TR Mıknatıslı Kalem, Serbest Biçim Kalemi aracının, görüntünüzde tanımlanmış alanların kenarlarına yapışan bir yol çizmenize olanak veren bir seçeneğidir
"görüntünüzde tanımlanmış alanların" in Turkish can be translated into the following English words/phrases:
tanımlanmış | defined |
TR Mıknatıslı Kalem, Serbest Biçim Kalemi aracının, görüntünüzde tanımlanmış alanların kenarlarına yapışan bir yol çizmenize olanak veren bir seçeneğidir
EN The Magnetic Pen is an option of the Freeform Pen tool that lets you draw a path that snaps to the edges of defined areas in your image
TR Görüntünüzde stillerin uygulandığı katmanlar varsa yeniden boyutlandırılan görüntüdeki efektleri ölçeklendirmek için dişli çark simgesinden
EN If your image has layers with styles applied to them, select
TR Alanınızı önceden tanımlanmış 119 SEO sorununa karşı kontrol edin ve her birinin nasıl düzeltileceği konusunda öneriler alın.
EN Check against 119 pre-defined SEO issues with your domain and get recommendations on how to fix each one.
Turkish | English |
---|---|
önceden | pre |
tanımlanmış | defined |
seo | seo |
öneriler | recommendations |
TR Web sitenizi 100’den fazla önceden tanımlanmış SEO sorunu için kontrol edin
EN Check your website for 100+ pre-defined SEO issues
Turkish | English |
---|---|
web | website |
önceden | pre |
tanımlanmış | defined |
seo | seo |
TR Önceden tanımlanmış sorunlardan daha derinlere inmek isteyen yetenekli bir teknik SEO iseniz, güçlü Veri Gezgini’miz her bir sayfanızın yüzlerce farklı veri noktasını tam anlamıyla kontrol etmenizi sağlar.
EN If you’re a skilled technical SEO who wants to go deeper than pre-defined issues, our powerful Data Explorer puts you in full control of over a hundred different data points on each of your pages.
Turkish | English |
---|---|
tanımlanmış | defined |
teknik | technical |
seo | seo |
güçlü | powerful |
veri | data |
her | each |
tam | full |
kontrol | control |
etmenizi | your |
Turkish | English |
---|---|
tanımlanabilir | identifiable |
kullanırken | while using |
içerir | includes |
Turkish | English |
---|---|
tanımlanabilir | identifiable |
mobil | mobile |
kullanırken | while using |
içerir | includes |
TR Bu iki unsur, marka kimliğinizin resmi belgesi olan marka yönergelerinde açıkça tanımlanmış olmalıdır
EN These two should be defined in your brand guidelines, the official document of your brand identity
Turkish | English |
---|---|
marka | brand |
resmi | official |
olan | be |
tanımlanmış | defined |
olmalıdır | should be |
TR Özetlemek gerekirse, müşteri katılımı, bir şirketin, müşteri deneyimine değer katan önceden tanımlanmış proaktif mesajlar aracılığıyla kullanıcılarla etkileşim kurma ve onları elde tutma yeteneğidir.
EN To sum-up, customer engagement is the abililty for a company to engage and retain users through pre-defined proactive messages that add value to the customer experience.
Turkish | English |
---|---|
deneyimine | experience |
önceden | pre |
tanımlanmış | defined |
proaktif | proactive |
mesajlar | messages |
TR S: Zip ve container görüntüleri olarak tanımlanmış işlevler arasında performans farkı var mıdır?
EN Q: Is there a performance difference between functions defined as zip and container images?
Turkish | English |
---|---|
zip | zip |
container | container |
görüntüleri | images |
tanımlanmış | defined |
işlevler | functions |
performans | performance |
farkı | difference |
TR Herhangi bir e-posta adresine önceden tanımlanmış bir mesaj içeren bir e-posta göndermek için bu türü kullanın.
EN Use this type to send an email with a predefined message to any email address.
Turkish | English |
---|---|
adresine | address |
mesaj | message |
türü | type |
kullanın | use |
TR Alkolün zararlı kullanımı, ulusal bağlama göre tanımlanmış, bir takvim yılında kişi başına (15 yaş ve üzeri) tüketilen litre olarak saf alkol miktarı
EN Harmful use of alcohol, defined according to the national context as alcohol per capita consumption (aged 15 years and older) within a calendar year in litres of pure alcohol
Turkish | English |
---|---|
zararlı | harmful |
tanımlanmış | defined |
takvim | calendar |
kişi | capita |
saf | pure |
Turkish | English |
---|---|
bulut | cloud |
belirli | specific |
önceden | pre |
tanımlanmış | defined |
okuyucu | reader |
TR iddia edilen ihlalin tebliğinde tanımlanmış içeriği çıkarmak veya bu içeriğe erişimi engellemek;
EN to remove or disable access to the content identified in the notice of claimed infringement;
Turkish | English |
---|---|
veya | or |
erişimi | access |
TR S: Zip ve container görüntüleri olarak tanımlanmış işlevler arasında performans farkı var mıdır?
EN Q: Is there a performance difference between functions defined as zip and container images?
Turkish | English |
---|---|
zip | zip |
container | container |
görüntüleri | images |
tanımlanmış | defined |
işlevler | functions |
performans | performance |
farkı | difference |
Turkish | English |
---|---|
soyut | abstract |
tanımlanmış | defined |
sınıf | class |
yöntem | method |
en az | least |
Turkish | English |
---|---|
zebra | zebra |
windows | windows |
pil | battery |
gücü | power |
döngü | cycle |
sayısı | count |
kullanımı | usage |
temel | based |
sağlığı | health |
sunar | provides |
Turkish | English |
---|---|
bulut | cloud |
belirli | specific |
önceden | pre |
tanımlanmış | defined |
okuyucu | reader |
TR iddia edilen ihlalin tebliğinde tanımlanmış içeriği çıkarmak veya bu içeriğe erişimi engellemek;
EN to remove or disable access to the content identified in the notice of claimed infringement;
Turkish | English |
---|---|
veya | or |
erişimi | access |
TR Öte yandan pek çok insanın şimdilerde, girişimlerin tanımlanmış çerçevesi içinde çalışmayıp ailelere özelden eşlik ettiği belirtiliyor
EN Instead of continuing as part of an official public initiative, they are accompanying refugee families on a private basis
Turkish | English |
---|---|
ın | of |
Turkish | English |
---|---|
tanımlanabilir | identifiable |
kullanırken | while using |
içerir | includes |
Turkish | English |
---|---|
tanımlanabilir | identifiable |
mobil | mobile |
kullanırken | while using |
içerir | includes |
TR Özetlemek gerekirse, müşteri katılımı, bir şirketin, müşteri deneyimine değer katan önceden tanımlanmış proaktif mesajlar aracılığıyla kullanıcılarla etkileşim kurma ve onları elde tutma yeteneğidir.
EN To sum up, customer engagement is the ability of a company to engage and retain users through pre-defined proactive messages that add value to the customer experience.
TR * ile işaretlenen tüm alanların doldurulması zorunludur.
EN All fields marked with * are mandatory.
Turkish | English |
---|---|
ile | with |
tüm | all |
TR Su döngüsü ile ilgili Yüksek Koruma Değeri olan alanların restorasyonu ve korunması
EN Restoration and preservation of water cycle related High Conservation Value areas
Turkish | English |
---|---|
su | water |
döngüsü | cycle |
ilgili | related |
yüksek | high |
koruma | conservation |
değeri | value |
TR Çevik ve pratik, kompakt boyutları ve etkileyici kullanımı sayesinde şehirdeki dar alanların içine girip çıkar
EN Agile and practical, it nips in and out of tight spaces in the city thanks to its compact dimensions and impressive handling
Turkish | English |
---|---|
ve | and |
pratik | practical |
kompakt | compact |
etkileyici | impressive |
TR 14.5.1. Deniz alanlarıyla ilgili olarak korunan alanların kapsamı
EN 14.5.1. Coverage of protected areas in relation to marine areas
Turkish | English |
---|---|
deniz | marine |
korunan | protected |
TR 15.1.1. Toplam arazi alanının oranı olarak ormanlık alan 15.1.2. Ekosistem türüne göre karasal ve tatlısu biyoçeşitlilik açısından korunan alanlarla kaplı önemli alanların oranı
EN 15.1.1. Forest area as a proportion of total land area 15.1.2. Proportion of important sites for terrestrial and freshwater biodiversity that are covered by protected areas, by ecosystem type
Turkish | English |
---|---|
toplam | total |
arazi | land |
ekosistem | ecosystem |
biyoçeşitlilik | biodiversity |
korunan | protected |
önemli | important |
türü | type |
TR 15.4.1. Dağ biyoçeşitliliği için önemli korunan alanların kapsanması 15.4.2. Dağ Yeşil Örtü Endeksiı
EN 15.4.1. Coverage by protected areas of important sites for mountain biodiversity 15.4.2. Mountain Green Cover Index
Turkish | English |
---|---|
dağ | mountain |
önemli | important |
korunan | protected |
yeşil | green |
TR Cinsiyet, yaş ve engelli kişilere göre kamu kullanımına tamamen açık, yapılaşmış alanların şehirlerdeki ortalama payı 11.7.2
EN Average share of the built-up area of cities that is open space for public use for all, by sex, age and persons with disabilities 11.7.2
Turkish | English |
---|---|
cinsiyet | sex |
yaş | age |
ve | and |
kamu | public |
tamamen | all |
açık | open |
ortalama | average |
ın | of |
Turkish | English |
---|---|
grubun | group |
gayrimenkul | real estate |
yeni | new |
yatırım | investment |
ve | and |
hukuki | legal |
takibi | track |
nihai | final |
geliştirilmesi | developing |
ın | of |
Turkish | English |
---|---|
sonuçlar | results |
bireysel | individual |
kullanıcılar | users |
TR Almanya’daki doğal hayatı koruma alanları – Peter Südbeck, bu alanların insanlar ve çevre için önemini anlatıyor
EN Protected areas in Germany – in an interview, Peter Südbeck explains their importance for people and the environment
Turkish | English |
---|---|
almanya | germany |
peter | peter |
insanlar | people |
çevre | environment |
TR UNESCO biyosfer rezerv alanları sürdürülebilirliği temsil ediyor. Alanların Almanya ve dünyadaki yerini buradan öğrenebilirsiniz.
EN UNESCO biosphere reserves stand for sustainable development. Find out here what distinguishes these areas in Germany and worldwide.
Turkish | English |
---|---|
unesco | unesco |
almanya | germany |
ve | and |
buradan | here |
TR Moroğlu Arseven; finans alanındaki uzmanlığı çerçevesinde, rehin belgelerinin müzakere edilmesi, gözden geçirilmesi ve hazırlanması, kredi alanların ve büyük finans kuruluşlarının temsil edilmesi konularında da danışmanlık verir.
EN On the finance side, Moroğlu Arseven has significant experience in negotiating, reviewing and drafting loan documents, supporting borrowers, as well as major financial institutions.
Turkish | English |
---|---|
arseven | arseven |
büyük | major |
TR Ziyaretçiyi CRM'de kaydetmek için temsilciye buton gösterilip gösterilmeyeceğini belirleyen bayrak. Düğme, custom_data’da tüm alanların önünde görüntülenir.
EN A flag that determines the operator to display the binding key visitor to the card in CRM. The button is displayed in front of all fields custom_data.
Turkish | English |
---|---|
crm | crm |
düğme | button |
TR Ziyaretçinin CRM’deki kartının linki. Temsilciye custom_data’da tüm alanların altında ayrı bir buton olarak gösterilir.
EN Link to the client card in CRM. Displays the operator a separate button under all fields custom_data.
Turkish | English |
---|---|
crm | crm |
tüm | all |
ayrı | separate |
kartı | card |
TR * ile işaretlenen tüm alanların doldurulması zorunludur.
EN All fields marked with * are mandatory.
Turkish | English |
---|---|
ile | with |
tüm | all |
TR Su döngüsü ile ilgili Yüksek Koruma Değeri olan alanların restorasyonu ve korunması
EN Restoration and preservation of water cycle related High Conservation Value areas
Turkish | English |
---|---|
su | water |
döngüsü | cycle |
ilgili | related |
yüksek | high |
koruma | conservation |
değeri | value |
Turkish | English |
---|---|
sonuçlar | results |
bireysel | individual |
kullanıcılar | users |
TR Çevik ve pratik, kompakt boyutları ve etkileyici kullanımı sayesinde şehirdeki dar alanların içine girip çıkar
EN Agile and practical, it nips in and out of tight spaces in the city thanks to its compact dimensions and impressive handling
Turkish | English |
---|---|
ve | and |
pratik | practical |
kompakt | compact |
etkileyici | impressive |
TR Çevik ve pratik, kompakt boyutları ve etkileyici kullanımı sayesinde şehirdeki dar alanların içine girip çıkar
EN Agile and practical, it nips in and out of tight spaces in the city thanks to its compact dimensions and impressive handling
Turkish | English |
---|---|
ve | and |
pratik | practical |
kompakt | compact |
etkileyici | impressive |
TR Osnabrück Yüksekokulu, bunun hayata geçirilişini araştırdı; buna göre gerçekten daha pahalı, daha iyi kalitededki eti satın alanların oranı yüzde 20’nin altındaydı
EN The Osnabrück University of Applied Sciences examined the actual practice – and it was less than 20 percent who bought the more expensive, better meat
Turkish | English |
---|---|
yüzde | percent |
TR Biyoçeşitliliği korumak için biyolojik çeşitliliği yüksek alanların yapılaşmasını engellemek gerek.
EN To protect biodiversity, areas that are home to a large number of different species should not be built on.
Turkish | English |
---|---|
yüksek | large |
TR Uydu görüntülemesi ve yapay zeka yardımıyla elde edilen verilere göre Dortmund’da kentsel alanların yüzde 58’i “yeşil alan”
EN The data was collected via satellite imaging and with the help of artificial intelligence
Turkish | English |
---|---|
zeka | intelligence |
yardımıyla | with the help of |
verilere | data |
TR Doğal alanların bu özelliğini koruyabilmesi için başlıca iki kural var: Ardında iz bırakma ve yanına tatilin güzel hatırası dışında hiçbir şey alma!
EN If that is to remain the case, then two rules apply in the wilderness: leave nothing behind and take nothing with you but memories!
TR Kamusal alanların büyük bir kısmında maske takılması zorunluluğu da devam ediyor
EN Wearing mouth-and-nose protection is mandatory in many public areas
Turkish | English |
---|---|
kamusal | public |
TR Doğa korumacılar, kunduzlar sulak alanların yeniden doğallaşması ve amfibik hayvanlar ve kuşlar gibi diğer türler için zemin hazırladıkları için bu durumdan çok memnun.
EN Conservationists are pleased about this, because beavers clear the way for the renaturation of waterways and open the door for other species like amphibians and birds.
Turkish | English |
---|---|
diğer | other |
Showing 50 of 50 translations