TR botanik kuş yol ağaç yetişme ortamı üretmek memeli Vahşi hayat çimen Şekil malzeme ahşap ışık kişi kıyı plaj doğa akşam karanlığı Tepe kum Bahçe aydınlatma Yansıma omurgalı Bahar okyanus renk çiçek gece Cityscape
TR botanik kuş yol ağaç yetişme ortamı üretmek memeli Vahşi hayat çimen Şekil malzeme ahşap ışık kişi kıyı plaj doğa akşam karanlığı Tepe kum Bahçe aydınlatma Yansıma omurgalı Bahar okyanus renk çiçek gece Cityscape
EN woodland body of water forest terrain fauna tree landmark photography coast season street sunlight shape design wildflower sky evening photograph black bird color wood wall grass food sea summer lighting black and white dawn
TR Araştırmalarda ve bilimsel, teknik ve tıbbi yayınlarda cinsiyet ve diğer özellikler üzerine analizler ve çalışmalar üretmek
EN Producing analytics and studies on gender and other characteristics in research and in science, technical, and medical publishing
Türkisch | Englisch |
---|---|
ve | and |
tıbbi | medical |
cinsiyet | gender |
diğer | other |
analizler | analytics |
çalışmalar | studies |
üretmek | producing |
TR Ücretli reklamlar için fikir üretmek için alakalı anahtar kelimeleri kullanın
EN Use related keywords to generate ideas for paid ads
Türkisch | Englisch |
---|---|
reklamlar | ads |
üretmek | generate |
alakalı | related |
anahtar | keywords |
kullanın | use |
TR Eşyalarımızı üretmek, şaşırtıcı miktarda hammadde gerektirir.
EN Making our stuff requires an astounding amount of raw materials.
Türkisch | Englisch |
---|---|
miktarda | amount |
gerektirir | requires |
TR Metin ile video üretmek çok daha kolaydır.
EN Producing videos is much easier with text.
Türkisch | Englisch |
---|---|
metin | text |
video | videos |
üretmek | producing |
çok | much |
TR PoA, blockchain bloklarını doğrulamak ve üretmek için Authority Masternodes (AM) (Otorite Masternode'ları) adı verilen bireysel organizasyonların itibarına dayanır
EN PoA relies on the reputation of individual organizations, called Authority Masternodes (AM), to validate and produce blockchain blocks
Türkisch | Englisch |
---|---|
blockchain | blockchain |
bireysel | individual |
blokları | blocks |
TR Yeni bir key üretmek için nedenleriniz olabilir
EN You may have reasons to generate a new key
Türkisch | Englisch |
---|---|
üretmek | generate |
olabilir | may |
TR Sağlık Doğa Makyaj malzemeleri Çilingir Oduncu Kasırga Kök Dünya Dal Kök Meşe ağacı Yeşil Üretmek Ağaç Organik Daire Bitki Siluet Başlat Orman Vegan Hat Ekoloji Ekolojik
EN Health Nature Cosmetics Locksmith Lumberjack Hurricane Stem Earth Branch Root Oak tree Green Craft Tree Organic Circle Plant Silhouette Start Forest Vegan Line Ecology Ecological
Türkisch | Englisch |
---|---|
sağlık | health |
doğa | nature |
kök | root |
daire | circle |
orman | forest |
hat | line |
ekolojik | ecological |
TR Bu sonuç başlı başına büyük bir başarı - ancak Google TBM bütçesinin sadece yarısını harcayarak %20 daha yüksek bir sipariş değeri üretmek, herkesin beklentisinin üstünde ve ötesindeydi
EN Achieving this is a huge success in itself - but reaching this by only spending half of the Google CPC budget and still generating a 20% higher order value was above and beyond everybody’s expectations
Türkisch | Englisch |
---|---|
bu | this |
büyük | huge |
başarı | success |
sipariş | order |
TR Kibar Holding, havacılık ve otomotiv için gövde metalleri üretmek amacıyla düğmeye bastı
EN Kibar Holding has initiated efforts to manufacture body metals for the aviation and automotive sector
Türkisch | Englisch |
---|---|
holding | holding |
otomotiv | automotive |
gövde | body |
TR Kibar Holding uçak, füze ve oto sanayinde kullanılan özel alaşımlı alüminyum üretmek için Sakarya'da 750 milyon dolarlık fabrika kuruyor. "Stratejik yatırım" 2020'de üretime geçecek.
EN Kibar Holding is building a factory worth 750 million dollars in Sakarya in order to manufacture specially alloyed aluminum which is used in the aircraft, rocket, and automotive industries. "The Strategic Investment" will begin production in 2020.
Türkisch | Englisch |
---|---|
holding | holding |
uçak | aircraft |
özel | specially |
alüminyum | aluminum |
milyon | million |
stratejik | strategic |
yatırım | investment |
TR VisibilityIQ™ ile, Zebra’nın gelişmiş veri toplama platformu Zebra Savanna™ tarafından desteklenen verilere dayalı, işleme konulabilir bilgiler üretmek için bir araç portföyünü etkinleştirebilirsiniz.
EN With VisibilityIQ™, you enable a portfolio of tools to generate data-driven, actionable insights powered by Zebra Savanna™, Zebra’s breakthrough data intelligence platform.
Türkisch | Englisch |
---|---|
visibilityiq | visibilityiq |
platformu | platform |
üretmek | generate |
araç | tools |
TR Her gün milyonlarca cihazdan gelen verileri hızlıca işler ve işletmenizi daha etkili yönetmek için tarihsel verileri de içeren işleme konulabilir bilgiler üretmek amacıyla makine öğrenim tekniğini uygular.
EN It quickly processes data points from millions of devices every day, and applies machine learning techniques to generate actionable insights with historical trends to run your business more efficiently.
Türkisch | Englisch |
---|---|
hızlıca | quickly |
işletmenizi | your business |
etkili | efficiently |
üretmek | generate |
makine | machine |
öğrenim | learning |
TR Büyümek için yere, yeni fikiler üretmek için daha fazla alana ihtiyaç var: "SunPlaza" ile SunExpress yeni ve modern bir merkez binasına kavuştu.
EN Innovation needs space! In 2012, SunExpress opens the SunPlaza, a new and modern company headquarters in Antalya.
Türkisch | Englisch |
---|---|
yeni | new |
sunexpress | sunexpress |
modern | modern |
TR Öncü REFIBRA™ teknolojisi, saf yeni TENCEL™ Lyocell elyafını üretmek için ağaç hamurunun yanı sıra ileri dönüşümlü pamuklu giysi üretiminden kalan artıkları da kapsar.
EN Eco Clean technology brings totally chlorine-free-bleached TENCEL™ Modal fibers to the textile industry, offering one of the most responsible and cleanest choices within all existing modal fibers.
Türkisch | Englisch |
---|---|
teknolojisi | technology |
TR 450'den fazla interaktif sahne, animasyonlu karakterler, tasarım ve ikonlar içeren bu şablonla, video üretmek için artık zorlanmayacaksınız
EN More than 450 interactive scenes, animated characters and a huge stock of high-quality music tracks will make you forget about boring and repetitive content
Türkisch | Englisch |
---|---|
interaktif | interactive |
animasyonlu | animated |
tasarım | make |
TR Bir Minecraft introsu ile kanalınız için yüksek kalitede içerik üretmek için çaba harcamaya hazır olduğunuzu göstermiş olursunuz
EN A Minecraft intro will show your audience that you are ready to go the extra mile to create high-quality content for your channel
Türkisch | Englisch |
---|---|
minecraft | minecraft |
yüksek | high |
kalitede | quality |
içerik | content |
kanalı | channel |
TR Sosyal Medya Araç Takımı ile bilgi, fikir ve ilgi alanları üretmek ve paylaşmak artık çok kolay
EN The creation and sharing of information, ideas, and interests are now a matter of minutes with this Social Media Toolkit
Türkisch | Englisch |
---|---|
araç | toolkit |
bilgi | information |
ilgi | interests |
paylaşmak | sharing |
artık | now |
çok | are |
TR Aston Martin artık SUV üretmek ile ilgilenmeyecek
EN BMW M4 CSL coming exclusively with RWD and automatic gearbox - report
TR Eşyalarımızı üretmek, şaşırtıcı miktarda hammadde gerektirir.
EN Making our stuff requires an astounding amount of raw materials.
Türkisch | Englisch |
---|---|
miktarda | amount |
gerektirir | requires |
TR Yeni bir key üretmek için nedenleriniz olabilir
EN You may have reasons to generate a new key
Türkisch | Englisch |
---|---|
üretmek | generate |
olabilir | may |
TR Video içerikleri üretmek isteyen STÖ’ler için iyi bir haberimiz var. Sivil Toplum İçin Kapasite Geliştirme Merkezi Projesi kapsamında STGM'de video kayıt stüdyosu açıldı.
EN A video recording studio was set and opened at STGM as part of the Capacity Building Center for Civil Society Project.
Türkisch | Englisch |
---|---|
sivil | civil |
toplum | society |
kapasite | capacity |
merkezi | center |
projesi | project |
stgm | stgm |
TR Her gün milyonlarca cihazdan gelen verileri hızlıca işler ve işletmenizi daha etkili yönetmek için tarihsel verileri de içeren işleme konulabilir bilgiler üretmek amacıyla makine öğrenim tekniğini uygular.
EN It quickly processes data points from millions of devices every day, and applies machine learning techniques to generate actionable insights with historical trends to run your business more efficiently.
Türkisch | Englisch |
---|---|
hızlıca | quickly |
işletmenizi | your business |
etkili | efficiently |
üretmek | generate |
makine | machine |
öğrenim | learning |
TR VisibilityIQ™ ile, Zebra’nın gelişmiş veri toplama platformu Zebra Savanna™ tarafından desteklenen verilere dayalı, işleme konulabilir bilgiler üretmek için bir araç portföyünü etkinleştirebilirsiniz.
EN With VisibilityIQ™, you enable a portfolio of tools to generate data-driven, actionable insights powered by Zebra Savanna™, Zebra’s breakthrough data intelligence platform.
Türkisch | Englisch |
---|---|
visibilityiq | visibilityiq |
platformu | platform |
üretmek | generate |
araç | tools |
TR Sosyal medya tasarımlarından daha fazlasına ulaşın. Visme, her türden görsel içerik üretmek için ihtiyacınız olan tek araçtır.
EN Go beyond documents. Visme is the only tool you’ll need to create all forms of visual content.
Türkisch | Englisch |
---|---|
visme | visme |
görsel | visual |
içerik | content |
ihtiyacınız | need |
olan | is |
TR Ortağımız olan şirketlerin bünyesinde, hafif ve orta kalibre silahları, gerçekçi takvimlere bağlı kalarak geliştirmek ve üretmek istiyoruz
EN We want to develop and produce light- and medium-calibre weapons with our partner companies according to a realistic schedule
Türkisch | Englisch |
---|---|
şirketlerin | companies |
hafif | light |
ve | and |
orta | medium |
gerçekçi | realistic |
geliştirmek | develop |
TR Yüksek kaliteli ve düşük maliyetli parçalar üretmek.
EN Producing high quality and cost efficient casting parts.
Türkisch | Englisch |
---|---|
yüksek | high |
kaliteli | quality |
ve | and |
maliyetli | cost |
parçalar | parts |
üretmek | producing |
TR Alfa Romeo, aslında İtalya için özel Darracq modelleri üretmek ve satmak için tasarlanmış bir İtalyan lüks otomobil üreticisidir
EN Alfa Romeo is an Italian luxury car manufacturer which was originally meant to produce and sell special Darracq models for Italy
Türkisch | Englisch |
---|---|
özel | special |
modelleri | models |
satmak | sell |
lüks | luxury |
otomobil | car |
TR Fan kanatları, sabit hava akışı ve soğutma kalitesi için alüminyum soğutucudan herhangi bir açıda geçen büyük miktarda hava üretmek üzere üretilmiştir.
EN The fan blades are built to generate a large volume of air passing through the aluminum heatsink at any angle for the steady air flow and cooling quality.
Türkisch | Englisch |
---|---|
fan | fan |
hava | air |
akışı | flow |
soğutma | cooling |
kalitesi | quality |
alüminyum | aluminum |
üretmek | generate |
TR Fan kanatları, optimum soğutma performansını elde etmek ve soğutucudan herhangi bir açıda geçen büyük miktarda hava üretmek için tasarlanmıştır.
EN The fan blades are engineered to achieve the optimal cooling performance and generate large volume of air passing through the heatsink at any angle.
Türkisch | Englisch |
---|---|
fan | fan |
optimum | optimal |
soğutma | cooling |
elde | achieve |
hava | air |
üretmek | generate |
TR Kırk adet fan kanadı, optimum soğutma performansını elde etmek ve soğutucudan herhangi bir açıda geçen büyük miktarda hava üretmek için tasarlanmıştır
EN To make a perfect balance between cooling performance and noise level, forty fan blades are engineered to generate large volume of air passing through the heatsink at any angle
Türkisch | Englisch |
---|---|
fan | fan |
soğutma | cooling |
hava | air |
üretmek | generate |
TR Bu farklılıklar, çeşitli kültürel, toplumsal ve ekonomik koşulları gözeten yüksek kaliteli çözümler üretmek için kullanılabilir” diyor, Hindistan Kharagpur Indian Institute of Technology araştırmacısı Profesör Niloy Ganguly
EN These differences can be used to develop high-quality solutions that take into account the different cultural, social and economic conditions,” says Professor Niloy Ganguly from the Indian Institute of Technology, Kharagpur
Türkisch | Englisch |
---|---|
çeşitli | different |
kültürel | cultural |
toplumsal | social |
ekonomik | economic |
koşulları | conditions |
yüksek | high |
çözümler | solutions |
diyor | says |
hindistan | indian |
profesör | professor |
TR Das 1906’da Yukarı Palatina bölgesinin Waldsassen beldesinde kurulan firma bugün hala geleneksel yöntemle üretim yapıyor, çünkü bu kalitede camı makinayla üretmek mümkün değil
EN The company, founded in 1906 in Waldsassen in the Upper Palatinate, still uses traditional methods to produce window glass because this quality of glass cannot be produced by machine
Türkisch | Englisch |
---|---|
kurulan | founded |
firma | company |
hala | still |
geleneksel | traditional |
bu | this |
kalitede | quality |
TR Tarım, giderek artan dünya nüfusuna, yüksek ekolojik bedel ödemeden kaliteli gıda maddesi üretmek gibi zorlu bir görevle karşı karşıya. Almanya‘daki bu dört anabilim dalı, bu ödevin üstesinden nasıl gelinebileceğini gösteriyor.
EN Agriculture faces the challenge of producing good foodstuffs for the growing world population at low ecological cost. These four study courses in Germany show how this task might be mastered.
Türkisch | Englisch |
---|---|
tarım | agriculture |
artan | growing |
dünya | world |
ekolojik | ecological |
üretmek | producing |
almanya | germany |
bu | this |
TR Bilim insanları bu alanda halk sağlığını ilgilendiren problemlere yönelik önleyici konseptler ve çözümler üretmek üzere tıp, psikoloji ve sosyal bilimleri aynı potada buluşturuyor.
EN In this field, scientists develop prevention concepts and solutions to common health problems on the bases of medicine, psychology and the social sciences.
Türkisch | Englisch |
---|---|
bu | this |
ve | and |
çözümler | solutions |
tıp | medicine |
sosyal | social |
TR Uluslararası anlaşmazlıkların temeline inmek ve çözümler üretmek; burada tanıtacağımız Alman üniversitelerinde bunun yükseköğrenimini yapabilirsiniz.
EN Finding out about international conflicts and finding solutions - you can study this at these universities in Germany.
Türkisch | Englisch |
---|---|
uluslararası | international |
ve | and |
çözümler | solutions |
alman | germany |
TR Genellikle seramik (CIM) veya metal (MIM) ve bağlayıcı maddeler olmak üzere toz kullanılarak küçük parçalar üretmek için biçimlendirme tekniği
EN Forming technique for producing small components using powders, typically ceramics (CIM) or metals (MIM) and binding agents
Türkisch | Englisch |
---|---|
genellikle | typically |
veya | or |
bağlayıcı | binding |
küçük | small |
üretmek | producing |
TR Genellikle seramik (CIM) veya metal (MIM) ve bağlayıcı maddeler olmak üzere toz kullanılarak küçük parçalar üretmek için biçimlendirme tekniği
EN Forming technique for producing small components using powders, typically ceramics (CIM) or metals (MIM) and binding agents
Türkisch | Englisch |
---|---|
genellikle | typically |
veya | or |
bağlayıcı | binding |
küçük | small |
üretmek | producing |
TR Bilgisayar destekli tasarım ve bilgisayar destekli imalat (CAD/CAM) yazılımları prototipler, hazır ürünler ve ürün üretim süreçleri tasarlamak ve üretmek için kullanılır.
EN Computer-aided design & computer-aided manufacturing (CAD/CAM) software is used to design and manufacture prototypes, finished products and production runs of products.
Türkisch | Englisch |
---|---|
bilgisayar | computer |
destekli | aided |
hazır | finished |
kullanılır | used |
TR Bilgisayar destekli tasarım ve bilgisayar destekli imalat (CAD/CAM) yazılımları prototipler, hazır ürünler ve ürün üretim süreçleri tasarlamak ve üretmek için kullanılır.
EN Computer-aided design & computer-aided manufacturing (CAD/CAM) software is used to design and manufacture prototypes, finished products and production runs of products.
Türkisch | Englisch |
---|---|
bilgisayar | computer |
destekli | aided |
hazır | finished |
kullanılır | used |
TR Genellikle seramik (CIM) veya metal (MIM) ve bağlayıcı maddeler olmak üzere toz kullanılarak küçük parçalar üretmek için biçimlendirme tekniği
EN Forming technique for producing small components using powders, typically ceramics (CIM) or metals (MIM) and binding agents
Türkisch | Englisch |
---|---|
genellikle | typically |
veya | or |
bağlayıcı | binding |
küçük | small |
üretmek | producing |
TR Genellikle seramik (CIM) veya metal (MIM) ve bağlayıcı maddeler olmak üzere toz kullanılarak küçük parçalar üretmek için biçimlendirme tekniği
EN Forming technique for producing small components using powders, typically ceramics (CIM) or metals (MIM) and binding agents
Türkisch | Englisch |
---|---|
genellikle | typically |
veya | or |
bağlayıcı | binding |
küçük | small |
üretmek | producing |
TR Genellikle seramik (CIM) veya metal (MIM) ve bağlayıcı maddeler olmak üzere toz kullanılarak küçük parçalar üretmek için biçimlendirme tekniği
EN Forming technique for producing small components using powders, typically ceramics (CIM) or metals (MIM) and binding agents
Türkisch | Englisch |
---|---|
genellikle | typically |
veya | or |
bağlayıcı | binding |
küçük | small |
üretmek | producing |
TR Örneğin Apache'yi eksik dosyalarla ilgili sorunlar için (ErrorDocument yönergesi ile) bir PHP betiğini kullanacak şekilde yapılandırmışsanız betiğinizde uygun bir durum kodu üretmek için bu biçimi kullanabilirsiniz.
EN For example, if you have configured Apache to use a PHP script to handle requests for missing files (using the ErrorDocument directive), you may want to make sure that your script generates the proper status code.
Türkisch | Englisch |
---|---|
apache | apache |
eksik | missing |
php | php |
uygun | proper |
durum | status |
kodu | code |
kullanabilirsiniz | use |
TR İçerik üretmek SEO'yu geliştirmek için düşündüğünüz kadar hızlı bir yöntem gibi görünmese de, diğer birçok stratejinin buzul hızıyla karşılaştırdığınızda, aslında oldukça hızlıdır
EN While it may not seem like producing content is as quick of a method of improving SEO as you think, when you compare it to the glacial speed of many other strategies, it’s actually pretty quick
Türkisch | Englisch |
---|---|
üretmek | producing |
seo | seo |
yöntem | method |
diğer | other |
aslında | actually |
oldukça | pretty |
TR Bol miktarda teknik bilginin bulunduğu bir alanda çalışıyorsanız, muhtemelen ziyaretçilerinizin uzun uzun göz atabileceği yazılı içerikler üretmek isteyeceksiniz.
EN If you’re working in a niche where there’s plenty of technical information, then you’ll probably want to produce written content that your visitors can browse through at length.
Türkisch | Englisch |
---|---|
teknik | technical |
muhtemelen | probably |
yazılı | written |
TR Bir sürü kaliteli içerik üretmek web sitenizin sıralamada yükselmesini sağlasa da, sıralamanın bu şekilde kalacağını garanti etmez.
EN While producing a bunch of quality content will ensure that your website gets a ranking boost, it doesn’t guarantee that the rankings will stay that way.
Türkisch | Englisch |
---|---|
kaliteli | quality |
içerik | content |
üretmek | producing |
web | website |
sitenizin | your website |
sıralamada | ranking |
TR işlevi her değeri ve onun dönen değerini içeren devasa boyutlara ulaşabilen bir dizi üretmek zorundadır. Örneğin, range(0, 1000000) çağrısı 100MB üzerinde bellek kullanımıyla sonuçlanabilir.
EN function has to generate an array with every value in it and return it, which can result in large arrays: for example, calling range(0, 1000000) will result in well over 100 MB of memory being used.
Türkisch | Englisch |
---|---|
işlevi | function |
dizi | array |
üretmek | generate |
bellek | memory |
TR Örneğin, Maya'da Önbelleğe Alınmış Oynatma, birden fazla hızlı önizleme üretmek yerine, animasyonun yinelemelerini doğrudan görünüm alanında değerlendirmenize olanak sağlayarak animasyon oynatma hızını önemli ölçüde artırır.
EN For example, Cached Playback in Maya drastically increases the speed of animation playback by enabling you to evaluate iterations of animation right in the viewport, rather than producing multiple playblasts.
Türkisch | Englisch |
---|---|
üretmek | producing |
doğrudan | right |
animasyon | animation |
artırır | increases |
TR Örneğin, Maya'da Önbelleğe Alınmış Oynatma, birden fazla hızlı önizleme üretmek yerine, animasyonun yinelemelerini doğrudan görünüm alanında değerlendirmenize olanak sağlayarak animasyon oynatma hızını önemli ölçüde artırır.
EN For example, Cached Playback in Maya drastically increases the speed of animation playback by enabling you to evaluate iterations of animation right in the viewport, rather than producing multiple playblasts.
Türkisch | Englisch |
---|---|
üretmek | producing |
doğrudan | right |
animasyon | animation |
artırır | increases |
50 von 50 Übersetzungen werden angezeigt