EN We are applying independent certification and labelling, and working together with suppliers, NGOs, food and beverage manufacturers, and other stakeholders to promote system-wide action.
EN We are applying independent certification and labelling, and working together with suppliers, NGOs, food and beverage manufacturers, and other stakeholders to promote system-wide action.
TR Bağımsız belgelendirme ve etiketleme uygulayarak sistem çapında eylemi teşvik etmek amacıyla tedarikçiler, STK'lar, gıda ve içecek üreticileri ve diğer paydaşlarla birlikte çalışıyoruz.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
independent | bağımsız |
labelling | etiketleme |
suppliers | tedarikçiler |
food | gıda |
beverage | içecek |
other | diğer |
system | sistem |
manufacturers | üreticileri |
and | ve |
promote | teşvik |
EN When strategizing how to promote your site in search engines, you need to consider how your competitors promote and get a website traffic report
TR Sitenizi arama motorlarında nasıl tanıtacağınızı strateji belirlerken, rakiplerinizin nasıl tanıtım yaptığını göz önünde bulundurmalı ve bir web sitesi trafik raporu almalısınız
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
traffic | trafik |
report | raporu |
your site | sitenizi |
search | arama |
and | ve |
a | bir |
engines | motorları |
how | nasıl |
EN 15.6. Promote fair and equitable sharing of the benefits arising from the utilization of genetic resources and promote appropriate access to such resources, as internationally agreed
TR 15.6. Üzerinde uluslararası olarak anlaşmaya varıldığı gibi, genetik kaynakların kullanımından kazanılan yararların adil ve eşitlikçi biçimde paylaşımının desteklenmesi ve bu tür kaynaklara erişimin teşvik edilmesi
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
promote | teşvik |
fair | adil |
access | erişimin |
internationally | uluslararası |
and | ve |
to | edilmesi |
sharing | paylaşım |
resources | kaynaklar |
such | bu |
EN Contents that help or promote racism, fanaticism or hatred against a group or individual or promote physical harm in any way,
TR Bir gruba veya bireye karşı ırkçılık, fanatizm veya nefrete yardımcı olan veya bunları teşvik eden ya da herhangi bir şekilde fiziksel zararı teşvik eden içerikler,
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
promote | teşvik |
physical | fiziksel |
harm | zarar |
in | da |
or | veya |
against | karşı |
any | herhangi |
help | yardımcı |
EN Everything you do to promote your own business, you can do to promote JivoChat
TR İçerik oluşturma, sosyal medya paylaşımları, e-posta pazarlama, reklam çıkma gibi seçeneklerle JivoChat’i tanıtabilir, pazarlayabilirsiniz
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
business | pazarlama |
to | e |
EN We provide platforms and partner in programs that facilitate collaboration. We help bring other stakeholders, including the public, into the world of research.
TR Ortak çalışmayı kolaylaştıran platformlar ve ortaklık programları sağlarız. Kamu da dahil olmak üzere diğer paydaşların araştırma dünyasına çekilmesine yardımcı oluruz.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
platforms | platformlar |
other | diğer |
of | ın |
research | araştırma |
we provide | sağlarız |
in | da |
help | yardımcı |
provide | sağlar |
partner | ortak |
world | dünyasına |
and | ve |
programs | programları |
public | kamu |
the | olmak |
including | dahil |
EN We understand how these markets operate, have well established and growing offices in Beijing, Shanghai, Shenzhen, Moscow, Chennai, Mumbai and many more, and are well connected to the key stakeholders.
TR Bu pazarların nasıl işlediğini biliyoruz ve Pekin, Şanghay, Shenzhen, Moskova, Chennai, Mumbai ve birçok şehirde kurduğumuz ve geliştirdiğimiz ofislerimizle önemli paydaşlarla bağlantı halindeyiz.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
shenzhen | shenzhen |
moscow | moskova |
key | önemli |
connected | bağlantı |
these | bu |
and | ve |
we understand | biliyoruz |
many | çok |
how | nasıl |
EN Elsevier works in partnership with the research community, librarians, funders and other stakeholders to develop polices to help our customers and clarify our position on key issues.
TR Elsevier, müşterilerimize yardımcı olmak ve önemli konulardaki pozisyonumuzu netleştirmek için araştırma camiası, kütüphaneciler, finansman sağlayıcılar ve diğer paydaşlarla ortak bir şekilde çalışmaktadır.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
research | araştırma |
other | diğer |
elsevier | elsevier |
our customers | müşterilerimize |
key | önemli |
help | yardımcı |
and | ve |
the | şekilde |
to | için |
EN To the attention of public, This is our information note to all national and international press, our supporters, and stakeholders concerning the refugee and migrant movement towards borders that started on February 28th, 2020
TR Geçim Kaynağı Yaşam Kaynağı Ülkesini terk etmek zorunda kalmış yaklaşık 80 milyon insan
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
that | yaşam |
to | etmek |
on | yaklaşık |
EN We aim to create awareness on the issue of child labour and encourage all authorities and stakeholders to act upon it.
TR “Bu İş Çocuk Oyuncağı Değil” sloganıyla yürüttüğümüz kampanyayla çocuk işçilerle ilgili kamuoyunda farkındalık yaratmayı ve ilgili mercileri sorumluluk almaya teşvik etmeyi hedefliyoruz.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
awareness | farkındalık |
encourage | teşvik |
all | de |
and | ve |
EN We organize round table meetings that bring together all stakeholders such as public authorities, civil society actors, academics and syndicate representatives.
TR Çocuk işçiliği ile ilgili kamu, sivil toplum, akademi ve sendika temsilcileri gibi konuyla ilgili çalışma yürüten tüm paydaşları yan yana getirdiğimiz yuvarlak masa toplantıları organize ediyoruz.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
round | yuvarlak |
civil | sivil |
representatives | temsilcileri |
organize | organize |
society | toplum |
and | ve |
all | tüm |
public | kamu |
meetings | toplantıları |
bring | ile |
as | gibi |
EN We undertake to form open and transparent communication with our suppliers as all our stakeholders
TR Tüm paydaşlarımızla olduğu gibi tedarikçilerimzle de açık ve şeffaf iletişim kurmayı taahüt ederiz
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
open | açık |
communication | iletişim |
transparent | şeffaf |
and | ve |
all | tüm |
as | gibi |
EN The Tezos protocol offers a formal process through which stakeholders can efficiently govern the protocol and implement future innovations
TR Tezos protokolü paydaşların protokolü verimli bir şekilde idare etmesi ve gelecek yenilikleri uygulayabilmesi için resmi bir süreç sunar
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
tezos | tezos |
offers | sunar |
formal | resmi |
efficiently | verimli |
future | gelecek |
process | süreç |
and | ve |
the | şekilde |
a | bir |
through | için |
protocol | protokolü |
EN Companies, governments and other stakeholders have a continued interest in the implementation of good practices throughout the whole supply chain
TR Şirketler, hükümetler ve diğer paydaşlar, tüm tedarik zinciri boyunca iyi uygulamalar ortaya konulması konusuna devamlı ilgi göstermektedir
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
and | ve |
other | diğer |
interest | ilgi |
good | iyi |
practices | uygulamalar |
supply | tedarik |
chain | zinciri |
a | tüm |
of | boyunca |
EN This allows public visibility of key aspects of relevant information and reassures your stakeholders, who are able to follow developments
TR Bu özet, ilgili bilgilerin önemli unsurlarının kamuya açık olmasını sağlar ve gelişmeleri takip edebilen paydaşlarınıza güven verir
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
public | açık |
relevant | ilgili |
information | bilgilerin |
key | önemli |
this | bu |
follow | takip |
allows | sağlar |
and | ve |
of | nın |
EN Clients, meanwhile, are using the immersive environments in presentations to senior management and community stakeholders, whose critical support and buy-in are being earned more easily and enthusiastically with the help of VR visualizations.
TR Bu arada müşteriler, kritik destek ve satın alma işlemlerini VR görselleştirmeleriyle daha kolay ve hevesle kazanmış olan üst düzey yönetime ve topluluk paydaşlarına yönelik sunumlarda gerçekçi ortamları kullanıyorlar.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
clients | müşteriler |
community | topluluk |
critical | kritik |
and | ve |
support | destek |
buy | satın |
being | bu |
easily | kolay |
are | olan |
environments | ortamlar |
EN As a member of the civil society sector we celebrate this special day of all civil society stakeholders on the occasion of February 27th in this period when we stand up to conditions of a global pandemic.
TR Sivil toplum sektörünün bir üyesi olarak biz de, küresel düzeyde mücadele edilen salgın koşullarına göğüs gerdiğimiz bu dönemde, 27 Şubat vesilesiyle tüm sivil toplum paydaşlarının bu özel gününü kutluyoruz.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
civil | sivil |
society | toplum |
we celebrate | kutluyoruz |
global | küresel |
this | bu |
pandemic | salgın |
sector | sektör |
day | gün |
conditions | koşullar |
we | biz |
member | üyesi |
all | tüm |
EN This is our information note to all national and international press, our supporters, and stakeholders concerning the refugee and migrant movement towards borders that started on February 28th, 2020.
TR 28 Şubat 2020 tarihinde başlayan sınırlara doğru mülteci ve göçmen hareketliliği üzerine, basın mensupları, destekçilerimiz, paydaşlarımız başta olmak üzere bizi takip eden herkes için bilgilendirme notumuzdur.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
information | bilgilendirme |
press | basın |
refugee | mülteci |
and | ve |
on | tarihinde |
to | için |
EN On 25 February, we, as the FNF Turkey Office, came together with our stakeholders, partners, alumni groups and wider network for our traditional new year event
TR Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri haftalardır Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın atadığı yeni rektörü protesto ediyor
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
new | yeni |
EN Financial Inclusion, Financial Education, Financial Consumer Protection Strategy and Action Plans will be updated with relevant stakeholders, and will include financial technology and digital channels.
TR Finansal Erişim, Finansal Eğitim, Finansal Tüketicinin Korunması Stratejisi ve Eylem Planları, ilgili paydaşlarla finansal teknoloji ve dijital kanallar da dâhil edilerek güncellenecektir.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
financial | finansal |
education | eğitim |
strategy | stratejisi |
action | eylem |
relevant | ilgili |
channels | kanallar |
protection | korunması |
plans | planları |
technology | teknoloji |
digital | dijital |
and | ve |
EN It specifies a unique governance structure–a system by which decisions about the future of the blockchain can be agreed on by stakeholders
TR Blockchainin geleceğini ilgilendiren kararların paydaşlar tarafından alındığı bir yönetim sistemini öne çıkarır
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
future | geleceğini |
governance | yönetim |
system | sistemini |
by | tarafından |
a | bir |
EN Its hybrid PoW/PoS consensus system provides an additional layer of network security, while stakeholders control the budget and policies to help keep the currency adaptable.
TR Decred'ın sahip olduğu hibrid PoW/PoS mutabakat sistemi ekstra bir güvenlik katmanı sunarken, hissedarların bütçe kontrolünü ve idareyi elinde tutuyor olması bu para birimini daha uyarlanabilir hale getirir.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
consensus | mutabakat |
system | sistemi |
budget | bütçe |
adaptable | uyarlanabilir |
layer | katmanı |
security | güvenlik |
and | ve |
control | kontrol |
its | bu |
to | sahip |
EN By effectively aligning incentives between miners and stakeholders, it provides checks and balances to ensure long-term stability.
TR Madencilere ve hissedarlara yönelik teşviklerin verimli şekilde ortak paydaya oturtulması uzun vadeli istikrar için gerekli güç dengesini sağlar
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
effectively | verimli |
long | uzun |
term | vadeli |
provides | sağlar |
and | ve |
EN We aim to create awareness on the issue of child labour and encourage all authorities and stakeholders to act upon it.
TR “Bu İş Çocuk Oyuncağı Değil” sloganıyla yürüttüğümüz kampanyayla çocuk işçilerle ilgili kamuoyunda farkındalık yaratmayı ve ilgili mercileri sorumluluk almaya teşvik etmeyi hedefliyoruz.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
awareness | farkındalık |
encourage | teşvik |
all | de |
and | ve |
EN We organize round table meetings that bring together all stakeholders such as public authorities, civil society actors, academics and syndicate representatives.
TR Çocuk işçiliği ile ilgili kamu, sivil toplum, akademi ve sendika temsilcileri gibi konuyla ilgili çalışma yürüten tüm paydaşları yan yana getirdiğimiz yuvarlak masa toplantıları organize ediyoruz.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
round | yuvarlak |
civil | sivil |
representatives | temsilcileri |
organize | organize |
society | toplum |
and | ve |
all | tüm |
public | kamu |
meetings | toplantıları |
bring | ile |
as | gibi |
EN To the attention of public, This is our information note to all national and international press, our supporters, and stakeholders concerning the refugee and migrant movement towards borders that started on February 28th, 2020
TR Geçim Kaynağı Yaşam Kaynağı Ülkesini terk etmek zorunda kalmış yaklaşık 80 milyon insan
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
that | yaşam |
to | etmek |
on | yaklaşık |
EN We undertake to form open and transparent communication with our suppliers as all our stakeholders
TR Tüm paydaşlarımızla olduğu gibi tedarikçilerimzle de açık ve şeffaf iletişim kurmayı taahüt ederiz
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
open | açık |
communication | iletişim |
transparent | şeffaf |
and | ve |
all | tüm |
as | gibi |
EN Full compliance with data protection legislation should be ensured at every stage of AI applications based on personal data processing and by each of the stakeholders in this field.
TR Kişisel veri işleme temelli YZ uygulamalarının her aşamasında ve bu alandaki çalışmalardaki paydaşların her biri tarafından veri koruma mevzuatına tam uyum sağlanmalıdır.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
compliance | uyum |
data | veri |
protection | koruma |
processing | işleme |
based | temelli |
and | ve |
this | bu |
full | tam |
at | nda |
by | tarafından |
applications | uygulamalar |
personal | kişisel |
EN These final rules are the product of an unprecedented level of outreach by the US FDA to industry, consumer groups, the agency?s federal, state, local and tribal regulatory counterparts, academia and other stakeholders.
TR Bu son kurallar, ABD FDA'dan endüstriye, tüketici gruplarına, acentenin federal, yerel ve eyalete ve kabile bölgelerine ait düzenleyici denklerine, akademik çevreye ve diğer paydaşlara eşi görülmemiş düzeyde desteğin ürünüdür.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
rules | kurallar |
level | düzeyde |
us | abd |
consumer | tüketici |
federal | federal |
regulatory | düzenleyici |
these | bu |
of | in |
to | e |
local | yerel |
and | ve |
other | diğer |
final | son |
groups | grupları |
EN Product development includes a lot of stakeholders who need to be able to collaborate earlier and more often
TR Ürün geliştirme, daha erken ve daha sık iş birliği yapması gereken birçok paydaşı içinde barındırır
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
development | geliştirme |
need | gereken |
often | sık |
a | bir |
and | ve |
to | içinde |
lot | çok |
EN This is our information note to all national and international press, our supporters, and stakeholders concerning the refugee and migrant movement towards borders that started on February 28th, 2020.
TR 28 Şubat 2020 tarihinde başlayan sınırlara doğru mülteci ve göçmen hareketliliği üzerine, basın mensupları, destekçilerimiz, paydaşlarımız başta olmak üzere bizi takip eden herkes için bilgilendirme notumuzdur.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
information | bilgilendirme |
press | basın |
refugee | mülteci |
and | ve |
on | tarihinde |
to | için |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
and | ve |
dear | sevgili |
business | çalışma |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
world | dünyanın |
valued | değerli |
large | geniş |
success | başarı |
that | tam |
in | da |
our | de |
with | birlikte |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
industrial | sanayi |
continue | devam |
world | dünyaya |
technology | teknolojiyi |
and | ve |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
and | ve |
relevant | ilgili |
group | grup |
all | tüm |
partners | ortakları |
the | olmak |
of | nın |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
of | ın |
nations | milletler |
global | küresel |
and | ve |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
sustainable | sürdürülebilir |
development | kalkınma |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
kibar | kibar |
economic | ekonomik |
social | sosyal |
sustainability | sürdürülebilirlik |
holding | holding |
environmental | çevresel |
year | yıl |
and | ve |
all | tüm |
reports | raporları |
performance | performans |
its | ile |
in | yılında |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
communication | iletişimi |
kibar | kibar |
productive | verimli |
employees | çalışanları |
transparent | şeffaf |
all | tüm |
group | grubu |
continuous | sürekli |
and | ve |
the | şekilde |
a | bir |
EN Moroğlu Arseven supports clients with all aspects of franchising relationships, including franchisees and franchisors, as well as other stakeholders involved with the master franchise
TR Moroğlu Arseven, franchise alan ve veren taraflar başta olmak üzere, konuyla ilgili yardıma ihtiyaç duyan tüm müvekkillere franchising ilişkilerine yönelik kapsamlı danışmanlık sunar
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
moroğlu | moroğlu |
arseven | arseven |
and | ve |
all | tüm |
the | olmak |
of | yönelik |
EN The education sector is complex, with a range of regulatory obligations, stakeholders, as well as increasing commercial and political pressures
TR Eğitim sektörü; çeşitli yasal yükümlülükleri, farklı menfaat sahipleri ve aynı zamanda ticari ve politik baskılar nedeniyle karmaşık bir sektördür
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
education | eğitim |
complex | karmaşık |
commercial | ticari |
political | politik |
and | ve |
the | aynı |
sector | sektör |
EN Centralize all project updates, data, and more to keep relevant stakeholders involved and up-to-date.
TR İlgili paydaşları dahil etmek ve güncel tutmak için tüm proje güncellemelerini, verilerini ve daha fazlasını merkezileştirin.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
project | proje |
up-to-date | güncel |
and | ve |
more | fazlasını |
data | verilerini |
all | tüm |
to keep | tutmak |
EN Easily collaborate with external and internal stakeholders while managing large projects and processes.
TR Büyük projeleri ve süreçleri yönetirken, dış ve iç paydaşlarla kolayca işbirliği yapın.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
easily | kolayca |
collaborate | işbirliği |
and | ve |
while | süre |
large | büyük |
processes | süreçleri |
external | dış |
projects | projeleri |
EN Implement new systems, coordinate requirements with stakeholders, and integrate properly with your current apps
TR Yeni sistemler uygulayın, paydaşlarla gereksinimleri koordine edin ve mevcut uygulamalarınızla doğru şekilde tümleştirin
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
systems | sistemler |
requirements | gereksinimleri |
new | yeni |
and | ve |
apps | uygulamaları |
EN Collaborate with all stakeholders
TR Tüm paydaşlarla işbirliği yapın
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
collaborate | işbirliği |
all | tüm |
EN Collaborate across teams and with external stakeholders
TR Ekipler arasında ve dış paydaşlarla işbirliği yapın
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
collaborate | işbirliği |
teams | ekipler |
external | dış |
and | ve |
with | arasında |
EN Set permissions to make sure only the right people see and edit files—whether stakeholders, freelancers, or clients
TR Paydaşlar, serbest çalışanlar veya müşteriler olsun, dosyaları yalnızca doğru kişilerin gördüğünden ve düzenlediğinden emin olmak için izinleri ayarlayın
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
clients | müşteriler |
files | dosyaları |
permissions | izinleri |
set | ayarlayın |
people | kişilerin |
and | ve |
or | veya |
only | yalnızca |
to | için |
sure | emin |
EN We hope that we will introduce our brand, new products and software, and increase our interaction with our stakeholders at ISAF 2021
TR Yurtdışından gelen ziyaretçi katılımının artışı ve katılımcı markaların tanıtımının daha çok yapılması ile yüksek verim alınabileceğini düşünüyoruz
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
and | ve |
EN The Tezos protocol offers a formal process through which stakeholders can efficiently govern the protocol and implement future innovations
TR Tezos protokolü paydaşların protokolü verimli bir şekilde idare etmesi ve gelecek yenilikleri uygulayabilmesi için resmi bir süreç sunar
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
tezos | tezos |
offers | sunar |
formal | resmi |
efficiently | verimli |
future | gelecek |
process | süreç |
and | ve |
the | şekilde |
a | bir |
through | için |
protocol | protokolü |
EN We provide platforms and partner in programs that facilitate collaboration. We help bring other stakeholders, including the public, into the world of research.
TR Ortak çalışmayı kolaylaştıran platformlar ve ortaklık programları sağlarız. Kamu da dahil olmak üzere diğer paydaşların araştırma dünyasına çekilmesine yardımcı oluruz.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
platforms | platformlar |
other | diğer |
of | ın |
research | araştırma |
we provide | sağlarız |
in | da |
help | yardımcı |
provide | sağlar |
partner | ortak |
world | dünyasına |
and | ve |
programs | programları |
public | kamu |
the | olmak |
including | dahil |
يتم عرض 50 من إجمالي 50 ترجمة