EN Since Amazon Aurora Replicas share the same data volume as the primary instance in the same AWS Region, there is virtually no replication lag
"virtually the same" in Engels kan in die volgende Turks woorde/frases vertaal word:
EN Since Amazon Aurora Replicas share the same data volume as the primary instance in the same AWS Region, there is virtually no replication lag
TR Amazon Aurora Replikaları aynı AWS Bölgesindeki birincil bulut sunucusuyla aynı veri birimini kullandığından, neredeyse hiç replikasyon gecikmesi yaşanmaz
Engels | Turks |
---|---|
amazon | amazon |
aurora | aurora |
data | veri |
primary | birincil |
aws | aws |
virtually | neredeyse |
replication | replikasyon |
no | hiç |
the | aynı |
EN Similarly, we may have done something that technically didn’t go against “the letter of the law”, but that we knew in the moment was virtually the same as an underlying problematic behavior we had committed to avoid
TR Benzer şekilde, teknik olarak “yasanın lafzına” aykırı olmayan, ancak o anda bildiğimiz, kaçınmayı taahhüt ettiğimiz temel sorunlu davranışla neredeyse aynı olduğunu bildiğimiz bir şey yapmış olabiliriz
EN You can try and set up regular outreach calls with specific members. Maybe you call the same person on the same day at the same time every week. Maybe you set up a daily call with your sponsor.
TR Belirli üyelerle düzenli sosyal yardım aramaları yapmayı deneyebilir ve ayarlayabilirsiniz. Belki her hafta aynı gün aynı saatte aynı kişiyi ararsınız. Belki de sponsorunuzla günlük bir görüşme ayarladınız.
Engels | Turks |
---|---|
regular | düzenli |
outreach | sosyal yardım |
maybe | belki |
calls | aramaları |
daily | günlük |
at | de |
and | ve |
same | bir |
the | aynı |
day | gün |
EN Sonix Medical Transcription works with virtually any device that has a microphone
TR Sonix Medikal Transkripsiyon, mikrofonu olan hemen hemen her cihazla çalışır
Engels | Turks |
---|---|
sonix | sonix |
medical | medikal |
transcription | transkripsiyon |
works | çalışır |
a | olan |
with | her |
EN Analyzing audio data is virtually impossible
TR Ses verilerini analiz etmek neredeyse imkansızdır
Engels | Turks |
---|---|
virtually | neredeyse |
audio | ses |
data | analiz |
is | etmek |
EN Accelerate innovation with fast networking and virtually unlimited infrastructure
TR Hızlı ağ iletişimi ve neredeyse sınırsız altyapı ile inovasyonu hızlandırın
Engels | Turks |
---|---|
virtually | neredeyse |
unlimited | sınırsız |
fast | hızlı |
infrastructure | altyapı |
and | ve |
with | ile |
EN Gain insights faster, and quickly move from idea to market with virtually unlimited compute capacity, a high-performance file system, and high-throughput networking.
TR Neredeyse sınırsız işlem kapasitesi, yüksek performanslı bir dosya sistemi ve yüksek aktarım hızına sahip ağ iletişimi ile daha hızlı bilgi edinin ve fikrinizi pazara daha hızlı ulaştırın.
Engels | Turks |
---|---|
insights | bilgi |
virtually | neredeyse |
unlimited | sınırsız |
capacity | kapasitesi |
file | dosya |
and | ve |
system | sistemi |
high | yüksek |
market | pazara |
to | sahip |
a | bir |
with | ile |
EN Support virtually any workload with the secure, resizable compute capacity of Amazon Elastic Cloud Compute (EC2) and the latest-generation processors.
TR Amazon Elastic Compute Cloud'un (EC2) güvenli, yeniden boyutlandırılabilir işlem kapasitesi ve en son nesil işlemciler ile neredeyse tüm iş yüklerini destekleyin.
Engels | Turks |
---|---|
support | destekleyin |
virtually | neredeyse |
capacity | kapasitesi |
amazon | amazon |
processors | işlemciler |
compute | compute |
generation | nesil |
and | ve |
secure | güvenli |
with | ile |
latest | son |
EN Fast-track drug discovery Accelerate structure-based drug design with instant access to virtually unlimited computing resources
TR İlaç keşfini hızlandırın Neredeyse sınırsız bilişim kaynağına anında erişim olanağıyla yapı tabanlı ilaç tasarımını hızlandırın
Engels | Turks |
---|---|
instant | anında |
access | erişim |
virtually | neredeyse |
unlimited | sınırsız |
based | tabanlı |
drug | ilaç |
EN Enable discovery in research computing and higher education with access to virtually unlimited scale and elasticity in the cloud.
TR Bulutta neredeyse sınırsız ölçek ve esnekliğe erişim olanağı ile araştırma bilişiminde ve yükseköğretimde keşfi mümkün kılın.
Engels | Turks |
---|---|
enable | mümkün |
research | araştırma |
higher | yüksek |
access | erişim |
virtually | neredeyse |
unlimited | sınırsız |
scale | ölçek |
and | ve |
to | e |
in the cloud | bulutta |
with | ile |
EN Add QR Codes to virtually anything
TR Neredeyse her şeye QR Kodu ekleyin
Engels | Turks |
---|---|
add | ekleyin |
qr | qr |
codes | kodu |
virtually | neredeyse |
to | her |
EN Dynamic Code, on the other hand, is very flexible and is virtually indestructible
TR Diğer taraftan Dinamik Kod, çok esnek ve neredeyse yok edilemezdir
Engels | Turks |
---|---|
dynamic | dinamik |
code | kod |
flexible | esnek |
virtually | neredeyse |
other | diğer |
and | ve |
EN Designed to capture virtually any barcode from near contact to an arm’s length away, these scanners are loaded with features that deliver truly unstoppable performance, redefining reliability and management simplicity.
TR Yakın temastan bir adım öteye kadar tüm barkodları yakalamak üzere tasarlanan bu barkod okuyucular, gerçek durdurulamaz performans sağlayan özelliklerle doludur ve güvenilirlik ile yönetim kolaylığını yeniden tanımlarlar.
Engels | Turks |
---|---|
barcode | barkod |
near | yakın |
performance | performans |
reliability | güvenilirlik |
management | yönetim |
features | özelliklerle |
these | bu |
and | ve |
that | gerçek |
designed | tasarlanan |
to | tüm |
with | ile |
EN The versatile DS4608-HC accurately and easily captures virtually every barcode type found throughout the hospital, and includes innovative features that further boost workflow efficiency and the patient experience.
TR Çok yönlü DS4608-HC barkod okuyucu, hastanelerde kullanılan neredeyse her türlü barkodu hatasız ve kolay bir şekilde yakalar ve iş verimliliği ve hasta deneyimini daha da geliştirir.
Engels | Turks |
---|---|
captures | yakalar |
virtually | neredeyse |
barcode | barkod |
efficiency | verimliliği |
patient | hasta |
experience | deneyimini |
easily | kolay |
and | ve |
further | da |
the | şekilde |
boost | daha |
every | her |
EN Operate on familiar and easy-to-use Windows 10 or Android OS's, with virtually anywhere connectivity
TR Neredeyse her yerde bağlanabilen, tanıdık ve kullanımı kolay Windows 10 veya Android işletim sistemlerini kullanın
Engels | Turks |
---|---|
familiar | tanıdık |
and | ve |
windows | windows |
android | android |
virtually | neredeyse |
easy | kolay |
or | veya |
use | kullanın |
anywhere | her |
EN The XPad also includes a built-in barcode reader for fast and accurate data capture of virtually any barcode in any condition.
TR XPad, neredeyse her koşuldaki her barkodu hızlı ve doğru okutmak için dahili bir barkod okuyucu da içerir.
Engels | Turks |
---|---|
includes | içerir |
barcode | barkod |
virtually | neredeyse |
fast | hızlı |
and | ve |
in | da |
a | bir |
reader | okuyucu |
for | için |
EN Virtually nothing stops users from entering information on the advanced multi-touch display — including gloves, rain and snow
TR Neredeyse hiçbir şey kullanıcıların bu gelişmiş, çoklu dokunmatik ekrana bilgi girmesini engelleyemez; eldiven, yağmur ve kar bile
Engels | Turks |
---|---|
virtually | neredeyse |
users | kullanıcıların |
advanced | gelişmiş |
multi | çoklu |
information | bilgi |
and | ve |
nothing | hiçbir |
EN And with flexible options that enable you to install this sensor on a wall or suspend it from the ceiling, it’s easy to deploy the Transition Point SmartLens in virtually any retail environment.
TR Ve bu sensörü bir duvara monte etmek veya tavandan asmak için esnek seçeneklerle, Geçiş Noktası SmartLens’i neredeyse tüm perakende ortamlarında kullanmak kolaydır.
Engels | Turks |
---|---|
flexible | esnek |
easy | kolaydır |
virtually | neredeyse |
retail | perakende |
sensor | sensörü |
transition | geçiş |
point | noktası |
this | bu |
and | ve |
or | veya |
a | bir |
EN Compact enough to be included at virtually any point in your process. The self-pumping portable unit features rotor/stator based technology with multiple stator configurations available.
TR Prosesinizin neredeyse her aşamasında kullanılabilecek kompakt ölçülerde. Kendi pompa ünitesine sahip portative birimde rotor/stator bazlı teknolojiden yararlanarak, isteğe bağlı olarak çok statorlu olarak da temin edilebilir.
Engels | Turks |
---|---|
compact | kompakt |
virtually | neredeyse |
in | da |
based | bazlı |
at | nda |
EN instances for virtually every business need
TR neredeyse her iş ihtiyacı için kullanıma sunulan bulut sunucusu sayısı
Engels | Turks |
---|---|
virtually | neredeyse |
need | ihtiyacı |
EN Fully managed service that extends AWS infrastructure, AWS services, APIs, and tools to virtually any datacenter, co-location space, or on-premises facility for a truly consistent hybrid experience.
TR Tam olarak yönetilen ve AWS altyapısı, AWS hizmetleri, API'ler ile araçları gerçekten tutarlı bir hibrit deneyim için neredeyse tüm veri merkezlerini, ortak konum alanlarını veya yerinde tesisleri kapsayacak şekilde genişleten bir hizmettir.
Engels | Turks |
---|---|
managed | yönetilen |
aws | aws |
virtually | neredeyse |
truly | gerçekten |
hybrid | hibrit |
experience | deneyim |
consistent | tutarlı |
co | ortak |
tools | araçları |
services | hizmetleri |
or | veya |
location | konum |
and | ve |
infrastructure | altyapı |
a | bir |
EN EC2 offers many options that enable you to build and run virtually any application
TR EC2, neredeyse her uygulamayı oluşturmanızı ve çalıştırmanızı sağlayan birçok seçenek teklif eder
Engels | Turks |
---|---|
options | seçenek |
virtually | neredeyse |
to | her |
and | ve |
many | çok |
offers | sağlayan |
any | bir |
EN Accelerate innovation with fast networking and virtually unlimited infrastructure
TR Hızlı ağ iletişimi ve neredeyse sınırsız altyapı ile inovasyonu hızlandırın
Engels | Turks |
---|---|
virtually | neredeyse |
unlimited | sınırsız |
fast | hızlı |
infrastructure | altyapı |
and | ve |
with | ile |
EN Gain insights faster, and quickly move from idea to market with virtually unlimited compute capacity, a high-performance file system, and high-throughput networking.
TR Neredeyse sınırsız işlem kapasitesi, yüksek performanslı bir dosya sistemi ve yüksek aktarım hızına sahip ağ iletişimi ile daha hızlı bilgi edinin ve fikrinizi pazara daha hızlı ulaştırın.
Engels | Turks |
---|---|
insights | bilgi |
virtually | neredeyse |
unlimited | sınırsız |
capacity | kapasitesi |
file | dosya |
and | ve |
system | sistemi |
high | yüksek |
market | pazara |
to | sahip |
a | bir |
with | ile |
EN Support virtually any workload with the secure, resizable compute capacity of Amazon Elastic Cloud Compute (EC2) and the latest-generation processors.
TR Amazon Elastic Compute Cloud'un (EC2) güvenli, yeniden boyutlandırılabilir işlem kapasitesi ve en son nesil işlemciler ile neredeyse tüm iş yüklerini destekleyin.
Engels | Turks |
---|---|
support | destekleyin |
virtually | neredeyse |
capacity | kapasitesi |
amazon | amazon |
processors | işlemciler |
compute | compute |
generation | nesil |
and | ve |
secure | güvenli |
with | ile |
latest | son |
EN Fast-track drug discovery Accelerate structure-based drug design with instant access to virtually unlimited computing resources
TR İlaç keşfini hızlandırın Neredeyse sınırsız bilişim kaynağına anında erişim olanağıyla yapı tabanlı ilaç tasarımını hızlandırın
Engels | Turks |
---|---|
instant | anında |
access | erişim |
virtually | neredeyse |
unlimited | sınırsız |
based | tabanlı |
drug | ilaç |
EN Enable discovery in research computing and higher education with access to virtually unlimited scale and elasticity in the cloud.
TR Bulutta neredeyse sınırsız ölçek ve esnekliğe erişim olanağı ile araştırma bilişiminde ve yükseköğretimde keşfi mümkün kılın.
Engels | Turks |
---|---|
enable | mümkün |
research | araştırma |
higher | yüksek |
access | erişim |
virtually | neredeyse |
unlimited | sınırsız |
scale | ölçek |
and | ve |
to | e |
in the cloud | bulutta |
with | ile |
EN The versatile DS4608-HC accurately and easily captures virtually every barcode type found throughout the hospital, and includes innovative features that further boost workflow efficiency and the patient experience.
TR Çok yönlü DS4608-HC barkod okuyucu, hastanelerde kullanılan neredeyse her türlü barkodu hatasız ve kolay bir şekilde yakalar ve iş verimliliği ve hasta deneyimini daha da geliştirir.
Engels | Turks |
---|---|
captures | yakalar |
virtually | neredeyse |
barcode | barkod |
efficiency | verimliliği |
patient | hasta |
experience | deneyimini |
easily | kolay |
and | ve |
further | da |
the | şekilde |
boost | daha |
every | her |
EN The XPad also includes a built-in barcode reader for fast and accurate data capture of virtually any barcode in any condition.
TR XPad, neredeyse her koşuldaki her barkodu hızlı ve doğru okutmak için dahili bir barkod okuyucu da içerir.
Engels | Turks |
---|---|
includes | içerir |
barcode | barkod |
virtually | neredeyse |
fast | hızlı |
and | ve |
in | da |
a | bir |
reader | okuyucu |
for | için |
EN Add QR Codes to virtually anything
TR Neredeyse her şeye QR Kodu ekleyin
Engels | Turks |
---|---|
add | ekleyin |
qr | qr |
codes | kodu |
virtually | neredeyse |
to | her |
EN Add QR Codes to virtually anything
TR Neredeyse her şeye QR Kodu ekleyin
Engels | Turks |
---|---|
add | ekleyin |
qr | qr |
codes | kodu |
virtually | neredeyse |
to | her |
EN There was virtually no common ground between the multilateral German approach and Trump’s policies
TR Almanya’nın uluslararası çok taraflılık ilkesiyle Trump’ın politikası arasında fiili olarak hiçbir ortak yan yoktu
Engels | Turks |
---|---|
common | ortak |
no | hiçbir |
between | bir |
the | arasında |
EN Two families show that it is possible – even with children – to get through life creating virtually no rubbish
TR Hemen hemen çöpsüz bir yaşam sürdürmenin çocuklarla bile başarılabileceğinin örneğini iki aile sergiliyor
Engels | Turks |
---|---|
life | yaşam |
two | iki |
even | bile |
EN Up to now there has been virtually no research into the reasons for this
TR Bunun nedenleri büyük ölçüde henüz araştırılmamış durumda. Biz, bunun nedeninin sosyal stres olduğunu düşünüyoruz
Engels | Turks |
---|---|
reasons | nedenleri |
up | büyük |
the | durumda |
this | bunun |
been | de |
for | henüz |
EN Easily storable, it can replace fossil fuels in virtually every situation: in lorries, cars and trains, and in the production of steel, cement and chemicals.
TR Kolay depolanıyor ve hemen hemen her alanda fosil yakıtların yerin alabilecek özellikte: kamyonlarda, arabalarda ya da trenlerde; çelik, çimento ya da kimyasal madde üretiminde.
Engels | Turks |
---|---|
easily | kolay |
steel | çelik |
in | da |
and | ve |
of | her |
EN Meanwhile, virtually everyone knows that the destruction of natural environments promotes the development of new pandemics
TR Bugünse doğa katliamlarının yeni pandemilerin ortaya çıkmasını kolaylaştırdığını neredeyse herkes biliyor
Engels | Turks |
---|---|
virtually | neredeyse |
natural | doğa |
new | yeni |
everyone | herkes |
of | nın |
EN Intelligently automate virtually any type of work, at scale
TR Hemen her tür işi, istediğiniz ölçekte akıllı bir şekilde otomatikleştirin
Engels | Turks |
---|---|
automate | otomatikleştirin |
type | tür |
at scale | ölçekte |
work | iş |
of | her |
EN Designed to capture virtually any barcode from near contact to an arm’s length away, these scanners are loaded with features that deliver truly unstoppable performance, redefining reliability and management simplicity.
TR Yakın temastan bir adım öteye kadar tüm barkodları yakalamak üzere tasarlanan bu barkod okuyucular, gerçek durdurulamaz performans sağlayan özelliklerle doludur ve güvenilirlik ile yönetim kolaylığını yeniden tanımlarlar.
Engels | Turks |
---|---|
barcode | barkod |
near | yakın |
performance | performans |
reliability | güvenilirlik |
management | yönetim |
features | özelliklerle |
these | bu |
and | ve |
that | gerçek |
designed | tasarlanan |
to | tüm |
with | ile |
EN Operate on familiar and easy-to-use Windows 10 or Android OS's, with virtually anywhere connectivity
TR Neredeyse her yerde bağlanabilen, tanıdık ve kullanımı kolay Windows 10 veya Android işletim sistemlerini kullanın
Engels | Turks |
---|---|
familiar | tanıdık |
and | ve |
windows | windows |
android | android |
virtually | neredeyse |
easy | kolay |
or | veya |
use | kullanın |
anywhere | her |
EN Sonix Medical Transcription works with virtually any device that has a microphone
TR Sonix Medikal Transkripsiyon, mikrofonu olan hemen hemen her cihazla çalışır
Engels | Turks |
---|---|
sonix | sonix |
medical | medikal |
transcription | transkripsiyon |
works | çalışır |
a | olan |
with | her |
EN Analyzing audio data is virtually impossible
TR Ses verilerini analiz etmek neredeyse imkansızdır
Engels | Turks |
---|---|
virtually | neredeyse |
audio | ses |
data | analiz |
is | etmek |
EN Explore, in person or virtually, every step of the innovation journey and connect with experts from all over the world.
TR Yenilik yolculuğunun her adımını şahsen veya sanal olarak keşfederek dünyanın her yerinden uzmanlarla bağlantı kurun.
Engels | Turks |
---|---|
innovation | yenilik |
experts | uzmanlarla |
world | dünyanın |
connect | bağlantı |
step | adım |
from | yerinden |
or | veya |
of | her |
EN Either in person or virtually, you can discuss your challenges with the most knowledgeable experts and specialists to discover the solutions that best meet your needs.
TR İhtiyaçlarınızı en iyi karşılayan çözümleri keşfetmek için yaşadığınız zorlukları en bilgili uzmanlarla yüz yüze veya sanal olarak tartışabilirsiniz.
Engels | Turks |
---|---|
knowledgeable | bilgili |
experts | uzmanlarla |
discover | keşfetmek |
solutions | çözümleri |
or | veya |
challenges | zorlukları |
EN Explore, in person or virtually, every step of the innovation journey.
TR Yenilik yolculuğunun her adımını ister bizzat ister sanal olarak keşfedin.
Engels | Turks |
---|---|
explore | keşfedin |
innovation | yenilik |
step | adım |
of | her |
the | olarak |
EN Encroachment of physical or personal space, especially after a verbal request to maintain space. This may include someone insisting you to show your room/house virtually.
TR Özellikle alanın korunmasına yönelik sözlü bir talepten sonra fiziksel veya kişisel alanın ihlali. Bu, birisinin odanızı/evinizi sanal olarak göstermeniz için ısrar etmesini içerebilir.
Engels | Turks |
---|---|
physical | fiziksel |
this | bu |
space | alan |
personal | kişisel |
or | veya |
a | bir |
to | etmesini |
of | yönelik |
include | için |
EN Connect virtually from anywhere with Zoom Meetings
TR Zoom Meetings ile istediğiniz yerden bağlantı kurun
Engels | Turks |
---|---|
zoom | zoom |
connect | bağlantı |
with | ile |
from | yerden |
EN Attending Zoomtopia 2023 in person or virtually? Here’s what you need to know before you go
TR Zoomtopia 2023'e katılmanız için 5 neden
Engels | Turks |
---|---|
you | in |
EN To make sure students joining virtually stay engaged along with in-class students, it's important to have a video setup that's inclusive
TR Sanal olarak katılan öğrencilerin sınıftaki öğrencilerle birlikte entegre kalmalarını sağlamak için kapsayıcı bir video kurulumuna sahip olmak önemlidir
Engels | Turks |
---|---|
video | video |
inclusive | kapsayıcı |
important | önemlidir |
its | in |
to | sağlamak |
a | bir |
with | birlikte |
EN The estimated spend on acquiring the same amount of organic search traffic for the same keywords through Google Ads.
TR Google Ads aracılığıyla, aynı anahtar kelime için aynı organik arama trafiğini elde etmek için yapılan tahmini harcama.
Engels | Turks |
---|---|
estimated | tahmini |
organic | organik |
traffic | trafiğini |
ads | ads |
keywords | anahtar |
of | in |
for | için |
through | aracılığıyla |
the | aynı |
search | arama |
EN Defending LGBTI+ Rights in Turkey: “We are in the Same Storm but not in the Same Boat”
TR "Türkiye'de AB'ye yönelik öfke artıyor"
Engels | Turks |
---|---|
in | yönelik |
Wys 50 van 50 vertalings