EN Brand equity/thought leadership:Develop an integrated Elsevier campaign that engages with key opinion leaders from a regional to global level.
Vertaal "thought of" na Turks
Wys 50 van 50 vertalings van die frase "thought of" van Engels na Turks
Vertaling van Engels na Turks van thought of
Engels
Turks
TR Marka değeri / düşünce önderliği:Bölgesel ya da global seviyede önemli kanaat önderleriyle iş birliği yapan karma bir Elsevier kampanyası geliştirin.
| Engels | Turks |
|---|---|
| thought | düşünce |
| develop | geliştirin |
| regional | bölgesel |
| global | global |
| level | seviyede |
| key | önemli |
| elsevier | elsevier |
| campaign | kampanyası |
| brand | marka |
| a | bir |
EN Networking/build brand influence: Our network of editors, authors, reviewers and readers means that we have unrivalled access to recognised thought leaders.
TR Ağ oluşturma / marka etkisi yaratma: Editörler, yazarlar, hakemler ve okuyuculardan oluşan ağımız sayesinde tanınmış düşünce önderlerine emsalsiz bir şekilde erişebilirsiniz.
| Engels | Turks |
|---|---|
| build | oluşturma |
| network | ağı |
| editors | editörler |
| authors | yazarlar |
| access | erişebilirsiniz |
| thought | düşünce |
| brand | marka |
| and | ve |
EN Instead, we thought we’d keep things simple and share the results of a few SEO industry polls and some useful features that you’ll only find in Ahrefs.
TR Bunun yerine, basitçe birkaç adet SEO sektör anketinin sonuçlarını ve yalnızca Ahrefs’te bulacağınız bazı yararlı özellikleri paylaşmaya karar verdik.
| Engels | Turks |
|---|---|
| simple | basit |
| industry | sektör |
| useful | yararlı |
| features | özellikleri |
| seo | seo |
| instead | bunun yerine |
| and | ve |
| share | paylaş |
| results | sonuçlarını |
| a | birkaç |
| some | bazı |
EN You’ve thought about it, now it’s time.
TR Yeterince düşündünüz, artık hareket geçme zamanı.
| Engels | Turks |
|---|---|
| time | zaman |
| now | artık |
EN If a host puts a lot of thought into the invitation, just imagine how the party will be! Unfortunately, physical invitations are often time-consuming and can get lost in the mail
TR Ev sahibi davetiyeyi hazırlamak için bu kadar özendiyse partiye nasıl özenmiştir kim bilir! Ancak ne yazık ki basılı davetiyeler artık hem çok zaman alan hem de ilgilisine ulaşmadan postada kaybolabilen nesneler hâline geldi
| Engels | Turks |
|---|---|
| are | ev |
| time | zaman |
| can | ne |
| how | nasıl |
| of | in |
| get | bu |
EN Our brilliant partners also allow us to achieve things never before thought possible with user-generated content.
TR Harika ortaklarımız da, kullanıcı tarafından oluşturulan içerik ile mümkün olduğu daha önce hiç düşünülmemiş şeyleri başarmamıza olanak sağlarlar./p>
| Engels | Turks |
|---|---|
| possible | mümkün |
| content | içerik |
| user | kullanıcı |
| generated | oluşturulan |
| also | da |
| things | şeyleri |
| before | önce |
| to | hiç |
EN Because we thought that there is no such thing as difficult, it would take impossible time and we gave the necessary time and made all our investments for this purpose
TR Çünkü zor diye bir şey yoktur, imkânsız zaman alır diye düşündük ve hem gereken zamanı verdik hem de tüm yatırımımızı bu amaçla gerçekleştirdik
| Engels | Turks |
|---|---|
| difficult | zor |
| time | zaman |
| purpose | amaç |
| because | Çünkü |
| this | bu |
| all | tüm |
| and | ve |
| no | yoktur |
| the | bir |
EN Have you thought about using a New Domain? Using .ROCKS or .SOCIAL makes for a unique URL that everyone will notice.
TR Bir Yeni Alan Adı kullanmayı düşündün mü? .ROCKS veya .SOCIAL kullanmak, herkesin fark edeceği benzersiz bir URL oluşturur.
| Engels | Turks |
|---|---|
| new | yeni |
| social | social |
| url | url |
| or | veya |
| domain | alan |
| unique | benzersiz |
| everyone | herkesin |
| using | kullanmayı |
EN We’re dedicated to leading research and thought leadership that helps us and others better understand how blockchain can impact the broader world
TR Çalışma hedeflerimizi blockchain teknolojisinin dünyadaki ekosistemde nasıl etki yapacağı konusunda büyük araştırmalar gerçekleşmeye adadık.
| Engels | Turks |
|---|---|
| leading | büyük |
| research | araştırmalar |
| impact | etki |
| blockchain | blockchain |
| how | nasıl |
EN Import transcripts into your Roam note-taking tool to improve networked thought. Improve your research and stay more organized.
TR Ağa bağlı düşünceyi geliştirmek için Roam'a not alma aracınıza transkriptleri içe aktarın. Araştırmanızı geliştirin ve daha düzenli kalın.
| Engels | Turks |
|---|---|
| transcripts | transkriptleri |
| tool | aracı |
| organized | düzenli |
| stay | kalın |
| improve | geliştirin |
| and | ve |
| note | not |
| to improve | geliştirmek |
| to | için |
| more | daha |
EN I spent a tremendous amount of time creating and reorganizing watch lists and picturewalls online because I thought that “one day,” I would read/watch them all and be sure of my complete knowledge
TR İzleme listelerini ve resim duvarlarını çevrimiçi olarak oluşturmak ve yeniden düzenlemek için çok fazla zaman harcadım çünkü “bir gün” hepsini okuyacağımı/izleyeceğimi ve tam bilgimden emin olacağımı düşündüm
EN However, leave it at that -- most people on the internet shudder at the thought of reading a book before repairing something (when's the last time you read the user manual that came with your TV?).
TR Ancak, burda bırakın - internetteki insanlar, bir şeyi tamire başlamadan önce bir kitapçığı bile okumaya korkarlar (televizyonunuzla birlikte gelen kullanım kılavuzunu en son ne zaman okudunuz?).
| Engels | Turks |
|---|---|
| leave | bırak |
| people | insanlar |
| book | kitap |
| time | zaman |
| user | kullanım |
| most | en |
| last | son |
| with | birlikte |
| your | şeyi |
EN Vitality for us isn't just a thought, it's a philosophy. Hear from Lilian Roten, VP Brand Management for Swissôtel, about how we integrate our Vitality philosophy into every step of your stay with us. #SwissVitality
TR Vitality bizim için sadece bir düşünce değil, bir felsefedir. Swissôtel Marka Yönetimi Başkan Yardımcısı Lilian Roten’den Vitality felsefesini bizimle konaklamanızın her adımına nasıl entegre ettiğimizi duyun. #SwissVitality
| Engels | Turks |
|---|---|
| thought | düşünce |
| management | yönetimi |
| integrate | entegre |
| swissôtel | swissôtel |
| with us | bizimle |
| step | adım |
| how | nasıl |
| brand | marka |
| for | için |
| a | bir |
| just | sadece |
EN Order a shot of productivity and flavour: Vitality coffee breaksHow to banish the mid-meeting slump is undoubtedly food for thought
TR Bir üretkenlik ve lezzet yudumu sipariş edin: Zindelik kahve molaları:Toplantı ortası yorgunluğunun atılması kuşkusuz üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur
| Engels | Turks |
|---|---|
| vitality | zindelik |
| coffee | kahve |
| productivity | üretkenlik |
| order | sipariş |
| meeting | toplantı |
| and | ve |
| a | bir |
| the | üzerinde |
EN We have been able to grow Deichmann’s online business within 2 months to a whole new level at a much lower cost than anybody would have thought, or any business analyst could have calculated
TR Deichmann’ın online pazarlama çalışmalarını 2 ay içerisinde tamamen yeni bir seviyeye çıkardık, bu sayede herkesin düşündüğünden çok daha düşük bir maliyetle dönüşüm elde ettik
| Engels | Turks |
|---|---|
| online | online |
| business | pazarlama |
| months | ay |
| level | seviyeye |
| been | bu |
| a | bir |
| lower | düşük |
| new | yeni bir |
EN Is demographic change a crisis or an opportunity?: Governments and thought leaders will come together in Sophia to discuss demographic resilience
TR Demografik değişim kriz mi, fırsat mı?: Hükümetler ve Uzmanlar demografik dayanıklılığı tartışmak için Sofya’da buluşuyor
| Engels | Turks |
|---|---|
| change | değişim |
| crisis | kriz |
| opportunity | fırsat |
| and | ve |
| to | için |
EN We want people to boldly build something never before thought possible, but do it in a way that stays true to the spirit of Zebra.
TR Daha önce mümkün olmadığı düşünülen şeyleri cesurca ve Zebra'nın gerçek ruhuna uygun biçimde inşa edecek insanları tercih ediyoruz.
| Engels | Turks |
|---|---|
| build | inşa |
| people | insanları |
| of | in |
| possible | mümkün |
EN Brand equity/thought leadership:Develop an integrated Elsevier campaign that engages with key opinion leaders from a regional to global level.
TR Marka değeri / düşünce önderliği:Bölgesel ya da global seviyede önemli kanaat önderleriyle iş birliği yapan karma bir Elsevier kampanyası geliştirin.
| Engels | Turks |
|---|---|
| thought | düşünce |
| develop | geliştirin |
| regional | bölgesel |
| global | global |
| level | seviyede |
| key | önemli |
| elsevier | elsevier |
| campaign | kampanyası |
| brand | marka |
| a | bir |
EN Networking/build brand influence: Our network of editors, authors, reviewers and readers means that we have unrivalled access to recognised thought leaders.
TR Ağ oluşturma / marka etkisi yaratma: Editörler, yazarlar, hakemler ve okuyuculardan oluşan ağımız sayesinde tanınmış düşünce önderlerine emsalsiz bir şekilde erişebilirsiniz.
| Engels | Turks |
|---|---|
| build | oluşturma |
| network | ağı |
| editors | editörler |
| authors | yazarlar |
| access | erişebilirsiniz |
| thought | düşünce |
| brand | marka |
| and | ve |
EN You’ve thought about it, now it’s time.
TR Yeterince düşündünüz, artık hareket geçme zamanı.
| Engels | Turks |
|---|---|
| time | zaman |
| now | artık |
EN Vitality for us isn't just a thought, it's a philosophy. Hear from Lilian Roten, VP Brand Management for Swissôtel, about how we integrate our Vitality philosophy into every step of your stay with us. #SwissVitality
TR Vitality bizim için sadece bir düşünce değil, bir felsefedir. Swissôtel Marka Yönetimi Başkan Yardımcısı Lilian Roten’den Vitality felsefesini bizimle konaklamanızın her adımına nasıl entegre ettiğimizi duyun. #SwissVitality
| Engels | Turks |
|---|---|
| thought | düşünce |
| management | yönetimi |
| integrate | entegre |
| swissôtel | swissôtel |
| with us | bizimle |
| step | adım |
| how | nasıl |
| brand | marka |
| for | için |
| a | bir |
| just | sadece |
EN Order a shot of productivity and flavour: Vitality coffee breaksHow to banish the mid-meeting slump is undoubtedly food for thought
TR Bir üretkenlik ve lezzet yudumu sipariş edin: Zindelik kahve molaları:Toplantı ortası yorgunluğunun atılması kuşkusuz üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur
| Engels | Turks |
|---|---|
| vitality | zindelik |
| coffee | kahve |
| productivity | üretkenlik |
| order | sipariş |
| meeting | toplantı |
| and | ve |
| a | bir |
| the | üzerinde |
EN ‘He’s crazy,’ some of the onlookers may have thought to themselves as I passed
TR “Kaçık”, diye düşünmüştür belki yayalardan bazıları
| Engels | Turks |
|---|---|
| some | bazı |
EN “For many years I never thought about what I bought and at whose cost these clothes were produced,” admits Nasemann
TR Nasemann “Ne tükettiğime ve bunların kimin sırtından üretildiğine yılllarca kafa yormadım” itirafında bulunuyor
EN At first I thought my German wasn't good enough, but it has worked out really well, partly thanks to the boss's support: I've had tutoring and the occasional day off to study for an exam
TR İlk başta Almancamın çok yetersiz olduğunu düşünsem de süper yürüdü, bunda patronumun da yardımı oldu: Ek dersler aldım ve sınava hazırlanabilmem için de arada bir işten muaf tutuldum
| Engels | Turks |
|---|---|
| support | yardım |
| it | olduğunu |
| at | de |
| off | bir |
| and | ve |
EN Who would have thought that the most bridges in Europe are in the Hanseatic City? There are 2,500; twice as many as in Venice and Amsterdam put together.
TR Bu eski ticaret kentinin Avrupa’da en çok köprüye sahip yer olduğunu kim tahmin edebilir? 2.500 adet; Venedig ve Amsterdam’dakilerin toplamının iki katı.
| Engels | Turks |
|---|---|
| most | en |
| and | ve |
| in | yer |
| are | sahip |
| have | bu |
| who | kim |
EN She thought it was high time for the first German woman to enter space
TR Aklından geçen şey şuydu: Uzaya ilk Alman kadınını göndermenin zamanı geldi
| Engels | Turks |
|---|---|
| high | en |
| time | zaman |
| woman | kadın |
| to | şey |
| first | ilk |
EN I’d never have thought that this complex system for handling major situations would also work outside the Berlin newsroom
TR Açıkçası bu denli karmaşık bir yönetim konseptinin Berlin’deki haber merkezi dışında da sorunsuz bir şekilde işleyebileceği bana imkansız olarak görünürdü
| Engels | Turks |
|---|---|
| complex | karmaşık |
| work | iş |
| also | da |
| this | bu |
| outside | dışında |
| the | şekilde |
EN Germans are really romantic? Who would have thought it? According to a YouGov study two-thirds of those interviewed believe in love at first sight
TR Almanların hakiki romantikler olduğu kimin aklın gelirdi? YouGov araştırmasına göre katılımcıların üçte ikisi ilk görüşte aşka inanıyorlar
| Engels | Turks |
|---|---|
| germans | almanlar |
| of | ın |
| who | kimin |
| thirds | üçte |
| two | ikisi |
| first | ilk |
EN This is where free climbing is thought to have originated in Germany, ever since gymnasts from Bad Schandau climbed the Falkenstein in 1864
TR Burası, 1864'te Bad Schandaulu jimnastikçilerin Falkenstein tepesine tırmanmalarından bu yana Almanya'daki freeclimbingin (serbest kaya tırmanışı) doğum yeri olarak geçiyor
| Engels | Turks |
|---|---|
| free | serbest |
| bad | bad |
| from | yana |
| this | bu |
EN Our list offers some food for thought from Germany:
TR Listemizde Almanya’dan size yeni fikirler sunabilecek seçeneklere yer veriyoruz:
| Engels | Turks |
|---|---|
| for | yer |
EN Referring to the voters in general she says: “I have the feeling that more people are giving more thought to things now than before and that numerous strategic considerations are involved.”
TR Seçmenlerle ilgili olarak Charlotte şöyle diyor: “Her zamankinden daha fazla insanın bu konuda kafa yorduğunu ve bu bağlamda birçok stratejik düşüncenin rol oynadığını düşünüyorum.”
EN Most people don't spend much time thinking in the booth itself; they've evidently thought beforehand about who they're going to vote for
TR Oy verme kabininde çoğu insan fazla düşünmez, kimi seçeceklerine muhtemelen önceden karar vermiş oluyorlar
| Engels | Turks |
|---|---|
| people | insan |
| vote | oy |
EN In addition, the group fosters a kind of “reverse mentoring”, in which young people in training suggest new lines of thought to managers.
TR Bunun yanı sıra eğitim aşamasındaki gençlerin yöneticilere esinlendirici düşünceler sağladığı bir tür “tersine mentörlük” uygulamaları da var.
EN Uniting insights from business, policy, research, and thought leadership
TR İş, politika, araştırma ve düşünce liderliğinden edinilen içgörüleri birleştiriyoruz
| Engels | Turks |
|---|---|
| policy | politika |
| research | araştırma |
| and | ve |
| thought | düşünce |
EN It will help you find the next best Google keyword options, show you which keywords are the most relevant, and even give you keyword suggestions that you may not have even thought of before.
TR Bir sonraki en iyi Google anahtar kelime seçeneklerini bulmanıza yardımcı olacak, size hangi anahtar kelimelerin en alakalı olduğunu gösterecek ve hatta daha önce aklınıza bile gelmemiş olabilecek anahtar kelime önerileri sunacaktır.
| Engels | Turks |
|---|---|
| options | seçeneklerini |
| suggestions | önerileri |
| help | yardımcı |
| next | sonraki |
| relevant | alakalı |
| and | ve |
| even | bir |
EN New Thought groups in Australia | Meetup
TR Türkiye ülkesinde Yeni Düşünce grupları | Meetup
| Engels | Turks |
|---|---|
| new | yeni |
| thought | düşünce |
| meetup | meetup |
| in | ülkesinde |
| groups | grupları |
EN Find out what's happening in New Thought Meetup groups around the world and start meeting up with the ones near you.
TR Dünya genelindeki Yeni Düşünce Meetup gruplarında olup bitenleri öğrenin ve yakınınızdakilerle buluşmaya başlayın.
| Engels | Turks |
|---|---|
| new | yeni |
| thought | düşünce |
| world | dünya |
| start | başlayın |
| near | yakın |
| in | genelindeki |
| find out | öğrenin |
| meetup | meetup |
| and | ve |
EN Our brilliant partners also allow us to achieve things never before thought possible with user-generated content.
TR Harika ortaklarımız da, kullanıcı tarafından oluşturulan içerik ile mümkün olduğu daha önce hiç düşünülmemiş şeyleri başarmamıza olanak sağlarlar./p>
| Engels | Turks |
|---|---|
| possible | mümkün |
| content | içerik |
| user | kullanıcı |
| generated | oluşturulan |
| also | da |
| things | şeyleri |
| before | önce |
| to | hiç |
EN Unfortunately, it doesn’t suffice to post your content without a second thought, since there are many things that you can add to your site’s pages to ensure that your SEO value is as high as possible
TR Ne yazık ki, SEO değerinizin olabildiğince yüksek olmasını sağlamak için sitenizin sayfalarına ekleyebileceğiniz birçok şey olduğundan, içeriğinizi ikinci bir düşünce olmadan yayınlamak yeterli değildir
| Engels | Turks |
|---|---|
| thought | düşünce |
| seo | seo |
| as possible | olabildiğince |
| your content | içeriğinizi |
| without | olmadan |
| high | yüksek |
| as | olduğundan |
| second | ikinci |
| many | çok |
| to | sağlamak |
| there | için |
| can | ne |
| ensure | sağlamak için |
| pages | sayfalar |
| value | bir |
EN Import transcripts into your Roam note-taking tool to improve networked thought. Improve your research and stay more organized.
TR Ağa bağlı düşünceyi geliştirmek için Roam'a not alma aracınıza transkriptleri içe aktarın. Araştırmanızı geliştirin ve daha düzenli kalın.
| Engels | Turks |
|---|---|
| transcripts | transkriptleri |
| tool | aracı |
| organized | düzenli |
| stay | kalın |
| improve | geliştirin |
| and | ve |
| note | not |
| to improve | geliştirmek |
| to | için |
| more | daha |
EN Some of the current opportunities are: Academy Library - New insights from the best thought leaders and sources in management thinking
TR Şu anda sunulan fırsatlardan bazıları şunlardır: Academy Kitaplığı - En iyi düşünce liderlerinden ve yönetim düşüncesi kaynaklarından yeni öngörüler
| Engels | Turks |
|---|---|
| thought | düşünce |
| management | yönetim |
| new | yeni |
| and | ve |
| sources | kaynakları |
| some | bazı |
| the | anda |
| best | en |
EN The following questions can give you some food for thought and act as a guide to judge your situation
TR Aşağıdaki sorular size biraz fikir verebilir ve durumunuzu yargılamak için bir rehber görevi görebilir
| Engels | Turks |
|---|---|
| guide | rehber |
| can | verebilir |
| questions | sorular |
| the | aşağıdaki |
| give | için |
| and | ve |
| a | bir |
EN When we notice we are thinking about something, we observe the thought itself, and then we return to the breath
TR Bir şey hakkında düşündüğümüzü fark ettiğimizde, düşüncenin kendisini gözlemleriz ve sonra nefese döneriz
| Engels | Turks |
|---|---|
| and | ve |
| something | bir şey |
| about | hakkında |
| the | sonra |
EN There is nothing you have experienced or thought that one or more of us has not already experienced
TR Sizin deneyimlediğiniz ya da bir ya da daha fazlasının yaşamadığını düşündüğünüz hiçbir şey yok
| Engels | Turks |
|---|---|
| of | bir |
EN It could be one of my bottom lines, but more often it was simply the idea to check the weather, or respond to an email, or research a certain product I thought I needed to buy
TR Sonuçlarımdan biri olabilir, ancak çoğunlukla hava durumunu kontrol etme, bir e-postaya yanıt verme veya satın almam gerektiğini düşündüğüm belirli bir ürünü araştırma fikriydi
| Engels | Turks |
|---|---|
| respond | yanıt |
| research | araştırma |
| product | ürünü |
| be | olabilir |
| check | kontrol |
| the | etme |
| weather | hava |
| or | veya |
| lines | bir |
| buy | satın |
| of | biri |
| but | ancak |
EN There were times when I thought I had to cut all ties to the modern world and move to a lonely island, to avoid being triggered all the time: the internet was everywhere.
TR Sürekli tetiklenmekten kaçınmak için modern dünyayla tüm bağlarımı koparıp ıssız bir adaya taşınmam gerektiğini düşündüğüm zamanlar oldu: İnternet her yerdeydi.
| Engels | Turks |
|---|---|
| modern | modern |
| was | oldu |
| all | tüm |
| a | bir |
| everywhere | her |
| avoid | kaçınmak |
EN We will see that our new attitude toward liquor has been given us without any thought or effort on our part
TR İçkiye karşı yeni tavrımızın, bizim tarafımızdan herhangi bir düşünce veya çaba olmadan bize verildiğini göreceğiz
| Engels | Turks |
|---|---|
| new | yeni |
| thought | düşünce |
| effort | çaba |
| without | olmadan |
| or | veya |
| us | bize |
| any | herhangi |
| our | bizim |
| on | karşı |
EN Valve Reveals Its Thought Process In Regard to Games Being Shipped With AI-Generated Content on Steam
TR Microsoft, Steam Deck için 'Windows elle tutuş modu' üzerinde çalışıyor
| Engels | Turks |
|---|---|
| its | in |
| to | için |
| on | üzerinde |
EN There were a couple of tools out there, but none of them met my standards and since I am a web designer I thought: why not do it myself and help others along the way? And..
TR İnternet üzerinde birkaç araç vardı ama hiçbiri bana gerekli olan özellikleri sağlamıyordu ve ben de web tasarımcısı olduğum için Neden kendime ve insanlara yardım etmek için bir araç yapmayayım ki? Ve..
| Engels | Turks |
|---|---|
| web | web |
| designer | tasarımcı |
| help | yardım |
| the | araç |
| a | birkaç |
| but | ama |
| and | ve |
| i | ben |
| my | bana |
| of | in |
| why | neden |
Wys 50 van 50 vertalings
Soortgelyke vertalings
thought thought leaders ever thought thought leadership really thought put thought then thought even thought thought it’s well thought out well thought thought out she thought thought about using second thought never thought possible ve thought thought that would have thought i never thought i thought i ever thought possible a thought thought the same takes careful thought perhaps you thought previously we thought erase that thought sky is thought designer i thought i first thought therapy is thought participating as thought psoriasis is thought a second thought really thought things improve networked thought give some thought networked thought thought provoking drama giving more thought i thought scary thought because company establish thought you ve thought showcases your thought climbing is thought xbiennial of thought corporate thought leadership thought leader navigating
Arabies
Chinees
Duits
Fins
Frans
Hongaars
Indonesies
Italiaans
Japannees
Koreaans
Nederlands
Noors
Pools
Portugees
Russies
Spaans
Sweeds
Tsjeggies
Turks
Vietnamees