EN You have to understand new medications and breakthrough therapies while managing patients with complicated conditions and comorbidities
Μετάφραση "breakthrough therapies while" σε τούρκικος
Εμφάνιση 50 από 50 μεταφράσεις της φράσης "breakthrough therapies while" από Αγγλικά σε τούρκικος
Μεταφράσεις του breakthrough therapies while
Το "breakthrough therapies while" στο Αγγλικά μπορεί να μεταφραστεί στις ακόλουθες τούρκικος λέξεις/φράσεις:
Μετάφραση του Αγγλικά σε τούρκικος του breakthrough therapies while
Αγγλικά
τούρκικος
TR Karmaşık rahatsızlıklara ve komorbiditelere sahip hastaları yönetirken, aynı zamanda yeni ilaçları ve tedavileri anlamanız gerekiyor
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| new | yeni |
| while | zamanda |
| complicated | karmaşık |
| with | aynı |
| have to | gerekiyor |
| and | ve |
| patients | hastaları |
| to | sahip |
EN A patient’s medical history may include details about past diseases, illnesses running in the family, previous diagnoses, medical abstract, therapies, allergies, and medication
TR Hastanın hastalık öyküsünde hastanın geçirdiği hastalıklar, aileden gelen kalıtsal hastalıklar, daha önce koyulmuş teşhisler, hastalık özeti, uygulanan tedaviler, alerji durumu ve kullanılan ilaçlar belirtilmelidir
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| diseases | hastalıklar |
| medication | ilaç |
| and | ve |
| the | önce |
EN Celgene is a global biotechnology company that is developing targeted therapies that match treatment with the patient
TR Dünya çapında bir biyoteknoloji şirketi olan Celgene, tedaviyi hastayla eşleştiren hedeflenmiş terapiler geliştiriyor
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| biotechnology | biyoteknoloji |
| company | şirketi |
| global | dünya |
EN AWS technology has enabled Celgene to accelerate development of drug therapies for cancer and inflammatory diseases.
TR AWS teknolojileri sayesinde Celgene, kanser ve enflamatuar hastalıklar için ilaç terapilerini artık daha hızlı geliştiriyor.
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| aws | aws |
| technology | teknolojileri |
| cancer | kanser |
| diseases | hastalıklar |
| drug | ilaç |
| and | ve |
| of | in |
EN for trauma therapies of those affected
TR etkilenenlerin travma terapileri için
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| of | in |
| for | için |
EN In 2008, Ugur Sahin and his wife Özlem Türeci teamed up with Christoph Huber to establish the company Biontech in Mainz with a view to conducting research into drugs and technologies for cancer therapies
TR 2008’de karı-koca Uğur Şahin ile Özlem Türeci Mainz’da Christoph Huber’le birlikte ilaç ve kanser tedavisi araştırmaları için Biontech firmasını kurdular
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| company | firması |
| cancer | kanser |
| research | araştırmaları |
| and | ve |
| his | in |
| view | ile |
EN The international team of researchers at the Leibniz Future Lab for Artificial Intelligence (LeibnizAILab) based at the University of Hanover would like to use AI systems to tailor medical therapies to the individual needs of patients
TR Hannover Üniversitesi nezdinde kurulu “Leibniz Yapay Zekâ Gelecek Laboratuvarı” (LeibnizKILabor) YZ sistemlerini, tıbbi terapilerin hasta kişinin bireysel ihtiyaçlarına göre ayarlanmasında kullanmak istiyor
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| at | nda |
| future | gelecek |
| artificial | yapay |
| based | göre |
| use | kullanmak |
| systems | sistemlerini |
| medical | tıbbi |
| individual | bireysel |
| needs | ihtiyaç |
EN It is designed to help shorten therapies and support diagnoses.
TR Bu altyapı, teşhisleri kolaylaştırıyor ve tedavi süreçlerini kısaltabiliyor.
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| and | ve |
EN In part, the lack of a ?breakthrough? in such a study, and thus the little recognition that its author(s) receive(s), as relevant citations tend to go to the original paper
TR Kısmen, bu tür bir çalışmada “çığır açan” bir şey olmaması ve dolayısıyla yazarlarının pek takdir toplamaması, çünkü atıfların orijinal makaleye gitmesi
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| s | s |
| original | orijinal |
| a | bir |
| of | nın |
| and | ve |
EN You’ll be able to instantly track the video creators who are important to your channel, whether they are big influencers setting trends in your space, or channels smaller than you having breakthrough content
TR Kanalınız için önemli olan video içerik oluşturucularını, alanınızdaki trendleri belirleyen büyük fikir önderlerini veya gelişim gösteren içeriğe sahip olan sizden daha küçük kanalları anında izleyebileceksiniz
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| trends | trendleri |
| space | alan |
| video | video |
| important | önemli |
| content | içerik |
| big | büyük |
| channel | kanal |
| smaller | daha küçük |
| instantly | anında |
| or | veya |
EN The four-piece's commercial breakthrough came with the successful release of several singles from the album Bleed American (2001)
TR Jimmy Eat World, kurulduktan sonraki ilk birkaç sene indie müzik piyasasının hakim olduğu bölgelerde konserler verdi
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| with | ilk |
| several | birkaç |
| of | nın |
EN Caillat released her second album, Breakthrough, in August 2009
TR MySpace sitesi sanatçının müzik kariyerini başlatmasında çok etkili olmuş
EN Breakthrough was nominated for Best Pop Vocal Album at the 2010 Grammy Awards
TR Şarkılarını bu siteye koyduğunu anlatan Caillat şöyle konuşuyor: “Birkaç ay içinde bir hayran kitlesi oluştu
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| best | bir |
EN The real breakthrough came with the 1980s with a new offering: Citroën C15 which reaches more than 1.18 million units assembled in 22 years.
TR Gerçek atılım, 1980?lerde yeni bir teklifle geldi: Citroën C15, 22 yıl içinde 1.18 milyondan fazla birime ulaştı.
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| came | geldi |
| citroën | citroën |
| million | milyondan |
| real | gerçek |
| more | fazla |
| new | yeni bir |
| in | içinde |
| years | bir |
EN The new dual sensor system combines true 1 to 1 tracking with breakthrough state-of-the art lift off distance detection. For the first time ever, you are in complete control - even on lift off.
TR Yeni ikili algılayıcı sistemi, gerçek birebir takibi son teknoloji kalkış mesafesi uzaklık algılama özelliği ile birleştiriyor. İlk defa tam olarak kontrol sizde, kalkışta bile.
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| dual | ikili |
| system | sistemi |
| true | gerçek |
| tracking | takibi |
| detection | algılama |
| complete | tam |
| control | kontrol |
| new | yeni |
| off | ile |
EN The new dual sensor system combines true 1 to 1 tracking with breakthrough state-of-the art lift off distance detection
TR Yeni ikili algılayıcı sistemi, gerçek birebir takibi son teknoloji kalkış mesafesi uzaklık algılama özelliği ile birleştiriyor
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| dual | ikili |
| system | sistemi |
| true | gerçek |
| tracking | takibi |
| detection | algılama |
| new | yeni |
| off | ile |
EN The world’s most advanced sensor system, the TrueMove3+ combines true 1 to 1 tracking with breakthrough state-of-the art lift off distance detection. For the first time ever, you are in complete control - even on lift off.
TR Dünyanın en gelişimiş sensör sistemi TrueMove3+ gerçek 1'e izlemeyle teknoloji harikası yerden kaldırma tespitini bir arada sunuyor. İlk defa tam olarak kontrol sizde, kalkışta bile.
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| system | sistemi |
| true | gerçek |
| time | defa |
| control | kontrol |
| most | en |
| complete | tam |
| off | bir |
EN With VisibilityIQ™, you enable a portfolio of tools to generate data-driven, actionable insights powered by Zebra Savanna™, Zebra’s breakthrough data intelligence platform.
TR VisibilityIQ™ ile, Zebra’nın gelişmiş veri toplama platformu Zebra Savanna™ tarafından desteklenen verilere dayalı, işleme konulabilir bilgiler üretmek için bir araç portföyünü etkinleştirebilirsiniz.
EN Powered by Zebra Savanna™, Zebra’s breakthrough data intelligence platform, VisibilityIQ™ Foresight provides a convenient, one-view solution driven by comprehensive data collection and analytics
TR Zebra Savanna™ tarafından desteklenen Zebra’nın çığır açıcı bilgi platformu VisibilityIQ™ Foresight, kapsamlı verilere ve analizlere dayalı kullanışlı, tek görünümlük bir çözüm sunuyor
EN 2017: Introduced breakthrough Zebra Savanna™ data intelligence platform; Collaboration with NFL and Wilson Sporting Goods to track players and game footballs
TR 2017: Zebra Savanna™ veri bilgi platformu ile devrim yarattı; oyuncular ve futbol maçlarının takibi için NFL ve Wilson Sporting Goods ile işbirliği
EN Zebra Technologies won IoT Breakthrough “IoT Innovation Award for Enterprise Solution of the Year” for our MotionWorks Proximity solution designed to create safer, healthier work environments.
TR Zebra Technologies, daha güvenli, sağlıklı iş ortamları yaratmak üzere tasarlanan MotionWorks Proximity çözümü ile IoT Breakthrough’nun “Yılın Kurumsal Çözümü için Nesnelerin İnterneti İnovasyon Ödülü”nü kazandı.
EN Powered by Zebra Savanna™, Zebra’s breakthrough data intelligence platform, VisibilityIQ™ Foresight provides a convenient, one-view solution driven by comprehensive data collection and analytics
TR Zebra Savanna™ tarafından desteklenen Zebra’nın çığır açıcı bilgi platformu VisibilityIQ™ Foresight, kapsamlı verilere ve analizlere dayalı kullanışlı, tek görünümlük bir çözüm sunuyor
EN With VisibilityIQ™, you enable a portfolio of tools to generate data-driven, actionable insights powered by Zebra Savanna™, Zebra’s breakthrough data intelligence platform.
TR VisibilityIQ™ ile, Zebra’nın gelişmiş veri toplama platformu Zebra Savanna™ tarafından desteklenen verilere dayalı, işleme konulabilir bilgiler üretmek için bir araç portföyünü etkinleştirebilirsiniz.
EN You’ll be able to instantly track the video creators who are important to your channel, whether they are big influencers setting trends in your space, or channels smaller than you having breakthrough content
TR Kanalınız için önemli olan video içerik oluşturucularını, alanınızdaki trendleri belirleyen büyük fikir önderlerini veya gelişim gösteren içeriğe sahip olan sizden daha küçük kanalları anında izleyebileceksiniz
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| trends | trendleri |
| space | alan |
| video | video |
| important | önemli |
| content | içerik |
| big | büyük |
| channel | kanal |
| smaller | daha küçük |
| instantly | anında |
| or | veya |
EN The real breakthrough came with the 1980s with a new offering: Citroën C15 which reaches more than 1.18 million units assembled in 22 years.
TR Gerçek atılım, 1980?lerde yeni bir teklifle geldi: Citroën C15, 22 yıl içinde 1.18 milyondan fazla birime ulaştı.
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| came | geldi |
| citroën | citroën |
| million | milyondan |
| real | gerçek |
| more | fazla |
| new | yeni bir |
| in | içinde |
| years | bir |
EN The real breakthrough came with the 1980s with a new offering: Citroën C15 which reaches more than 1.18 million units assembled in 22 years.
TR Gerçek atılım, 1980?lerde yeni bir teklifle geldi: Citroën C15, 22 yıl içinde 1.18 milyondan fazla birime ulaştı.
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| came | geldi |
| citroën | citroën |
| million | milyondan |
| real | gerçek |
| more | fazla |
| new | yeni bir |
| in | içinde |
| years | bir |
EN Then came the German organic chemist Benjamin List and the Scottish organic chemist David MacMillan and, independently of one another, they achieved a sensational breakthrough in 2000.
TR Ama sonra iki araştırmacı, Alman Benjamin List ve İskoç David MacMillan meydana çıktı ve 2000 yılında birbirlerinden bağımsız olarak sansasyonel bir atılım gerçekleştirdi.
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| benjamin | benjamin |
| david | david |
| independently | bağımsız |
| list | list |
| a | bir |
| and | ve |
EN Their breakthrough came in 1990, when they brought a new type of cajón onto the market
TR Ve bu ikili, 1990 yılında yeni tip bir cajón davulunu piyasaya sürdüğünde, çığır açmayı başarır
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| new | yeni |
| type | tip |
| a | bir |
| their | ve |
EN A maths problem was the breakthrough
TR Bir hesap sorusu dönüm noktası oldu
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| was | oldu |
| a | bir |
EN Our team will be happy to put your concept into practice. We provide services to create customized live games. Perhaps your idea will be a breakthrough in today's gaming market.
TR Ekibimiz çözümünüzü uygulamaktan mutluluk duyar. Bireysel bir talep üzerine canlı oyunların oluşturulması için hizmet veriyoruz. Belki de fikriniz modern oyun pazarında bir atılım olacaktır.
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| services | hizmet |
| perhaps | belki |
| our team | ekibimiz |
| live | canlı |
| market | pazar |
| our | de |
| games | oyunlar |
| put | için |
| gaming | oyun |
| will | olacaktır |
EN The four-piece's commercial breakthrough came with the successful release of several singles from the album Bleed American (2001)
TR Jimmy Eat World, kurulduktan sonraki ilk birkaç sene indie müzik piyasasının hakim olduğu bölgelerde konserler verdi
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| with | ilk |
| several | birkaç |
| of | nın |
EN Caillat released her second album, Breakthrough, in August 2009
TR MySpace sitesi sanatçının müzik kariyerini başlatmasında çok etkili olmuş
EN Breakthrough was nominated for Best Pop Vocal Album at the 2010 Grammy Awards
TR Şarkılarını bu siteye koyduğunu anlatan Caillat şöyle konuşuyor: “Birkaç ay içinde bir hayran kitlesi oluştu
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| best | bir |
EN Breakthrough technology eBeam to the beverage carton industry for the first time
TR İlk kez içecek kartonu sektörüne yönelik çığır açan eBeam teknolojisi
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| technology | teknolojisi |
| beverage | içecek |
| industry | sektör |
| first | a |
| time | kez |
EN We do not compromise on quality. We relentlessly drive for better, fit-for-purpose solutions and breakthrough innovations.
TR Kaliteden taviz vermeyiz. Amaca yönelik, daha iyi çözümler ve çığır açan yenilikler için durmaksızın çabalarız.
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| innovations | yenilikler |
| purpose | amaca |
| solutions | çözümler |
| and | ve |
| better | daha iyi |
EN We remain ready to unleash the potential of these technologies, using them to create breakthrough processing, packaging and service solutions for our customers
TR Müşterilerimiz için çığır açan proses, paketleme ve servis çözümleri yaratmak için bu teknolojilerin potansiyelini açığa çıkarmaya hazırız
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| ready | hazır |
| potential | potansiyelini |
| packaging | paketleme |
| service | servis |
| our customers | müşterilerimiz |
| solutions | çözümleri |
| these | bu |
| of | in |
| and | ve |
EN “We’re collaborating to innovate breakthrough solutions.” - Laurence Mott, Executive VP for Development and Engineering at Tetra Pak
TR "Çığır açan çözümler geliştirmek için işbirliği yapıyoruz." - Laurence Mott, Tetra Pak Geliştirme ve Mühendislikten Sorumlu Başkan Yardımcısı
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| solutions | çözümler |
| tetra | tetra |
| pak | pak |
| development | geliştirme |
| and | ve |
EN VPN Solution of the Year at CyberSecurity Breakthrough Awards 2022
TR 2022 CyberSecurity Breakthrough Awards'ta (Siber Güvenlik Atılım Ödülleri) Yılın VPN Çözümü
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| vpn | vpn |
| of | ın |
| year | yıl |
EN It increases operational efficiency while reducing risks with its know-how and project experience while also selecting and procuring new technologies and software and hardware products as well as adjusting the processes to new technologies.
TR Bu sayede Assan Bilişim A.Ş, tüm grup şirketlerimize destek ve iş çözümleri ile beraber kendi marka değerlerine, yüksek ölçekli kârlılıklarına ve performanslarına zemin hazırlamış olmaktadır.
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| and | ve |
| its | bu |
EN While the cloud took a while to catch on, organizations are increasingly adopting cloud-first IT strategies.
TR Bulutu yakalamak biraz zaman alırken, kuruluşlar giderek daha fazla bulut öncelikli BT stratejilerini benimsiyor.
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| organizations | kuruluşlar |
| strategies | stratejilerini |
| cloud | bulut |
| while | zaman |
| it | bt |
EN Do you eat while using internet and technology or forget to eat while using internet and technology?
TR İnternet ve teknolojiyi kullanırken yemek mi yiyorsunuz yoksa internet ve teknolojiyi kullanırken mi yemeyi unutuyorsunuz?
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| eat | yemek |
| internet | internet |
| technology | teknolojiyi |
| or | yoksa |
| while using | kullanırken |
| and | ve |
EN 5. Have you ever watched at inappropriate times (such as the night before a big deadline, while driving, while with family or friends or when you’re supposed to be working or studying)?
TR 5. Hiç uygunsuz zamanlarda izlediniz mi (örneğin, büyük bir son teslim tarihinden önceki gece, araba kullanırken, aileniz veya arkadaşlarınızla veya çalışmanız veya ders çalışmanız gerektiği zaman)?
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| inappropriate | uygunsuz |
| night | gece |
| big | büyük |
| friends | arkadaşlar |
| when | zaman |
| or | veya |
| to | hiç |
| a | bir |
| the | araba |
| with | önceki |
EN The Print & eBook bundle option provides instant digital access to your book content while you wait for your delivery.
TR Basılı ve e-Kitap seti seçeneği ile teslim edilmesini beklerken kitabınızın içeriğine dijital olarak anında erişebilirsiniz.
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| option | seçeneği |
| instant | anında |
| access | erişebilirsiniz |
| delivery | teslim |
| digital | dijital |
| your | ve |
| book | kitap |
| to | e |
EN While we appreciate your enthusiasm, in order to control abuse, we limit how often you can do this.
TR Coşkunu anlıyor olsak da kötüye kullanımı kontrol altında tutmak için ne sıklıkta bunu yapabileceğini kısıtlıyoruz.
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| you | in |
| can | ne |
| control | kontrol |
| in | da |
| to | için |
EN Maintain your existing DNS infrastructure while using Cloudflare DNS as a secondary DNS or in a hidden primary setup. We support TSIG authentication for zone transfers.
TR Cloudflare DNS'i ikincil DNS olarak veya gizli bir birincil kurulumda kullanarak mevcut DNS altyapınıza sahip olmaya devam edebilirsiniz. Bölge aktarımları için TSIG kimlik doğrulamasını destekliyoruz.
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| dns | dns |
| infrastructure | altyapı |
| secondary | ikincil |
| hidden | gizli |
| primary | birincil |
| authentication | kimlik |
| cloudflare | cloudflare |
| using | kullanarak |
| or | veya |
| for | için |
EN While all our learning materials and some of the tools will stay free - consider supporting us by subscribing to Ahrefs.
TR Tüm öğrenme materyallerimiz ve araçlarımızın bazıları ücretsiz olsa da Ahrefs’e abone olarak bizi desteklemeyi düşünebilirsiniz.
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| free | ücretsiz |
| subscribing | abone |
| and | ve |
| while | da |
| all | tüm |
| some | bazı |
| us | bizi |
| the | olsa |
| tools | araçları |
EN 1. Over 90% of our journals offer the option to publish open access and make an article permanently available, immediately, at a price below industry average while delivering above-average quality.
TR 1. Dergilerimizin %90'ından fazlası bir makaleyi ortalamanın üstünde bir kaliteyle sektörün altında bir fiyata açık erişimli olarak yayınlama ve anında sürekli olarak kullanılabilir hale getirme seçeneğini sağlar.
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| offer | sağlar |
| option | seçeneğini |
| publish | yayınlama |
| access | erişimli |
| price | fiyata |
| below | altında |
| industry | sektör |
| open | açık |
| and | ve |
| available | kullanılabilir |
| at | nda |
| of | üstünde |
| article | bir |
EN Elsevier is working with partners, promoting science literacy and research integrity while making efforts to tackle unconscious bias in the publishing process.
TR Elsevier ortaklar ile birlikte çalışarak, bilim okuryazarlığını ve araştırma doğruluğunu teşvik ederken, yayınlama sürecinde bilinçsiz önyargının önüne geçmek için çaba sarf etmektedir.
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| partners | ortaklar |
| unconscious | bilinçsiz |
| publishing | yayınlama |
| process | sürecinde |
| elsevier | elsevier |
| working | çalışarak |
| promoting | teşvik |
| research | araştırma |
| science | bilim |
| and | ve |
| to | için |
EN These answers, based on the latest evidence, help physicians to reduce unnecessary referrals, tests and treatments, while contributing to improved care outcomes and higher patient satisfaction.
TR En son kanıtlara dayalı olan bu cevaplar doktorların gereksiz yapılan sevkleri, testleri ve tedavileri azaltabilmesini sağlamanın yanında, bakım sonuçlarının iyileştirilmesine ve hasta memnuniyetinin artmasına katkı sağlar.
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| answers | cevaplar |
| unnecessary | gereksiz |
| care | bakım |
| outcomes | sonuçları |
| patient | hasta |
| and | ve |
| these | bu |
| to | yanında |
| latest | en |
| the latest | son |
| based | dayalı |
EN Our data enables discovery of great growth opportunities, while workflow and tracking solutions help users run experiments continuously and more accurately measure results.
TR Verilerimiz, büyük gelişme imkanları sunarken, iş akışı ve izleme çözümleri kullanıcıların sürekli olarak deneyler gerçekleştirmesine ve daha doğru sonuçlar elde etmesine imkan sağlar.
| Αγγλικά | τούρκικος |
|---|---|
| tracking | izleme |
| continuously | sürekli |
| solutions | çözümleri |
| more | daha |
| great | büyük |
| and | ve |
| users | kullanıcılar |
Εμφάνιση 50 από 50 μεταφράσεων
Παρόμοιες μεταφράσεις
therapies medical therapies targeted therapies developing targeted therapies breakthrough breakthrough technology breakthrough data intelligence breakthrough enabled rapid breakthrough energy catalyst ibm delivers breakthrough achieve the breakthrough breakthrough innovations solvingthe technological breakthrough cybersecurity breakthrough awards having breakthrough content considered a breakthrough next breakthrough breakthrough was nominated breakthrough decarbonization technologies while relevant while transcript while listening tease while smoking disaster while affecting monitoring—while prospects while spending encounter while browsing domain while sticking even while seeking alteration while spreading exercise while exploring pulsations while rejuvenating individual while sometimes eat while using replenishes while effectively fee while others passengers while lending edits while listening damage while increasing comfortable while typing oil while simultaneously problem while letting infrastructure while using role while executing gaming while bluetooth remotely while ensuring lyrics while listening lines while dragging fun while playing tablet while sitting
Άραβας
Βιετναμέζικα
Γερμανός
Ιαπωνικά
Ινδονησιακά
Ισπανικά
Νορβηγός
Ολλανδός
Πορτογαλικά
Ρωσική
Σουηδικά
Στίλβωση
Τσέχος
γαλλική γλώσσα
ιταλικός
κινέζικα
κορεάτης
ουγγρικός
τούρκικος
φινλανδικός