NL Een klein gebaar zegt meer dan duizend woorden
NL Een klein gebaar zegt meer dan duizend woorden
TR Küçük bir şey yaparak çok şey anlat
holandský | turečtina |
---|---|
een | bir |
klein | küçük |
meer | çok |
NL Als je een hond wilt zijn kan je doen alsof je een hond bent , maar zij [internetproviders en telecombedrijven] weten alles wat je zegt , terwijl je doet alsof je een hond bent
TR Eğer bir köpek olmak istiyorsanız bir köpek gibi davranabiliyorsunuz ancak onlar (ISS'ler ve telekom şirketleri) köpek gibi davranırken söylediğiniz her şeyi bilecektir
holandský | turečtina |
---|---|
en | ve |
NL Mediamonitoring is luisteren naar wie wat zegt over uw merk, uw concurrenten, uw branche en elk ander onderwerp dat belangrijk is voor u en uw activiteiten
TR Medya izleme, markanız, rakipleriniz, sektörünüz ve sizin ve operasyonlarınız için önemli olan diğer konular hakkında kimin ne söylediğini dinliyor
holandský | turečtina |
---|---|
branche | sektör |
en | ve |
ander | diğer |
belangrijk | önemli |
is | olan |
NL Zegt wat hem / haar in verwart en wat zijn / haar aandacht trekt.
TR Kafalarını karıştıran ve dikkatlerini çeken şeyleri söylemek.
holandský | turečtina |
---|---|
en | ve |
NL De persoonlijke en zakelijke versies van het programma zelf beschikken gewoonlijk over dezelfde functionaliteit, tenzij de productomschrijving anders zegt.
TR Programın kişisel ve ticari sürümleri ürün tanımında aksi belirtilmiyorsa genelde aynı işlevselliktedir.
holandský | turečtina |
---|---|
persoonlijke | kişisel |
en | ve |
dezelfde | aynı |
NL De persoonlijke en zakelijke versies van het programma zelf beschikken gewoonlijk over dezelfde functionaliteit, tenzij de productomschrijving anders zegt.
TR Programın kişisel ve ticari sürümleri ürün tanımında aksi belirtilmiyorsa genelde aynı işlevselliktedir.
holandský | turečtina |
---|---|
persoonlijke | kişisel |
en | ve |
dezelfde | aynı |
NL De persoonlijke en zakelijke versies van het programma zelf beschikken gewoonlijk over dezelfde functionaliteit, tenzij de productomschrijving anders zegt.
TR Programın kişisel ve ticari sürümleri ürün tanımında aksi belirtilmiyorsa genelde aynı işlevselliktedir.
holandský | turečtina |
---|---|
persoonlijke | kişisel |
en | ve |
dezelfde | aynı |
NL De persoonlijke en zakelijke versies van het programma zelf beschikken gewoonlijk over dezelfde functionaliteit, tenzij de productomschrijving anders zegt.
TR Programın kişisel ve ticari sürümleri ürün tanımında aksi belirtilmiyorsa genelde aynı işlevselliktedir.
holandský | turečtina |
---|---|
persoonlijke | kişisel |
en | ve |
dezelfde | aynı |
NL Als je een hond wilt zijn kan je doen alsof je een hond bent , maar zij [internetproviders en telecombedrijven] weten alles wat je zegt , terwijl je doet alsof je een hond bent
TR Eğer bir köpek olmak istiyorsanız bir köpek gibi davranabiliyorsunuz ancak onlar (ISS'ler ve telekom şirketleri) köpek gibi davranırken söylediğiniz her şeyi bilecektir
holandský | turečtina |
---|---|
en | ve |
NL Ze zijn open, creatief, dynamisch, democratisch, kosmopolitisch en sexy," zegt Muggah
TR Açıklar, yaratıcılar, dinamikler, demokratikler, kozmopolitler, seksiler," diyor
NL Je leeftijd is maar een getal. Hoe je social media en het internet gebruikt zegt meer over je.
TR İtalya’da “juventus”, Türkiye’de “anathema”, ABD’de “iloveyou”. Dünya Parola Günü’nde, popüler parolaların ülkeden ülkeye nasıl farklılık gösterdiğini harita üzerinde görün.
holandský | turečtina |
---|---|
maar | de |
NL Mediamonitoring is luisteren naar wie wat zegt over uw merk, uw concurrenten, uw branche en elk ander onderwerp dat belangrijk is voor u en uw activiteiten
TR Medya izleme, markanız, rakipleriniz, sektörünüz ve sizin ve operasyonlarınız için önemli olan diğer konular hakkında kimin ne söylediğini dinliyor
holandský | turečtina |
---|---|
branche | sektör |
en | ve |
ander | diğer |
belangrijk | önemli |
is | olan |
NL "In onze luider en luider wordende wereld," zegt geluidsexpert Julian Treasure, "verliezen we ons vermogen om te luisteren"
TR Gittikçe daha da gürültülü olan dünyamızda, ses uzmanı Julian Treasure, "Dinlememizi kaybediyoruz" diyor
NL Ondersteun de ontwikkeling van uw werknemers. Wist u dat 76% van de werknemers zegt binnen 2 jaar een promotie te willen?
TR Çalışanlarınızın gelişmesine yardımcı olun. %76 oranında kişinin işlerinin ilk 2 yılında terfi etmek istediğini biliyor muydunuz?
NL Ondersteun de ontwikkeling van uw werknemers. Wist u dat 76% van de werknemers zegt binnen 2 jaar een promotie te willen?
TR Çalışanlarınızın gelişmesine yardımcı olun. %76 oranında kişinin işlerinin ilk 2 yılında terfi etmek istediğini biliyor muydunuz?
NL Ondersteun de ontwikkeling van uw werknemers. Wist u dat 76% van de werknemers zegt binnen 2 jaar een promotie te willen?
TR Çalışanlarınızın gelişmesine yardımcı olun. %76 oranında kişinin işlerinin ilk 2 yılında terfi etmek istediğini biliyor muydunuz?
NL Ondersteun de ontwikkeling van uw werknemers. Wist u dat 76% van de werknemers zegt binnen 2 jaar een promotie te willen?
TR Çalışanlarınızın gelişmesine yardımcı olun. %76 oranında kişinin işlerinin ilk 2 yılında terfi etmek istediğini biliyor muydunuz?
NL Ondersteun de ontwikkeling van uw werknemers. Wist u dat 76% van de werknemers zegt binnen 2 jaar een promotie te willen?
TR Çalışanlarınızın gelişmesine yardımcı olun. %76 oranında kişinin işlerinin ilk 2 yılında terfi etmek istediğini biliyor muydunuz?
NL Ondersteun de ontwikkeling van uw werknemers. Wist u dat 76% van de werknemers zegt binnen 2 jaar een promotie te willen?
TR Çalışanlarınızın gelişmesine yardımcı olun. %76 oranında kişinin işlerinin ilk 2 yılında terfi etmek istediğini biliyor muydunuz?
NL Ondersteun de ontwikkeling van uw werknemers. Wist u dat 76% van de werknemers zegt binnen 2 jaar een promotie te willen?
TR Çalışanlarınızın gelişmesine yardımcı olun. %76 oranında kişinin işlerinin ilk 2 yılında terfi etmek istediğini biliyor muydunuz?
NL Ondersteun de ontwikkeling van uw werknemers. Wist u dat 76% van de werknemers zegt binnen 2 jaar een promotie te willen?
TR Çalışanlarınızın gelişmesine yardımcı olun. %76 oranında kişinin işlerinin ilk 2 yılında terfi etmek istediğini biliyor muydunuz?
NL Ondersteun de ontwikkeling van uw werknemers. Wist u dat 76% van de werknemers zegt binnen 2 jaar een promotie te willen?
TR Çalışanlarınızın gelişmesine yardımcı olun. %76 oranında kişinin işlerinin ilk 2 yılında terfi etmek istediğini biliyor muydunuz?
NL Ondersteun de ontwikkeling van uw werknemers. Wist u dat 76% van de werknemers zegt binnen 2 jaar een promotie te willen?
TR Çalışanlarınızın gelişmesine yardımcı olun. %76 oranında kişinin işlerinin ilk 2 yılında terfi etmek istediğini biliyor muydunuz?
NL Ondersteun de ontwikkeling van uw werknemers. Wist u dat 76% van de werknemers zegt binnen 2 jaar een promotie te willen?
TR Çalışanlarınızın gelişmesine yardımcı olun. %76 oranında kişinin işlerinin ilk 2 yılında terfi etmek istediğini biliyor muydunuz?
NL Ondersteun de ontwikkeling van uw werknemers. Wist u dat 76% van de werknemers zegt binnen 2 jaar een promotie te willen?
TR Çalışanlarınızın gelişmesine yardımcı olun. %76 oranında kişinin işlerinin ilk 2 yılında terfi etmek istediğini biliyor muydunuz?
NL Ondersteun de ontwikkeling van uw werknemers. Wist u dat 76% van de werknemers zegt binnen 2 jaar een promotie te willen?
TR Çalışanlarınızın gelişmesine yardımcı olun. %76 oranında kişinin işlerinin ilk 2 yılında terfi etmek istediğini biliyor muydunuz?
NL Gellis zegt: "Er gaat niets boven de sereniteit van het zand en de open lucht, de kans om kamelen, oryxen en andere dieren te zien ... met de woestijn op de achtergrond. Het is een ervaring die iedereen minstens één keer moet proberen."
TR "Böyle bir şey yok" diyor Gellis, "Kumun ve açık havanın dinginliği, develeri, oriksleri ve diğer hayvanları görme fırsatı... Fonda çöl ile, herkesin en az bir kez denemesi gereken bir deneyim."
NL "Verwacht simpel leven, rust en een geweldig uitzicht op de skyline van Dubai, afhankelijk van waar je bent", zegt Laurent Ratinaud van Adventure HQ.
TR Adventure HQ 'dan Laurent Ratinaud, "Bulunduğunuz noktaya bağlı olarak sade bir yaşam, huzur ve Dubai silüetinin harika manzarasını bulacaksınız," diyor.
NL Het lijkt misschien dat grote problemen, grote oplossingen vereisen, maar adverteerder Rory Sutherland zegt dat veel gelikte, dure aanpakken vaak in de weg staan van betere, simpelere oplossingen
TR Büyük problemler büyük çözümler gerektiriyor gibi gözükür, ama reklamcılık insanı Rory Sutherland'e göre bir çok pahalı ve büyük çözümler sadece daha iyi ve basit cevapları engelliyor
NL Kijk tot het einde om een experiment te zien dat, zoals hij zegt, tot "het uiterste van je verbeelding" gaat.
TR Bir deneyin sonununa kadar bekleyin, onun dediği gibi, "haya gücünüzün limitlerini zorlayacak".
NL We leren onze dochters perfect te zijn en we leren onze zonen om moedig te zijn, zegt Reshma Saujani, de oprichtster van Girls Who Code ('Meisjes die programmeren')
TR "Kızlarımızı mükemmel olmaları için büyütüyoruz ve erkek çocuklarımızı ise cesur olmaları için" diyor Girls Who Code'un kurucusu Reshma Saujani
NL "Ik wil dat iedereen tegen alle jonge vrouwen in zijn of haar omgeving zegt dat ze ontspannen moeten omgaan met imperfectie."
TR " "Kusurlarıyla barışık olmalarını tanıdığınız her genç kadına söylemenizi istiyorum."
NL Waarom vinden kinderen dit dan niet meer interessant? Conrad Wolfram zegt dat het deel van de wiskunde dat we onderwijzen - manueel rekenen - niet alleen saai is maar ook irrelevant voor echte wiskunde en voor de echte wereld
TR Öyleyse çocuklar neden matematiğe olan ilgilerini kaybediyorlar? Conrad Wolfram, matematiğin bizim öğrettiğimiz kısmı--parmak hesabı--sadece sıkıcı değil, aynı zamanda gerçek matematik ve gerçek dünya ile tamamen ilgisiz diyor
NL In zijn gedurfde talk zegt hij: Als we de wereld willen veranderen, moeten we de manier waarop we denken veranderen.
TR Bu cesur konuşmada, "Bize dünyayı değiştirmek ile ilgili fikirleri değiştirebilmek için izin verin" diyor.
NL "Vertrouw op je verstand als het zegt dat het niet veel te zeggen heeft" (Michael Bassey Johnson, Song of a Nature Lover)
TR "Söyleyecek çok şeyi olmadığını söylediğinde zihninize güvenin" (Michael Bassey Johnson, Bir Doğa Aşığının Şarkısı)
NL Reizen is mogelijk en makkelijk mits men rekening houdt met de Covid-19 beperkingen
TR Covid-19 kurallarını bildikten sonra seyahat etmek çok kolay
holandský | turečtina |
---|---|
makkelijk | kolay |
NL Door het versturen van een ansichtkaart wordt direct en persoonlijk met de donateurs gecommuniceerd en de afbeeldingen tonen hoe het geld besteed wordt. Men bedankt direct met een fysische kaart en een persoonlijk of algemeen bericht.
TR Kartpostal göndererek, bağışçılarla doğrudan ve şahsen iletişime geçilir ve resimler aracılığıyla paranın nerelere kullanıldığı gösterilir. Doğrudan bir fiziksel kart ve kişisel veya genel bir mesaj ile teşekkür edilir.
holandský | turečtina |
---|---|
direct | doğrudan |
en | ve |
persoonlijk | kişisel |
algemeen | genel |
NL De ontwerpen draaien om AHA's kernactiviteit: gezondheid en hoe men deze kan verbeteren.
TR Tasarımlar AHA'nın temel misyonu olan sağlık ve bunun nasıl iyileştirilebileceği ile ilgilidir.
holandský | turečtina |
---|---|
ontwerpen | tasarımlar |
om | ile |
gezondheid | sağlık |
en | ve |
NL GNU/Linux is een besturingssysteem, de software die een computer beheert. Je kunt het vergelijken met Microsoft Windows, maar het is volkomen vrij. De correcte naam is GNU/Linux, maar meestal spreekt men van "Linux".
TR GNU/Linux bir işletim sistemidir, bir bilgisayarı yöneten büyük bir yazılım parçasıdır. Microsoft Windows'a benzerlik gösterir, ancak tamamen özgürdür. Doğru isim GNU/Linux 'tur ama "Linux" daha sık kullanılır.
holandský | turečtina |
---|---|
linux | linux |
software | yazılım |
computer | bilgisayar |
microsoft | microsoft |
windows | windows |
NL Blokkeer snel toegang tot of verwijder inhoud waarvan men in goed geloof denkt dat die materiaal zou kunnen bevatten die de copyrights van derden schendt en
TR İyi niyetle yapılmış olsa da üçüncü şahısların mülkiyet haklarını ihlal edecek bir malzeme içerebilecek konuya girişi hızlı bir şekilde engelleyin veya kaldırın.
holandský | turečtina |
---|---|
of | veya |
verwijder | kaldırın |
materiaal | malzeme |
derden | üçüncü |
NL Contactinformatie voor de informerende partij, zoals een adres, telefoonnummer en een e-mailadres waarnaar men kan terugsturen met de bedoeling een antwoord te geven;
TR Bildirim amaçlı kullanılacak olan adres, telefon numarası iletişim bilgisi ve yanıtlama amaçlı bir dönüş e-postası;
NL LUNA™ 3 MEN reinigt de mannenhuid en baard in één minuut grondig. Het apparaat bereidt de huid voor op een scheerbeurt en vitaliseert met een verstevigende massage... Of kies voor een LUNA™ in zwart.
TR Bir dakika içinde erkek cildini ve sakalını derinlemesine temizleyen LUNA™ 3 MEN, tıraş hazırlığı, tonlama ve sıkılaştırıcı bir masajla enerji verir... Ya da sadece zarif bir siyah LUNA™ tercih edin.
holandský | turečtina |
---|---|
en | ve |
luna | luna |
NL Blokkeer snel toegang tot of verwijder inhoud waarvan men in goed geloof denkt dat die materiaal zou kunnen bevatten die de copyrights van derden schendt en
TR İyi niyetle yapılmış olsa da üçüncü şahısların mülkiyet haklarını ihlal edecek bir malzeme içerebilecek konuya girişi hızlı bir şekilde engelleyin veya kaldırın.
holandský | turečtina |
---|---|
of | veya |
verwijder | kaldırın |
materiaal | malzeme |
derden | üçüncü |
NL Contactinformatie voor de informerende partij, zoals een adres, telefoonnummer en een e-mailadres waarnaar men kan terugsturen met de bedoeling een antwoord te geven;
TR Bildirim amaçlı kullanılacak olan adres, telefon numarası iletişim bilgisi ve yanıtlama amaçlı bir dönüş e-postası;
NL Spijtig genoeg kon ik geen snelle manier vinden om het op men macbook te doen en daarom ben ik naar het internet gegaan.
TR Maalesef ki Macbook'umda pratik bir çözüm bulamadım ve bu nedenle İnternet'e yönelmem gerekti.
NL Elke bezoeker mag dan rond de secties van de website reizen, maar men zal nauwelijks lange tijd de afstandelijke waarnemer willen zijn
TR Her ziyaretçi web sitesinin bölümlerini dolaşabilir, ancak uzun süre bağımsız gözlemciler olmak istemeyecektir
NL Door de opkomst van het internet is JavaScript tot hoogtes gebracht waar men nooit had voorspeld dat het zou komen
TR İnternetin ortaya çıkmasıyla JavaScript, hiç tahmin edilmeyen bir konuma ulaştı
NL IK vond het goed dat ik onmiddellijk antwoord kreeg op mijn vraag, zo weet men waar zich aan te houden
TR Muhteşem bir uygulama herkese tavsiye ediyorum
NL Ik gebruik de Ulatus-diensten al enige tijd regelmatig en de kwaliteit van het werk dat men levert, is zeer hoog
TR Ulatus hizmetlerini bir süredir düzenli olarak kullanıyorum ve çalışma kaliteleri gerçekten çok iyi
Zobrazuje se 49 z 49 překladů