EN You can try and set up regular outreach calls with specific members. Maybe you call the same person on the same day at the same time every week. Maybe you set up a daily call with your sponsor.
Το "maybe you call" στο Αγγλικά μπορεί να μεταφραστεί στις ακόλουθες τούρκικος λέξεις/φράσεις:
EN You can try and set up regular outreach calls with specific members. Maybe you call the same person on the same day at the same time every week. Maybe you set up a daily call with your sponsor.
TR Belirli üyelerle düzenli sosyal yardım aramaları yapmayı deneyebilir ve ayarlayabilirsiniz. Belki her hafta aynı gün aynı saatte aynı kişiyi ararsınız. Belki de sponsorunuzla günlük bir görüşme ayarladınız.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
regular | düzenli |
outreach | sosyal yardım |
maybe | belki |
calls | aramaları |
daily | günlük |
at | de |
and | ve |
same | bir |
the | aynı |
day | gün |
EN Are you a professional hair stylist? Or maybe you own a hair salon? Your unique hair logo is waiting for you. Try and get it today!
TR Profesyonel bir saç tasarımcısı mısınız? Ya da kuaför salonu mu işletiyorsunuz? Saç temalı özel logonuz sizi bekliyor. Hemen deneyin ve logonuz bugün elinizde olsun!
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
try | deneyin |
hair | saç |
are you | mısınız |
today | bugün |
professional | profesyonel |
and | ve |
is | olsun |
EN Focus on the call, not on note taking. Just record the call and Sonix will automatically transcribe it for you in minutes. Improve your selling skills. Leave the busywork to us.
TR Çağrıya odaklan, not almaya değil. Sadece aramayı kaydedin ve Sonix dakikalar içinde sizin için otomatik olarak yazdıracaktır. Satış becerilerinizi geliştirin. İşi bize bırak.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
record | kaydedin |
sonix | sonix |
minutes | dakikalar |
leave | bırak |
selling | satış |
improve | geliştirin |
automatically | otomatik olarak |
and | ve |
us | bize |
in | içinde |
the | değil |
note | not |
EN Focus on the call, not on note taking. Just record the call and Sonix will automatically transcribe it for you in minutes. Improve your selling skills. Leave the busywork to us.
TR Çağrıya odaklan, not almaya değil. Sadece aramayı kaydedin ve Sonix dakikalar içinde sizin için otomatik olarak yazdıracaktır. Satış becerilerinizi geliştirin. İşi bize bırak.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
record | kaydedin |
sonix | sonix |
minutes | dakikalar |
leave | bırak |
selling | satış |
improve | geliştirin |
automatically | otomatik olarak |
and | ve |
us | bize |
in | içinde |
the | değil |
note | not |
EN In order to benefit from personalised service and advise, choose an Amway Business Owner. Maybe you know one already, if not, we will suggest someone near you.
TR Kişisel hizmet ve tavsiye avantajından faydalanmak için bir Amway Serbest Girişimcisi seçin. Belki zaten tanıdığınız biri vardır, yoksa size yakın birini önereceğiz.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
benefit | avantaj |
service | hizmet |
choose | seçin |
amway | amway |
maybe | belki |
and | ve |
already | zaten |
someone | bir |
EN Do you use multiple music services? One for curating, one for Hi-Fi? Or maybe you are a playlist curator and want to spread your playlists everywhere? If so, Sync is the solution!
TR Birden fazla müzik servisi mi kullanıyorsunuz? Biri küratörlük, diğeri Hi-Fi için mi? Ya da belki bir çalma listesi küratörüsünüz ve çalma listelerinizi her yerde paylaşmak istiyorsunuz. Eğer öyleyse, çözümünüz Senkronizasyon!
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
music | müzik |
maybe | belki |
if | eğer |
and | ve |
everywhere | her yerde |
EN Accelerate your business and remove data silos. Automatically push call information to Salesforce so your teams can access call data whenever and wherever they want.
TR İşletmenizi hızlandırın ve veri silolarını kaldırın. Çağrı bilgilerini otomatik olarak Salesforce'a iletin, böylece ekipleriniz arama verilerine istedikleri zaman ve her yerde erişebilir.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
remove | kaldırın |
call | arama |
access | erişebilir |
wherever | her yerde |
they want | istedikleri |
data | veri |
whenever | zaman |
automatically | otomatik olarak |
and | ve |
EN Record the conference call in UberConferenceClick the “i” information icon in the top left and turn on “Record Call”
TR Konferans çağrısını UberCongress'te kaydedinSol üstteki “i” bilgi simgesine tıklayın ve “Arama Kaydet"i açın
EN The Kingdom of the Netherlands launched Call for Proposals for Call for Human Rights and Matra (Social Transformation) | STGM
TR Hollanda İnsan Hakları ve Matra (Sosyal Dönüşüm) Programı için Proje Teklif Çağrısı başlattı | STGM
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
proposals | teklif |
social | sosyal |
transformation | dönüşüm |
stgm | stgm |
launched | başlattı |
rights | hakları |
and | ve |
of | in |
for | için |
EN The Kingdom of the Netherlands launched Call for Proposals for Call for Human Rights and Matra (Social Transformation)
TR Hollanda İnsan Hakları ve Matra (Sosyal Dönüşüm) Programı için Proje Teklif Çağrısı başlattı
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
proposals | teklif |
social | sosyal |
transformation | dönüşüm |
launched | başlattı |
rights | hakları |
and | ve |
of | in |
for | için |
EN Institutions wishing to participate in this call for proposals should send their application forms via e-mail or post, with the phrase "Call to CSOs for Proposals", to the following address by October 04, 2021, at the latest:
TR Bu teklif çağrısına katılmak isteyen kurumların başvuru formlarını e-posta veya posta yoluyla, "Teklifler için STK'lara Çağrı" ibaresi ile en geç 4 Ekim 2021 tarihine kadar şu adrese göndermeleri gerekmektedir:
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
participate | katılmak |
proposals | teklif |
october | ekim |
latest | en |
application | başvuru |
this | bu |
institutions | kurumlar |
or | veya |
forms | formlar |
with | ile |
EN Help is just a click or a phone call away through our website or call centre.
TR Aradığınız yardıma, sitemiz veya çağrı merkezimiz üzerinden bir tıkla veya telefonla ulaşabilirsiniz.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
click | tıkla |
call | çağrı |
through | üzerinden |
or | veya |
a | bir |
EN Method returns {result: 'ok'} If the phone number is in the correct format and the request to start the call can be made. Otherwise returns {result: 'fail', reason: 'Callback disabled'}, where reason - is about the unsuccessful method call.
TR Telefon numarası doğru biçimde ise ve aramayı başlatma isteği yapıldıysa yöntem {result: 'ok'} döndürür. Aksi takdirde, {result: 'fail', reason: 'Callback disabled’} döner.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
method | yöntem |
request | isteği |
otherwise | aksi takdirde |
number | numarası |
and | ve |
if | takdirde |
phone | telefon |
the | ise |
to | doğru |
EN {result: 'fail', 'Callback unavaiable'} - сalls are not available for other reasons (not the day of the week, the time of the call, the call is already started)
TR {result: 'fail', 'Callback unavaiable'} – geri-arama diğer sebeplerle kullanılamıyor (mesai gün ya da saatleri dışı, zaten bir çağrıda)
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
other | diğer |
call | arama |
day | gün |
already | zaten |
EN Event will be sent when operators get new call or existing call change status
TR Temsilcilere yeni arama geldiğinde veya mevcut aramada değişiklik olduğunda gönderilir.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
call | arama |
change | değişiklik |
when | olduğunda |
new | yeni |
or | veya |
existing | mevcut |
EN The Kingdom of the Netherlands launched Call for Proposals for Call for Human Rights and Matra (Social Transformation) | STGM
TR Hollanda İnsan Hakları ve Matra (Sosyal Dönüşüm) Programı için Proje Teklif Çağrısı başlattı | STGM
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
proposals | teklif |
social | sosyal |
transformation | dönüşüm |
stgm | stgm |
launched | başlattı |
rights | hakları |
and | ve |
of | in |
for | için |
EN The Kingdom of the Netherlands launched Call for Proposals for Call for Human Rights and Matra (Social Transformation)
TR Hollanda İnsan Hakları ve Matra (Sosyal Dönüşüm) Programı için Proje Teklif Çağrısı başlattı
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
proposals | teklif |
social | sosyal |
transformation | dönüşüm |
launched | başlattı |
rights | hakları |
and | ve |
of | in |
for | için |
EN Accelerate your business and remove data silos. Automatically push call information to Salesforce so your teams can access call data whenever and wherever they want.
TR İşletmenizi hızlandırın ve veri silolarını kaldırın. Çağrı bilgilerini otomatik olarak Salesforce'a iletin, böylece ekipleriniz arama verilerine istedikleri zaman ve her yerde erişebilir.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
remove | kaldırın |
call | arama |
access | erişebilir |
wherever | her yerde |
they want | istedikleri |
data | veri |
whenever | zaman |
automatically | otomatik olarak |
and | ve |
EN Record the conference call in UberConferenceClick the “i” information icon in the top left and turn on “Record Call”
TR Konferans çağrısını UberCongress'te kaydedinSol üstteki “i” bilgi simgesine tıklayın ve “Arama Kaydet"i açın
EN Outreach callsWe use the term ‘outreach call’ to describe a phone call between any two members of ITAA outside of a meeting
TR sosyal yardım çağrılarıBir toplantı dışında ITAA'nın herhangi iki üyesi arasındaki bir telefon görüşmesini tanımlamak için 'sosyal yardım çağrısı' terimini kullanıyoruz
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
outreach | sosyal yardım |
meeting | toplantı |
call | çağrısı |
phone | telefon |
of | in |
outside | dışında |
a | bir |
any | herhangi |
between | arasındaki |
to | için |
EN Halloween is coming up soon and Phemex is sure many of our users have had some horror stories regarding their crypto experience. Maybe you’ve sent crypto to the wrong address, or your big investment……
TR 27 Ekim Çarşamba günü UTC 02:00 ile 05:00 arasında 3 saat sürecek bir sistem bakımı ve iyileştirmesi planladık. İyileştirme sırasında, AAVE/USDT, YFI/USDT, COMP/USDT, ATOM/USDT, LUNA/……
EN Oops, looks like the requested page was not found. Maybe you have entered the wrong address.
TR Oops, görünüşe göre istenen sayfa bulunamadı. Yanlış adres girmiş olabilirsiniz.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
page | sayfa |
address | adres |
like | göre |
wrong | yanlış |
EN What do Germans eat? Maybe not what you might have expected.
TR Almanlar neler yiyor? Pek çoklarının düşündüğü gibi değil!
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
germans | almanlar |
what | neler |
not | değil |
EN But when we tell you we’re the largest food processing and packaging company in the world, with more than 5000 patents, then maybe not.
TR Ancak size 5000'i aşkın patentimizle dünya çapındaki en büyük gıda prosesi ve paketleme şirketi olduğumuzu söylersek, durum değişebilir.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
world | dünya |
food | gıda |
and | ve |
packaging | paketleme |
company | şirketi |
more | aşkın |
largest | büyük |
you | size |
EN Maybe you’ve been involved in some conflict and wonder if that has driven them to hide away in the internet
TR Belki bir çatışmaya karıştınız ve bunun onları internette saklanmaya itip itmediğini merak ediyorsunuz
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
maybe | belki |
internet | internette |
and | ve |
them | onları |
EN Or maybe it's for the hotter Subaru BRZ?
TR Civic yeni neslinde bir miktar sadeleşeceğe benziyor!
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
the | bir |
EN Getting the big moment right requires inspiration and maybe a fairy godmother. Our event planners are happy to take on the role by offering innovative ideas and creative flourishes.
TR Büyük anı doğru yapmak, ilham ve belki bir iyilik perisi gerektirir. Etkinlik planlayıcılarımız yenilikçi fikirler ve yaratıcı süslemeler sunma rolünü üzerlerine almaktan mutluluk duyar.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
big | büyük |
requires | gerektirir |
inspiration | ilham |
maybe | belki |
event | etkinlik |
ideas | fikirler |
role | rol |
moment | anı |
innovative | yenilikçi |
creative | yaratıcı |
and | ve |
a | bir |
EN Complex workflows and tedious activities make work harder. Sonix strives to make working with audio and video delightful... and maybe a little bit magical.
TR Karmaşık iş akışları ve sıkıcı faaliyetler işleri daha da zorlaştırır. Sonix, ses ve video ile çalışmayı keyifli hale getirmeye çalışıyor... ve belki biraz büyülü.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
complex | karmaşık |
activities | faaliyetler |
video | video |
maybe | belki |
tedious | sıkıcı |
sonix | sonix |
make | da |
working | iş |
with | ile |
EN If lots of people try to visit the site at the same time, the pipe becomes filled; site slows down and maybe even does not respond at all
TR Eğer aynı anda çok fazla kişi sitenizi ziyaret etmeye çalışırsa, boru dolar; site yavaşlar ve hatta belki hiç yanıt vermeyebilir
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
people | kişi |
site | site |
maybe | belki |
if | eğer |
and | ve |
respond | yanıt |
to | etmeye |
visit | ziyaret |
the | aynı |
EN Maybe it's not a responsive template, and ру can't see it on his mobile
TR Belki duyarlı bir şablon değildir ve ру onu cep telefonunda göremez
Μεταγραφή Belki duyarlı bir şablon değildir ve ru onu cep telefonunda göremez
EN Getting the big moment right requires inspiration and maybe a fairy godmother. Our event planners are happy to take on the role by offering innovative ideas and creative flourishes.
TR Büyük anı doğru yapmak, ilham ve belki bir iyilik perisi gerektirir. Etkinlik planlayıcılarımız yenilikçi fikirler ve yaratıcı süslemeler sunma rolünü üzerlerine almaktan mutluluk duyar.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
big | büyük |
requires | gerektirir |
inspiration | ilham |
maybe | belki |
event | etkinlik |
ideas | fikirler |
role | rol |
moment | anı |
innovative | yenilikçi |
creative | yaratıcı |
and | ve |
a | bir |
EN Getting the big moment right requires inspiration and maybe a fairy godmother. Our event planners are happy to take on the role by offering innovative ideas and creative flourishes.
TR Büyük anı doğru yapmak, ilham ve belki bir iyilik perisi gerektirir. Etkinlik planlayıcılarımız yenilikçi fikirler ve yaratıcı süslemeler sunma rolünü üzerlerine almaktan mutluluk duyar.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
big | büyük |
requires | gerektirir |
inspiration | ilham |
maybe | belki |
event | etkinlik |
ideas | fikirler |
role | rol |
moment | anı |
innovative | yenilikçi |
creative | yaratıcı |
and | ve |
a | bir |
EN The following links indicate the 800 CCN STIC guidelines and tools that maybe used to align with the security controls described in the ENS.
TR Aşağıdaki bağlantılar, ENS’de açıklanan güvenlik kontrolleriyle uyum sağlamak için kullanılabilecek 800 CCN STIC kurallarını ve araçlarını gösterir.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
guidelines | kuralları |
and | ve |
security | güvenlik |
tools | araçlarını |
the | aşağıdaki |
to | sağlamak |
links | bağlantılar |
EN If lots of people try to visit the site at the same time, the pipe becomes filled; site slows down and maybe even does not respond at all
TR Eğer aynı anda çok fazla kişi sitenizi ziyaret etmeye çalışırsa, boru dolar; site yavaşlar ve hatta belki hiç yanıt vermeyebilir
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
people | kişi |
site | site |
maybe | belki |
if | eğer |
and | ve |
respond | yanıt |
to | etmeye |
visit | ziyaret |
the | aynı |
EN Getting the big moment right requires inspiration and maybe a fairy godmother. Our event planners are happy to take on the role by offering innovative ideas and creative flourishes.
TR Büyük anı doğru yapmak, ilham ve belki bir iyilik perisi gerektirir. Etkinlik planlayıcılarımız yenilikçi fikirler ve yaratıcı süslemeler sunma rolünü üzerlerine almaktan mutluluk duyar.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
big | büyük |
requires | gerektirir |
inspiration | ilham |
maybe | belki |
event | etkinlik |
ideas | fikirler |
role | rol |
moment | anı |
innovative | yenilikçi |
creative | yaratıcı |
and | ve |
a | bir |
EN Getting the big moment right requires inspiration and maybe a fairy godmother. Our event planners are happy to take on the role by offering innovative ideas and creative flourishes.
TR Büyük anı doğru yapmak, ilham ve belki bir iyilik perisi gerektirir. Etkinlik planlayıcılarımız yenilikçi fikirler ve yaratıcı süslemeler sunma rolünü üzerlerine almaktan mutluluk duyar.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
big | büyük |
requires | gerektirir |
inspiration | ilham |
maybe | belki |
event | etkinlik |
ideas | fikirler |
role | rol |
moment | anı |
innovative | yenilikçi |
creative | yaratıcı |
and | ve |
a | bir |
EN Getting the big moment right requires inspiration and maybe a fairy godmother. Our event planners are happy to take on the role by offering innovative ideas and creative flourishes.
TR Büyük anı doğru yapmak, ilham ve belki bir iyilik perisi gerektirir. Etkinlik planlayıcılarımız yenilikçi fikirler ve yaratıcı süslemeler sunma rolünü üzerlerine almaktan mutluluk duyar.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
big | büyük |
requires | gerektirir |
inspiration | ilham |
maybe | belki |
event | etkinlik |
ideas | fikirler |
role | rol |
moment | anı |
innovative | yenilikçi |
creative | yaratıcı |
and | ve |
a | bir |
EN Getting the big moment right requires inspiration and maybe a fairy godmother. Our event planners are happy to take on the role by offering innovative ideas and creative flourishes.
TR Büyük anı doğru yapmak, ilham ve belki bir iyilik perisi gerektirir. Etkinlik planlayıcılarımız yenilikçi fikirler ve yaratıcı süslemeler sunma rolünü üzerlerine almaktan mutluluk duyar.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
big | büyük |
requires | gerektirir |
inspiration | ilham |
maybe | belki |
event | etkinlik |
ideas | fikirler |
role | rol |
moment | anı |
innovative | yenilikçi |
creative | yaratıcı |
and | ve |
a | bir |
EN Getting the big moment right requires inspiration and maybe a fairy godmother. Our event planners are happy to take on the role by offering innovative ideas and creative flourishes.
TR Büyük anı doğru yapmak, ilham ve belki bir iyilik perisi gerektirir. Etkinlik planlayıcılarımız yenilikçi fikirler ve yaratıcı süslemeler sunma rolünü üzerlerine almaktan mutluluk duyar.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
big | büyük |
requires | gerektirir |
inspiration | ilham |
maybe | belki |
event | etkinlik |
ideas | fikirler |
role | rol |
moment | anı |
innovative | yenilikçi |
creative | yaratıcı |
and | ve |
a | bir |
EN Getting the big moment right requires inspiration and maybe a fairy godmother. Our event planners are happy to take on the role by offering innovative ideas and creative flourishes.
TR Büyük anı doğru yapmak, ilham ve belki bir iyilik perisi gerektirir. Etkinlik planlayıcılarımız yenilikçi fikirler ve yaratıcı süslemeler sunma rolünü üzerlerine almaktan mutluluk duyar.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
big | büyük |
requires | gerektirir |
inspiration | ilham |
maybe | belki |
event | etkinlik |
ideas | fikirler |
role | rol |
moment | anı |
innovative | yenilikçi |
creative | yaratıcı |
and | ve |
a | bir |
EN Getting the big moment right requires inspiration and maybe a fairy godmother. Our event planners are happy to take on the role by offering innovative ideas and creative flourishes.
TR Büyük anı doğru yapmak, ilham ve belki bir iyilik perisi gerektirir. Etkinlik planlayıcılarımız yenilikçi fikirler ve yaratıcı süslemeler sunma rolünü üzerlerine almaktan mutluluk duyar.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
big | büyük |
requires | gerektirir |
inspiration | ilham |
maybe | belki |
event | etkinlik |
ideas | fikirler |
role | rol |
moment | anı |
innovative | yenilikçi |
creative | yaratıcı |
and | ve |
a | bir |
EN Getting the big moment right requires inspiration and maybe a fairy godmother. Our event planners are happy to take on the role by offering innovative ideas and creative flourishes.
TR Büyük anı doğru yapmak, ilham ve belki bir iyilik perisi gerektirir. Etkinlik planlayıcılarımız yenilikçi fikirler ve yaratıcı süslemeler sunma rolünü üzerlerine almaktan mutluluk duyar.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
big | büyük |
requires | gerektirir |
inspiration | ilham |
maybe | belki |
event | etkinlik |
ideas | fikirler |
role | rol |
moment | anı |
innovative | yenilikçi |
creative | yaratıcı |
and | ve |
a | bir |
EN Getting the big moment right requires inspiration and maybe a fairy godmother. Our event planners are happy to take on the role by offering innovative ideas and creative flourishes.
TR Büyük anı doğru yapmak, ilham ve belki bir iyilik perisi gerektirir. Etkinlik planlayıcılarımız yenilikçi fikirler ve yaratıcı süslemeler sunma rolünü üzerlerine almaktan mutluluk duyar.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
big | büyük |
requires | gerektirir |
inspiration | ilham |
maybe | belki |
event | etkinlik |
ideas | fikirler |
role | rol |
moment | anı |
innovative | yenilikçi |
creative | yaratıcı |
and | ve |
a | bir |
EN Getting the big moment right requires inspiration and maybe a fairy godmother. Our event planners are happy to take on the role by offering innovative ideas and creative flourishes.
TR Büyük anı doğru yapmak, ilham ve belki bir iyilik perisi gerektirir. Etkinlik planlayıcılarımız yenilikçi fikirler ve yaratıcı süslemeler sunma rolünü üzerlerine almaktan mutluluk duyar.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
big | büyük |
requires | gerektirir |
inspiration | ilham |
maybe | belki |
event | etkinlik |
ideas | fikirler |
role | rol |
moment | anı |
innovative | yenilikçi |
creative | yaratıcı |
and | ve |
a | bir |
EN Getting the big moment right requires inspiration and maybe a fairy godmother. Our event planners are happy to take on the role by offering innovative ideas and creative flourishes.
TR Büyük anı doğru yapmak, ilham ve belki bir iyilik perisi gerektirir. Etkinlik planlayıcılarımız yenilikçi fikirler ve yaratıcı süslemeler sunma rolünü üzerlerine almaktan mutluluk duyar.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
big | büyük |
requires | gerektirir |
inspiration | ilham |
maybe | belki |
event | etkinlik |
ideas | fikirler |
role | rol |
moment | anı |
innovative | yenilikçi |
creative | yaratıcı |
and | ve |
a | bir |
EN Don’t miss: Take a look at one of the icons of pop art in the original: Roy Lichtenstein’s “M-Maybe”.
TR Atlamayın: Pop artın ikonlaşmış eserlerinden birinin orijinalini görme şansı: Roy Lichtenstein’ın “M-Maybe” adlı tablosu.
EN The sought-after discos and bars in the west of the city are disguised during the daytime, maybe as studios or bicycle shops
TR Kentin batısındaki kıpır kıpır diskotekler ve barlar gündüz kah bir atölyeye, kah bir bisiklet dükkanına dönüşüyor
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
west | batı |
city | kentin |
and | ve |
EN And maybe this type of communication has also influenced my literary work
TR Muhtemelen bu tür bir iletişim benim edebiyat çalışmalarımı da etkilemiştir
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
type | tür |
communication | iletişim |
my | benim |
also | da |
this | bu |
EN Complex workflows and tedious activities make work harder. Sonix strives to make working with audio and video delightful... and maybe a little bit magical.
TR Karmaşık iş akışları ve sıkıcı faaliyetler işleri daha da zorlaştırır. Sonix, ses ve video ile çalışmayı keyifli hale getirmeye çalışıyor... ve belki biraz büyülü.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
complex | karmaşık |
activities | faaliyetler |
video | video |
maybe | belki |
tedious | sıkıcı |
sonix | sonix |
make | da |
working | iş |
with | ile |
EN Suddenly, oat-based beverages are everywhere - maybe even in your own cup of coffee this morning. Popularity of oat drinks is just getting started.
TR Sıvı gıda üreticileri, yulaf bazlı içecekleri üretimlerine dahil etmeden önce bir hattı dönüştürmenin veya yeni bir hat eklemenin artılarını ve eksilerini düşünmelidir.
Αγγλικά | τούρκικος |
---|---|
oat | yulaf |
based | bazlı |
in | da |
even | bir |
your | ve |
Εμφάνιση 50 από 50 μεταφράσεων