EN After all, being late is deemed to be rude! That also applies to private invitations.
EN After all, being late is deemed to be rude! That also applies to private invitations.
TR Zira dakik olmamak Almanya’da nezaket kurallarına aykırı! Bu kişisel buluşma ve davetler için de geçerli.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
being | bu |
late | geç |
applies | geçerli |
private | kişisel |
also | ve |
to | için |
EN Sticking to them is not rude, selfish, or unfriendly
TR Bu sınırlara bağlı kalmak kaba, bencil ya da dostça olmayan bir davranış değildir
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
them | bu |
not | değildir |
to | bir |
EN ReviewedWhile it is very common for research articles to be peer reviewed, this is still quite uncommon for research data
TR DenetlenmişAraştırma makalelerinin hakem denetiminden geçmesi çok yaygın olsa da, bu, araştırma verileri için hala oldukça alışılmamış bir durumdur
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
common | yaygın |
research | araştırma |
data | verileri |
this | bu |
very | oldukça |
EN During the old systematic excavations, the Italian team drew quite valuable ornaments shaped strip in the 1937
TR Güneyin sütunlu girişi Tiberius?un girişi olarak bilinir
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
the | olarak |
EN Also, it was known as pithoi and wheat and was quite small as well as large pottery jar that held the other provisions were also found
TR Burada ayrıca, pithoi olarak bilinen ve buğday ve diğer erzakların saklandığı oldukça büyük küplerin yanı sıra küçük çanak çömlek parçaları da bulundu
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
known | bilinen |
wheat | buğday |
quite | oldukça |
small | küçük |
large | büyük |
other | diğer |
were | bu |
the | burada |
and | ve |
as | olarak |
EN In the summer months, the Aphrodisias Museum and the ruins of the local and foreign visitors to the ruins is quite vital.
TR Yaz ayları Aphrodisias Müzesi ve Ören yerine gelen yerli ve yabancı ziyaretçilerle oldukça canlılık kazanır.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
summer | yaz |
aphrodisias | aphrodisias |
museum | müzesi |
local | yerli |
quite | oldukça |
foreign | yabancı |
and | ve |
the | gelen |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
ip | ip |
quite | oldukça |
common | yaygın |
access | erişimi |
websites | web |
by | göre |
inappropriate | uygunsuz |
foreign | yabancı |
companies | şirketler |
and | ve |
of | özel |
users | kullanıcılar |
EN (quite possible these days with so many strong state actor adversaries) then end-to-end encryption or other security measures are useless
TR Tarafından tehlikeye atılmışsa (bu günlerde çok sayıda güçlü devlet aktörü düşmanıyla mümkün olabilir), uçtan uca şifreleme veya diğer güvenlik önlemleri işe yaramaz
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
possible | mümkün |
state | devlet |
strong | güçlü |
measures | önlemleri |
other | diğer |
these | bu |
encryption | şifreleme |
or | veya |
security | güvenlik |
then | da |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
last | last |
document | belge |
and | ve |
the | şekilde |
this | bu |
to | çok |
it | onu |
is | olan |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
information | bilgileri |
available | erişilebilir |
user | kullanıcı |
about | hakkında |
this | bu |
and | ve |
here | buradan |
EN It is quite similar to how someone would receive interest for holding money in a bank account or giving it to the bank to invest.
TR Bu durum birinin parasını banka hesabında tuttuğu için faiz kazanmasına ya da yatırım yapması amacıyla bankaya vermesine oldukça benzerlik gösterir.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
quite | oldukça |
interest | faiz |
a | a |
in | da |
account | hesabı |
bank | banka |
invest | yatırım |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
managing | yönetmek |
transcripts | transkriptleri |
tedious | sıkıcı |
these | bu |
and | ve |
all | tüm |
quite | oldukça |
files | dosyaları |
be | olabilir |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
generic | genel |
kind | tür |
useful | yararlı |
creating | oluşturmaya |
a | bir |
need | ihtiyaç |
free | ücretsiz |
features | özellikler |
app | app |
survey | anket |
surveys | anketler |
time | zaman |
quite | oldukça |
many | çok |
has | sahiptir |
different | farklı |
EN But if your customers cannot memorize your brand, the chances that they’ll buy from you again are quite low
TR Ancak markanız müşterilerin aklında kalmıyorsa yeniden sizden alışveriş yapma ihtimalleri epey azalır
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
customers | müşterilerin |
buy | al |
again | yeniden |
your brand | markanız |
from you | sizden |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
actually | aslında |
button | butonuna |
name | ad |
sign up | kayıt |
to do | yapmanız |
website | web |
easy | kolay |
address | adresi |
you can | olabilirsiniz |
posta | |
e-posta | |
and | ve |
EN The share of the service sector in the economy is quite high
TR Hizmet sektörünün ekonomideki payı oldukça yüksektir
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
quite | oldukça |
share | payı |
service | hizmet |
sector | sektör |
EN AlphaSSL certificate guarantee fees are quite high. Guarantee fees vary according to the EV SSL certificate brand. It pays you a high warranty fee in case you experience problems due to certification.
TR AlphaSSL sertifika güvence bedelleri oldukça yüksektir. EV SSL sertifika markasına göre garanti ücretleri değişmektedir. Sertifika kaynaklı sorun yaşamanız halinde size yüksek garanti ücreti ödemektedir.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
quite | oldukça |
high | yüksek |
ssl | ssl |
a | a |
problems | sorun |
alphassl | alphassl |
in | halinde |
ev | ev |
certificate | sertifika |
guarantee | garanti |
fee | ücreti |
the | size |
EN Full-size website one page designs with a 'big header' are still quite common - it's a huge trend
TR 'Büyük başlık' içeren tek sayfalık tam boyutlu web sitesi tasarımları hala oldukça yaygındır - bu büyük bir trend
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
header | başlık |
quite | oldukça |
trend | trend |
full | tam |
its | bu |
size | boyutlu |
big | büyük |
designs | tasarımları |
with | içeren |
a | bir |
EN The best online store template with social media links, WPBakery page builder, real estate logo maker, cool hover effects, online store builder, and Fab material design looks quite universal
TR Sosyal medya bağlantıları, WPBakery sayfa oluşturucu, emlak logosu oluşturucu, havalı vurgulu efektler, çevrimiçi mağaza oluşturucu ve Fab malzeme tasarımı içeren en iyi çevrimiçi mağaza şablonu oldukça evrensel görünüyor
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
store | mağaza |
page | sayfa |
logo | logosu |
effects | efektler |
and | ve |
material | malzeme |
looks | görünüyor |
quite | oldukça |
universal | evrensel |
cool | havalı |
online | çevrimiçi |
with | içeren |
template | şablonu |
social | sosyal |
design | tasarım |
media | medya |
links | bağlantıları |
best | en |
builder | oluşturucu |
EN Do the exchanges continue even after the tours have ended? Yes, quite often
TR Bu görüş alışverişi gezilerden sonra da devam ediyor mu? Sıklıkla evet
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
continue | devam |
have | bu |
often | sıklıkla |
even | da |
yes | evet |
EN It was quite a normal Monday during the first Covid-19 lockdown in the spring of 2020
TR 2020 baharında, tüm Almanya’da ilk katı korona kısıtlamalarının uygulandığı günlerde sıradan bir pazartesiydi
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
covid-19 | korona |
first | ilk |
EN It is quite similar to how someone would receive interest for holding money in a bank account or giving it to the bank to invest.
TR Bu durum birinin parasını banka hesabında tuttuğu için faiz kazanmasına ya da yatırım yapması amacıyla bankaya vermesine oldukça benzerlik gösterir.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
quite | oldukça |
interest | faiz |
a | a |
in | da |
account | hesabı |
bank | banka |
invest | yatırım |
EN During the old systematic excavations, the Italian team drew quite valuable ornaments shaped strip in the 1937
TR Güneyin sütunlu girişi Tiberius?un girişi olarak bilinir
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
the | olarak |
EN Also, it was known as pithoi and wheat and was quite small as well as large pottery jar that held the other provisions were also found
TR Burada ayrıca, pithoi olarak bilinen ve buğday ve diğer erzakların saklandığı oldukça büyük küplerin yanı sıra küçük çanak çömlek parçaları da bulundu
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
known | bilinen |
wheat | buğday |
quite | oldukça |
small | küçük |
large | büyük |
other | diğer |
were | bu |
the | burada |
and | ve |
as | olarak |
EN In the summer months, the Aphrodisias Museum and the ruins of the local and foreign visitors to the ruins is quite vital.
TR Yaz ayları Aphrodisias Müzesi ve Ören yerine gelen yerli ve yabancı ziyaretçilerle oldukça canlılık kazanır.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
summer | yaz |
aphrodisias | aphrodisias |
museum | müzesi |
local | yerli |
quite | oldukça |
foreign | yabancı |
and | ve |
the | gelen |
EN ReviewedWhile it is very common for research articles to be peer reviewed, this is still quite uncommon for research data
TR DenetlenmişAraştırma makalelerinin hakem denetiminden geçmesi çok yaygın olsa da, bu, araştırma verileri için hala oldukça alışılmamış bir durumdur
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
common | yaygın |
research | araştırma |
data | verileri |
this | bu |
very | oldukça |
EN There are quite a few ways you can approach a multilingual WordPress site, so we’ll also share some alternative solutions.
TR Bu gönderide, tek bir kod satırı yazmak zorunda kalmadan bu sunucu düzeyinde değişikliği yapmanın bir yolu da dahil olmak üzere, bu sınırı kaldırmanın dört farklı yolunu paylaşacağız, gelin birlikte inceleyelim.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
ways | yolu |
share | paylaş |
also | da |
you | farklı |
some | de |
EN AlphaSSL certificate guarantee fees are quite high. Guarantee fees vary according to the EV SSL certificate brand. It pays you a high warranty fee in case you experience problems due to certification.
TR AlphaSSL sertifika güvence bedelleri oldukça yüksektir. EV SSL sertifika markasına göre garanti ücretleri değişmektedir. Sertifika kaynaklı sorun yaşamanız halinde size yüksek garanti ücreti ödemektedir.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
quite | oldukça |
high | yüksek |
ssl | ssl |
a | a |
problems | sorun |
alphassl | alphassl |
in | halinde |
ev | ev |
certificate | sertifika |
guarantee | garanti |
fee | ücreti |
the | size |
EN These films achieved international acclaim because they are entertaining, exciting and, quite simply, good. They take you back in time to the period of division and reunification:
TR Uluslararası başarılara imza atmış bu eğlenceli, heyecan dolu ve çok iyi filmler, sizi iki Almanya’nın birleştiği döneme götürecek:
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
films | filmler |
good | iyi |
international | uluslararası |
these | bu |
and | ve |
to | e |
EN Yes, exactly, that one again. The book on which the film was based – and yet quite different to the film. A one-way ticket from Moscow to Berlin costs 96 roubles, a trip that takes the adventurers from Russia into a foreign and almost exotic world.
TR Evet, yine aynı eser. Kitap, filmin dayandığı kitap olsa da filmden çok farklı. 96 rubleyle alınan tek yön Moskova - Berlin bileti, macera düşkünü karakterleri Rusya’dan alıp onlara çok yabancı, hatta egzotik bir dünyaya götürüyor.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
again | yine |
book | kitap |
moscow | moskova |
berlin | berlin |
ticket | bileti |
foreign | yabancı |
exotic | egzotik |
world | dünyaya |
different | farklı |
and | da |
to | hatta |
yes | evet |
the | aynı |
EN And if only one person reads this text or gets thinking when they sees a fully laden freight bike travelling through Cologne, then I will have achieved quite a lot.”
TR Ve bu yazıyı sadece bir kişi okursa, ya da yüklenmiş durumda Köln’de dolaşan bir yük bisikleti görüp bunun üzerine düşünmeye başlarsa, çok şey başardım demektir.“
EN Big cities are thriving and villages are dying out? The situation is not quite that simple. Here are some facts and trends about urban and rural living in Germany.
TR Kırsal bölgelerde köyler hayalete dönüşürken kentler her yeri kaplıyor mu? Bu o kadar da basit bir denklem değil. Almanya’da kent ve kırsal bölgelere ilişkin olgular ve eğilimler.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
rural | kırsal |
simple | basit |
in | da |
that | o |
and | ve |
urban | kent |
the | değil |
EN It can be quite challenging to adapt to the sometimes humid climate in the Rhine Area
TR Havaya alışmam kolay olmadı, kimi zaman Ren’deki nemli havaya uyum sağlamak bazen gerçek bir meydan okuma
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
sometimes | bazen |
to | sağlamak |
the | bir |
EN Besides, my trade is quite architectural in a way
TR Ayrıca benim zanaatım bir tür inşaat ustalığı işi
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
my | benim |
architectural | inşaat |
besides | ayrıca |
a | bir |
EN Do the exchanges continue even after the tours have ended? Yes, quite often
TR Bu görüş alışverişi gezilerden sonra da devam ediyor mu? Sıklıkla evet
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
continue | devam |
have | bu |
often | sıklıkla |
even | da |
yes | evet |
EN It was quite a normal Monday during the first Covid-19 lockdown in the spring of 2020
TR 2020 baharında, tüm Almanya’da ilk katı korona kısıtlamalarının uygulandığı günlerde sıradan bir pazartesiydi
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
covid-19 | korona |
first | ilk |
EN The eating idea is working out really well, but the regional produce aspect is quite a challenge
TR Birincisini süper başarıyorum ama ikincisi henüz zorlu bir görev. Bu konuda ben de asla mükemmel değilim ve yolculuğun henüz başındayım
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
working | görev |
out | bu |
but | ama |
well | süper |
a | bir |
EN Nature conservation and economic development are quite often conflicting objectives. How can you make sure that humans don't miss out?
TR Doğanın korunması ve ekonomik kalkınma sıkça birbirine aykırı düşüyor. İnsanların da haklarından yararlanmalarını nasıl garanti ediyorsunuz?
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
nature | doğanın |
economic | ekonomik |
development | kalkınma |
often | sık |
and | ve |
how | nasıl |
make | da |
EN With a quota of 89 percent, nowhere else in Germany were the participating expats quite as happy as they are here.
TR Ankete katılanlar yüzde 89 oranında mutlu olduklarını belirterek burayı diğer tüm Alman kentlerinden daha fazla öne çıkarıyorlar.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
of | ın |
percent | yüzde |
happy | mutlu |
a | tüm |
the | alman |
were | daha |
with | fazla |
EN It was quite by chance that this house in Trier’s Brückenstrasse 10 became a tourist destination
TR Trier kentinde Brückenstraße 10 adresindeki evin turistik bir mekana dönüşmesi bir tesadüf sayesinde oldu
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
a | bir |
was | oldu |
EN Monasteries are places of tranquillity and spirituality. But ancient walls often conceal some quite worldly cultural enterprises and manufactories. A selection.
TR Manastırlar sükunet ve maneviyat mekanları. Ama onların tarihi duvarlarının ardında tamamen dünyevi kültürel işletmeler ve imalathaneler gizli. Sizin için seçtiklerimiz.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
cultural | kültürel |
but | ama |
and | ve |
of | in |
are | sizin |
EN Yes, the language has numerous cases and three genders, the grammar can be quite tricky, and pronunciation can sometimes present problems
TR Evet, zamanları çoktur, üç cinsiyet vardır, gramerinde tuzaklar vardır ve telaffuzu her babayiğidin harcı değildir
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
yes | evet |
has | vardır |
and | ve |
EN Ida has a trick that might help you: “Just try using 'die'.” The chances of your being right are quite high because almost half of all German nouns are feminine.
TR İşte size Ida’nın önerdiği hile: „Gayet basit ,die‘yi deneyin.“ İsabet oranı hayli yüksek, çünkü Almancada cins isimlerin hemen hemen yarısı dişildir.
EN However, its next steps on the path to possible approval and market launch did not succeed quite as fast as they did for Biontech
TR Ne var ki aşı için olası onay ve piyasaya sürülme sürecindeki adımlar Biontech’te olduğu kadar hızlı mesafe kaydedemedi
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
steps | adımlar |
approval | onay |
possible | olası |
fast | hızlı |
its | in |
and | ve |
the | var |
EN Filming a love scene with the appropriate distancing can be quite a challenge, that’s why we’re working a lot with different camera perspectives, so as to stick to the rules while still creating the impression of normality in the film.
TR Bir sevişme sahnesini mesafeyle çekmek, son derece zor bir sınama olabiliyor; bu yüzden, kurallara uymak ve buna rağmen filmde normal durum görüntüsü vermek için birçok farklı kamera perspektifiyle çalışılıyor.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
camera | kamera |
were | bu |
so | bu yüzden |
of | in |
lot | çok |
different | farklı |
to | için |
EN German TV stations and newspapers do have quite a few prominent journalists from immigrant families
TR Alman radyo ve televizyonlarında ve gazetelerinde göçmen ailelerden gelen tanınmış gazetecilere rastlamak da mümkün
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
and | ve |
EN He went to Cologne in 2012 to study – and soon quite literally got a picture of his host country: since 2014 he has been a member of the outdoor photo community German Roamers.
TR 2012’de yükseköğrenim yapmak için Köln’e gelmiş ve deyim yerindeyse, ev sahibi ülke Almanya’nın şipşak resmini çekmiş: 2014’ten beri outdoor fotoğrafçılar topluluğu „German Roamers“ üyesi.
EN For instance: “We found the right contacts quite quickly, and they accompanied our work positively,” was the response from Willkommen in Westend (Welcome to Westend) in Berlin.
TR Örneğin Berlin’deki “Westend’e hoşgeldiniz” girişimi adına yapılan açıklamada “Bizim çalışmalarımıza olumlu katkı yapan muhataplar bulmamız zor olmadı” deniyor.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
ip | ip |
quite | oldukça |
common | yaygın |
access | erişimi |
websites | web |
by | göre |
inappropriate | uygunsuz |
foreign | yabancı |
companies | şirketler |
and | ve |
of | özel |
users | kullanıcılar |
يتم عرض 50 من إجمالي 50 ترجمة