EN The band's fast tempos, instrumentals, and aggressive musicianship made them one of the founding "big four" bands of thrash metal, alongside … read more
"aggressive musicianship made" v Angličtina lze přeložit do následujících turečtina slov/frází:
EN The band's fast tempos, instrumentals, and aggressive musicianship made them one of the founding "big four" bands of thrash metal, alongside … read more
TR Sert sesi, farklı armonisi ve ye… Devamını oku
EN The band's fast tempos, instrumentals, and aggressive musicianship made them one of the founding "big four" bands of thrash metal, alongside … read more
TR Sert sesi, farklı armonisi ve ye… Devamını oku
EN Tesla says it can create windscreens with very aggressive feature lines, impossible to replicate using conventional methods.
TR Gerçekten elektrikli bir SUV üretecekler mi?
Angličtina | turečtina |
---|---|
lines | bir |
EN Comments or behavior of an aggressive or sexual nature directed towards other members are not appropriate in the meeting. If you believe somebody has acted inappropriately, please reach out to the chair or to another trusted member.
TR Diğer üyelere yönelik saldırgan veya cinsel içerikli yorumlar veya davranışlar toplantıda uygun değildir. Birinin uygunsuz davrandığını düşünüyorsanız, lütfen sandalyeye veya başka bir güvenilir üyeye ulaşın.
Angličtina | turečtina |
---|---|
comments | yorumlar |
behavior | davranış |
sexual | cinsel |
appropriate | uygun |
meeting | toplantı |
inappropriately | uygunsuz |
trusted | güvenilir |
member | üyeye |
in | da |
other | diğer |
reach | ulaşın |
or | veya |
please | lütfen |
out | de |
the | başka |
not | değildir |
EN Comments or behavior of an aggressive, sexual, or discriminatory nature directed towards other members are not appropriate in ITAA
TR Diğer üyelere yönelik saldırgan, cinsel veya ayrımcı nitelikteki yorumlar veya davranışlar ITAA'da uygun değildir
Angličtina | turečtina |
---|---|
comments | yorumlar |
behavior | davranış |
sexual | cinsel |
other | diğer |
appropriate | uygun |
discriminatory | ayrımcı |
or | veya |
not | değildir |
of | yönelik |
EN We may invoke the traditions or the line in the meeting script that states that “comments or behavior of an aggressive, sexual, or discriminatory nature directed towards other members are not appropriate.”
TR çağırabiliriz gelenekler veya toplantı metninde "diğer üyelere yönelik saldırgan, cinsel veya ayrımcı nitelikteki yorum veya davranışların uygun olmadığını" belirten satır.
Angličtina | turečtina |
---|---|
meeting | toplantı |
other | diğer |
sexual | cinsel |
discriminatory | ayrımcı |
comments | yorum |
appropriate | uygun |
or | veya |
of | yönelik |
EN “I feel uncomfortable because of what was just said/done, and I want to ask that members refrain from making comments of an aggressive, sexual, or discriminatory nature towards other members
TR “Az önce söylenenlerden/yapılanlardan dolayı kendimi rahatsız hissediyorum ve üyelerden diğer üyelere karşı saldırgan, cinsel veya ayrımcı nitelikte yorumlar yapmaktan kaçınmalarını rica ediyorum
EN We can also ask them to repeat the section of the script that states “Comments or behavior of an aggressive, sexual, or discriminatory nature directed towards other members are not appropriate in the meeting.”
TR Ayrıca onlardan senaryonun "Diğer üyelere yönelik saldırgan, cinsel veya ayrımcı nitelikteki yorumlar veya davranışlar toplantıda uygun değildir" yazan bölümünü tekrar etmelerini isteyebiliriz.
Angličtina | turečtina |
---|---|
sexual | cinsel |
discriminatory | ayrımcı |
comments | yorumlar |
appropriate | uygun |
section | bölümünü |
other | diğer |
or | veya |
also | ayrıca |
not | değildir |
EN Comments or behavior of an aggressive, sexual, or discriminatory nature directed towards other members are not appropriate in ITAA.”
TR Diğer üyelere yönelik saldırgan, cinsel veya ayrımcı nitelikteki yorumlar veya davranışlar ITAA'da uygun değildir."
Angličtina | turečtina |
---|---|
other | diğer |
sexual | cinsel |
discriminatory | ayrımcı |
comments | yorumlar |
appropriate | uygun |
or | veya |
not | değildir |
of | yönelik |
EN GAYWIRE - Aggressive Gay Sex Fantasy Cums True on Pound His Ass! at Gay0Day
TR Gay0Day'de GAYWIRE - agresif gay Seks fantezi boşalan doğru üzerinde pound onun göt
Angličtina | turečtina |
---|---|
gay | gay |
sex | seks |
his | onun |
on | üzerinde |
at | doğru |
EN Aggressive, screen-clogging adverts don’t have to ruin the party – eliminate them permanently with our Adblock tool.
TR Ekranı kaplayan agresif reklamların partiyi mahvetmesine izin vermek zorunda değilsiniz. Adblock aracımızla hepsini. kalıcı olarak kaldırın.
Angličtina | turečtina |
---|---|
have to | zorunda |
permanently | kalıcı |
eliminate | kaldırın |
EN Locate and eliminate Adware, an aggressive form of hard-to-remove advertising software.
TR Kaldırılması çok zor, agresif reklam yazılımlarını tespit edin ve ortadan kaldırın.
Angličtina | turečtina |
---|---|
advertising | reklam |
hard | zor |
and | ve |
remove | kaldırın |
software | yazılımları |
to | çok |
EN AGGRESSIVE BEHAVIORS OF VEHICLE DRIVERS
TR ARAÇ SÜRÜCÜLERİNDEKİ AGRESİF DAVRANIŞLAR
EN For many, the cost to business is so high that DLP is left as a passive monitoring tool; the cost of a breach is literally seen as less damaging than overly aggressive security!
TR Bu durumun pek çok şirket için maliyeti çok yüksek olduğundan, DLP pasif bir takip aracına indirgeniyor. Kelimenin tam anlamıyla, ihlallerin maliyeti, aşırı agresif güvenlikten daha az zararlı görülüyor!
Angličtina | turečtina |
---|---|
monitoring | takip |
tool | aracı |
business | şirket |
high | yüksek |
as | olduğundan |
cost | maliyeti |
that | tam |
many | pek |
of | in |
a | bir |
EN There are various theories on this. One claims it is because they are more interested in social issues; another that they prefer compromises and don’t like aggressive rhetoric.
TR Bu konuda farklı teoriler var: Kadınlar daha ziyade sosyal konulara ilgi gösterdikleri için diyor bu teorilerden biri; bir diğeri ise, kadınlar uzlaşmayı tercih ettikleri ve saldırgan söylemden hoşlanmadıkları için diyor.
Angličtina | turečtina |
---|---|
interested | ilgi |
social | sosyal |
prefer | tercih |
this | bu |
that | ise |
and | ve |
various | bir |
EN Between them stand the great majority of the population who face this challenge with a mixture of annoyance about the aggressive mood of discourse and concern about the country’s capacity to integrate so many newcomers
TR Büyük kitlenin hissiyatıysa, bu hiddetli tartışma ortamından duydukları rahatsızlıkla yeni gelenlerin entegre edilebilme kapasiteleri konusunda duydukları endişe arasında kalmış durumda
Angličtina | turečtina |
---|---|
this | bu |
integrate | entegre |
great | büyük |
the | durumda |
between | arası |
to | konusunda |
EN Aggressive, screen-clogging adverts don’t have to ruin the party – eliminate them permanently with our Adblock tool.
TR Ekranı kaplayan agresif reklamların partiyi mahvetmesine izin vermek zorunda değilsiniz. Adblock aracımızla hepsini. kalıcı olarak kaldırın.
Angličtina | turečtina |
---|---|
have to | zorunda |
permanently | kalıcı |
eliminate | kaldırın |
EN Locate and eliminate Adware, an aggressive form of hard-to-remove advertising software.
TR Kaldırılması çok zor, agresif reklam yazılımlarını tespit edin ve ortadan kaldırın.
Angličtina | turečtina |
---|---|
advertising | reklam |
hard | zor |
and | ve |
remove | kaldırın |
software | yazılımları |
to | çok |
EN Comments or behavior of an aggressive, sexual, or discriminatory nature directed towards other members are not appropriate in ITAA
TR Diğer üyelere yönelik saldırgan, cinsel veya ayrımcı nitelikteki yorumlar veya davranışlar ITAA'da uygun değildir
Angličtina | turečtina |
---|---|
comments | yorumlar |
behavior | davranış |
sexual | cinsel |
other | diğer |
appropriate | uygun |
discriminatory | ayrımcı |
or | veya |
not | değildir |
of | yönelik |
EN We may invoke the traditions or the line in the meeting script that states that “comments or behavior of an aggressive, sexual, or discriminatory nature directed towards other members are not appropriate.”
TR çağırabiliriz gelenekler veya toplantı metninde "diğer üyelere yönelik saldırgan, cinsel veya ayrımcı nitelikteki yorum veya davranışların uygun olmadığını" belirten satır.
Angličtina | turečtina |
---|---|
meeting | toplantı |
other | diğer |
sexual | cinsel |
discriminatory | ayrımcı |
comments | yorum |
appropriate | uygun |
or | veya |
of | yönelik |
EN “I feel uncomfortable because of what was just said/done, and I want to ask that members refrain from making comments of an aggressive, sexual, or discriminatory nature towards other members
TR “Az önce söylenenlerden/yapılanlardan dolayı kendimi rahatsız hissediyorum ve üyelerden diğer üyelere karşı saldırgan, cinsel veya ayrımcı nitelikte yorumlar yapmaktan kaçınmalarını rica ediyorum
EN We can also ask them to repeat the section of the script that states “Comments or behavior of an aggressive, sexual, or discriminatory nature directed towards other members are not appropriate in the meeting.”
TR Ayrıca onlardan senaryonun "Diğer üyelere yönelik saldırgan, cinsel veya ayrımcı nitelikteki yorumlar veya davranışlar toplantıda uygun değildir" yazan bölümünü tekrar etmelerini isteyebiliriz.
Angličtina | turečtina |
---|---|
sexual | cinsel |
discriminatory | ayrımcı |
comments | yorumlar |
appropriate | uygun |
section | bölümünü |
other | diğer |
or | veya |
also | ayrıca |
not | değildir |
EN Comments or behavior of an aggressive, sexual, or discriminatory nature directed towards other members are not appropriate in ITAA.”
TR Diğer üyelere yönelik saldırgan, cinsel veya ayrımcı nitelikteki yorumlar veya davranışlar ITAA'da uygun değildir."
Angličtina | turečtina |
---|---|
other | diğer |
sexual | cinsel |
discriminatory | ayrımcı |
comments | yorumlar |
appropriate | uygun |
or | veya |
not | değildir |
of | yönelik |
EN Interpersonal Safety Committee: This committee works on guidelines and procedures for dealing with inappropriate behavior within ITAA, including actions or comments that are aggressive, sexual, or discriminatory in nature
TR Kişilerarası Güvenlik Komitesi: Bu komite, saldırgan, cinsel veya ayrımcı nitelikteki eylemler veya yorumlar da dahil olmak üzere, ITAA içindeki uygunsuz davranışlarla başa çıkmak için kılavuzlar ve prosedürler üzerinde çalışır
Angličtina | turečtina |
---|---|
safety | güvenlik |
inappropriate | uygunsuz |
behavior | davranış |
itaa | itaa |
comments | yorumlar |
sexual | cinsel |
discriminatory | ayrımcı |
works | çalışır |
and | ve |
this | bu |
or | veya |
in | da |
including | dahil |
on | üzerinde |
actions | eylemler |
for | için |
committee | komitesi |
EN This created a cycle of secrecy and shame where I was hiding the internet usage, which caused more problems for me, which made me want to escape even more, which made me use more
TR Bu, internet kullanımını gizlediğim yerde bir gizlilik ve utanç döngüsü yarattı, bu benim için daha fazla sorun yarattı, bu bende daha çok kaçma isteği uyandırdı, bu da daha çok kullanmama neden oldu
Angličtina | turečtina |
---|---|
internet | internet |
problems | sorun |
this | bu |
was | oldu |
and | ve |
even | bir |
cycle | döngüsü |
of | in |
EN Commissions become available for payment once the total earned reaches $100. Payments are made by either check or electronically via PayPal. Payment requests can be made via the Dashboard (https://dash.radaar.io/)
TR Kazanılan toplam miktar 100$'a ulaştığında komisyonlar ödenmeye hazır hale gelir. Ödemeler, çekle veya PayPal aracılığıyla elektronik olarak yapılır. Ödeme talepleri Dashboard (https://dash.radaar.io/) üzerinden yapılabilir.
Angličtina | turečtina |
---|---|
available | hazır |
paypal | paypal |
https | https |
dash | dash |
can | yapılabilir |
or | veya |
via | aracılığıyla |
EN You can change or update at any time the price of the domain that you announce it for sale, until any offer is made. Once an offer is made for that domain, you cannot change the price during the sale progress.
TR Satış ilanı verdiğiniz bir domainin fiyatını, teklif gelene kadar istediğiniz zaman değiştirilebilir veya güncelleyebilirsiniz. İlgili domaine teklif verildikten sonra fiyatı satış süresince değiştiremezsiniz.
Angličtina | turečtina |
---|---|
domain | domaine |
offer | teklif |
sale | satış |
at | de |
time | zaman |
price | fiyat |
or | veya |
EN Name Hand Made Logo is great if you're working in Jewelry, YouTube, Hand Made, Instagram, Accessories industries. Use this template to create a logo for your business or team
TR Eğer Takı, Youtube, El yapımı, Instagram, Aksesuarlar endüstrisinde çalışıyorsanız Isim El Yapımı Logo harikadır. İşletmeniz veya takımınız için bir logo oluşturmak için bu şablonu kullanın
Angličtina | turečtina |
---|---|
name | isim |
hand | el |
jewelry | takı |
youtube | youtube |
accessories | aksesuarlar |
logo | logo |
if | eğer |
this | bu |
template | şablonu |
or | veya |
team | takım |
a | bir |
EN Monogram F&j Hand Made Logo is great if you're working in Boutique, Hand Made, Apparel, Clothing industries. Use this template to create a logo for your business or team
TR Eğer Butik, El yapımı, Giyim, giyim endüstrisinde çalışıyorsanız Monogram F & J El Yapımı Logo harikadır. İşletmeniz veya takımınız için bir logo oluşturmak için bu şablonu kullanın
Angličtina | turečtina |
---|---|
hand | el |
logo | logo |
if | eğer |
this | bu |
template | şablonu |
or | veya |
boutique | butik |
team | takım |
a | bir |
EN You can change or update at any time the price of the domain that you announce it for sale, until any offer is made. Once an offer is made for that domain, you cannot change the price during the sale progress.
TR Satış ilanı verdiğiniz bir domainin fiyatını, teklif gelene kadar istediğiniz zaman değiştirilebilir veya güncelleyebilirsiniz. İlgili domaine teklif verildikten sonra fiyatı satış süresince değiştiremezsiniz.
Angličtina | turečtina |
---|---|
domain | domaine |
offer | teklif |
sale | satış |
at | de |
time | zaman |
price | fiyat |
or | veya |
EN To make shampoo she mixes rye flour with lukewarm water, her home-made deodorant is made from bicarbonate of soda, cornflour and coconut oil, while her eye shadow is a blend of cinnamon, cocoa and turmeric.
TR Şampuan için çavdar ununu su ile karıştırıyor; deodorant için soda, nişasta ve hindistan cevizi yağını ve göz farı için de tarçın, kakao ve Hint safranını…
Angličtina | turečtina |
---|---|
water | su |
of | in |
and | ve |
eye | göz |
to | ile |
make | için |
EN Why? The first Erzgebirge nutcrackers were made around 1870, at a time when kings, soldiers and generals made life hard for the people
TR Neden? Erzgebirge'nin fındık kırıcıları 1870 civarında, halka hayatı dar eden kral, asker ve general figürleriyle yapılırdı
Angličtina | turečtina |
---|---|
around | civarında |
at | nda |
and | ve |
life | hayatı |
why | neden |
EN Already, our cartons made mostly from plant-based materials have a significantly lower climate impact than packages made from fossil or mineral sources
TR Bitki bazlı malzemelerden üretilen kartonlarımız, şimdiden fosil veya mineral kaynaklardan yapılan paketlere göre önemli ölçüde daha düşük bir iklim etkisine sahiptir
Angličtina | turečtina |
---|---|
made | yapılan |
materials | malzemelerden |
climate | iklim |
sources | kaynaklardan |
plant | bitki |
based | bazlı |
or | veya |
already | şimdiden |
our | de |
significantly | daha |
a | bir |
lower | düşük |
EN All payments made by you to us under this Agreement will be made free and clear of any deduction or withholding Taxes and Fees, as may be required by applicable Law
TR Bu Sözleşme çerçevesinde bize yaptığınız tüm ödemeler için geçerli Kanunlar tarafından gerekli kılınabilecek kesinti ve stopaj Vergi ve Harçlarından siz sorumlu olursunuz
Angličtina | turečtina |
---|---|
made | yaptığınız |
agreement | sözleşme |
taxes | vergi |
required | gerekli |
applicable | geçerli |
payments | ödemeler |
this | bu |
by | tarafından |
and | ve |
of | in |
all | tüm |
us | bize |
EN The American Society for Biochemistry and Molecular Biology and Poultry Science Association are just two societies that have recently made the switch to Elsevier and full gold open access.
TR Amerikan Biyokimya ve Moleküler Biyoloji Topluluğu ve Kümes Hayvanları Bilim Birliği yakın zamanda Elsevier'e ve tam altın yol açık erişime geçiş yapmış olan cemiyetlerden ikisidir.
Angličtina | turečtina |
---|---|
american | amerikan |
and | ve |
molecular | moleküler |
science | bilim |
recently | yakın zamanda |
gold | altın |
open | açık |
access | erişime |
switch | geçiş |
full | tam |
are | olan |
EN Access allows you to log any request made in your protected applications - not just login and log out.
TR Access, yalnızca oturum açıp kapatmanızı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda korumalı uygulamalarınızda yapılan herhangi bir isteği günlüğe kaydetmenize olanak tanır.
Angličtina | turečtina |
---|---|
request | isteği |
made | yapılan |
access | access |
protected | korumalı |
any | herhangi |
applications | uygulamalar |
you | yalnızca |
EN Cloudflare Access made it fast and simple to authenticate a huge network of teachers and developers into our production sites and we set it up in literally less than an hour."
TR Cloudflare Access, öğretmen ve geliştiricilerden oluşan devasa bir ağın üretim sitelerimizde doğrulanmasını hızlı ve basit hale getirdi ve gerçekten bir saatten kısa sürede kurulumu gerçekleştirdik."
Angličtina | turečtina |
---|---|
network | ağı |
set | kurulumu |
cloudflare | cloudflare |
access | access |
production | üretim |
simple | basit |
fast | hızlı |
and | ve |
a | bir |
EN Open source software is made by people just like you. Learn how to launch and grow your project.
TR Açık kaynak yazılımlar, tıpkı sizin gibi insanlar tarafından geliştiriliyor. Nasıl proje başlatıp büyüteceğinizi öğrenin.
Angličtina | turečtina |
---|---|
open | açık |
source | kaynak |
software | yazılımlar |
people | insanlar |
project | proje |
just like | tıpkı |
learn | öğrenin |
by | tarafından |
how | nasıl |
EN Through green open access, an earlier version of a journal article published under the subscription model is made freely available after an embargo.
TR Yeşil açık erişim sayesinde, abonelik modeli kapsamında yayınlanmış bir dergi makalesinin daha önceki bir versiyonu ambargo süresinden sonra ücretsiz olarak kullanılabilir hale gelir.
Angličtina | turečtina |
---|---|
version | versiyonu |
journal | dergi |
subscription | abonelik |
model | modeli |
open | açık |
access | erişim |
available | kullanılabilir |
green | yeşil |
article | bir |
EN It recognises that Elsevier has made a public commitment to gender equality and has identified a concrete action plan to further its progress.
TR Elsevier'in cinsiyet eşitliği konusunda kararlılığını açık bir şekilde ortaya koyduğunu ve bu konuda daha fazla ilerleme kaydetmek için somut bir eylem planı belirlediğini göstermektedir.
Angličtina | turečtina |
---|---|
public | açık |
gender | cinsiyet |
concrete | somut |
action | eylem |
further | daha fazla |
and | ve |
plan | planı |
has | bu |
a | bir |
progress | ilerleme |
EN None of these books were very successful, so after the Anschluss and Kristallnacht events of 1938, Klautz announced that no more contracts would be made for the publication of books in the German language
TR Bu kitapların hiçbiri başarılı olmadı, bu yüzden 1938'deki Anschluss ve Kristallnacht olaylarından sonra, Klautz artık Alman dilindeki kitapların yayınlanması için sözleşmeler yapılmayacağını duyurdu
Angličtina | turečtina |
---|---|
successful | başarılı |
in | deki |
these | bu |
so | bu yüzden |
of | in |
and | ve |
events | olayları |
books | kitaplar |
EN Elsevier's ability to consistently provide its high level of evidence-based content and resources is made possible by strong partnerships with the science and health communities and leading HIT vendors, resellers and suppliers.
TR Elsevier'in yüksek seviyede kanıt tabanlı içerikler ve kaynaklarını istikrarlı olarak sağlama becerisi, sağlık ve bilim camiaları ve önde gelen IT aracıları ve tedarikçileri ile kurulan güçlü ortaklıklar sayesinde mümkün olmaktadır.
Angličtina | turečtina |
---|---|
possible | mümkün |
partnerships | ortaklıklar |
science | bilim |
health | sağlık |
evidence | kanıt |
strong | güçlü |
high | yüksek |
based | tabanlı |
and | ve |
level | seviyede |
resources | kaynaklarını |
EN Data will only be used for reporting in the aggregate and individual responses will not be made public.
TR Veriler yalnızca toplu olarak raporlama amacıyla kullanılacak ve bireysel yanıtlar genel erişime açılmayacaktır.
Angličtina | turečtina |
---|---|
data | veriler |
reporting | raporlama |
individual | bireysel |
responses | yanıtlar |
public | genel |
and | ve |
EN In 2016 we made over 3,000 accepted manuscripts available for US partner funding agencies as part of the CHORUS service
TR 2016 yılında CHORUS hizmetimiz kapsamında 3.000'den fazla kabul edilmiş manuskripti ABD'deki ortak finansör kurumların kullanımına açtık
Angličtina | turečtina |
---|---|
partner | ortak |
chorus | chorus |
the | kabul |
for | fazla |
EN Is access to the content made available through CHORUS dependent on the geographical location of the user? (e.g. only US users can access the content)
TR CHORUS aracılığıyla kullanıma sunulan içeriklere erişim kullanıcının coğrafi konumuna mı bağlıdır? (örn. yalnızca ABD kullanıcılarının içeriğe erişebilmesi)
Angličtina | turečtina |
---|---|
geographical | coğrafi |
us | abd |
chorus | chorus |
access | erişim |
user | kullanıcı |
the user | kullanıcının |
only | yalnızca |
users | kullanıcılar |
EN Open access books are made available under the CC-BY-NC-ND license. Find out more about copyright licenses here.
TR Açık erişimli kitaplar CC-BY-NC-ND lisansı kapsamında yayınlanır Telif hakkı lisansları hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Angličtina | turečtina |
---|---|
access | erişimli |
books | kitaplar |
copyright | telif |
here | buradan |
open | açık |
about | hakkında |
license | lisans |
EN Any article available in Elsevier’s digital archive can be made into an eReprint PDF and ordered in quantities of 100 or more
TR Elsevier'in dijital arşivinde yer alan tüm makaleler elektronik tekrar baskı PDF'si haline getirilebilir ve 100 ya da daha fazla miktarlarda sipariş edilebilir
Angličtina | turečtina |
---|---|
digital | dijital |
can be | edilebilir |
in | da |
and | ve |
be | tüm |
of | yer |
EN Due to the fact that Tetrastoon is not large enough to accommodate the commercial potential of the city, a hall, basilica planned, was made immediately to the south of the Tetrastoon between the east-west streets
TR Tetrastoon kentin ticari potansiyelini karşılayacak boyutta olmadığı için, hemen güneyine Tetrastoon ile doğu-batı caddesi arasına bazilika planlı bir salon yapıldı
Angličtina | turečtina |
---|---|
commercial | ticari |
potential | potansiyelini |
city | kentin |
immediately | hemen |
not | olmadığı |
of | in |
a | bir |
EN The walls were made of stone resembling Mudbrick megaton house walls and architectural structures found here
TR Burada bulunan duvarlar taştan yapılan mudbrik duvarlar ve mimari yapıları andıran megaron tipi evlerdir
Angličtina | turečtina |
---|---|
made | yapılan |
stone | taş |
and | ve |
structures | yapılar |
found | bulunan |
architectural | mimari |
EN The blocks that cover the channel, surrounding the pool, are made as rows of seats in the theater
TR Havuzun etrafını çeviren kanalın üzerini kapatan bloklar, tiyatro oturma sıraları gibi yapılmıştır
Angličtina | turečtina |
---|---|
blocks | bloklar |
made | yapılmış |
channel | kanal |
Zobrazuje se 50 z 50 překladů