TR Uyanmak ve değer verdiğin bir şey üzerinde çalışmak harika hissettiriyor, zaman geçirmekten zevk aldığın insanlarla. Sonix'te böyle hissediyoruz. Milyonlarca müşteriyi memnun etme konusunda tutkulu iseniz, sizinle sohbet etmek istiyoruz!
TR Uyanmak ve değer verdiğin bir şey üzerinde çalışmak harika hissettiriyor, zaman geçirmekten zevk aldığın insanlarla. Sonix'te böyle hissediyoruz. Milyonlarca müşteriyi memnun etme konusunda tutkulu iseniz, sizinle sohbet etmek istiyoruz!
EN It feels great to wake up and work on something you care about, with people you enjoy spending time with. That's how we feel at Sonix. If you are passionate about delighting millions of customers, we want to chat with you!
turski | Engleski |
---|---|
çalışmak | work |
harika | great |
zaman | time |
insanlarla | people |
sonix | sonix |
tutkulu | passionate |
iseniz | if you are |
sizinle | with you |
sohbet | chat |
TR Uyanmak ve değer verdiğin bir şey üzerinde çalışmak harika hissettiriyor, zaman geçirmekten zevk aldığın insanlarla. Sonix'te böyle hissediyoruz. Milyonlarca müşteriyi memnun etme konusunda tutkulu iseniz, sizinle sohbet etmek istiyoruz!
EN It feels great to wake up and work on something you care about, with people you enjoy spending time with. That's how we feel at Sonix. If you are passionate about delighting millions of customers, we want to chat with you!
turski | Engleski |
---|---|
çalışmak | work |
harika | great |
zaman | time |
insanlarla | people |
sonix | sonix |
tutkulu | passionate |
iseniz | if you are |
sizinle | with you |
sohbet | chat |
TR Her gece 8 saat uyumak, her gün aynı saatte yatmak ve uyanmak, sabah ve gece rutinleri daha iyi uyku alışkanlıklarının oluşmasına yardımcı olabilir.
EN Sleeping 8 hours each night, going to bed and waking up at the same time every day, and morning and night routines can help establish better sleep habits.
turski | Engleski |
---|---|
gece | night |
ve | and |
sabah | morning |
uyku | sleep |
olabilir | can |
TR Gece yıldızlarla dolu gökyüzünü seyre dalıp sabah dalgaların sesine uyanmak… Bu rüya gibi deneyimi Büsum’da bulunan Watt’n Adasında sunulan kompakt, korunaklı sahil yataklarında bir gece geçirerek edinebilirsiniz.
EN Looking into the starry sky at night and being woken by the roar of the sea in the morning – fulfil this dream and spend a night in a special wicker beach bed at Watt’n Insel in Büsum.
turski | Engleski |
---|---|
gece | night |
sabah | morning |
bu | this |
TR 9.b.1. Toplam katma değer içindeki orta ve yüksek teknolojili katma değer üreten sanayi sektörlerinin oranı
EN 9.b.1. Proportion of medium and high-tech industry value added in total value added
turski | Engleski |
---|---|
toplam | total |
katma | added |
değer | value |
içindeki | in |
orta | medium |
ve | and |
yüksek | high |
sanayi | industry |
TR türünde bir değer kullanıldığında değer baytların sayısıdır. Büyük bayt değerleri için kullanılabilecek birimlerin gösterimleri hakkında bilgiyi bu SSS altında bulabilirsiniz.
EN is used, the value is measured in bytes. Shorthand notation, as described in this FAQ, may also be used.
turski | Engleski |
---|---|
sss | faq |
TR Sonradan arttırma ise, $değişken++ olarak yazılır ve değer arttırılmadan önceki özgün değer önceliklidir (PHP değişkenin değerini okuduktan sonra değerini arttırır, bu sebeple sonradan arttırma ismi verilmiştir).
EN Post-increment, which is written '$variable++' evaluates to the original value of $variable, before it was incremented (PHP increments the variable after reading its value, thus the name 'post-increment').
turski | Engleski |
---|---|
değişken | variable |
değer | value |
özgün | original |
php | php |
ismi | name |
TR Bu değerin 3 OLMADIĞINA dikkat edin, bu değer $a ile 3'ün toplamıdır ($a’ya bu değer atanır)
EN Notice that it is NOT 3, but the combined value of $a plus 3 (this is the value that's assigned into $a)
turski | Engleski |
---|---|
değer | value |
a | a |
TR Elde edilen değer, tam sayıya dönüştürmek için 100 ile çarpılır (örneğin, 0,6 * 100 = 60). Değer 1'den büyükse, 1'e kesilir.
EN The resulting value is multiplied by 100 to convert it to an integer (e.g., 0.6 * 100 = 60). If the value is greater than 1, it's truncated to 1.
turski | Engleski |
---|---|
değer | value |
TR Bunun için bir üreteç işlevini normal bir işlev yazar gibi yazabilirsiniz, siz bir kez değer döndürmeyi, beklerken bir üreteç üzerinde yinelenecek değerleri sağlamak için gerektiği kadar çok kez değer döndürebilir.
EN Instead, you can write a generator function, which is the same as a normal function, except that instead of returning once, a generator can yield as many times as it needs to in order to provide the values to be iterated over.
turski | Engleski |
---|---|
normal | normal |
işlev | function |
TR Bağlantılı Paket, gıda ve içecek üreticilerinin paketlerini daha fazla izlenebilirlik ve değer zinciri genelindeki her paydaş için değer sunan, tam ölçekli veri taşıyıcılarına dönüştürmesine olanak tanıyor.
EN The Connected Package allows food and beverage producers to turn their packages into full-scale data carriers offering increased traceability, and value for each stakeholder in the entire value chain.
turski | Engleski |
---|---|
paket | package |
gıda | food |
içecek | beverage |
değer | value |
zinciri | chain |
sunan | offering |
tam | full |
veri | data |
TR Değer mantıksal bir değer olmalıdır.
EN The value must be a boolean value.
TR Bir alanın kenar olarak kabul edilmesi için pikseller arasında olması gereken kontrastı belirlemek üzere, Kontrast alanına 1 ile 100 arasında bir değer girin. Düşük kontrastlı görüntüler için daha yüksek bir değer kullanın.
EN For Contrast, enter a percentage value between 1 and 100 to specify the contrast required between pixels for that area to be considered an edge. Use a higher value for low-contrast images.
TR $değer değişkeninin önüne & koyarak dizi elemanları üzerinde kolayca değişiklik yapılabilir. Böylece değer gönderimli hale gelir.
EN In order to be able to directly modify array elements within the loop precede $value with &. In that case the value will be assigned by reference.
TR türünde bir değer alabileceği belirtilmiş, null olabileceği belirtilmemiştir. Geriye uyumluluk adına PHP zorlayıcı kipte bu bağımsız değişkene değer olarak null aktarılmasına izin vermekte olup bağımsız değişken örtük olarak
EN . For historical reasons, PHP allows passing null for this parameter in coercive mode, and the parameter is implicitly cast to
TR Elsevier editörlerini etik konularla başa çıkmaları konusunda destekler. Yayıncılık Etik Değerleri Kaynak Takımı (PERK) size etik değer ihlallerini güvenle belirlemeniz konusunda yardımcı olan çevrimiçi bir kaynaktır.
EN Elsevier supports its editors in dealing with ethical issues. The Publishing Ethics Resource Kit (PERK) is an online resource which helps you to navigate ethical breaches with confidence.
turski | Engleski |
---|---|
elsevier | elsevier |
destekler | supports |
yayıncılık | publishing |
kaynak | resource |
size | you |
çevrimiçi | online |
TR ''Konu saf değer olduğu zaman, Semrush kazanır. Bunun temel nedeni, tam-özellikli SEO yazılım paketi ve Google Ads yazılımını aylık aynı fiyata elde ediyorsunuz.''
EN “When it comes to pure value, Semrush wins. That’s mostly because you get a fully-featured SEO software suite AND Google Ads software for the same monthly price.”
turski | Engleski |
---|---|
konu | for |
saf | pure |
semrush | semrush |
seo | seo |
ve | and |
ads | ads |
aylık | monthly |
elde | get |
TR Bu videodan oldukça fazla şey öğrendim! Ahrefs ve Sam’e bu harika ve değer yüklü video için çok teşekkür ederim!
EN I have learned so many things from this video! Thank you so much Ahrefs and Sam for this amazing and value-loaded video!
turski | Engleski |
---|---|
şey | things |
ahrefs | ahrefs |
sam | sam |
harika | amazing |
değer | value |
video | video |
TR Bütün bilgiler başta zor bulunur — tanınması zordur, değer verilmez ve bazen kabul edilmez.
EN All knowledge begins as uncommon — unrecognised, undervalued and sometimes unaccepted.
turski | Engleski |
---|---|
bütün | all |
bilgiler | knowledge |
ve | and |
bazen | sometimes |
TR Bu ekstra bit kapma değer bazı millet 4096 bit sadece 2048 bit göre ekstra güvenlik biraz sağlar diyecekler – Evet, deriz.
EN Some folks will say that 4096 bits only provides a little bit of extra security compared to 2048 bits – well, we say that it's worth grabbing that extra bit.
turski | Engleski |
---|---|
ekstra | extra |
değer | worth |
güvenlik | security |
sağlar | provides |
TR Veri Alanları: Alan adı, Organik Anahtar Kelime Sayısı, Organik Trafik, Organik Trafik Masrafı (Değer), Google Ads Anahtar Kelime Sayısı, Google Ads Trafiği Masrafı
EN Data Fields: Domain, Organic Keyword Count, Organic Traffic, Organic Traffic Cost (Value), Google Ads Keywords Count, Google Ads Traffic, Google Ads Traffic Cost
turski | Engleski |
---|---|
veri | data |
organik | organic |
sayısı | count |
değer | value |
ads | ads |
TR Amacımız, kullanıcılarımızı dürüst, doğru ve saygılı davranmaya teşvik ederek eğlenceli, benzersiz, değer katan ve güvenli bir bağlantı ortamı yaratmaktır
EN Our goal is to create a connected environment that is fun, unique, enriching and safe by encouraging our users to conduct themselves with a high degree of integrity, decency and respect
turski | Engleski |
---|---|
eğlenceli | fun |
güvenli | safe |
kullanıcıları | users |
TR Bu veriler, web sitesi trafiğini ve kullanıcı sayınızı artırmak için tanıtımınızda hangi sosyal ağların özel olarak vurgulanmaya değer olduğunu analiz etmenize olanak tanır.
EN This data allows you to analyze website traffic and which social networks are worth special emphasis on in your promotion to increase the number of your users.
turski | Engleski |
---|---|
veriler | data |
kullanıcı | users |
sosyal | social |
özel | special |
değer | worth |
TR Kullanılmış mobilyalar ve dekor ürünleri başka bir mekanda yeniden hayat bulduklarında hem değerlerine değer katıyor hem de yeni mekanlarına keyifli bir soluk getiriyor
EN Used furniture and decor products add value to their values and bring a breath of fresh air to their new spaces when they come to life in another place
turski | Engleski |
---|---|
kullanılmış | used |
dekor | decor |
ürünleri | products |
başka | another |
hayat | life |
hem | their |
TR Elbirliğiyle çalışarak, operasyonlarınızı her zaman değer katacak şekilde nasıl optimize edilebileceğiniz konusunda size özel öneriler sunmak için süreçlerinizi ve iş akışlarınızı dikkatlice değerlendireceğiz.
EN Working with you hand-in-hand, we will carefully evaluate your processes and workflows to offer tailored advice on how they can be optimized so your operations always add value.
turski | Engleski |
---|---|
değer | value |
özel | tailored |
öneriler | advice |
dikkatlice | carefully |
TR "SteelSeries yeni Arctis Pro kulaklıklar için yüksek ücret talep ediyor olabilir, ama her kuruşuna değer."
EN ?SteelSeries may demand a high price for the new Arctis Pro headsets, but they're worth every penny.?
turski | Engleski |
---|---|
steelseries | steelseries |
arctis | arctis |
kulaklıklar | headsets |
yüksek | high |
talep | demand |
olabilir | may |
TR Tecrübeli toplantı planlamacıları telefonlarından rezervasyonları takip etme ve oda listesini yönetme yeteneğine değer vermektedir
EN Experienced meeting planners value the ability to monitor reservations and manage room lists from their phone
turski | Engleski |
---|---|
tecrübeli | experienced |
toplantı | meeting |
ve | and |
oda | room |
listesini | lists |
yönetme | manage |
değer | value |
TR Tecrübeli etkinlik planlamacıları telefonlarından rezervasyonları takip etme ve oda listesini yönetme yeteneğine değer vermektedir
EN Experienced event planners value the ability to monitor reservations and manage room lists from their phone
turski | Engleski |
---|---|
tecrübeli | experienced |
etkinlik | event |
ve | and |
oda | room |
listesini | lists |
yönetme | manage |
değer | value |
TR Golf, spa, tenis ve yiyecek ve içecek mekanlarına VIP erişim, ciddi bir değer katmaktadır ve özel ev kulübünü geleneksel ev sahipliğinden daha da farklılaştırmaktadır
EN VIP access to amenities such as golf, spa, tennis and food and beverage outlets add significant value and further differentiate the private home club from traditional home ownership
turski | Engleski |
---|---|
golf | golf |
tenis | tennis |
yiyecek | food |
içecek | beverage |
vip | vip |
erişim | access |
özel | private |
geleneksel | traditional |
TR Tecrübeli düğün planlamacıları telefonlarından rezervasyonları takip etme ve oda listesini yönetme becerilerine değer vermektedir
EN Experienced wedding planners value the ability to monitor reservations and manage room lists from their phone
turski | Engleski |
---|---|
tecrübeli | experienced |
düğün | wedding |
ve | and |
oda | room |
listesini | lists |
yönetme | manage |
değer | value |
TR Görmeye ve görülmeye değer bir yer olan, Fairmont Century Plaza’ya hoş geldiniz!
EN Welcome to Fairmont Century Plaza, the place to see and be seen!
turski | Engleski |
---|---|
görmeye | see |
olan | be |
fairmont | fairmont |
century | century |
TR Kullanıcılarımız için en fazla değeri yaratan, bir adım öne çıkan ve yeni fikirler ve ürünler sunan insanlara değer veriyoruz
EN We value people who create, who step forward, and who launch new ideas and products that drive the most value for our users
turski | Engleski |
---|---|
adım | step |
yeni | new |
fikirler | ideas |
ürünler | products |
insanlara | people |
kullanıcıları | users |
TR İnternet için kripto merkezli bir finansal sistem kurmanın uyanık kalmaya değer bir sorun olduğuna inanıyoruz.
EN We believe that building a crypto-centric financial system for the internet is a problem worth staying awake for.
turski | Engleski |
---|---|
finansal | financial |
sistem | system |
değer | worth |
sorun | problem |
inanıyoruz | we believe |
TR Ay'a seyahat hiç kolay değil. Gün be gün, santim santim ilerliyoruz. Gereğini yerine getirenlere, mücadelede kalanlara, asla ama asla pes etmeyenlere değer veriyoruz. Sabredeceğiz.
EN A ride to the moon is never smooth. We advance inch by inch, day by day. We value those who execute, who stay in the fight, who never, ever give up. We will persevere.
turski | Engleski |
---|---|
a | a |
gün | day |
ama | we |
değer | value |
TR Toplam blockchain boyutundan veritabanı indekslerinin çıkarılmasıyla elde edilen megabayt cinsinden değer.
EN The total size of the blockchain minus database indexes in megabytes.
turski | Engleski |
---|---|
toplam | total |
blockchain | blockchain |
veritabanı | database |
TR Piyasa Değeri/Gerçekleşen Değer Oranı (MVRV), Piyasa Değerinin Gerçekleşen Değere bölünmesiyle hesaplanır
EN MVRV is calculated by dividing Market Value by Realised Value
turski | Engleski |
---|---|
piyasa | market |
TR Ekonomik ve sosyal kalkınma konularında kamu ve özel sektördeki birikimini iş birlikleri kurgulama odağında kullanarak ortak değer yaratma amaçlı fayda tasarımı üzerinde çalışmaktadır
EN She uses her experience in public and private sector on economic and social development issues with a focus on construction of business collaborations and works on utility design to create common value
turski | Engleski |
---|---|
ekonomik | economic |
ve | and |
sosyal | social |
özel | private |
değer | value |
TR Her megabayt ya da gigabaytın maliyeti aynı olmasına rağmen sağlayıcılar içerik için ücret talep etmenin ve türettikleri değer karşılığında ücret almanın yollarını aramaktadır.
EN Despite the fact that every megabyte or gigabyte costs the same, providers are seeking to charge for content and the value they think they can derive.
turski | Engleski |
---|---|
maliyeti | costs |
sağlayıcılar | providers |
içerik | content |
ücret | charge |
değer | value |
TR Maersk'te, Tedarik Zinciri Yönetiminden Çok Kanallı Satışlara kadar uzanan kapsamlı lojistik çözümlerimizle, perakende satış sektörü için değer yaratıyoruz.
EN At Maersk, we create value for the retail industry with our comprehensive logistics solutions from Supply Chain Management to Omnichannel Sales.
turski | Engleski |
---|---|
maersk | maersk |
tedarik | supply |
zinciri | chain |
kapsamlı | comprehensive |
lojistik | logistics |
TR İş sürdürülebilirliğine bütüncül bir yaklaşım sergileyen ekibimiz, yalnızca karbon ayak izlerini önemli ölçüde azaltmakla kalmayıp, aynı zamanda işiniz için uzun vadeli faydalar ve değer de yaratan stratejiler geliştirmektedir.
EN CBRE provides a comprehensive range of services for investors, developers and occupiers of industrial and logistics real estate, led by market-leading data and research.
turski | Engleski |
---|---|
önemli | leading |
TR Müşterilerimize değer katmak
EN Delivering value to our clients
turski | Engleski |
---|---|
değer | value |
TR Değer verdiğinizi ve onların arkadaşlığından keyif aldığınızı söylediğiniz insanların yanındayken dikkatiniz dağılıyor ve ilgisiz misiniz?
EN Are you distracted and disengaged when you are around people you say you value and that you enjoy their company?
turski | Engleski |
---|---|
değer | value |
insanları | people |
TR Gerçek hayatta insanlardan yardım istemek, bir sorunu kendi başıma çözmek, tüketmek yerine çalışmak daha zordur ama buna değer
EN It is harder to ask people in real life for help, to address a problem head-on myself, to work instead of consuming, but it?s worth it
turski | Engleski |
---|---|
gerçek | real |
yardım | help |
sorunu | problem |
değer | worth |
TR Değer verdiğiniz insanların fikirlerini almanın birçok yolu var. forms.app sizin için en etkili ve hızlı yöntemi sunar.
EN There are countless ways you can gain valuable feedback from both current and potential customers. Now is the time to offer them a benefit or two!
turski | Engleski |
---|---|
sunar | offer |
TR Müzik ekolayzer görselleştirmesi websitenize önemli bir değer katabilir, trafiğinizi arttırabilir ve ziyaretçilerinizle etkileşime geçmenize yardımcı olur
EN Create the most energetic music video for your track and reach the heart of your audience
turski | Engleski |
---|---|
müzik | music |
TR Görünür olmak ve kayda değer aktiviteler gerçekleştirmek, imajınızın korunması ve güçlenmesi noktasında size büyük katkılar sunacaktır.
EN Being visible and undertaking significant activities will make great contributions in terms of protecting and strengthening your company?s image.
turski | Engleski |
---|---|
ve | and |
büyük | great |
ın | of |
TR Tek tek blokları inceler ve beyaz veya siyah olmasına bağlı olarak her birine bir değer verir
EN It tracks the individual grid squares and assigns value to each one depending on whether it is white or black
turski | Engleski |
---|---|
veya | or |
TR Özetlemek gerekirse, müşteri katılımı, bir şirketin, müşteri deneyimine değer katan önceden tanımlanmış proaktif mesajlar aracılığıyla kullanıcılarla etkileşim kurma ve onları elde tutma yeteneğidir.
EN To sum-up, customer engagement is the abililty for a company to engage and retain users through pre-defined proactive messages that add value to the customer experience.
turski | Engleski |
---|---|
deneyimine | experience |
önceden | pre |
tanımlanmış | defined |
proaktif | proactive |
mesajlar | messages |
TR “Süper pratik, kullanımı kolay ve hatasız ve araç, insan ilişkisine her şeyin üzerinde değer veriyor.“
EN “Super practical, easy to use and bug free and the tool value the human relationship above everything.“
turski | Engleski |
---|---|
süper | super |
pratik | practical |
kullanımı | use |
kolay | easy |
ve | and |
araç | tool |
insan | human |
değer | value |
TR VET değer transferi yapılan ana tokendır
EN VET is the main transfer-of-value token
turski | Engleski |
---|---|
değer | value |
transferi | transfer |
ana | main |
Prikazuje se 50 od 50 prijevoda