EN When I was a kid, I watched television and played my gameboy, and I?d go to a friend?s house to play other video games
يمكن ترجمة "watched television" باللغة إنجليزي إلى الكلمات / العبارات اللغة التركية التالية:
television | televizyon |
EN When I was a kid, I watched television and played my gameboy, and I?d go to a friend?s house to play other video games
TR Çocukken televizyon izlerdim ve gameboy oynardım ve başka video oyunları oynamak için bir arkadaşımın evine giderdim
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
television | televizyon |
my | mı |
other | başka |
video | video |
and | ve |
to | için |
a | bir |
games | oyunlar |
EN Television: Facts and figures about television in Germany
TR Televizyon: Alman televizyonuna ilişkin rakamlar ve olgular
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
television | televizyon |
and | ve |
EN Television: Facts and figures about television in Germany
TR Televizyon: Alman televizyonuna ilişkin rakamlar ve olgular
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
television | televizyon |
and | ve |
EN Mostly, I watched videos posted on a particular platform and I read texts in forums
TR Çoğunlukla belirli bir platformda yayınlanan videoları izledim ve forumlardaki metinleri okudum
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
platform | platformda |
videos | videoları |
read | ve |
EN I watched for the purpose of watching, often quitting videos halfway through or playing games while watching because one video alone wasn’t doing it anymore.
TR İzlemek, çoğu zaman videoları yarıda bırakmak veya izlerken oyun oynamak amacıyla izledim çünkü artık tek bir video bunu yapmıyordu.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
purpose | amacı |
games | oyun |
videos | videoları |
video | video |
or | veya |
anymore | artık |
the | çoğu |
because | çünkü |
it | bunu |
while | da |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
brands | markalar |
advertise | reklam |
makeup | makyaj |
can | verebilir |
women | kadınlar |
target | hedef |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
in addition | ayrıca |
companies | şirketler |
creative | yaratıcı |
videos | videoları |
the | çok |
in | içinde |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
is | olduğunu |
ranking | sıralama |
how many | kaç |
minutes | dakikalar |
time | süresi |
this | bu |
most | en |
last | son |
important | önemli |
so | bu yüzden |
EN On 8 November 12.94 million viewers watched the investigations of Inspector Thiel and forensic expert Professor Boerne in the ARD’s “Das Erste”.
TR 8 Kasım akşamında, ARD’nin “das Erste” kanalında, Komiser Thiel ve adli tıp uzmanı Boerne’nin maceralarını 12,94 milyon kişi izledi.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
is | olduğunu |
ranking | sıralama |
how many | kaç |
minutes | dakikalar |
time | süresi |
this | bu |
most | en |
last | son |
important | önemli |
so | bu yüzden |
EN On 8 November 12.94 million viewers watched the investigations of Inspector Thiel and forensic expert Professor Boerne in the ARD’s “Das Erste”.
TR 8 Kasım akşamında, ARD’nin “das Erste” kanalında, Komiser Thiel ve adli tıp uzmanı Boerne’nin maceralarını 12,94 milyon kişi izledi.
EN In 2019, an average of 9.8 million viewers watched the Eight O’clock News
TR 2019 yılında her akşam bu programı izleyen kişi sayısı ortalama 9,8 milyondu
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
in | yılında |
average | ortalama |
of | her |
EN I’ve watched a lot of films und series with subtitles and listened to German radio
TR Çok sayıda filmi ve diziyi altyazılarla izledim ve Alman radyosu dinledim
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
a | sayıda |
and | ve |
EN 1. Have you ever watched or binged video content longer or more often than you intended?
TR 1. Hiç amaçladığınızdan daha uzun veya daha sık video içeriği izlediniz mi?
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
video | video |
content | içeriği |
often | sık |
or | veya |
longer | daha uzun |
ever | daha |
EN 5. Have you ever watched at inappropriate times (such as the night before a big deadline, while driving, while with family or friends or when you’re supposed to be working or studying)?
TR 5. Hiç uygunsuz zamanlarda izlediniz mi (örneğin, büyük bir son teslim tarihinden önceki gece, araba kullanırken, aileniz veya arkadaşlarınızla veya çalışmanız veya ders çalışmanız gerektiği zaman)?
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
inappropriate | uygunsuz |
night | gece |
big | büyük |
friends | arkadaşlar |
when | zaman |
or | veya |
to | hiç |
a | bir |
the | araba |
with | önceki |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
research | araştırma |
massive | büyük |
motion | hareket |
speech | konuşma |
awareness | farkındalık |
and | ve |
as | gibi |
opportunity | fırsat |
she | bir |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
album | albüm |
american | amerikan |
first | ilk |
the | sonra |
EN In addition to the behaviors listed in these questions, many members struggle with television, video games, news, and other behaviors
TR Bu sorularda listelenen davranışlara ek olarak, birçok üye televizyon, video oyunları, haberler ve diğer davranışlarla mücadele eder
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
listed | listelenen |
television | televizyon |
video | video |
news | haberler |
members | üye |
these | bu |
other | diğer |
and | ve |
many | çok |
games | oyunlar |
EN Tradition 11: Our public relations policy is based on attraction rather than promotion; we need always maintain personal anonymity at the level of press, radio, films, television, and other public media of communication.
TR Gelenek 11: Halkla ilişkiler politikamız tanıtımdan çok cazibeye dayanmaktadır; basın, radyo, filmler, televizyon ve diğer kamusal iletişim araçları düzeyinde her zaman kişisel anonimliği korumamız gerekir.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
tradition | gelenek |
public | kamusal |
need | gerekir |
level | düzeyinde |
films | filmler |
television | televizyon |
radio | radyo |
other | diğer |
press | basın |
communication | iletişim |
of | her |
and | ve |
always | her zaman |
personal | kişisel |
EN For me, my problematic behaviors are watching videos online, binge watching movies and television, playing video games, social media, pornography, and obsessive research
TR Benim için sorunlu davranışlarım çevrimiçi video izlemek, aşırı derecede film ve televizyon izlemek, video oyunları oynamak, sosyal medya, pornografi ve saplantılı araştırma yapmaktır
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
problematic | sorunlu |
television | televizyon |
research | araştırma |
online | çevrimiçi |
and | ve |
for | için |
video | video |
social | sosyal |
media | medya |
my | benim |
games | oyunlar |
EN Gradient Green Circle Logo is great if you're working in Abstract, Advertising, IT, Marketing, TV, Television, Graphic Design, Technology, YouTube industries. Use this template to create a logo for your business or team
TR Eğer Öz, Reklâm, O, Pazarlama, Tv, televizyon, Grafik tasarım, Teknoloji, Youtube endüstrisinde çalışıyorsanız Degrade Yeşil Daire Logosu harikadır. İşletmeniz veya takımınız için bir logo oluşturmak için bu şablonu kullanın
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
green | yeşil |
circle | daire |
technology | teknoloji |
youtube | youtube |
if | eğer |
marketing | pazarlama |
this | bu |
template | şablonu |
or | veya |
team | takım |
a | bir |
tv | tv |
graphic | tasarım |
television | televizyon |
EN Round Button Play Logo is great if you're working in Entertainment, Podcast, Blog, Film, TV, Television, YouTube, Instagram industries. Use this template to create a logo for your business or team
TR Eğer Eğlence, Dijital ses dosyası, Blog, Film, Tv, televizyon, Youtube, Instagram endüstrisinde çalışıyorsanız Yuvarlak Düğme Oyun Logosu harikadır. İşletmeniz veya takımınız için bir logo oluşturmak için bu şablonu kullanın
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
round | yuvarlak |
button | düğme |
entertainment | eğlence |
blog | blog |
film | film |
youtube | youtube |
if | eğer |
this | bu |
template | şablonu |
or | veya |
team | takım |
tv | tv |
a | dijital |
television | televizyon |
EN Numerator With Play Icon Logo is great if you're working in Entertainment, Blog, Film, TV, Television, YouTube industries. Use this template to create a logo for your business or team
TR Eğer Eğlence, Blog, Film, Tv, televizyon, Youtube endüstrisinde çalışıyorsanız Oyun Simgesi Logolu Pay harikadır. İşletmeniz veya takımınız için bir logo oluşturmak için bu şablonu kullanın
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
entertainment | eğlence |
blog | blog |
film | film |
youtube | youtube |
logo | logo |
if | eğer |
this | bu |
template | şablonu |
or | veya |
icon | simgesi |
team | takım |
tv | tv |
a | oyun |
television | televizyon |
EN Drawing Old Tv Logo is great if you're working in Entertainment, Blog, YouTube, Film, TV, Television, Instagram industries. Use this template to create a logo for your business or team
TR Eğer Eğlence, Blog, Youtube, Film, Tv, televizyon, Instagram endüstrisinde çalışıyorsanız Eski Tv Logosu Çizim harikadır. İşletmeniz veya takımınız için bir logo oluşturmak için bu şablonu kullanın
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
old | eski |
entertainment | eğlence |
blog | blog |
youtube | youtube |
film | film |
if | eğer |
this | bu |
template | şablonu |
or | veya |
team | takım |
a | bir |
tv | tv |
television | televizyon |
EN Eye With Play Icon Logo is great if you're working in Entertainment, Podcast, Blog, Film, TV, Television, YouTube, Instagram industries. Use this template to create a logo for your business or team
TR Eğer Eğlence, Dijital ses dosyası, Blog, Film, Tv, televizyon, Youtube, Instagram endüstrisinde çalışıyorsanız Oyun Simgesi Logolu Göz harikadır. İşletmeniz veya takımınız için bir logo oluşturmak için bu şablonu kullanın
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
eye | göz |
entertainment | eğlence |
blog | blog |
film | film |
youtube | youtube |
logo | logo |
if | eğer |
this | bu |
template | şablonu |
or | veya |
icon | simgesi |
team | takım |
tv | tv |
a | dijital |
television | televizyon |
EN Turkey has varied legislations for radio and television enterprises and printed press. The legal framework provides specific rules for media service providers for concentration control, regulation of property and media transparency to some degree.
TR Türkiye'de radyo ve televizyon kuruluşları ile yazılı basın için mevzuat farklı. Yasal çerçeve, medya hizmet sağlayıcılarına yoğunlaşma, tekelleşme ve şeffaflık konularında belli bir ölçüde kural getiriyor.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
television | televizyon |
legal | yasal |
service | hizmet |
framework | çerçeve |
transparency | şeffaflık |
rules | kural |
radio | radyo |
media | medya |
press | basın |
and | ve |
of | in |
EN Turkish Radio and Television (TRT), the public broadcaster, and Anadolu Agency (AA), the state news agency, endorse the position of the government on almost any subject, carefully to avoiding controversial issues.
TR TRT ve devletin resmi haber ajansı Anadolu Ajansı (AA), neredeyse bütün konularda hükümet yanlısı yayın yapıyor.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
agency | ajans |
news | haber |
of | ın |
government | hükümet |
almost | neredeyse |
and | ve |
to | bütün |
EN Like elsewhere, audience data is a crucial currency for the advertising sector in Turkey, which relies on certain research companies. Television channels are one of the most attractive platforms for advertising.
TR Medya ölçümleme verileri Türkiye'deki reklam sektörü için oldukça önemli. Reklam pazarı belirli araştırma şirketlerinin ölçümlemelerine dayanıyor.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
data | verileri |
advertising | reklam |
research | araştırma |
platforms | medya |
crucial | önemli |
companies | şirketlerinin |
of | in |
a | belirli |
sector | sektör |
EN We asked the Radio and Television Supreme Council (RTÜK) to reveal the amount that the Council has cut from the 10 TV and 10 radio channels with the highest income, which should have been public information
TR Radyo Televizyon Üst Kurulu’ndan (RTÜK) en yüksek gelire sahip 10 TV ve 10 radyo kanalından kesmiş olduğu meblağı öğrenmek istedik
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
radio | radyo |
information | öğrenmek |
and | ve |
to | sahip |
tv | tv |
highest | en yüksek |
television | televizyon |
EN Turkey has varied legislation for radio and television enterprises and printed press. The legal framework provides specific rules for media service providers for the control of concentration, regulation of property and media transparency to some degree.
TR Türkiye'de radyo ve televizyon kuruluşları ile yazılı basın için mevzuat farklı. Yasal çerçeve, medya hizmet sağlayıcılarına yoğunlaşma, tekelleşme ve şeffaflık konularında belli bir ölçüde kural getiriyor.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
television | televizyon |
legal | yasal |
service | hizmet |
framework | çerçeve |
transparency | şeffaflık |
rules | kural |
radio | radyo |
media | medya |
press | basın |
and | ve |
of | in |
EN Considering that the majority of the RTÜK members are representatives of the ruling Justice and Development Party (AKP), this transfer has been interpreted as a way to guarantee that television channels will not be fined for their partial broadcasts.
TR RTÜK üyelerinin büyük çoğunluğunun iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) temsilcilerinden oluşması nedeniyle, bu yetki transferi televizyon kanalların yanlı yayınları için ceza almamasını garanti etmenin yolu olarak yorumlandı.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
justice | adalet |
development | kalkınma |
party | partisi |
transfer | transferi |
guarantee | garanti |
television | televizyon |
members | üyelerinin |
way | yolu |
this | bu |
of | in |
and | ve |
channels | kanallar |
EN According to the AGF television research association, it was an average TV viewing day in 2020
TR Televizyon Araştırmaları Topluluğu’nun (AGF) belirttiğine göre bu gün 2020 yılının ortalama televizyon izleme günü olmuştu
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
average | ortalama |
research | araştırmaları |
EN According to a survey carried out by the Foundation for Future Studies in 2020, television is one of the most popular leisure activities in Germany
TR Geleceğin Soruları Vakfı tarafından 2020 yılında yapılan bir araştırmaya göre televizyon izlemek, Almanların en sevdiği boş zaman aktiviteleri arasında yer alıyor
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
future | geleceğin |
television | televizyon |
foundation | vakfı |
most | en |
a | bir |
of | in |
the | arasında |
in | yer |
EN The favourite television formats are news and sports programmes
TR En sevilen televizyon programı türleri, haber ve spor yayınları
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
television | televizyon |
news | haber |
and | ve |
sports | spor |
EN Despite high viewing figures, classic television is losing increasing numbers of viewers to competing streaming services
TR Yüksek izleme oranlarına rağmen her geçen gün daha çok izleyici, klasik televizyon yerine rakibi streaming platformlarını tercih ediyor
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
despite | rağmen |
classic | klasik |
television | televizyon |
high | yüksek |
to | her |
EN One survey showed that Germans are now spending only 54 per cent of their viewing time watching classic television.
TR Yapılan bir araştırmaya göre Almanların sadece yüzde 54’ü izleme zamanlarını klasik televizyonun başında geçiriyor.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
germans | almanlar |
classic | klasik |
per cent | yüzde |
only | sadece |
EN And there are some television adverts that nobody else in Germany ever sees.
TR Ve birkaç TV cihazında Almanya’nın başka yerinde kimsenin bilmediği reklamlar dönüyor.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
else | başka |
and | ve |
some | birkaç |
EN Radio, television and printed newspapers now have an incredible number of competitors, including a great variety of small start-ups
TR Radyo, televizyon ve basılı gazetelere gelen rakiplerin ardı arkası kesilmiyor - bunda sayısız küçük start-up’ın da rolü yüksek
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
radio | radyo |
television | televizyon |
number | sayısı |
competitors | rakiplerin |
great | yüksek |
small | küçük |
printed | basılı |
and | ve |
including | da |
EN According to the AGF television research association, it was an average TV viewing day in 2020
TR Televizyon Araştırmaları Topluluğu’nun (AGF) belirttiğine göre bu gün 2020 yılının ortalama televizyon izleme günü olmuştu
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
average | ortalama |
research | araştırmaları |
EN According to a survey carried out by the Foundation for Future Studies in 2020, television is one of the most popular leisure activities in Germany
TR Geleceğin Soruları Vakfı tarafından 2020 yılında yapılan bir araştırmaya göre televizyon izlemek, Almanların en sevdiği boş zaman aktiviteleri arasında yer alıyor
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
future | geleceğin |
television | televizyon |
foundation | vakfı |
most | en |
a | bir |
of | in |
the | arasında |
in | yer |
EN The favourite television formats are news and sports programmes
TR En sevilen televizyon programı türleri, haber ve spor yayınları
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
television | televizyon |
news | haber |
and | ve |
sports | spor |
EN Despite high viewing figures, classic television is losing increasing numbers of viewers to competing streaming services
TR Yüksek izleme oranlarına rağmen her geçen gün daha çok izleyici, klasik televizyon yerine rakibi streaming platformlarını tercih ediyor
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
despite | rağmen |
classic | klasik |
television | televizyon |
high | yüksek |
to | her |
EN One survey showed that Germans are now spending only 54 per cent of their viewing time watching classic television.
TR Yapılan bir araştırmaya göre Almanların sadece yüzde 54’ü izleme zamanlarını klasik televizyonun başında geçiriyor.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
germans | almanlar |
classic | klasik |
per cent | yüzde |
only | sadece |
EN Dirk Steffens is a well-known presenter of numerous programmes focusing on nature and science in German television
TR Dirk Steffens Alman ekranlarından çok sayıda doğa ve bilim programının sunan ünlü bir sima
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
nature | doğa |
science | bilim |
in | da |
a | sayıda |
and | ve |
EN For this he received the Golden Camera and the German Television Award.
TR Steffens bu çalışmaları dolayısıyla Alman Televizyon Ödülü’ne layık görülmüştü.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
television | televizyon |
this | bu |
EN Langhoff used to work in publishing and television.
TR Langhoff bir zamanlar yayıncılık ve televizyon dallarında çalışıyordu.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
publishing | yayıncılık |
television | televizyon |
and | ve |
to | bir |
EN The press, radio and television provide citizens with information independently of the state and political parties, and thereby help shape public opinion
TR Gerek basın, gerekse de radyo ve televizyon kuruluşları, devlet kurumlarından ve partilerden bağımsız bir şekilde vatandaşları bilgilendirerek vatandaşların kendi fikirlerini oluşturma süreçlerine katkıda bulunuyor
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
press | basın |
radio | radyo |
television | televizyon |
citizens | vatandaşların |
independently | bağımsız |
state | devlet |
and | ve |
the | şekilde |
of | bir |
يتم عرض 50 من إجمالي 50 ترجمة