EN Understanding Sobriety, Slips, and Relapses An overview of what sobriety means in ITAA, as well as how to prevent and grow from slips and relapses.
EN Understanding Sobriety, Slips, and Relapses An overview of what sobriety means in ITAA, as well as how to prevent and grow from slips and relapses.
TR Sobriety, Slips ve Relapsları Anlamak ITAA'da ayıklığın ne anlama geldiğine ve ayrıca kayma ve tekrarlamaların nasıl önlenip gelişeceğine dair genel bir bakış.
English | Turkish |
---|---|
what | ne |
and | ve |
how | nasıl |
EN Are there places in which my model of sobriety is too vague or too specific? Did I use loopholes in my model of sobriety to engage in behavior that didn’t feel sober to me?
TR Ayıklık modelimin çok belirsiz veya çok spesifik olduğu yerler var mı? Bana ayık gelmeyen davranışlarda bulunmak için ayıklık modelimde boşluklar kullandım mı?
English | Turkish |
---|---|
places | yerler |
specific | spesifik |
behavior | davranış |
is | olduğu |
of | in |
or | veya |
EN A Guide to Sobriety, Slips, and Relapses
TR Ayıklık, Kayma ve Nüksetmeler İçin Bir Kılavuz
English | Turkish |
---|---|
guide | kılavuz |
and | ve |
a | bir |
EN Find a sponsor, co-sponsor, or accountability partner.A sponsor is another member with experience in sobriety and recovery who can guide you through your recovery process
TR Bir sponsor, ortak sponsor veya sorumluluk ortağı bulun.Bir sponsor, iyileşme sürecinizde size rehberlik edebilecek, ayıklık ve iyileşme konusunda deneyime sahip başka bir üyedir
English | Turkish |
---|---|
find | bulun |
accountability | sorumluluk |
another | başka |
experience | deneyime |
guide | rehberlik |
sponsor | sponsor |
or | veya |
partner | ortağı |
co | ortak |
a | bir |
and | ve |
EN Make a phone call every dayMaking phone calls to other members is an effective method to strengthen our sobriety
TR Her gün bir telefon görüşmesi yapınDiğer üyelerle telefon görüşmesi yapmak, ayıklığımızı güçlendirmek için etkili bir yöntemdir
English | Turkish |
---|---|
effective | etkili |
strengthen | güçlendirmek |
phone | telefon |
a | bir |
EN Top Lines, Middle Lines, Bottom LinesWriting top, middle, and bottom lines is a method for defining sobriety from internet and technology addiction
TR Üst Çizgiler, Orta Çizgiler, Alt ÇizgilerÜst, orta ve alt satırları yazmak, internet ve teknoloji bağımlılığından ayıklığı tanımlamanın bir yöntemidir
English | Turkish |
---|---|
middle | orta |
internet | internet |
technology | teknoloji |
and | ve |
lines | bir |
for | alt |
EN As we continue attending meetings, sharing with other members, and working our recovery, our intuition will strengthen, and over time our relationship to sobriety will naturally grow clearer.
TR Toplantılara katılmaya, diğer üyelerle paylaşmaya ve toparlanmaya çalışmaya devam ettikçe, sezgimiz güçlenecek ve zamanla ayıklıkla ilişkimiz doğal olarak daha da netleşecek.
English | Turkish |
---|---|
meetings | toplantı |
naturally | doğal |
time | zamanla |
other | diğer |
continue | devam |
and | ve |
over | da |
to | e |
EN After 6 months of relapses and frustration, I had my first prolonged period of sobriety
TR 6 aylık nüksler ve hüsrandan sonra, ilk uzun süreli ayıklık dönemimi yaşadım
English | Turkish |
---|---|
months | ay |
and | ve |
first | ilk |
after | sonra |
EN Supporting others and remembering what it felt like to attend your first meeting can be an aid in maintaining an ?attitude of gratitude?, which is of great support in maintaining daily sobriety.
TR Başkalarını desteklemek ve ilk toplantınıza katılmanın nasıl bir his olduğunu hatırlamak, günlük ayıklığı sürdürmek için büyük bir destek olan “minnettarlık tutumunu” sürdürmenize yardımcı olabilir.
English | Turkish |
---|---|
others | başkaları |
meeting | toplantı |
can | olabilir |
great | büyük |
daily | günlük |
an | bir |
of | in |
is | olduğunu |
support | destek |
first | ilk |
and | ve |
EN A Guide to Sobriety, Slips, and Relapses
TR Ayıklık, Kayma ve Nüksetmeler İçin Bir Kılavuz
English | Turkish |
---|---|
guide | kılavuz |
and | ve |
a | bir |
EN Understanding Sobriety, Slips, and Relapses
TR Sobriety, Slips ve Relapsları Anlamak
English | Turkish |
---|---|
and | ve |
EN For other members, counting days can give us a clear measure of progress around our sobriety commitments
TR Diğer üyeler için gün saymak, ayıklık taahhütlerimiz konusunda bize net bir ilerleme ölçüsü verebilir
English | Turkish |
---|---|
other | diğer |
days | gün |
clear | net |
members | üyeler |
us | bize |
can | verebilir |
give | için |
a | bir |
progress | ilerleme |
EN As we progress in our recovery journey, we continue developing insights about ourselves and about which tools are most helpful for our long-term sobriety
TR İyileşme yolculuğumuzda ilerledikçe, kendimiz ve uzun vadeli ayıklığımız için hangi araçların en yararlı olduğu hakkında içgörüler geliştirmeye devam ediyoruz
English | Turkish |
---|---|
continue | devam |
insights | içgörüler |
long | uzun |
term | vadeli |
helpful | yararlı |
most | en |
about | hakkında |
and | ve |
tools | araçları |
for | için |
EN ServiceBeing of service to other internet and technology addicts is vital to our sobriety
TR HizmetDiğer internet ve teknoloji bağımlılarına hizmet etmek, ayıklığımız için hayati önem taşımaktadır
English | Turkish |
---|---|
service | hizmet |
internet | internet |
technology | teknoloji |
addicts | bağımlıları |
vital | hayati |
of | in |
and | ve |
EN Defining and maintaining sobriety
TR Ayıklığın tanımlanması ve sürdürülmesi
English | Turkish |
---|---|
and | ve |
EN We regularly review our lines and update them as we better understand ourselves and our sobriety needs.
TR Hatlarımızı düzenli olarak gözden geçirir ve kendimizi ve ayıklık ihtiyaçlarımızı daha iyi anladığımız için güncelleriz.
English | Turkish |
---|---|
review | gözden |
and | ve |
better | daha iyi |
lines | olarak |
needs | ihtiyaç |
regularly | düzenli olarak |
EN More information on responding to slips and relapses can be found in our Guide to Sobriety, Slips, and Relapses.
TR Kaymalara ve tekrarlamalara yanıt verme hakkında daha fazla bilgi şurada bulunabilir: Ayıklık, Kayma ve Nüksetme Rehberi.
English | Turkish |
---|---|
guide | rehberi |
can be found | bulunabilir |
information | bilgi |
and | ve |
to | hakkında |
EN These acts of self-love go a long way towards rebuilding our self-esteem in sobriety.
TR Bu öz-sevgi eylemleri, ayık halde özsaygımızı yeniden inşa etmede uzun bir yol kat eder.
English | Turkish |
---|---|
long | uzun |
way | yol |
these | bu |
of | in |
a | bir |
EN Just as the disease expresses itself in a threefold manner (physical, mental/emotional, and spiritual), so will your withdrawal (and later your sobriety) express itself on three levels
TR Hastalık kendini üç yönlü olarak (fiziksel, zihinsel/duygusal ve ruhsal) ifade ettiği gibi, geri çekilmeniz (ve daha sonra ayıklığınız) kendini üç düzeyde ifade edecektir
English | Turkish |
---|---|
physical | fiziksel |
mental | zihinsel |
emotional | duygusal |
levels | düzeyde |
will | edecektir |
later | daha sonra |
and | ve |
the | sonra |
as | gibi |
EN You add it to your bottom lines, and thus expand your sobriety
TR Onu alt satırlarınıza eklersiniz ve böylece ayıklığınızı genişletirsiniz
English | Turkish |
---|---|
bottom | alt |
to | böylece |
it | onu |
and | ve |
EN I’m willing to go to any lengths.” That is the beginning of our sobriety and the gateway to newly redeemed lives.
TR Her yola gitmeye hazırım.” Bu, ayıklığımızın başlangıcı ve yeni kurtarılmış hayatlara açılan kapıdır.
EN I’d begin to feel bored by sobriety
TR Ayıklıktan sıkılmaya başlardım
EN I have a disease, the same physiological condition that alcoholics had in the 1930s when the first 12 Step group was formed, when for the first time addicts found what would turn out to be lifelong sobriety
TR Bir hastalığım var, 1930'larda ilk 12 Adım grubu oluşturulduğunda alkoliklerin sahip olduğu fizyolojik durumun aynısı, bağımlılar ilk kez ömür boyu ayıklığa dönüşecek olanı keşfettiler
English | Turkish |
---|---|
disease | hastalığı |
s | s |
step | adım |
group | grubu |
time | kez |
same | aynı |
first | ilk |
had | olan |
to | sahip |
EN I now have more than a year of continuous sobriety, and more than three years since my last all-night binge
TR Şimdi bir yıldan fazla sürekli ayıklığım var ve son bütün gece kanamamdan bu yana üç yıldan fazla
English | Turkish |
---|---|
night | gece |
more | fazla |
and | ve |
last | son |
all | bütün |
continuous | sürekli |
now | bu |
years | bir |
EN To keep my sobriety, I work to deepen my recovery on a daily basis
TR Ayıklığımı korumak için günlük olarak iyileşmemi derinleştirmek için çalışıyorum
English | Turkish |
---|---|
daily | günlük |
to | için |
EN Understanding Sobriety, Slips, and Relapses in ITAA ? Internet and Technology Addicts Anonymous
TR ITAA - İnternet ve Teknoloji Bağımlıları Anonim'de Ayıklığı, Hataları ve Nüksleri Anlamak
English | Turkish |
---|---|
itaa | itaa |
technology | teknoloji |
addicts | bağımlıları |
and | ve |
EN Understanding Sobriety, Slips, and Relapses in ITAA
TR ITAA'da Sobriety, Slips ve Relaps'ı Anlamak
English | Turkish |
---|---|
and | ve |
EN Simply put, sobriety is abstaining from compulsive internet and technology use. However, how we understand or define “compulsive internet and technology use” can vary from member to member.
TR Basitçe söylemek gerekirse, ayıklık, zorunlu internet ve teknoloji kullanımından kaçınmaktır. Ancak “zorunlu internet ve teknoloji kullanımını” nasıl anladığımız veya tanımladığımız üyeden üyeye değişebilir.
EN It’s ok if this journey takes time; how we see sobriety has changed gradually for many of us
TR Bu yolculuk zaman alıyorsa sorun değil; ayıklığı nasıl gördüğümüz, çoğumuz için yavaş yavaş değişti
English | Turkish |
---|---|
journey | yolculuk |
time | zaman |
changed | değişti |
this | bu |
how | nasıl |
of | in |
for | için |
EN Counting days can motivate us, help us to celebrate milestones, and give us clarity when we have not honored our commitments around sobriety.
TR Günleri saymak bizi motive edebilir, kilometre taşlarını kutlamamıza yardımcı olabilir ve ayık olma konusundaki taahhütlerimizi yerine getirmediğimizde bize netlik verebilir.
English | Turkish |
---|---|
clarity | netlik |
help | yardımcı |
to | yerine |
and | ve |
can | verebilir |
have | olabilir |
us | bize |
EN In the end, sobriety happens one day at a time, and we don’t need to tie ourselves in knots to figure out how many days we do or don’t have
TR Sonunda, ayıklık her seferinde bir gün olur ve kaç günümüzün olup olmadığını anlamak için kendimizi düğümlere bağlamamız gerekmez
English | Turkish |
---|---|
how many | kaç |
time | seferinde |
and | ve |
the end | sonunda |
the | olup |
day | gün |
a | bir |
EN By marshalling our efforts and energies into awareness and prevention, rather than resistance and willpower, we have found it possible to arrive at and maintain long-term, sustainable sobriety.
TR Çabalarımızı ve enerjimizi direniş ve irade gücü yerine farkındalık ve önlemeye yönlendirerek, uzun vadeli, sürdürülebilir ayıklığa ulaşmayı ve sürdürmeyi mümkün bulduk.
English | Turkish |
---|---|
awareness | farkındalık |
possible | mümkün |
sustainable | sürdürülebilir |
long | uzun |
term | vadeli |
and | ve |
to | yerine |
EN Despite our best efforts, we may still experience a slip or a relapse as we journey towards long-term sobriety. What can we do when this happens?
TR En iyi çabalarımıza rağmen, uzun vadeli ayıklığa doğru yolculuk ederken hala bir kayma veya nüksetme yaşayabiliriz. Bu olduğunda ne yapabiliriz?
English | Turkish |
---|---|
journey | yolculuk |
towards | doğru |
long | uzun |
term | vadeli |
as | ederken |
when | olduğunda |
despite | rağmen |
this | bu |
what | ne |
or | veya |
a | bir |
best | en |
EN We have found this essential—we have not been able to keep our slips and relapses to ourselves and find lasting sobriety
TR Bunu gerekli bulduk - kaymalarımızı ve tekrarlamalarımızı kendimize saklayamadık ve kalıcı bir ayıklık bulamadık
English | Turkish |
---|---|
essential | gerekli |
lasting | kalıcı |
and | ve |
to | bir |
this | bunu |
EN If, upon review, we have found that we have consciously disregarded our sobriety commitments and returned to the harmful behaviors that we cannot safely engage in, we may find it useful to reset our day count
TR İncelemeden sonra, bilinçli olarak ayıklık taahhütlerimizi göz ardı ettiğimizi ve güvenli bir şekilde giremeyeceğimiz zararlı davranışlara döndüğümüzü tespit edersek, gün sayımızı sıfırlamayı faydalı bulabiliriz
English | Turkish |
---|---|
harmful | zararlı |
useful | faydalı |
safely | güvenli bir şekilde |
and | ve |
count | bir |
to | güvenli |
EN Like the alcoholic who resets their count after the first sip, not once they are drunk, we have found taking our sobriety commitments seriously serves us well in the long term.
TR Sayısını ilk yudumdan sonra sıfırlayan alkolikler gibi, sarhoş olduklarında değil, ayıklık taahhütlerimizi ciddiye almanın uzun vadede bize iyi geldiğini gördük.
English | Turkish |
---|---|
well | iyi |
long | uzun |
first | ilk |
our | de |
us | bize |
EN In these cases, we may reset our day count and adjust the language of our sobriety definition to include these situations.
TR Bu durumlarda, gün sayımızı sıfırlayabilir ve ayıklık tanımımızın dilini bu durumları içerecek şekilde ayarlayabiliriz.
English | Turkish |
---|---|
of | ın |
these | bu |
and | ve |
EN We may decide not to reset our sobriety count in these cases, though we do take the event seriously and examine any changes we can make in our recovery moving forward to prevent repeating it.
TR Bu durumlarda ayıklık sayımızı sıfırlamamaya karar verebiliriz, ancak olayı ciddiye alırız ve tekrarlanmasını önlemek için iyileşme sürecimizde yapabileceğimiz değişiklikleri inceleriz.
English | Turkish |
---|---|
decide | karar |
cases | durumlarda |
event | olay |
changes | değişiklikleri |
we can | verebiliriz |
these | bu |
and | ve |
the | ancak |
prevent | önlemek |
to | için |
EN In these cases, we may decide to reset our sobriety count or we may not, but we find it important to add the new behavior to our definition of compulsive use moving forward and commit to abstaining from it.
TR Bu durumlarda, ayıklık sayımızı sıfırlamaya karar verebiliriz ya da vermeyebiliriz, ancak ilerlemeye devam ederken yeni davranışı zorunlu kullanım tanımımıza eklemeyi önemli buluyor ve bundan kaçınmayı taahhüt ediyoruz.
English | Turkish |
---|---|
cases | durumlarda |
decide | karar |
forward | devam |
behavior | davranışı |
important | önemli |
from | bundan |
in | da |
new | yeni |
use | kullanım |
these | bu |
and | ve |
EN We remember that counting days is just another tool—it is not sobriety itself
TR Günleri saymanın sadece başka bir araç olduğunu hatırlıyoruz - bu ayıklığın kendisi değil
English | Turkish |
---|---|
another | başka |
tool | araç |
is | olduğunu |
not | değil |
just | sadece |
that | bir |
itself | kendisi |
EN If we are getting too hung up on technicalities, we may wish to try not counting sobriety for 90 days, and instead focus simply on recovery one day at a time.
TR Teknik konulara fazla takılırsak, 90 gün boyunca ayıklığı saymamayı deneyebiliriz ve bunun yerine her seferinde bir gün iyileşmeye odaklanabiliriz.
English | Turkish |
---|---|
time | seferinde |
and | ve |
instead | bunun yerine |
day | gün |
a | bir |
to | her |
EN In order to maintain our abstinence as our needs change and develop, we find it helpful to regularly review our model of sobriety and examine how well it is serving us
TR İhtiyaçlarımız değişip geliştikçe yoksunluğumuzu sürdürmek için, ayıklık modelimizi düzenli olarak gözden geçirmeyi ve bize ne kadar iyi hizmet ettiğini incelemeyi yararlı buluyoruz
English | Turkish |
---|---|
maintain | sürdürmek |
review | gözden |
well | iyi |
serving | hizmet |
helpful | yararlı |
and | ve |
of | in |
us | bize |
regularly | düzenli olarak |
to | için |
EN Do I feel like my definition of sobriety is describing my addictive behaviors well?
TR Ayıklık tanımımın bağımlılık yapan davranışlarımı iyi tanımladığını düşünüyor muyum?
English | Turkish |
---|---|
my | mı |
of | ın |
well | iyi |
EN While we must find abstinence in order to recover, sobriety is more than abstinence alone
TR İyileşmek için yoksunluk bulmamız gerekirken, ayıklık tek başına yoksunluktan daha fazlasıdır
English | Turkish |
---|---|
alone | tek başına |
to | için |
more | daha |
EN Maintaining a healthy culture within our program is paramount for everyone’s success in their sobriety
TR Programımız içinde sağlıklı bir kültürün sürdürülmesi, herkesin ayık kalma sürecindeki başarısı için çok önemlidir
English | Turkish |
---|---|
healthy | sağlıklı |
culture | kültür |
program | programı |
success | başarı |
their | in |
in | içinde |
for | için |
EN To be a part of this committee, members should have 5 months in ITAA, be attending meetings regularly, be working the 12 steps, and have at least some sobriety as they define it
TR Bu komitenin bir parçası olmak için üyelerin ITAA'da 5 ay geçirmiş olmaları, toplantılara düzenli olarak katılıyor olmaları, 12 adımda çalışıyor olmaları ve en azından kendi tanımlarına göre biraz ayık olmaları gerekmektedir
English | Turkish |
---|---|
months | ay |
meetings | toplantı |
working | çalışıyor |
this | bu |
and | ve |
least | az |
a | bir |
regularly | düzenli olarak |
as | göre |
EN Supporting others and remembering what it felt like to attend your first meeting can be an aid in maintaining an ?attitude of gratitude?, which is of great support in maintaining daily sobriety.
TR Başkalarını desteklemek ve ilk toplantınıza katılmanın nasıl bir his olduğunu hatırlamak, günlük ayıklığı sürdürmek için büyük bir destek olan “minnettarlık tutumunu” sürdürmenize yardımcı olabilir.
English | Turkish |
---|---|
others | başkaları |
meeting | toplantı |
can | olabilir |
great | büyük |
daily | günlük |
an | bir |
of | in |
is | olduğunu |
support | destek |
first | ilk |
and | ve |
Showing 47 of 47 translations