EN When you want to refine the data, add filters to see how you rank in different locations or on different devices.
"want to refine" na jeziku Engleski može se prevesti u sljedeće riječi/fraze turski:
EN When you want to refine the data, add filters to see how you rank in different locations or on different devices.
TR Verileri hassaslaştırmak istediğinizde, farklı konumlarda veya farklı cihazlarda nasıl sıralandığınızı görmek için filtreler ekleyin.
Engleski | turski |
---|---|
data | verileri |
add | ekleyin |
filters | filtreler |
devices | cihazlarda |
different | farklı |
or | veya |
how | nasıl |
EN Combine advanced operators to refine your search
TR Aramanızı saflaştırmak için gelişmiş işlemcileri birleştirin
Engleski | turski |
---|---|
to | için |
advanced | gelişmiş |
EN We use clickstream data to refine our search volumes on a monthly basis, ensuring they're always up to date.
TR Arama hacimlerimizi hassaslaştırmak için her ay tıklama verileri kullanıyoruz, böylece her zaman güncel olduklarından emin oluyoruz.
Engleski | turski |
---|---|
search | arama |
data | verileri |
always | her zaman |
to | böylece |
use | için |
ensuring | emin |
EN Clickstream data allows us to refine our search volume numbers every month, ensuring that the metric is always accurate and up-to-date.
TR Tıklama verileri her ay arama hacmi sayılarımızı geliştirmemizi sağlar, böylece ölçümlerimizin her zaman isabetli ve güncel olduklarından emin oluyoruz.
Engleski | turski |
---|---|
search | arama |
volume | hacmi |
month | ay |
up-to-date | güncel |
data | verileri |
allows | sağlar |
and | ve |
always | her zaman |
to | böylece |
ensuring | emin |
EN Combine filters to further refine the results.
TR Sonuçları rafine etmek için filtreleri birleştirin.
Engleski | turski |
---|---|
results | sonuçları |
EN Enjoy fine food, travel and refine your sense of culture
TR İyi yemek ve seyahatin keyfini çıkarın ve kültür algınızı geliştirin
Engleski | turski |
---|---|
enjoy | keyfini |
food | yemek |
of | ın |
culture | kültür |
and | ve |
EN Enjoy fine food, travel and refine your sense of culture
TR İyi yemek ve seyahatin keyfini çıkarın ve kültür algınızı geliştirin
Engleski | turski |
---|---|
enjoy | keyfini |
food | yemek |
of | ın |
culture | kültür |
and | ve |
EN Refine MotionWorks For Detailed Use Cases
TR MotionWorks'ü Detaylı Kullanım Durumları için İyileştirin
Engleski | turski |
---|---|
detailed | detaylı |
use | kullanım |
for | için |
EN An entire series of mechanical and chemical steps are required, first to separate cellulose from the associated natural materials and then to refine it until chemically pure.
TR Selülozu doğal ek maddelerin ayırmak ve sonrasında kimyasal bakımdan saf hazırlamak için bir dizi mekanik ve kimyasal adım gereklidir.
Engleski | turski |
---|---|
series | dizi |
mechanical | mekanik |
chemical | kimyasal |
steps | adım |
required | gereklidir |
natural | doğal |
pure | saf |
and | ve |
of | in |
to | için |
the | bir |
EN Many decorative paints and glazes are used to refine the surface of ceramic products such as earthenware, stoneware and porcelain
TR Birçok dekorasyon boyası ve glasaj maddesi, kil, sert kil ve porselen gibi seramik ürünlerin yüzeylerine nitelik kazandırmak için kullanılır
Engleski | turski |
---|---|
used | kullanılır |
and | ve |
many | çok |
products | ürünlerin |
such | bir |
to | için |
of | in |
EN Enjoy fine food, travel and refine your sense of culture
TR İyi yemek ve seyahatin keyfini çıkarın ve kültür algınızı geliştirin
Engleski | turski |
---|---|
enjoy | keyfini |
food | yemek |
of | ın |
culture | kültür |
and | ve |
EN Discover the trends shaping the threat landscape to assess risk and refine your security strategy.
TR Riski değerlendirmek ve güvenlik stratejinizi iyileştirmek için tehdit ortamını şekillendiren trendleri keşfedin.
Engleski | turski |
---|---|
discover | keşfedin |
trends | trendleri |
threat | tehdit |
assess | değerlendirmek |
risk | riski |
security | güvenlik |
to | için |
and | ve |
EN Enjoy fine food, travel and refine your sense of culture
TR İyi yemek ve seyahatin keyfini çıkarın ve kültür algınızı geliştirin
Engleski | turski |
---|---|
enjoy | keyfini |
food | yemek |
of | ın |
culture | kültür |
and | ve |
EN Enjoy fine food, travel and refine your sense of culture
TR İyi yemek ve seyahatin keyfini çıkarın ve kültür algınızı geliştirin
Engleski | turski |
---|---|
enjoy | keyfini |
food | yemek |
of | ın |
culture | kültür |
and | ve |
EN Enjoy fine food, travel and refine your sense of culture
TR İyi yemek ve seyahatin keyfini çıkarın ve kültür algınızı geliştirin
Engleski | turski |
---|---|
enjoy | keyfini |
food | yemek |
of | ın |
culture | kültür |
and | ve |
EN Enjoy fine food, travel and refine your sense of culture
TR İyi yemek ve seyahatin keyfini çıkarın ve kültür algınızı geliştirin
Engleski | turski |
---|---|
enjoy | keyfini |
food | yemek |
of | ın |
culture | kültür |
and | ve |
EN Enjoy fine food, travel and refine your sense of culture
TR İyi yemek ve seyahatin keyfini çıkarın ve kültür algınızı geliştirin
Engleski | turski |
---|---|
enjoy | keyfini |
food | yemek |
of | ın |
culture | kültür |
and | ve |
EN Enjoy fine food, travel and refine your sense of culture
TR İyi yemek ve seyahatin keyfini çıkarın ve kültür algınızı geliştirin
Engleski | turski |
---|---|
enjoy | keyfini |
food | yemek |
of | ın |
culture | kültür |
and | ve |
EN Enjoy fine food, travel and refine your sense of culture
TR İyi yemek ve seyahatin keyfini çıkarın ve kültür algınızı geliştirin
Engleski | turski |
---|---|
enjoy | keyfini |
food | yemek |
of | ın |
culture | kültür |
and | ve |
EN Enjoy fine food, travel and refine your sense of culture
TR İyi yemek ve seyahatin keyfini çıkarın ve kültür algınızı geliştirin
Engleski | turski |
---|---|
enjoy | keyfini |
food | yemek |
of | ın |
culture | kültür |
and | ve |
EN These features will allow you to get the edge on competing sites and further refine your SEO strategy so you’re getting the best results.
TR Bu özellikler, rakip sitelere karşı üstünlük sağlamanıza ve SEO stratejinizi daha da geliştirerek en iyi sonuçları almanıza olanak tanıyacak.
Engleski | turski |
---|---|
seo | seo |
features | özellikler |
these | bu |
further | da |
to | karşı |
results | sonuçları |
and | ve |
best | en |
the | daha |
EN The hotel is a place of passage, of sharing. Whether a Parisian or a traveler, your opinion and desires are invaluable. They inspire us, refine the experience we offer and allows us to welcome you better
TR Otel bir yolculuk, bir paylaşım yeridir. İster bir Parisli ister bir gezgin olun, fikirleriniz ve arzularınız çok değerlidir. Fikirleriniz bize ilham verir, sunduğumuz deneyimi iyileştirir ve sizi daha iyi ağırlamamıza olanak tanır
Engleski | turski |
---|---|
hotel | otel |
sharing | paylaşım |
experience | deneyimi |
we offer | sunduğumuz |
better | daha iyi |
a | bir |
and | ve |
us | bize |
EN With the support of Amway, you can build a business that fits around your lifestyle. Work when you want, where you want and as much as you want – you have the flexibility to shape your own business.
TR Amway’in desteğiyle, yaşam tarzınıza uyan bir iş kurabilirsiniz. İstediğiniz zaman, istediğiniz yerde ve istediğiniz kadar çalışın. Kendi işinizi şekillendirme esnekliğine sahipsiniz.
Engleski | turski |
---|---|
support | desteğiyle |
you want | istediğiniz |
you have | sahipsiniz |
and | ve |
when | zaman |
that | yaşam |
a | bir |
to | kadar |
EN TAKE CONTRARY ACTION – When you don’t want to go to a meeting, run to one; When you don’t want to pick up the phone, call someone; When you don’t want to pray?
TR KARŞI EYLEM YAPIN – Bir toplantıya gitmek istemiyorsanız, bir toplantıya koşun; Telefonu açmak istemediğinizde, birini arayın; Namaz kılmak istemeyince...
EN So, what does he want to do in the future? “After this project is finished I want to buy myself a three-wheeled motorcycle and do shipping
TR Peki gelecekte ne yapmak istiyor? “Bu proje bittikten sonra kendime üç tekerlekli bir motor almak ve nakliye işi yapmak istiyorum
EN So, what does he want to do in the future? “After this project is finished I want to buy myself a three-wheeled motorcycle and do shipping
TR Peki gelecekte ne yapmak istiyor? “Bu proje bittikten sonra kendime üç tekerlekli bir motor almak ve nakliye işi yapmak istiyorum
EN When you want to access a site, DNS determines which site is where, which IP belongs to which computer, and you access it wherever you want!
TR Siz bir siteye erişmek istediğinizde, DNS sayesinde hangi site nerede, hangi IP hangi bilgisayara ait olduğu belirlenir ve istediğiniz yere erişirsiniz.!
Engleski | turski |
---|---|
dns | dns |
ip | ip |
you want | istediğiniz |
site | site |
is | olduğu |
and | ve |
to access | erişmek |
a | bir |
to | sayesinde |
EN If you want to love what you do and love the team your work with, you’ll want to explore opportunities at Sonix.
TR Yaptığınız işi sevmek ve birlikte çalıştığınız ekibi sevmek istiyorsanız Sonix'te fırsatları keşfetmek isteyeceksiniz.
Engleski | turski |
---|---|
you do | yaptığınız |
if you want | istiyorsanız |
team | ekibi |
work | iş |
do | işi |
opportunities | fırsatları |
and | ve |
EN We offer 24-hour in-villa dining; the option for you to eat when you want, where you want.
TR Curieuse’daki Sushi Room, heyecan verici menüsü ile adanın birinci sınıf deniz ürünlerine övgü ifadesinde bulunuyor.
Engleski | turski |
---|---|
for | birinci |
EN If you want to learn how a robot works and eventually want to develop one yourself, this dual degree is the right choice.
TR Robotların nasıl çalıştığını öğrenmek ve ardından bizzat robot geliştirmek isteyenler, bu dual yükseköğrenimde doğru yerdeler.
Engleski | turski |
---|---|
robot | robot |
works | çalıştığını |
this | bu |
how | nasıl |
EN STOK set out with the motto "since we want change, we must be stronger". We want to change our…
TR STOK “madem ki değişim istiyoruz, daha güçlü olmalıyız” mottosuyla yola çıktı. Ülkemizi değiştirmek…
EN Drag and drop anything you want, to any place you want it
TR İstediğiniz her şeyi istediğiniz yere sürükleyip bırakın
Engleski | turski |
---|---|
drag | sürükleyip |
drop | bırak |
you want | istediğiniz |
to | şeyi |
EN So, what does he want to do in the future? “After this project is finished I want to buy myself a three-wheeled motorcycle and do shipping
TR Peki gelecekte ne yapmak istiyor? “Bu proje bittikten sonra kendime üç tekerlekli bir motor almak ve nakliye işi yapmak istiyorum
EN So, what does he want to do in the future? “After this project is finished I want to buy myself a three-wheeled motorcycle and do shipping
TR Peki gelecekte ne yapmak istiyor? “Bu proje bittikten sonra kendime üç tekerlekli bir motor almak ve nakliye işi yapmak istiyorum
EN When you want to access a site, DNS determines which site is where, which IP belongs to which computer, and you access it wherever you want!
TR Siz bir siteye erişmek istediğinizde, DNS sayesinde hangi site nerede, hangi IP hangi bilgisayara ait olduğu belirlenir ve istediğiniz yere erişirsiniz.!
Engleski | turski |
---|---|
dns | dns |
ip | ip |
you want | istediğiniz |
site | site |
is | olduğu |
and | ve |
to access | erişmek |
a | bir |
to | sayesinde |
EN STOK set out with the motto "since we want change, we must be stronger". We want to change our…
TR Yürütmekte olduğumuz projeler kapsamında kapasite güçlendirme faaliyetlerinde bizimle birlikte …
EN Candidates who want to advance with us in our process of growth by joining in ÜNTEL family may send their CV to the address ik@untel.com.tr with a letter stating the department they want to work in
TR ÜNTEL ailesine katılarak büyüme sürecimizde bizimle birlikte yol almak isteyen adaylarımız ik@untel.com.tr adresine çalışmak istedikleri bölümü belirten bir yazı ile özgeçmişlerini gönderebilirler
Engleski | turski |
---|---|
want | isteyen |
growth | büyüme |
address | adresine |
with us | bizimle |
they want | istedikleri |
department | bölümü |
a | bir |
work | çalışmak |
EN We offer 24-hour in-villa dining; the option for you to eat when you want, where you want.
TR Curieuse’daki Sushi Room, heyecan verici menüsü ile adanın birinci sınıf deniz ürünlerine övgü ifadesinde bulunuyor.
Engleski | turski |
---|---|
for | birinci |
EN We offer 24-hour in-villa dining; the option for you to eat when you want, where you want.
TR Curieuse’daki Sushi Room, heyecan verici menüsü ile adanın birinci sınıf deniz ürünlerine övgü ifadesinde bulunuyor.
Engleski | turski |
---|---|
for | birinci |
EN We offer 24-hour in-villa dining; the option for you to eat when you want, where you want.
TR Curieuse’daki Sushi Room, heyecan verici menüsü ile adanın birinci sınıf deniz ürünlerine övgü ifadesinde bulunuyor.
Engleski | turski |
---|---|
for | birinci |
EN We offer 24-hour in-villa dining; the option for you to eat when you want, where you want.
TR Curieuse’daki Sushi Room, heyecan verici menüsü ile adanın birinci sınıf deniz ürünlerine övgü ifadesinde bulunuyor.
Engleski | turski |
---|---|
for | birinci |
EN If you want to learn how a robot works and eventually want to develop one yourself, this dual degree is the right choice.
TR Robotların nasıl çalıştığını öğrenmek ve ardından bizzat robot geliştirmek isteyenler, bu dual yükseköğrenimde doğru yerdeler.
Engleski | turski |
---|---|
robot | robot |
works | çalıştığını |
this | bu |
how | nasıl |
EN If you want to halt climate change, you need to behave appropriately. If you want to understand it, you can study climatology.
TR İklim değişikliğini engellemek isteyenin doğru davranması gerekir. Anlamak isteyenin ise iklim bilimleri öğrenimi görmesi.
Engleski | turski |
---|---|
change | değişikliğini |
to | doğru |
climate | iklim |
EN If you want to love what you do and love the team your work with, you’ll want to explore opportunities at Sonix.
TR Yaptığınız işi sevmek ve birlikte çalıştığınız ekibi sevmek istiyorsanız Sonix'te fırsatları keşfetmek isteyeceksiniz.
Engleski | turski |
---|---|
you do | yaptığınız |
if you want | istiyorsanız |
team | ekibi |
work | iş |
do | işi |
opportunities | fırsatları |
and | ve |
EN We want to attract the very best people, and we want our employees to enjoy long and rewarding careers with us
TR Alanında en iyisi olan insanları şirketimize çekmeyi ve çalışanlarımızın bizlerle birlikte uzun ve tatmin edici bir kariyerin keyfini sürebilmelerini istiyoruz
Engleski | turski |
---|---|
best | en |
long | uzun |
people | insanları |
and | ve |
enjoy | keyfini |
we | istiyoruz |
EN Consumers want to see manufacturers take more responsibility – but they also want to do their part and help reduce food waste and reduce climate impact.
TR Tüketiciler, üreticilerin daha fazla sorumluluk üstlendiğini görmek istiyor ancak aynı zamanda kendilerine düşeni yapmak ve gıda israfını düşürmeye ve iklim etkisini azaltmaya yardımcı olmak istiyorlar.
Engleski | turski |
---|---|
consumers | tüketiciler |
responsibility | sorumluluk |
want | istiyor |
food | gıda |
climate | iklim |
impact | etkisini |
reduce | azaltmaya |
help | yardımcı |
and | ve |
but | ancak |
more | fazla |
EN While dropping an anchor point, click once if you want the next segment of your path to be curved. Double-click if you want to draw a straight segment next. Photoshop creates smooth or corner points accordingly.
TR Bağlantı noktası bırakırken, yolunuzun sonraki parçasının eğri olmasını istiyorsanız bir kez tıklayın. Sonraki parçayı düz çizmek istiyorsanız çift tıklatın. Photoshop buna göre düzgünleştirme veya köşe noktaları oluşturur.
Engleski | turski |
---|---|
click | tıklayın |
straight | düz |
creates | oluşturur |
point | noktası |
if you want | istiyorsanız |
double | çift |
points | noktaları |
to be | olmasını |
or | veya |
next | sonraki |
to | e |
EN Target who you want, when you want
TR İstediğiniz hedef kitleye, istediğiniz zaman ulaşın
Engleski | turski |
---|---|
target | hedef |
you want | istediğiniz |
when | zaman |
EN Target who you want, when you want
TR İstediğiniz hedef kitleye, istediğiniz zaman ulaşın
Engleski | turski |
---|---|
target | hedef |
you want | istediğiniz |
when | zaman |
EN Target who you want, when you want
TR İstediğiniz hedef kitleye, istediğiniz zaman ulaşın
Engleski | turski |
---|---|
target | hedef |
you want | istediğiniz |
when | zaman |
Prikazuje se 50 od 50 prijevoda