EN Business researchers identify four different groups in today’s working world. Four generations in a nutshell.
يمكن ترجمة "working with four" باللغة إنجليزي إلى الكلمات / العبارات اللغة التركية التالية:
EN Business researchers identify four different groups in today’s working world. Four generations in a nutshell.
TR Kuşak Araştırmacıları günümüzün iş hayatında yer alan dört grup ayırt ediyorlar. Küçük bir tipleştirme.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
groups | grup |
researchers | araştırmacılar |
different | bir |
in | yer |
four | dört |
EN Working together against Corona: more and more people are getting involved in helping each other. Introducing four great projects from Germany.
TR Krize karşı el ele: Başkalarına yardım için harekete geçenlerin sayısı giderek artıyor. Almanya’dan dört çarpıcı birlik ve beraberlik girişimini tanıtıyoruz.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
helping | yardım |
and | ve |
and more | giderek |
getting | için |
four | dört |
EN Researchers from 26 of the university’s departments and from four non-university research institutions are working together on innovative solutions
TR Üniversitenin 26 farklı kürsüsünden gelen araştırmacılar, dört üniversite dışı araştırma kurumundan gelen araştırmacılarla birlikte yenilikçi çözümler üzerine çalışıyorlar
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
researchers | araştırmacılar |
research | araştırma |
innovative | yenilikçi |
university | üniversite |
solutions | çözümler |
on | üzerine |
EN Four days working in the clinic, one day at vocational school
TR Klinikte dört gün, meslek okulunda bir gün
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
shows | gösterir |
performing | performans |
working | iş |
attention | dikkat |
what | neyin |
how | nasıl |
your | etmeniz |
and | ve |
is | bir |
EN We were living a safe and quiet life in our country. I was working as a teacher and my husband was working as a taxi driver. My children were going to the school and I had good relations with my neighbors. Our lives were just going by.
TR Memleketimde güvenli ve sakin bir hayat yaşıyorduk. Ben, senelerdir öğretmenlik yapıyordum; eşim de taksi şoförü olarak çalışıyordu. Çocuklarım okullarına gidip geliyordu; komşularımla iyi geçiniyordum. Akıp gidiyordu hayatımız.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
my | mı |
good | iyi |
i | ben |
and | ve |
life | hayat |
a | bir |
to | güvenli |
EN We were living a safe and quiet life in our country. I was working as a teacher and my husband was working as a taxi driver. My children were going to the school and I had good relations with my neighbors. Our lives were just going by.
TR Memleketimde güvenli ve sakin bir hayat yaşıyorduk. Ben, senelerdir öğretmenlik yapıyordum; eşim de taksi şoförü olarak çalışıyordu. Çocuklarım okullarına gidip geliyordu; komşularımla iyi geçiniyordum. Akıp gidiyordu hayatımız.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
my | mı |
good | iyi |
i | ben |
and | ve |
life | hayat |
a | bir |
to | güvenli |
EN We offer technical support by phone and ticketing system in Turkey during working hours, with the exception of working hours, we offer technical support through the ticket system
TR Türkiye mesai saatlerinde telefonla ve bilet sistemi üzerinden, mesai saatleri haricinde bilet sistemi üzerinden teknik destek sunmaktayız
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
technical | teknik |
and | ve |
system | sistemi |
turkey | türkiye |
hours | saatleri |
ticket | bilet |
by phone | telefonla |
support | destek |
EN Health Problems Met in Working Area and Occupational Risks of Staff Working in Kayseri 112 Emergency Health Care Services
TR Kayseri 112 Acil Sağlık Hizmetlerinde Çalışan Personelin Çalışma Ortamında Karşılaştıkları Sağlık Sorunları Ve Karşılaştıkları Mesleki Riskler
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
health | sağlık |
and | ve |
kayseri | kayseri |
services | hizmetlerinde |
problems | sorunları |
EN We were living a safe and quiet life in our country. I was working as a teacher and my husband was working as a taxi driver. My children were going to the school and I had good relations with my neighbors. Our lives were just going by.
TR Memleketimde güvenli ve sakin bir hayat yaşıyorduk. Ben, senelerdir öğretmenlik yapıyordum; eşim de taksi şoförü olarak çalışıyordu. Çocuklarım okullarına gidip geliyordu; komşularımla iyi geçiniyordum. Akıp gidiyordu hayatımız.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
my | mı |
good | iyi |
i | ben |
and | ve |
life | hayat |
a | bir |
to | güvenli |
EN We were living a safe and quiet life in our country. I was working as a teacher and my husband was working as a taxi driver. My children were going to the school and I had good relations with my neighbors. Our lives were just going by.
TR Memleketimde güvenli ve sakin bir hayat yaşıyorduk. Ben, senelerdir öğretmenlik yapıyordum; eşim de taksi şoförü olarak çalışıyordu. Çocuklarım okullarına gidip geliyordu; komşularımla iyi geçiniyordum. Akıp gidiyordu hayatımız.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
my | mı |
good | iyi |
i | ben |
and | ve |
life | hayat |
a | bir |
to | güvenli |
EN We offer technical support by phone and ticketing system in Turkey during working hours, with the exception of working hours, we offer technical support through the ticket system
TR Türkiye mesai saatlerinde telefonla ve bilet sistemi üzerinden, mesai saatleri haricinde bilet sistemi üzerinden teknik destek sunmaktayız
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
technical | teknik |
and | ve |
system | sistemi |
turkey | türkiye |
hours | saatleri |
ticket | bilet |
by phone | telefonla |
support | destek |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
shows | gösterir |
performing | performans |
working | iş |
attention | dikkat |
what | neyin |
how | nasıl |
your | etmeniz |
and | ve |
is | bir |
EN Taking care of the children? Working part-time or from home? Parents explain how they balance their family and working lives.
TR Çocuklara nasıl bakılacak? Yarım gün çalışarak mı, evden çalışarak mı? Ana babalar, aile ve iş hayatını nasıl pay ettiklerini anlatıyorlar.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
family | aile |
working | çalışarak |
how | nasıl |
the | gün |
and | ve |
EN Four Steps to Healthy Backlinks
TR Sağlıklı Backlinkler İçin Dört Adım
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
steps | adım |
backlinks | backlinkler |
healthy | sağlıklı |
four | dört |
EN Learn how to set your website up for SEO success, and get to grips with the four main facets of SEO.
TR Web sitenizde nasıl SEO başarısı nasıl elde edeceğinizi ve SEO’nun dört ana yönünü öğrenin.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
website | web |
seo | seo |
main | ana |
your website | sitenizde |
success | başarı |
get | elde |
how | nasıl |
EN Four common mistakes of content promotion
TR İçerik pazarlamasında yapılan dört yaygın hata
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
common | yaygın |
four | dört |
EN Our Community Center number has reached four
TR Toplum Merkezi sayımız dört oldu
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
community | toplum |
center | merkezi |
four | dört |
EN By the end of the year, we had a total of four community centers in the cities of Istanbul, Hatay and Şanlıurfa, which we named Support to Life House.
TR Yıl sonu itibariyle İstanbul, Hatay, Şanlıurfa şehirlerinde Hayata Destek Evi adını verdiğimiz toplam dört toplum merkezimiz oldu.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
end | sonu |
year | yıl |
we | verdiğimiz |
community | toplum |
hatay | hatay |
support | destek |
to life | hayata |
EN Between the centuries, the region passed into the hands of the Seljuks four times, and the Karacasu lands were settled by the Turkmen tribes; The region was dominated by the Menteşe Principality for a while, and then by the Aydınoğulları Principality
TR yüzyıllar arasında bölge dört kez Selçukluların ellerine geçmiş ve Karacasu toprakları Türkmen boylarınca iskan edilmiş; bölgeye, bir süre Menteşe Beyliği, daha sonra da Aydınoğulları Beyliği egemen olmuştur
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
region | bölge |
times | kez |
karacasu | karacasu |
and | ve |
a | bir |
the | sonra |
were | daha |
between | arası |
four | dört |
EN The four main focus points of the standard are:
TR Standardın dört ana odak noktası şöyledir:
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
main | ana |
focus | odak |
standard | standardı |
EN "So much to do here. Four restaurants, an outdoor theatre, the London Zoo, soccer/cricket fields and the largest rose garden in London. Great for running (ring road = 3 miles)."
TR "Londra'daki favori parkım. ❤️ Onca çimin yeşilliği, ağaçlar ve huzurun birleşimi olan bir cennet. Öğlen yemeğinizi paketleyip burada açıp yiyebileceğiniz en ideal yer."
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
here | burada |
fields | yer |
an | bir |
and | ve |
largest | en |
EN The opening round of the inaugural Le Mans Virtual Series took to the venerated Autodromo Nazionale Monza for four hours of live multi-class racing.
TR Autosport Awards, 19 Aralık'ta canlı bir etkinlik olarak geri dönüyor.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
live | canlı |
to | geri |
EN A four-post king bed restores bodies in need of relaxation, while the living room spills onto a lawn on which guests can enjoy an aperitif at dusk
TR Dört direkli bir tek büyük yatak dinlenmeye ihtiyacı olan vücutları tazelerken, oturma odası, akşam üzerleri misafirlerin bir aperitifin tadını çıkaracağı bir bahçeye açılır
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
bed | yatak |
dusk | akşam |
need | ihtiyacı |
enjoy | tadını |
room | odası |
EN Our Eco-Meet program focuses on four areas: accommodations, cuisine, service and programming
TR Çevreci programımız dört alan üzerinde yoğunlaşır: konaklamalar, mutfak, hizmet ve programlama
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
cuisine | mutfak |
service | hizmet |
programming | programlama |
program | programı |
and | ve |
on | üzerinde |
four | dört |
EN Caring for our planet means being proactive stewards of our environment. Fairmont Hotels & Resorts recognizes climate change as a global issue we all must address. We have committed to four environmental priorities:
TR Gezegenimize özen göstermek çevremizin proaktif koruyucusu olmak demektir. Fairmont Hotels & Resorts iklim değişikliğinin hepimizin sorumluluğu olan küresel bir sorun olduğunu kabul etmektedir. Dört çevresel önceliğe bağlıyız:
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
means | demektir |
proactive | proaktif |
fairmont | fairmont |
issue | sorun |
global | küresel |
environmental | çevresel |
climate | iklim |
our | de |
hotels | hotels |
four | dört |
EN Fairmont Taghazout Bay offers four meeting spaces totaling 820 m² and state of the art equipment throughout, creating the perfect venue for conference organizers and ceremony planners
TR Düğününüzü ister yılın en çok konuşulacak olayı, ister yakın arkadaşlarınız ve aileniz için unutulmaz bir kutlama olarak planlayın, aradığınız mekan ve atmosfer, Fairmont Quasar Istanbul'da
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
fairmont | fairmont |
and | ve |
perfect | en |
spaces | mekan |
for | için |
of | in |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
with | ilk |
several | birkaç |
of | nın |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
top | ilk |
EN Phemex has listed four new coins for spot trading, DOT, KSM, XLM, and ALGO. So to celebrate the new listings, we would like to give away prizes to everyone who makes $50 dollars in purchases. If you w……
TR Değerli Phemex Kullanıcıları, 5 Temmuz Pazartesi, 2:00 AM ve 03:30 AM UTC arasında sistem bakımı yapacağız. Bu, geçici olarak XRP/USD, AAVE/USD, DOGE/USD alım satımını etkileyecektir.……
EN Dear Traders, Phemex is offering spot trading for four new coins! Polkadot (DOT) Kusama (KSM) Stellar (XLM) Algorand (ALGO) As we already have these coins on our contract tradi……
TR Değerli Phemex Kullanıcıları, Phemex, spot işlemlere iki yeni kripto para (QTUM ve ZEC) listeledi. Bu nedenle, yeni listelemeyi kutlamak için, 50 dolarlık alışveriş yapan herkese ödülle……
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
enough | yeterli |
real | gerçek |
customer | müşteri |
sample | örnek |
not | değil |
four | dört |
read | okuyun |
EN How to make a YouTube intro in four steps
TR Bir YouTube introsunu dört adımda nasıl oluşturursunuz:
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
a | bir |
four | dört |
how | nasıl |
TR 2021'in ilk dört ayında Hilti Group, satışlarını yüzde 14,7 artırarak 1925 milyon CHF'ye çıkardı. Yerel para birimlerinde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16 büyüme gerçekleşti.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
months | ay |
hilti | hilti |
group | group |
percent | yüzde |
million | milyon |
local | yerel |
growth | büyüme |
sales | satış |
year | yıl |
by | göre |
first | ilk |
the | aynı |
four | dört |
same | bir |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
other | diğer |
vimeo | vimeo |
has | vardır |
paid | ücretli |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
have | gereken |
to do | yapmanız |
square | kare |
to | birden |
EN Our Community Center number has reached four
TR Toplum Merkezi sayımız dört oldu
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
community | toplum |
center | merkezi |
four | dört |
EN By the end of the year, we had a total of four community centers in the cities of Istanbul, Hatay and Şanlıurfa, which we named Support to Life House.
TR Yıl sonu itibariyle İstanbul, Hatay, Şanlıurfa şehirlerinde Hayata Destek Evi adını verdiğimiz toplam dört toplum merkezimiz oldu.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
end | sonu |
year | yıl |
we | verdiğimiz |
community | toplum |
hatay | hatay |
support | destek |
to life | hayata |
EN Sivar is a 25-year-old young man with four children
TR Sivar 25 yaşında dört çocuk babası genç bir adam
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
man | adam |
old | yaşında |
young | genç |
children | çocuk |
a | bir |
four | dört |
EN 41-year-old mother of four, Gade has been living in Turkey since 2016
TR Dört çocuk annesi 41 yaşındaki Gade, 2016 yılından bu yana Türkiye’de yaşıyor
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
gade | gade |
four | dört |
EN 41-year-old mother of four, Gade has been living in Turkey since 2016
TR Dört çocuk annesi 41 yaşındaki Gade, 2016 yılından bu yana Türkiye’de yaşıyor
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
gade | gade |
four | dört |
EN Sivar is a 25-year-old young man with four children
TR Sivar 25 yaşında dört çocuk babası genç bir adam
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
man | adam |
old | yaşında |
young | genç |
children | çocuk |
a | bir |
four | dört |
يتم عرض 50 من إجمالي 50 ترجمة