmak kolay değildir
Inglés | Turco |
---|---|
ecommerce | e-ticaret |
easy | kolay |
or | değildir |
a | bir |
EN A successful career isn’t everything. Young employees want flexible working hours, flat hierarchies and a positive work-life balance – but also security.
TR Tahmin etmek, zar atmak, bağlantı kurmak... Almanlar oyuncu ruhlarını böyle yaşıyorlar. İşte en sevilen oyunlar ve 2018 yılının bir trendi.
Inglés | Turco |
---|---|
working | etmek |
and | ve |
a | bir |
EN All plans come with 30 days of 100% money-back guarantee. If something isn't working for you, just let us know and we'll refund your order no questions asked.
TR Tüm planlarda 30 günlük %100 geri ödeme garantisi vardır. Eğer yolunda gitmeyen bir şey varsa, sadece bize bilgi verin; sorgusuz süalsiz paranızı geri ödeyelim.
Inglés | Turco |
---|---|
guarantee | garantisi |
know | bilgi |
if | eğer |
back | geri |
all | tüm |
something | bir şey |
refund | geri ödeme |
us | bize |
EN Liquidity to Volume ratio (CO/Vol based) on this market is bad, there is high probability that volume is inflated (e.g. wash-trading), or market isn't liquid enough (low volume exchange).
TR Bir markette likidite azsa, yüksek ihtimalle hacim sahtedir (hayali işlemler), ya da market yeteri kadar likit değildir (düşük hacimli borsa)
Inglés | Turco |
---|---|
liquidity | likidite |
low | düşük |
exchange | borsa |
high | yüksek |
volume | hacim |
market | market |
or | değildir |
to | kadar |
EN Making highly complex products isn’t easy. Equip your team with the latest advancements in design and manufacturing technology to save time, reduce costs, and get better products to market.
TR Oldukça karmaşık ürünler yapmak kolay değildir. Zamandan tasarruf etmek, maliyeti azaltmak ve piyasaya daha iyi ürünler kazandırmak için ekibinizi, tasarımda·ve imalat teknolojisindeki en son gelişmelerle güçlendirin.
Inglés | Turco |
---|---|
complex | karmaşık |
easy | kolay |
manufacturing | imalat |
time | zamandan |
reduce | azaltmak |
costs | maliyeti |
your team | ekibinizi |
save | tasarruf |
products | ürünler |
latest | en |
better | daha iyi |
the latest | son |
and | ve |
the | değildir |
EN Answer to "WD External Hard drive isn't accesible"
TR "WD External Hard drive isn't accesible" için yanıt
Inglés | Turco |
---|---|
answer | yanıt |
drive | drive |
to | için |
EN And guess what? On software that comes with source code, viruses and spyware aren't effective, and security isn't bought on extra
TR Ve tahmin edin ne oldu? Kaynak kodla birlikte gelen yazılımlarda virüsler ve casus yazılımlar etkili değildir ve fazladan güvenlik satın alınmaz
Inglés | Turco |
---|---|
software | yazılımlar |
source | kaynak |
effective | etkili |
security | güvenlik |
what | ne |
and | ve |
with | birlikte |
that | gelen |
EN For Zebra, toughness isn’t the end game...it’s just the starting point, table stakes for a purpose that’s far-reaching, high achieving and uniquely defined by you
TR Zebra açısından dayanıklılık amaç değil, kapsamlı ve yüksek başarılara ulaşmanız için bir araç ve başlangıç noktasıdır
Inglés | Turco |
---|---|
zebra | zebra |
point | noktası |
high | yüksek |
purpose | amaç |
starting | başlangıç |
just | ama |
and | ve |
the | araç |
a | bir |
for | için |
EN The 28-year-old presenter works on his doctoral thesis in physics education when he isn’t in front of the camera
TR 28 yaşındaki Beautemps, kamera önüne çıkmadığı zamanlar fizik didaktiği dalındaki doktora tezi üzerinde çalışıyor
Inglés | Turco |
---|---|
physics | fizik |
camera | kamera |
works | çalışıyor |
EN Today, your business isn?t just dealing with change within the lifestyle industry
TR Günümüzde, şirketiniz yalnızca yaşam tarzı sektörünün içindeki değişim ile uğraşmıyor
Inglés | Turco |
---|---|
today | günümüzde |
change | değişim |
business | iş |
industry | sektör |
with | ile |
within | içindeki |
EN If a traditional wedding isn't your style, choose to say I Do at Fairmont. You bring the love and our team will handle all the details for your intimate celebration. Then, let the honeymoon begin!
TR Eğer geleneksel bir düğün sizin tarzınız değilse, Fairmont’da Evet demeyi seçin. Siz aşkı getirin, ekibimiz samimi kutlamanız için tüm ayrıntıları düzenleyecektir. Ardından, balayı başlasın!
Inglés | Turco |
---|---|
traditional | geleneksel |
wedding | düğün |
style | tarz |
choose | seçin |
our team | ekibimiz |
honeymoon | balayı |
if | eğer |
at | de |
details | ayrıntıları |
love | aşk |
all | tüm |
a | bir |
bring | için |
EN Caring for planet Earth isn’t something we take lightly
TR Dünyamıza özen göstermek hafife aldığımız bir şey değil
Inglés | Turco |
---|---|
something | bir şey |
for | şey |
EN And we realize it isn’t just a matter of turning off lights or planting an organic garden, although these are important
TR Ve, sadece ışıkları kapatmak veya organik bahçeler yapmaktan, ki bunlar da önemli, daha fazlası olduğunun farkındayız
Inglés | Turco |
---|---|
organic | organik |
lights | ışıkları |
important | önemli |
and | ve |
or | veya |
are | bunlar |
EN If a traditional wedding isn't your style, choose to say I Do at Fairmont. You bring the love and our team will handle all the details for your intimate celebration. Then, let the honeymoon begin!
TR Eğer geleneksel bir düğün sizin tarzınız değilse, Fairmont’da Evet demeyi seçin. Siz aşkı getirin, ekibimiz samimi kutlamanız için tüm ayrıntıları düzenleyecektir. Ardından, balayı başlasın!
Inglés | Turco |
---|---|
traditional | geleneksel |
wedding | düğün |
style | tarz |
choose | seçin |
our team | ekibimiz |
honeymoon | balayı |
if | eğer |
at | de |
details | ayrıntıları |
love | aşk |
all | tüm |
a | bir |
bring | için |
EN Caring for planet Earth isn’t something we take lightly
TR Dünyamıza özen göstermek hafife aldığımız bir şey değil
Inglés | Turco |
---|---|
something | bir şey |
for | şey |
EN And we realize it isn’t just a matter of turning off lights or planting an organic garden, although these are important
TR Ve, sadece ışıkları kapatmak veya organik bahçeler yapmaktan, ki bunlar da önemli, daha fazlası olduğunun farkındayız
Inglés | Turco |
---|---|
organic | organik |
lights | ışıkları |
important | önemli |
and | ve |
or | veya |
are | bunlar |
EN It is important to install the addon even if Filterbypass isn't blocked at your location to ensure uninterrupted service in case it get blocked in the future.
TR Lokasyonunuzda Filterbypass engelli olmasa bile eklentiyi kuranız çok önemli kibu sayede kesintisiz hizmet alıp gelecek engellenmelerinizin önüne geçilsin.
Inglés | Turco |
---|---|
uninterrupted | kesintisiz |
service | hizmet |
get | al |
filterbypass | filterbypass |
important | önemli |
future | gelecek |
EN It's only for seven vehicles, but the irony here isn't lost on anyone.
TR Geri çağırma operasyonu artık bugüne kadar üretilen tüm Bolt'ları kapsıyor!
Inglés | Turco |
---|---|
only | a |
the | artık |
for | tüm |
on | kadar |
EN BMW allegedly isn't happy with its sales.
TR Defender'ın rakibinden önemli hamle.
EN If needed or requested, Control Union can take samples and securely seal them in such a way that the sample isn?t contaminated with other substances that could influence the results of any laboratory analysis.
TR Gerekli görülmesi veya talep edilmesi halinde Control Union, numuneler alabilir ve bu numuneleri herhangi bir laboratuvar analiz sonucunu etkileyebilecek diğer maddelerle kontamine olmayacak biçimde güvenli bir şekilde mühürleyebilir.
Inglés | Turco |
---|---|
needed | gerekli |
can | alabilir |
other | diğer |
laboratory | laboratuvar |
analysis | analiz |
control | control |
union | union |
in | halinde |
securely | güvenli bir şekilde |
and | ve |
or | veya |
such | bu |
a | bir |
any | herhangi |
Mostrando 50 de 50 traducciones