EN PrismSync gives you the power to coordinate multi-color lighting effects between all your SteelSeries Prism-enabled gear. Easily set unified lighting for your illuminated headset, mouse, RGB keyboard and QcK Prism.
EN PrismSync gives you the power to coordinate multi-color lighting effects between all your SteelSeries Prism-enabled gear. Easily set unified lighting for your illuminated headset, mouse, RGB keyboard and QcK Prism.
TR PrismSync, tüm SteelSeries Prism uyumlu cihazlarınız arasında çok renkli aydınlatma efektlerini düzenlemenize olanak tanıyor. Işıklandırılmış kulaklık, mouse, RGB klavye ve QcK Prism için birleşik aydınlatmayı kolayca ayarlayın.
Englisch | Türkisch |
---|---|
lighting | aydınlatma |
easily | kolayca |
unified | birleşik |
headset | kulaklık |
rgb | rgb |
keyboard | klavye |
qck | qck |
steelseries | steelseries |
color | renkli |
mouse | mouse |
set | ayarlayın |
all | tüm |
and | ve |
the | arasında |
EN In addition, we offer electric power generators that convert an aircraft’s fluid power to emergency electrical power.
TR Ek olarak, uçağın akışkan gücünü acil durum elektrik gücüne çeviren elektrik gücü jeneratörleri sunmaktayız.
Englisch | Türkisch |
---|---|
fluid | akışkan |
emergency | acil durum |
power | gücü |
electrical | elektrik |
to | olarak |
EN For example, uninterruptible power supplies (UPS) provide backup power to continue operations in the event of a power failure.
TR Örneğin, kesintisiz güç kaynakları (KGK), bir elektrik kesintisi durumunda operasyonların devam etmesi için yedek güç sağlar.
Englisch | Türkisch |
---|---|
provide | sağlar |
power | güç |
continue | devam |
of | in |
operations | operasyonlar |
a | bir |
EN These services will maximize your power system availability, even amidst power outages, utility spikes, switching transients, line noise, and other power-related issues.
TR Bu servisler; güç kesintileri, ani yükselmeler, anahtarlama geçişleri, hat gürültüsü ve güçle ilgili diğer sorunlar esnasında bile güç sisteminizin kullanılabilirliğini en üst düzeye çıkaracaktır.
Englisch | Türkisch |
---|---|
services | servisler |
power | güç |
switching | geçiş |
line | hat |
noise | gürültü |
issues | sorunlar |
related | ilgili |
other | diğer |
these | bu |
even | bile |
and | ve |
EN 11. Sought through practices such as prayer and meditation to improve our conscious contact with a Power greater than ourselves, praying only for knowledge of our Higher Power’s will for us and the power to carry that out.
TR 11. Kendimizden daha büyük bir Güçle bilinçli temasımızı geliştirmek için dua ve meditasyon gibi uygulamalarla aranır, sadece Yüksek Gücümüzün bizim için iradesinin bilgisi ve bunu gerçekleştirme gücü için dua eder.
Englisch | Türkisch |
---|---|
meditation | meditasyon |
contact | temas |
and | ve |
power | güç |
improve | geliştirmek |
a | bir |
of | in |
EN To tackle the Ulriken Tunnel project’s complex design and construction challenges, Norconsult’s use of Building Information Modeling (BIM) helped the company coordinate across disciplines more efficiently
TR Ulriken Tüneli projesinin karmaşık tasarım ve inşaat zorluklarıyla başa çıkmak için, Norconsult’un Bina Bilgi Modellemesi (BIM) kullanımı, şirketin disiplinleri daha verimli bir şekilde koordine etmesine yardımcı oldu
Englisch | Türkisch |
---|---|
tunnel | tüneli |
complex | karmaşık |
information | bilgi |
bim | bim |
efficiently | verimli |
company | şirketin |
construction | inşaat |
design | tasarım |
to | etmesine |
and | ve |
the | şekilde |
more | daha |
use | kullanımı |
of | in |
across | için |
building | bina |
challenges | zorluklar |
EN Empower your team to plan projects, coordinate work, and hit their goals. Give them full visibility into what's next so all your team members stay on the same page.
TR Ekibinizin projelerinizle ilgili tüm adımları görmesine olanak sağlayın. Hedeflerine ulaşmaları için işlerini planlayarak, koordineli çalışmaları konusunda onlara yardımcı olun. Böylece kurum kültürünüzü güçlendirin.
Englisch | Türkisch |
---|---|
goals | hedeflerine |
your team | ekibinizin |
on | ilgili |
their | in |
give | için |
all | tüm |
work | iş |
EN Accelerators — robust, DDoS-resilient distributed systems — coordinate the network of consensus nodes
TR Hızlandırıcılar -güçlü, DDoS'a dirençli merkeziyetsiz sistemler- mutabakat nodelarının ağını koordine eder
Englisch | Türkisch |
---|---|
consensus | mutabakat |
EN You can use AWS Step Functions to coordinate a series of AWS Lambda functions in a specific order
TR AWS Step Functions’ı kullanarak AWS Lambda işlevi dizinizi belirli bir sırada koordine edebilirsiniz
Englisch | Türkisch |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
step | step |
you can | edebilirsiniz |
EN You can use Amazon Step Functions to coordinate multiple invoking Lambda functions
TR Birden fazla Lambda işlevinin çağrılmasını koordine etmek için Amazon Step Functions hizmetini kullanabilirsiniz
Englisch | Türkisch |
---|---|
you | in |
amazon | amazon |
lambda | lambda |
step | step |
multiple | birden fazla |
you can use | kullanabilirsiniz |
EN For example, the PrismSync app allows you to coordinate the lighting and effects on all of your Prism-enabled devices.
TR Örneğin, PrismSync uygulaması, tüm Prism özellikli cihazlarınızdaki aydınlatmayı ve efektleri koordine etmenizi sağlar.
Englisch | Türkisch |
---|---|
allows | sağlar |
effects | efektleri |
devices | cihazlar |
app | uygulaması |
of | in |
all | tüm |
and | ve |
EN To keep operations running effectively, your staff need to coordinate work in real time and securely access business systems, voicemail and email no matter where they are on the property
TR Operasyonların etkili bir şekilde devam etmesini sağlamak için, personeliniz işleri gerçek zamanlı olarak koordine etmeli ve tesisin neresinde olurlarsa olsunlar işletme sistemleri, sesli mesaj ve e-postaya güvenli bir şekilde erişmelidir
Englisch | Türkisch |
---|---|
real | gerçek |
systems | sistemleri |
time | zamanlı |
keep | devam |
securely | güvenli bir şekilde |
business | iş |
operations | operasyonlar |
and | ve |
the | şekilde |
to | sağlamak |
EN Access software platforms that unite processes and coordinate intelligence
TR Süreçleri birleştiren ve zekayı koordine eden yazılım platformlarına erişin
Englisch | Türkisch |
---|---|
access | erişin |
software | yazılım |
platforms | platformlar |
processes | süreçleri |
and | ve |
EN Implement new systems, coordinate requirements with stakeholders, and integrate properly with your current apps
TR Yeni sistemler uygulayın, paydaşlarla gereksinimleri koordine edin ve mevcut uygulamalarınızla doğru şekilde tümleştirin
Englisch | Türkisch |
---|---|
systems | sistemler |
requirements | gereksinimleri |
new | yeni |
and | ve |
apps | uygulamaları |
EN A pool of Technical Account Managers to provide proactive guidance, and coordinate access to programs and AWS experts
TR Proaktif rehberlik sunmak ve ayrıca programlara ve AWS uzmanlarına erişimi koordine etmek için Teknik Hesap Yöneticilerinden oluşan bir havuz
Englisch | Türkisch |
---|---|
pool | havuz |
account | hesap |
proactive | proaktif |
guidance | rehberlik |
access | erişimi |
aws | aws |
technical | teknik |
and | ve |
of | in |
a | bir |
to | ayrıca |
EN Designated Technical Account Manager (TAM) to proactively monitor your environment and assist with optimization and coordinate access to programs and AWS experts
TR Atanan Teknik Hesap Yöneticisi (TAM), ortamınızı proaktif olarak izler, optimizasyon konusunda destek sağlar ve ayrıca programlara ve AWS uzmanlarına erişimi koordine eder
Englisch | Türkisch |
---|---|
account | hesap |
manager | yöneticisi |
assist | destek |
optimization | optimizasyon |
access | erişimi |
aws | aws |
technical | teknik |
and | ve |
environment | ortamı |
to | ayrıca |
EN You can use AWS Step Functions to coordinate a series of AWS Lambda functions in a specific order
TR AWS Step Functions’ı kullanarak AWS Lambda işlevi dizinizi belirli bir sırada koordine edebilirsiniz
Englisch | Türkisch |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
step | step |
you can | edebilirsiniz |
EN You can use Amazon Step Functions to coordinate multiple invoking Lambda functions
TR Birden fazla Lambda işlevinin çağrılmasını koordine etmek için Amazon Step Functions hizmetini kullanabilirsiniz
Englisch | Türkisch |
---|---|
you | in |
amazon | amazon |
lambda | lambda |
step | step |
multiple | birden fazla |
you can use | kullanabilirsiniz |
EN Implement new systems, coordinate requirements with stakeholders, and integrate properly with your current apps
TR Yeni sistemler uygulayın, paydaşlarla gereksinimleri koordine edin ve mevcut uygulamalarınızla doğru şekilde tümleştirin
Englisch | Türkisch |
---|---|
systems | sistemler |
requirements | gereksinimleri |
new | yeni |
and | ve |
apps | uygulamaları |
EN If the report is deemed to be genuine and acceptable, the customer account manager or, if applicable, the reseller will coordinate with the Registered Name Holder (RNH) to initiate the relevant issue resolution process
TR Raporun gerçek ve kabul edilebilir olduğuna karar verilirse, müşteri hesap yöneticisi veya varsa bayi, ilgili sorun çözüm sürecini başlatmak için Kayıtlı Ad Sahibi (RNH - Registered Name Holder) ile koordineli olarak hareket edecektir
Englisch | Türkisch |
---|---|
genuine | gerçek |
acceptable | kabul edilebilir |
account | hesap |
manager | yöneticisi |
reseller | bayi |
issue | sorun |
process | sürecini |
resolution | çözüm |
registered | kayıtlı |
and | ve |
name | name |
will | edecektir |
customer | müşteri |
relevant | ilgili |
or | veya |
to | için |
the | kabul |
with | ile |
EN Access software platforms that unite processes and coordinate intelligence
TR Süreçleri birleştiren ve zekayı koordine eden yazılım platformlarına erişin
Englisch | Türkisch |
---|---|
access | erişin |
software | yazılım |
platforms | platformlar |
processes | süreçleri |
and | ve |
EN Even in the coronavirus crisis, the fact that the federal government and the governments of the federal states have to coordinate with one another often presents a challenge
TR Bu durum, korona krizi süresince federal hükümetle eyalet hükümetlerinin ortak bir yaklaşım sergileme çabalarında aşılması gereken birtakım güçlükleri doğurdu
Englisch | Türkisch |
---|---|
coronavirus | korona |
crisis | krizi |
federal | federal |
have | bu |
even | bir |
EN At the EU summit in June 2018, leaders agreed to better coordinate their asylum policies and establish “controlled centres” for refugees
TR Haziran 2018’deki AB Zirvesi’nde devlet başkanları ve başbakanlar, iltica politikalarında daha iyi eş güdüm sağlama ve mülteciler için “denetimli merkezler” kurma konularında karar birliğine vardılar
EN Following the euro crisis in 2010, efforts were increased to more closely coordinate and harmonise economic and financial policy within the EU
TR 2010 yılında yaşanan “avro krizi”nin ardından AB bünyesinde ülkelerin ekonomi ve finans politikalarının koordinasyonu ve ortaklaştırılmasına yönelik çabalar arttı
Englisch | Türkisch |
---|---|
following | ardından |
crisis | krizi |
in | yılında |
economic | ekonomi |
financial | finans |
eu | ab |
and | ve |
within | nin |
EN Implement new systems, coordinate requirements with stakeholders, and integrate properly with your current apps
TR Yeni sistemler uygulayın, paydaşlarla gereksinimleri koordine edin ve mevcut uygulamalarınızla doğru şekilde tümleştirin
Englisch | Türkisch |
---|---|
systems | sistemler |
requirements | gereksinimleri |
new | yeni |
and | ve |
apps | uygulamaları |
EN Companies can coordinate re-entry policies and workflows by group
TR Şirketler, yeniden giriş ilkelerini ve iş akışlarını gruba göre koordine edebilirler
Englisch | Türkisch |
---|---|
and | ve |
workflows | iş akışları |
by | göre |
re | yeniden |
entry | giriş |
EN Don't operate multiple accounts or coordinate with other people with the purpose of manipulating the Pinterest platform.
TR Pinterest platformunu manipüle etmek amacıyla birden fazla hesap kullanmayın veya diğer kişilerle koordine etmeyin.
Englisch | Türkisch |
---|---|
purpose | amacı |
of | ın |
platform | platformunu |
other | diğer |
multiple | birden fazla |
or | veya |
EN Backup power, UPS, surge & IT power distribution
TR Alçak Gerilim Güç Dağıtım ve Kontrol Sistemleri
Englisch | Türkisch |
---|---|
distribution | dağıtım |
power | güç |
EN First Nissan debuted E-Power, now Infiniti could have I-Power.
TR Patent başvurusu oldukça ilginç.
Englisch | Türkisch |
---|---|
first | a |
EN Back-up power, UPS, surge & IT power distribution
TR Alçak Gerilim Güç Dağıtım ve Kontrol Sistemleri
Englisch | Türkisch |
---|---|
distribution | dağıtım |
power | güç |
EN Explore the idea of power greater than yourselfThe 12 Steps center around the concept of a power greater than ourselves
TR Kendinizden daha büyük güç fikrini keşfedin12 Adım, kendimizden daha büyük bir güç kavramı etrafında merkezlenir
Englisch | Türkisch |
---|---|
steps | adım |
around | etrafında |
power | güç |
explore | keşfedin |
concept | kavramı |
greater | daha büyük |
a | bir |
EN For example, choosing 256MB of memory allocates approximately twice as much CPU power to your Lambda function as requesting 128MB of memory and half as much CPU power as choosing 512MB of memory
TR Örneğin 256 MB bellek seçtiğinizde Lambda işlevinize 128 MB belleğin iki katı, 512 MB belleğin ise yarısı kadar CPU gücü ayrılır
Englisch | Türkisch |
---|---|
memory | bellek |
cpu | cpu |
lambda | lambda |
power | gücü |
of | in |
to | kadar |
and | iki |
EN With lower latency, up to 19% better performance, a 20% lower cost, and the highest power-efficiency currently available at AWS, Graviton2 functions can power mission critical serverless applications
TR Daha düşük gecikme süresi, %19'a kadar daha iyi performans, %20 daha düşük maliyet ve şu anda AWS'de bulunan en yüksek güç verimliliği ile Graviton2 işlevleri, görev açısından kritik öneme sahip sunucusuz uygulamaları destekleyebilir
Englisch | Türkisch |
---|---|
latency | gecikme |
functions | işlevleri |
mission | görev |
critical | kritik |
serverless | sunucusuz |
efficiency | verimliliği |
performance | performans |
cost | maliyet |
and | ve |
power | güç |
better | daha iyi |
the | anda |
applications | uygulamalar |
lower | düşük |
to | sahip |
highest | en yüksek |
with | ile |
EN These ultra-low RF transmission power beacons have 100 times lower RF transmission power than typical Bluetooth® low energy beacons
TR Ultra düşük RF aktarma özelliğine sahip olan bu parıldaklar, tipik Bluetooth® düşük enerji parıldaklarından 100 kat daha az RF aktarma gücüne sahiptir
Englisch | Türkisch |
---|---|
typical | tipik |
bluetooth | bluetooth |
ultra | ultra |
energy | enerji |
power | gücü |
these | bu |
low | düşük |
EN Get full shift power with the standard battery and up to 24 hours of power with the extended battery4. With a removable hot-swappable battery, your L10 tablets are always in service — never in a charging dock.
TR Standart pille tüm vardiyaya yeterli güce ve ekstra güçlü pille 24 saate varan güce sahip olun4. Çalışırken değiştirilebilen pil ile L10 tabletleriniz daima iş başındadır, asla şarj yuvasında beklemez.
Englisch | Türkisch |
---|---|
standard | standart |
battery | pil |
always | daima |
charging | şarj |
and | ve |
never | asla |
with | ile |
EN Power-over-Ethernet (PoE) eliminates the need to install power outlets – ideal for the typical complex backroom environments
TR Ethernet üzerinden Güç (PoE) elektrik prizi takma gereğini ortadan kaldırır – tipik yönetim ofisi ortamı için ideal
EN For example, choosing 256MB of memory allocates approximately twice as much CPU power to your Lambda function as requesting 128MB of memory and half as much CPU power as choosing 512MB of memory
TR Örneğin 256 MB bellek seçtiğinizde Lambda işlevinize 128 MB belleğin iki katı, 512 MB belleğin ise yarısı kadar CPU gücü ayrılır
Englisch | Türkisch |
---|---|
memory | bellek |
cpu | cpu |
lambda | lambda |
power | gücü |
of | in |
to | kadar |
and | iki |
EN With lower latency, up to 19% better performance, a 20% lower cost, and the highest power-efficiency currently available at AWS, Graviton2 functions can power mission critical serverless applications
TR Daha düşük gecikme süresi, %19'a kadar daha iyi performans, %20 daha düşük maliyet ve şu anda AWS'de bulunan en yüksek güç verimliliği ile Graviton2 işlevleri, görev açısından kritik öneme sahip sunucusuz uygulamaları destekleyebilir
Englisch | Türkisch |
---|---|
latency | gecikme |
functions | işlevleri |
mission | görev |
critical | kritik |
serverless | sunucusuz |
efficiency | verimliliği |
performance | performans |
cost | maliyet |
and | ve |
power | güç |
better | daha iyi |
the | anda |
applications | uygulamalar |
lower | düşük |
to | sahip |
highest | en yüksek |
with | ile |
EN These ultra-low RF transmission power beacons have 100 times lower RF transmission power than typical Bluetooth® low energy beacons
TR Ultra düşük RF aktarma özelliğine sahip olan bu parıldaklar, tipik Bluetooth® düşük enerji parıldaklarından 100 kat daha az RF aktarma gücüne sahiptir
Englisch | Türkisch |
---|---|
typical | tipik |
bluetooth | bluetooth |
ultra | ultra |
energy | enerji |
power | gücü |
these | bu |
low | düşük |
EN Smart DPS G Power Supply with DPS G software delivers up to 86% efficiency under real-world load conditions, promising the lowest power losses
TR DPS G yazılımıyla gelen Smart DPS G Series güç kaynakları, gerçek yükler altında %86’ya kadar verimlilik sunar ve en düşük güç kayıp oranlarını sağlar
Englisch | Türkisch |
---|---|
efficiency | verimlilik |
g | g |
power | güç |
real | gerçek |
delivers | sunar |
under | altında |
software | yazılım |
to | kadar |
the | gelen |
lowest | en düşük |
EN A power grid that responds flexibly to variations in wind and solar energy and power consumption.
TR Rüzgar ve güneş enerjisi üretimindeki ve elektrik tüketimindeki dalgalanmalara uyum sağlayabilecek esnek bir elektrik ağı.
Englisch | Türkisch |
---|---|
wind | rüzgar |
solar | güneş |
and | ve |
a | bir |
energy | elektrik |
EN As a result of power plant closures, the proportion of total energy consumption met by coal and nuclear power fell to the lowest level since 1990.
TR Nükleer santrallerin durdurulması sayesinde taş kömürü ve nükleer enerjinin enerji tüketimindeki payları 1990’dan bu yana en düşük seviyeye indi.
Englisch | Türkisch |
---|---|
nuclear | nükleer |
level | seviyeye |
energy | enerji |
and | ve |
lowest | en düşük |
EN They typically provide racks with integrated cooling, intelligent power distribution, and backup power supplies
TR Genellikle entegre soğutma, akıllı güç dağıtımı ve yedek güç kaynaklarına sahip kabinler sağlarlar
Englisch | Türkisch |
---|---|
typically | genellikle |
integrated | entegre |
cooling | soğutma |
distribution | dağıtım |
intelligent | akıllı |
power | güç |
and | ve |
EN AC Power Services: Scheduled preventive maintenance and proactive replacement of key UPS components and batteries can greatly reduce the chances of failure during power incidents
TR AC Güç Servisleri Planlı önleyici bakım ve temel KGK bileşenlerinin ve akülerinin proaktif olarak değiştirilmesi, güç olayları sırasında arıza olasılığını büyük ölçüde azaltabilir
Englisch | Türkisch |
---|---|
maintenance | bakım |
proactive | proaktif |
greatly | büyük ölçüde |
services | servisleri |
preventive | önleyici |
and | ve |
during | sırasında |
power | güç |
key | büyük |
the | olarak |
EN For example, if you’re selling power drills and you create a blog post about how you can find the best power drill on the market, you’ll draw in people who are shopping for drills
TR Örneğin, elektrikli matkaplar satıyorsanız ve nasıl yapabileceğiniz hakkında bir blog yazısı oluşturuyorsanız Piyasadaki en iyi elektrikli matkabı bulursanız, matkap alışverişi yapan insanları kendinize çekersiniz
Englisch | Türkisch |
---|---|
shopping | alışveriş |
you can | yapabileceğiniz |
on the market | piyasadaki |
blog | blog |
people | insanları |
about | hakkında |
and | ve |
how | nasıl |
a | bir |
best | en |
EN Information on Ryzen 7 4800H and Core i7-1165G7 compatibility with other computer components: motherboard (look for socket type), power supply unit (look for power consumption) etc
TR Diğer bilgisayar bileşenleriyle Ryzen 7 4800H ve Core i7-1165G7 uyumluluğundan sorumlu parametreler
Englisch | Türkisch |
---|---|
ryzen | ryzen |
other | diğer |
computer | bilgisayar |
core | core |
EN Information on Core i9-10980HK and Ryzen 9 5900HX compatibility with other computer components: motherboard (look for socket type), power supply unit (look for power consumption) etc
TR Diğer bilgisayar bileşenleriyle Core i9-10980HK ve Ryzen 9 5900HX uyumluluğundan sorumlu parametreler
Englisch | Türkisch |
---|---|
ryzen | ryzen |
other | diğer |
computer | bilgisayar |
core | core |
EN Discovering our Higher PowerThe Twelve Steps center around our surrender to a Power greater than ourselves, and we are invited to choose whatever concept of a Higher Power is most helpful to us in our own recovery
TR Yüksek Gücümüzü KeşfetmekOn İki Basamak, kendimizden daha büyük bir Güce teslim olmamızı merkez alır ve kendi iyileşmemizde bize en çok yardımcı olacak herhangi bir Yüksek Güç kavramını seçmeye davet ediliriz
Englisch | Türkisch |
---|---|
center | merkez |
concept | kavramı |
most | en |
a | yardımcı |
and | ve |
us | bize |
to | herhangi |
of | bir |
EN Privacy is an easy target for those in power who say, “if you have nothing to hide, you have nothing to fear.” This is a lie. The truth is that the people in positions of power have the least to worry about being private.
TR Gizlilik, gücü elinde tutanlar için kolay bir hedeftir ve şöyle derler: "Gizleyecek bir şeyin yoksa korkmana gerek yoktur." Bu bir yalandır. Doğrusu, güç sahibi olanların gizlilik hakkında en az endişelenen kişiler olduğudur.
Englisch | Türkisch |
---|---|
privacy | gizlilik |
easy | kolay |
this | bu |
have | gerek |
power | gücü |
about | hakkında |
a | bir |
EN For USB-C functionality, laptops must support USB Power Delivery 2.0 (or greater) for power delivery of up to 100W, USB 3.1 Gen 2 (or greater) for data transfer and DisplayPort Alt mode for video output.
TR USB-C fonksiyonu için dizüstü bilgisayarlar 100 W’a kadar güç dağıtımı için USB Power Delivery 2.0’ı (veya üstü), veri transferi için USB 3.1 Gen 2’yi (veya üstü) ve video çıkışı için DisplayPort Alt modunu desteklemelidir.
Englisch | Türkisch |
---|---|
usb | usb |
or | veya |
data | veri |
transfer | transferi |
video | video |
power | güç |
and | ve |
of | in |
50 von 50 Übersetzungen werden angezeigt