EN The warehousing industry is changing. Legacy mobile computers and operating systems can't keep pace with increasing demands and complexity. Now is the time to modernise for the future with Android.
ইংরেজি-এ "changing customer demands" নিম্নলিখিত তুর্কি শব্দ/শব্দে অনুবাদ করা যেতে পারে:
EN The warehousing industry is changing. Legacy mobile computers and operating systems can't keep pace with increasing demands and complexity. Now is the time to modernise for the future with Android.
TR Depo endüstrisi değişiyor. Eskiden kullanılmakta olan mobil bilgisayarlar ve işletim sistemleri, artan talepler ve karmaşık işlemlere yetişemiyor. Şimdi geleceğimizi Android ile modernleştirme zamanı.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
computers | bilgisayarlar |
systems | sistemleri |
increasing | artan |
the time | zamanı |
and | ve |
is | olan |
mobile | mobil |
time | zaman |
android | android |
industry | endüstrisi |
with | ile |
EN For you, the ideal supply chain has an end-to-end logistics partner with the capability to customise solutions as per the changing demands in an agile and reliable way
TR Sizin için ideal tedarik zincirinde, çözümleri değişen talebe göre çevik ve güvenilir şekilde kişiselleştirme kapasitesine sahip, uçtan uca bir lojistik iş ortağı olmalıdır
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
supply | tedarik |
chain | zincirinde |
logistics | lojistik |
solutions | çözümleri |
partner | ortağı |
ideal | ideal |
and | ve |
the | şekilde |
reliable | güvenilir |
EN The warehousing industry is changing. Legacy mobile computers and operating systems can't keep pace with increasing demands and complexity. Now is the time to modernise for the future with Android.
TR Depo endüstrisi değişiyor. Eskiden kullanılmakta olan mobil bilgisayarlar ve işletim sistemleri, artan talepler ve karmaşık işlemlere yetişemiyor. Şimdi geleceğimizi Android ile modernleştirme zamanı.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
computers | bilgisayarlar |
systems | sistemleri |
increasing | artan |
the time | zamanı |
and | ve |
is | olan |
mobile | mobil |
time | zaman |
android | android |
industry | endüstrisi |
with | ile |
EN Working closely with our customers, our teams are dedicated to meet changing demands and production schedules to make food safe and available, everywhere
TR Müşterilerimizle yakın iş birliği içinde çalışan ekiplerimiz, gıdayı her yerde güvenli ve erişilebilir kılmak için değişen talepleri ve üretim programlarını karşılamaya kendini adamıştır
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
working | iş |
closely | yakın |
available | erişilebilir |
food | gıdayı |
production | üretim |
and | ve |
everywhere | her yerde |
EN The world is changing and consumer expectations are changing even faster. What about cars?
TR Dünya değişiyor ve tüketici beklentileri daha hızlı değişiyor. Arabalar ne olacak?
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
world | dünya |
consumer | tüketici |
expectations | beklentileri |
cars | arabalar |
faster | hızlı |
and | ve |
what | ne |
even | de |
the | olacak |
EN The world is changing and consumer expectations are changing even faster. What about cars?
TR Dünya değişiyor ve tüketici beklentileri daha hızlı değişiyor. Arabalar ne olacak?
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
world | dünya |
consumer | tüketici |
expectations | beklentileri |
cars | arabalar |
faster | hızlı |
and | ve |
what | ne |
even | de |
the | olacak |
EN The world is changing and consumer expectations are changing even faster. What about cars?
TR Dünya değişiyor ve tüketici beklentileri daha hızlı değişiyor. Arabalar ne olacak?
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
world | dünya |
consumer | tüketici |
expectations | beklentileri |
cars | arabalar |
faster | hızlı |
and | ve |
what | ne |
even | de |
the | olacak |
EN Storage: Customers choose the region(s) in which their customer content will be stored. We will not move or replicate customer content outside of the customer’s chosen region(s) without the customer’s consent.
TR Depolama: Müşteriler, müşteri içeriklerinin hangi bölgelerde depolanacağını seçer. Müşterinin izni olmadan müşteri içeriklerini müşterinin seçtiği bölgelerin dışına taşımaz veya çoğaltmayız.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
storage | depolama |
consent | izni |
without | olmadan |
customer | müşteri |
customers | müşteriler |
or | veya |
EN Meanwhile, managing the pharmaceutical supply chain is complex with greater demands for business innovation, security, reducing costs and improving customer satisfaction.
TR Bu arada, ilaç tedarik zincirinin yönetilmesi, iş inovasyonuna, güvenliğe, maliyetlerin düşürülmesine ve müşteri memnuniyetinin artırılmasının daha fazla talep edilmesiyle daha karmaşık bir hale gelmektedir.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
supply | tedarik |
complex | karmaşık |
security | güvenli |
customer | müşteri |
pharmaceutical | ilaç |
and | ve |
greater | daha fazla |
the | fazla |
EN To that end, any customer who puts unreasonable demands upon the service may be curtailed in order to ensure the best possible service for all members.
TR Bu sebeple, diğer üyelerine mümkün olan en iyi hizmeti sunabilmek için verilen hizmet üzerine makul olmayan yükler getiren müşterilerine hizmeti kısıtlayabilir.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
may | bu |
possible | mümkün |
be | olan |
the | olmayan |
service | hizmet |
best | en |
EN With increasing customer demands and expectations in terms of configurations and user experience, more parts are going into vehicles than before
TR Artan müşteri taleplerinin yanı sıra, konfigürasyonlar ve kullanıcı deneyimi alanlarındaki beklentiler ile birlikte, artık araçlar her zamankinden daha fazla sayıda parça içeriyor
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
increasing | artan |
customer | müşteri |
experience | deneyimi |
vehicles | araçlar |
user | kullanıcı |
in | da |
and | ve |
of | her |
are | artık |
EN Our Priority is Customer Demands and Needs
TR Önceliğimiz Müşteri Talep ve İhtiyaçları
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
customer | müşteri |
and | ve |
EN ”The consumer psyche is changing fast. Technology leaders such as Amazon, Uber, Netflix and Deliveroo have raised customer expectations in terms of speed and convenience.”
TR "Tüketicilerin psikolojisi hızla değişir. Amazon, Uber, Netflix ve Deliveroo gibi teknoloji liderleri müşterilerin hız ve rahatlık konusundaki beklentilerinin attığını belirttiler."
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
amazon | amazon |
technology | teknoloji |
customer | müşterilerin |
and | ve |
speed | hız |
EN Design simple or complex customer experiences to create repeat buyers, loyal customers and improve customer satisfaction thanks to our customer engagement platform.
TR Müşteri etkileşimi platformumuz sayesinde sürekli alıcılar, sadık müşteriler oluşturmak ve müşteri memnuniyetini artırmak için basit veya karmaşık müşteri deneyimleri tasarlayın.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
simple | basit |
or | veya |
complex | karmaşık |
experiences | deneyimleri |
improve | artırmak |
satisfaction | memnuniyetini |
customer | müşteri |
design | tasarlayın |
customers | müşteriler |
and | ve |
to | için |
EN With authorization or not, Customer and not Mobiroller is responsible for all applications within the Customer’s Corporate Accounts (except for those that are carried out outside the customer’s instructions that MobiRollers is directly responsible)
TR Yetkilendirilmiş olsun veya olmasın, Müşteri?nin Kurumsal Hesaplarındaki tüm uygulamalardan Mobiroller değil, Müşteri sorumludur (Mobirollers?ın doğrudan sorumlu olduğu müşterinin talimatları dışında gerçekleştirilenler hariç)
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
mobiroller | mobiroller |
corporate | kurumsal |
accounts | hesaplar |
directly | doğrudan |
customer | müşteri |
responsible | sorumlu |
all | tüm |
instructions | talimatları |
or | veya |
is | olduğu |
outside | dışında |
EN AWS will not move or replicate customer content outside of the customer’s chosen region(s) without the customer’s consent.
TR AWS, müşterinin izni olmadan müşteri içeriklerini müşterinin seçtiği bölgelerin dışına taşımaz veya çoğaltmaz.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
aws | aws |
consent | izni |
without | olmadan |
customer | müşteri |
or | veya |
EN Design simple or complex customer experiences to create repeat buyers, and loyal customers and improve customer satisfaction thanks to our customer engagement platform.
TR Müşteri etkileşimi platformumuz sayesinde sürekli alıcılar, sadık müşteriler oluşturmak ve müşteri memnuniyetini artırmak için basit veya karmaşık müşteri deneyimleri tasarlayın.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
simple | basit |
or | veya |
complex | karmaşık |
experiences | deneyimleri |
improve | artırmak |
satisfaction | memnuniyetini |
customer | müşteri |
design | tasarlayın |
and | ve |
customers | müşteriler |
to | için |
EN Customer Content is not Customer Confidential Information; however, Customer Content will be protected in accordance with Section 10.3.
TR Müşteri İçeriği, Müşteri Gizli Bilgisi değildir ancak Müşteri İçeriği, Madde 10.3 uyarınca korunacaktır.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
customer | müşteri |
confidential | gizli |
information | bilgisi |
in accordance with | uyarınca |
not | değildir |
however | ancak |
EN The social and environmental demands of our planet today, require the adoption of specific certification tools for auditing social and environmental issues among companies and farmers
TR Gezegenimizin bugünkü sosyal ve çevresel talepleri, şirketler ve çiftçiler arasındaki sosyal ve çevresel sorunların denetlenmesine yönelik özel sertifikasyon araçlarının kullanılmasını gerektirir
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
social | sosyal |
require | gerektirir |
certification | sertifikasyon |
our planet | gezegenimizin |
environmental | çevresel |
companies | şirketler |
and | ve |
tools | araçları |
issues | sorunları |
the | özel |
EN By streamlining your component supply and installation processes, we can help you rationalize spending, accelerate productivity, flex with new demands, and outmaneuver competitors
TR Komponent tedariki ve kurulumu süreçlerinizi kolaylaştırarak harcamalarınızı rasyonelleştirmenize, üretkenliğinizi hızlandırmanıza, yeni taleplere karşı esnek olmanıza ve rakiplerinize üstünlük sağlamanıza yardımcı olabiliriz
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
installation | kurulumu |
new | yeni |
help | yardımcı |
with | karşı |
and | ve |
EN Kit building: Optimize your production process to work faster and more efficiently—making better use of space, simplifying assembly, reducing training demands, and more.
TR Kit oluşturma: Alandan daha iyi yararlanarak, montajı basitleştirerek, eğitim taleplerini azaltarak ve daha fazlası ile üretim sürecinizi daha hızlı ve daha verimli çalışacak şekilde optimize edin.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
building | oluşturma |
training | eğitim |
demands | taleplerini |
production | üretim |
faster | hızlı |
efficiently | verimli |
work | çalışacak |
more | fazlası |
optimize | optimize |
and | ve |
better | iyi |
EN The Open Compute Project (OCP) is a collaborative community focused on redesigning hardware technology to efficiently support the growing demands on compute infrastructure.
TR Açık Bilişim Projesi (Open Compute Project - OCP) bilişim altyapısının giderek artan taleplerini verimli bir şekilde desteklemek için donanım teknolojisini yeniden tasarlamaya odaklanan, işbirliğine dayalı bir topluluktur.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
focused | odaklanan |
hardware | donanım |
technology | teknolojisini |
efficiently | verimli |
support | desteklemek |
growing | artan |
demands | taleplerini |
compute | compute |
infrastructure | altyapı |
open | açık |
the | şekilde |
to | için |
a | bir |
EN Every aspect of the Rival 650 Wireless design meets players' stringent demands for comfort. Whether you deploy a claw grip or palm grip, the shape will provide perfect comfort for long and intense gaming sessions.
TR Rival 650 Kablosuz'un tasarımının her yönü oyuncuların zorlayıcı konfor taleplerini karşılar. Pençe tutuşu veya avuç içi tutuşu fark etmeden, şekli size uzun ve yoğun oyun oturumlarında mükemmel konforu verecek.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
demands | taleplerini |
long | uzun |
intense | yoğun |
rival | rival |
players | oyuncular |
perfect | mükemmel |
design | tasarım |
comfort | konfor |
and | ve |
or | veya |
of | her |
gaming | oyun |
the | size |
EN The Rival 600 side grips feature a unique silicone compound to allow for increased grip and durability. Crafted and designed to meet the stringent demands of professional players.
TR Rival 600 yan tutuşlarında daha fazla tutuş ve dayanıklılık sağlayan eşsiz silikon bileşen bulunur. Profesyonel oyuncuların zorlu taleplerini karşılamak için hazırlanıp tasarlanmıştır.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
side | yan |
unique | eşsiz |
silicone | silikon |
durability | dayanıklılık |
meet | karşılamak |
demands | taleplerini |
players | oyuncular |
rival | rival |
and | ve |
of | in |
professional | profesyonel |
EN Every aspect of the Rival 600 design meets players' demands for comfort. Whether you deploy a claw grip or palm grip, the shape provides lasting comfort for long and intense gaming sessions.
TR Rival 600 tasarımının her yönü oyuncuların konfor taleplerini karşılıyor. Pençe tutuşu veya avuç içi tutuşu fark etmeden, şekli size uzun ve yoğun oyun oturumlarında kalıcı konfor verecek.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
demands | taleplerini |
comfort | konfor |
long | uzun |
intense | yoğun |
rival | rival |
lasting | kalıcı |
players | oyuncular |
design | tasarım |
and | ve |
or | veya |
of | her |
gaming | oyun |
the | size |
EN Every aspect of the Rival 710 design meets players' stringent demands for comfort. Whether you deploy a claw grip or palm grip, the shape will provide perfect comfort for long and intense gaming sessions.
TR Rival 710ün tasarımının her yönü oyuncuların zorlayıcı konfor taleplerini karşılar. Pençe tutuşu veya avuç içi tutuşu fark etmeden, şekli size uzun ve yoğun oyun oturumlarında mükemmel konforu verecek.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
demands | taleplerini |
long | uzun |
intense | yoğun |
rival | rival |
players | oyuncular |
perfect | mükemmel |
design | tasarım |
comfort | konfor |
and | ve |
or | veya |
of | her |
gaming | oyun |
the | size |
EN - Models of organization and/or solidarity should be formed to express the needs, problems, and demands of the people working in the civil field as a subject to decision-makers and funding institutions.
TR - Sivil alanda çalışanların bir özne olarak ihtiyaçlarını, sorunlarını ve taleplerini karar alıcılara ve fon sağlayan kurumlara dile getirmek için örgütlülük ve/veya dayanışma modelleri oluşmalıdır.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
models | modelleri |
solidarity | dayanışma |
demands | taleplerini |
civil | sivil |
decision | karar |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
of | in |
or | veya |
problems | sorunları |
a | bir |
to | için |
EN Forward-looking approach to Nutritional Demands
TR Beslenme ihtiyaçları için ileriye dönük yaklaşım,
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
approach | yaklaşım |
nutritional | beslenme |
to | için |
EN Ali Kibar, the Chairman of the Board of Directors of Kibar Holding, initiated the investment process that is worth $ 900 million and said "If you do your job well, you will not have such demand” regarding the current demands for a "debt restructuring".
TR 900 Milyon $’lık yatırım için düğmeye basan Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, gündemdeki “borç yapılandırma” talepleri konusunda “İşini iyi yaparsan böyle bir talebin olmaz” diyor.
EN These benefit energy, telecommunications and utilities companies by meeting heightened service demands, improving ROI and gaining a performance edge at the front line of service.
TR Bunlar, enerji, telekomünikasyon ve altyapı hizmetleri şirketlerine, artan hizmet taleplerini karşılama, ROI oranını yükseltme ve hizmetin ileri hatlarında performans üstünlüğü elde etme yoluyla avantaj sağlar.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
benefit | avantaj |
energy | enerji |
telecommunications | telekomünikasyon |
demands | taleplerini |
at | nda |
utilities | altyapı |
performance | performans |
and | ve |
service | hizmet |
the | etme |
of | ın |
by | yoluyla |
EN If you’re going to keep pace with new demands and keep devices secure, upgrade the devices workers use day in and day out.
TR Yeni taleplere yetişmek ve cihazları güvenli halde tutmak istiyorsanız, çalışanların kullandığı cihazlarda her daim güvenlik güncellemeleri yapmalısınız.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
new | yeni |
and | ve |
devices | cihazlar |
to keep | tutmak |
EN Available as a standalone tablet, or with a detachable keyboard to provide a true 2-in-1, the ET80 and ET85 offer the flexibility your workforce demands.
TR Tek başına veya gerçek ikisi bir arada deneyimi sunabilmek için çıkartılabilir bir klavye ile sunulan ET80 ve ET85 modelleri, iş gücünüzün ihtiyaç duyduğu esnekliği sunar.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
keyboard | klavye |
true | gerçek |
flexibility | esnekliği |
offer | sunar |
or | veya |
and | ve |
a | bir |
to | için |
with | ile |
EN It demands a performance edge, and Zebra empowers you to reach out and capture it
TR Performans üstünlüğü ister; Zebra, size bu üstünlüğü ele geçirme olanağı verir
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
performance | performans |
zebra | zebra |
you | size |
out | bu |
EN The need for you to keep an updated and fresh collection as per these consumer and social media demands is critical to ensure business continuity.
TR Koleksiyonunuzu bu müşterilerin ve sosyal medyanın talepleri doğrultusunda güncel ve taze tutma gereksiniminiz, işin sürekliliğini sağlamak açısından hayati önem taşır.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
fresh | taze |
media | medyanın |
business | iş |
these | bu |
to | sağlamak |
and | ve |
social | sosyal |
EN To meet those demands, H&M Group is committed to lead the fashion industry into a more sustainable future
TR H&M Grubu bu talepleri karşılamak için moda sektörüne, daha sürdürülebilir bir geleceğe yönelik yolcuğunda liderlik etmeye odaklanıyor
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
meet | karşılamak |
m | m |
group | grubu |
fashion | moda |
industry | sektör |
sustainable | sürdürülebilir |
future | geleceğe |
to | etmeye |
those | bu |
a | bir |
more | daha |
EN In the maritime sector all materials are under extreme stress, especially those underwater. Consequently, protecting ships from corrosion places particular demands on the coating systems.
TR Denizcilikte kullanılan tüm malzemeler aşırı yüklenmeye maruz olur, özellikle suyun altında kalanlar. Bu nedenle gemileri korozyona karşı korumak için boyama sistemlerinin özel gereklilikleri yerine getirmeleri şarttır.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
materials | malzemeler |
protecting | korumak |
systems | sistemlerinin |
extreme | aşırı |
all | tüm |
especially | özellikle |
those | bu |
under | altında |
the | özel |
are | olur |
EN We offer several grinding systems for the wide variety of demands for very high, reproducible qualities (e.g
TR Çok yüksek ve tekrarlanabilir kaliteleri gerektiren çok sayıda farklı uygulama alanları için çeşitli öğütme sistemlerini sunmaktayız (örn
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
systems | sistemlerini |
high | yüksek |
variety | çeşitli |
of | in |
for | için |
the | çok |
EN Design a charming plant logo that meets your brand image demands. Find a ready-made logo or create yours from scratch using these flexible templates.
TR Marka imajıyla ilgili gereklilikleri karşılayan çekici bir bitki logosu tasarlayın. Hazır logolardan birini kullanın ya da esnek şablonlar yardımıyla kendi logonuzu sıfırdan oluşturun.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
plant | bitki |
flexible | esnek |
charming | çekici |
templates | şablonlar |
from scratch | sıfırdan |
create | oluşturun |
logo | logosu |
ready | hazır |
brand | marka |
a | bir |
your | kendi |
design | tasarlayın |
using | da |
EN Baerbock demands de-escalation from Russia
TR Suriye’de Rejim Adına İşkence Yapan Kişiye Müebbet Hapis
EN - Models of organization and/or solidarity should be formed to express the needs, problems, and demands of the people working in the civil field as a subject to decision-makers and funding institutions.
TR - Sivil alanda çalışanların bir özne olarak ihtiyaçlarını, sorunlarını ve taleplerini karar alıcılara ve fon sağlayan kurumlara dile getirmek için örgütlülük ve/veya dayanışma modelleri oluşmalıdır.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
models | modelleri |
solidarity | dayanışma |
demands | taleplerini |
civil | sivil |
decision | karar |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
of | in |
or | veya |
problems | sorunları |
a | bir |
to | için |
EN Available as a standalone tablet, or with a detachable keyboard to provide a true 2-in-1, the ET80 and ET85 offer the flexibility your workforce demands.
TR Tek başına veya gerçek ikisi bir arada deneyimi sunabilmek için çıkartılabilir bir klavye ile sunulan ET80 ve ET85 modelleri, iş gücünüzün ihtiyaç duyduğu esnekliği sunar.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
keyboard | klavye |
true | gerçek |
flexibility | esnekliği |
offer | sunar |
or | veya |
and | ve |
a | bir |
to | için |
with | ile |
EN For us, the diverse demands of our end users are an ordinary aspect of our job
TR Bizim açımızdan ise farklı son kullanıcı talepleri, işimizin doğal bir parçası
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
end | son |
job | iş |
users | kullanıcı |
of | parçası |
the | ise |
our | bizim |
an | bir |
EN It also demands that the focus of foreign policy should no longer lie on military strength, but on human safety.
TR Ayrıca dış politikanın odağının askeri güç yerine insani güvenliğe dayanmasını talep eder.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
military | askeri |
safety | güvenli |
foreign | dış |
strength | güç |
also | ayrıca |
EN Racism on the sports field? We have to act immediately when something happens, demands the former German national footballer Cacau.
TR Spor sahalarında ırkçılık mı? Bir şey olduğunda hemen davranmak zorundayız, diyor bir zamanların Almanya milli futbolcusu Cacau.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
sports | spor |
immediately | hemen |
german | almanya |
national | milli |
when | olduğunda |
something | bir şey |
to | şey |
the | bir |
EN Thus, for example, we presented a policy paper in June that combines demands on both industry and politics
TR Bunun için örneğin, endüstriye ve siyaset kurumuna yönelik talepleri bir araya toplayan bir strateji belgesinin tanıtımını haziranda yaptık
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
politics | siyaset |
and | ve |
a | bir |
EN There are decisions, however, in which the parliamentary party leadership explicitly demands a free vote of all members
TR Öte yandan bazı kararların oylanmasında meclis grubu yönetimi açık ve net bir şekilde milletvekillerinin bağımsız bir karar vermelerini isteyebiliyor
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
which | ve |
decisions | kararlar |
free | açık |
the | şekilde |
EN Professor Weissenberger-Eibl, what would you say is characteristic of Germany's innovation culture? I'm convinced that tackling complex problems that make high technical demands is one of our strengths in Germany
TR Sayın Profesör Weissenberger-Eibl, Almanya’nın inovasyon kültürü için tipik olan bir şey var mı? Eminim ki, yüksek teknolojik talepler içeren karmaşık sorunların üzerine gitmek, Almanya’da bizim güçlü yanlarımız arasındadır
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
professor | profesör |
innovation | inovasyon |
complex | karmaşık |
high | yüksek |
problems | sorunları |
our | bizim |
in | için |
that | şey |
is | olan |
of | in |
culture | kültürü |
EN Young climate activists present their demands.
TR Genç iklim aktivistleri taleplerini tanıtıyorlar.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
climate | iklim |
demands | taleplerini |
young | genç |
EN But our demands must also be implemented by the politicians, because climate change is not negotiable
TR Ama bizim taleplerimizin siyaset tarafından hayata geçirilmesi şart, çünkü iklim değişikliğinin pazarlığı olmaz
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
by | tarafından |
but | ama |
because | çünkü |
climate | iklim |
the | olmaz |
also | de |
EN TVBET's portfolio consists of well-known products that do not require a comprehensive study of the rules, while the fast-paced action fully satisfies the demands of casino fans.
TR TVBET portföyü çok fazla araştırma gerektirmeyen tanınmış ürünlerden oluşurken, hızlı tempolu kasino hayranlarının ihtiyaçlarını tam olarak karşılar.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
require | ihtiyaç |
study | araştırma |
known | tanınmış |
fast | hızlı |
portfolio | portföy |
the | fazla |
{Totalresult} অনুবাদগুলির মধ্যে 50 দেখানো হচ্ছে