TR DSÖ Başkanı Ghebreyesus açılışta yaptığı konuşmada bu umudu şöyle dile getirdi: “Virüsler hızlı yayılsa da veriler daha hızlı yayılıyor.”
TR DSÖ Başkanı Ghebreyesus açılışta yaptığı konuşmada bu umudu şöyle dile getirdi: “Virüsler hızlı yayılsa da veriler daha hızlı yayılıyor.”
EN At the opening of the centre, WHO Director-General Ghebreyesus expressed this hope by saying: “Viruses spread quickly, but data spread even more quickly.”
Turks | Engels |
---|---|
bu | this |
hızlı | quickly |
veriler | data |
TR DSÖ Başkanı Ghebreyesus açılışta yaptığı konuşmada bu umudu şöyle dile getirdi: “Virüsler hızlı yayılsa da veriler daha hızlı yayılıyor.”
EN At the opening of the centre, WHO Director-General Ghebreyesus expressed this hope by saying: “Viruses spread quickly, but data spread even more quickly.”
Turks | Engels |
---|---|
bu | this |
hızlı | quickly |
veriler | data |
TR Metni istenen hedef dile çevirmekle işe başlayarak videoları istenen herhangi bir dile yerelleştiririz
EN We localize videos in any language, starting by translating the script into the desired target language
TR DSÖ Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, Başbakan Angela Merkel’le birlikte gerçekleştirdikleri açılış töreninde Berlin’in dinamik ve yaratıcı bir kent olarak yeni merkez için en uygun yer olduğunu dile getirdi
EN WHO Director-General Tedros Adhanom Ghebreyesus said that Berlin, being a dynamic and creative city, was the perfect location for the new centre when he opened it together with German Chancellor Angela Merkel
Turks | Engels |
---|---|
angela | angela |
merkel | merkel |
berlin | berlin |
dinamik | dynamic |
yaratıcı | creative |
merkez | centre |
TR DSÖ Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, Başbakan Angela Merkel’le birlikte gerçekleştirdikleri açılış töreninde Berlin’in dinamik ve yaratıcı bir kent olarak yeni merkez için en uygun yer olduğunu dile getirdi
EN WHO Director-General Tedros Adhanom Ghebreyesus said that Berlin, being a dynamic and creative city, was the perfect location for the new centre when he opened it together with German Chancellor Angela Merkel
Turks | Engels |
---|---|
angela | angela |
merkel | merkel |
berlin | berlin |
dinamik | dynamic |
yaratıcı | creative |
merkez | centre |
TR Sana özel öneriler alabilmek için bize sevdiğin bir sanatçıyı söyle.
EN Tell us an artist you love to get personalised recommendations.
Turks | Engels |
---|---|
sana | you |
öneriler | recommendations |
bize | us |
TR Hala tam olarak anlamadınız mı? Şöyle açıklayalım.
EN Still not sure what the point is? Here goes.
Turks | Engels |
---|---|
hala | still |
TR Onarım işleminden sonra, eğer kaynak PDF dosya başarıyla onarılabilirse, şöyle bir mesaj kutusu göreceksiniz:
EN After the repair process, if the source PDF file can be repaired successfully, you will see a message box like this:
Turks | Engels |
---|---|
onarım | repair |
sonra | after |
eğer | if |
kaynak | source |
dosya | file |
başarıyla | successfully |
mesaj | message |
TR Şarkılarını bu siteye koyduğunu anlatan Caillat şöyle konuşuyor: “Birkaç ay içinde bir hayran kitlesi oluştu
EN Breakthrough was nominated for Best Pop Vocal Album at the 2010 Grammy Awards
TR Martin Geddes asıl sorunu şöyle açıklıyor :
EN Martin Geddes explains the basic problem:
Turks | Engels |
---|---|
martin | martin |
sorunu | problem |
TR Otomatik transkripsiyon ile üretkenliğinizi artırın. Şöyle: Otomatik transkripsiyonu başlangıç noktası olarak kullanın, yalnızca birkaç dakika sürer. Ardından, kaba transkripti endüstri lideri araçlarımızla parlatın.
EN Boost your productivity with automated transcription. Here's how: Use automated transcription as a starting point, it only takes a few minutes. Then, simply polish the rough transcript with our industry-leading tools.
Turks | Engels |
---|---|
otomatik | automated |
başlangıç | starting |
noktası | point |
kullanın | use |
dakika | minutes |
transkripti | transcript |
endüstri | industry |
lideri | leading |
TR Yapabilirsiniz Bağış yapmak kardeşliğe. Aylık giderlerimiz $80'dir. 7. geleneğimiz şöyle der: “Her grup tamamen kendi kendini desteklemeli, dışarıdan katkıları reddetmeli”.
EN You can donate to the fellowship. Our monthly expenses are $80. Our 7th tradition states: ?Every group ought to be fully self supporting, declining outside contributions?.
Turks | Engels |
---|---|
aylık | monthly |
her | every |
grup | group |
tamamen | fully |
TR Genel olarak nedenleri şöyle sıralayabiliriz.
EN In general, we can list the reasons as follows.
Turks | Engels |
---|---|
nedenleri | reasons |
TR Tanıtım stratejiniz için bir çizgi film animasyonuna niçin ihtiyacınız olduğunu merak mı ediyorsunuz? Çizgi filmlerin pazarlama araçlarına niçin güçlü bir katkı olacağını dair birkaç gerekçeyi şöyle sıralayabiliriz.
EN Wondering why you need an animated cartoon for your promotional strategy? Here are a few reasons why cartoons will be a powerful addition to your marketing toolbox.
Turks | Engels |
---|---|
pazarlama | marketing |
güçlü | powerful |
TR Bu yıl gerçekleştireceğimiz serinin atölye başlıkları şöyle:
EN The workshop titles of the series we will hold this year are as follows:
Turks | Engels |
---|---|
bu | this |
yıl | year |
TR Bizim deneyimimiz şöyle: Birlikte araştırmak ve yansıtmak tamamen bir avantaj oluşturuabilir
EN But in our experience, doing research and reflecting together can definitely be of benefit
Turks | Engels |
---|---|
bizim | our |
avantaj | benefit |
TR Bu yöntemin markanız ya da projeniz için güçlü bir tanıtım aracı olduğunu kanıtlayan birkaç avantajı şöyle sıralayabiliriz.
EN Here are a few benefits of whiteboard videos proving that this medium can be a powerful promotional tool for your brand or project.
Turks | Engels |
---|---|
markanız | your brand |
güçlü | powerful |
aracı | tool |
TR Kintronics tarafından yayınlanan yeni bir blog yazısı farklılıkları şöyle özetliyor
EN A recent blog post by Kintronics summarized the differences as follows
Turks | Engels |
---|---|
blog | blog |
TR Kendine güvenen şöyle gelsin diyor adeta.
EN The French model beat five other vehicles for the award.
TR Kendine güvenen şöyle gelsin diyor adeta.
EN The French model beat five other vehicles for the award.
TR Kendine güvenen şöyle gelsin diyor adeta.
EN The French model beat five other vehicles for the award.
TR Kendine güvenen şöyle gelsin diyor adeta.
EN The French model beat five other vehicles for the award.
TR Kendine güvenen şöyle gelsin diyor adeta.
EN The French model beat five other vehicles for the award.
TR Kendine güvenen şöyle gelsin diyor adeta.
EN The French model beat five other vehicles for the award.
TR Kendine güvenen şöyle gelsin diyor adeta.
EN The French model beat five other vehicles for the award.
TR Genel olarak nedenleri şöyle sıralayabiliriz.
EN In general, we can list the reasons as follows.
Turks | Engels |
---|---|
nedenleri | reasons |
TR Buna yönelik makul açıklamalardan biri şöyle: Eskiden öğrenciler bir elleriyle tüy kalemlerini ya da not defterlerini tuttukları için yalnızca bir elleri boş oluyordu
EN One attempt at an explanation: students often used to have had only one free hand because they had to hold a pen or their notebook in the other
Turks | Engels |
---|---|
öğrenciler | students |
TR Bizim deneyimimiz şöyle: Birlikte araştırmak ve yansıtmak tamamen bir avantaj oluşturuabilir
EN But in our experience, doing research and reflecting together can definitely be of benefit
Turks | Engels |
---|---|
bizim | our |
avantaj | benefit |
TR Von Rott’un tavsiyesi şöyle: “Bu konsepti pek çok alanda uygulamak mümkün ve öğrenciler kendi danslarını geliştirebilir.”
EN “The idea can be transferred to many other things; in fact the language students can develop their own dance," suggests von Trott.
Turks | Engels |
---|---|
mümkün | can |
öğrenciler | students |
TR Yoğunlaşarak Dinle ve Birlikte Söyle
EN Concentrated listening and singing along
Turks | Engels |
---|---|
ve | and |
birlikte | along |
TR Seçmenlerle ilgili olarak Charlotte şöyle diyor: “Her zamankinden daha fazla insanın bu konuda kafa yorduğunu ve bu bağlamda birçok stratejik düşüncenin rol oynadığını düşünüyorum.”
EN Referring to the voters in general she says: “I have the feeling that more people are giving more thought to things now than before and that numerous strategic considerations are involved.”
Turks | Engels |
---|---|
diyor | says |
stratejik | strategic |
insan | people |
TR Hala tam olarak anlamadınız mı? Şöyle açıklayalım.
EN Still not sure what the point is? Here goes.
Turks | Engels |
---|---|
hala | still |
TR Martin Geddes asıl sorunu şöyle açıklıyor :
EN Martin Geddes explains the basic problem:
Turks | Engels |
---|---|
martin | martin |
sorunu | problem |
TR Çoğu vekilin veya tarayıcının önbellekleme işlemini kapatmasını şöyle sağlayabilirsiniz:
EN Many proxies and clients can be forced to disable caching with:
TR Her bir düğümü, giriş verilerinden, ağırlıklardan, bir yanlılıktan (veya eşikten) ve bir çıkıştan oluşan kendi doğrusal regresyon modeli olarak düşünün. Formül şöyle görünecektir:
EN Think of each individual node as its own linear regression model, composed of input data, weights, a bias (or threshold), and an output. The formula would look something like this:
Turks | Engels |
---|---|
her | each |
veya | or |
modeli | model |
formül | formula |
TR Şarkılarını bu siteye koyduğunu anlatan Caillat şöyle konuşuyor: “Birkaç ay içinde bir hayran kitlesi oluştu
EN Breakthrough was nominated for Best Pop Vocal Album at the 2010 Grammy Awards
TR Otomatik transkripsiyon ile üretkenliğinizi artırın. Şöyle: Otomatik transkripsiyonu başlangıç noktası olarak kullanın, yalnızca birkaç dakika sürer. Ardından, kaba transkripti endüstri lideri araçlarımızla parlatın.
EN Boost your productivity with automated transcription. Here's how: Use automated transcription as a starting point, it only takes a few minutes. Then, simply polish the rough transcript with our industry-leading tools.
Turks | Engels |
---|---|
otomatik | automated |
başlangıç | starting |
noktası | point |
kullanın | use |
dakika | minutes |
transkripti | transcript |
endüstri | industry |
lideri | leading |
TR [Başkan şimdi şöyle bir şey söyleyebilir: Bu, toplantının resmi sonu ama telefon numaraları, sorular ve arkadaşlık için burada kalmaktan çekinmeyin!
EN [Chair may now say something like: That?s the official end of the meeting but feel free to stick around for phone numbers, questions, and fellowship!
Turks | Engels |
---|---|
şimdi | now |
resmi | official |
sonu | end |
telefon | phone |
sorular | questions |
burada | that |
TR Tanıtım stratejiniz için bir çizgi film animasyonuna niçin ihtiyacınız olduğunu merak mı ediyorsunuz? Çizgi filmlerin pazarlama araçlarına niçin güçlü bir katkı olacağını dair birkaç gerekçeyi şöyle sıralayabiliriz.
EN Wondering why you need an animated cartoon for your promotional strategy? Here are a few reasons why cartoons will be a powerful addition to your marketing toolbox.
TR Bu yöntemin markanız ya da projeniz için güçlü bir tanıtım aracı olduğunu kanıtlayan birkaç avantajı şöyle sıralayabiliriz.
EN Here are a few benefits of whiteboard videos proving that this medium can be a powerful promotional tool for your brand or project.
TR Gizlilik, gücü elinde tutanlar için kolay bir hedeftir ve şöyle derler: "Gizleyecek bir şeyin yoksa korkmana gerek yoktur." Bu bir yalandır. Doğrusu, güç sahibi olanların gizlilik hakkında en az endişelenen kişiler olduğudur.
EN Privacy is an easy target for those in power who say, “if you have nothing to hide, you have nothing to fear.” This is a lie. The truth is that the people in positions of power have the least to worry about being private.
TR Analiz Hizmetleri, kuruluşunuz tarafından dile getirilen belirli ilgi alanlarının çevresinde modellenmiş kişiselleştirilmiş analizler ve raporlar sağlar:
EN Analytical Services provide customised analyses and reports modelled around the specific areas of interest expressed by your institution including:
Turks | Engels |
---|---|
hizmetleri | services |
belirli | specific |
ilgi | interest |
çevresinde | around |
sağlar | provide |
TR Sizi sevdiklerinize sa?l?kla ula?t?rmak dile?iyle, Ramazan ve bayram boyunca %20 indirim!
EN Enjoy spending time with your family during Ramadan and Eid with 20% off!
Turks | Engels |
---|---|
ve | and |
TR Aksine bu güven ilişkisi derinleşti, insanların bu süreçte sorunlarını daha açıklıkla dile getirdiklerini fark ettik.
EN On the contrary, this relationship of trust deepened, and we noticed that now people expressed their problems more freely.
Turks | Engels |
---|---|
bu | this |
güven | trust |
ın | of |
insanları | people |
TR Ek ücret: Onlarca dile otomatik çeviri.
EN Additional charge: Automated translation into dozens of languages.
Turks | Engels |
---|---|
ek | additional |
ücret | charge |
otomatik | automated |
çeviri | translation |
TR Sonix, podcast'inizi bir dizi farklı dile çevirmeyi destekler.
EN Sonix supports translating your podcast to a number of different languages.
Turks | Engels |
---|---|
sonix | sonix |
podcast | podcast |
farklı | different |
destekler | supports |
TR ICONLOOP Kore girişim çevresinden bazı müşterilere sahiptir ve bu müşteriler belli şartlar altında ağlar arasında iletişim yapabilme isteklerini dile getirmiştir
EN ICONLOOP has a number of clients in the Korean enterprise space, and these clients expressed interest in being able to communicate between networks in certain circumstances
Turks | Engels |
---|---|
sahiptir | has |
ağlar | networks |
TR 15 yaşındaki en küçük oğlunun okulu bırakmak ve çalışmak zorunda kaldığını, Gade üzüntüyle dile getiriyor
EN Gade says with sorrow that her 15-year-old youngest son had to quit school to work
Turks | Engels |
---|---|
okulu | school |
gade | gade |
TR 15 yaşındaki en küçük oğlunun okulu bırakmak ve çalışmak zorunda kaldığını, Gade üzüntüyle dile getiriyor
EN Gade says with sorrow that her 15-year-old youngest son had to quit school to work
Turks | Engels |
---|---|
okulu | school |
gade | gade |
TR Okuyucu topluluğumuzda Almanya’da yükseköğrenimle ilgili dile getirilen önemli soruları cevaplıyoruz.
EN Berlin has become a base for developing solutions to combat pandemics. An interview with Chikwe Ihekweazu, head of the Hub.
Wys 50 van 50 vertalings