TR Tüketicilerin yiyecek seçimleriyle ilgili daha fazla bilgi sahibi olmaları için açık, okunması kolay içerik ve beslenme bilgileri sağlayan profesyonel gıda etiketleri oluşturun.
TR Tüketicilerin yiyecek seçimleriyle ilgili daha fazla bilgi sahibi olmaları için açık, okunması kolay içerik ve beslenme bilgileri sağlayan profesyonel gıda etiketleri oluşturun.
EN Create professional food labels that provide clear, easy-to-read ingredient and nutritional information so consumers have greater insights about their food selections.
Turc | Anglès |
---|---|
tüketicilerin | consumers |
açık | clear |
kolay | easy |
beslenme | nutritional |
sağlayan | provide |
etiketleri | labels |
oluşturun | create |
TR Yiyecek ve içecek ürünleri, süt ve süt ürünleri, peynir, dondurma, farklı yiyecek türleri ve bitki bazlı ürünler hakkında bilgi edinin.
EN Find insights about food and beverages products, milk and dairy, cheese, ice cream, different types of food and plant-based products.
Turc | Anglès |
---|---|
ve | and |
farklı | different |
türleri | types |
bitki | plant |
hakkında | about |
TR Tüketicilerin, rakiplerinizin websitesinde aradıkları ürünleri keşfedin. Perakende stratejinizdeki boşlukları ve fırsatları belirleyin. Pazar talebini daha iyi anlayın.
EN Discover the products that consumers are looking for on competitors' websites. Identify gaps and opportunities in your own retail strategy. Better understand market demand.
Turc | Anglès |
---|---|
tüketicilerin | consumers |
rakiplerinizin | competitors |
ürünleri | products |
keşfedin | discover |
perakende | retail |
ve | and |
fırsatları | opportunities |
pazar | market |
anlayın | understand |
TR • Fransız tüketicilerin güvenini kazanmak
EN • gaining the trust and confidence of French consumers
Turc | Anglès |
---|---|
tüketicilerin | consumers |
TR • İtalyan tüketicilerin güvenini kazanmak
EN • gaining the trust and confidence of Italian consumers
Turc | Anglès |
---|---|
tüketicilerin | consumers |
TR Tüketicilerin ve Hastaların Güvenini Kazanın
EN Earn Consumer and Patient Trust
Turc | Anglès |
---|---|
ve | and |
hastaların | patient |
kazanın | earn |
TR Zebra Temptime® tarafından üretilen Fresh-Check gıda sıcaklığı göstergeleri, tesisten mağazaya ve tüketicilerin evlerine kadar yiyecekleri izleyebilen, kendinden yapışkanlı zaman-sıcaklık göstergeleridir
EN Zebra’s Fresh-Check food temperature indicators, manufactured by Temptime®, are self-adhesive time-temperature indicators that can monitor food from the plant to the store to consumers’ homes
Turc | Anglès |
---|---|
gıda | food |
sıcaklığı | temperature |
göstergeleri | indicators |
tüketicilerin | consumers |
TR Gıda etiketleri, tüketicilerin gıda seçenekleriyle ilgili daha bilinçli kararlar almalarını sağlamak için beslenme bilgileri, içerik ve potansiyel alerjenleri içermelidir
EN Food labelling must include nutritional information, ingredients and potential allergens to enable consumers to make more informed decisions about their food choices
Turc | Anglès |
---|---|
gıda | food |
tüketicilerin | consumers |
kararlar | decisions |
beslenme | nutritional |
potansiyel | potential |
TR "Tüketicilerin psikolojisi hızla değişir. Amazon, Uber, Netflix ve Deliveroo gibi teknoloji liderleri müşterilerin hız ve rahatlık konusundaki beklentilerinin attığını belirttiler."
EN ”The consumer psyche is changing fast. Technology leaders such as Amazon, Uber, Netflix and Deliveroo have raised customer expectations in terms of speed and convenience.”
Turc | Anglès |
---|---|
amazon | amazon |
teknoloji | technology |
müşterilerin | customer |
TR Bu düzenlemelerle tüketicilerin de tekelleşmenin olmadığı ve üreticiler arasında kısıtlayıcı rekabet sözleşmeleri içermeyen temiz bir piyasaya ulaşması hedeflenir
EN These mechanisms aim to ensure consumers can access an uncorrupted marketplace, free from cartel behaviour, or restrictive anti-competitive agreements
Turc | Anglès |
---|---|
tüketicilerin | consumers |
sözleşmeleri | agreements |
TR Aynı zamanda tüketicilerin ürün ve hizmetlerin gerçek tedarikçisi, kökeni veya özellikleri hakkında yanıltılmasını da engellemeyi amaçlamaktadır.
EN The concept also extends to preventing consumers from being misled about the true provider, origin, or characteristics of goods and services.
Turc | Anglès |
---|---|
tüketicilerin | consumers |
hizmetlerin | services |
gerçek | true |
özellikleri | characteristics |
hakkında | about |
ın | of |
TR Eğlence ve konaklama sektörleri; yoğun rekabet ve ekonomik baskıların olduğu, tüketicilerin yüksek beklenti ve bol seçenekle bu duruma katkı sağladığı hızla gelişen alanlardır
EN The leisure and hospitality industries are particularly fast moving, with heavy competition and economic pressures, compounded by customers who have more options and higher expectations than ever before
Turc | Anglès |
---|---|
ve | and |
rekabet | competition |
ekonomik | economic |
hızla | fast |
TR GIDA SEÇİM TARZLARINA GÖRE TÜKETİCİLERİN SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ SATIN ALMA DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ: İZMİR İLİ ÖRNEĞİ
EN EXAMINATION OF CONSUMERS’ PURCHASING BEHAVIOUR OF DAIRY PRODUCTS BY FOOD CHOICE STYLES: A RESEARCH ON MILK AND DAIRY PRODUCTS
Turc | Anglès |
---|---|
ve | and |
alma | purchasing |
TR Tüketicilerin Süt ve Süt Ürünleri Satın Alma Tercihinde Ambalajın Etkisi: İzmir İli Örneği
EN Effect of Packaging on Consumers' Purchasing Preferences for Milk and Dairy Products: A Case Study of Izmir
Turc | Anglès |
---|---|
tüketicilerin | consumers |
süt | milk |
ve | and |
etkisi | effect |
ın | of |
TR Gaziantep İlindeki Tüketicilerin Yumurta Tüketim Alışkanlıklarının Belirlenmesi
EN Determination of Egg Consumption Habits of Consumers in Gaziantep Province
Turc | Anglès |
---|---|
tüketicilerin | consumers |
tüketim | consumption |
belirlenmesi | determination |
ın | of |
TR Tüketicilerin, rakiplerinizin websitesinde aradıkları ürünleri keşfedin. Perakende stratejinizdeki boşlukları ve fırsatları belirleyin. Pazar talebini daha iyi anlayın.
EN Discover the products that consumers are looking for on competitors' websites. Identify gaps and opportunities in your own retail strategy. Better understand market demand.
Turc | Anglès |
---|---|
tüketicilerin | consumers |
rakiplerinizin | competitors |
ürünleri | products |
keşfedin | discover |
perakende | retail |
ve | and |
fırsatları | opportunities |
pazar | market |
anlayın | understand |
TR Sıradan tüketicilerin gündelik yaşamlarında kullandığı ürünler üretiyor ve bunlarla şu anki pazar konumumuza sahip olsaydık, muhtemelen Tuttlingen’i herkes tanıyor olurdu.
EN If we produced everyday products for the normal consumer and had the same market position, probably really everyone would know Tuttlingen.
Turc | Anglès |
---|---|
ürünler | products |
ve | and |
pazar | market |
muhtemelen | probably |
herkes | everyone |
TR Tüketicilerin, rakiplerinizin websitesinde aradıkları ürünleri keşfedin. Perakende stratejinizdeki boşlukları ve fırsatları belirleyin. Pazar talebini daha iyi anlayın.
EN Discover the products that consumers are looking for on competitors' websites. Identify gaps and opportunities in your own retail strategy. Better understand market demand.
Turc | Anglès |
---|---|
tüketicilerin | consumers |
rakiplerinizin | competitors |
ürünleri | products |
keşfedin | discover |
perakende | retail |
ve | and |
fırsatları | opportunities |
pazar | market |
anlayın | understand |
TR Hem çevre hem de sağlık konusundaki farklı bir farkındalık, tutum ve katılım/davranış düzeylerini analiz etmek, tüketicilerin önemli bir yeni bölümlemesini ortaya koymaktadır
EN Analysing the different levels of awareness, attitudes and engagement/behaviour around both environment and health reveals an important new segmentation of consumers
Turc | Anglès |
---|---|
çevre | environment |
sağlık | health |
farkındalık | awareness |
tüketicilerin | consumers |
önemli | important |
TR Bağlı ve yetkiyi eline almış tüketicilerin alışveriş davranışlarının nasıl değiştiğini görün.
EN Find out how connected and empowered consumers are changing their shopping behaviours.
Turc | Anglès |
---|---|
bağlı | connected |
tüketicilerin | consumers |
alışveriş | shopping |
TR Tüketicilerin %70'inden fazlası atıştırmalıklarla öğün atlıyor ve bu durum daha kullanışlı ve tek kullanımlık, yeniden kapatılabilir ambalajlara sahip hareket halinde tüketilen ürünler için yeni fırsatlar yaratıyor.
EN Over 70% of consumers are snacking and skipping meals, creating opportunities for on-the-go consumption occasions.
Turc | Anglès |
---|---|
tüketicilerin | consumers |
fırsatlar | opportunities |
TR Tüketicilerin %100 meyve suyuna ilişkin olumlu algısından yararlanan dünyanın her yerindeki %100 meyve suyu üreticileri, her ay piyasaya çıkan 1.500 yeni içecekle yeniliği ürün yaratmanın merkezine koyuyor.
EN With 1,500 new beverages being launched every month, 100% juice producers from around the world are putting innovation at the heart of creating products that capitalise on the strong perceptions of 100% juice.
Turc | Anglès |
---|---|
dünyanın | world |
her | every |
ay | month |
yeni | new |
ürün | products |
ın | of |
TR Atıştırmalık tüketimi, bilhassa dünya çapındaki en yüksek oran olmak üzere, tüketicilerin %74'ünün öğünler arasında sıvı atıştırmalıklar tükettiği Çin'de çok büyük bir fırsat.
EN Snacking is a huge opportunity, especially in China where 74% of consumers are attracted to liquid snacking between meals – the highest proportion in the world.
Turc | Anglès |
---|---|
dünya | world |
tüketicilerin | consumers |
sıvı | liquid |
büyük | huge |
fırsat | opportunity |
TR Rekabetçi avantaj: Müşterimizin ve tüketicilerin değişen ihtiyaçlarını karşılayacak perspektifleri olan, çeşitliliğe sahip bir ekip sunarak müşterimizin sunduğu değeri güçlendirmek
EN A competitive advantage: Strengthening our customer value proposition by offering a diverse team with perspectives that match the evolving needs of our customers and consumers
Turc | Anglès |
---|---|
rekabetçi | competitive |
avantaj | advantage |
tüketicilerin | consumers |
sahip | that |
ekip | team |
ihtiyaçları | needs |
TR Bunun yapılacak en doğru şey olduğuna ve aynı zamanda müşterilerimizin ve tüketicilerin tercih ettiği paketleme tedarikçisi olmayı sürdürmemiz açısından da büyük önem taşıdığına inanıyoruz.
EN We believe this is the right thing to do and is also vital to remaining the packaging supplier of choice for our customers and for consumers.
Turc | Anglès |
---|---|
şey | thing |
tüketicilerin | consumers |
tercih | choice |
paketleme | packaging |
inanıyoruz | we believe |
TR Dünyanın ve tüketicilerin ihtiyaçları değiştikçe, sektörümüzde bazı zorluklar yaşanıyor
EN As the needs of the world and consumers change, our industry faces several challenges
Turc | Anglès |
---|---|
ve | and |
tüketicilerin | consumers |
ihtiyaçları | needs |
zorluklar | challenges |
ın | of |
TR Tüketicilerin artan çevre ve sağlık endişelerini ele almak bir zorunluluktur ve bu; bilgi, uzmanlık ve alışılmışın dışında düşünmeyi gerektirir
EN Addressing the growing environmental and health concerns of consumers is a must – and that requires knowledge, expertise and out-the-box thinking
Turc | Anglès |
---|---|
tüketicilerin | consumers |
artan | growing |
çevre | environmental |
sağlık | health |
bilgi | knowledge |
uzmanlık | expertise |
dışında | out |
gerektirir | requires |
TR Tüketicilerin artan çevre ve sağlık endişelerini ele almak bir zorunluluktur ve bu; bilgi, uzmanlık ve alışılmışın dışında düşünme gerektirir
EN Addressing the growing environmental and health concerns of consumers is a must – and that requires knowledge, expertise and out-the-box thinking
Turc | Anglès |
---|---|
tüketicilerin | consumers |
artan | growing |
çevre | environmental |
sağlık | health |
bilgi | knowledge |
uzmanlık | expertise |
dışında | out |
gerektirir | requires |
TR • Fransız tüketicilerin güvenini kazanmak
EN • gaining the trust and confidence of French consumers
TR Bu, tüketicilerin markanızı görsellere dayanarak tanımlamasıdır.
EN This is when consumers identify your brand based on visuals.
TR Tüketicilerin markanızı tanımasını istersiniz. Kim olduğunuzu ve ne yaptığınızı tam olarak bilmelerini istersiniz.
EN You want consumers to recognize your brand. You want them to be aware of precisely who you are and what you do.
TR Güçlü bir bağ, tüketicilerin markanızın onlar için neler yapabileceğinin farkında olmasıyla başlar.
EN A strong connection starts with consumers being aware of what your brand can do for them.
TR "Burası mükemmel bir pazar alanı. Yiyecek olarak ne ararsanız var hepsi birbirinden leziz. Adeta panayır alanı gibi bir yer. Philadelphia'ya gelen çanı falan bırakıp buraya gelmeli!"
EN "Reading Terminal Market in Philadelphia opened in 1892 and is a favorite among locals and visitors. Choose from ethnic restaurants, including the Food Network famed pork & roast beef at DiNic's."
Turc | Anglès |
---|---|
pazar | market |
yiyecek | food |
philadelphia | philadelphia |
TR Stripe ile yapılacak tek seferlik ödemeler için örnek şablon. Bu formu kurabiye ve yiyecek içecek siparişleri için kullanabilirsiniz.
EN A simple Cookie Order Form which allows your customers to select the type of cookies they want to order, provide their contact information, shipping address and pay online.
Turc | Anglès |
---|---|
formu | form |
TR Yiyecek ve İçecek - Fairmont, Luxury Hotels & Resorts
EN Dining - Fairmont, luxury Hotels & Resorts
Turc | Anglès |
---|---|
yiyecek | dining |
TR Golf, spa, tenis ve yiyecek ve içecek mekanlarına VIP erişim, ciddi bir değer katmaktadır ve özel ev kulübünü geleneksel ev sahipliğinden daha da farklılaştırmaktadır
EN VIP access to amenities such as golf, spa, tennis and food and beverage outlets add significant value and further differentiate the private home club from traditional home ownership
Turc | Anglès |
---|---|
golf | golf |
tenis | tennis |
yiyecek | food |
içecek | beverage |
vip | vip |
erişim | access |
özel | private |
geleneksel | traditional |
TR Ve yerel topluluklarımızla işbirliği içinde, çevreyi temizleme günleri, yiyecek bağışları ve organik bahçecilik çalışmalarında gönüllü olarak çalışıyoruz.
EN And we work in concert with our local communities as volunteers for environmental clean-up days, food drives and organic gardening efforts.
Turc | Anglès |
---|---|
yerel | local |
temizleme | clean |
yiyecek | food |
organik | organic |
TR Kıyafet, yiyecek ve içecek, hediyelik eşya veya kozmetik malzemeleri olsun her bir ürün otel ve tatil köylerimizin cazibesi, inceliği ve ortamını yansıtmakta ve sunduğumuz ince ve konuksever hizmetimizi hatırlamanıza yardımcı olmaktadır.
EN Whether clothing, provisions, souvenirs or beauty products, every item reflects the charm, elegance and environment of our hotels and resorts, and help recall the thoughtful, welcoming service we offer.
Turc | Anglès |
---|---|
veya | or |
her | every |
ürün | products |
TR Otel spa’sı veya yiyecek ve içecek için kullanılmak üzere kredi
EN Credit to enjoy hotel spa or food & beverages
Turc | Anglès |
---|---|
otel | hotel |
spa | spa |
veya | or |
yiyecek | food |
için | to |
kredi | credit |
TR #ALLSAFE Konaklamaları + Yiyecek ve İçecek Kredileri hakkında
EN about #ALLSAFE Stays + F&B Credits
Turc | Anglès |
---|---|
hakkında | about |
TR Yiyecek ve İçecek - Fairmont, Luxury Hotels & Resorts
EN Dining - Fairmont, luxury Hotels & Resorts
Turc | Anglès |
---|---|
yiyecek | dining |
TR Yiyecek ve İçecek - Fairmont, Luxury Hotels & Resorts
EN Dining - Fairmont, luxury Hotels & Resorts
Turc | Anglès |
---|---|
yiyecek | dining |
TR Laktasyon Hottie ile Yiyecek Anal Yumruk
EN Chunky booty sissy acquires fisted by headmistress in gaping wet crack aperture
TR Yiyecek ve içecek sektörü operasyonlarını yönetmek 'beraberinde birçok sorumluluk getirir
EN Running food and beverage operations means there's a lot on your plate
Turc | Anglès |
---|---|
yiyecek | food |
içecek | beverage |
TR Gıda güvenliğini sağlamak başarılı yiyecek içecek ve ağırlama operasyonlarının temelini oluşturur
EN Fundamental to successful food and beverage and hospitality operations is the ability to ensure food safety
Turc | Anglès |
---|---|
güvenliğini | safety |
başarılı | successful |
içecek | beverage |
TR Başarılı yiyecek-içecek ve konaklama-ağırlama operasyonları için gıda güvenliği şarttır
EN Food safety is fundamental to the success of any food and beverage and hospitality operation
Turc | Anglès |
---|---|
gıda | food |
güvenliği | safety |
TR Yiyecek-içecek ve konaklama-ağırlama sağlayıcıları, HACCP prosedürlerini izleyerek doğru işleme, kritik sıcaklıklar ve diğer faktörleri kontrol edebilir ve böylece yiyecekleri konuklar ve çalışanlar için güvenli hale getirebilir.
EN By following HACCP procedures, food and beverage and hospitality providers can control proper handling, critical temperatures and other factors that make food safe for guests and employees.
Turc | Anglès |
---|---|
sağlayıcıları | providers |
kritik | critical |
diğer | other |
faktörleri | factors |
kontrol | control |
edebilir | can |
çalışanlar | employees |
güvenli | safe |
TR Günümüzün mobil teknolojileri, yiyecek-içecek ve konaklama sektörü işletmecilerinin, gıda nakliyesinden depolama, hazırlama ve hizmete kadar gıda güvenliğinin sağlandığı bir ortam yaratmalarına yardımcı olur.
EN Today’s mobile technologies help food and beverage and hospitality operators create an environment in which food safety is ensured — from food transport and storage to preparation and service.
Turc | Anglès |
---|---|
mobil | mobile |
teknolojileri | technologies |
gıda | food |
depolama | storage |
hizmete | service |
ortam | environment |
TR Zebra hizmetleri, yiyecek-içecek teknolojisi çözümünüzü uygularken size her aşamada destek sağlar.
EN Zebra services provide support at every step of your food and beverage technology solution implementation.
Turc | Anglès |
---|---|
zebra | zebra |
teknolojisi | technology |
her | every |
sağlar | provide |
TR Gıda etiketleri ve takip edilebilirlik için karmaşık düzenlemelere ve standartlara uyma gereği karşısında, yiyecek-içecek ve konaklama-ağırlama işletmecileri güvenilir ve güvenli bir gıda etiketleme sistemine ihtiyaç duyar
EN Faced with the need to comply with complex regulations and standards for food labelling and traceability, food and beverage and hospitality operators need a reliable and secure food-labelling system
Turc | Anglès |
---|---|
gıda | food |
karmaşık | complex |
standartlara | standards |
etiketleme | labelling |
sistemine | system |
ihtiyaç | need |
Es mostren 50 de 50 traduccions