EN Do you check your smartphone as the first thing you do when you wake up, and the last thing you do before going to sleep?
EN Do you check your smartphone as the first thing you do when you wake up, and the last thing you do before going to sleep?
TR Uyandığınızda ilk yaptığınız ve yatmadan önce yaptığınız son şey olarak akıllı telefonunuzu kontrol ediyor musunuz?
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
check | kontrol |
last | son |
you do | yaptığınız |
do you | musunuz |
to | şey |
first | ilk |
and | ve |
EN Knowing that you have an issue is one thing, but having a way to reduce the impact of the issue is an entirely different thing.
TR Bir sorununuz olduğunu bilmek bir şeydir, ancak sorunun etkisini azaltmanın bir yoluna sahip olmak tamamen farklı bir şeydir.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
impact | etkisini |
entirely | tamamen |
is | olduğunu |
different | farklı |
EN Do you check your smartphone as the first thing you do when you wake up, and the last thing you do before going to sleep?
TR Uyandığınızda ilk yaptığınız ve yatmadan önce yaptığınız son şey olarak akıllı telefonunuzu kontrol ediyor musunuz?
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
check | kontrol |
last | son |
you do | yaptığınız |
do you | musunuz |
to | şey |
first | ilk |
and | ve |
EN It’s the first thing I look at in the AM and the last thing I do before bed, organize next days tasks
TR Sabah gözümü açtığımda ilk olarak baktığım ve gece uyumadan önce bir sonraki günün görevlerini planlamak için en son baktığım şey hep Todoist oluyor
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
days | gün |
tasks | görevlerini |
and | ve |
its | in |
last | son |
next | sonraki |
first | ilk |
EN Todoist is the first thing I open in the morning and the last thing I shut in the evening, it's the compass for my work.
TR Sabah açtığım ilk şey ve akşam kapattığım son şey hep Todoist oluyor. Todoist işlerimin pusulası.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
morning | sabah |
and | ve |
last | son |
work | iş |
first | ilk |
EN Discover how Industry 4.0 can help you deliver what is needed, when it’s needed.
TR Endüstri 4.0'ın ihtiyaç duyulan şeyi ihtiyaç duyulan zamanda sağlamakta size nasıl yardımcı olabileceğini keşfedin.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
discover | keşfedin |
industry | endüstri |
you | size |
needed | ihtiyaç |
help | yardımcı |
when | zamanda |
how | nasıl |
EN The most important thing that Ahrefs does is back up their software with amazing actionable content on their blog and YouTube channel.
TR Ahrefs’in yaptığı en önemli şey, yazılımlarını bloglarında ve YouTube kanallarında uygulanabilir içeriklerle desteklemek.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
most | en |
that | şey |
important | önemli |
and | ve |
software | yazılımları |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
internet | internette |
speed | hız |
change | değiştirme |
ip | ip |
windows | windows |
and | ve |
users | kullanıcıları |
most | en |
is | olduğunu |
possible | mümkün |
thing | olan |
important | önemli |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
internet | internette |
speed | hız |
change | değiştirme |
ip | ip |
linux | linux |
and | ve |
most | en |
users | kullanıcıları |
is | olduğunu |
possible | mümkün |
thing | olan |
important | önemli |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
android | android |
devices | cihazlar |
internet | internette |
speed | hız |
change | değiştirme |
ip | ip |
and | ve |
users | kullanıcıları |
of | in |
most | en |
is | olduğunu |
possible | mümkün |
thing | olan |
important | önemli |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
ios | ios |
devices | cihazlar |
internet | internette |
speed | hız |
change | değiştirme |
ip | ip |
iphone | iphone |
and | ve |
users | kullanıcıları |
of | in |
most | en |
is | olduğunu |
possible | mümkün |
thing | olan |
important | önemli |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
internet | internette |
speed | hız |
change | değiştirme |
ip | ip |
macos | macos |
and | ve |
users | kullanıcıları |
most | en |
is | olduğunu |
possible | mümkün |
thing | olan |
important | önemli |
EN Thousands more step-by-step guides for every thing
TR Her şey için, binlerce adım-adım kılavuz
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
thousands | binlerce |
step-by-step | adım |
guides | kılavuz |
for | için |
every | her |
EN Time Management, or One More Thing to Worry About?
TR Herkes girişimci olmak zorunda değil
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
more | de |
or | değil |
to | olmak |
EN Many people want to do the same thing, but most folks guard their email address tightly
TR Birçok kişi aynı şeyi yapmak ister ancak çoğu kullanıcı e-posta adresini paylaşmak istemez
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
people | kişi |
address | adresini |
posta | |
many | çok |
to | şeyi |
the | aynı |
most | çoğu |
EN All blockchains have one thing in common: transactions need to get validated
TR Tüm blockchainlerin bir ortak noktası vardır: işlemlerin onaylanması gerekir
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
common | ortak |
transactions | işlemlerin |
all | tüm |
EN Because we thought that there is no such thing as difficult, it would take impossible time and we gave the necessary time and made all our investments for this purpose
TR Çünkü zor diye bir şey yoktur, imkânsız zaman alır diye düşündük ve hem gereken zamanı verdik hem de tüm yatırımımızı bu amaçla gerçekleştirdik
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
difficult | zor |
time | zaman |
purpose | amaç |
because | Çünkü |
this | bu |
all | tüm |
and | ve |
no | yoktur |
the | bir |
EN The first thing Mexico’s Riviera Maya brings to mind is the beach, pristine and stretching to infinity
TR Meksika’nın Riviera Maya’sının akla ilk getirdiği şey, bakir ve sonsuzluğa uzanan kumsalıdır
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
riviera | riviera |
beach | kumsal |
and | ve |
stretching | uzanan |
to | şey |
first | ilk |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
lavigne | lavigne |
album | albüm |
avril | avril |
a | bir |
third | üçüncü |
EN As government regulations on the Internet and privacy fluctuate, the best thing Internet proponents can do is continue to create solutions and promote the peaceful and free use of the Internet.
TR Internetteki hükümet regülasyonları ve gizlilik dalgalandıkça, Internet taraftarlarının yapabileceği en iyi şey, barışçıl ve özgür Internet kullanımını destekleyip bunun için yaratıcı çözümler yaratmaktır.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
government | hükümet |
internet | internet |
privacy | gizlilik |
free | özgür |
solutions | çözümler |
and | ve |
of | in |
best | en |
use | kullanım |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
editor | editör |
producer | yapımcı |
you know | bildiğiniz |
time | zaman |
day | günde |
or | veya |
enough | yeterli |
EN Experience the closest thing to being a real manager by taking charge of the world’s greatest football teams and playing the beautiful game your way
TR Dünyanın en iyi futbol takımlarının başına geçerek ve bu harika oyunu kendi tarzınızla oynayarak gerçek bir menajer olmaya en yakın hissi yaşayın
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
real | gerçek |
beautiful | harika |
game | oyunu |
football | futbol |
closest | en yakın |
greatest | en |
a | bir |
and | ve |
EN Do I really need to look this up? What is the thing I really need now, emotionally? And this way, I know I will figure out the bricks that are still loose in my abstinence.
TR Buna gerçekten bakmam gerekiyor mu? Şu anda duygusal olarak gerçekten ihtiyacım olan şey nedir? Ve bu şekilde, yoksunluğumda hala gevşek olan tuğlaları çözeceğimi biliyorum.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
really | gerçekten |
still | hala |
this | bu |
and | ve |
to | şey |
need | ihtiyacı |
look | olarak |
is | olan |
what | nedir |
EN I tried to control this so many times in my life, and the only thing that has worked is joining a group of other addicts who understand what I?m going through
TR Bunu hayatımda pek çok kez kontrol etmeye çalıştım ve işe yarayan tek şey, neler yaşadığımı anlayan bir grup başka bağımlıya katılmak oldu
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
times | kez |
m | m |
control | kontrol |
to | etmeye |
group | grup |
many | pek |
and | ve |
life | hayat |
what | neler |
a | bir |
the | başka |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
qr | qr |
reader | okuyucu |
analyze | analiz |
the | şekilde |
to | tüm |
EN The thing is that your visitors don't need to install any third party app on their device
TR Mesele şu ki, ziyaretçilerinizin cihazlarına herhangi bir üçüncü taraf uygulaması yüklemelerine gerek yok
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
need | gerek |
party | taraf |
app | uygulaması |
third | üçüncü |
any | herhangi |
EN The only thing you need to get started with co-browsing is a live chat.
TR Birlikte göz atmaya başlamak için ihtiyacınız olan tek şey canlı sohbettir.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
you | in |
started | başlamak |
live | canlı |
you need | ihtiyacınız |
EN “Crisp has been amazing and the first thing that really attracted me to, as a techy, was the size of the chat widget.“
TR “Crisp inanılmazdı ve bir teknisyen olarak beni gerçekten cezbeden ilk şey sohbet widget'ının boyutuydu.“
EN “The thing that strucked me the most about was the quality of the help articles. We have everything to be fully autonomous.“
TR “Beni en çok etkileyen şey, yardım makalelerinin kalitesiydi. Tamamen özerk olmak için her şeye sahibiz.“
EN If God takes one thing, he gives another in return
TR İşimi iyi yapıyorum, hiçbir zorluk çekmiyorum, çünkü alıştım ben
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
one | bir |
in | çünkü |
EN If God takes one thing, he gives another in return
TR İşimi iyi yapıyorum, hiçbir zorluk çekmiyorum, çünkü alıştım ben
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
one | bir |
in | çünkü |
EN Excellent photos are the number one thing that will draw people to your repair manual
TR Mükemmel fotoğraflar, insanları kılavuzlarınıza çekmeyi sağlayan bir numaralı etkendir
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
excellent | mükemmel |
photos | fotoğraflar |
people | insanları |
EN Vague words like "thing," "part," and "stuff" lead to ambiguous repair manuals
TR "Şey", "bölüm" ve "malzeme" gibi belirsiz kelimeler, muğlak onarım kılavuzlarına yol açar
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
words | kelimeler |
repair | onarım |
manuals | kılavuzlar |
and | ve |
EN Yes, you can make unlimited changes to your logo after the purchase. The only thing you cannot change is the logo icon, but you can download unlimited versions of your logo with different texts and layouts.
TR Evet, satın aldıktan sonra logo üzerinde sınırsız sayıda değişiklik yapabilirsiniz. Yalnızca logo simgesini değiştiremezsiniz ancak logonuzun farklı yazı ve mizanpajlardaki sayısız versiyonunu indirebilirsiniz.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
unlimited | sınırsız |
change | değişiklik |
logo | logo |
purchase | satın |
you can | yapabilirsiniz |
your logo | logonuzun |
yes | evet |
different | farklı |
and | ve |
you can download | indirebilirsiniz |
EN Limits on passenger luggage are a thing of the past since the C3 Aircross has the largest boot in the segment, access to which is facilitated by a broad rear window, large-opening tailgate and low loading sill.
TR Yolcu bagajındaki sınırlar, C3 Aircross?ın segmentte en büyük bagaja sahip olduğundan, geniş bir arka cam, geniş açılı arka kapak ve düşük yükleme eşiği tarafından erişilebildiği için geçmişte kaldı.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
passenger | yolcu |
rear | arka |
loading | yükleme |
aircross | aircross |
and | ve |
by | tarafından |
low | düşük |
of | in |
a | bir |
past | geçmiş |
large | büyük |
broad | geniş |
EN Working at the office from 9 to 5? That’s a thing of the past. Here you can discover different work models that exist in Germany alongside traditional full-time employment.
TR Konumuz, vazgeçilemez bir görev; fahri görev. İşte Almanların çok zaman harcayarak ve büyük bir tutkuyla gönüllü sorumluluk üstlendikleri alanlar.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
working | görev |
time | zaman |
you | ve |
different | bir |
EN Browse in total peace now that the days of irritating browser notification pop-ups are a thing of the past.
TR Tarayıcınızdaki sinir bozucu bildirimleri geçmişte bırakarak internette keyifle gezinin.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
of | ın |
browser | tarayıcı |
past | geçmiş |
EN Here's how to tell if yours is fake, and some ways to ensure that you're buying the real thing.
TR İşte sahte olup olmadığını anlama ve gerçek olanı aldığınızdan emin olma yolları.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
fake | sahte |
ways | yollar |
thing | olan |
the | olup |
real | gerçek |
and | ve |
to | emin |
EN Starting a business with Amway is a low-cost and low-risk way to earn extra money for that extra thing you want, part-time or full-time - you decide
TR Amway ile iş kurmak ekstra para kazanmak için düşük maliyetli ve düşük yatırımlı bir yöntemdir ve istediğiniz bu ekstra şey için yarı zamanlı mı, yoksa tam zamanlı mı çalışacağınıza siz karar verirsiniz
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
amway | amway |
extra | ekstra |
low | düşük |
cost | maliyetli |
you want | istediğiniz |
time | zamanlı |
or | yoksa |
and | ve |
decide | karar |
full | tam |
a | bir |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
of | ın |
past | geçmiş |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
zebra | zebra |
hotel | otel |
and | ve |
restaurant | restoran |
inventory | envanter |
management | yönetimi |
tracking | takip |
past | geçmiş |
solutions | çözümleri |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
quick | hızlı |
service | servis |
wants | istiyor |
and | ve |
always | daima |
customer | müşteri |
now | hemen |
the | size |
to | şey |
EN While manufacturing auto components is one thing, delivering them to your world markets on time is another
TR Otomobil bileşenlerini imal etmek işin bir tarafı ise, bunların dünyadaki pazarlarınıza zamanında teslim edilmesini sağlamak diğer tarafıdır
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
another | diğer |
on time | zamanında |
time | zaman |
to | sağlamak |
while | ise |
EN The first thing Mexico’s Riviera Maya brings to mind is the beach, pristine and stretching to infinity
TR Meksika’nın Riviera Maya’sının akla ilk getirdiği şey, bakir ve sonsuzluğa uzanan kumsalıdır
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
riviera | riviera |
beach | kumsal |
and | ve |
stretching | uzanan |
to | şey |
first | ilk |
EN The first thing Mexico’s Riviera Maya brings to mind is the beach, pristine and stretching to infinity
TR Meksika’nın Riviera Maya’sının akla ilk getirdiği şey, bakir ve sonsuzluğa uzanan kumsalıdır
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
riviera | riviera |
beach | kumsal |
and | ve |
stretching | uzanan |
to | şey |
first | ilk |
EN Paper is certainly the first thing that comes to mind for most people when they think of cellulose. Of course that is correct, but it is only a fraction of the actual range of applications for this material.
TR Bu doğal ürün günümüz toplumumuzda çok yönlü kullanılabilir - hem saf halinde, hem de türevleri şeklinde (yani selüloz bazlı kimyasal bakımdan değiştirilmiş bir madde).
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
this | bu |
but | de |
a | bir |
the | yani |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
usb | usb |
need | gerek |
constantly | sürekli |
no | yok |
charge | şarj |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
usb | usb |
need | gerek |
constantly | sürekli |
hour | saatlik |
no | yok |
to | kadar |
charge | şarj |
think | ile |
per | bir |
يتم عرض 50 من إجمالي 50 ترجمة