TR David ürünümüze, tasarımlarımıza ve pazar ekiplerine liderlik ediyor. Her büyülü deneyime konfeti eşlik etmesi gerektiğine inanıyor.
TR David ürünümüze, tasarımlarımıza ve pazar ekiplerine liderlik ediyor. Her büyülü deneyime konfeti eşlik etmesi gerektiğine inanıyor.
EN David leads our product, design, and go to market teams. He believes that every magical experience should be accompanied by confetti.
Türk | İngilis |
---|---|
david | david |
ve | and |
pazar | market |
her | every |
deneyime | experience |
TR Birden fazla işletme, bu sürecin ilk etkileşimle başladığına ve satın alma noktasının ötesine geçtiğine inanıyor
EN Multiple businesses believe this process starts with the first interaction and extends beyond the point of puchage
Türk | İngilis |
---|---|
işletme | businesses |
bu | this |
ilk | first |
ve | and |
ın | of |
TR Sevgili kullanıcılar, Phemex, herkese daha zengin ve daha anlamlı yaşamlar getiren, blok zinciriyle güçlendirilmiş bir geleceğe inanıyor. Bu yeni finansal paradigmada, her birey aynı baş……
EN Dear users, Phemex believes in a blockchain-empowered future that brings richer, more meaningful lives for all. In this new financial paradigm, every individual can access infinite possibilities fr……
Türk | İngilis |
---|---|
sevgili | dear |
kullanıcılar | users |
phemex | phemex |
anlamlı | meaningful |
geleceğe | future |
bu | this |
yeni | new |
finansal | financial |
TR 3. Ayrıca, 14-29 yaş grubunun yüzde 46’sı, laboratuarda üretilen etin, dünya nüfusunun beslenmesinde iyi bir çözüm olabileceğine inanıyor.
EN 3. 46 percent of 14- to 29-year-olds also believe that meat manufactured in a laboratory could be a good solution when it comes to feeding the world’s population.
Türk | İngilis |
---|---|
ayrıca | also |
yüzde | percent |
dünya | world |
iyi | good |
çözüm | solution |
TR Brockmeier şuna inanıyor: “Almanya’daki iyi bilim tüm ülkelere yarar sağlar.”
EN Brockmeier's credo: "Good science in Germany benefits all countries."
Türk | İngilis |
---|---|
daki | in |
iyi | good |
bilim | science |
tüm | all |
TR Bir gün mesleğinizin gereksiz olacağına inanıyor musunuz?
EN Do you believe that your job will one day become superfluous?
Türk | İngilis |
---|---|
bir | one |
gün | day |
musunuz | do you |
TR Almanlar için aşk ve birliktelikler çok önemli bir rol oynuyor ve nüfusun yaklaşık yüzde 60’ı evliliğin iyi bir konsept olduğuna inanıyor.
EN Moreover, love and partnership play a big role in the life of Germans and some 60 percent of Germans think marriage is a good concept..
Türk | İngilis |
---|---|
almanlar | germans |
aşk | love |
rol | role |
yüzde | percent |
konsept | concept |
TR Bir gün artık hiç yüz yüze eğitimim yapmayacağımıza inanıyor musunuz? Hayır, buna inanmıyor ve böyle bir şey dilemiyorum
EN Do you believe that one day face-to-face instruction will be a thing of the past? No, I don’t believe that, nor do I hope it will be
Türk | İngilis |
---|---|
gün | day |
yüz | face |
musunuz | do you |
şey | thing |
TR 2008 yılında kurulan Yeni Alman Medya Mensupları derneğinin (NdM) yönetim kurulu başkanı Sheila Mysorekar Almanya’da göçmen kökenli gazeteci ve medya çalışanlarının artması gerektiğine inanıyor
EN There should be more journalists and editors with a migration background in Germany, says Sheila Mysorekar, chair of the New German Media Professionals (NdM) association, which was founded in 2008
Türk | İngilis |
---|---|
kurulan | founded |
medya | media |
ın | of |
TR Nutanix tarafından yapılan bir araştırmaya göre, BT karar vericilerinin yaklaşık %86’sı hibrit bulut altyapısının ideal model olduğuna ve %46’sı 2020’de yatırımları hızlandırdığına inanıyor
EN Some 86% of IT decision makers believe a hybrid cloud infrastructure is the ideal model, and 46% accelerated investments during 2020, according to a Nutanix study
Türk | İngilis |
---|---|
bt | it |
karar | decision |
hibrit | hybrid |
bulut | cloud |
ideal | ideal |
model | model |
altyapısı | infrastructure |
TR Sevgili kullanıcılar, Phemex, herkese daha zengin ve daha anlamlı yaşamlar getiren, blok zinciriyle güçlendirilmiş bir geleceğe inanıyor. Bu yeni finansal paradigmada, her birey aynı baş……
EN Dear Phemexers, Happy Thursday! It looks like our favorite day of the week is upon us again–which means it’s time for another Thursday event. For this exclusive event, we are giving rewards for……
Türk | İngilis |
---|---|
sevgili | dear |
bu | this |
TR David ürünümüze, tasarımlarımıza ve pazar ekiplerine liderlik ediyor. Her büyülü deneyime konfeti eşlik etmesi gerektiğine inanıyor.
EN David leads our product, design, and go to market teams. He believes that every magical experience should be accompanied by confetti.
Türk | İngilis |
---|---|
david | david |
ve | and |
pazar | market |
her | every |
deneyime | experience |
TR Sağlık konusunda bilinçli yeni nesil sütün faydalarına şiddetle inanıyor ve bu yüzden Hindistan ve Çin gibi ülkelerde süt ürünlerine olan talebin önemli ölçüde artacağı tahmin ediliyor.
EN A health-conscious generation has a strong belief in milk’s benefits, and the demand for dairy products is anticipated to significantly increase in countries like India and China.
Türk | İngilis |
---|---|
sağlık | health |
hindistan | india |
süt | milk |
faydaları | benefits |
TR Tetra Pak olarak, bu noktaya ulaşmanın tek yolunun yenilik olduğuna inanıyor ve bu yolda öncülük etmeyi planlıyoruz.
EN At Tetra Pak, we believe innovation is the only way to get there – and we plan to lead the way.
Türk | İngilis |
---|---|
tetra | tetra |
yenilik | innovation |
TR Birden fazla işletme, bu sürecin ilk etkileşimle başladığına ve satın alma noktasının ötesine geçtiğine inanıyor
EN Multiple businesses believe this process starts with the first interaction and extends beyond the point of purchase
15 tərcümədən 15 göstərilir