TR Depremin bölgenin geçim kaynağı olan hayvancılığa verdiği zararı telafi etmek için barınaklar inşa ettik.
"olan hayvancılığa verdiği" v turečtina lze přeložit do následujících Angličtina slov/frází:
TR Depremin bölgenin geçim kaynağı olan hayvancılığa verdiği zararı telafi etmek için barınaklar inşa ettik.
EN We built shelters to compensate for the loss of animal husbandry, which is the main source of income for locals.
turečtina | Angličtina |
---|---|
kaynağı | source |
olan | is |
inşa | built |
TR Depremin bölgenin geçim kaynağı olan hayvancılığa verdiği zararı telafi etmek için barınaklar inşa ettik.
EN We built shelters to compensate for the loss of animal husbandry, which is the main source of income for locals.
turečtina | Angličtina |
---|---|
kaynağı | source |
olan | is |
inşa | built |
TR Depremin bölgenin geçim kaynağı olan hayvancılığa verdiği zararı telafi etmek için barınaklar inşa ettik.
EN We built shelters to compensate for the loss of animal husbandry, which is the main source of income for locals.
turečtina | Angličtina |
---|---|
kaynağı | source |
olan | is |
inşa | built |
TR Depremin bölgenin geçim kaynağı olan hayvancılığa verdiği zararı telafi etmek için barınaklar inşa ettik.
EN We built shelters to compensate for the loss of animal husbandry, which is the main source of income for locals.
turečtina | Angličtina |
---|---|
kaynağı | source |
olan | is |
inşa | built |
TR BU ŞARTLARDA AÇIKÇA BELİRTİLEN DIŞINDA VE KANUNLARIN İZİN VERDİĞİ ÖLÇÜDE, HİZMETLER ?OLDUĞU GİBİ? SUNULMAKTADIR VE MOBIROLLER, YASALARA İLİŞKİN AÇIK VEYA ZIMNİ VEYA KANUNLARIN GEREKLİ OLAN HİÇBİR GARANTİ VERMEZ
EN However, these may occasionally be unusable due to various reasons
turečtina | Angličtina |
---|---|
olan | be |
TR ÜNTEL’ in; uzun yıllar kablo sektöründeki başarılarla dolu geçmişinin, 6 kıtaya yayılan ürünlerinin ve sektör liderliğinin temelinde, bu başarının mimarı olan insan kaynağına verdiği önem yatmaktadır.
EN Behind the history of ÜNTEL; with full of achievements in cable industry, its products used over 6 continents and leadership position in the industry lies the importance it attaches to human resources, that is the architect of this success.
turečtina | Angličtina |
---|---|
kablo | cable |
dolu | full |
sektör | industry |
bu | this |
insan | human |
önem | importance |
ın | of |
TR Genel nüfusun yüzde 18,4’ü, nüfusu 20.000 ila 50.000 arasında olan şehirlerde, yüzde 16,9’u, nüfusu 500.000’in üzerinde olan şehirlerde, yüzde 15’i ise nüfusu 10.000 ila 19.000 arası olan şehirlerde yaşıyor.
EN 3. 18.4 per cent of the population lives in cities of between 20,000 and 50,000 inhabitants. 16.9 per cent in cities with more than 500,000 inhabitants, 15 per cent in cities with 10,000 to 19,000 inhabitants.
turečtina | Angličtina |
---|---|
yüzde | per cent |
yaşıyor | lives |
TR Pastörize ürün paketlerimiz arasında akıllı ve içecekler için en verimli taşıyıcılardan biri olan Tetra Brik, her daim popüler olan çatılı ambalaj Tetra Rex ve hem çok yönlü hem de dikkat çekici olan Tetra Top yer alır
EN Our chilled packages include the smart and one of the most efficient carriers of beverages Tetra Brik, the ever-popular gable top-shaped Tetra Rex and the extremely versatile and eye-catching Tetra Top
turečtina | Angličtina |
---|---|
akıllı | smart |
içecekler | beverages |
verimli | efficient |
tetra | tetra |
popüler | popular |
TR CHORUS kuruluşlara verdiği hizmetleri genişletmek için bir dizi yeni inisiyatife yol göstermektedir. Şu anda araştırma verileri de göz önünde bulundurulan bir şeydir - ancak halihazırda resmi bir deneme yoktur.
EN CHORUS is piloting a number of new initiatives to extend its services to institutions. Research data is something that is also being considered at this moment - although currently, there are no formal pilots.
turečtina | Angličtina |
---|---|
chorus | chorus |
hizmetleri | services |
yeni | new |
anda | moment |
araştırma | research |
verileri | data |
halihazırda | currently |
resmi | formal |
yoktur | no |
TR Bu ACCME’nin verdiği en yüksek statüdür ve yalnızca ACCME’nin temel kriterlerine değil, ek takdir kriterlerine de uyulduğunu göstermekte ve doktorların daha fazla öğrenmesi ve değişimi için çevreyle meşgul olunduğunu göstermektedir.
EN This is ACCME's highest award status, reflecting compliance with not only ACCME's core criteria, but also the additional commendation criteria, which demonstrate engagement with the environment to further physician learning and change.
turečtina | Angličtina |
---|---|
temel | core |
TR Rakiplerinizin teklif verdiği anahtar kelimeleri, reklam kopyaları ve açılış sayfası URL’leriyle birlikte görün.
EN See the exact keywords your competitors bid on, along with their ad copy and landing page URLs.
turečtina | Angličtina |
---|---|
anahtar | keywords |
reklam | ad |
ve | and |
sayfası | page |
url | urls |
görün | see |
TR Web sitesinin veya URL’nin arama için reklam verdiği anahtar kelimelerin listesini edinin.
EN Get the list of keywords that a target website or URL is advertising for in search.
turečtina | Angličtina |
---|---|
veya | or |
url | url |
arama | search |
reklam | advertising |
anahtar | keywords |
listesini | list |
TR Web sitenizin bağlantı verdiği web sitelerinin bir listesini verir.
EN Gives you a list of websites your target website is linking out to.
turečtina | Angličtina |
---|---|
web | website |
bağlantı | linking |
listesini | list |
verir | gives |
TR Rakiplerinizin arama reklamı verdiği anahtar kelimeleri ve bu trafiği nereye gönderdiklerini keşfedin.
EN Explore the keywords your competitors are running search ads for, and where they're sending that traffic.
turečtina | Angličtina |
---|---|
anahtar | keywords |
ve | and |
trafiği | traffic |
nereye | where |
TR Biz kullanıcıların davranışlarının veya kullanıcıların verdiği bilgilerin doğruluğuna dair herhangi bir beyanda bulunmamakta veya garanti vermemekteyiz
EN We make no representations or warranties as to the conduct of users or the veracity of any information users provide
turečtina | Angličtina |
---|---|
biz | we |
bilgilerin | information |
garanti | warranties |
TR Tüm bunlara ek olarak Ömür Boyu Garantimizin verdiği güven.
EN And the safety net of our Lifetime Warranty.
TR Yalnızca işlevin sahibi veya sahibin izin verdiği başka bir AWS hesabı işlevi çağırabilir
EN Only the function owner or another AWS account that the owner has granted permission can invoke the function
turečtina | Angličtina |
---|---|
sahibi | owner |
veya | or |
izin | permission |
başka | another |
aws | aws |
hesabı | account |
işlevi | function |
TR EV SSL verdiği güven ile E-Ticaret sitelerinde satışları artırmaktadır.
EN EV SSL increases sales on E-Commerce sites with the confidence it provides.
turečtina | Angličtina |
---|---|
ssl | ssl |
güven | confidence |
satışları | sales |
TR EV SSL verdiği güven ile eticaret sitelerinde satışları artırmaktadır.
EN EV SSL increases sales on e-commerce sites with the confidence it gives.
turečtina | Angličtina |
---|---|
ssl | ssl |
güven | confidence |
satışları | sales |
TR İnternet sitenizde yer alan AlphaSSL güvenli site mührü sitenize için güven verir. Site mührü sertifikayı sağlayan SSL markasının siteye verdiği güvenceyi gösterir.
EN AlphaSSL secure site seal on your website gives confidence to your site. Site seal shows the assurance of the SSL brand providing the certificate to the site.
turečtina | Angličtina |
---|---|
alphassl | alphassl |
sitenize | to your site |
güven | confidence |
verir | gives |
sağlayan | providing |
ssl | ssl |
markasının | brand |
gösterir | shows |
TR İnternet sitenizde yer alan Wildcard SSL güvenli site mührü sitenize için güven verir. Site mührü sertifikayı sağlayan SSL markasının siteye verdiği güvenceyi gösterir.
EN The Wildcard SSL secure site seal on your website gives your site confidence. The site seal shows the assurance of the SSL brand providing the certificate to the site.
turečtina | Angličtina |
---|---|
wildcard | wildcard |
ssl | ssl |
güven | confidence |
verir | gives |
sağlayan | providing |
markasının | brand |
gösterir | shows |
TR Şirketinizin verdiği hizmetlerin neler olduğunu müşterilere gösterin ve profesyonel logonuzla onları şaşırtın. Renderforest, muhasebe temalı logonuzu 5 dakikada oluşturmanıza yardımcı oluyor!
EN Show your customers what are your company services and amaze them with your professional logo. Renderforest will help you make your accounting logo in minutes!
turečtina | Angličtina |
---|---|
hizmetlerin | services |
neler | what |
müşterilere | customers |
ve | and |
profesyonel | professional |
renderforest | renderforest |
muhasebe | accounting |
logonuzu | logo |
TR Almanya’nın, aşı ittifakı Gavi ve sürdürdüğü kampanyaya verdiği destek 2 milyar avroyu geçiyor – nedenini buradan öğrenebilirsiniz.
EN The German Epidemic Preparedness Team (SEEG) has already helped numerous countries to contain the pandemic.
TR Suyun narin dokunuşunun verdiği keyife doyamayanlar için Basic Micro serisi..
EN Basic Micro series for those who can not get enough of the pleasure provided by the pure touch of water.
turečtina | Angličtina |
---|---|
serisi | series |
TR Suyun narin dokunuşunun verdiği keyfe doyamayanlar için Basic Micro serisi..
EN Microcotton series for those who can not get enough of the pleasure provided by the pure touch of water.
turečtina | Angličtina |
---|---|
serisi | series |
TR Müşterilerimizle yıllarca çalışmış olmanın verdiği deneyimle, dinamik pazar ortamlarını, rekabet baskılarını ve piyasalardaki mevcut gelişmeleri en doğru şekilde anlıyor ve değerlendiriyoruz
EN Through years of working closely with our clients, we thoroughly understand their dynamic market environments, competitive pressures and current market developments
turečtina | Angličtina |
---|---|
dinamik | dynamic |
pazar | market |
ve | and |
mevcut | current |
TR 11.5.1. 100 000 kişi başına afetlerden etkilenen, kaybolan ve ölen kişi sayısı 11.5.2. Afetin kritik altyapının hasar görmesi ve temel hizmetlerin bozulmasına verdiği zararı kapsayan doğrudan ekonomik kayıpların küresel GSYH'ye oranı
EN 11.5.1. Number of deaths, missing persons and persons affected by disaster per 100,000 people 11.5.2. Direct disaster economic loss in relation to global GDP, including disaster damage to critical infrastructure and disruption of basic services
turečtina | Angličtina |
---|---|
kişi | people |
etkilenen | affected |
ve | and |
sayısı | number |
kritik | critical |
temel | basic |
hizmetlerin | services |
doğrudan | direct |
ekonomik | economic |
küresel | global |
TR Sosyal sorumluluk faaliyetlerini Kibar Gönüllüleri çatısı altında buluşturan Kibar Grubu, eğitime verdiği desteğe bir yenisini ekleyerek Susurluk’taki Şehit Nusret Kula İlkokulu’nda Satranç ve Zeka Oyunları Atölyesi kurdu
EN Kibar Group, bringing social responsibility activities together under the roof of Kibar Volunteers, made an addition to their support to education and established a Chess and Intelligence Games Workshop at Şehit Nusret Kula Primary School in Susurluk
turečtina | Angličtina |
---|---|
sosyal | social |
sorumluluk | responsibility |
faaliyetlerini | activities |
altında | under |
grubu | group |
zeka | intelligence |
oyunları | games |
TR Türkiye’nin 16 Nisan referandumunda verdiği kararı ülkemiz için iyiliklere vesile olmasını dileriz. Türkiye’nin daha da güçlü bir birlik ve beraberlik içinde bundan sonra da her alanda büyümesini sürdüreceğine yürekten inanıyoruz.
EN We wish that the decision that Turkey made on the April 16 Referendum will be for the benefit of Turkey. We strongly believe that Turkey can sustain its growth in every field with stronger unity and solidarity.
turečtina | Angličtina |
---|---|
türkiye | turkey |
nisan | april |
TR Ancak Danıştay verdiği yürütmeyi durdurma kararının gereğini yerine getirmedi. Bunun üzerine Haziran 2021’de Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) ile DİSK Basın-İş, yeniden yürütmeyi durdurma ve iptal istemli dava açtı.
EN However, the Council of State did not fulfill its decision. In June 2021, The Contemporary Journalists' Association (ÇGD) and DİSK Basın-İş filed a lawsuit seeking to stop and cancel the re-execution.
turečtina | Angličtina |
---|---|
ancak | however |
haziran | june |
gazeteciler | journalists |
derneği | association |
iptal | cancel |
TR RTÜK’ün hükümeti eleştiren haber kuruluşlarını tehdit etmek ve verdiği cezalarla Türkiye’deki eleştirel, bağımsız medyayı susturmak için iktidara ait bir araç olarak hareket ettiği görülüyor
EN It appears that the RTÜK acts as a government tool to threaten news outlets critical of the government and silence the critical, independent media in Turkey through its punishments
turečtina | Angličtina |
---|---|
hükümeti | government |
haber | news |
türkiye | turkey |
bağımsız | independent |
medyayı | media |
araç | tool |
TR Acar’ın destek verdiği şirketler geniş bir skalada faaliyet gösterir. Bunlardan önde gelenleri; ilaç, sağlık ve yaşam bilimleri, tarım, biyoteknoloji, perakende satış ve tüketici ürünleridir.
EN Başak supports a broad range of domestic and international companies, most notably in the pharmaceuticals, healthcare, life sciences, agriculture, biotechnology, retail as well as consumer products and information technology sectors.
turečtina | Angličtina |
---|---|
geniş | broad |
sağlık | healthcare |
yaşam | life |
bilimleri | sciences |
tarım | agriculture |
tüketici | consumer |
TR Pure Modu, elle yapılan mesajın verdiği hissi birebir, Spa Modu ise narin titreşimlerle hafif vurmaları birleştirerek profesyonel güzellik bakımı.
EN Pure Mode replicates a manual massage while Spa Mode recreates a professional beauty treatment by combining tapping with delicate pulsations.
turečtina | Angličtina |
---|---|
modu | mode |
elle | manual |
spa | spa |
ise | while |
narin | delicate |
profesyonel | professional |
güzellik | beauty |
TR Mobiroller, geçerli yasaların izin verdiği ölçüde, içeriğinizin saklanamamasından veya içeriğinizin kaybolmasından veya bozulmasından sorumlu değildir.
EN MobiRoller is not responsible, to the extent permitted by applicable law, for failure to store your content or loss or corruption of your content.
turečtina | Angličtina |
---|---|
geçerli | applicable |
içeriğinizin | your content |
veya | or |
sorumlu | responsible |
ın | of |
TR 10.1. Yasal uyum. Hizmetleri yalnızca yürürlükteki yasalar kapsamında ve yasaların izin verdiği şekilde kullanmalısınız.
EN 10.1. Legal Compliance. You must use the Services only under applicable law and in a way that is allowed by law.
turečtina | Angličtina |
---|---|
yasal | legal |
uyum | compliance |
hizmetleri | services |
ve | and |
şekilde | way |
TR CHORUS kuruluşlara verdiği hizmetleri genişletmek için bir dizi yeni inisiyatife yol göstermektedir. Şu anda araştırma verileri de göz önünde bulundurulan bir şeydir - ancak halihazırda resmi bir deneme yoktur.
EN CHORUS is piloting a number of new initiatives to extend its services to institutions. Research data is something that is also being considered at this moment - although currently, there are no formal pilots.
turečtina | Angličtina |
---|---|
chorus | chorus |
hizmetleri | services |
yeni | new |
anda | moment |
araştırma | research |
verileri | data |
halihazırda | currently |
resmi | formal |
yoktur | no |
TR "Amazon'un .NET Foundation'a yaptığı yatırım ve .NET geliştiricilerine verdiği destek oldukça açık fikirli bir hareketti
EN “Amazon's investment in the .NET Foundation and support for .NET developers is broad-minded
turečtina | Angličtina |
---|---|
amazon | amazon |
net | net |
yatırım | investment |
destek | support |
TR Yalnızca işlevin sahibi veya sahibin izin verdiği başka bir AWS hesabı işlevi çağırabilir
EN Only the function owner or another AWS account that the owner has granted permission can invoke the function
turečtina | Angličtina |
---|---|
sahibi | owner |
veya | or |
izin | permission |
başka | another |
aws | aws |
hesabı | account |
işlevi | function |
TR EV SSL verdiği güven ile E-Ticaret sitelerinde satışları artırmaktadır.
EN EV SSL increases sales on E-Commerce sites with the confidence it provides.
turečtina | Angličtina |
---|---|
ssl | ssl |
güven | confidence |
satışları | sales |
TR EV SSL verdiği güven ile eticaret sitelerinde satışları artırmaktadır.
EN EV SSL increases sales on e-commerce sites with the confidence it gives.
turečtina | Angličtina |
---|---|
ssl | ssl |
güven | confidence |
satışları | sales |
TR İnternet sitenizde yer alan AlphaSSL güvenli site mührü sitenize için güven verir. Site mührü sertifikayı sağlayan SSL markasının siteye verdiği güvenceyi gösterir.
EN AlphaSSL secure site seal on your website gives confidence to your site. Site seal shows the assurance of the SSL brand providing the certificate to the site.
turečtina | Angličtina |
---|---|
alphassl | alphassl |
sitenize | to your site |
güven | confidence |
verir | gives |
sağlayan | providing |
ssl | ssl |
markasının | brand |
gösterir | shows |
TR İnternet sitenizde yer alan Wildcard SSL güvenli site mührü sitenize için güven verir. Site mührü sertifikayı sağlayan SSL markasının siteye verdiği güvenceyi gösterir.
EN The Wildcard SSL secure site seal on your website gives your site confidence. The site seal shows the assurance of the SSL brand providing the certificate to the site.
turečtina | Angličtina |
---|---|
wildcard | wildcard |
ssl | ssl |
güven | confidence |
verir | gives |
sağlayan | providing |
markasının | brand |
gösterir | shows |
TR Siz hesaplarınızın şirket politikalarına uygun olmasının verdiği gönül rahatlığını yaşarken geliştiriciler birkaç tıklamayla yeni AWS hesapları tedarik edebilir
EN Builders can provision new AWS accounts in a few clicks, while you have peace of mind knowing that your accounts conform to company policies
turečtina | Angličtina |
---|---|
şirket | company |
yeni | new |
aws | aws |
tedarik | provision |
edebilir | can |
ın | of |
TR Almanya’nın, aşı ittifakı Gavi ve sürdürdüğü kampanyaya verdiği destek 2 milyar avroyu geçiyor – nedenini buradan öğrenebilirsiniz.
EN The German Epidemic Preparedness Team (SEEG) has already helped numerous countries to contain the pandemic.
TR Alman çok taraflılık ilkesi Merkel’in BM ve Nato gibi uluslararası örgütlere veya G7/G8 ya da G20 gibi informel gruplara verdiği değerde kendini gösteriyor
EN German multilateralism is also reflected in the importance Merkel attaches to international organisations such as the UN and Nato, as well as to informal groupings such as the G7/G8 or the G20
turečtina | Angličtina |
---|---|
alman | german |
merkel | merkel |
uluslararası | international |
TR İklim değişikliğinin sonuçlarıyla baş edebilmeleri için Almanya’nın dünya genelinde metropollere verdiği desteğin öyküsü.
EN How Germany is helping cities around the world deal with the effects of climate change.
turečtina | Angličtina |
---|---|
almanya | germany |
dünya | world |
TR Dünyada insani yardıma muhtaç insan sayısı giderek artıyor. Almanya’nın yardım çalışmaları ve yeni güçlüklere nasıl yanıt verdiği üzerine bir söyleşi
EN Worldwide increasing numbers of people are reliant on humanitarian aid. How Germany helps and responds to new challenges.
turečtina | Angličtina |
---|---|
insan | people |
giderek | increasing |
almanya | germany |
yeni | new |
TR Almanya’nın büyük şehirlerindeki net göç -yerleşim biriminin aldığı göçle verdiği göç arasındaki fark- 2019 yılında her 1.000 kişi için eksi 6,5 oldu
EN In 2019 the migration balance – that is, the total of newcomers and emigrants – was minus 6.5 inhabitants per 1,000 inhabitants in Germany’s major cities
turečtina | Angličtina |
---|---|
almanya | germany |
büyük | major |
göç | migration |
oldu | was |
TR Schwörer Haus 2020’de Baden-Württemberg eyaletinin firmalara verdiği Çevre Ödülü’ne layık görüldü
EN Schwörer Haus was awarded the 2020 Baden-Württemberg Environmental Prize for Companies
TR Bir örnek: Federal Anayasa Mahkemesi, çok yakın bir zamanda verdiği bir kararda Alman iklim politikasının genç ve gelecek nesillerin zararına yapılıyor olduğunu ifade etti
EN One positive development, however, is the fact there are now more and more participatory formats that allow younger people to have their say
turečtina | Angličtina |
---|---|
olduğunu | is |
Zobrazuje se 50 z 50 překladů