EN Optimise the chances of your job being seen and reach the best candidates in the field with this personalised and cost-effective recruiting solution.
EN Optimise the chances of your job being seen and reach the best candidates in the field with this personalised and cost-effective recruiting solution.
TR Bu kişiselleştirilmiş ve uygun maliyetli işe alım çözümü sayesinde işinizin görülme şansını artırın ve herhangi bir alandaki en iyi adaylara ulaşın.
Angličtina | turečtina |
---|---|
job | iş |
reach | ulaşın |
personalised | kişiselleştirilmiş |
cost | maliyetli |
solution | çözümü |
this | bu |
and | ve |
best | en |
EN Optimise the chances of your job being seen and reach the best candidates in the field with this personalised and cost-effective recruiting solution.
TR Bu kişiselleştirilmiş ve uygun maliyetli işe alım çözümü sayesinde işinizin görülme şansını artırın ve herhangi bir alandaki en iyi adaylara ulaşın.
Angličtina | turečtina |
---|---|
job | iş |
reach | ulaşın |
personalised | kişiselleştirilmiş |
cost | maliyetli |
solution | çözümü |
this | bu |
and | ve |
best | en |
EN Select a longer lookback window when using dynamic retargeting. That way, you’ll increase the chances for greater reach when you first set up the campaign and then you can optimise accordingly.
TR Dinamik yeniden hedeflemeyi kullanırken daha uzun bir geriye dönük zaman aralığı seçin. Bu şekilde, kampanyayı ilk oluşturduğunuzda daha fazla erişim şansınızı artırır ve daha sonra buna göre optimizasyon yapabilirsiniz.
Angličtina | turečtina |
---|---|
dynamic | dinamik |
when | zaman |
you can | yapabilirsiniz |
greater | daha fazla |
first | ilk |
and | ve |
longer | daha uzun |
using | kullanırken |
EN Got a question about our tools or data? Chances are good that there's an answer ready for you.
TR Araçlarımız veya verilerimizle ilgili yardıma mı ihtiyacınız var? Büyük olasılıkla bu konuda kapsamlı bir makale yayınlamışızdır.
Angličtina | turečtina |
---|---|
good | büyük |
about | ilgili |
or | veya |
a | bir |
tools | araçları |
EN And because this information is easy to locate, understand, and act on wherever you need it, you will be able to make sound therapy decisions that reduce the chances for preventable adverse events and negative patient outcomes.
TR Ve bu bilgilerin ihtiyaç duyduğunuzda bulunması, anlaşılması ve kullanılması kolay olduğundan, engellenebilir olası yan etkiler ve olumsuz hasta sonuçlarını azaltan güvenilir tedavi kararları alabilirsiniz.
Angličtina | turečtina |
---|---|
information | bilgilerin |
easy | kolay |
negative | olumsuz |
patient | hasta |
outcomes | sonuçları |
on | güvenilir |
this | bu |
and | ve |
need | ihtiyaç |
decisions | kararlar |
EN How to determine your chances to rank in Google
TR Google’da sıralanma şansınızı nasıl belirleyebilirsiniz
Angličtina | turečtina |
---|---|
how | nasıl |
EN Secure your internet connection, especially when you’re connected to public Wi-Fi. By encrypting your connection, your chances of becoming a victim of online intrusion reduce significantly.
TR Özellikle halka açık Wi-Fi ağına bağlıyken internet bağlantınızı güvence altına alın. Bağlantınızı şifreleyerek, çevrimiçi izinsiz girişlerin kurbanı olma şansınız önemli ölçüde azaltabilirsiniz.
Angličtina | turečtina |
---|---|
secure | alın |
your | de |
of | ın |
a | a |
by | altına |
connected | bağlı |
online | çevrimiçi |
internet | internet |
connection | bağlantı |
public | açık |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
Angličtina | turečtina |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN But if your customers cannot memorize your brand, the chances that they’ll buy from you again are quite low
TR Ancak markanız müşterilerin aklında kalmıyorsa yeniden sizden alışveriş yapma ihtimalleri epey azalır
Angličtina | turečtina |
---|---|
customers | müşterilerin |
buy | al |
again | yeniden |
your brand | markanız |
from you | sizden |
EN The chances of a end user watching your video is much higher than a text with images
TR Son kullanıcının, görseller ve bir metinden oluşan video yerine sizinkini izleme ihtimali çok daha fazla
Angličtina | turečtina |
---|---|
end | son |
video | video |
images | görseller |
user | kullanıcı |
your | ve |
a | bir |
the | fazla |
EN We took all chances and our main objective was to go somewhere safe and that was the neighboring Turkey
TR Her şeyi göze almıştık ve ilk hedefimiz güvenli bir yere gitmekti, orası da sınır komşusu Türkiye’ydi
Angličtina | turečtina |
---|---|
took | da |
and | ve |
to | şeyi |
the | bir |
EN We took all chances and our main objective was to go somewhere safe and that was the neighboring Turkey
TR Her şeyi göze almıştık ve ilk hedefimiz güvenli bir yere gitmekti, orası da sınır komşusu Türkiye’ydi
Angličtina | turečtina |
---|---|
took | da |
and | ve |
to | şeyi |
the | bir |
EN Also, if you lose your .com domain, you can increase your chances by getting a .io domain name
TR Ayrıca, .com alanınız alınmışsa, bir .io alan adı alarak şansınızı yükseltebilirsiniz
Angličtina | turečtina |
---|---|
a | bir |
name | adı |
domain | alan |
by | alarak |
also | ayrıca |
EN Javascript is easy to learn. Javascript SEO on the other hand, is a more complex topic. Not always does Google index Javascript websites. What can we do to increase our chances of ranking our site on Google Search? How can our audience find our site?
TR Javascript’i öğrenmesi kolaydır. Fakat Javascript ile arama motoru optimizasyonu yapmak apayrı bir konudur. Google aramalarında görünme şansımızı artırmak için neler yapabiliriz? Hedeflediğimiz kitle sitemizi nasıl bulabilir?
Angličtina | turečtina |
---|---|
javascript | javascript |
easy | kolaydır |
audience | kitle |
to learn | öğrenmesi |
of | in |
a | bir |
our | ile |
what | neler |
increase | artırmak |
search | arama |
how | nasıl |
EN Identity fraud and theft can decrease your chances of securing future loans, damage your credit score, and also incur fines.
TR Kimlik dolandırıcılığı ve hırsızlığı, kredi ihtimalinizi düşürebilir, puanınıza zarar verebilir ve ceza almanıza neden olabilir.
Angličtina | turečtina |
---|---|
identity | kimlik |
of | ın |
damage | zarar |
credit | kredi |
and | ve |
can | verebilir |
EN As with every other career or endeavor, the chances of becoming successful are much higher with an education.
TR Diğer tüm işlerde veya çabalarda olduğu gibi, başarılı olma şansı ilgili alanda eğitim alarak çok daha yüksektir.
Angličtina | turečtina |
---|---|
education | eğitim |
successful | başarılı |
other | diğer |
or | veya |
every | e |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
Angličtina | turečtina |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
Angličtina | turečtina |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN The generation expert Rüdiger Maas talks about differences and similarities between young and old and the chances and risks for the upcoming generation.
TR Kuşak araştırması yapan bilim insanı Rüdiger Maas’la yaşlı ve genç insanlar arasındaki farklar ve ortak özellikler ile gelecek kuşağın fırsatlarıyla riskleri üzerine bir söyleşi.
Angličtina | turečtina |
---|---|
differences | farklar |
risks | riskleri |
young | genç |
and | ve |
between | arasındaki |
EN We took all chances and our main objective was to go somewhere safe and that was the neighboring Turkey
TR Her şeyi göze almıştık ve ilk hedefimiz güvenli bir yere gitmekti, orası da sınır komşusu Türkiye’ydi
Angličtina | turečtina |
---|---|
took | da |
and | ve |
to | şeyi |
the | bir |
EN We took all chances and our main objective was to go somewhere safe and that was the neighboring Turkey
TR Her şeyi göze almıştık ve ilk hedefimiz güvenli bir yere gitmekti, orası da sınır komşusu Türkiye’ydi
Angličtina | turečtina |
---|---|
took | da |
and | ve |
to | şeyi |
the | bir |
EN Before disassembling your phone, discharge the battery below 25%. The battery can catch fire and/or explode if accidentally punctured, but the chances of that happening are much lower if discharged.
TR Telefonunuzu demonte etmeden önce, pil gücünü %25'in altına kadar düşürün. Pil yanlışlıkla delindiği takdirde alev alabilir ve/veya patlayabilir ancak bu olasılık, pil gücü belli bir seviyenin altındaysa daha düşüktür.
Angličtina | turečtina |
---|---|
battery | pil |
can | alabilir |
lower | alt |
your phone | telefonunuzu |
if | takdirde |
or | veya |
and | ve |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
Angličtina | turečtina |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
Angličtina | turečtina |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
Angličtina | turečtina |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
Angličtina | turečtina |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
Angličtina | turečtina |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
Angličtina | turečtina |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
Angličtina | turečtina |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
Angličtina | turečtina |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
Angličtina | turečtina |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
Angličtina | turečtina |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
Angličtina | turečtina |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN If you?re looking to rent, chances are, we?ve got exactly what you?re looking for
TR Kiralamak istiyorsanız, aradığınız şey tam olarak bizde var
Angličtina | turečtina |
---|---|
exactly | tam olarak |
to | şey |
rent | kiralamak |
are | var |
EN After all, I am aware that not many people get the chances that I have today
TR Çünkü bugün sahip olduğum fırsatlara pek çok insanın sahip olmadığını biliyorum
Angličtina | turečtina |
---|---|
people | insan |
today | bugün |
many | pek |
the | çok |
EN What are my chances? How do I find a suitable job? Do I need a visa? Find out here.
TR Nasıl bir şansım var? Bana uygun işi nasıl bulurum? Vize almam gerekiyor mu? İşte yanıtlar.
Angličtina | turečtina |
---|---|
suitable | uygun |
visa | vize |
job | iş |
how | nasıl |
a | bir |
need | gerekiyor |
do | işi |
EN The conditions for admission to medical school are changing in Germany. International applicants have excellent chances.
TR Almanya’da tıp öğrenimine kabul koşulları değişiyor. Enternasyonal müracaatçıların şansı çok yüksek.
Angličtina | turečtina |
---|---|
medical | tıp |
the | kabul |
to | çok |
EN At the moment, the chances for international applicants are good, as many training places remain vacant.
TR Birçok meslek eğitim yeri boş olduğu için, şu anda yabancı başvurucuların şansı gayet yüksek.
Angličtina | turečtina |
---|---|
training | eğitim |
the | anda |
for | için |
many | çok |
EN The quick check on the home page enables you to make an initial assessment of your chances
TR Portalın ana sayfasında hızlı bir testle fikir edinebilirsiniz
Angličtina | turečtina |
---|---|
home | ana |
quick | hızlı |
page | sayfası |
EN For this reason, immigrants with qualifications in medical and social professions also have very good chances on the job market.
TR Bu nedenle tıbbi ve sosyal meslek sahibi yeni göçmenlerin iş bulma şansı gayet yüksek.
Angličtina | turečtina |
---|---|
medical | tıbbi |
social | sosyal |
this | bu |
for | nedenle |
on | yüksek |
and | ve |
EN Only a personal covering letter aimed at the respective company offers good chances of success.
TR Yalnızca başvurulan firmaya hitap eden, bireysel yazılmış bir motivasyon mektubu başarı vadedebilir.
Angličtina | turečtina |
---|---|
success | başarı |
a | bir |
only | yalnızca |
EN Ida has a trick that might help you: “Just try using 'die'.” The chances of your being right are quite high because almost half of all German nouns are feminine.
TR İşte size Ida’nın önerdiği hile: „Gayet basit ,die‘yi deneyin.“ İsabet oranı hayli yüksek, çünkü Almancada cins isimlerin hemen hemen yarısı dişildir.
EN Identity fraud and theft can decrease your chances of securing future loans, damage your credit score, and also incur fines.
TR Kimlik dolandırıcılığı ve hırsızlığı, kredi ihtimalinizi düşürebilir, puanınıza zarar verebilir ve ceza almanıza neden olabilir.
Angličtina | turečtina |
---|---|
identity | kimlik |
of | ın |
damage | zarar |
credit | kredi |
and | ve |
can | verebilir |
EN In Lucky6, a player can place multiple bets of 6 numbers, which increases the chances of winning
TR Lucky6'da, bir oyuncu 6 sayılık çoklu bahisler oynayabilir, bu da kazanma şansını artırır.
Angličtina | turečtina |
---|---|
player | oyuncu |
increases | artırır |
in | da |
which | bu |
EN AC Power Services: Scheduled preventive maintenance and proactive replacement of key UPS components and batteries can greatly reduce the chances of failure during power incidents
TR AC Güç Servisleri Planlı önleyici bakım ve temel KGK bileşenlerinin ve akülerinin proaktif olarak değiştirilmesi, güç olayları sırasında arıza olasılığını büyük ölçüde azaltabilir
Angličtina | turečtina |
---|---|
maintenance | bakım |
proactive | proaktif |
greatly | büyük ölçüde |
services | servisleri |
preventive | önleyici |
and | ve |
during | sırasında |
power | güç |
key | büyük |
the | olarak |
EN Chances for scoring a good deal with an illegal and poorly reputable business are low, so no wonder possibility is rather unlikely to occur.
TR Yasadışı ve düşük itibarlı bir işletmeyle iyi bir anlaşma yapma şansı düşüktür, dolayısıyla olasılık yok denecek kadar azdır.
Angličtina | turečtina |
---|---|
good | iyi |
deal | anlaşma |
business | iş |
low | düşük |
illegal | yasadışı |
and | ve |
so | dolayısıyla |
to | yapma |
a | bir |
no | yok |
EN Secure your internet connection, especially when you’re connected to public Wi-Fi. By encrypting your connection, your chances of becoming a victim of online intrusion reduce significantly.
TR Özellikle halka açık Wi-Fi ağına bağlıyken internet bağlantınızı güvence altına alın. Bağlantınızı şifreleyerek, çevrimiçi izinsiz girişlerin kurbanı olma şansınız önemli ölçüde azaltabilirsiniz.
Angličtina | turečtina |
---|---|
secure | alın |
your | de |
of | ın |
a | a |
by | altına |
connected | bağlı |
online | çevrimiçi |
internet | internet |
connection | bağlantı |
public | açık |
EN A formal teaching certificate is preferable and will increase your chances of admission. Candidates that don't have a certificate or a verifiable teaching experience will not be accepted.
TR Resmi eğitim belgesi tercih edilir ve kabul şansınızı artıracaktır, ancak mutlaka gerekli değildir.
Angličtina | turečtina |
---|---|
formal | resmi |
of | ın |
accepted | kabul |
not | değildir |
a | ancak |
and | ve |
EN We encourage career changes and chances are good you will find a new challenging career right in front of you, at Tetra Pak
TR Kariyer değiştirmeyi teşvik ederiz ve sürükleyici yeni bir kariyeri çok yakınınızda, yani Tetra Pak'ta bulmanız çok muhtemeldir
Angličtina | turečtina |
---|---|
encourage | teşvik |
career | kariyer |
tetra | tetra |
at | de |
and | ve |
a | bir |
new | yeni bir |
EN But if your customers cannot memorize your brand, the chances that they’ll buy from you again are quite low
TR Ancak markanız müşterilerin aklında kalmıyorsa yeniden sizden alışveriş yapma ihtimalleri epey azalır
Angličtina | turečtina |
---|---|
customers | müşterilerin |
buy | al |
again | yeniden |
your brand | markanız |
from you | sizden |
Zobrazuje se 50 z 50 překladů