EN Be perfectly located in the heart of Singapore with the City Hall Mass Rapid Transit (MRT) train station and other major transportation nodes at your doorstep
"city hall mass" in Inglese pò esse traduttu in i seguenti Turcu parolle / frasi:
EN Be perfectly located in the heart of Singapore with the City Hall Mass Rapid Transit (MRT) train station and other major transportation nodes at your doorstep
TR City Hall Mass Rapid Transit (MRT) ve diğer önemli ulaşım kavşaklarının kapınızın önündeyken, Singapur‘un kalbinde mükemmel konumdasınız
Inglese | Turcu |
---|---|
city | city |
other | diğer |
transportation | ulaşım |
major | önemli |
in the heart | kalbinde |
and | ve |
of | nın |
EN The Theater Hall is located at the south of theater and just east of the Imperial Hall
TR Tiyatronun güneyi ve İmparatorlar Salonu’nun hemen doğusunda yer alan yapı Tiyatro Hamamı?dır
Inglese | Turcu |
---|---|
and | ve |
east | doğusunda |
is | dır |
just | hemen |
of | yer |
EN The Theater Hall is located at the south of theater and just east of the Imperial Hall
TR Tiyatronun güneyi ve İmparatorlar Salonu’nun hemen doğusunda yer alan yapı Tiyatro Hamamı?dır
Inglese | Turcu |
---|---|
and | ve |
east | doğusunda |
is | dır |
just | hemen |
of | yer |
EN Observations on Ancient Castabala City North Church: Space, Mass and Semantic Production Cycle
TR Antik Kastabala Kenti Kuzey Kilise Üzerine Gözlemler: Uzam, Mekan ve Anlamsal Üretim Döngüsü
Inglese | Turcu |
---|---|
ancient | antik |
city | kenti |
north | kuzey |
church | kilise |
and | ve |
cycle | döngüsü |
EN Due to the fact that Tetrastoon is not large enough to accommodate the commercial potential of the city, a hall, basilica planned, was made immediately to the south of the Tetrastoon between the east-west streets
TR Tetrastoon kentin ticari potansiyelini karşılayacak boyutta olmadığı için, hemen güneyine Tetrastoon ile doğu-batı caddesi arasına bazilika planlı bir salon yapıldı
Inglese | Turcu |
---|---|
commercial | ticari |
potential | potansiyelini |
city | kentin |
immediately | hemen |
not | olmadığı |
of | in |
a | bir |
EN Due to the fact that Tetrastoon is not large enough to accommodate the commercial potential of the city, a hall, basilica planned, was made immediately to the south of the Tetrastoon between the east-west streets
TR Tetrastoon kentin ticari potansiyelini karşılayacak boyutta olmadığı için, hemen güneyine Tetrastoon ile doğu-batı caddesi arasına bazilika planlı bir salon yapıldı
Inglese | Turcu |
---|---|
commercial | ticari |
potential | potansiyelini |
city | kentin |
immediately | hemen |
not | olmadığı |
of | in |
a | bir |
EN For many years, we had a woman who headed the Highways Department here at Frankfurt City Hall – she retired recently. Everyone should be free to pursue the profession of their choice.
TR Bizim Frankfurt Belediye Sarayı’nda Yol İşleri Dairesi’nin başında uzun yıllar boyunca bir kadın yöneticimiz vardı, bundan kısa bir süre önce emekli oldu. Herkes, severek çalışacağı bir mesleği seçebilmelidir.
Inglese | Turcu |
---|---|
frankfurt | frankfurt |
woman | kadın |
had | vardı |
years | yıllar |
the | önce |
EN Leipzig: New town hall and city high-rise
TR Leipzig: Yeni Belediye Binası ve City Gökdeleni
Inglese | Turcu |
---|---|
leipzig | leipzig |
new | yeni |
and | ve |
city | city |
EN Martin Church and the historic city hall are also just a few steps away.
TR Martin kilisesi görünür ve tarihi belediye binası sadece birkaç adım uzaklıktadır.
Inglese | Turcu |
---|---|
martin | martin |
historic | tarihi |
steps | adım |
and | ve |
a | birkaç |
the | sadece |
EN Facade of Philadelphia City Hall 4.9 735
TR Philadelphia Belediye Binası'nın Cephesi 4.9 735
Inglese | Turcu |
---|---|
philadelphia | philadelphia |
of | nın |
EN When you approach to the Aphrodisias from ruins, the City Defense Walls and City Plan Karasu, you can see the city’s walls with reinforcing pillars firstly
TR Kalıntılar, Şehir Savunma Duvarı ve Şehir Planı Karasu?dan Aphrodisias?a yaklaşırken göreceğiniz ilk şey Aphrodithe?in arkasında güçlendirici sütunları ile şehir duvarlarıdır
Inglese | Turcu |
---|---|
aphrodisias | aphrodisias |
defense | savunma |
city | şehir |
and | ve |
plan | planı |
to | şey |
EN When you approach to the Aphrodisias from ruins, the City Defense Walls and City Plan Karasu, you can see the city’s walls with reinforcing pillars firstly
TR Kalıntılar, Şehir Savunma Duvarı ve Şehir Planı Karasu?dan Aphrodisias?a yaklaşırken göreceğiniz ilk şey Aphrodithe?in arkasında güçlendirici sütunları ile şehir duvarlarıdır
Inglese | Turcu |
---|---|
aphrodisias | aphrodisias |
defense | savunma |
city | şehir |
and | ve |
plan | planı |
to | şey |
EN After the 2013 global mass surveillance revelations by Edward Snowden, it became evident that online privacy is threatened
TR Edward Snowden'ın 2013'teki küresel kitlesel gözetim ifşalarından sonra, çevrimiçi gizliliğin tehdit altında olduğu ortaya çıktı
Inglese | Turcu |
---|---|
global | küresel |
became | oldu |
is | olduğu |
online | çevrimiçi |
by | altında |
the | sonra |
EN General Remarks on The Bill on The Prevention of The Financing of The Proliferation of Weapons of Mass Destruction
TR Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi Hakkında Genel Görüşler
Inglese | Turcu |
---|---|
general | genel |
mass | kitle |
on | hakkında |
of | nın |
EN Political influence on mass media has a continuous history in Turkey, though the means have changed over time. How are today's media owners affiliated with the government and vice versa?
TR En büyük 40 medya kuruluşuna sahip olan şirket ortaklarının çoğu iş insanları. Medya dışı sektörlerde faaliyet göstermeleri nedeniyle kar, siyaset ve editoryal tercihler iç içe geçiyor.
Inglese | Turcu |
---|---|
media | medya |
the | çoğu |
and | ve |
in | içe |
over | en |
a | olan |
are | sahip |
EN Learn more about a regulation that requires shippers to provide the containers gross verified mass before it is loaded onto a ship. We make shipping simple.
TR Yükleyicilerin, konteynerlerinin doğrulanmış brüt ağırlığını gemiye yüklenmeden önce bildirmesini gerektiren yönetmelik hakkında daha fazla bilgi edinin. Taşımacılığı basitleştiriyoruz.
Inglese | Turcu |
---|---|
learn | bilgi |
verified | doğrulanmış |
about | hakkında |
EN In all of provided hosting services, mass e-mailing and spamming is forbidden
TR Bünyemizde sunulan tüm hosting hizmetlerinde toplu ve/veya spam mail gönderimine izin verilmemektedir
Inglese | Turcu |
---|---|
provided | sunulan |
services | hizmetlerinde |
and | ve |
spamming | spam |
hosting | hosting |
all | tüm |
is | veya |
EN Atak Domain shows no tolerance herein and will take immediately legal action to accounts who are detected as mass e-mailing or spamming.
TR Atak Domain’in bu konuda toleransı yoktur ve toplu ve/veya spam mail gönderdiği tespit edilen kullanıcılar hakkında anında işlem yapılır.
Inglese | Turcu |
---|---|
atak | atak |
no | yoktur |
immediately | anında |
action | işlem |
spamming | spam |
to | hakkında |
and | ve |
or | veya |
EN The reduced body mass of the C4 Cactus was also achieved through innovations such as the sunblind-free panoramic glass roof with advanced heat protection and the Magic Wash wiper system.
TR C4 Cactus?un azaltılmış gövde kütlesi, gelişmiş ısı koruması ve Magic Wash silici sistemi ile güneşliksiz panoramik cam çatı gibi yeniliklerle de sağlandı.
Inglese | Turcu |
---|---|
body | gövde |
panoramic | panoramik |
glass | cam |
cactus | cactus |
advanced | gelişmiş |
heat | ısı |
protection | koruması |
magic | magic |
roof | çatı |
system | sistemi |
and | ve |
with | ile |
EN The roof’s high-level thermal and acoustic properties eliminate the need for a sunblind, which also helps to reduce vehicle mass
TR Çatının yüksek seviyedeki termal ve akustik özellikleri, araç kütlesini azaltmaya yardımcı olan bir güneşlik ihtiyacını ortadan kaldırır
Inglese | Turcu |
---|---|
thermal | termal |
need | ihtiyacı |
reduce | azaltmaya |
properties | özellikleri |
high | yüksek |
a | yardımcı |
the | araç |
and | ve |
to | bir |
EN Customers are no longer looking for mass-produced products
TR Müşteriler artık seri üretim ürünler istemiyor
Inglese | Turcu |
---|---|
customers | müşteriler |
products | ürünler |
no longer | artık |
EN Statement by the STGM's Executive Board on "Draft Law on the Prevention of the Proliferation of Weapons of Mass Destruction" | STGM
TR STGM Yönetim Kurulundan Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifine Dair Açıklama | STGM
Inglese | Turcu |
---|---|
law | kanun |
mass | kitle |
stgm | stgm |
of | dair |
EN Statement by the STGM's Executive Board on "Draft Law on the Prevention of the Proliferation of Weapons of Mass Destruction"
TR STGM Yönetim Kurulundan Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifine Dair Açıklama
Inglese | Turcu |
---|---|
law | kanun |
mass | kitle |
of | dair |
EN The "Draft Law on the Prevention of the Proliferation of Weapons of Mass Destruction", which came to the agenda of the Grand Assembly on December 16, 2020 and is closely related to civil society organizations, continues to be discussed
TR 16 Aralık 2020'de Meclis gündemine gelen ve sivil toplum örgütlerini yakından ilgilendiren "Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi" tartışılmaya devam ediyor
Inglese | Turcu |
---|---|
law | kanun |
mass | kitle |
december | aralık |
closely | yakından |
civil | sivil |
society | toplum |
and | ve |
continues | devam ediyor |
the | gelen |
EN aiming to publicize the activities of civil organizations by using the mass media, to conduct lobbying activities so as to encourage initiative taking in social sphere and to empower civil initiatives by further raising social awareness.
TR Kitle iletişim araçlarını kullanarak sivil örgütlerin çalışmalarını duyurarak ve lobi faaliyetleri yürüterek sosyal girişimciliği özendirmeyi, toplumsal farkındalığı artırarak sivil inisiyatifi güçlendirmeyi hedefler.
Inglese | Turcu |
---|---|
activities | faaliyetleri |
civil | sivil |
mass | kitle |
and | ve |
social | sosyal |
media | iletişim |
using | kullanarak |
EN The self-locking closure wristband enables size adjustment with a gentle tug as the infant loses mass around the wrists and ankles within the first 24 hours of birth.
TR Bebeklerde, doğumdan sonraki ilk 24 saat içerisinde bilekler ve ayak bileklerinin etrafında daralma yaşandığından dolayı, bu kendi kendine kilitlenen bileklikte, nazik bir çekiş ile boyut ayarlaması yapılabilir.
Inglese | Turcu |
---|---|
size | boyut |
gentle | nazik |
and | ve |
self | kendine |
first | ilk |
EN They’re also flexible, meaning they serve way more locations in more communities than any other mode of mass transportation.
TR Aynı zamanda esneklerdir, yani diğer bütün toplu taşımacılık yöntemlerinden çok daha fazla konuma ve topluluğa hizmet ederler.
Inglese | Turcu |
---|---|
transportation | taşımacılık |
serve | hizmet |
other | diğer |
of | yani |
EN Two of the government’s broader objectives include establishing Turkey as an automotive production and export hub, as well as launching mass production of an indigenous car brand
TR Hükümetin otomotiv sektörüyle ilgili iki ana hedefi vardır; Türkiye’yi otomotiv üretim ve ihracat merkezi haline getirmek ve yerli otomotiv markasının seri üretimini gerçekleştirmek
Inglese | Turcu |
---|---|
automotive | otomotiv |
export | ihracat |
hub | merkezi |
brand | markasının |
production | üretim |
an | vardır |
and | ve |
EN Zvooq focuses on mass demand and local tastes. Zvooq provides a catalog of over 25 million tracks for free and curates it according to moods, situations, and places that are relevant to our lives.
TR Zvooq, kitlesel talep ve yerel tatlara odaklanır. Zvooq, ücretsiz olarak 25 milyondan fazla parçadan oluşan bir katalog sunmaktadır ve bunları, ruh halimize, durumlara ve yaşamlarımızla ilişkili mekanlara göre düzenlemektedir.
Inglese | Turcu |
---|---|
demand | talep |
local | yerel |
million | milyondan |
free | ücretsiz |
and | ve |
that | bunları |
a | bir |
EN Association of body mass index with the outcomes of retrograde intrarenal surgery
TR Vücut kitle endeksi ile retrograd intrarenal cerrahi sonuçları arasındaki ilişki
Inglese | Turcu |
---|---|
body | vücut |
mass | kitle |
index | endeksi |
outcomes | sonuçları |
with | ile |
EN Acral Melanoma Presenting with Lung Invasion and a Giant Inguinal Mass
TR Akciğer İnvazyonu Ve İnguinal Bölgede Dev Kitle İle Prezente Olan Akral Melanom
Inglese | Turcu |
---|---|
and | ve |
mass | kitle |
a | olan |
EN In all of provided hosting services, mass e-mailing and spamming is forbidden
TR Bünyemizde sunulan tüm hosting hizmetlerinde toplu ve/veya spam mail gönderimine izin verilmemektedir
Inglese | Turcu |
---|---|
provided | sunulan |
services | hizmetlerinde |
and | ve |
spamming | spam |
hosting | hosting |
all | tüm |
is | veya |
EN Atak Domain shows no tolerance herein and will take immediately legal action to accounts who are detected as mass e-mailing or spamming.
TR Atak Domain’in bu konuda toleransı yoktur ve toplu ve/veya spam mail gönderdiği tespit edilen kullanıcılar hakkında anında işlem yapılır.
Inglese | Turcu |
---|---|
atak | atak |
no | yoktur |
immediately | anında |
action | işlem |
spamming | spam |
to | hakkında |
and | ve |
or | veya |
EN Statement by the STGM's Executive Board on "Draft Law on the Prevention of the Proliferation of Weapons of Mass Destruction" | STGM
TR STGM Yönetim Kurulundan Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifine Dair Açıklama | STGM
Inglese | Turcu |
---|---|
law | kanun |
mass | kitle |
stgm | stgm |
of | dair |
EN Statement by the STGM's Executive Board on "Draft Law on the Prevention of the Proliferation of Weapons of Mass Destruction"
TR STGM Yönetim Kurulundan Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifine Dair Açıklama
Inglese | Turcu |
---|---|
law | kanun |
mass | kitle |
of | dair |
EN The "Draft Law on the Prevention of the Proliferation of Weapons of Mass Destruction", which came to the agenda of the Grand Assembly on December 16, 2020 and is closely related to civil society organizations, continues to be discussed
TR 16 Aralık 2020'de Meclis gündemine gelen ve sivil toplum örgütlerini yakından ilgilendiren "Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi" tartışılmaya devam ediyor
Inglese | Turcu |
---|---|
law | kanun |
mass | kitle |
december | aralık |
closely | yakından |
civil | sivil |
society | toplum |
and | ve |
continues | devam ediyor |
the | gelen |
EN General Remarks on The Bill on The Prevention of The Financing of The Proliferation of Weapons of Mass Destruction
TR Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi Hakkında Genel Görüşler
Inglese | Turcu |
---|---|
general | genel |
mass | kitle |
on | hakkında |
of | nın |
EN aiming to publicize the activities of civil organizations by using the mass media, to conduct lobbying activities so as to encourage initiative taking in social sphere and to empower civil initiatives by further raising social awareness.
TR Kitle iletişim araçlarını kullanarak sivil örgütlerin çalışmalarını duyurarak ve lobi faaliyetleri yürüterek sosyal girişimciliği özendirmeyi, toplumsal farkındalığı artırarak sivil inisiyatifi güçlendirmeyi hedefler.
Inglese | Turcu |
---|---|
activities | faaliyetleri |
civil | sivil |
mass | kitle |
and | ve |
social | sosyal |
media | iletişim |
using | kullanarak |
EN But the reality is the Japanese government supports and legalizes mass surveillance programs
TR Ancak gerçekte, Japon hükumeti toplu izleme programlarını destekler ve yasal kılar
Inglese | Turcu |
---|---|
japanese | japon |
supports | destekler |
and | ve |
programs | programları |
EN ASPİLSAN Energy Lithium-Ion Battery Production Facility, which has a closed area of 24 thousand square meters in Kayseri Mimarsinan Organized Industrial Zone, will start mass production in the second half of 2022.
TR Kayseri Mimarsinan Organize Sanayi Bölgesi’nde 24 bin metrekare kapalı alana sahip olan ASPİLSAN Enerji Lityum İyon Pil Üretim Tesisi 2022 yılının ikinci yarısında seri üretime geçiyor olacak.
Inglese | Turcu |
---|---|
kayseri | kayseri |
organized | organize |
industrial | sanayi |
area | bölgesinde |
closed | kapalı |
energy | enerji |
lithium | lityum |
battery | pil |
second | ikinci |
a | olan |
EN Toyota is the global market leader in sales of hybrid electric vehicles, and one of the largest companies to encourage the mass-market adoption of hybrid vehicles across the globe
TR Toyota, hibrid elektrikli araç satışında küresel pazar lideridir ve hibrid araçların dünya çapında kitlesel pazarda benimsenmesini teşvik eden en büyük şirketlerden biridir
Inglese | Turcu |
---|---|
toyota | toyota |
market | pazar |
of | ın |
electric | elektrikli |
vehicles | araçlar |
encourage | teşvik |
the | araç |
global | küresel |
and | ve |
globe | dünya |
EN The reduced body mass of the C4 Cactus was also achieved through innovations such as the sunblind-free panoramic glass roof with advanced heat protection and the Magic Wash wiper system.
TR C4 Cactus?un azaltılmış gövde kütlesi, gelişmiş ısı koruması ve Magic Wash silici sistemi ile güneşliksiz panoramik cam çatı gibi yeniliklerle de sağlandı.
Inglese | Turcu |
---|---|
body | gövde |
panoramic | panoramik |
glass | cam |
cactus | cactus |
advanced | gelişmiş |
heat | ısı |
protection | koruması |
magic | magic |
roof | çatı |
system | sistemi |
and | ve |
with | ile |
EN The roof’s high-level thermal and acoustic properties eliminate the need for a sunblind, which also helps to reduce vehicle mass
TR Çatının yüksek seviyedeki termal ve akustik özellikleri, araç kütlesini azaltmaya yardımcı olan bir güneşlik ihtiyacını ortadan kaldırır
Inglese | Turcu |
---|---|
thermal | termal |
need | ihtiyacı |
reduce | azaltmaya |
properties | özellikleri |
high | yüksek |
a | yardımcı |
the | araç |
and | ve |
to | bir |
EN The reduced body mass of the C4 Cactus was also achieved through innovations such as the sunblind-free panoramic glass roof with advanced heat protection and the Magic Wash wiper system.
TR C4 Cactus?un azaltılmış gövde kütlesi, gelişmiş ısı koruması ve Magic Wash silici sistemi ile güneşliksiz panoramik cam çatı gibi yeniliklerle de sağlandı.
Inglese | Turcu |
---|---|
body | gövde |
panoramic | panoramik |
glass | cam |
cactus | cactus |
advanced | gelişmiş |
heat | ısı |
protection | koruması |
magic | magic |
roof | çatı |
system | sistemi |
and | ve |
with | ile |
EN The roof’s high-level thermal and acoustic properties eliminate the need for a sunblind, which also helps to reduce vehicle mass
TR Çatının yüksek seviyedeki termal ve akustik özellikleri, araç kütlesini azaltmaya yardımcı olan bir güneşlik ihtiyacını ortadan kaldırır
Inglese | Turcu |
---|---|
thermal | termal |
need | ihtiyacı |
reduce | azaltmaya |
properties | özellikleri |
high | yüksek |
a | yardımcı |
the | araç |
and | ve |
to | bir |
EN Type Blogger Project Mass media
TR tip Blogger Proje Basın listesi
Inglese | Turcu |
---|---|
type | tip |
project | proje |
media | basın |
EN 99 per cent of people in Germany use the mass media every day, and not just briefly
TR Kitle iletişim araçları Almanların yüzde 99’u tarafından her gün kullanılıyor
Inglese | Turcu |
---|---|
mass | kitle |
media | iletişim |
per cent | yüzde |
use | kullan |
of | her |
in | tarafından |
EN Almost no other issue is as passionately debated in Germany as an autobahn speed limit. Since the mass motorisation of the 1950s it has regularly been a hot topic. And it is again today.
TR Almanya’da otoyollarda hız limiti kadar hararetle tartışılan başka bir konu bulmak zordur. 1950’li yıllardan başlayarak kitlesel düzeyde motorize olunduğundan beri sürekli gündemde olan bir tartışma. Şimdi yeniden canlandı.
Inglese | Turcu |
---|---|
speed | hız |
s | s |
again | yeniden |
the | başka |
EN Furthermore, the AfD is not only described as “a new mass people’s party” by its leaders, but also by Der Spiegel.
TR Üstelik AfD yalnızca kendi yönetici kadrosu tarafından değil, “Spiegel” tarafından da bir “kitle partisi” olarak tanımlanıyor.
EN There has to be a critical mass of publications, broadcasters and websites here that want to – and can – offer their users high-quality content
TR Burada, kullanıcılarına yüksek kalite değerine sahip içerikler sunmak isteyen ve sunabilen bir eleştirel yayınlar, kanallar ve portaller yığını mevcut olmalıdır
Inglese | Turcu |
---|---|
users | kullanıcılarına |
high | yüksek |
quality | kalite |
offer | sunmak |
want | isteyen |
and | ve |
here | burada |
to | sahip |
Mustrà 50 di 50 traduzzioni